25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6ARALIK1992PAZAR CUMHURİYET SAYFA KULTUR 11 Çocuk Kitapları sergisi • KüHûr Servisi- Yanndan itibaren haftasonuna dek kutlanacak 10. Vakıf Haftası çerçevesinde Çocuk Vakfı tarafından Yıldız Sarayı'nda dûzenlenençocuk kitaplan sergisi ızlenebilecek. Çocuk edebiyaünın seckin ömekjerinin yanında okul önoesi çocuk kitaplan, şiir, öykû ve roman türlerinde kitaplar da sergide yer alacak. Sergide, "Yeni yüda sevdiklerinize kart yenne çocuk kitabı gönderin" kampanyası duyurulacak. AKM'deRossini etkinlikleri • Kûltûr Servisi- İstanbul Devlet Opera ve Balesi, ünlü îtalyan besteci Rossini'nin 200. doğum yıldönümü nedeniyle "Rossini'yi Sever Misiniz?" başlığı altında iki bölûmlük müzikli gösteriyi Atatûrk Kûltür Merkezi'nde sunmaya başladı. Rossini'nin yaşarnından ve yapıtlanndan kesitler sunarak besteciyi tüm yönleriyle opera izleyicisine tarutmayı amaçlayan gösterinin metnini Müjgan Ozcay yazmış. Müzik yönetmenliğıni Aydın Karlıbel'in üstlendiği gösteriyi Sümeray Anman salıneye koyrnuş. Gösterinin dekorlan Emin Ücer'e, kostümleri Erinç Evrenkut'a, ışık düzeni isc Metin Koçtürk'e ait. Gösteride Nejat Boren, Gûlderen Akder, Timur Doğanay, Nursel öncül, Şamil Gökberk, Müjgan özçay, Ali thsan Onat ve Lynn T. Çağlar rol alıyor." Rossini'ni SeverMısınız?"ll,18ve25 arahkta izlenebilecek. Erbulak'a saygı toplantısı •tSTANBUL(AA)- Karikatürist ve tiyatro oyunculuğunun yanı sıra pek çok yönüyle de tarunan ve 1988yılındaölenAltan Erbulak, ailesi, dostlan ve sanatcılar tarafından dün anıldı. Saint Joseph Lisesi Tiyatro Salonu'nda gerçekleştirilen "Altan Erbulak'a Saygı Toplanüsf'na katılan pek çok karikatürist, tiyatro oyuncusu ve sanatçı, Erbulak'ın çeşitli yönlerini ve anılannı anlatülar. 'Onları İstiyoruz' • ANKARA (AA)- Nazım Hıkmet Kültür ve Sanat Vakfı, TURSER'de dûzenlenen kitap fuannda, "Naam Hıkmet, Yaşar Kemal ve Rıfat llgaz"ı ders kitaplannda istiyoruz" slogaru ile imza kampanyası başlatü. Vakıf yetkilileri, Naam Hikmet, Yaşar Kemal ve Rıfat Ilgaz'ın ders kitaplan içinde yer almadığını söyleyerek. bu dunımu protesto etmek için fuar boyunca imza kampanyası açıldığını bildirdi. Aynca vakıf, müze ve kitaplık olarak kuUanılacak binanın da satın alınması için "Bir tuğla da sen koy" isimli bağış kampanyası başlatü. Özal'dan MstiyorunT •İSTANBLX(AA)- Cumhurbaşkanı Turgut özal'ınShowTVde yayınlanan Rüstem Batum Show programında okuduğu şiirşarkıyapıldı. _ Cumhurbaşkanı Özal'ın izniyle Gülhane Etkinlikleri Organızasyon Komitesı Başkam Oktay Ülkügüner ve gösteri yönetmeni Kadir Tapucu taraından bestelenen şarkıya "tstiyorum" adı verikii. ARTIK TÜRKİYE'DE TALK SH0W VAR. ONLAR DEÛİL, SİZ KONUŞUYORSUNUZ. Bugece 22.00 ile 24.00 arastnda 102 FM'denyaym yapacakENERGYFM'de Nedim Saban ile Irkçılık konusııııda özgürce söyleşin. Bu gece önce radyonuzun, sonra telefonunuzun başına geçin. 272 03 91 no'lu telefonu arayarak sesinizi tüm îstanbul'a duyurun. D D N Y A STAMHRTINDA TÜRK RAÜYOSU 26.Uluslararası Köln Sanat Fuan'na 2 bine yakm sanatçı katıldı Sanat piyasasında canlanma• İzleyici sayısındaki ve sanat eserinin fi- yatındaki patlama bu yılki Köln Sanat Fuan'nda zirveye vanyordu. • Uluslararası sanat piyasasında roller, çağdaş tekniklerle üç boyutlu, izleyiciyi dü- şündüren eserlerin le- hine değişiyor. NECMİSÖNMEZ KÖLN - Bu yıl 26. kez ger- çekleştirilen Uluslararası Köln Sanat Fuan (An Cologne) dünyanın dört bir yarundan ge- len 269 galericinın standlannda 2 bine yakın sanatçının işlerini izJeyiciİere sunarak sanat piya- sasındakı güncel gelişmelere dikk.au çekiyor. Avrupa'nın en önemli çağdaş sanat fuarlanndan biri olan An Cologne'da bu yıl, "Gotha Heykel Projesi", 'Genç Sanat- çılan Destekleme Programı'. "Karlsruhe Sanat ve Medya Teknolojisi" gibi ek etkinlikler- le, yalnızca satışa çıkanlmış sa- nat escrleri değil. cağımızın de- ğişen koşullan karşısında sa- naün aldığı yeni formlar. 'ins- tajlation'lar da sergileni>or. Her yıl düzenli olarak meşhur birgalericiye verilen Art Colog- ne Ödülü bu kez Kınetik Sanatı Avrupa'ya tanıtan ünlü Parislı kadın galeria Denıs Rene'ye verildi. Maddi değeri 20 bin- mark olan bu ödül nedeniyle D. Rene, kendi galerisinin sanatçı- lanna ait bir seçmeyi izleyiciİere sunarak Geometrik, Soyut ve Kinetik Sanat'ın adeta küçük çaplı bir retrospektifmi gerçek- leştırdi. Uluslararası sanat piyasası- nın kalbinin attığı bu etkinlik boyunca, galericilerin 42 bın metre kare alan üzerinde sergi- ledikleri modern, klasik mo- dern. çağdaş sanata ait 6 bine Uluslararası sanat piyasasında önemli bir yer tutan bu etkinlik boyunca, 269 galerinin, 42 bin ntetrekare alan ûzerinde sergiledikleri modern, klasik, çağdaş sanata ait 6 bine yakın sanat ürünü 20. yüzyıl sanatının hemen hemen tüm isimlerini iceriyor. R. Fisher'in büyük boyutlu fotoğraflan da bu fuarda yer aldı. yakın sanat ürünü 20.yüzyıl sa- natının hemen hemen tüm isim- lerini iceriyor. Galenciler bura- ya yalnızca sanat eserlerini sat- mak ya da birlikte çalışma im- kanlannı araştırmak için gel- miyorlar. Görünürdeki amaç bir ahş-veriş gerçckleştirmek ol- sa bile Art Cologne'da gerçekte piyasanın nabzı yoklanır. Genç sanatçılann ışlerinin hangı ga- lenlerde ve kaça scrgilendiğı çok yakından izlenirken. geçen yıla göre değışen fıyatlar ve sa- natçılann üretim hızı da dıkkat- le ıncelenir. Ancak şunu hemen söylemek gerekır ki, Art Colog- ne'da yüz ile yirmi beş milyon arasında değişen fı>atlarda sa- nat eseri alıcıya çıkanlırken. sıkı sayılabilecek elemeyle fua- ra kabul edilen bu ürünlenn eğiticı ve bilgi verici özelliğe sa- hip olmalan da aranılan özel- likler arasında yer alır. Bugün Avrupada 30 kadar. Amerika'da ise 25'e yakın sanat fuan dûzenleniyor. Aralannda Çin, Endonezya. Brezilya ve Türkıye'nin bulunduğu "dün- janın öteki yanına ait" ülkeler- dc de 1980"lcrden itibaren sanat fuarlan açılarak kapitalist bir sanat pazan oluşturulmava ça- balanıyor. Acaba sanatı pazar- lama çabalan ile sanatın niteliği arasında bir bağlantı kurulabi- lir mi? Son dört yıldan beri aktif olarak izlemeye çalıştığım bu fuarlardan edindiğim izlenim- ler bu sorunun cevabınm "ha- yır" olduğunu söylüyor. Sanat eserinin kapitalist sıs- tem içinde bir "değcr" olarak işlem görmesi 18.yüzyıl son- lanndan itibaren gündeme geli- yor. Bu piyasa, kendi varhğını sürdürecek değerleri. müze. eleştirmen. yayın vb kurum- lann oluşmasını sağlamak- tadır. Bu kaçınılmaz ışbirliğinın sonucu olan "izleyici sayısında- ki". "sanat eserinin fıyatında- ki" patlama bu yılkı An Colog- ne'da bir zirveye vanyordu. Uluslararası sanat piyasasında roller. çağdaş tekniklerle (vi- deo, bilgisayar. fotoğraf vb.) üç boyutlu, izleyiciyi düşündüren eserlerin lehine değışıyor. Bu yılki fuarda ınstallatıon türün- deki işler ağırlıktaydı. 20. yüzyılm tekniği sanatın kul- İandığı malzemeler ûzerinde de büyük bir özgürleşmeyi sağ- ladı. Art Cologne'da bu özgür- leşmenin şov ve tiyatroya kaçar örneklerinin yanı sıra. Abro- moviç. Albrecht, Denmark. Kubisch. Dorboven gibi so- rumlulukla değerlendinldiğine daır ipuçlan da yer ahyordu. ParisGüz ŞenUğVnde- 'Weimarland' Kûltür Servisi- Tarihi oiayları stcağı sıcağına tiyat- roya aklarmak güçtür. An- câk, çağdaş Fransı: tiyatro- sunun önemli yazariarmdatı Brunq Bayen in, Parıs Oüz Şen- liği etkinlikleri kapsamında sahneye koyduğu "Weimar- land" adlı oyunda işlediği te- malar, tarihsel miras ve vasi- yettir; hızh değişimkr ve be- hrstliklerdır. Terkedümiş lo-- kanianın yaşlı kapıcısı "Ben seyahat etmedim. Demek ki okudum, işte Goethe m yartı- mda" der. Oyunun yazarı Bruno Bayen ise, politik ti- yatroya oİan tutkusunu üçyü önceşöyledilegetirmişti.'' Ye- niden politikadan söz eaece- ğimiz düşüncesi beni sevince boğuyor. Tiyatro, bu tartı- şma ortamı var olduğu oran- da yaşayabilir.'' Flütçü Şefıka Kutluer bu akşam Rusya Federasyonu Büyükelçiliği'nde bir resital verecek Flütüıı kadife sesiyle ıısta bir yorıımcıı NURANBAYER Dünyanın en ünlü orkestra şeflerin- den İsrail Filarmoni'nin müzık direk- törlüğünü ^apan Zubin Mehta, flütçü Kutluer'i Israil'deki etkinlikleri sırası- nda dinlediğinde ona hayran kalmanın yanı sıra, dünya müzik otoritelerine yazdığı mektuplarda "üstûn bir teknik ve eşsiz bir yonımun birleşimi" olarak betimliyordu. Washington resitalinden sonra Jero- me Barry'nin, "Mükemmel bir sanatçı olmanın yanı sıra Türkiye için harika bir sanat elçisi olduğu" şeklindeki kritı- ğini, Türk-Rus ilişkilerinde de sanat el- çisi olarak bir kez daha kanıtlayan Şefı- ka Kutluer, ünlü birçok sanatçının ka- riyerinde "mıhenk taşı" olarak değer- lendirilcn Carnegie Hall'de resital ver- meyi de gerçekleştirmiş bir sanatçımız. Onun solisüık kariyerinde birlikte çahştığı isimler arasında Prof. Wemer Trippe ve James Galway gibi ünlü usta- lann ismıne rastladığımızda. adeta "PAN"laşan yorumunda ulaştığı nokta hiç de şaşırtıcı değil. • 1979 yılında üstün başanyla bitirdiği konservatuvar cğıtimini, aynı yıl sınav- lannı kazanarak girdiği Cumhurbaş- kanlığı Senfoni Orkestrası'nın bir üyesi olarak noktalamayan Kutluer, Avus- turya ve İtalya hükümetlerinın davetlisi olarak bu ülkelerde sürdürdüğü eğitimi- ne birçok ödül ve başan kattı: 1981 'de Valetri Primavera Musıcale Yorumcu- luk Ödülü, 1985'te Viyana'da Doblin- ger Uluslararası Flüt Yanşması'nda 3.'- lük, bir yıl sonra da aynı yanşmada bi- rincilık ödüllerinin vanı sıra Beetho- ven'ın Evı'nde ödül olarak konser verdi "...müzısyenliğınden çok etkilendim. Şefıka Kutluer'in plak yapmasını, özel- likle Ekrem Zekı Ün'ün • Yunus'un Mezannda' adb eserini plağa kaydet- mesini ve bu plağı alıp tekrar tekrar din- lemek' isterim. lzleyiciler teknik mü- kemmellik karşısında çarpıldılar.. Şefı- ka Kutluer bütün flütçüler ıçın bir ör- çok yakında olur ve daha fazla New Yorklu bu etkıleyicı müzisyeni dinleme olanağı bulurlar..." New York'un ünlü konser salonu Lincoln Center Alice Tull> Hall'dekı başanlı resitalinden sonra New York Times eleştirmeni Ge- drges Edwards'ın yazdıklanndan alı- nan bu cümleler. bir gerçeği de yüzûmü- Ünlü orkestra şefı Zubin Mehta, flütçü Şefıka Kutluer'e hayran kalarak, 'üstün bir teknik ve eşşiz bir yorumun birleşimi' olarak tanım- lamıştı. nek. Ton rengi ûzerinde çok hoş bir kontrolü var.. Parmaklan çok iyi. Kısa- cası iyi flüt çalmak için gerekli olan her şey (diyaframdan ciğerlere. gırtlaktan dudaklara. parmak tekniğinden müzi- kaliteye) Şefıka Kutluer'in kontrolü altında, bizJerin harika bir müzik dınle- mesini sağlıyor. Umanm Şefika Kutlu- er'ın bundan sonraki Ne\v York resitali ze çarpıyor: Yıllarca milyarlar harcadı- ğımız. dilimizden düşürmediğimiz "Tür- kiye'yi tanıtmak, yurtdışmda iyi tanı- ıma"nın binlerce insanı davul-zurna eşhğjnde New York ya da Washington sokaklannda yürütmek yenne onlann alanında, oyunu onlann kurallanyla oynamanın daha etkili ve kalıcı oldu- ğu... Şefıka Kutluer onlann alanında onlann kurallanyla oynadı; Türklere önyargıh yaklaşıma rağmen elde ettiği başanvla bir Türk olarak kendi adını duyurmanın yanı sıra seslendirdiği eser- ler arasına katüğı Türk bestecilerini de tanıtü. Artık kimlerin "sanat elçisi" olabileceği kavramının düşünülüp ka- rar venlmesı zamanı geldi. Ünlü sa- natcüanna Carnegie Hall'de konser verdirebılmeyi sanat politikalannın bir parçası olarak gören ve ülkelerini böyle tanıtabılmek için milyarlar harcayan ül- keler bugün uluslararası platformda güçlü bir şekilde ver ahyorlar. Kutluer bu akşam da (6 aralık pazar) bir sanat elçisi olarak 500 yıl önce top tüfekle başlattığımız Türk-Rus ılişkile- rini flütünün kadife sesiyle yumuşaüp çağdaşlaştıracak.. Kutluer, flütüyle sanat yaşamımıza, özellikle de uluslararası platformdaki sanat yaşamımıza birçok kolaylık sunu- yor. ama kendi yaşanüsına aynı ko- laylığı sunamıyor. Kendisine bütün bunhrdan sonra flütün yaşamına geür- diği zorluklan sorduğumuzda ise şöyle yanıtlıyor: "'..Nefesli sazlann en narin enstrü- manı olmasına rağmen benim gibi yo- ğun tempoda olan bir sanatçı için flüt, son derece yorucu ve yıpratıcı özellikler taşıyor. Disk çalışmalan. konserler, yeni eser- ler için haarlanma çoğunlukla aynı dö- neme denk geldiğinden her gün 9-10 sa- atin ûzerinde çahşmaktayım. Tabii böy- le bir tempoda çalışmak insanm özel ya- şamını çok etkiliyor. Bir sanatçı, bütün bu zorluklara ve yorgunluklara ödüller. başanlar, olum- lu kritikler ve izleyicinirısıcak alkışlany- la göğüs gercbilmekte..."' Koçan atölyesinden ilginç çalışma " Türkiye'ninilk sanat otomobiliKültür Seniâ- 197'lerde Andy Warhol, Alexander Calder, Frank Stella ve A.R. Penck gibi ünlü pop-art sanatcılannın BMW yanş otomobillenru boyayarak başlattıklan "Sanat oto- mobilleri" geleneğı, Türkiye'de ilk kez ressam Hüsamettin Ko- çan ve atölyesi tarafından uygulanıyor. Hüsamettin Koçan'ın Güzel Sanatlar Akademisi'ndeki asistanı ^fer Mıntaş ile 15 öğrenciden kurulu bir ekip, BMNV'nın 230.000 mark değerin- deki Zl modelınin renklendinlmesinde görev aldı. Türk sa- natçılann bu ilginç çalışması, 9 arahkta Hilton Convention Center'da açılacak otomobil fuannda da devam edecek. Spor otomobillerden sonra BMNV'nin diğer modellerine de uygulanan renklendirme çalışmalannda Amerikalı, Avustur- yalı, Japon, Avustraly alı ve Alman sanatçılann yaratuğı eserle- • rin Paris'de Louvre ve Pompıdou Centre, Venedik'te Palazzo Grassi. Münih'te Haus der Kunst. Sdney'de Powerhouse ve New york'ta VVhitney gıbı ün!ü müzelerde sergilendiğj bildirili- yor. BMW yetkilılen, bu yeni sanat dabnın teknik ve sanatsal yaratıalığı birleştirerek teknoloji ile kültür arasmdaki etkileşi- mi somut biçimde ortaya koyduğunu vurguluyorlar. Sanat otomobilleri haline getırilen BMW'lerin bugüne kadar. Le Mans, Dijon, Monza ve Sdney gibi ünlü otomobil yanşlan- • na da katılarak başanlı sonuçlar elde ettiği haber veriliyor. Hüsametlin Koçan ve öğrencılennin yaratacaklan yeni BMW sanat otomobili Türkiye. ve Almanya'da sergileneceği gibi sanat otomobilleri kataloğuna da alınacak. ; Beatles hakkında belgesel kitap • ^ZaıııaıııiKİaıı olgunlaşmışmüzik 9 Kûltûr Servisi- Ünlü İngıliz topluluğu Beatles'ın müzik ya- şamlanru konu alan bir kitap yayımlandı "Harmony" yayıne-'ı vınce piyasaya sürülen kitabın yazan. müzikte yeni bir çığır' açmış topluluğun tüm çalışmalannı, kaset. plak ve konserlerini günü gününe kaydeden Mark Levvisohn. 365 sayfalık kitap. Beatles dağıldığından bu yana geçen 22 yıl( içinde topluluğun profesyonel müzik yaşamlan üzerine' yapılmış ender sistematik çalışmalardan biri. 1957-1970 yıllan" arasında topluluğun çıktığı 1400 dolayında en ufak gösteriyi,.' stüdyoya gırişlerini. televizyonda ve radyoda yaptıklan prog-', ramlan ve oynadıklan fılm ve vıdeolan kaydeden kitapta beş yüzü aşkın eşi az bulunur fotoğraf, belge ve illüstrasyon da yerj ahyor. »* Bu' yenilikçi müzik fabrikasf hakkında merak edilecek her, aynntıyı içeren kitap müzisyenlerin özel yaşamlanna değinmi- ^ yor. Yazarciddi bir çalışma olarak tasarladığı kitabına, grubun. özel yaşamlanyla ilgili aynntılan ancak müzik yaşamlan üze-. rinde bir etkileri olmuşsa dahil etmiş. Yazara göre tophıluk. elcmanlannın özel yaşamlanna daır bilgıler çalışmalannı belgeleyen bir kitaptan çok bıyografık bir yapıtın konusu ol-' malı. Topluluk dağılmadan önce en son 20 ağustos 1969'da Lond- rada Abbey Road'dakı ünlü stüdyoda bir kaset çalışmasınr dinlemek üzere biraraya gelmiş. Hayranlannın, parçalanmasından bu yana topluluk hakkı— «da bilgi edinmek isteğı giderek çoğalmış ve doymak bilmez bir hale gelmiş. Şimdi Paul McCartney'in danışmanı olan ve müzisyenin hayranlan içinçıkartüğı cilalı dergi "Club Sandwich "in editör-, lüğünü yapan Mark Lewısohn. Beatles'ın müziği üzerine ilk iz-, lenimlerini şöyle aktanyor: Hit parçalan "Please please me"yi ilk duyduğumda dört ya- şındaydım. Çok etkilenmiştim. Annem de bir Beatleshayranıydı. Bence Beatles'ın müziği o dönem için vaktinden önce olgunlaşmış bir müzikti. Salt müzikleriyle değil, giyiniş. yaşam tarzı ve şarkılannda dile getirdıkleri sevgi ağırlıklı felsefeleriyle de gençliğin büyük bir bölümünü etkileyen topluluk, aykın davranışlanyla da dik- katleri çekmişti: Grup elemanlan Buchingham sarayında İngjltere Kraliçesi'- nin elinden onur nişanı da almışlardı. 'JaponFilmleri Üzerine İzlenimler' Kûltûr Servisi-Mimar Sınan Üniversıtesi Sinema-TV Merke- zi ve Japon Konsolosluğu'nun ışbırlığiyle bir dizi etkinlik dü- zenlendi. Etkinlikler kapsamında konferans. fılm gösterisi. konser ve fılm günlen yer ahyor. Etkinliklerin ilkinde Takio Itoh ve Tryn Times, 30 kasunda İ.T.Ü. Maçka Maden Fakültesı Konser Salonu'nda Japon Halk Müziği konsen verdi. Yönetmen Halit Refığ, 7 aralık pa- zartesi günü saat 14.00'te MimarSinan'Üniversitesi Oditoryu- mu'nda "Japon Filmleri Üzerine İzlenimler" konulu bir konfe- rans verecek. Konferanstan sonra Akira Kurosawa'nın 1950 yapımı, 5. Venedik Film Festivalinde Grand Prix ödülü alan "Rashomon" adlıfilmigösterime sunulacak. Japon Toplu Film gösterileri de 8 aralık salı günü MimarSi- nan Üniversitesi Sinema TV Merkezi'nde (Kışlaönü) halka açık olarak başlayacak. 8-18 aralık tarihleri arasında gerçekleş- tirecek Japon Film Günleri'nde. 8-11 aralık arasında Akira Kurosavva'nın "Dersu Uzala", "İkiru". "Kagemusha". "Sanju- ro" adlı filmleri gösterilecek. 14-18 arahk tarihlerinde de çeşitli Japon yönetmenlerin fılmr leri 14.00 ve 16.30'da gösterime sunulacak. 1.Anvers Türk Filmleri Haftası Fihnkrbeklenen ; ilgiyi görmedi ANVERS (Cumhuriyet) - Belçika'nın Anvers kentinde bele- diye kültür ve eğlence bölümü tarafından 20-29 Kasım 1992 tarihkri arasında ilk kez dûzenlenen Türk Filmleri Haftası sona erdi. Haftanın beklenen ilgiyi görmemesinin nedenleri şöyle su-alandı: • Çok yeni yapımlann programda olmaması ve haftadaki fılmlerin çoğunun ilgili Belçikalı ve Türkler tarafından dab4 önce görülmüş ohnası. 9 fılmden sadece ikisinin Flamanca ah- yazılı olması. diğerlerirun Fransızca ya da İngjlizce altyazıyla gösterilmesi. TRT-INT ve diğer özel Türk TV'lerinin olumsuz etkisi.( Örneğin Sisfilmininprogramda olduğu günün akşamı, TRT-İNTde aynı, film gösteriliyordu). Türklerin sosyal ve kültürel etkinliklere ilgısızliği ve böyle bir haftamn ilk kez dû- zenleniyor olması aynca ırkçılığın yarattığı olumsuz etki. ' İSVİÇRE YAŞAM LİRANIZIN GÜVENCESL. M
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle