Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyel
Sahıbı: Cumhunyet Matbaacılık ve Gazetecılık Turk Anonım
Şırketı adına Berin N»di • Murahhas Üye- Emine Uşaklıgil
0 Genel Yayın Mudüru. Hasan Cemai. Yazı tşlen Müduru. Okıy
Gonensin 0 Haber Merkezı Müduru: Yalçın Bayer, Sayfa
Duzenı Yönetmenı: Ali Acar 0 Temsılcıler: ANKARA: Ahmet
Taa, tZMİR: Hikmet Çetinkaya, ADANA: Çetin Yigenoglu
tç Polıtika Celal Başlangıç, Istanbul Haberlerı: Şenay Kalkaa. Ekonomi: Meral Tamer, Dış Haberler:
Ergun Balcı, Kültur: Cdal İster, Eğıtım: Gencaj Şaylan, Yurt Haberlerı: Necdet Doğan, Spor
Damşmanı. Abdolkadir Yucehnan, Dızı Yazılar: Kerem Çalışkan, Araşlırma Şahin Alpay, Duzeltme
Abdullah VazKi 0 Koordinatör Ahmet Konılsan 0 Malı tşler: Erol Erkut 0 Muhasebe Bulent
Ycner 0 Butçe-Planlama: Sevgi Osmanbeseoglu 0 Reklam. Ayşe Torun 0 Idare: Husejin Gurer 0
tşletme Onder Çelik 0 Bılgı-fşlem Nail Inal 0 Personel: Sevgi Bostancıoğlu
Basan \e Yayan. Cumhuriyet Maıbaacıiık \ç Gazetecılık TA Ş. Turkocağı Cad.
39'4I Cağaloğlu 34334 Ist. PK 246 - Istanbul Tel 512 05 05 (20 hat), Telet:
22246, Fax (1) 526 60 ^2 0 Burolar Aakanc Zıya Gftkalp Blv lnkılap S No:
19 4, Tel 133 II 41-47, Telra 42344, Fax: (4) 133 05 65 0 İımir: H Zıya Bly
1352 S 2/ 3, Tel. 13 12 30, Tdex 52359, Fax: (51) 19 53 60 0 Aduu: lnönü C*i
119 S. No 1 Kat 1, Tel 19 37 52 (4 hat), Telex 62155, Faı (71) 19 25 78
TAKVİM: 10 KASIM 1991 Imsak: 5 10 Guneş- 6.38 öğle: 11.52 tkindi: 14.33 Akşam: 16 58 Yatsı: 18.20
Sessizce geçip gitti
Polanski
IstanbııTa
inmediAHU ANTMEN
lstanbul Tophane Rıhtımı.
Gece. Saat 23'0 çoktan geç-
mis... "Avş*" adlı gemi bırak-
mış kendini sulara, uyuyor. As-
lında çevredeki herkes ve her
şey uykuda neredeyse, birkaç
nhtım işçisi, birkaç da kedi dı-
şında. "Avşa" yavaş yavaş bir o
yana bir bu yana salınmaya
başlıyor... sonra bizim Istanbul
hattı vapurlanrruzın tam aksi-
ne kesik bir gemi kornası du-
yuluyor ve bembeyaz bir Yunan
gemisi burnunu gösteriyor:
Odysseus... Odysseus, Avrupalı
bir fîlm ekibini getirdi Türkiye
1
ye. Çekimler gemide sürüyor.
Yönetmen, Roman Polanski...
ROMAN POLANSKİ — Ün-
lö yönetmen konuşmak istemi-
yor.
Ağır ağır yanaşıyor Odysse-
us. Uzaktan yalnizca birer ka-
rartı olan insanlar, şimdi biraz
seçilebiliyorlar -en anndan, ka-
dın mı erkek mi sanşın mı es-
mer mi türünden, iniyorlar
sonra, bir "on" çekerek, yere
dokunarak. Birkaç gün kara
gönnemiş olmalı ayaklan. Bir
grup, "ejİenmeye" gidiyor. Ge-
minin, Odysseus'un, "başrol
oyuncusu" Roman Polanski ise
görünürlerde yok.
Artık geceyansı oldu. Gemi-
de kalan kimi insanlar bize, biz
aşağıdan onlara bakıyoruz, bel-
ki Polanski de bir bakar diye.
Gemi mürettebatından biri, bir
Yunanlı, "yukanya" çıkabilme-
miz için "yokanda" birileriyle
görtlşüyor; ama kimseciklerin
bizi oraya çağırdığı yok.
Sonra sanşın bir kadının,
uzun boylu, lngüizceyi Fransız-
lara özgü aksanla konuşan bir
Fransızın bizim için "aşagı" ve
"yuk«n" turlan başlıyor. ön-
ce yorgun olduğunu söylüyor
Polanski'nin. Israr ediyoruz.
Yeniden çıkıyor yukanya. Gelir-
ken yuzundeki ifadeyi ölçmeye
çalışıyoruz. Ama hayır, üstelik
bu kez başka bir nedenle ko-
nuşmak istemiyor Polanski.
Türkiye've önceki gelişinde ga-
zetelerin "genç karısı ve
kendisi" hakkında çirkin şeyler
yazmış olduklanndan, artık
Türk gazetecüere güveni kalma-
dığından...
Geceyansını çoktan geçti ar-
tık. Roman Polanski belki oda-
sında uyuyor şimdi, biz orada
çaresizce beklerken. Ve sabaha
karşı "Odysseus gemisi" Istan-
bul limanına veda ediyor. "E la
Nave Vm" (ve gemi gidiyor)...
Roman Polanski'nin
"Frantic" fılmini izlemiştik en
son. Harrison Fbrd'un başrolü-
nü üstlendiği filmde, kansını
kaybeden ve çılgın gibi onu ara-
yan bir adamın ilginç öyküsü
anlatıhyordu. Bütün filmlerin-
de olduğu gibi, şiddet, gerilim,
tutku ve seks bu filminde de
"Bn kesinlikk bir Polanski
fflmi" dedirtecek kadar belir-
gindi. tnsanoğlunun hep en
tehlikeli içgüdülenyle uğraşmış-
tı Polanski. Bizimle konuşsay-
dı, sormak istiyorduk, insanlar
hakkında ne düşunüyordu?-
Insanlar... Belki hiçbir yönet-
men onun kadar kişisel dene-
yimlerinden kaynaklanan ya-
pıtlar vermemişti, sanatı bu
denli etkilenmemişti. Yönet-
menler ansiklopedilerine, sine-
ma kitaplanna bir bakın... Ro-
man Polanski'nin hep yaşamı
yer ahyor önce, çünkü belki si-
neması hakkındaki ipuçlan
gerçekten de orada...
Yahudi bir ailenin çocuğu
oluşu, ailesinin "kamp"a götü-
rülûşü, annesinin orada ölü-
mü... tkinci Dünya Savaşı bit-
meden sayısız acı deneyimi ol-
muştu Polanski'nin. Yülar son-
ra, 1969 yılında kansı Sharon
late'in öldürüluşü de Amerikan
yakın tarihinin en tartışılan ci-
nayetlerinden biri olmuştu.
Avrupa ve Amerika arasında
bir köprüydü Polanski'nin ya-
şamı, 1977 yılında 13 yaşında
kücûk bir mankene tecavüz et-
mekle yargılanana kadar... Şim-
di Avrupa'da yaşıyor. Şimdilik
her şey sakin.
Nina Simone'un
mayınlı şarkıları
SADETTİN DAVRAN
Istanbul alacakaranbkta bir
sır küpü olur çıkar. Eski bir
Acem halısı gibi dili kilitlenir.
Ağzından laf almak için uğraş-
mak boşunadır. Bu saatlerde
sadece seyredilmelidir. Göz
göze gelmek her şeyi yeniden
başlatabilir. Hangi kapısından
gjrüirse girilsin, gözlerine balal-
mamalıdır. Bu saatlerde tstan-
bul, morlu siyahh ipekliden, al-
tın işlemeli harmaniyelere san-
nır, saçında tatlısu incileri, bi-
leklerinde misk, elinde bir altın
kupa ile Unkapanı Köprtisü-
nün başmda beürebilir. Göz
göze gelmemeye çalışmak en
iyisidir.
Caz sarkıcısı ve Nina Simone
Ama eliyle düpedüz isaret
edince, Şişhane'ye doğru akan
kıpkırmızı nehirde yûzen ara-
banızın ön koltuğuna buyur et-
mek bazen kaçınılmaz olabilir.
önünüzde akıp giden stop lam-
balannın ışığında bu ezbere bil-
diğinizi sandığınız profılin sa-
hibesi ile nece konuşacağınızı
düşttnurken o sizden önce dav-
ranıp altın kupasmı uzatabilir.
Dokuz yüz yıîlık 'Kyzüos' şa-
rabı etkisini umduğunuzdan da
çabuk gösterebilir.
Siz Dolapdere yokuşundan
çıkarken otostopçunuz ineceği
yerde çoktan inmiştir. Içi hâlâ
hafifçe misk kokan arabanızı
Hilton Oteli'nin park yerine bı-
rakıp, otelin döner kapısından
içeri girdiğinizde; onu yeniden
karşınızda görmeyi boşuna
umarsınız.
Oysa bu otelin otostopçu-
nuzdan çok daha esrarengiz ko-
nukları olabilir.
Bu akşam burada Bayan Ni-
na Simone kalmaktadır. Yann
kim kalır, henüz büinmemekte-
dir. Nina Simone caz sarkıcısı
ve piyanisttir. Topuklu terlikler-
leboyu 1.70'ibulmaktadır. Ba-
caklan hâlâ güzel, sacı yine to-
puz, elleri ıse tütun kokmakta-
dır.
Bayan Simone'un tstanbul-
da oldugunu pek az kişi bil-
mektedir. En çok da Bayan Si-
mone merak etmektedir nasıl
olup da haber aldıgırruzı. Çün-
kü Bayan Simone, tstanbul'a
özel bir parti için çağnlıdır. Bir
gemide verilecek olan bu par-
tide söylemek için gelmiştir.
Yoksa yanlış anlaşümasın, kon-
ser verdi de biz kacırdıkımsı bir
durum; kesinlikle söz konusu
değildir.
Bayan Simone'a uzun uzun
kendisinin tstanbul'da oldugu-
nu gazetemizin sinema yazan
Atillâ Dorsay'dan duyduğumu,
kötü bir niyetim olmadığını, sa-
dece kısa bir söyleşi yapmak is-
tediğimi anlatmam gereke-
î cektir.
Nina Simone otelin Exeoıti-
ve Floor adı verilen ek bölü-
mündeki Vista Suit'te kalmak-
tadır. Biraz önce havuzdan gel-
diği için üzerinde beyaz bir ma-
yo, onun da üzerinde beyaz
üzerine pembe çizgili bir bor-
noz bulunmaktadır.
Nina Simone (1933, North
Carolina, ABD), üç yıl kadar
önce yazdığı, kulağı okşayan
ritmi ve söz dizini ile pop liste-
lerine yerleşen sayılı caz şarkı-
lanndan biri olan *My Baby
Just Cares For Me*yi son kez
yirmi gün kadar önce Paris'te;
Olympia'da beş gece üst uste,
her gece sekiz bin kişiye söyle-
miştir. Nina Simone yinni yıl-
dır Avrupa'da yaşamaktadır.
Paris, Amsterdam, Cenevre ve
yine Amsterdam. Evet, Avru-
pa'da daha rahat etmektedir.
Bayan Simone son zamanlar-
da sık sık 'Ne Me Quitte Pas'
söylemektedir. önumüzdeki
bahar ve yaz aylarım Senegal
Cumhurbaşkanı'nın konuğu
olarak bu ülkede geçirecektir.
Istanbul'a artık mutlaka
'resmen' çağnlmalı, Kyzdkos şa-
rabından içmelidir.
Fmnsızşarkıa ve oyuncu YvesMontandyetmişyaşında öldü
Sonbahar yaprağı gibiÜnün ilk
basamaklanna Edith
Piafla tırmanan Yves
Montand, 1951'de
Simone Signoret ile
evlenmişti. Fransız
Komünist Partisi'ne
en yakın sanatçılar
arasında yer alan
Montand, 1956'da
Macar ayaklanmasının
bastırılması, 1968'de
Çekoslovakya'nın
işgali sonucu soldan
kopmuştu. 1988'de
başkanlık seçimlerine
girmemesine karşın,
Fransızların yüzde
29'u oylarını
Montand'a
vereceklerini
açıklamışlardı.
Kiiltür Servisi — Fransız sar-
kıa ve oyuncu Yves Montand.
dün Paris yakınlanndaki Senlı*
Hastanesi'nde geçirdiği bir kalp
krizi sonucu öldü. AFP ve Re-
uter'in verdiği habere göre, Fran-
sız yönetmen Jean-Jacques Bei-
nebc'nin çevirdiği bir filmde o> -
namakta olan unlu sanatcı cu-
ma gecesi kalbüıden rahatsızlan-
dı, sabaha karşı hastanede yo-
ğun bakıma alındı. Butün çaba-
lara karşın kurtarılamayan
Montand'ın cenazesi dün gece
Paris'teki evine getirildi.
13 ekim günü 70 yaşına basan
Montand, 1992 mayısında da
Paris'te "Bir Tek ve Gercek Ne-
den: Şarkı Söyleme tstegi" baş-
hkh bir dizi konser venneye ha-
arlanıyordu. Montand'ın ölüm
haberi üzerine Fransız radyola-
rı olağan programlanm keserek
haberi duyurdular ve sanatçının
"Les Feuilks Mortes" (Autumn
Leaves-Sonbahar Yapraklan) ve
"Les Gamins de Paris" (Paris-
in Haşan Kızları) gibi Unlü şar-
kılannı çalmaya başladılar.
13 Ekim 1921'de İtalya'da,
Toscana bölgesinde yoksul bir
Yahudi ailesinin çocuğu olarak
dünyaya gelen Ivo Livi (gercek
adı), Mussolini'nin iktidara gel-
mesinden sonra ailesiyle birlik-
te Fransa'ya kaçtı ve Marsilya
1
ya yerleşti. Küçük yaşta okulu
bırakmak zorunda kalan, çeşit-
li işlere girip çıkan Montand, 18
yaşında bir kulupte şarkıcılığa
başladı, Paris'e giderek sahneye
çıkmayı denedi.
Moulin Rouge'da şarkı soyler-
la tete" (Kafam Dolu Güneşle)
adh otobiyografısi 1955'te basıl-
dı, "Savaş Bitti", "Ölümsüz" ve
"Itiraf gibi filmlerinin senaryo-
lannı da yazmış olan Ispanyo'
yazar Jorge Sempran'un kaleme
aldığı "Yves Montand: Ve Ha-
yat Devam Ediyor" adlı Mon-
tand biyografısı ise 1983'te ya-
yımlandı. Halen lspanya Kültur
Bakanı olan Semprun'un bu ki-
tabı iki yıl önce de tlkay Kur-
dak'ın çevirisiyle Afa
Yayınları'nca basıldı. öte yan-
dan, yine Afa Yayınlan'ndan
Ayşe Kurşunlu Ortac çevirisiyle
çıkan "Ödemin Eski Tadı Yok'
adh kitabında sanatçının karısı
ve ünlü sinema oyuncusu Simo-
ne Signoret, Montand'la tanış-
masını ve uzun birlikteliklerini
de anlattı.
Y\ ES MONTAND — Sahne, sinema, siyaset dönyalannda hep donıUarda gezfnıniş. Yves Mon-
tand evlilikieri ve Uişkileriyle de gündemdeydi.
ken ünlü Fransız şarkıcı Edith
Piaf ile tanışması Montand'ın
bütün bir yazgısını değiştirdi.
Piaf m desteği ile hem şarkıcı
olarak adını duyuran hem de si-
nemaya adım atan Montand ilk
kez 1946'da Piafla birlikte
"Işıksız Yıldız" adh fılmde rol
aldı. Aynı yıl Marcel Carni'nin
"Gecenin Kapılan" adlı filmin-
deki yorumuyla üne erişen
Montand, 1953'te Henri Ge«r-
ge Oouzot'nun Cannes Film
Şenüği'nde büyük ödüle değer
görülen "Dehşet Yolculan" ad-
h filmiyle uluslararası düzeyde
de tanındı.
1959'da tek kişilik bir göste-
riyle Broadway'de sahneye çıkan
ve büyük basarı kazanan Mon-
tand, 1960*13 Marilyn Monroe
ile birlikte oynadığı ve George
Cnkor'ın yönettiği "Let's Make
Love" (Gel Sevişelim/Milyarde-
rin Aşkı) fılmiyle başlayarak
Hollywood yapımlannda da rol
aldı.
Yunan asülı Fransız yönetmen
Costa-Gavras'ın "Olttmsüz"
(1968), "ttiraf" (1970) ve
•Sıkıyönetim" (1972) gibi siya-
sal sinemanın başyapıtlan sayı-
lan fılmlerinde son derece sağ-
lam kompozisyonlar çizen Yves
Montand, Alain Resnais'nin
"Savaş Bitti" (1966), Oaude Le-
louch'un "Yaşamak tçin"
(1967), Oaude Sautet'nin "Sen
ve Ben" (1972), "Sen, Ben ve
Diğerleri" (1975), "Tehdit"
(1977) ve "Guney YoUan" (1978)
adlı filmleriyle beyazperdedeki
ününü pekiştirdi.
1981'de yeniden müziğe ağır-
lık veren Montand, önce Paris-
te, sonra da dünyamn çeşitli yer-
lerinde yankılar uyandıran kon-
serler gerçekleştirdi, New York-
taki Metropolitan Operası'nda
sahneye çıktı.
Montand'ın "Du soleü plein
tanışan ve 1951'de ev-
lenen Yves Montand ve Simone
Signoret uzun sure Fransa'nın en
çok hayranlık duyulan çiftini
oluşturdular. Montand'ın
1960'ta ABD'de "Let's Make
Love"da birlikte oynarlarken
Marilyn Monroe ile girdiği ya-
kın iliski, Signoret ile olan evli-
liğini sarstı, ama yıkamadı.
Montand, Simone Signoret'r in
1985'te kanserden ölmesinden
sonra Carole Amiei ile evlendi.
Fransız "show" dünyasının
ününü bütün dünyaya yayan sa-
natçılanndan biri sayılan Mon-
tand ve Simone Signoret siyaset
alamnda da adlanndan sıkça
söz ettirdiler. Uzun süre Fransız
Komünist Partisi'nin en yakının-
daki sanatçılar arasında yer alan
Montand'ın komünizm konu-
sundaki düşkırıklığı 1956'da
Knısçev döneminde Signoret ile
birlikte gercekleştirdiği Sovyet-
ler Birliği gezisi sırasında başla-
dı.
Özellikle 1%8'de Sovyetler
Birliği'nin Çekoslovakya'yı işga-
li karşısında duşunceleri sarsılan
Yves Montand, giderek Komü-
nist Parti'den ve sel düşünceden
tümuyle uzaklaşınca ağır eleşti-
rilere de uğradı.
* 1988'de Fransa'daki başkanlık
seçimlerine katılacağı yolunda
yaygın söylentiler çıkan Mon-
tand, bir sure sonra böyle bir ni-
yeti olmadığını açıkladı. Ama o
sıralar bir Fransız gazetesinin
düzenlediği kamuoyu yoklama-
sım yanıtlayan Fransızlann yüz-
de 29"u oylannı Montand'a ve-
receklerini belirttiler.
Beyazperdedeki başarüı yo-
rumları ve müzikteki kendine
özgü yumuşak üslubuyla ünle-
nen Yves Montand, ulkesinin
simge kişiliklerinden biriydi.
Antika ve SanatFuan'nın müzayedesi bugün 15.00'te Yıldız Sarayı Silahhane binasındayapıhyor
\arım mîlyarlık sürahiKültür Servisi — Çeşitli
'ilk'ler' müzayedesi... Yıldız Sa-
rayı Silahhane binasında bugün
saat 15.00'te başlayacak muza-
yede, 'Antika ve Sanat Fuan'-
nın kurumlaşan müzayedeleri-
nin bir devamı. Fuar boyunca
antika eser merakhlanna sergi-
lenen 4 bin kadar eser arasından
seçilen 327 eser bugün alıcılan-
na kavuşacak.
Raffı Portakal'ın yöneteceği
müzayedede ilk kez fslam eser-
leri uzmanı Fransız mezatçı Cla-
ude Boisgirard'ın müzayedeye
soktuğu eserlere de yer veriliyor.
Boisgirard'ın eski eserlerle yük-
lü torbasında neler var? önce-
likle ilgi çekici bir grup 'Iznik
eserier..'
Bu gnıpta 16. yüzyıla tarih-
lenen îznik sürahi ile bir Iznik
tabak dikkat ceken örnekler. tz-
nik sürahinin açılış fiyatı 600
bin frank (yaklaşık 540 tnilyon
lira), Îznik tabağın açılış fiyatı
ise 550 bin frank (495 milyon li-
ra). 'Sultan Portreleri' Boisgi-
rard'ın müzayedeye sunduğu di-
ğer eserier. Sultan Orhan ve Sul-
tan Yüdınm Beyaad'm 17. yüz-
yıhn ortalannda yapılmış olan
portreleri 300 bin frank (270
milyon lira) açılış fiyatı ile giri-
yor müzayedeye.
Türk halılanna yeni bir pazar
açmayı amaçlayan Raffı Porta-
kal'ın bugün yöneteceği müza-
yedede Konya yöresinden derle-
nen seccade, yolluk ve yasüklar
da satışa sunuluyor. Çoğunluk-
la 19. ve 20. yüzyıla tarihlenen
bu eserier arasında 'onarun
gönnüş' örnekler de var. Bu
eserlerm açıhş fiyatlan 2.5 mil-
yon lira ile 12 milyon 500 bin li-
ra arasında değişiyor.
10 kasım müzayedesi, tznik
çiniler, Sultan portreleri, halı,
yolluk ve yastıklann çevreledi-
ği 'yeni' öğeler dışında önceki
müzayedelerden bilinen eserle-
rin devamı niteliğinde eserleri de
içeriyor. Müzayedenin en yük-
sek açılış fıyatlî eseri Halil Pa-
şa'nın 140x106 cm boyutlannda-
ki, 1891 tarihli Yaşlı Halayık'
adlı tuval üzerine yağlıboya ça-
lışması. Halil Paşa'nın bu yapı-
540 milyon Hrahk tznik surahisi Yaşlı Halayıkın açıltş fiyatı 350 milyon lira.
tının açıhş fiyatı 350 milyon li-
ra.
Şevket Dağ'm 1905 tarihli
'Ayasofya' adlı çalışması ile
Nazmi Ziya'nın 1915 tarihli Kü-
çük Çamlıca'daki çiftligini be-
timlediği tablosu 10 kasım mü-
zayedesinin 300 milyon lira açı-
hş fiyatlı en pahalı diğer iki ese-
ri.
Tuğralı gümüş leğen ibrik ile
1461 tarihli Vakfıye 80 milyon
Urahk açılış fıyaü ile giriyor mü-
zayedeye. Tuğrah gümüş leğen
ibrik sabunluğu ile bir Süleyma-
niye işi. tbriğin ağırlığı 3078 gr.
Vakfıye ise Fatıh Sultan Meh-
met'in veziri Zağanos Paşa tara-
fından vakfedilmiş, hatla yazı-
h bir örnek.
Müzayedede bir diğer değişik
eser 70 milyon üra açılış fiyath
Edirne Ahşap Dolap. 18. yüz-
yıla tarihlenen bu dolap, II. Ah-
met'e (Laie devrine) ait.
Resim merakhlan için Hoca
Ali Rıza, Fikret Mualla,
W.Pettroff, Ahmed Münib,
Feyhaman Duran, Fausto Za-
naro, L.J.Anthonissen, Zeki
Faik Izer, Ibrahim Safi, Ama-
deo Preziosi, Godchoux, Carl
Haag, S.Pielord, Nazlı Ecevit,
Şefık Bursalı, Eşref Üren ve Şe-
ref Akdik gibi ressamlann ya-
pıtlan da bugünkü müzayedede
satışa girecek.
Aynca, sekiz çift 19. ve 20.
yuzyıl işi terlik ve galoş, 19. yüz-
yıla ait kakma tekniğinde yapıl-
mış altı çift takunya, yine 19.
yuzyıldan kalma mercan, fildi-
şi, sedef, bağa, hindistancevizi
ve kemikten yapılma çeşitli ka-
şıklar, çeşitli tütun çubuğu, mar
puç ve lüle koleksiyonu ilgi du-
yanlar için 10 kasım müzayede-
sinde... Maden yazma eserler,
harita ve gravürler de bugünkü
müzayedede yer alacak diğer
eserlerden.
En pahalı beş eser
1. Halil Paşa / Yaşh Halayık
(1891) / 350 milyon lira 2. Şev-
ket Dağ / Ayasofya / (1905) /
300 milyon lira 3. Nazmi Ziya
/ Küçük Çamlıca'daki Çiftlik /
300 milyon lira 4. Tuğrah gü-
müş leğen ibrik / 90 milyon li-
ra 5. Vakfıye / 1461 / 80 mil-
yon lira.
Claude Boisgirard'dan
gelen eserler
1. îznik sürahi / 16. yüzyıl /
540 milyon lira (600 bin frank),
2. Îznik Tabak / 16. yüzyıl / 495
milyon lira (550 bin frank), 3.
Sultan Orhan Portresi / 17. yüz-
yıl / 270 milyon lira (300 bin
frank), 4. Sultan Beyazıd Port-
resi / 17. yüzyıl / 270 milyon li-
ra (300 bin frank) 5. İki nargile
başlığı / 18. ve 19. yüzyıl / 90
milyon (100'er bin)
Sinop'a Diyojen
heykeli
• StNOP (AA) — Büyük ;
Iskender'e 'gölge etme, Z
başka ihsan istemem' ;-
şeklindeki çıkışıyla Z
hatırlanan, ünlü düşünflr -
Diyojen'in heykeli, Sinop'ta^
bir turistik tesisin bahçesin»
dikildi. Bir süre belediye 1
deposunda tutulan ve dahal
sonra dikilmesi için uygun
yer bulunamayan ünlü
düşünür Diyojen'in heykeli,
Ayışığı adlı turistik bir
tesisin bahçesine
yerleştirildi. Milattan
önce 413-324 yıllan
arasında Sinop'ta doğduğu
sanılan ve babasımn
sahtekârhk yapması
sonucu, ailesi Atina'ya
sürgün edilen Diyojen'in,
Sinoplular için ayn bir
anlamı oldugunu bildiren
vatandaşlar, şu görüşleri
dile getirdiler: "Kente gelen
yabancı turistlerin çoğunun
Sinop ile Diyojen'i
özdeşleştirdiğini biliyoruz.
Sinop adı, Diyojen'i
çağrıştırıyor. Bu bakımdan
ünlü düşünür adına çeşitli
etkinlikler düzenlenmelidir;'
Abonman
fark ticreti
• ANKARA (AA) —
PTT, kasım ayı fatura
döneminde, telefon
abonelerinden 12 bin 500
Urahk yılhk abonman fark
ücreti tahsil ediyor.
Türkiye genelinde yaklaşık
8 milyon abone, mevcut
konuşma bedellerinin yanı
sıra geçen aylarda telefon
kontör ücretlerinin 200'den
250 liraya çıkanlması ve
bunun yılhk abonman
ücretlerine de yansıtılması
nedeniyle 12 bin 500 Krahk
fark ödeyecek. Yılhk
abonman ücreti, 1990
başmda 100 bin lira olarak
belirlenmiş ve bunun iki
taksitte telefon
abonelerinden peşin tahsil
edilmesi karar altına
aunmıştı. PTT Genel
Müdürlüğu yetkilileri,
telefon kontör
ücretlerindeki elli bin Urahk
artışın yılhk abonman
ücretini de 100 bin liradan
125 bin liraya çıkardığıru
hatırlatarak şu bilgiyi
verdiler: "Aradaki 25 bin
liralık fark ucretinin, ilk '
altı aylık döneme ait 12 bin
500 Urahk birinci taksidinin
tahsil edilmemesi
kararlaştınlmıştı. Ikinci 12
bin 500 Urahk bölüm ise bu
kasım ayında abonelere
gönderilen faturalarla tahsil
edilecek."
VİZYOM
Videoda yeni
erotizm
• Haber Merkezi — Video
dünyasında yeni bir servis
hizmete giriyor. Erovizyon
adını taşıyan bu
programlarda kaliteU ve
cinselUkte estetik ve
biUmselUği ön planda tutan
video fihnler izleyicilere
sunulacak. Paket
programlann bir bölümü de
gençlerin cinsel konulardaki
eğitimini hedefliyor.
Devil'in buruk
dönügti.»»
• Istanbul Haber Servisi
— Türkiye'nin en eski rock
topluluklanndan Devil,
uzun bir aradan sonra
"buruk" bir konserle sahne
ve müzik çalışmalanna geri
döndü. Aynı saatlerde
Sultanahmet'te yapılan
halka açık 'Hasankeyfi
Yaşatalım' çahşmalan
içinde yer alan rock konseri
nedeniyle, ancak 200 kadar
seyircinin karşısına çıkan
Devil elemanlan, öbür
gruplann iki aydan beri
belli olan konser gününde
bedava konseT vermelerine
kınldıklannı beUrttiler.
Grup elemanlan, en geç 10
yıl sonra bir konser daha
düzenleyeceklerini
söylediler. 1980 yıhnda
kurulan ve 1988 yıhnda
vokaüstleri Sabahattin'in
askere gitmesi nedeniyle
çalışmalarını durduran
Devil'in elemanlan, "Adam
gibi müzik" yapmak
amacıyla döndüklerini
söyleyerek konserlerinde
Türkçe sözlü banş ve
özgürlük temalı rock
parçalanm çaldılar.