Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/6 HABERLER 12 ARALIK 1991
Olan çocuklara oluyor
Anadolu lisesi ve özel okul giriş sınavlan için herkes ayrı telden çalıyor
SINAVLARYİNEAYRI Anadolu Liseleri ile özel okullara giriş
sınavları 1992'de de ayrı ayrı yapılacak. Bu iki sınavın
birleştirilmesi halinde kayıt kabul esaslarının, ortak ya da ayrı
sınavların yarar ve sakıncalannın neler olacağı okul yöneticileri
ve eğitimciler tarafından tartışılıyor.
HANGİSİ DAHA YARARLI İki sınav birleştirilsin diyenler,
"Öğrencilerin sınav stresinkı biraz olsun azaltılacağı ve bilardo
topu gibi okuldan okula koşturmalarının önleneceği"
görüşündeler. Sınavların ayrı yapılmasını savunanlar ise "Bir
hazırlık süreci olmadan birleştirilmesi sakıncalı olur" diyorlar.
FİGEN ATALAY
llkokul 5. sınıf öğrencileri ile anne-
babalarını şimdiden Anadolu Liseleri
ile özel okullara giriş sınavlannın he-
yecanı sardı. tlkokul son suuf öğren-
cileri bu "biiyük" sınavlara hanrlanır-
ken "suavlar ortak mı olsun, ayn mı"
tartışması da yine gündemde.
Anadolu Liseleri ile özel okullara gi-
riş sınavları, son birkaç yılda olduğu
gibi 1992'de de ayn ayn yapılacak.
Anadolu Liseleri'ne giriş sınavının ta-
rihi 23 Mayıs 1992. Sınav sorulan ve de-
ğerlendirilmesi Milli Eğitim Bakanlığı
ölçme Değerlendirme ve Yerleştirme
Merkezi (ÖDYM) tarafından; sınavla
ilgiii esaslannın Özel Okullar Sınav Yü-
riitme Kurulu'nca belirlenen özel okul-
lar sınavının tarihi ise henüz belli de-
tü-
Bu iki sınavın birleştirilmesi halin-
de kayıt kabul esaslarının neler olaca-
ğı, ortak ya da ayn sınavların yarar ve
sakıncaları da okul yöneticileri ve eği-
timciler tarafından tartışılıyor. "İki sı-
nav birieştirilsin" diyenler, böylece "ög-
rencilerin sınav stresinio biraz olsun
ve 'bilardo topu' gibi okul-
k l J
g p g
dan okula koşturmalannın önJeoecegT
görüşündeler. "Anadolu Liseleri ve özd
okullar için iki ayn sınav olmalı" gö-
rüşünü savunanlar ise "özel okul» gir-
mek isteyen ögrenci bn okullann sına-
vma, Aoadohı Lisderi'ne girmek iste-
yen ise bu lisekrin anavıaa katümalı.
Belii bir hazuiık süreci oünadan sınav-
ların birleştirilmesi sakınca dogurur"
diyorlar.
Bu tartışmalar sürerken ozel okullar-
la ilgiii yönetmeliğjn "Merkezi imtihan
sistemi" başuklı 67. maddesinde, "Ha-
zıriık sınıfı öfrencikrini sınavla sece-
cek okul sayısı buJundukian yerde bir-
den fazla olduğu takdirde giris sınav-
lan ortak yapılır. Ortak yapılacak sı-
nav için o döneme mahsus olmak uze-
re *Smav Yüriitrae Kumliı' oluşturulur.
Knnıl, kunım temsUcileri arasından se-
çilccek üç ila yedi üye ile velileri tem-
sikn en az bir kişiden mevdana gelir ve
MiUİ Egitim MndürlügıiBun koordina-
törtügünde calısır. Kurulun çalışma
usul ve esaslan bakanlıgın onaymdan
sonra yünirluğe girer. Ortak yapüaeak
sınava o ilin dısındaki sınavla ögrenci
alacak diger okullar da katılabilir. Sı-
nav Yünıtme Kunılu: a) Sınavla ilgiii
esaslantespitetmek, b) Sınavın gıivenli
bir ortam içerisinde yapılmasını sagla-
mak, c) Kayıt kabnlle ilgiii esaslan ve
kullanılacak matbu evrakı tespit ede-
rek uygulatmak ile göreviidir'' denili-
yor.
özel Kültür Lisesi Müdürü Türker
Knrşun'un deyişiyle "sınavlann birleş-
tirUmesi mevznata aykın". Yönetmelik
değiştirilmeden ortak sınav yapılması-
nın söz konusu olmadığını belirten
Kurşun, bu konudaki görüşlerini şöy-
le dile getiriyor:
"Ortak sınav uygulaması bes yıl ön-
ce yaşandı. tki sınavın ayn ayn yapıl-
masmın bir yaran, gerçekten özd okul-
da ögrenim görmek isteyen çocuklann
özel okullar sınavına, Anadolu lisele-
ri'nde okunıak isteyenlerin de bn okul-
lann sınavına kablmalandır. Sınavlar
birlikte de yapüsa, ayn da yapılsa ka-
yıt kabul sistemlerinin ayn olması
önemü. tki sınavın birlcştirilmesini bu-
gün için erken olarak göriiyorum. Ha-
zırfak yapılması, kamuoyu tarafından
onaylanması gerekir. Bunun için de
belli bir süreç gerekli. Tek sınav yapıl-
ması balinde kannaşaya yol açmamak
için ayn ayn tercih formlan doldurul-
ması formiılü getirilebUir. Sınavlann
birleştirilmesi ve ortak tercih yapılma-
sı şöyle bir sakıncaya yol acabilin Ör-
negin, ogrenci 3 özel, 3 Anadolu Lise-
•Tai teRik edesüir. Saav
maddi giicii yeterli olmamasına karsın
özel bir okulu kazanabilir. 100 ogren-
ci alacak bir okulu kazanan 30 ögren-
cinin maddi giicii yeterli degilse bnrs-
lu ogrenci kontenjanı da yüzde 3 oldn-
gundan 27 öğrenci kazanmasına rag-
men okula kayıt olamayacaktır. Bu da
bem çocuk ve ailesi bem de okul açı-
sından çok olumsuz bir durum."
Bu sınavlarla ilgiii bütün sistemlerin
eleştirilecek yanları bulunduğunu, ya-
kınmalann önlemediğini kaydeden
Kurşun, "Bu kosuşturma kaçınılmaz.
Buno onlemek için kayıt kabul esasla-
nna çok katı kurallar getirmek gerek-
li. O zaman beklentilere cevap verile-
mez, ögrencinin başka bir okula kaydı
miimkun olamaz. Onun için anne-
babalann çocuklannın gelecegi için bu
süunülara katlanmalan gerekiyor" di-
yor.
özel Okullar Derneği eski genel baş-
kanı Dündar Uçar, sınavlann birleşti-
rilmesi için "artık çok geç" olduğu gö-
rüşünde. özel okullara giriş sınavının
bu okullann yöneticileri tarafından ha-
zırlanması gerektiğini belirten Uçar,
"sınavı, ezberci soru tarondan kurta-
np ögrencBerin becerflerini, kabfliyet-
lerini, zihinsel yeteneklerini ölçen bir
getimeliyiz" diye konuşuyor.
tki sınavın birleştirilmesi görüşünde
olan Galatasaray Lisesi Müdürü Prof.
Dr. YıMızhan Yayla'nın bu konudaki
görüşleri ise şöyle:
"Sınav, üniversiteye giriş sınavı gibi
duzenlenmeii, çok tercikli olmalı. Ve-
liler ve çoculdar iki sınavın stresinden
kartaimalı. Anadolu'nun herhangi bir
yerinde yaşayan çocuga da imkân saf-
lanmalı. Çocuklar kayıt sırasında 'bi-
lardo topu' gibi oradan oraya gidiyor.
Tek bir terdb Kstesi olursa bu sorun or-
tadan knllfrait Veli çocuguna giıveni-
yorsa birind terdhini Robert Lisesi ya-
zar. Çocugun puanı tntuyorsa o okuia
kaydmı yaptnv, ikİBd terdhini kazan-
dıysa oraya kaydolur, puan düsmesini
beklemek, kootenjan açıgı beklemek
söz konusn ohnaz."
Adımn açıklanmasını istemeyen baş-
ka bir Anadolu Lisesi müdürü de iki
sınavın birleştirilmesinin büyük yarar
sağlayacağı görüşünü savunuyor. Bu
yoneticinin önerileri de şunlar:
"Sınav ÖSYS gibi düzenleBebOir. tki
tercih.yapılır. Biri Anadola Lisesi, di-
geri Özel Okul olur. Sınav sonucunda
öfrenciye, "Şu okulu kazandınu, kay-
dımzı yaptmnız' diye bir yazı gelir. Ög-
renci hakkma razı olur ve kosustunna,
stres yaşanmaz."
lıııaııı Hatipliye
açık öğretiın
yolu ııasıl açıldı?
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Imam hatip lisesi me-
zunlanna Diyanet lşleri Başkan-
lığı'nın girişimi ve YÖK'ün ona-
yıyla Açıköğretim Fakültesi'nde
50 bin kontenjan sağlanmasımn
eski Maliye Bakanı Adnan Kah-
veci'nin girişimiyle gerçekleşti-
ği belirlendi. YOK'ün başlan-
gıçta karşı çıktığım, ancak ken-
disinin girişimiyle sorunun çö-
züldüğünü doğrulayan Kahved,
Cumhuriyet'e şu açıklamayı
yaptı:
"Tiirkiye'de yükseköğretim
görmeyen kamu görevlisi nere-
deyse kalmadı. Sadece camiler-
deki bocalannuz yüksekogretim
mezunu degil. Bunlar üniversi-
te meznnlanna vaaz veriyor.
Bunu yapabilmesi için cemaat-
ten daha bilgili olması lazım.
Bunun için Diyanet tşleri Baş-
kanlıgı girişimde bulunmuştu.
YÖK de karşı çıkmıştı. Biz,
YÖK'e yaptıgının yanlış oldu-
gunu anlaünca, fikir degiştirdi-
ler."
Eski Milli Eğitim Bakanı Av-
ni Akyol ise uyguiamayı yeni
öğrendiğini beürterek, "B« ko-
nuda görüş bildiıtigimizi hatır-
lamıyornm, ama bence olumlu
bir uyguJama" diye konuştu.
Milli Eğitim Bakanı Toptan
da konuyu gazetemizdeki haber
uzerine öğrendiğini belirterek,
şu aşamada bir değerlendirme
yapmak istemediğini söyledi.
Toptan, konuyu inceleyeceğini
büdirdi.
öte yandan YÖK'ün lise me-
zunu serbest muhasebeci ve mali
müşavirlere açıköğretimde kon-
tenjan sağlanmaması üzerine
Damştay'a açılan bir davada,
"tmam badpûlere kontenjan"-
ı inkâr ettiğisaptandı. YOK'un
Damştay'a gönderdiği 3 Aralık
1991 tarihli yazıda, tmam hatip
lisesi mezunlanna açıköğretim
programı açılmadığını öne sür-
düğü ve "lmam hatiplilerin açı-
köğretim fakültesinde ön lisans
egitimi görmelerine imkân veren
bir program da mevcut
degildir" görüşünü savunduğu
belirlendi.
Kendi kaderlerini çok yakmdan ilgilendiren tartısmalardan habersiz çocuklar.
zanmak. (Fotofiraf: REMZt GÖKDAĞ)
\maçları sadece aylarca bazırlaadıUan sınavı ka-
ÖĞRETMEN SORUNLARI TBMM^DE
TOB-DER açılsınANKARA (AAAJBA) —
Milli Eğitim Bakanı Köksal
Toptan, Türkiye'de 39 bin 109
öğretmen açığı, 108 bin 366
öğretmen fazlası bulunduğunu
belirterek "Bu durumu yaratan
yeterlilik sınavının kaldınlma-
sı, bostaki öğretmenlerle og-
retmen açıgının kapatılmasuu
saglayacaktır" dedi. SHP
TBMM Grup Başkanvekili
Mahmut Aknak da öğretmen-
lerin sorunlanmn çözümlene-
bilmesi için grevli toplusözleş-
meli sendikal haklardan yarar-
lanmalan ve TOB-DER'in acıl-
ması gerektiğini savundu.
öğretmen sorunlarıyla ilgi-
ii genel görüşme açılmasına
ihşkin öneri dün TBMM Ge-
nel Kurulu'nda ele alındı.
önerge üzerinde, önerge sahip-
leri adına konuşan Çorum ba-
ğımsız milletvekili Muharrem
Şemsek, öğretmenlerin çok çe-
şitli kaynaklardan yetiştiğini
belirterek bunlann tek kaynak-
tan yetişmesi için öğretmen
üniversitesi kurulmasını ve
yüksek öğretmen okullannın
yeniden açıknasmı istedi. Şem-
sek, eğitimde milliIiğe önem
verümesi gerektiğini kaydetti.
Müfredat programlannda
yapılan değişikliklerin eğitimi
curcunaya çevirdiğini kayde-
den Şemsek, üniversite sınav-
dnm yapılması, öğretmen gön-
derilen yerlerin asgari yaşam
standardma kavuşturulması
gerektiğini büdirdi.
Tokdemir, öğretim üyeleri
ile öğretmenler arasında ders
saati Ucreti bakımmdan büyük
bir uçurum bulunduğunu, bu-
nu gidermeye çalışacaklanm
söyledi. öğretmen yardımlaş-
ma kunıluşlanna destek ola-
caklarını kaydeden DYP'li
Tokdemir, öğretmenler için de
yıpranma payı uygulanması
gerektiğini belirtti.
SHP Grup Başkanvekili
Mahmut Almak da gnıbu adı-
na yaptığı konuşmada, öğret-
menlerin gelirlerinin son on
yılda yüzde 50 oranında geri-
lediğini, bunun yanı sıra bilim
özgürluğüniın ağır baskılar al-
tında olduğunu söyledi. Öğret-
menlerin sorunlanmn çözum-
lenmesi için, grevli toplusozleş-
meli sendikal haklardan yarar-
lanmalan, TÖB-DER'in açü-
ması ve haftalık ders saatleri-
nin azaltılması gerektiğini
savundu.
MiUi Eğitim Bakanı Köksal
Toptan, eğitim ve öğretmen so-
runlarıyla ilgiii genel göruşme
önergesi üzerinde hükumet
adına yaptığı konuşmada,
GSMH'nin sınırlı olmasına
rağmen bundan eğitim ve sağ-
Toptan: Boştaki öğretmenlerle öğretmen
açığını kapatacağız.
Alınak: öğretmenler, sendikal haklardan
yararlansın.
Şemsek: Öğretmen yetiştiren üniversite
açılsın. Yüksek öğretmen okullan yeniden
açılsın.
Tokdemir: Ücret uçurumu giderilsin.
lannın kaldınlmasını önerdi.
Şemsek, 12 Eylül döneminde
haksız şekilde görevden alın-
mış öğretmenlerin durumlan-
nın duzeltilmesini de isteyerek
45 günde öğretmen yetiştiril-
mesi uygulamasını eleştirdi.
Şemsek, "Bu ülkede 45 giinde
ribfl gibi öğretmen yetiştirildi.
Bırakın ögretmeni 45 giinde
bitki bile yetişmez" dedi. Şem-
şek, milli eğitimin ancak mil-
liyetçi öğretmenlerle mümkün
olabilecegi görüşünü savundu.
ANAP grubunun gönlşleri-
ni açıklayan Osman Ceylan,
Türkiye'nin geleceğinin öğret-
men ve onun yetiştireceği nes-
le baglı olduğunu söyledi. öğ-
retmen yeterlilik sınavının ip-
tal edildiğini hatırlatan Cey-
lan, bu uygulamarun yerine
öğretmen ahnırken hangi kri-
terin uygulanacagım sordu.
DYP Hatay Milletvekili Nu-
rettin Tokdemir de hür zihin-
li, hür vicdanlı bir nesil istedik-
lerini ifade ederek ruh sağlığı
yerinde, geleneğimize uygun
bir nesil yetiştirmeniz gerekti-
ğini anlattı. öğretmenlerin
maddi yönden iyi duruma ge-
tirilmesi gerektiğini anlatan
Tokdemir, lojmandan yararla-
namayan öğretmene kira yar-
lığa en büyük payın ayrılması
gerektiğini kaydetti.
Milli Eğitim Bakanı Toptan,
öğretim elemanlarının ayda 3
milyon 666 bin lira ile bir mil-
yon 955 bin lira arasında de-
(ğişen ek ders ücreti aldıklan-
nı da hatırlatarak haftada 15
saat ek ders veren bir lise öğ-
retmeninin ayda sadece 180 bin
lira ek ders ücreti aldığını söy-
ledi. Toptan, ek ders ücretleri-
ni artıracaklannı da açıklaya-
rak "Ek ders ücretini bir kat-
sayıya bağlamaya çauşıyonu"
diye konuştu.
Köksal Toptan halen Türki-
ye genelinde 39 bin 109 öğret-
men açığı bulunduğunu, buna
karşıhk da 108 bin 366 öğret-
men fazlahğı bulunduğunu be-
lirtti. Geçmiş hukümetlerin,
bir taraftan öğretmen okulla-
nndan yetişen insanlann önü-
ne "yeterlilik sınavı"nı çıkar-
dığım, bir yandan da yeterlilik
sınavı nedeniyle meydana ge-
Ien açığı lise mezunu vekil öğ-
retmenlerle kapatmaya çalışö-
ğını anlatan Toptan, bu çar-
pıkhğa son vermek amacıyla
yeterlilik sınavını kaldırdıkla-
nnı hatırlattı.
N A S I L B i R U N İ V E R S İ T E S T İ Y O R U Z
Sınıflardan yurtlara, çağdaş kişilik
Sınıflar 50 kişilik olmalı Amaç, bilgi mi?
MÜSLÜM BEYAZTAŞ (Ankara Ünv. Hukuk Fak 4. smıf)
"Nasıl Bir Üniversite İstiyoruz?" Insan belki
ne istediğini bulmada zorlanabilir, ama neyi is-
temediğini bilirse ne istediğini daha kolay gö-
rür. Bunun için yaşadıklarımızdan yola çıkma-
mız en doğrusudur. Yaşadığımız ve yaptığımız
şeylerden memnun muyuz? Eğer memnun isek
o zaman sorun yok. Ama eğer yaşadığımız çev-
re veya girdiğimiz faaliyet ortamı bizi doyurmu-
yorsa o zaman ciddi istekJerimiz (ya da özlem-
lerimiz) olmalıdır...
Sorunlara, her üniversite ve bölümun öğretim ve araştırma kad-
rosu öğrenciler ve diğer çahşanlan arasında tartışılıp yerel du-
zeyde çözümler bulunmalıdır. Üretilen çözümler öncelikle yine
bu yerel kadrolarca gerçekleştirilmeye çalışılmalıdır ki, herhal-
de en iyi uygulayıcı kendi kuralını koyandır. Devlet, üniversite-
lere özellikle mali yönden destek olmalı, ama idari ve akademik
özerkliğini zedelememehdir. Bu yönde yasal ve idari düzenlemeler
de yapılmalıdır.
Okulumuzun en önemli sorunu gerek öğrenci-öğretim görev-
lisi gerekse de öğrenci-öğrenci diyaloğunun yetersiz ve sağlıksız
oluşudur. Bunun kaynağı üç yüz-beş yüz kişilik saionlarda ders
yapılmasıdır. Kürsüde bir hoca, önünde mikrofon, karşısında sus-
kun, çıt çıkarmayan bir öğrenci ordusu, işte eğitim onamımız!
Zaten pek canlı olmayan bir lise öğretimi boyunca susarak,
sustunılarak geldik. Konuşma geleneğimiz, araştmna becerimiz
ve kendimize gu\enimiz yok. Bu durumda böyle bir sınıf, mah-
keme salonunda utanmayacak bir hukukçu yetiştirebilir mi? Bir
kere böyle kalabalık sınıflarda kimin öğrenci olduğu bile belli
degildir. Pekâlâ, sokaktan geçen her vatandaş ısınmak amaay-
la derse girebilir. Öğrenci, konferans salonunda bir dinleyici gi-
bidir. Kendi alanına ve gelecekte yürüteceği mesleki faaliyetine
böylece yabancılaşmaktadır.
YÖK, hemen kaldmlmalı
M A H M U T KAÇAN (Ege Ûni. Ziraat Fak. Tanm Bölümü 2. sıntf)
Üniversiteler, bilimin üretildiği merkezlerdir.
Özgur ve eleştirel ortamlann bulunmadığı yer-
de bilimsel gelişmelerden söz edilemez. Bugün,
Türkiye'deki üniversiteler bilim üretememekte-
dir. Bunun en buyük nedeni, YÖK'tür. Bilim,
asla kişilerin ve kurumların tekelinde olmama-
hdır. BUim kişi ve kurumlann hizmetinde olduğu
zaman, resmi ideoloji ve yapay bilim üretilir.
Bugün Türkiye'de bilim, YOK'ün karar ve dü-
şünceleri doğrultusunda yapılmaktadır. YÖK'ün oluşturduğu sis-
tem dışında, bilim üreten bilim adamları üniversitelerden atıl-
makta, hatta tutuklanmaktadırlar. YÖK özerk, demokratik çağ-
daş universitelenn oluşmasında en büyük engeldir.
Gerçek bilimin üretilmesi için YOK hemen kaldırılmalı ve üni-
versiteler özerk, demokratik, çağdaş bir yapıya kavuşturulmalıdır.
ÜLKÜ KAPLAN (Gazi Ünv. Mesleki Bğt. Fak.)
Ben Gazi Ünv. Mesleki Eğt. Fak. Çocuk Ge-
lişimi ve Eğitimi yeni mezunuyum. Evet, "Na-
sıl Bir Üniversite?.:'
Üniversite her şeyden önce insan olduğunu-
zu duyumsatmaJı size. Öğrenmeye, üretmeye
"Fikri hür, irfam hür, vicdanı hür" nesiller ye-
tiştirmeye olanak sağlamahdır. Ama daha işlev-
sel yönden isteklere gelince; öncelikle, bilgi eği-
timde amaç değil araç haline getirilmelidir. Be-
nim eğitimde gördüğum en önemli aksaklık bilişsel alanın ilk
basamağı olan bilginin amaç olarak işleniyor olmasıdır. (Bilgi
-kavrama- uygulama - analiz - sentez- değerlendirme) Üniversi-
te aşamasında bilgi ekseninde dönüp duruyor; onu kullanma yo-
luna gidemiyorsak bizde bir şeyler var, daha doğrusu çok şey
yok demektir.
Çağrınıza gelen yanıtlar arasında, aile yanmda kalan öğren-
cilerin şansına ilişkin satırlar okııdum. Bu noktada bir kız öğ-
renci olarak (aile yanında okuyan) yaşadığım klasik ev kızı rolü
- üniversite öğrencisi rolü çatışmasına dikkat çekmek isterim...
Daha toplumcu öğrenciler
ÖMER İNAN (Marmara Ünv. Ata. Eğt. Fak.)
Üniversiteler, öğrencilerin mücadeleci kişilik-
lerinin ortaya çıkanlması yönünde bir eğitim ver-
melidir ve onları toplumsal, siyasal ortamlara
hazırlayacak, her türlü baskılardan, karşı dev-
rimcilerden koruyacak bir niteliğe bürundürme-
lidir. Öğrencileri pasifize, depolitize eden siyasi
ve askeri yasaklar kalkmalı ve bu yonde yasa-
lar oluşturularak üniversitelerin özgür gelişimi
garanti altına aünmalıdır. "Nasıl para kazanıhr",
"Kazanmak için hangi sınıfı ezmek gerekir" vb. cevap arayan
öğrenciler değil, bunun yerine daha banşçı, daha insancıl, top-
lumcu olma ve düşunme yönünde eğitim verilmeli. Öğrencilerin
dinamikliğini yok eden, Dünya Üniversiteler Birliği Kanunları-
na uymakta zorlanan YÖK kaldırılmalı, universiteler özgur ol-
malıdır.
Yeter ki gençlik istesin...
CENGtZ KANDtL (Uludağ Üni. Ikt. ve Id. Bilimler Fak. Ekonometri
Bölumu mezunu)
Nasıl bir üniversite sorusunun yanı sıra nasıl
bir üniversite öğrencisi sorusunun da ilk önce
öğrenciler tarafından, sonra ise konunun diğer
muhatapları tarafından yanıtlanması gerekmek-
tedir. Bu iki soru tartışıldığı ve yanıtlandığı za-
man, istenen üniversite yolunda gerçek bir adım
atılmış olacaktır.
Her zaman yapılacak bir şeyler vardır. Yeter
ki gençlik istesin.
Yurtta mıkalıyorsunuz!.. Bilimsel olabilmek
ÖZLEN İJSTAV (Hacettepe Ünv. Ttp Fak. 2 Dönem)
Vah vah, yurtta mı kahyorsunuz? Okulda ge-
çirdiğiniz yonıcu, sıkıcı ve monoton günün ar-
dından odanızda biraz yalnız kalıp müzik din-
lemek, elimze kitabınızı alıp okumak, biraz gün-
lük yazıp rahatlamak, yakın bir arkadaşa uzun
uzun mektup yazmak ya da sizi anlayan bir dost-
la tüm gece muhabbet etmek istersiniz, istersi-
niz de siz yine istemekle kalu^ınız. Çünkü yurtta
bunları gerçekleştirebilmek çok zordur.
Yurtta odanızda yalnız kalmak (hele de istediğiniz zaman) im-
kânsız gibidir.
Müzik dinlemek isteseniz çoğunluktaki arkadaşlarınızın iste-
ğine boyun eğer ve arabesk müziğe mahkûm olursunuz. Günlü-
ğünüzü ise yazacak gücünuz-kuvvetiniz ve de psikolojiniz kal-
madığından ayda 1-2 kere elinize alır hale gelmişsinizdir. Sigara
dumanının ve gürültünün olmadığı bir yer bulursanız belki ki-
tabınızı ahp şöyle zevkle (!) okursunuz.
Televizyon mu? O da ne demelç! Ne zaman icad edildi acaba?
Zordur, çok zordur yurtta yaşamak. Haftada 2 gece verilen sı-
cak su günlerinde 2-3 saat banyo sırası beklemek, her gün saplı
yemeklere talim olmak, her gece erken vakitte yurda dönmek,
hediye kutusu kadar dolaplara tüm eşyanızı yerleştirmek zorunda
olmak, bir tabak sıcak çorbaya, bir parça taze ekmeğe hasret
kalmak nedir bilirim. Bazen icinizden avazmızın çıktığı kadar
bağınp isyan etmek gelir, ama yapamazsınız. Çünkü burada hak-
kınızı aramaya bile hakkınız yoktur. Tuvaletler pis olsa söyleye-
mezsiniz, okul kantini piyasadan yüksek fiyat uyguluyorsa İca-
nşamazsımz, eğitim sisteminiz yanlıssa şikâyet edemezsiniz.
Sopa değil bilim
İLKER TORTOP (Uludağ Ünv. Kamu Yönetoni, 4. sınıf öğmncisi)
Gençliğe sopa değil bilim... Üniversite siste-
mimizdeki çarklann işleyiş bozukluğu yurt, sos-
yal etkinlik ve okul uçgeninde başlıyor. Havlu
asacak çivi özgürlüğü olmayan genç insanlar,
şehrin yanm saat dışında sekiz kişiyle kutu gibi
odada yaşamaya mahkûmlar. Ulaşım sorunu bir
gun çözumlenmez, rektör odasının camından
yağmurda otostop yapan öğrencileri sıkılmadan
seyreder.
Türkiye'deki yüksek eğitimin en hazin manzarası da şudur ki
okul, dershane, tasra batağından sıynlabilen genç insanlar bin-
bir hayalle geldikleri yerde hüsrana uğruyorlar. Özgür düşünce,
çoksesühk, bilimsellik işlevleri hep lafta kalıyor. Souuçta bir öm-
rün büyük bölümünü eğitilmeye, öğrenmeye adamış, ancak du-
şünemeyen, eleştiremeyen, hayatında okul görmemiş eli paralı
kesimin örnek gösterdiği garip bir kuşak doğuyor.
Her ile bir üniversite sloganı bugün için lükstür. özerk üni-
versite, bilimsel araştırma ortamı, çok sesli düşünceye saygı; dev-
leti çaresizlikten kurtaracak, mezun ettiği insanları sınavlarda
telef etmeyecek bir ortam için ilk çıkar yoldur.
İSMAİL NADİR KANDEMİR (AÜ Siyasal Bilg. Fak.)
Bilim, insanın, gerçeği kavrama ve anlama ça-
basından doğar. tnsan gerçeğe yaklaştığı oran-
da sorunlanna cözüm bulabilir. O halde şu yargı
yanlış degildir: Sorunlanmızın çözüm kaynağı
bilimdir. Bu anlamda; doğru kabul edilen bilim-
sel yöntemlerle gerçeğe ulaşmak, sorunlara ço-
züm üretmek, üniversitelerimizin amacı olma-
lı. Bu amaçla öncelikle bilim adamlarının dü-
zeltimi gerekir. İnsan hak ve hürriyetlerine saygılı, önyargısız,
gerçek bilimsel düşünceye sahip "bilim adamı ordusu" iki binli
yılların hemen öncesinde, ülkemizin hedefı olmalı. Türkiye'nin
yüksek düzeyde bilimsel potansiyeli vardrr. Bu kaynak yeterince
kullanılamamaktadır. Bu gucü harekete geçirecek mekanizma ku-
rulmalıdır. bu genel saptamalardan sonra önerilerim şunlar ola-
caktır: 1) Üniversitelerin bilimsel özerkliği korunmalıdır. Bu an-
lamda, siyasal iktidar değişimleri, bilimsel duşünceyi etkileme-
melidir. 2) Bilim adamları ve öğrenciler her türlü ekonomik sı-
kıntıdan arındırılmalıdır. 3) Bilimsel araştırmalar desteklenme-
li, araştırmacı ekonomik ve duygusal yönden tatmin edilmeli.
4) Diploma, hak edene verilsin. Ama diploması olan da issiz kal-
masın. 5) Işe girişte veya bir işte çalışmada diplomayla birlikte
yeterlilik (ehliyet) aransın. Böylece diplomanın abartılı otoritesi
kaldırılmış olsun.
Ne YÖK ne de özel statüCAN SAVRAN (Boğazıçi Üni. Fen I Ed. Fak. Felsefe Bl.)
Yeni hükumet programında YÖK'ü kaldıra-
cağını, yeni, özerk bir üniversite yaratılacağını
ifade ederken aralarında BÜ'nun de bulundu-
ğu beş üniversiteye getirilmesi düşünülen "özel
statü" hakkında hiçbir açıklama yapmadı. He-
nüz özel statünün uygulamp uygulanmayacağı
belli değil. Üstelik hükümetin özerlikten neyi
kasttettiği de anlaşılamadı.
Yüksek Öğretim Kanunu'nun özel statü ile
ilgiii 19. ek maddesine göre 4'ü cumhurbaşkanınca doğrudan se-
çilecek, diğer 4'ü MEB ve YÖK'un gösterdiği 12 aday arasından
yine cumhurbaşkam tarafından atanacak. Üst Yönetim Kurulu
üyeleri, devlet memuru olma niteliğine sahip ve toplumda
"temayüz" etmiş kişiler arasından seçilecek.
Oysa özerk üniversite modelinde üniversite dışında herhangi
bir kunım veya kişinin rektör, dekan vb. atama yetkisi olmadığı
gibi bu kişiler doğrudan üniversitenin özbileşenleri tarafından
seçüir. Ayrıca doğrudan iktidarca seçilen niteliği beürsiz Üst Yö-
netim Kurulları (mutevelli heyetleri) iktidann benimsediği siya-
si ve felsefi görüşten bağımsız hareket edebilecek unsurlan içer-
mez. Dolayısıyla özel statü ile üniversitenin idari ve akademik
özerkliğine set çekilecektir.
StRECEK