Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/16 12 ARALIK 1991
HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN
Bakanbğı Meteoroton Işteri
â n d MüdûrttCû^den atoıan blgiye
gfin yutlun doflu lesimteri çok bu-
kıtlu, Hnrrerim doOusu. Kande-
niz, Iç AnadcHu'nun doflusu Doğu
Akdeniz ıle Doğu vc Güneydoğu
Anattu bttgelen yaflışlı geçece*.
>S»şlar Doğu AMeniz ite Dofrı Ka-
radeniz kıytfannda yağmur, diğer
yarierdekvşeMindeolacak HAVA
SICAKLIĞI. Oeflşmeyecak. RÜZ-
GAR: Kusy ve doğu yGnlerden or-
ta kuvMtto, yurdun bat kBsimiefin-
de kuvvefll ve losa süreli Irtna şek-
(inde esecek. Yurdın iç kesimterin-
de şiddetlı don olayı beMariyoc Oe-
nBtorde rüzgar. Doğu AtalenizKJe
günbabsı lodos, Doğu K m d m t t l e y * t e ve karayel, dıfler
denızlerde yitdc ve poyrazdan 7-8 kuyvetinde saane 33-40
deniz miii hda esecek. Van GOffnde h a n kar ya&şJı gece-
cek Göl, mutedil dalgalı olacak. Rûzoâr gûneybab yonler-
den orta kuvvette esecek. Gûrüs uzaUığı yağış anmda 1 km.
dotayında bulunacak.
Mana
Mıpazuı
Myaman
Myon
A«n
Ankara
Antrtya
Anatya
Artvm
lyim
BaMaar
Büeok
BıngH
Bursa
Çmttaie
Çonım
DeneJ
Y 11" 7" DiyartHtor
K 2° O°Edime
Y 8» «»Enincan
B -2° -8° Erajrum
K -2° -8° Esfcijd»
Y t2° 8°Sresun
K 11° 6°GûntfefuneK
7° 2°Hsttiı
B 8°-3°lsp»ta
K -2°-5» btrtul
8°
-3°-7° K.Maraş
0»-r> Menm
5°-M°Muflt»
-2° -5° Muş
8° 3°WAde
8° S°0nlu
2°-2°Smsun
K -:
•2»-5" bnr
2° O°Kastamcnu K
-2° -4° Kaysen K
0° -2° KırtlanHi 8
-y -y Koma B
K
1°-3°S)nop
F-P Sıras
5° W°tstaröaO
2°-S° * *
2° -7*
-1° -5°Vtaı
•2°-8° YMjat
S° 2°Zonguktak
K 6° 3°
Y 12° 7°
B 4°-3°
K 3°-f
0°-4°
8° *>
9° 8°
7° S°
7° 3*
8° r
K -2»-8°
B -2°-6°
Y 9° 8°
K *> 0°
B -1° -4°
K 3°-1°
B -2°-6°
K 3° 0"
aç* DUHJOU * * ( * B-tmluttj &fûneşi K-tart S-sst Y-yaJmurlu
BULMACA
SOLDAN S A C A :
1/ Bir şey için sözle
ya da yazıyla yü-
kümlülilk altına gir-
me. 2/ Sıvı durumu-
na getirilmiş hava-
dan elde edilerek ışık
araçlannda kullaıu-
lan bir gaz... "Şimdi,
henüz" anlamında
kullanılan belirteç.
3/ îpten düğümlü
saçaklarla oluşturu-
lan bir el sanatı. 4/
Seciye, karakter...
Bir uyaktan sonra
yinelenen aynı an-
lamdaki ek ya da sözcüklere verilen
ad. 5/ Bir elektrik dcvresinde belli
bir değışim meydana getirmeye ya-
rayan araç... Afrika'da yaşayan bir
antilop. 6/ tlgi... Brezilya'nın en bü-
yük kentinin kısa söylenişi. 7/ Sazı
kurmaya yarayan burgu... Ipek eşarp.
8/ Çekişme, kavga. 9/ Uzun tüylü,
yumuşak ve parlak bir kumaş türü...
"Biz kimseye — tutmayız / Kamu
âlem bırdir bize (Yunus Emre).
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Unutulmaması gereken şeyler için konulan nişan. 2/ Bir so-
ru sözü... Eski bir sanat yapıtının çizilerek ya da boyanarak ya-
pılmış kopyası. 3/ Cila ve verniklerde kullanılan hayvansal re-
çine. 4/ Valide... Ilave... Çıplak vücut resmi. 5/ Kripton elemen-
tinin simgesi... Resimli duvar ilanı. 6/ Samanbk... Eli işe yat-
kın, becerikli. 7/ Güney Anadolu'daki konar-göçer Türkmen-
ler arasında göç kervanını yöneten genç kıza verilen ad. 8/ Af-
rika'da bir ülke. 9/ Mimarhkta sahın anlamında kullanılan
sözcük... Makam, mevki.
60 YBL ÖNCE Cumhuriyet
Fransa'ya nota
DANTİN
Nasuhi
Dif macunuDU ve
Sef« lunneıı ilc
kıl podruım Iver
ycrde «nyınız.
12 ARALIK 1931
Hukümet, tngiltere'de
yetişen mahsullerde, yapılan
eşyaya müteallik tarifeler
hakkında evvelce vaki olan
teşebbüslerine bir cevap
verilmesini istemek üzerc
Fransa hükümetine bir nota
göndermiştir. Bu nota
dostane bir lisanla kaleme
alınmıştır. Siyasi mehafil Fransa hükümetinin vereceği
cevabı büyük bir merak ve alaka ile beklemektedir.
Avam Kamarasında M.Chamberlain, şu beyanatta
bulunmuştur:
—Hükümetin maksadının Ingiliz lisanının istikrannı
temin etmek olduğunu ve bu istikran mümkün olduğu
kadar yakın bir zamanda meydana getirebilmek için icap
eden her türlü tedbirleri ittihaz eylemeye hazır olduğunu
beyan ederim.
Bugün tedavilde bulunan evrakı naktiye miktarı bundan
4 sene evvelki devreden, nisbeten az ve bir sene evvelki
zamandan da fevkalade azdır.
Bu senenin bütçesinde bir açık olacağını düşünmek için
hiçbir sebep olmadığı gibi, gelecek sene bütçelerinde
böyle bir açığın vücut bulacağmı düşünmek için ciddi bir
sebep yoktur.
Japonya'da istifa
Kabine, istifa etmiştir. Hükümette hasıl olan bu buhran,
diplomasi vaziyetten ziyade bilhassa mali ve iktisadi
sebeplerle tacil edilmiş gibi görünmektedir. Çin'e karşı
ittihaz edilen siyasetin tebeddülü ihtimali yoktur.
30 YIL ÖNCE Cumhuriyet
Zorlu'nun eşi ABD'de
12 ARALIK 1961
Yassıada kararlan sonucu idam edilen sabık Dışişleri
Bakanı Fatin Rüştü Zorlu'nun eşi Emel Zorlu, dün
Amerika'ya gitmiştir. Tamamen siyahlar gryinmiş olan
Bayan Zorlu, sabahleyin saat 9.35'te PAA uçağı ile New
York'a müteveccihen hareket etmiştir. Kendisini Yeşilköy
Hava Alam'nda kızı, kayınvalidesi, bir iki akrabası ve
Yüksel Menderes uğurlamışlardır.
Gazetecilerle konuşmayı reddeden Bayan Zorlu'nun
yurtdışına tedavi maksadiyle gittiği samlmaktadır.
öte yandan pazar gününden beri şehrimizde bulunan
Yüksel Menderes bir iki güne kadar tzmir'e gidecektir.
Yeni Türkiye Partisi'nin Izrnir MüfettişliğTni kabul etmiş
olan Y.Menderes, Izmir'de partisinin
kuvvetlendirilmesiyle ilgili çalışmalarda bulunacaktır.
GEÇEN YIL BUGÜN Cumhunyet
Erşad'a tutuklama
12 ARALIK 1990
Bangladeş güvenlik kuvvetleri yetkilileri, kendilerine eski
Devlet Başkanı Hüseyin Muhammed Erşad'ı tutuklama
emri verıldiğini açıkladılar.
Bir üst düzey polis yetkilisi, Erşad'm bugün
tutuklanmasuun beklendiğini açıkJadı.
Adlarının açıklanmasını istemeyen diğer yetkililerse,
Erşad'ın tutuklanması için henüz kendilerine emir
gelmediğini, ancak böyle bir emrin gelmesini
beklediklerini söylediler.
Bu arada, Ersad dönemi kabine üyelerinden eski tçişleri
Bakanı Mahmudul Hasan'ın evinden dışan çıkmasına
izin verilmediği bildirildi.
Polisin, Erşad hükümetinin üst düzey yetkililerini ele
geçirmek için 12 eve baskın düzenlediği de kaydedildi.
Hasan, tçişleri Bakanı olarak Erşad'ın istifası için
yapılan protesto gösterileri sırasında 100 kişinin ölümüne
yol açmakla suçlanan güvenlik kuvvetlerinden doğrudan
sorumlu idi.
Muhammed Erşad ise baskılann artması üzerine istifa
ederek görevini Yüksek Mahkeme Başkanı Şahabettin
Ahmet'e devretmişti.
T.C.
SERİK KADASTRO MAHKEMESt
Sayı: 1988/293
Serik Kökez Mahallesi Tajlıklar mevkiinde bulunan 236 m:
'lik 89
ada 73 parsel nolu hizah yerin mahkememizde icra küınan yargüa-
ma neticesinde:
Davacı Durmuş Okar adına tesciline karar verilmiş olup, adresi
tespit edilemeyen davalı Şabanoglu Abidin'e 7201 sayılı tebligat ka-
nununa göre kararuı neşrinden itibaren 15 gün sonra tebliğ edilmiş
sayılacağı ilanen duyurulur. 18/11/1991
Basın: 50685
__j âerlın
C ^ M Paris
. jj ^ | Zunh
Mâdrıa --%^\ C ^ b Be|
Qrad
h
"n
^ J^röfta^î ^-^-Ankara
Cezâyır
Tunus • Şam
Kahıre*
DÜNYA'DA BUGÜN
Bfûte*
AnBUdaınS 2°
Y 17°
B f
Y 17°
B W
A 25°
B - f
S -3°
S 3°
S 0°
S -2°
S 3"
B 18°
A 28°
A 28°
S 1°
Y 13°
B 1°
Y 18"
Kbpartag S -2°
Wn S 3°
Y 14»
Ctntvn
Ctttt
Duba
Fnnktot
Skn
Lmngrad
Londra
Malnd
Mton
Montreal
MostoM
MCmtı
NaoYoric
Oslo
Paris
Prag
Sotya
Sam
Tunus
K -5°
S 2°
B 8°
B 2°
K -14°
S 10°
B -4°
S 1°
s -«•
A 29°
B 3°
B -S°
Y « °
Vtoıadüt
Vlyna
VMstangton
Zürtı
S -3°
B 8°
S -4"
S -4°
TABTISMA
Birazeık Kadın Bakanhğı
Kadınların kadınlara karşı olduğu, kıyasıya rekabet ve kıskançhk
içinde boğuştuğutoplumumuzdabir "kadınbakanhğı"nın
sorumluluğunu üstlenecek bir kadına değil bilinçli bir insana
gereksinmevar.
24 kasım Milliyet gazetesinde yayımlanan
"Tatil Sohbeü"nin konuğu Devlet Bakanı
Güler lleri'ydi. Bu çok ilginç söyleşide tar-
tışılması gereken bazı noktalar var.
"Bir bakandan çok, kabul giinünde bek-
knenden çok gelen misafirleri kusursuz
ağııiamaya çalışan bir ev kadınına benze-
yen.." Devlet Bakanı Guler İleri, aile ve ka-
dın sorunlanyla ilgilenecek. Ama Sa>ın İleri
kadın-erkek eşitliğine inanmıyor. Erkekler
farkh diyor, mümkün değil, ama biz bakan-
hğımız süresinde biraz bu eşitliği sağlarsak
belki eşitsizliğin simgesi olan bu "kadın ba-
luuüıgı"m kaldınnz diye duşünüyor.
Şimdi eğlence başlıyor: Binlerce yıllık
egemen erkek kültürünün sürdüğü bir top-
lumda binbir güçlükle yeni kurulmuş "ka-
dın bakanbğı"mızın "kadın" bakanı, biraz-
cık eşitlik sağlandıktan sonra ataerkil top-
luma transfer olmayı duşünüyor. Çünkü o
sadece bir kadın. Kadın olmak, kadın so-
runlanna sahip çıkmak için >eterli değildir.
örnekte de görüldüğü gibi dişi/kadın ol-
ma fiziksel özelliği doğadan kaynaklanan
bir zorunluluktur. Bu, kimseyi bilinçli kı-
lan bir faktör değildir.
Kadınların kadınlara karşı olduğu, kıya-
sıya rekabet ve kıskançhk içinde boğuştu-
ğu toplumumuzda bir "kadın bakanlığı"nın
sorumluluğunu üstlenecek bir kadına değil
bilinçli bir insana gereksinme var. Bu ger-
çek. Bakanlıktaki makamında kesin ve net-
tir"ailece" (ağabeyi ve kocasıyla) destekle-
nen sayın kadın bakanımız İcendi gücüne
pek güvenmiyor galiba.
Oysa sohbetin bir bölümünde 20 yıldır
politikayla uğraşan biri olarak neden ilk kez
geçen seçimlerde aday olduğu sorulunca
"kırsal bölgedeki zorluklardan"' söz eden
Sayın tleri, "Ne gibi zoriuklar" sorusuna
ilginç bir yanıt veriyor: "Aiiemiz örneğin,
aileoizi aşmanız gerekir. Zile'de politika
v^pmak ayıp bir şeydi" diyor Sayın 1leri.
Bunu Zile'de kadınların politika yapma-
sı ayıp bir şeydi diye düzeltmek gerekir.
Çünkü Zile'de erkekler güle oynaya politi-
ka yapıyor. Tıpkı içkilerini içtikleri rahat-
lıkla, sokakta dolaştıkları rebavetle, gene-
leve gitme aferiniyle yaptıklan şeylerden biri
de politikadır.
Çünkü düzen, erkeklere aittir. Sokaklar
onlarındır. Politika ise evde tığ işi yapma-
ya benzemez, sokağa çıkmayı zorunlu kı-
lar. İşte ayıp olan sokağa çıkmaktır. Kadın
sokağa çıkınca ve politika yapınca ayıp ol-
maktadır.
lşin diğer eğlenceli yanı ise bu sohbete ha-
bersiz ortak olan Sayın lleri'nin kocasıdır.
Masasının yanında oturan eşi birden söze
girer ve ben buradayım der. "Eşim olarak
söylemek istemiyonım, gerçekten kendisi
hep zora alışmıştır" diye devam eder.
Bu zor nedir, isterseniz Sayın lleri'nin
yaptıklarına bakarak karar verelim: Sabah
beş buçukta kalkıp utü dahil evin bütün iş-
lerini tamamlayıp arkasından hem kendi
hem de eşinin eczanesini açıp hazırlamak
ve denetlemek. Akşamları da partiye
gidiyor.
Gerçekten çok zor. Bundan zevk alah Ba-
yan tleri, şikâyetçi değil. Belki bu nedenle
kocası eşitliğe inanıyor. (Çünkü onun itiraz
edebileceği hiçbir aksaklık yok.) Bayan tleri
ise kadın bakanı olarak "eşitliğe hiç mi hiç
inanmıyor" 20 yıldır bakan oünayı bekle-
yen Sayın tleri, kadınlara dönük bir çahş-
ma yapmayı bir türlü akıl edememiş! Parti
içi çalışmalardan fırsat ohnadı zahir. Erkek-
çe sayaştığı politik yirmi yılda "doğrudan"
hiçbir kadın çalışması yapmamış. Tabii hal
böyle olunca Kadın ve Aile Sorunlan Ba-
kanlığı'nın "güçsüzler" kavramını kapsama-
sı gerekiyor. Güçsüzler kavramını "bu ne
demek oluyorsa ben de tam şey yapamadım
ama" diye "ozürlülerle" açıklayan bakanı-
mız, ilk kez doğru bir şey söylüyor bence.
Hele özürlülerin, güçsüzlerin kendine bağ-
lanmasının nedeni olarak "anneliği ve
duygusallığı" gören Sayın îleri, erkeklerle
aynı kadın imajını paylaştığmı bize du-
yuruyor.
Böylece kadın-erkek eşitliğine inanma-
yan, kazandığı parayı ekonomik gücü ola-
rak elinde tujamayan ve sadece harçhk alan,
kadına dönük ne yöresel, ne ulusal bir tek
çalışma yapmamış bir kadını güçsüzlerin
oylanyla Kadın ve Aile Sorunlan Bakanı ya-
pan tüm "özüriöleri" anlamak mümkün
olabiliyor.
Kültürel ve sosyal kimliklerin değiştiril-
mesi gereken, geleneksel olanla çatışan çağ-
daş kadın imajını bu bakanlık inşallah
kuracak!
Kadınlarımız kadın bakanlığından neler
bekliyor sorusuna "Ben eşit olmalannı is-
tiyonım, ama birazcık şöyie, ben de Ana-
doln kadıuyım. Erkekkrin birazak fark-
uiıklan var!1
Şimdi bize de birazak eşitlik falan veri-
lecek mi bilemiyorum. Fakat Anadolu ka-
dınının temsilcisi sadece ezilen kadın değil-
dir tarihte. Selçuklular'ın ünlü Terke Hatu-
nu, kadın tannçalar diyan Anadolu'nun an-
cak ilginç kadın kişiliklerinden biridir.
Ataerkil ve feodal düzenin ezdiği kadın,
üretilen ideolojiye bağımhysa ve böyle kal-
maya niyetliyse (ki öyle görünüyor) onun
için kimsenin yapacağı bir şey yoktur. Çün-
kü kimse kadını alıp cumhurbaşkam veya
bakan yapmakla sorunlan çözemez ve çö-
zülmeyeceği net olarak ortadadır. Üst yapı
sadece bürokrasiyi tatmin eder. Bakanlık
kadın düzeyini oluşturamaz. Altyapıda hiç-
bir değişime yol açmaz.
Adalet ve Kuşkular
Kamu adına iddiada bulunan savcı ile savunma yapan avukatın
yetkilerinin ve hatta yerlerinin eşitsizliğini düşündükçe, savcımn
mahkeme heyeti ile birlikte müzakerelere katıldığını gördükçe
hazırlık soruşturmasında avukat bulundurma hakkı tanınması
bana çok anlamlı gelmiyor.
Üniversite ders kitaplanmızdan birisinde
hocamız kitabını kendisine her şeyden hat-
ta kendisinden bile şüphe etmeyi öğreten
hocasına ithaf etmişti. Bu ithaf o dönemler-
de beni çok düşündürmüş ve aynı oranda
da yadırgamıştım. Ancak zaman beni ho-
camın haklıhğına inandırdığı gibi ben de
birçok şeyden kuşkulanmaya ve bu kuşku-
lanmı dillendirmeye başladım. Örneğin son-
dönemlerde gerek basında ve gerek kamuo-
yunda yapılacak yasal dûzenleme ile hazır-
lık soruşturmasında avukat bulundurma
hakkı tanınarak işkencenin önüne geçilece-
ği. adaletin hızlandınlacağından bahsedili-
yor ve herkes büyük bir umut ve ıyimserlik-
te buna inanıyor. Bu inanca göre artık
fılmlerde görûlen karakol ve mahkeme sah-
nelerinin yaşanacağı düşünülüyor. Bense
bu kadar iyimser olamıyor, bu iyi nıyetli ça-
balan takdirle karşılamanın yanında
kuşkulanmı da dillendirmekten kendimi
alamıyorum. Nedir bu kuşkurar?
1) Karakol aşamasında yani hazırlık soruş-
turmasında avukat bulundurma hakkı
tanınacak deniyor. Bu hak mı, yoksa zo-
runluluk mu olacak? Hak olacaİcsa acaba
"Avukat tutmak istemiyonım" şeklınde öz-
gür irade ile imzalanmış tutanaklarla karşı-
laşılması nasıl engellenecek? Filmlerde
gördüğü şekilde haklannın hatırlatılmasını
beklerken bu şekilde imzalanmış tutanak-
larla karakoldan çıkacak vatandaşlan
düşünüyonım da bana hiç yabana gelmi-
yor. Çünkü aynı özgür iradenin karakolda-
ki ifadeyi savcılıkta ve sorgu hâkımlığınde
yinelettiğine çok tanık olduk. Hem zaten
türkümûz de var karakolda doğru söyier
mahkemede şaşar diye.
2) Bazı genelgelerin ve yönetmeliklerin uy-
gulayıcıların elinde yasanın önüne geçtiğini
görmek şaşırtıcı olmadığı için yaptınmlar-
dan yoksun yasal düzenlemelerin deveku-
şuna döneceğine yönelik kuşkulanmı
giderecek bir gelişme göremıyorum.
3) Avukatlann savunma makamı olarak
delil toplayamadığı, özel kuhıluşlardan da-
hi mahkeme karan olmaksızın belge ve
bilgi alamadığı (Avukatlık Kanunu'ndaki
hükme rağmen) alsa bile mahkemelerin iti-
bar etmeyip yeniden istediği sistemde
sadece delillerin toplanması her celse orta-
lama 1 ay olmak üzere 3-4 celse sürdüğü
düşünülürse bu konulann tartışılmaması
çabalann sonuçsuz kalacağı yönündeki
kuşkulanmı arttınyor.
4) Avukatlann müvekkilleri ile cezaevinde
kısıtlı sürelerde ve denetim altında görüştü-
ğü sanık, tanık ve müdahile mahkeme reisi-
nin aracılığı ile ve reisin takdirine uygun
bulunursa soru sorabildiği, görevini yapa-
bilmek için mahkeme heyeti ile bu .heyette
iddia makamında ver alan savcı da dahil ol-
Bu nedenle Türkiye'de eğitimli eğitimsiz
tüm kadınların isteği sadece sosyal güven-
cedir. Kadın; mücadele etmek, bir amaç için
acı çekmek ve söke söke hakkını almak ni-
yetinde değildir. Kadın; paşa paşa evinde
oturmak, yemek-içmek, giyinmek, barın-
mak istiyor. Bunlan sağlayan koca (erkek)
olduğuna göre ona boyun eğmeye razı. Ka-
dının razı olmadığı, bundan fazla olarak is-
tediği, sosyal güvence, gelecek güvencesi v.s.
tşte bir kat, bir araba, para veya köyde elli
bilezik verseler kadın hiç sesini çıkar-
mayacak.
"—Siz, Türkiye'de kadına dönük ayrım-
cılık var, kadın erkek eşitliği de yok, bunu
sağlamak da mümkün değil, ama ben yine
de başka her türlü konuda kadınlara yar-
dımcı olmaya kararhyım diyorsunuz..!'
"Evet".
Dünyada ilk Türkiye'de "saglanması
mümkün olmayan" bir iş için koskoca bir
bakanlık kurulmuş oluyor. Tüm kadınlara
"dişüikleri" hayırlı olsun.
NEVVAL ÇİZGEN
mak üzere iyi geçinme çabası ile görevini
tam olarak yerine getiremediğı açık olan
avukatın durumunun nasıl düzeltileceği
hakkında hiçbir açıklığın bulunmaması be-
ni daha da karamsar düşünmeye itiyor.
5) Kamu adına iddiada bulunan savcı ile
savunma yapan avukatın yetkilerinin ve
hatta yerlerinin eşitsizliğini düşündükçe,
savcımn mahkeme heyeti ile birlikte müza-
kerelere katıldığını gördükçe hazırlık so-
ruşturmasında avukat bulundurma hakkı
tanınması bana çok anlamlı gelmiyor.
Sadece ceza yargılamasına yönelik kuşku-
lanmm bir kısmı bunlar ve hazırlık ve
hazırlık soruşturmasında avukat bulun-
durma hakkı değil zorunluluğunun getiril-
mesi, yasal düzenlemelerin yaptınmlarla
donatılması ve işlevsel hale getirilmesi, yö-
netmelik ve genelgelerin yasalann önüne
geçmesinin engellenmesı. avukatlann yetki
ve sonımluluklannın çok iyi bir şekilde dü-
zenlenmesi ve barolann işlevinin etkinleşti-
rilmesi. iddia ve savunma makamlannın
yetki, sorumluluk ve hatta şekilde eşitlen-
mesi, çapraz sorgulama sisteminin getiril-
mesi genış bir şekilde tartışılmah ve en
önemlısi uygulayıcı olan yargıç. savcı ve
avukatlann fakülte civanndaki kahveha-
nelerde öğrenim görüp adliye çay ocağmda
staj yapmalannın engellenmesi. yargıçlann
avukatlık ve savcılık yapanlar arasından
objektif kıstaslarla seçilmesi ve yargıçlığın
özendirilmesi gereğinjn kamuoyunda, ya-
sama organında ilgili kurum ve kuruluşlar-
da tartışılıp yasal düzenlemenin devekuşu
olmayacak şekilde yapılmasını ve kuşkula-
nmm kuruntu olarak kalmasmı diliyorum.
AV. SELÇUK KARAÇ AY / Istanbnl
ARTCOM I
Bir ürün kampanyasını
baştan sona yönlendirebilecek,
iyi derecede Ingilizce bilen,
5 yıl ajans deneyimli
ART DIRECTOR
Marketing Strateji oluşturabilecek,
iyi derecede Ingilizce bilen,
ajans deneyimli
MÜŞTERÎ TEMSİLCÎSİ
Diksiyonu iyi,
büro makinelerini kullanabilen,
Ingilizce yazışmalan hatasız yazabilecek,
prezantabl
SEKRETER
Ilgilenenlenn şahsen müracaatlan gerekmektedir.
ARTCOM REKLAM AJANSI LTD. ŞTI.
Eminefendi Sokak 7/4 Murat Apt. Tesvikiye, Istanbul
Tel:230 92 07, 230 92 08
YILBAŞINDA!!!
YUNANİSTAN'DAYIZ
ÇOK UCUZ 29.12.1991-02.01.1992
Otobüsle, 4 gece-5 gün, Y.P., yılbaşı balosu dahil
1.425.000 TL
RÜYA ŞEHRIPARİSDEYİZ
28.12.1991-02.01.1992
Uçakla, 5 gece-6 gün, oda+kahvaltı, 625$
İSYİÇREDE KAYAK İSTER MİSİNİZ 7»
Özel uçakla, 21.12.1991 - 05.01.1992, Y.P., 1325$
İŞTE TUR ALMANYA-HOLLANDA!!!
İ^/DUSSELDORF/AMSTERDA^ST 2J75JMH) TL
27.12.1991-02.01.1992, özel uçakla, oda+kahvaltı
* UCUZ COK UCUZ ALMANYA-İSVİCRE UCAK BİLETLERİ*
a) İST/DÜS/İST GİDİŞ—DÖNÜŞ SADE"CE 385 DM
b) 21.12.1991 İST/ZURİH 16.00
05 01.1992 ZÜRİH/İST 19.45
GİDİ^DÖNÜŞ SADECE 1.575.000 TL
AIR ASTOR TOUR
Seyahat Acentası ve Tıcaret A.Ş.
Halaskârgazi Cd. Şenkal Apt. 101-103 K: 5 Harbiye
Tel: 132 18 72
İLTER TURAN
DYP ve ANAP Kardeş mi?Nedenini kestirmek pek kolay değil. Siyasal olgular ara-
sındaki kaba farklan kolay kavrayabiliyoruz da ince farkları
algılamakta. önemsemekte güçlük çekiyoruz. Uzağımızda-
ki olayların ayrıntılarını bilmediğimiz ölçüde, ince farklar dik-
katimizden kaçabilir. Örneğin, bir siyasi partimizin lideri, Or-
tadoğu'nun bir bölümü dışında kalan dünyaya ilişkin pek sı-
nırlı bilgisi olduğundan olacak, "Bunlar Hıristiyan," diyerek
pek sade bir değerlendirme yapmaktadır. Şu anda Sırp ve
Hırvatlann giriştiği üzücü mücadelenin en önemli boyutla-
nndan birinin Ortodoks-Katolik uyuşmazlığı olduğunu öğre-
nirse bilmem şaşıracak mıdır? Biraz yakınına gidince, uzak-
tan seçemediğimiz farklar önem kazanıyor.
İnce farkları görememek her zaman bize uzak düşen ol-
gularla ilgili değil. Yakınımızdaki ince farkları da bazen ya
görmüyoruz ya da görmek işimize gelmiyor. Bunun en son
örnekleri arasında Anavatan ve Doğru Yol partilerinin birteş-
mesini öne süren "Anayol" formülü bulunuyor. Formülü sa-
vunanlara göre bu iki parti aynı şeyleri savunan kardeş par-
tilerdir. Tabanları birdir, aynı tür düşünceleri (herhalde aynı
tür çıkarları da) savunurlar. Liderleri arasında kökü 12 Eylül'e
uzanan bir ayrılık vardır. Ancak bunun artık geride kalması
lazımdır. Eninde sonunda bu partiler birleşecektir. Belki de
bu değişmeyi sağlayacak bir lidere ihtiyaç vardır.
Acaba DYP ve ANAP arasındaki farklar lider gecimsizli-
ğinden ibaret midir? Önce ANAP ve DYP'nin aldıkları oylan
ele alalım. Henüz ayrıntılı incelenmemiş olsa bile ANAP'ın
en fazla oyu bazı büyük kentlerde aldığı, DYP'nin ise orta-
boy kentlerle kırsal kesimin desteğini sağladığı anlaşılmak-
tadır. İki parti arasında seçmen eğer bir fark bulmasaydı, her
iki parti de en fazia oyu aynı niteliklere sahip yerlerden alır-
dı. Demek ki seçmenler aynı olduğu sanılan partiler arasın-
da bazı anlamlı farklar bulabiliyor.
İki partinin gündemlerine bakalım. DYP uzun süredir 12
Eylül'ün getirdiği rejimin değiştirilmesini ve daha demokra-
tik bir yapıya kavuşturulmasını savunuyor. Yasalarda ve ana-
yasada insan haklarıyla ilgili düzenlemelerin Paris Şartı'na
uymasını, işçi haklannın Uluslararası Çalışma Örgütü'nün ön-
gördüğü biçimde ge-
İnce farklann önem
kazandığı bir siyasal
yasama giriyoruz.
Alışkanlıklarımızı terk
etmek pek kolay
olmayabilir. Ancak ince
farklan kavramayı,
anlamlandırmayı
öğrenmemiz gerekiyor.
nişletılmesini istiyor.
Birkaç gün önce Sa-
yın Demirel, memur-
lara sendikalaşma
hakkının vehleceğini
ifade etti. Bilindiği ka-
darıyla ANAP'ın açık-
lık kazanmış bir de-
mokratikleşme prog-
ramı yoktur. Hatta
DYP'nin bu alandaki
bazı vaatlerini endi-
şeyle karşılamaktadır.
Karşılaştırmaya de-
vam edecek olursak, DYP-ANAP arasındaki farkların çoğa-
lacağından emin olabilirsiniz. Bilmem bu örnekler iki büyük
partimizin aynı olmadığını gösteriyor mu? O zaman, "Burv'
lar aynı, bunlar kardeş" yaklaşımının ortaya çıkış nedeni ve
kaynağı nedir? Kuşku yok ki "Anayol" formütünün kendileri
için kazançlı olacağını düşünenler, onun yandaşlığını yapa-
caklardır. Ancak tüm bütünleşme dileklerini bazı kişilerin ya
da çevrelerin çıkar hesaplarına bağlamak biraz fazla kolay
bir açıklama olacaktır.
Çok yakın zamana kadar ülkemizde iki kutuplu bir siyasal
saflaşma yürürlükteydi. Bir yanda toplumsal değişmenin dev-
letin yaptırım gücünden yararlanarak çağdaşlaşma şeklirv
de gerçekleşmesine inanan ve ortanın solundan başlayarak
sola doğru uzanan bir kamp yer alıyordu. Bunun karşısında
toplumsal değişmenin itici gücünün özel alandan gelmesi
gerektiğim vurgulamaya yatkın, ortanın sağından sağa doğ-
ru genişleyen bir kamp bulunuyordu. Hemen ekleyelim, bu
farklılaşma genellikle düşünce ve söylem düzeyinde yoğun-
laşıyordu. Davranışlara bakıldığında, sağ kampı'n uçlarının
kendi görüşlerini topluma zoriamanın aracı olarak devleti gör-'
dükleri, onu kullanmaya yatkın olduklan aşikârdı. Ortanın so-
lunda yer almakla birlikte, toplumsal değişmenin itici gücü-
nün özel iktisadi alandan gelmesi gerektiğini isteyenler de
az değildi.
20 Ekim 1991 seçimlerinin bir özelliği, eski sağ-sol saflaş-
masının sona erdigini göstermesi oldu. Büyük partilerimiz
piyasa ekonomisi ve siyasal demokrasi üzerinde anlaşma-
ya varmış gözüküyorlar. Artık birbirini dışlayan dünya görüş-
lerinin ya da bağdaşmaz iki evrenin temsilcisi değiller. Aynı
dünya görüşü içinde yer alabilen farklı tercihlerin bayraktar-
iığını yapıyorlar. Böylece aralarındaki teşhisi kolay kaba fark-
lar, yerlerini nüanslara, ince farklara bırakıyor. Yerleşik de-
mokrasilerde siyasal mücadelenin konulan genellikle ince!"
farklardan oluşmaktadır.
İnce farkların önem kazandığı bir siyasal yaşama giriyo-:
ruz. Alışkanlıklarımızı terk etmek pek kolay olmayabilir. An-;
cak ince farklan kavramayı, anlamlandırmayı öğrenmemiz ge-;
rekiyor. Yalnız kaba farkları bildiğimiz, salt bunlarla yetine-;
bildiğimiz dönemi arkamızda bırakıyoruz. '<
MALtYE VE GÜMRÜK BAKAMJĞI
TASFtYE tŞLERt DÖNER SERMAYE
ÎŞLETMELERt GENEL MÜDÜRLÜĞÜ1NDEN
GÜMRÜKLÜ SAHADA TAHMİL, TAHLlYE VE
HAMALİYE İŞLERt YAPTIRILACAKTIR
1- Ankara ili, Yenimahalle ilçesi, Ergazi mevkiinde bulu-
nan Ankara Tasfiye tşletme Müdürlüğü'nün Ergazi Tesisle-
ri'nde, yıllık geliri yaklaşık bir buçuk milyar lira olan ve tesise
gelen giriş eşyası ile tesisten yurtdışına gönderilecek çıkış eş-
yasmın tahmil, tahliye, hamaliye hizmetleri Tasfiye tşletme
Müdürlükleri Terminal ve Tesis Hizmetleri tarifesi uyannca
bu hizmetlerden elde edilen hasılatın "/» 80'i üzerinden 2886
sayılı Devlet Ihale Kanunu'nun 89'uncu maddesi uyarınca
alman Bakanlar Kunılu'nun 5/4/1991 tarih ve 91/1685 sa-
yılı kararına istinaden belirlenen esas ve usule göre eksiltme
yapılmak suretiyle (3) yıllığına kapah teklif usultt ile ihale edi-
lecektir.
2- thaleye Türk Ticaret Kanunu httkümlerine göre kurul-
muş olup, sermayesi en az 1.000.000.000.- TL olan ve şart-
namedeki diğer şartlan taşıyan ticaret şirketleri katılabilir.
3- Şartname ve ekleri 500.000.- TL karşılıgında Tasfiye Iş-
leri Döner Sermaye îşletmeleri Genel Müdürlüğü ile Ada-
na, Ankara, Erzurum, Edirne, Erenköy Diyarbakır, Istan-
bul ve tzmir Tasfiye Isletme Müdürlüklerinden temin edile-
bileceği gibi bu yerlerde mesai saatleri içerisinde bedelsiz
incelenebilir.
4- thale edilecek işin geçici teminatı 120.000.000.- TL'dir.
5- Eksiltmeye girebümek için isteklilerin sartnamede be-
lirtilen belgelerle ömeğine uygun teklif mektuplannı 25 Aralık
1991 günü saat 10.00'a kadar Maliye ve Gümrük Bakanhğı
Tasfiye Işleri Döner Sermaye Îşletmeleri Genel Müdürlüğü
Gazi Mustafa Kemal Bulvan No: 6 Kat: 4 Kızılay/ANKA-
RA adresindeki ihale komisyonu başkanlığına vermeleri
gerekir.
Posta ile gönderilen tekliflerin belirtilen gün ve saate ka-
dar komisyon başkanlığına ulaşması gerekmektedir. Posta-
da vaki olacak gecikmeler kabul edilmez. Yapılan
müracaatlar herhangi bir sebeple geri alınmaz.
Yukarıda belirtilen gün ve saat geçtikten sonra hiçbir se-
kilde yeni teklif kabul edilmez.
6- Komisyon, ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. İhale
sonuçlan isteklilere aynca yazüı olarak bildirilecektir.
Basın: 46255
tLAN
RİZE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
1991/443
Davacı Ali Terzi tarafından davalılar aleyhine açılan tenkis davası-
nın yapılan duruşmalan sırasında verilen ara karan gereğince:
Davalılardan Emin Terzi, Husnü Terzi ve Veysel Terzioglu'na Rize
PTT'si ile dava dilekçesi tebliğ edilemediği ve adrcslerinin de bulun-
madığı anlaşıLmakta duruşma günü olan 25.12.1991 günü saat 9.00'da
mahkememiz salonunda hazır bulunmalan ve bir vekil marifetiyle ken-
dilerinı temsil ettirmeleri dava dilekçesi yerine kaim olmak üzere ila-
nen tebliğ olunur. 29.11.1991