22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/12 PAZAR KONUĞU 10 KASIM 1991 İSVEÇ BAŞKONSOLOSÜKAİFALKMAN TürkiysBatfdaaztanıtdıyorBir yıldan beri İstanbul'da bulunan İsveç Başkonsolosu Kai Falkman, edebiyatla yakmdan ilgili bir diplomat. Hukuk ve edebiyat ögrenimi görmtiş olan Falkman, Türkiye'nin Batı ile olan ilişkisinin yeterince gelişmediği kamsında. Kai Falkman ile Türkiye'nin Avrupa ve İsveç ile ekonomik ve sosyal ilişkileri üzerine arkadaşımız Leyla Tavşanoğlu konuştu. SÖYLEŞ1 LEYLA TAVŞANOĞÜ) tSayın Falkman, Sosyal Demokraı Par- ti İsveç'te seçimleri neden kaybetti? Bence bunun nedenleri on yü önce başlayan bir akımdan kaynaklanıyor. On yü önce ekonomik güçlükler baş göstermeye başlamıştı. 1976'dan 1982'ye kadar altı yü süreyle bir muhafazakâr hü- kümet dönemi geçirdik. Bu dönemden sonra sos- yal demokratlar yeniden iktidara oturmuşlardı. Sosyal demokratlar için güç dönem daha o za- mandan başlamıştu Halk öncelikle vergılerin yuk- seltilmesinden hiç memnun olmamıştı. Halk dev- let sektörünün küçültülmesini, vergilerin de dü- şürülmesini istiyordu. Bu seçimlerde Sosyal Demokrat Parti yüzde beş oy kaybına ugrarken sağ partiler 1920'lerden bu yana en büyük zaferlerini elde ettiler. Aldıklan toplam oy oranı yüzde 55'tir. Seçimlerde Avrupa'nın sorunlan da çok Ötıemli rol oynadı. Çunkü biliyorsunuz İsveç, AT üyeli- ği için başvurdu. Parlamento büyük çoğunlukla üyelik başvurusu yapüması karan almıştı. Yani sağ partiler de tsveç'in AT üyeliği için oy vennişlerdi. îsveç daha önce yansız politikasın- dan âynlmak ve AT üyesi olmak istemiyordu. Ama galiba dönüm noktasını Berlin Duvan'nın yıküması oluşturdu. Artık Avrupa'run güvenlik dengesi de önemü ölçüde degişti. Yine de lsveç siyasi partileri, üyelik başvuru belgesine şu maddeyi de eklemeyi unutmamışlar- du". Biz, AT üyesi olmak istiyoruz, ama tarafsız siyasetimizden de vazgeçmeyiz. Şimdi tabii Avrupa'da ortak bir savunma po- ütikası oluşturulması gereken bir noktada ne ola- bilir bilmiyoruz. Ama AT üyesi olursak gelecek- teki ortak savunma ve siyaset politikalannın ka- rarlaştınlması çahşmalannda yer almamız gere- kebilir. Biz bunu istemiyoruz. tkinci olarak AT'nin üye ülkelerin farklı gele- neklerini göz önünde tutacağına inanıyoruz. ls- veç'in siyaseti geleneksel olarak Avrupa'daki sı- cak savaşlann, anlaşmazhkların dışında kalmak- tır. Bu siyasetimizi de sürdürmeyi amaçhyoruz. Bu da AT içinde siyasi kararlarda yerimizin olacağı, ama güvenlik konularma katümak iste- mediğimiz anlamına getir. Her zaman silahh ça- tışmaların dışında durmaya gayret ettik. Türk yetkililerin, akademisyenlerin, Türkçe yazılmış daija çok kitabm Avrupa dillerine çevrilmesi konusunda gayret föstermeleri gerekir. Böylece urk edebiyatı Ayrupa'da daha iyi tanıtılabilir. Aynca şunu belirtmem gerekir: Türkiye'nin Batı dünyasmda az tanıtımı yapıhyor. Bu siyasetimiz belki gelecekte sorun yaratır. Ama sorun yaratmayacağına inanmak istiyoruz. AT içinde geleneklerin korunmasma özen göste- rileceğini umuyoruz. Aynca NATO güvenlik ko- nulannda bu kadar önemli bir rol üstlenmişken... Avrupa içinde bir güvenlik antlaşması olacak- sa o da Batı Avrupa Birliği (BAB) çerçevesinde olacaktır. Ama tsveç BAB üyesi degıl, olmaya- cakda. Bu arada şu ilginç noktaya dikkat çekmek is- terim. İsveç ve Türkiye her zaman bir noktayı paylaşmışlardır. O da ikisinin de Rusya'nın kom- şuları olmalandır. tsveç Krah John III,\Osmanu Sultanı III. Murat'a gönderdiği mektupta Rus- ya'ya karşı bir savunma paktı imzalamalannı is- tenüşti. Ondan sonra da bu işbirliği tarih boyunca devam etti. Bugün de İsveç ve Türkiye'nin yeni Avrupa'- nın köşe taşlan olduğu malumdur. Biz kuzeyde- yiz, siz güneydesiniz. Bu nedenle de kurulacak ye- ni Avrupa'run Batı Avmpa'dan ibaret olmama- sı, Doğû AvTupa ve bu ülkeyi de icine katması gerekliliğinde ortak çıkarlanrruz var ve bunun için güç birliği etmeliyiz. Yeni Avrupa'nın sadece ken- di içine kapah kalmaması, kendi dışındaki ülke- lere de acık olması gerekir. Bu nedenle Türkiye'- nin Avrupa'nın diğer ülkeleriyle sıkı işbirliği için- de olması gerekir. Çünkü Yakmdoğu'yu istikrarlı hale getirmek için Türkiye'nin Avrupa'yla bir köprü oluşturması gereklidir. WRKBMTürkiye'mn tsveç'leyakın ilişkileri, Batı Avrupa'ya açılmasım nasıl etkileyebilir? Başbakan Karl Büdt her zaman Avrupa'yla ya- kınlaşma yanhsı olmuştur. Okul çağlannda Av- rupalı öğrenci Örgûtleriyle bağlantı kurmuştur. Karl Bildt'in partisi, ılımh muhafazakâr parti, Avrupa Demokratik Birliği'rün de güçlü bir üyesi. Sizin Başbakanmız Yılmaz da öyle. Birliğin Pa- ris'teki son toplantısma Bildt katüamadı. Çün- kü genel seçinüer vardı. Ama ondan önceki bü- tün toplantüara katılmıştı. Bildt, îsveç'i Avrupa'ya açmak istiyor. Türki- ye de Avrupa'ya açılmak istiyoT. Bu da gösteri- yor ki iki ülkenin benzer çıkarlan var. Iki ülke- nin, yaratılan bu yeni Avrupa'da bir araya gel- melerini umuyorum. WKREtilsveç'te yeni koalisyon ortağı partiler Türkiye'yle ilişkûere nasıl bakıyorlar? Karl Bildt'in bizzat Türkiye'yle ilişkileri can- landırmakla yakmdan ilgilendiğini biliyorum. Türkiye'yle üişkiler konusunu Isveç'üı Avrupa'y- la ilişkileri konusunda yazdığı bir kitapta ele al- mıştı. Bu kitapta Türkiye'nin çok önemli oldu- ğunu, çünkü Avrupa Konseyi'nin tek Müslüman üyesi olduğunu vurguluyordu. Türkiye'nin böylece yeni Avnıpa içinde, ayn- ca da Ortadoğu ve diğer tslam ülkeleriyle köprü olması bakımından çok önemli olduğuna dikkat çekiyordu. Bildt, kitabmda aynca Türkiye'nin di- ğer Arap ve Islam ülkelerine, Müslüman ülke ol- masına karşın, devletin laik olabileceği ömegini de oluşturacağım belirtiyordu. Türkiye aynı za- manda tslam temeli üzerine demokratik bir top- lumun yaratılacağıru kanıtlamıştır. Bu açılardan tsveç, Türkiye'ye çok ilginç ve pek çok olanak vaat eden bir ulke gözüyle bak- maktadır. Itsveç'in Tıirkiye'de sanayi yatmmlan da PAZAR KONUĞU N Istanbuiun tsveç Başkonsolosu Kai Falkman, yuksek oğrenimini Stockholm Üniversitesi Hukuk Fakıiltesi'nde yaptıktan sonra Fransız Edebiyatı okudu. Bunun ardından siyaset bilimi öğrenımi gördü. Diplomatik yaşamı '60'h yılların başında başladı. Dtşişlerinde bir sitre çalıştıktan sonra Vietnam savaşı sırasmda Kuzey Vietnam'ın baskenti Hanoi'ye temsilci olarak atandı. Daha sonra tsveç'in Londra Büyükelçiliği'nde görev aldı. Angola bağımsızhğını kazamnca Luanda'ya büyukelçi olarak gitti. 1980'lerin başında Tokyo'ya orta elçi goreviyle atandı. Daha sonra Lizbon Büyükelçiliği'nde görev yaptı. Bunun ardından yeniden Tokyo Büyükelçiliği'ne gitti. Bir yıldan berı de tsveç'in tstanbul Başkonsolosu. Fransızca, tspanyoka, Portekizce, ttalyanca, tngilizce, Japonca bilıyor. lerini tsveç'e ihraç edebilir. Çünkü biliyoruz ki Türkiye, Batı Avrupa'nın diğer ülkelerine maki- ne ihraç ediyor. Üstelik sizin gayet kaliteli ve gö- receli olarak ucuz ürünleriniz var. lsveçli firmalar da bu üriinlerle yakından ilgi- leneceklerdir. Geçenlerde lstanbul Ticaret Oda- sı Başkaru'yla görüşüyordum. tsveç'e, pazarı in- celemek üzere bir heyet gönderrneyi düşündük- lerini, ama genel seçimler nedeniyle şimdilik bu- nu ertelediklerini anlattı. WMUKKMhveç hükümeti sizi tstanbul Başkonso- losluğu'na atarken ikili kultürel ilişkilerin gelis- tirilmesini amaçladı. Ancak, kultürel ilişkileri ge- liştirirken tsveç'le Türkiye arasındaki ticari iliş- kileri de geliştirmeyi mi hedefliyordu? Evet. tsveç hükümeti beni buraya atama ka- rarı aldığmda bana tstanbul'daki kültür merkez- leriyle çok iyi bağlar kurmamı söylemişlerdi. Bu- nun yanında iş, para ve basm sektörüyle de ya- kın iüşkiye girmem istenmişti. Biliyorsunuz İstan- bul'da bir Kultürel Araştırma Enstitumüz, bir ti- caret ataşeliğimiz var. Ticaret ataşeliğinin göre- vi ticari ilişkileri geliştirmek ve pazan incelemek- tir. Ve gördük ki, tstanbul'da hangi sektöre yaklassak tsveç'le bağlantı kurma konusunda bü- yük bir isteklilik bulunduğunu fark ettik. Bizim tstanbul'daki müzelerle ve sanat galeri- leriyle de yakın ilişkilerimiz var. Sanat eleştirmeni olan kanm Sigrid Falkman da buradaki sanat çevreleriyle yakın bağlantı içinde. Şimdi modern Türk resimlerini lsveç'e gönderip bir sergi açtır- ma olanaklannı araştınyoruz. Bence diplomasi tek yönlu olmamah. Diplomasi ikili bir ilişkidir. Amaç sadece tsveç'i, urünlerini Türkiye'ye getir- mek olmamah, Türkiye'yi de tsveç'e tanıtmalı. Sonra, İstanbul'da çok önemli uluslararası top- lantılar, konferanslar da yapıhyor. mmKmmtsveç'in, Türkiye'de Kültür Enstitüsü bulundurmak dışındaki kultürel yatmmlan ne- ler? Bir tsveçli arkeologlar ekibi Labranda antik kentinde kazı yapıyor. Labranda Türkiye'nin gü- neybatısına düşüyor. Ekip, Labranda'da dokuz yıldır çahşıyor. Çok güzel bir kenti ortaya çıkar- dılar. Çok değerli bulgular elde ettiler. Bulduk- lan eşyalan katalogladılar. Daha önce anlattığım gibi İstanbul'da bir tsven Çağdaş Resim Sergisi açılacak. Daha sonra bir tsveçli mimar İsveç mi- marisi konusunda konferans verecek, burada ts- veç ve Türk mimarisinin benzerlikleri konusun- da çalışmalar yapacak. Bizim geleneksel mima- rimiz tahtaya, ahşapa dayanır. Türkiye'de de öy- le... ••MMSızin aynı zamanda yazar olduğunuzu biliyoruz. Diplomasi ve yazarlık birbiriyle nasıl bağdaşıyor? deminde hangi konular var, edebiyatı nasıl? Tabii Türkçe, öğrenümesi çok zor bir dil. Ama neyse ki aydın kesim, yazarlar, akademisyenle- rin çoğu birkaç dil konuşuyor. Bu nedenle on- larla görüşmemiz kolay oluyor. Yaşar Kemal gi- bi bir kişiyle de burada yakın ihşkide ohnamız önemli bir şey. Biliyorsunuz Yaşar Kemal Isveç'te yaşamıştı, orada yakın dostlan var. Onun kitaplannı oku- dum. Sonra, konsoloslukta komşumuz olan Fe- rit Edgü'yle yakm bağlantı içindeyiz. Kitaplannda Türkiye'nin yaşamıyla ilgili çok ilginç noktalara değiniyor. Önun 'Hakkâri'de Bir Mevsim' kita- bmı daha yeni bitirdim. Türkiye'nin pek az bili- nen bir bölgesini şiirsel bir dille anlatmış. Politik konularda edebiyat okuyarak derinte- mesine bilgi sahibi oluyorsunuz. Bu nedenle de edebiyatla uğraşmak çok önemlidir. misiniz? 3ize yazdığınız kitaplardan söz eder tsveç'in bütün büyük sanayi kuruluslaruıın ts- 1970'lerdeyaratıcı çahşmalarla ilgili bir kitap yazdım. Kitapta insandaki yaraücı durtüleri, in- sandaki hayal gücü ve gerçekçilik taraflanrun na- sıl bir arada çalıştıklannı anlatıyordum. Bundan sonra "Kak w Beyin" adh kitabınu yazdun. Bu- rada da bir insanın nasıl yaratıcı çalışmalar yap- tığını anlattım. Beyinle yaratıahk arasındaki Uiş- kiyi inceledim. Kitapta kahramanım günlük ca- hşmalarvna tarih duşüyordu. Öyle ki kitap adeta adamın yasamı boyunca yaptığı çalışmalann gün- cesi oldu. Kitabın her bölümünde kahramarun sa- natsal çahşmalanndaki gelişmeyi adım adırn, asa- ma aşama izleyebiliyorsunuz. Onu, insanoğlunun yaraücıhğı ve çalışmalanndaki geüşme arasındaki bağa bir örnek olarak kullandım. Bu arada bili- min insanoğlunun yaratıcıkğını ne kadar algüa- yabildiğini de anlamaya çahştım. Aynca Japon 'haiku' şiiriyle yakmdan ilgilen- dim. Haikudan çeviriler yaptım. Haiku şiiri çok kısadu-. Sadece üç dizeden oluşur. Hiç mecazkul- lanılmaz. Çok somuttur, yine de derinlemesine bir psikolojik yansıma verir. Onu okurken baş- ka bir adamın deneyimlerinden derinlemesine de- neyimlenirsiniz. Dikkat ettim bazı Türk ozanları da haiku şii- rine çok benzer şürler yazmışlar. örneğin F»zü Hüsnu Da£larca, Melih Cevdet Anday... MUBKMKtfsterseniz biraz da Nobel Edebiyat Ödü- lü 'nden söz edelim. Bildiğimız kadarıyla Nobel Komitesı simdiye kadar sadece iki büyük dil gru- buna ödul vermedi. Bunlar Türkçe ve Çince. Siz- ce Nobel Komitesı neden şimdiye kadar bu iki dil grubuna ilgi göstermedi? Bildiğim kadarıyla Nobel Komitesi bu iki dil grubuna da büyük ilgi gösteriyor. Buna bir ör- nek olarak göstermek isterim. Bir Çince profe- Diplomasi ve yazarlık birbiriyle çok iyi bağdaşıyor. Çünkü bir ülkeyi iyi anlayabilmek için onun edebiyatını okumamız gereklidir. Edebiyat bir ülkenin fikir özünü oluşturur. Aynı zamanda halkın. psikolojisini yansıtır. İsveç/in 3. Dünya'ya açılması edebiyat sayesinde olmuştur. tsveç'in tstanbul Başkonsolosu Kai Falkman, arkadaşunız Leyla Tavşanoglu'na Türkiye'nin edebiyatı ile de yakmdan ilgili olduğunu anlaüyor tanbul ve Türkiye'nin çeşitli kentlerinde bürola- rı var. Sadece istanbul'da 25 Fırmarun temsilci- likleri var. Türkiye çapında ise bu sayı 50'yi bu- luyor. tsveç'te Türkiye'ye karşı gittikçe artan bir ilgi var, çünkü Türkiye'nin ekonomisiûin hızla büyüdüğünü gördük. Türkiye aynı zamanda hem muazzarn bir pa- zar hem de bölgedeki dığer ulkelere köprü olabi- ür. tstanbul'da 200 kişilik bir lsveçli kolonisi var. Bunlann çoğu tsveç firmalannm temsilcileri ve ailelerinden oluşuyor. Ama ne yazak ki îsveç'in Türkiye'ye ihracatı, Türkiye'den ithalatından iki misli fazla. Oysa Türkiye, lsveç'e ihracatıru arttırabüir. Bu olanak- lara sahip bir ülke çünkü. Ama Türk işadamlan ve kuruluşlannın lsveç'e gidip pazarı inceleme- leri gerekir. Şimdi İsveç AT üyesi olacağına göre Türkiye'nin tsveç'e ihracat potansiyeli de arta- caktır. ••••i/s'vef fırmalan Türkiye'den ne gibi ürun- ler ithal etmekle ilgilenebilirler? Türkiye'nin ihracaö geleneksel olarak meyve, sebze, deri eşya, tekstil gibi ürünlerden oluşuyor. Ama Türkiye modern makine sanayiinin urün- Bu iki uğraş birbiriyle çok iyi bağdaşıyor. Çün- kü bir ülkeyi iyi anlayabilmek için onun edebi- yatını okumanız gereklidir. Edebiyat bir ülkenin fıkir özünu oluşturur. Aynı zamanda halkın psi- kolojisini yansıtır. tsveç'in Üçüncü Dünya'ya açı- labilmesi edebiyat sayesinde olmuştur. Afrika ve tslam ülkeleri edebiyatlanm okuma- mız nedeniyle 1960'larda Afrika ve İslam ülke- lerini keşfettik. Böylelikle basnda, radyoda, te- levizyonda açıkoturumlar düzenlendi, yazüar ya- zıldı. Politikacılar ve halk bu bolgelerle ilgili ye- ni bir bilinç sahibi oldular. Bu nedenle de Türki- ye gibi bir ülkede bulunmak çok önemli. Gün- tsveç Akademisi'ne üye seçildi. Bir nedeni İsveç Akademisi'nm Çince konusunda daha fazla bilgÛenmek istemesi. tsveç Akademisi henüz Türkçe konusunda bir uzmanı üye seçmedi. Ama tsveç'te Türkçe uzmanlan var. O nedenle îsveç Akademisi'nin bu dille ilgili bilgi alması, Türk- çeyle ilgili danışması zor olmuyor. \Sizce İsveç Akademisi neden Türk ede- biyatını, diğer ülkelerin edebiyattm izlediği ka- dar izlemiyor? Ben bir tsveç vatandaşı ve edebiyatçı olarak şu- nu söyleyebilirim: Türkçe, orijinalinin okunma- sı çok zor olan bir dil. Başka dillere çevrilen Türk- çe kitap sayısı da pek fazla değil. îngilizceye, Fransızcaya, Almancaya çeviriler var tabii. Ay- nca pek az Türk yazan yabancı dile çevrümiş. Bu da çok yazık. Türk yetkililerin, akademisyenle- rin, Türkçe yazdmış daha çok kitabm Avrupa dil- lerine çevrilmesi konusunda gayret göstermeleri gerekir. Böylece Türk edebiyatı Avrupa'da daha iyi ta- nıtılabilir. Aynca şunu belirtmem gerekir. Tür- kiye'nin Batı dünyasında pek az tanıtımı yapıh- yor. Daha iyi tanıtım yapüsa bunun, Türkiye'- nin Avrupa'yk ilişküerini geliştirmesine de fay- dası dokunur. İLAN ADANA BEŞİNCİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESt HÂKİMLİĞİNDEN DosyaNo: 1987/1161 Davaa tsmail Palaz vekili Av. Ziya Yergök tarafından davablar Halil Dogan ve arkadaslan aleyhine açdan ferağa icbar davasının mah- kememizde yapılan duruşmasımn ara karan gereğince: Davalı Raziye llgülen'in büdirüen Buruk Köyıi Yiire^/Adana ad- resine çıkarülan tebligat bilâ tebliğ iade edvldiğinden ve jandarma ta- rafından da adresi tespit edüemediğinden bu kere dava dilekçesi ve duruşraa gününün ilanen tebtiğı tensip küınnuş olmakla, Buna göre davalı Raziye llgülen'in durustnamn bırakıldığj 28.11.1991 Persembe günü saat 9.00'da duruşmada bizzat hazu bu- lunması veya kendisini bir vekil ile tetnsil ettirmesi, duruşmada biz- zat haar bulunmadıgı veya kendisini bir vekil üe temsil ettirmediği takdirde dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliğ edilnuş savıiaca- ğı, dunışmanın gıyabmda devam edeceği ve gıyabvnda karar verile- cegi hususu davalı Raziye tlgülen'e ilanen tebliğ olunur. Basm: 41001 İLAN DENİZLİ KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 1978/102 Karar No: 1990/729 Davacılar Hüsnü Şarkaya vs. tarafından davalılar Halil ve Rama- zan Eraslan aleyhine Kocadere köyü 8 nolu parsel hakkında açılan itiraz davasında: Mahkemetnizce 6.11.1990 urihinde verilen kararda açılan davanın reddine karar verilmış olup, açıvacı 1. Reşat Korhan vekili tarafından temyiz edilmişur. Işbu karar ve temyiz dilekçesi davacılardan Hüsnü, Sabri, Nesime, Gülüraser Şarkaya, Hediye Hançer, Şef'ıka Helvacı, Şerife Helvacı- yapılan tüm araştırmalara rağmen bir kısrmnın adresleri, bir kısnıı- nın ıse ölu olduklanndan mirasçılan tespit edilememiş olması nede- ni ile gazete yolu ile ilanına karar verilmiş olmakla işbu karar ve tem- yiz dilekçesi ilanen tebliğ olunur. Basm: 80122 tLAN T.C. BURSA 3. İCRA CEZA HÂKİMLİĞİNDEN Esas No: 1991/1436 Şikâyetçi Nurettin Gaga vekili Av. Burhan Filizözu tarafından sa- mk Mustafa Kılıçaslan ale>hıne açılan Taahhüdu lhlal davasının ya- pılan açık duruşması ara karan geregınce: İnegöl-Orhaniye Mah. Mesudıye Cad. No: 45'de oturduğu bildiri- len saruk Mustafa Kılıçaslan adına çıkaralan davetiyenin tebliğ edi- lememesi ve sanığm adresinin vaptınlan zabıta araştırmasında da tes- pit edilememesi nedeniyle; sanık adına dava dilekçesi ve duruşma gu- nünün ilanen tebliğ edilmesıne karar verilmiş olmakla; Dava>r a dayanak Bursa 4. kra Mudürlüğü'nün 1991 '1925 sayıl) dos- yas:na sanığın takibe konu botcunu ödemeyi taahhüt ettiğı ancak, ode- medığinden şikâyetçi taraf sanığın cezalandınlraasını istemiş ve dava açmakla sanık Mustafa Kılıçaslan'ın yargılamanın atılı bulunduğu 4.2.1992 günü saat 10.30'da bizzat hâkimliğimizde hazu bulunması ve>-a kendisini bir vekille temsil ettırmesi, aksi halde yokluğunda yar- gılamaya devam edilecegi ve dava hususunda bir karar verıleceği da- vetiyeyerine geçerli olmak uzere ilanen tebliğ olunur. Basm: 40S14 T.C. ANKARA ASLİYE 19. HUKUK MAHKEMESİ Sayı: 1991/145 Davacı Milli Savunma Bakanlığı vekili tarafından davalılar Fer- dan Yalçm, Halil Morri, Ertuğrul Ibanoğlu, Arif Aktas, Erbay Y\- kan aleyhine açılan tescil davasının yapılan durusmasında; Davalılar Ferdan Yalçm, Halil Morri, Ertuğrul tbanoğlu, Arif Ak- taş, Erbay Yıkan'ın adresleri meçhul olduğundan ilanen tebligat ya- pılmasına karar verilmiştir. Karar gereğince duruşmanın muallak bulunduğu 10.12.1991 günü saat 9.30'da duruşmaya bizzat gelmeniz veya bir vekille temsil ettir- meniz, gelmediğıniz takdirde HUMK'run 213 ve 337. maddeleri ge- regince yokluğunuzda hükum verileceğı tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Basın: 40934 İLAN ŞARKÖY ASLİYE HUKUK HAKİMLİĞİ'NDEN Dosya No: 1991/86 Davacı Hüseyin Durgut vekili tarafından açılan Gaiplik davasın- da: Davaa Hüseyin Durgut'un babası Aü Durgut'un eşi Mustafa Kızı Emine Durgut'un 1940 yılında Şarköy ilçesı Uçraakdere köyunden ay- nlarak Tekirdağ'a gittiğini ve o tarihten sonra da kendisinden bugü- ne kadar hiçbir haber alınamadığını, Emine Durgut'un Uçmakdere köyunden aynldığında 60 yaslannda bulunduğunu, bu nedenle Emi- ne Durgut'un hayatta olup olmadığı hususunda bılgilen olanların iş bu ilan tarihinden itibaren bir sene içersinde mahkememızin 1991/86 sayılı dava dosyasına büdırilmesi M.K'nun 32. maddesi gereğince ilan olunur. İFLAS İLANI SALİHLİ 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN Esas No: 991/1 iflas Salihli Gaziler Mah. Bostan Sok. No: 3ffda Mahsulau Arziye Tı- carethanesi'nde bu ticaretten dolayı ticaret siciline kayıtlı tsmail oğlu 1931 doğumlu Sami Okan'ın ıflasına Salihli 2. Asliye Hukuk Mahke- mesi'nin 28.10.991 tarih 991/90 Esas, 91/430 sayılı karanyla 28.10.991 günü saat U.OO'den itibaren karar verilmiştir îlan olunur. 28.10.91 Rasın: AKDAĞMADENİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 1989/508 esas Davacılar Akdağmadeni ilçesinin Arpahk köyunden Servinaz Şa- hin, Şevket Arslan, Arife Ince, Ayse Aydınöz, vekilleri dava takıpçisi Timur Doğan tarafından davalılar Ücenin Arpalık koyünden Mah- mut Arslan, Bayram Şahin, aleyhine açılan meni müdahale davası- nın yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara karan gereğince; Davalı Arpahk köyunden Mahmut Arslan'm adresinin meçhul bu- lunması nedeniyle dava dilekçesinin Basın tlan Kurumu aracıhğı üe davahya ilanen tebliğıne karar verilmiştir. Davalı Mahmut Arslan'm 25.12.1991 gunü, saat 09.00'a musadif bu- lunan duruşmada hazır bulunmadıgı ve kendisini temsil ettırecek bir vekil göndermediği takdirde tahkıkat ve yargılamaya yokluğunda ba- küıp hüküm verileceği dava dilekçesinin ilanen tebligM muhtevi ila- nen tebliğ olunur. Ba.tın: 40933 Sevgili AHU Onuncu yaşın kutlu olsun. Amcan MECÎT İZMİR 7. İCRA TETKİK MERCİİNDEN Dosya No: 1991/796 Alacakhlan ile konkordato akdetmek üzere mühlet talebinde bu- lunan 1202/2 sk. No:81 Yenişehir/ tzmır adresinde insaat malzeme- leri alım satımı ile iştigal eden Nurettin Diriöz'un talebı üzerine mah- kememizce yapılan inceleme neticesı alacakhlan ile konkordato ak- detmek üzere IİKInın 285 ve müteakip maddeleri gereğince Nurettin Diriöz'e iki ay muhlet verilmesine ve Izmsr Barosu avukatlarından Er- doğan Keser'in komiser olarak tayinıne 31.10.1991 gün ve 1991/796-864 sayılı ilan ile karar verilmiştir. Keyfîyet ilan olunur. 31.10.1991 Basm: 40593 İLAN İŞTANBUL 2. İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN EK SIRA CETVELİ İLANI Dosya No: 1989/18 Mttflis Sıtkı Üstün masasına geç kayıt yaptıran 8 no'lu alacak k men kabul edilmış ve 6. sıraya kaydedilmis, kısmen reddedilmiş 9. sırada kayıtlı alacak ise tamamen kabul edilerek 5. sıraya kay dilrniştir. HK. 232, 234 ve 235. maddeleri uyannca ilanen tebliğ olur 2.10.1991 Basın; HO47
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle