25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 KASIM 1991 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/11 Yugoslavya'ya ABD'den yaptırım • LAHEY (AA) — ABD Başkanı George Bush, AT tarafından açıklanan önlemlere uygun olarak, ülkesinin de Yugoslavya'ya karşı ekonomik yaptınm uygulayacağinı ve bu ülkeye petrol ambargosu ilanı konusunda BM karannın hanrlanmasına yardımcı olacağını açıkladı. Bush, AT yöneticileriyle Lahey'de görüştükten sonra düzenlediği basın toplantısında, Yugoslavya'ya yaptınm uygulanmasının, bu ülkedeki iç mücadeleyi sona erdirip erdiremeyeceğini ise bilmediğini söyledi. ABD Başkanı, Yugoslavya'ya banş gtlcü gönderilip gönderilmeyeceği yolundaki bir soru üzerine, "Biz burada güçten söz etmiyoruz, ekonomik yaptınmlardan bahsediyoruz" yanıtını verdi. Bakü, birleşik ordu istemiyor • MOSKOVA (AA) Azerbaycan Savunma Bakanı Veli Barşatlı, cumhuriyetinin birleşik bir Sovyet ordusunun varlığından yana olmadığını söyledi. Barşatlı, Azerbaycan Haber Ajansı ASSA-IRADE'ye verdiği demeçte, ulusal ordu kurma hakkının sadece egemen cumhuriyetlere ait olduğunu söyleyerek birleşik bir ordudan ise ancak siyasi birlik anlaşmasına vanldıktan sonra söz cdilebileceğini bildirdi. Barşatlı, SSCB Savunma Bakanı Yevgeni Şapoşnikov'un, cumburiyetlerin kendi ordulan yerine ulusal muhafız gucü kurmalan yolundaki fıkrini de eleştirdi. Bulgaristan'da yeni htiktimet • SOFYA (AA) — Bulgaristan'da Demokratik Güçler Birliği (DGB) lideri Filip Dimitrov'un ardından, önerdiği kabine de parlamentodan güvenoyu aldı. Başbakan Dimitrov'un kabinesi için toplam 240 sandalyeli parlamentoda yapılan oylamaya 220 mületvekili katıldı. 2 oyun geçersiz sayıldığı oylamaya katılan milletvekillerinden 128'i yeni kabine lehinde oy kullandı. Parlamentoda DGB'nin 110, Sosyalist Parti'nin 106, HÖH'nin de 24 milletvekili bulunuyor. Iran ve Irak'a Alman yardımı • BONN (AA) — Almanya'nın Ravensbourg kentindeki bir firmamn, Irak ve Iran'a top yapımında kullanılan endüstriyel aletler sattığından kuşkulanıldığı bildirildi. Ravensbourg savcısının yaptığı açıklamada, firmanın söz konusu aletleri bir Isveç firmasıyla yaptığı işbirliği sonucu Irak ve Iran'a gönderdıği kaydedildi. NATO, Washington'un istediği biçimdeyeniden doğdu. Zirve ABD'nin dünya liderliğini teyit etti Roma'da Bush'ıın istediği olduRoma zirvesinde NATO siyasi niteliği askeri niteliğine ağır basan bir örgüte dönüştü. ABD öncülüğünde gerçekleştirilen "NATO reformu" ile ittifakın stratejisi artık eskisi gibi nükleer silahlara dayanan bir "caydırıcılığa" değil "siyasi işbirliğine" dayanıyor. Eski Varşova Paktı üyelerine işbirliği öneren Kuzey Atlantik İşbirliği Konseyi'nin kurulmasıyla, NATO eski düşmanlanna elini uzattı. duda dörtte birlik bir daralmaya gidecek olan Italya gibi ittifakın Avrupalı uyelerinin de ABD örneğini izleyeceği anlaşıldı. "NATO reformu" olarak anılan bu strateji değişüni aruk eskisi gibi nükleer silahlann kullanımı- na dayanan bir "caydırıcılığa" değil "siyasi işbirliğine" dayanıyor. Eski Varşova Paktı üyelerine işbirliği öneren "Kuzey Atlantik ts- birliği KonseyP'nin kurulmasıyla, NATO es- ki düşmanlanna elini uzatıyor. Bu dönuşümun dışında Roma donığuna yön veren iki önemli gelişme vurgulanmış ol- NİLGÜN CERRAHOĞLU ROMA — Roma'dan ABD Başkanı Geor- ge Bosh'un istediği gibi bir NATO çıktı. Bush, Roma'dan tek kutuplu bir dunyanın impara- toru olarak ayrılırken ittifak da siyasi niteli- ği, askeri niteliğine ağır basan bir örgüte dö- nüştü. İttifakın asker yapısı hâlâ geçerliliği- ni korumakla birlikte, örgütün nükleer baş- hklannda yüzde 80'lik bir indirime gideceğı kesinlik kazandı. ABD, Avrupa'dakı askeri varhğını yanya indirmeye karar verirken or- A VRUPA SAVUNMA KÎMLİĞİ NATO öncülügü kabııl eclilcli Roma doruğunun sonuç bildirisi "NATO'nun üstünlüğünü kabul etme" koşuluyla Avrupa savunma ve güvenlik kimliğini "takdis" etti. Türkiye bu süreçten dışlanmamak için Maastricht'te toplanacak AT doruğuna dek gerekli girişimleri yapmak zorunda. du: Bunlardan ilki Washington'un dünyada rakipsiz bir güç odağı oluşturması. Bloklar- dan arta kalan tek askeri yapının yönetimi hâlâ ABD'nin iartışılmaz üderliğine bırakı- lıyor. Fakat öte yandan bir Avrupa güvenlik ve savunma kutbunun doğuşunun ilk çekir- dekleri de bu dorukta atılmış oldu. Bağım- SLZ Avrupa savunmasının en ateşli savunucu- lanndan biri olan Fransız Cumhurbaşkanı François Mitterrand'ın sözkriyle, "NATO ilk kez 'Avrupa savunma kimliği' ükesini, yayım- ladığı deklarasyonlara geçirerek tanıdı. Do- layısıjla bu Idmlik bngünden itibaren vaıiık kazanmaya başladı." NATO'nun içindeki bu "Avrupa'nın savunma kimliğiııi" tanımlama işi, 9-10 aralık tarihlerinde HoUanda'mn Ma- astricht kentinde yapılacak olan AT zirvesi- ne bırakıldı. Avrupa'nın bu smavdan nasıl çı- kacağ], bu zirvede siyasi birlik ve ekonomik, parasal birlik anlaşmalannın imzasıyla belli olacak. Bu iki anlaşmanın içeriği, ABD'nin tammladığı bir çeşit "suuriı egemenlik" şart- lanndan sıynlıp sıyrılamayacağını gösterecek. Dolayısıyla Roma doruğunun ikinci perdesi Maastricht doruğunda sahnelenecek. Roma doruğunun resmi bir biçimde tespit ettiği bir ikinci tarihi veri de Sovyet impara- torluğunun çözülmesi oldu. önceki gün so- nuçlanan doruk, Sovyetler Birliği hakkında yayımladığı bildiride, "Sovyetler Birliği ve cumlıuriyeüerine" yönelik bir dizi uyanda bulundu. Şimdiye dek hiçbir resmi doküma- na böyle değişik bir isimle geçmeyen Sovyet- ler'e ilişkin bildiriyi bu ülkenın çözülmesini resmen kayda geçirdiği için protesto eden ve imzalamayan Mitterrand, tavnnı "Stalin'in imparatorlugnnun dagılmasına sevinebiliriz, ama Deli Petro'nun imparatormğunun dağıl- raası bizim için ancak istikrarsızlık yaratır" dıye açıkladı. Fransız Cumhurbaşkam, poli- tikaya fazla girmekten hoşlanmadığını her haliyle belli etti. Ingiltere ve Hollanda gibi "NATO'cu" Av- rupalı ortaklara karşm NATO'dan bağımsız bir "savunma kimliği" savunan en "Avropacı" ortak olarak dikkati çeken Mit- terrand ve Bush arasındaki anlaşmazlıklar ga- zetecilerin gözünden kaçmadı. Tüm liderler, "NATO ile Avrupa Mvunnu ldmHği-B«a Av- rupa Birliği (BAB) arasında çelişki olmadığına" dair birbiri ardına açıklamalar verirken Mitterrand bu konuda fazla gayret göstermedi. Orneğin ABD Başkanı Bush'la yaptığı sabah kahvaltısı için ABD sefaretin- de buluşmayı reddetti. Ikili görüşme sırasın- da liderler kendi dillerini konuşmayı yeğle- diler. Doruğun ardından yaptığı basın top- lantısında Bush-Mitterrand ile arasındaki bi- lek savaşından duyduğu rahatsızlığı gizleme- di. "Evet" dedi ABD Başkam, "aramızda yaUaşım farklüıklan var. Ama ustönden ge- linmeyecek farkldıklar d e p bunlar. Başka- lan üzerinde konusmak isterlerse konussun- SABETAY VAROL BRÜKSEL — Roma'daki NATO donığu "Avrupa savun- ma kimliği" için tek kelimeyle yeşil ışık yaktı. Artık Avrupa başkentlerinde, kollar "siyasi birlik" ve "savunma kimliği" için sıvanıyor. Bu yüzden Ro- ma'dan AT doruğunun yapıla- cağı Maastricht'e giden yol, Türk diplomasisi için tuzaklar- la dolu. Gerekli girişimler en üst düzeyde ve artık iyice daralan süre içinde yapılmazsa Turki- ye'nin "Avrupa savunma kim- liği" denen süreçten uzunca bir süre için dışlanması işten bile değil. 16 NATO lideri Avrupa sa- vunma kimliği konusunda eski- ye oranla büyük kararlar almadı. Ama Roma doruğunun yayımladığı ve Türkiye'nin de altına ımza attığı sonuç bildiri- si, "NATO'nun ustünlügünü kabul etme" koşuluyla Avrupa savunma ve güvenlik kimliğini gerçek anlamıyla "takdis" etti. • Ote yandan geçen haziran ayında yapılan NATO dışişleri bakanlanmn Kopenhag toplan- tısı, AT veya BAB uyesi olma- yan NATO'lu müttefiklerle ilgi- li şu lcararı almıştı: "Haien <hş politika, savunma ve güvenlik konularuda Avru- pa irimKffnin otuşmasuıa katla- da bulunamayan miittefiklerin, kendi güvenlikkrini ügüendiren konularda verilecek kararlara, en uygnn biçimde dahil edilme- leri için ittifalda, onikikr ve Ba- b Avrupa Birliği bünyesinde ge- lisen Avrupa savunma kimliği otuşumu arasında gerekli bağla- nn ve özgün dayanışma meka- nizmalannın gerçekleşmesi ge- rekmektedir." Bildirideki bu ifade Türkiye acısından son derece önemli ve Ankara'mn Avrupa savunma kimliği ile kurabileceği tek ya- sal köprü. Kopenhag konferan- sından bugune geçen beş aylık süre içinde 16 dışişleri bakanı- mn imzalanna rağmen sözu edi- len bu mekanizmaların oluştu- rulması yönunde gerek ittifak gerekse Avrupa Topluluğu, üs- tüne düşeni yerine getirmedi. 16 müttefık ülkenin bir nu- maralı liderlerinin imzasmı ta- şıyan ve yukarıdaki ifadeyi ay- nen tekrarlayan Roma bildirisi ise garip bir şekilde tam tersini iddia ediyor. Bildiri, BAB ve AT üyesi müttefıklerin, bu sü- recin dışında kalan mütteHkle- rin, şimdiye kadar "buyuk bir dayanışma ruhu içinde gelişme- lerden haberdar ettiginden ötu- rü memnuniyetlerini" ıfade edi- yor. Bu arada Türkiye'nin bu sürecin dışında bırakıldığı do- laylı olarak kabullenilmiş oluyor. Hong Kong'da kalabalık kamplarda çok zor koşullarda >aşamlannı surduren Vi- etnamlı sığınmacüann, ülkelerine geri gonderilme işlemine iki yıl aradan sonra yeniden başlandı. Aralannda çocuklann da bu- lundugu 59 Vietnamlı sığınmacı dun Hong Kong'dan bir uçaga bindirilerek Vietnam'ın başkenti Hanoi'ye gönderildi. Sıkı gü- venlik onlemlerinin alındığı uçuş oncesinde, kimi Vietnarolılt- nn, ülkelerine zorla gonderildikJerini soyleyerek direndikleri goruldu. Kuçuk bir Vietnamlı sığınmacı elinde birkaç parça eş- yası ile polis kordonunda uçaga doğru yuruyor. (Fotoğraf: AP) PARÎS AFrün yaptıruru, Yunanistan'ın 1J müyar dolar kaybetmesineyol açacak Atina'nın Yugoslavya zararıYunanistan, Orta Avrupa ile bağlantısını Yugoslavya üzerinden kuruyor. Karayolu ticaretini, telefon bağlantısını, en önemli ulusal gelir kaynağı olan turizmi ve elektrik ithalatını bu ülke üzerinden gerçekleştiriyor. endişe duyuyor. Bunlardan ilki Orta Av- rupa ile arasındaki bağlantmın Yugoslav- ya üzerinden kurulması. Yunanistan, ka- ra yolu ticaretini, telefon bağlantılannı, en önemli ulusal geliri olan turizmini ve elektrik ithalatını Yugoslavya üzerinden gerçekleştiriyor. AT'nin Yugoslavya'ya koyduğu bu ekonomik yaptırımlar ise Yunanistan'ın bu alanlarda 1.5 milyar dolar zarar görmesine yol açacak. Yunan Dışişleri Bakanı Andonis Samaras, Ro- ma'daki NATO toplanüsından önce Belgrad'ı günü birliğine ziyaret ederek Sırbistan Devlet Başkanı Slobodan Mi- loseviç'i diyalogdan yana oMuğnnu du- ynrmmsı için ikna etmeye çalıştı. Milo- STELYO BERBERAKtS ATtNA — Avrupa Topluluğu (AT) dı- şişleri bakanlanmn Roma'da gerçekleş- tirdikleri olağanüstü toplantıda Yugos- lavya'ya koyduğu ekonomik yaptınmlar- dan Yunanistan 1.5 milyar dolar zarar görecek. Yunan hükümeti bu nedenle AT'nin Yugoslavya'ya koyacağı ambar- goyu "veto" edeceğini acıklamışsa da da- ha sonra söz konusu zarann AT tarafın- dan karşılanacağına yönelik gerekli gu- venceleri aldı ve "veto" yerine karara "çekince" koydu. Yunan hükümeti, Yugoslavya'daki ka- rışıklıklan iki değişik açıdan görüyor ve seviç ise diyalogdan yana olduğunu AT dışişleri bakanlanmn karanndan hemen sonra duyurdu. Yunanistan, Yugoslavya'ya konacak yaptınmlardan göreceği ekonomik zarar- ların zaten krizin eşiğinde bulunan ülke ekonomisine "sonuncu darbeyi" indire- ceği konusunda AT ulkelerini son anda ikna etmeyi başardı. Böylehkle Yunanis- tan'uı başlangıçta gösterdiği şiddetli tep- kilere karşın AT kararıru ahrken "bu yapbnmlardan etkiknecek ölkelerm za- rarlaruun tdafi edüeceği güvencesini" verdi. Yunanistan da bunun karşılığın- da "veto" karanndan vazgeçerek karara "çekince" koymayı yeğledi. Yugoslavya'daki kanşıklıklar ve ülke bütünlüğunun konmamama olasıhğı Yu- nanistan'ı ikinci, ancak bu kez siyasi açı- dan endişelendiriyor. Hırvatistan, Slo- venya gibi özerklik isteyen cumhuriyet- lerin zincirine kuzey komşusu Makedon- ya'nın eklenmesı "Makedonya sorununu" yeniden alevlendirecek. Yu- nanistan, Üsküplülerin son zamanlarda gündeme getirdiği "Makedonya sornnu" adı altında hiçbir sorunun varhğını ka- bul etmiyor. Zaten bu nedenle Atina, Üs- küp'ün özerkliğini ilan etmesi durumun- da, AT ülkeleri ne derse desin "Make- donya gibi Büyük lskender'in doğduğu ve Antik Yunan'a ait adı taşıyan böyle bir curahuriyeti asla tammayacağını" açıklamış bulunuyor. Kısacası Yunanis- tan "fanatik Üsküplüler"in zaman za- man yaptıklan propagandalarda Selanik kentini "Özgiir Makedonya cumhuriye- tinin başkenti" ve kendıleıinı "Büyuk ts- kender'in torunlan" olarak göstermesin- den son derece tedirgin olduğu için "Yn- goslavya'nın toprak bütünlüğünü korumasından" yana bir tutum içinde bulunuyor. Fraıısa kafa tutuyor MİNE G. SAULNIER ~ PARtS — Roma'da yapılan NATO zirvesi, Fransa acısından örgütün 20 aralıktaki toplantısı için bir antrenman maçıydı. Fransız yönetimi 20 aralıktaki toplantıyı, NATO'nun Avrupa savunmasmdaki kısıtlı olanak- lannın altını çizmek uzere bir çeşit sabırsızlıkla bekliyor. Bflindiği gibi ABD ile Sovyet- ler'in ikili anlaşmalar yoluyla Avrupa'daki nükleer güçleri azaltma karan almalan, gene- linde AT ülkelerinin, özeUnde ise Almanya ve Fransa'nın onay- lamadığı bir girişimdi. Çünkü bu iki ülke, Sovyetler'den Avru- pa'ya yönelik bir toplu nükleer saldırı tehlikesinin kalkmış ol- masına inanmakla birlikte, SSCB'de doğan merkezi otorite boşluğu dolayısıyla çeşitli cum- huriyetlerde uslenmiş nükleer savaş birimlerinin doğacak bir kargaşada Avrupa acısından da- ha az tehlikeu olmadıklan kanı- sındalar. Fransız uzmanlan, NATO- nun "Sovyet yönetkiler" kadar tek tek Sovyet cumhuriyetlerine yönelik atıflannı, geleceği belir- leyen bu- kuşku öğesi olarak de- ğerlendiriyoriar. Roma zirvesin- de toplanan üye ülkeler, SSCB'deki bir federal yönetimin bu dev ülkeye egemen olabil- mekteki başansı konusunda kuşku duymaktalar. Mitterrand'ın NATO'yu des- tekler gözükürken yetersizliğini vurgulayan müdahalelerinin te- melinde, kısaca şu kuşku yat- makta: SSCB'nin merkezi oto- riteden kurtulan bazı cumhuri- yetleri, günü gelip Avrupa'ya, "Bize şunu şnnn vermezseniz, bizim toprakbnmız üstünde şu kadar nükleer gücümüz var, ayağınızı denk alın!" tehdidini savurabilirler. SSCB'nin asi cumhuriyetleri henüz bu aşama- ya gelmeden, Mitterrand ve onun gibi düşünen Alman Baş- bakanı Kohl, bu cumhuriyetle- re, "Uslu durmazsanız ekono- mik yardım yok!" baskısım uy- gulamak istiyorlar. Fakat bu basknun elbette tüm Batı tarafından onaylanması ge- rekiyor. EN KÂRLI ŞİRKET RBAKAN ANLATIYOR. MARX'IN İTİRAZIHAKL1YDI m \ TATUCI: BUGÜNE KADAR HİÇ FAİZIE ÇAUŞMADIM UĞUR MUMCU'DAN CUMHURİYETTEKİ 01AYIAR1N İÇYÜZÜ BOĞAZA ÖÇÜNCÜ KÖPRÜ GÖNDEMDE ÇOCUKİAR, ÇOCUKIURIARINA KAT1UN, HAFTA SONU ANNE BABANIZDAN KURTULUN MNOBAMAEKONOMİK YAŞAMINIZ DEĞİŞEBİLİR I Derginiz size gerçekleri yeteri kadar doğru yansıtabiliyor mu? İSTANBUL'A KUMA AKINI CUMHURİYET GAZETESİ'NDEKI DEPREMİN ÖYKÜSÜ YENİ AMERİKAN ELÇİSİ'NİN SORGU TUTANAKLARI TÜRK BUDİSTLER'IN BODRUM TOPLANTISI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle