11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 ARALIK 1991 HABERLER CUMHURÎYET/3 Kültür Bakanı Fikri Sağlar, yasaklananfümin serbestçe gösterime gimceğini söyledi Meııı û Zin azacl olduNE NEDİR MEM Û ZİN Doğunun aşk destanıKürt edebiyatının önde gelen şairlerinden Ehmede Xanî'nin (Ahmed-i Hani), 17. yüz- yılda manzum olarak kaleme aldığı "Mem û Zin", Doğu kültürünün ortak özeUiklerini ta- şıyan bir aşk destanı. Bu dev yapıt, konusuy- la, William Shakespeare'in "Romeo ve Juli- rt"inin ve Fuzuli'nin "Leyla ile Mecnun"u- nun bir benzeri. "Mem û Zin"in hıkâyesi, "Meme Afauı" adıyla Kürt halkı arasında hayli eski ve yaygın. Bu hikâye, tsa'dan önceden bu yana halk arasında söylenen ve mitolojik bir nitelığe bürünen bir destan. Kürt ozanı Ehmede Xanî, 17. yüzyıl sonla- nnda, "Meme Alan" destanından esinlenerek hikâyeyi kendi çağının yaşantısına göre somut bir kahba döktü. Böylece hem destanı yitip git- mekten kurtardı hem de Kürt edebiyatına ölümsüz bir yapıt armağan etti. Xanî, bu ya- pıtta, Memo ile Zin'in aşkı çevresinde çağının yasanüsını, dönemin tophımsal, kultürei ve yönetsel özelliklerini de ustalıkla betimledi. Iyiliği, doğruluğu, suçsuzluğu, zayıflığı ve umarsızlığı Memo ile Zin'in kişiliklerinde top- layarak; kötülüğu, dalkavukluğu, fıtnecüiği ve ikiyüzlülüğü de Bekir'de somutlaştırarak göz- ler önüne serdi. Aslında "Mem û Zin" Arap harfleriyle kaleme alındı. Bu yüzden, Türkçe ve Kurtçe konuşanlar yapıtı uzun süre okuya- madılar. Kitap, hem Kurtçeyi hem de Arap harfleriyle okumayı bilenlerce okunabildi. "Mem â Zin", ilk kez 1919'da tstanbul'da Arap harfleriyle basıldı. 1958'de Şam'da Arap harfleriyle, 1%2'de Moskova'da Latin harf- leriyle basılan "Mem û Zin", 1%8'de Meh- met Emin Bozarslan çevirisiyle Türkiye'de Gün Yayınlan'ndan çıktı. Daha sonra Bozars- lan kitabı Koral Yayınlan'ndan hem Kürtçe Latin harfleriyle, hem de Türkçe çevirisiyle ya- yımladı. Yayımlandığı sıralar toplatılan kita- bın daha sonra aklanmasma karar verildi. ıfeııılf xnKİM KİMDİR EHMEDE XANİ Haksızlıkla savaştı İüûZÎI Ehmedg Xanî (Ahmed-i Hani), 1651'de Hakkâri bölge- sinin Han köyünde dünyaya geldi. Kisa sürede bilim ve kül- türde ün salan Xanî, yazarlı- ğa 14 yaşlannda başladı. Kürt edebiyatına birçok şiir ve ya- pıt kazandıran Xanî'nin baş- yapıtı "Mem û Zin". 1695'te tamamladığı "Mem û Zin" dı- şuıda, manzum bir Arapça- Kürtçe sözlük niteliğındeki "Nûbara Bıçûkan da (Küçük- lerin Türfandası) Xanî'nin önemli bir yapıö. Çagında ileri görüşlü bir insan olan Ehme- de Xanî, haksızlığa, gericiliğe karşı tutum takındı, bu yolda mücadele etti. Anadili Kürtçe- nin yanı sıra Türkçe, Arapça ve Farsçayı da iyi bilen Xanî, Doğubeyazıt'ta öldü ve orada toprağa verildi. ölUm tarihi belli olmayan ozanın türbesi Dogubeyazıt'ta halkın ziyaret- gâhı. TRT, Star'a kaptırdığı seyircinin peşine düştü SİNAKOLOĞLU TRT'nin 1992 yılı yeni yayın dönemi prototipi belli oldu. Her gün bir film, yanşmaprog- ramları ile TRT, Star l'e "mey- dan okuduğunu" açıklamış ol- du. TRT, özellikle TVl'deki bü- yük değişiklikleri ile Star l'e kaptırdığı seyirciyiyeniden ka- zanma niyetinde olduğunu açıkça ortaya koydu. TRT'nin birinci programında geçen ya- yın dönemi gündüz kuşağının büyük bölümünü işgal eden Okul TV'si, TV4'e kaydınldı. Bu saatlerde TRT, Star l'in film ve dizi atağınacevap verecek bir yapı oluşturdu. Buna göre, Salı günü hariç saat 11.30'da bir film. Her perşembe günü yine aynı saatte Tiirk f ilmi yer ala- cak. Yinesabah kuşağında "Ar- kası Yann" dizileri süreklilik kazandı. Haftada 3 gün 40'ar dakikalık kiıçıik yansmalarek- rana gelecek. TRT'nin TV1 ve TV2 içingetirdiğiveStar-1 ile re- kabetinde büyük farklıhk sağ- layacak diğer bir konu yayınla- nn 02.00*ye kadar uzaltılması ve pazartesi hariç her akşam mut- İaka bir fılm konulması. TRT'nin prototipindeki yer alan iki büyük eglence progra- mı var: Pazar akşamlan TVl'de Mehmet Ali Erbil'in sunacağı şov-yanşma kanşımı "Yakış- ör", Pazartesi akşamleri ise Korhan Abay'ın sunacağı "show" programı. FutboMa naklen yayınlarının önceliğini alan Star-1 karşısın- da TRT yeni yayın döneminde pek fazlaetkinlikgösteremiyor. TRT'nin yaptığı tek atak Star l'in Cumartesi akşam üzeri ya- yınladığı "Almanya'dan Fut- bol"a alternatif olarak TV'2'de "tngiltere'den bir maçı ekrana getirmesi olacak. Maçı da Star l'in yayın saati olan 17.25'te ya- yınlayacak. Yönetmen Ümit Elçi'nin sinemaya aklardığı ve Kürtçe olarak seslendirilen ağıt ve ilahiler yüzünden gösterime sokuimayan fılmin üzerindeki yasak Kültür Bakanı Fikri Sağlar'ın talimatıyla kalktı. Kültür Servisi — Kürt şair ve düşünürü Ehmede Xanî'nin (Ahmed-i Hani) aynı adlı yapı- tından beyazperdeye uyarlanan 'Mem û Zin' adlı fılm üzerinde- ki yasak, Kültür Bakanı Fikri Sağlar'ın talimatıyla kalktı. Kültür Bakanı Sağlar, dün Ankara'da düzenlediği basın toplantısında, fihnle ilgili olarak ilk kez üst denetim kurulunun Kültür BakanhğVnın göruşünü istediğıni belirterek, "Ben film için serbestçe göslerim hakkını tanıyorum. Kanuımı yetklHlere bildirecegim. Bn karann ışıgı, tçisleri ve Adalet bakanlıklan- nın aldıgı kararlar olmoştnr" dedi. Düşünce özgurlüğü önünde- ki her türlü engelin kaldınlma- sı ve sanatcırun özgür olmasını istediklerini belirten Sağlar, "Kürrar Bakanbgı'nuı varngı da bvndan dolayıdır. Türkiye'de Kürderin ve 26-27 kadar etnik kültnriin varitğını tanıyoruz" dedi. Bakan Sağlar, Kürtçe müzik kasetleri için de aynı serbestinin uygulanıp uygulanmayacağının sonıbnası Uzerine de "Biz var- sayımlar üzertade konuşntuyo- ruz. Önömüze gelen projeleri inceleyip degerlendiriyoruz" dedi. öte yandan, Kültür Bakanı Başrollerini Halil Ergün ile Meltem Dofanay'ın (solda) Ustlendi- ği Mem û Zin'in çekimleri Güneydofu Anadolu'da gerçekleştirildi. Fikri Sağlar, düşünceleri yüzün- den baskı ve işkence gören tüm insanlardan özur dilemek ama- cıyla bir 'insan haklan banş ve demokrasi müzesi' kurma yo- lunda çalışmalara başladıklan- nı söyledi. Sağlar, kurulacak yeni müze- nin mekânı olarak insan hakla- nna sahne olmuş bir cezaevi ve- ya karakolun seçileceğini belir- terek, müzede Anadolu ve Türk uygarlıklannın insan hakları, banş ve demokrasi alanındaki olumlu olumsuz tüm boyutlan- nın yansıtılacağım bildirdi. Yönetmen Ümit Elçi'nin sine- maya aktardığı 'Mem û Zin' Türkçe seslendirilmiş, ama kma gecesi türküleri, ağıtlar ve ilahi- lerle ilgili bölümler özgünlükleri göz önüne almarak Kürtçe ses- lendirilmişti. Film, bir ay kadar Telif Hak- ları ve Sinema Mudürlüğü'ne bağlı denetim kurullannda bek- letilmiş, sonunda Kültür Baka- nı Fikri Sağlar'ın görüşüne baş- vurmaya karar verilmişti. Görüntü yönetmenliğini SaHh Dikişci'nin üstlendiği, müziğini Mazhım Çimen'in hazırladığı 'Mem û Zin' adlı filmde başh- ca rolleri Meltem Doganay, Ha- lil Ergün, Yalçın Dümer, Füsun Demirel, Erdal Gülver, Levent Gttner ve Eser Giray paylaştılar. Filmde tanınmış Kürt aydınla- nndan Musa Anter de rol aldı. 'Mem û Zin'in senaryosunu yö- netmen Ümit Elçi, Hamza Öz- bal ile birlikte yazdı. Sedat Simavi Odülleri dagıtıldıDokuz dalda dağıtılan Sedat Siraavi Vakfı Ödülleri'ni kazananlara odülleri Cemal Reşit Rey Salonu'nda düzenlenen törenle verildi. Haber Merkezi — 1977 yüın- dan beri çeşitli dallarda verilen Sedat Simavi Vakfı odülleri önceki gün Istanbul Cemal Re- şit Rey Konser Salonu'nda dü- zenlenen bir törenle kazanan- lara verildi. Bu yılki Sedat Simavi Vakfı ödülleri'nde edebiyat, gazete- cüik, basın kurumlan ve sosyal bilimler odülleri ikiye paylaştı- nldı. Sedat Simavi Vakfı ödülle- ri'ni kazananlar şunlar: Fea BİUmleri: Doç. Dr. tvet Bahar - Prof. Dr. Burak Erman: "Polimerlerdeki Yerel Hareketin Dinamik Dönme İzomerik Durum Modeli ile lncelenmesi" adlı eserleriyle. S a g b k BUimleri: Prof. Dr. Müjdat Uysal: "Lipit Pe- roksitlerinin Hiperkolesterole- mi ve Aterosklerozda, Yaslan- mada, Alkolün Hepatotoksik ve Nörotoksik Etkilerindeki Rolü" adlı çalışmasryla. G«rael S a a a t l a r : Ali Avni Çelebi: "Tem Sanat Ga- lerisi Sergisi" nedeniyle. Edebfyat: Cevdet Kudret: "Tirk Edebiyatmda Hikâye ve Roman - Cumhuriyet Dönemi" adlı eseriyle. Fethi Naci: "Bir Hikâyed: Sait Faik - Bir Romancı: Yaşar Kemal" adlı eseriyle. Spmrt Naim Suleymanoğlu: "Dünya Halter Şampiyonn". Gazetecillk: Ali Haydar Yurtsever: "Körfez Savası - Bağdat Cephesi" haber ve fo- toğraflarıyla. Muammer Elveren: "Kara- bag'a Girdik" haber, röportaj ve fotoğraflanyla. Basuı K ı r a r i a n : Gaze- teciler Cemiyeti: "Basınla ilgi- li bilimsel çalışraalar basta ol- mak üzere gazetecilik meslegi- nin gelişmesine katkıda bulun- mayı amaçlayan yayınlan" ne- deniyle. Aktüel Dergisi: "Yayın ha- yatma başlayaiı çok zaman geç- memiş olmaana rağmen, der- gicilik bayatımıza getirdiği di- namizm ve içerik zenginüği" nedeniyle. Rjuly«-Televizyra: Er- tuğrul Karshoğlu: "Fırat'ın Türkusü" adh TV belgeseli ile. (Bu TV yapımına olanak sağladığı için ödülü simgeleyen heykel TRT'ye verildi.) Saeyal BUimler: Doç. Dr. Cemil Koçak: "Türk - Al- man hiskileri 1923-1938" adh eseriyle. Dr. Mustafa Tören Yücel: "Ceza Adaleti Yapısal Analizi" adlı eseriyle. Er«l Simavi Ozel * 4 t - liı: Derya Büyükuncu: "Dün- ya Gençler Şampiyonası'nda fı- nal yüzen ilk Türk yüzücüsü". Ali Kayalı: "Avrupa Ağır Sıklet Güreş Şampiyonn". 1991 Sedat Simavi Vakfı Ödülleri'ni kazananlar: (Ayaktakiler, soldan sağa): Ercan Anklı (Basın Ku- rumlan - Aktüel Dergisi adına I, Muammer Elveren (Gazetecilik), Ali Haydar Yurtsever (Gazetecilik), Prof. Dr. Müjdat Uysal (Sağlık Bilimleri). Doç. Dr. Cemil Koçak (Sosyal Bilimler), Prof. Dr. Burak Erman (Fen Bilimleri), Alf Kayalı (Erol Simavi Özel Ödülü), Ertuğrnl Karshoğlu I Radyo-Televizyon). (Oturanlar, soldan sağa): Nezih Demirkent (Basın Kurumlan - Gazeteciler Cemiyeti adına), Doç. Dr. tvet Bahar (Fen Bilimleri), Dr. Mustafa Tören Yücel (Sosyal Bilimler). Berna Büyükuncu (Erol Siraa- viÖzel Ödülü - Kardeşi MilliYüzücü DeryaBüyükuncu adına), Ali AvniÇelebi (Gorsel Sanatlar), Naim Suleymanoğlu (Spor), Ovdet Kudret (Edebiyat), Kerim Aydın Erdem (Radyo - Televizyon - TRT Ku- rumu adına), Fethi Naci (Edebiyat). TÜBİTAK'EV BİLtM. HİZMET VE TE^VİK ODÜLLERİ YARIN VERİLİYOR 15 bilimadamı TÜBnAK kürsüsündeANKARA (UBA) — TÜBİ- TAK'ın 1991 yılı bilim, hizmet ve tesvik ödülleri, Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü tara- fından sahiplerine verilecek. TÜBİTAK, Türkiye Cumhu- riyeti uyruklu bilim adamlan- nın müspet bilimlerin temel ve uygulamah alanlardaki müs- tesna araşunna, çalışma ve hizmetlerini değerlendinnek, üstün liyakatlannı tescil ve teş- vik unsuru olarak bilim, hiz- met ve teşvik olmak üzere üç tür ödül veriyor. Y a m 13.30'da, tstanbul Teknik Üniversitesi Ayazağa Büyük Toplantı Salonu'nda düzenle- necek törende ödül alacak bi- lim adamiarı şunlar: Bilim ödülü: 1. Prof. Dr. Hakkı B.Ögel- men: Yüksek enerji astrofızi- ğine, özellikle x ışını ve gama ışını astronomisine uluslarara- sı düzeyde yaptığı üstün nite- likte katkıları nedeniyle. 2. Prof. Dr. Ayhan Ulnbe- len: Türkiye'nin doğal kay- naklanmn kimyasal ve farma- kolojik yönden incelenmesi, organik kimya bilimi ve spek- tral yöntemlere üstün nitelik- te katküan nedeniyle. 3. Prof. Dr. Burak Erman: Pokimer zincirlerinin molekü- ler düzeydeki yapüanmn mak- roskopik ölçekteki özellik ve davranışlanna olan etkileri ve genel anlamda yapı-özellik iliş- kileri uzerine yaptığı uluslara- rası üstün nitelikte katkılan nedeniyle. 4. Prof. Dr. Mntin Sümer: Suda katı madde hareketi, ta- ban dalgalan ile dalga sınır ta- bakası ve açık deniz dalga-kıyı yapılan etkileşimi konulann- daki uluslararası üstün nitelik- teki katkıları nedeniyle. 5. Prof. Dr. Oguz Kayaalp: Otonom sinir sistemi farma- kolojisi, nöromüsküler kavşak farmakoloji ve nörofarmako- lojinin özellikle ileti mekaniz- malannda aksiyon potansiye- li kayıt metotlanna yönelik uluslararası düzeydeki üstün nitelikli çahşmalan nedeniyle. 6. Prof. Dr. Ali Cumhnr Ertekin: Omuriliğin uyarümış ve spontan elektriksel aktivi- tesini kayıtlama ve kökenleri- ni araştırma, spinal refleksler, klinik elektromiyografı ve si- nirsel iletim mekanizmaları konulannda uluslararası üstün çahşmalan nedeniyle. Hizmet ödülü: 1. Prof. Dr. Remzrye Hisar: fosfattan meyveye kadar ülke kaynaklannın değerlendiril- mesine yönelik üstün nitelikli çalışmaları nedeniyle. 2. Ord. Prof. Dr. Raip Ber- ker: Üstün bilim adamhğının yanı sıra örnek hocalığı ve 'mekanik-matematik' dalının ülkemizdeki getişmesine yap- Türkiye'de yerbilimlerinin gelişmesi ve uluslararası düze- ye ulaşmasına neden olan arastırmalan nedeniyle. Teşvik ödülü: 1. Doç. Dr. Selçuk S. Ba- yın: "Feriedemann termodi- namiğinde sıcaklık ve bunun keyfı uzay-zaman'da genelleş- tirilmesi"çalışması nedeniyle. 2. Prof. Dr. Yiğit Gnndüç: "Su (2) simetrisine sahip örgü ayar teorisinin sonlu sıcaklık- ta ve yüksek kuplaj limitinde reonarmaliasyon grup incele- meii'çalışması nedeniyle. 3. Prof. Dr. Levent Toppa- re: "Elektrokimyasal katyonik polimerizasyon" adlı çalışması nedeniyle. 4. Doç. Dr. Can Fuat Dela- le: "Hilbert teorisinde H. te- oreminin genelleştirilmesi" adh çalışması nedeniyle. 5. Doç. Dr. Füsun Sipahi- ler: "Kuzeydoğu Anadolu'da bulunan yeni bazı trichoptera türleri" adlı çalışması nedeniy- le. 6. Doç. Dr. Mümtaz tscan: "Kobay karaciğerinde ilaç me- tabolize eden mikrozomal en- zimlerin komponentleri uzeri- ne kadmiyum ve nikelin in vit- ro etkilerinin karşılaştınlma- sı" adh çalışması nedeniyle. Ütopyalar, Topolino'yla yenidenyola koyuluyor ttalyanlar, Topolino'ya 17 yıl aradan sonra kavuştular. Gazeteci Guzzanti'nin, "Aşklarımız ve yapamadığımız devrimler, Topolinolarm içinde doğdu" dediği iyimser ruhlu arabarun yeni ütopyalar yaratıp yaratmayacağı merak edifiyor. NİLGÜN CERRAHOĞLU ROMA — ttalyanlann yakından ta- nıdıklan ve amsına gönülden bağlı ol- dukları Topolino 17 yıllık bir aradan sonra yeniden piyasaya çıkıyor. Önceki gün Avrupa'nın dört bir yamndan ge- len 500 gazeteciye, Italyan fılm sana- yiinin merkezi Cinecitta'da büyük bir törenle takdim edilen modern Topoli- no beklenilenin üstünde ilgi topladı. Trafık kaosunda her yere girip çıka- bilecek ve park edebilecek boyutlara sahip olan ekolojik Topolino geçmiş- teki fakir akrabalanna göre çok mo- dern bir donanıma sahip bulunuyor. Yaklaşık 30 milyon liraya satışa çıka- rüması beklenen bu mini arabaya is- tenildiği takdirde havalandırma, tüm kapüan birhkte kilitleyen otomatik ki- lit tesisatı, otomatik olarak açüıp ka- panan camlar, halojen farlar ve yaz günlerinde üstü açık araba zevkini tat- tıran bir üst pencere konabiliyor. 3.23 metre uzunluğunda, 1.49 metre enin- de ve 1.43 metre boyundaki araba, bir depo yakıtla Milano-Paris mesafesi olan 814 kilometre kat edebiliyor. Ufa- cık tefecik ebatlanna rağmen içine 5 ki- şi sığıyor. ttalya'da 'CinqBecento' (Fiat 500) adıyla tanınan yeni Topolinolann üre- timinde ekolojik kaygılara büyük önem verildiği anlaşuıyor. Küçük süin- dirli olmasının ve çok az benzin yak- masının yanı sıra (ekonomik modeller 5.2 litreyle 100 kilometre gidiyor) Fi- at, Topolino'nun bir de elektrikle ça- hşan bir versiyonunu üretmiş bulunu- yor. Elettra aduıı alan benzinsiz, temiz otomobil dolu bateriyle saatte 80-85 ki- lometre yapıyor ve yeniden bateriler dolduruhnadan 100-150 kilometre gi- debiliyor. 900 santimetreküp benzin motorlu daha güçlü modeller ise saat- te 140 kilometre hız yapabiliyor ve 6 litre benzinle 100 kilometre gidiyor. Polonya'da Avrupa teknoloji standart- lanyla üretilen araba, gerek Batı, ge- rekse de Doğu Avrupa pazarlanm he- def alıyor. Doğu Avrupa ülkeleri için erişilen refah düzeyinin ilk işaretlerin- den biri olacak olan Topolino, başta halya olmak üzere Batı ülkelerinde "şehir arabası" olarak ideal boyutlar- da. Yılda 160 bin adet üretilecek olan arabamn 100 bininin Batı pazarianna, 60 bininin ise Doğu Avrupa ülkeleri- ne satıunası planlanıyor. Fiat'ın sahibi Gianni AgneDi'nin "Japon arabmlan tehdidlne verdigi cevap" olarak yorumlanan yeni Topo- linolann 1992 martında piyasaya çık- ması bekleniyor. Gözlemciler, Topo- Uno atüımının ardında Avrupa araba piyasasımn yaşadığı krizin yattığını söylüyorlar. ttalyan araba piyasasımn yüzde 70'ini elinde tutan Fiat, İtalyan pazannda son bir yüdır geriliyor. Üs- teUk 1992 için satış beklenti grafıkleri de parlak bir gelecek vaat etmiyor. Agnelli, minik şehir arabası modeli olarak Topoüno'ya el atmakla aym za- manda ttalyanlann duygusal bağlan- na hitap eden bir seçim yapmış oluyor. ttalyanlar 17 yıldır üretümeyen eski TopoUnolannı satmamak için büyük direnç gösteriyorlar. Garajı olanlar, kullanılmaz halde olan Topolinoları- m hurdacıya satmaktansa bir kenarda tutmayı yeğliyorlar. Kimi de değiştir- dikleri bir motorla bu eski arabalan hâlâ kullanıyor. Ama bu tutkulu sahip- ler çoğunlukla arabalanrun dışını ye- nilememeye ve hafıf paslanmış haliyle saklamaya özen gösteriyorlar. Çünkü, hâlâ Roma'da en çok çalınan araba re- korunu Topolino kınyor. ttalyanlann yaşamında özel bir yeri olan Topolino için kurulmuş özel ku- lüpler bile var. Amacını "Sosyal gele- DCİderimiz içinde önemli bir yer tutan Fiat SOO'lere olan ilgiyi ayakta tutmak" olarak tanımlayan Topolino kulübü üyelerinin sayısı bini geçiyor. Bu garip tutkunun nedenini gazeteci Paolo Guzzanti şöyle açıklıyor: "Her arabamn bir ruhu vardır. To- poünolar iyimser, keyifli, verici ve şef- katlidir. 1950'lerde piyasaya çıkan To- polino ttalyanlann ilk özel antbasıydı. Biz bn arabayia bafta sonu tatillerini, dagiara, bayırlara, denize gitmeyi, kent dışına çıkmayı, özgürlüğü keşfettik. tçinde ilk aşklanmızı yaşadık. Sevgi- limizie kavga ettik. Yağmur altında ymhıızngı yaşadık. Aşldammz ve yapa- madıgımu devrimler Topolinolann içinde dogdu. 6O'lı yıllann ütopyalan bn arabamn içinde bıiyüdü. Pencere- den baktıgımız zaman mutlak doğru- lan olan iki-kutuplu bir dünya görü- yorduk. Çogu kez depoyu doldurma- ya yetecek benzin parasını bir araya ge- tiremiyorduk, ama muduyduk." Gerçek bir Fiat 500'den çok, küçük bir Uno'ya benzeyen '90'lann Topo- linosu'nun devrimci kardeşinin başa- nsını yineleyip yinelemeyeceği şüphe- li, ama Agnelli başandan umutlu. GUNUN NOTLARI OSMAN ULAGAY AT Para Birliği ve Türkiye Avrupa Topluluğu en geç 1999 yılında 'tek para'ya geçmiş olacak. Dün sabaha karşı Hollanda'nın Maastricht kasaba- sında sağlanan anlaşma Avrupa Topluluğu'nun 21. yüzyıla tam bir para birliği içinde girmesini öngörürken İngiltere'ye, kendi parlamentosu bu yönde bir karar aldığı takdirde, kap- sam dışı kalma seçeneğini tanıyor. Danımarka'nın Avrupa Pa- ra Birliği'ne katılma kararı ise yapılacak bir referandumla onaylanırsa kesinleşecek. Varılan anlaşmaya göre Avrupa Para Birliği'nin 1999'dan önce gerçekleşmesi de mümkün. Eğer Topluluk üyesi 12 ül- keden 7'si 1997'ye kadar para birliğine uyum sağlayacak eko- nomik koşullara ulaşmış olursa bu ülkeler 'tek para' uygula- masına 1997 başında geçebilecek. 1994 yılında Avrupa Pa- ra Enstitüsü adıyla faaliyete geçecek olan kuruluş da 1997 başında Avrupa Merkez Bankası'na dönüşmüş olacak. Üye ülkelerin merkez bankalarıyla Avrupa Merkez Bankası, Av- rupa Merkez Bankaları Sistemi'ni oluşturacak ve bu sistem tamamen özerk olarak Avrupa Topluluğu'nun para politika- sını yürütecek. Anlaşmada Avrupa Merkez Bankası'nın ve üye ülkeler merkez bankalarının, Topluluk organlarından ya da kendi ülkelerinin hükümetlerinden ve diğer mercilerinden hiç- bir şekilde talimat alamayacakları belirtiliyor. Para birliği yürürlüğe girdiğinde Avrupa Topluluğu bünye- sinde tek bir para birimi geçerli olacak ve ülke paralannın yerini alacak. Bu durumda üye ülkelerin para ve kambiyo po- litıkalarının tek merkezden belirlenmesi de kaçınılmaz ola- cak. Hedeff fiyat istikrarı Avrupa Para Birliği'nin temel amacı, Avrupa Topluluğu ül- kelerinin ekonomik standartlannı birbırlerine yaklaştırmak ve Topluluk bünyesinde sağlıklı gelişmeyi destekleyecek kalı- cı bir fiyat istikrarı sağlamak. Avrupa Para Birliği'ne katıla- bilmek için Topluluk üyesi her ülkenin kendi enflasyon ora- nını, Topluluk'ta en düşük enflasyona sahip üç ülkenin enf- lasyon ortalamasının 1.5 puan yakınına çekmesi gerekiyor. Örneğin Topluluk bünyesinde en düşük enflasyona sahip üç ülkenin yıllık enflasyon ortalaması yüzde 3 ise Para Birliği'- ne girecek üye ülkelerde yıllık enflasyonun yüzde 4.5'i aş- maması gerekecek. Bu denli katı enflasyon hedeflerinin konması, Para Birli- ği'ne girmeyi amaçlayan ülkelerin maliye ve para politikala- rını da cendere içine alarak Avrupa Topluluğu normlarına uydurmalarını zorunlu hale getiriyor. Varılan anlaşmaya göre üye ülkelerde devlet borçlanması milli gelirın (GSMH'nin) yüzde 60'ını geçemeyecek ve bütçe açığı da GSMH'nin yüz- de 3'ünden fazla olamayacak. Böylece tüm Topluluk üyele- rinin, yıllardan beri disiplinli maliye ve para politikaları uy- gulayarak uzun vadeli fiyat istikrarını sağlamış olan Alman- ya'nın standartlarına uyum sağlamaları amaçHanıyor. Avrupa Para Birliği'ne girmeyi kabul eden ülkelerde ikti- darlar iç politika gerekçeleri göstererek kamu harcamaları- nı bol keseden arttırrnak, büyük kamu açıkları vererek eko- nomiyi canlandırmak ve işsızliği azaltmak, sorumsuzca pa- ra basarak gelir yaratmak gibı hemen her hükümetin zaman zaman başvurduğu olanaklardan yararianamayacaklar. Ter- sine, maliye ve para polıtıkalarını belirlerken Topluluk norm- larına uyum sağlama hedefini gözetmek zorunda kalacaklar. Bu koşullann Topluluk üyesi ülkelerden çoğunu bir hayli zoriayacağı anlaşılıyor. Örneğin enflasyon oranı yüzde 20'ye yaklaşan Yunanıstan'ın, kamu borçlannın GSMH'nin yüz- de 100'ünü aştığı İtalya ve Belçıka'nın, işsiztik oranı yüzde 15'i aşan İspanya'nın, ayrıca İrlanda ve Portekiz gibi ülke- lerin bu koşullara uyum sağlamakta bir hayli zortanacağı sa- nılryor. Avrupa Para Birliği'ne geçiş karan aslında Topluluk üye- si ülkelenn sorumsuz ve popülist ekonomi politikaları uygu- layarak ekonomik reformlan erteleme ve zaman kazanma tavırianndan vazgeçme niyetini de gösteriyor. Bu ülkeler eko- nomide verimliliğı arttırmadan topluma refah vaat etmenin geçici saadetinden vazgeçmeyi göze almış görünüyorlar. Türkiye için önemli Türkiye de eğer ciddi olarak bir Avrupa ülkesi olmayı amaçlıyorsa Topluluk üyelerini para birliğine götürecek olan normlara uyum sağlamak için şimdiden kolları sıvamak zo- runda. Türkiye'nin sonuçta Avrupa Topluluğu'na kabul edil- mesi ya da edilmemesi bu durumu değıştırecek bir etken değil. Türkiye'nin ekonomisini Avrupa ülkelerinin normları- na yaklaştırmaya çalışması, kendi içinde de önem taşıyan bir hedef. Ancak bu hedefe varıldığı takdirde Avrupa Toplu- luğu üyeliğine kabul edilme şansımız olduğu da bir gerçek. Halen yüzde 70'lere yaklaşan bir enflasyonla yaşamaya alışmış olan Türkiye'nin on yıl içinde tek haneli enflasyon rakamlanna varması hiç de kolay görünmüyor. TC Merkez Bankası ve Dünya Bankası tarafından yapılan simülasyon çalışmaları, Türkiye'nin önümüzdeki dönemde çok katı ma- liye politikaları uygulayarak sınıriı büyümeye razı olması ha- linde bile ancak beş yıl içinde enflasyonu yüzde 10'lara çe- kebıleceğıni gösteriyor. Bu tür potitikaların birkaç yıl daha ertelenmesi halinde Türkiye'nin yüzyıl sonuna kadar enflas- yonu yüzde 5'lere indirmesinin ve Avrupa normlarına uyum sağlamasının bir hayal olacağı anlaşılıyor. Türkiye'nin Avrupa Topluluğu'nun tam üyeliğine yöneldi- ğini programına koyan bir hükümetin bu hedefle tutarlı bir ekonomi ve maliye politikası belirtemesi ve enflasyonu aşa- ğı çekme çabalarına hemen başlaması gerekiyor. Bu konu- da daha fazla gecikmenin bedeli Avrupalı olma hevesinden biraz daha uzaklaşmak olabilir. KlSA KISA • Antalya'dan gasp ettikleri otomobille Konya'nın Beyşehir ilçesine gelen iki kişi, güvenlik görevlileriyle silahlı çatışmaya girdi. Çatışma sırasında gaspçılardan biri intihar etti, diğeri teslim oldu. Önceki gün Antalya'da Ahmet Ünsal'a ait 07 KF 910 plakah otomobili silah zoruyla gasp eden Ahmet Gün (24) ile Hüsamettin Çizmeciler (29) Konya'nın Beyşehir ilçesine geldiler. Gaspçılar, Beyşehir-lsparta Karayolu'nun 14. kilometresindeki akaryakıt istasyonundan benzin ikmali yaptıktan sonra kasada bulunan 500 bin lirayı da alarak kaçtılar. Güvenlik görevlilerinin yoğun takibi sonucu Beyşehir-Seydişehir Karayolu'nda, Bayavşar köyü yaicınlannda kıstırılan gaspçılar, güvenlik görevlileriyle silahlı çatışmaya girdiler. Gaspçılardan Ahmet Gün bir süre sonra tabancasını şakağına dayayarak intihar etti, diğer sanık Hüsamettin Çizmeciler de teslim oldu. • Ankara Emniyet Müdürlüğü Mali Şube'den yapılan açıklamaya göre bir ihban değerlendiren polis, Seyranbağlan Başçavuş Sokak'ta bulunan "Doğu Avşar Matbaacılık Limited Şirketi" adına sahte fatura düzenlendiğini ve yüzde karşıhğında piyasaya sürüldüğünü belirledi. • Yurtdışından getirdikleri sahte Amerikan dolarlarını bozdurmak isteyen iki kişi, paralarla birlikte yakalandı. İzmir Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre polis, Anafartalar Caddesi'ndeki bir kuyumcuda sahte paralan bozdurmak isteyen Mehmet Bolat'ı, 7 adet 100 Amerikan Dolan ile yakaladı. Bir başka kuyumcuda yine Amerikan Dolan bozdurmak isteyen Genco Gençoğulları adındaki kişinin de yanında 4 adet sahte 100'lük dolar ele geçirildi. Yakalanan iki kişiye ait olduğu belirlenen 31 DN 905 plakah otomobilde yapılan aramada ise bir çantanın özel bölümlerine saklanmış 33 adet 100'lük Amerikan Dolan bulundu. • Erzurum Veteriner Hekimler Odası Başkan Yardımcısı Ahmet Civcik, Erzurum, Erzincan, Ağrı ve Kars'ta veteriner hekim sayısının yeterli düzeyde olmadığını belirterek "Bölgede en az 100 veteriner hekime daha ihtiyaç var" dedi. Bölgedeki bu illere bağlı 19 ilçede veteriner hekim bulunmadığını bildiren Ahmet Civcik, Doğu Anadolu Bölgesi'nde ortalama 90 bin hayvana bir veteriner düştüğünü kaydetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle