18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ASIM HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/19 erin NadTnin açıklaması ı köşede "Nadir Nadi'ye tuplar" başUğı altında iik yayımlanınca Hasan Ce- e telefon ettim. Cumhuri- e yaşanan üzücü hadiseye in fıkirlerine Nadir Nadi'yi etmemesini kendisinden ı ettim. Kleğim yerine getirilmediği ı bu açıklamayı yapmak zo- ıda kaldım. fanm yüzyühk bir hayatı ylaştığım Nadir Nadi, Cum- riyet'in bugünkü durumuna düşürülmesini asla istemezdi. Doğruluğu şüpheli söylentiler- le başyazı köjesinde okurlann işgal edilmesini de hafıflik sa- yardı. Nadir Nadi, hiçbir za- man tasvip edemeyeceği bir yolda kullanılmak isteniyor. Başta yarım yilzyıldan beri Cumhuriyet'te yazan Prof. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu ol- mak iizere Nadir'in en yakın çalışma arkadaşlarımn ve de- ğerli gençlerin bu kadar şo- rumsuzlukla feda edilmesine Nadir Nadi asla göz yummaz- dı. Yaşanan olay, her sağduyu sahibinin göriip anlayacagı ka- dar vahimdir. Şimdi bu vahameti arttır- mak yolunda Nadir Nadi adı- run kullanılmasına ben göz yu- mamam. Genel Yayın Müdil- rü Cemal'in Nadir Nadi'ye saygısızhk ettiğini düşünüyo- rum. Bu yazılara bir son verilme- lidir. BERİN NADt Nadir Nadi'ye Mektuplar (4)... Uiftarafi 1. Sayfada) ılan bir din adamının öyküsünü anlatır. En- fızisyonda yargılanan ve ölüme mahkûm ıdilen bu din adamı, Giordano Bruno'dur. Tarih, 16 Şubat 1600. Bundan 391 yıl önce Nadir Bey, şafakla oirlikte bu meydana getirilir Giordano Bru- no; Engizisyon muhafızlan tarufından sürük- lene sürüklene. Meydanın ortasma tepeleme odun yığıl- mıştır. Tahta direge bağlanır Bruno. Bir cel- lat, elinde kocaman ve keskın bir kıskaçla yaklaşır ona. Dilini koparırken, meydant dol- duran kalabalık kendinden geçmiş halde haykınr. Aynı anda bir keşiş, elinde meşa- leyie tutuşturur odun yjğınını... Işte Hıristiyan Ortaçağı ve onun karanlığı! Giordano Bruno ne yapmıştı, Nadir Bey, bunu hak etmek için? Bu aydın din adamının suçu, bir bakıma kendi çağının ötesinde yaşıyor olmaktı. Tüm dinlerin özünde yatan akla aykınlığı sorgu- lamaya kalkışmıştı. Dinsel ve lelsefi özgür- lüğü savunmuştu. Dogmayia ak:l çatısmasın- da, akıklan yana tutum sergilemişti. Kutsal kttaplarda Tanrı ne buyuruyorsa, insanın ona kendisini körü körüne teslim etmesine karşı çıkmıştı. Kutsal kitabın yazdıklannı sorgula- mış, böylece aklın özgürleşmesi ve bilimsel gelişmeye, çağdaş uygariığa giden yolun açılmasına katkıda bulunmuştu. Din, bir yer- de insanın kendi vicdanıyla Tanrı arasında katmalıdır demişti. Özgür ve laik dûşünce- ye yolu açanlar arasındaydı Giordano Bru- no. Ama yakıldı. Yükselen atevler dünyayt aydınlattı. Hırıs- tiyan Ortaçağının o kopkoyu karanlığı, Bru- nolar'ın çabalanyia aydınlığa dönüştü. Rönesans ve Reform... Akılcılık.. Aydınlan- ma... Bu içtçe üç halkadan oluşan düşünce devrimiyte Batı, Doğu'ya karşı üstünlüğünü kurmaya başlar. Bruno gibi aydın insanlann bağımsız düşünebilmeleri sayesinde, akıl pa- rantezden kurtulmaya ve özgürleşmeye yö- nelir. Bunun sonucu, eleştirel düşünceyle birlikte bilimin gelişmesidir. Amerikan ve tabii özellikle Fransız devrinv leriyle birlikte tarihin akışı olağanüstü hızla- nır. Kimi düşüncelerin kutsal sayılıp eleştiri dışı tutuldukları ortamlar çözülmeye yüz tu- tar. Akıl tutsaklıktan sıyrılmaya başlar. Demokrasi ve özgürlük rüzgârlan güçle- nir. insanlann yakıldığı dönemden, kitapların yakıldığı dönemlere gelinir. İnsan aklı bu kez totaliter rejimlerde tut- sak alınır. Düşünce belirii sloganlara indir- genir. Bağımstz düşünce kısırtaştmlır, eleş- tirinin alanı daraltılır. Bu kez kitaplar yakılır, ama her yakılan ki- tap dünyayı aydınlatır. Avrupa'da İkinci Dün- ya Savaşı sonrasında taşist rejimler yıkılır. Dogu Avrupa'daki 1989 Devrirrti ve Sov- yetler'de Gorbaçov'un başlattığı sürec de to- taliter rejimleri birbiri ardından yıkar. Tıpkı Fransız devrimiyle olduğu gibi, yine kafalardaki setler yıkılır, akıl özgürleşmeye başlar, tarihin akışı büyük bir ivme kazanır. Aydmlık, karanlığı yenmeye, geriletmeye koyulur. Kimileri tarihi yakalar, kimilerini de tarih sollar! Sizinle birlikte sesli düşünmeye çalışıyo- rum, Nadir Bey; Bir 10 Kasım günü aklıma getirdi bunları. Dünya yanlarından gecip giderken farkı- na bile varmazlar. Allah'tan Atatürk gibi tarihi yakalayan bir lider, bir devlet adamı çıkarttık. Tarihin ge- rislnde kalmadı, çağını yakalamasını bildi. Anadolu'da, bu toprakiarda İslam Ortaçağı- nın karanlığını bir yerinden yırtmayı başar- dı. O sayede, onun köktenci atılımlanyla mo- dernleşme yolunda büyük bir sıcrama yap- tık. Sıkıldıkça size yine mektup yazacağım Nadir Bey. Şimdilik kesıyorum. Ancak son bir noktaya dikkatinizi çekmek isterim. Dün- kü mektubumun bazı yanlarını sonradan okuyunca ben de pek sevemedim; çok faz- la iç meselelere, kendi mutfağımızın işleri- ne girdim galiba. Kulıslerde dolaştınlan öylesine söylentiler var ki, bunu biraz da istemeye istemeye yap- tım. Kusura bakmayın, Nadir Bey. Sovyet uçağı Ankara'da 5j5 saat rehin kaldı (Baştarafi 1. Sayfada) mezse el bombası atma tehdi- dinde bulundu. TASS, KGB halkla üişkiler servisi yetkililerine dayanarak verdiği haberde, mürettebatm korsanı isteğinden vazgeçirme- ye çalıştığını, ancak uçağın so- nunda yönünü Ankara'ya doğ- ru değiştirdiğini belirtti. Saat 15.20 sıralannda Türk hava sahasma giren uçak, Trab- zon hava sahasım kullanarak Ankara Esenboğa Havalimanı'- na yöneldi. Zorunlu iniş izni is- teyen Sovyet uçağı saat 16.00 sı- ralannda Esenboğa'ya indirildi. Uçağın çevresinde, özel tim getirilerek geniş güvenlik önlem- leri ahnırken Emniyet Genel Müdürü Ünal Erkan, Ankara Valisi Erdoğan Şahinoğlu ve SSCB Büyükeîçiliği yetküileri de alana geldiler. Yürütülen temas- lar sonrası, korsanlardan Sait Ahmet Dagi silahsız olarak uçaktan inerek, bir elçilik yet- kisi, Ünal Erkan ve Erdoğan Şahinoğlu ile iki yolcu aracılı- ğıyla görüştüler. Hava korsaru, Çeçen-tnguş Özerk Bölgesi'nde bağımsızlık ilan edildiğini ve cumhurbaşkanlarmın halkın yüzde 91 oranındaki oyuyla se- Çeçen Türkü bir ara uçaktan dışan çıkarak poz verdi. CFotofraf: AA) çildiguü.bununRusyaFederas- manı'nda bekletüirken düzenle- sız olduğunu söyledi. yonu tarafından kabul edilme- mesini ve ülkede olağanüstü hal uygulamasmı protesto etmek için eylemi gerçekleştirdiklerini söyledi. Bu duygulannı Türk basım aracüığıyla kamuoyuna duyurmak amacıyla uçağı Türk- iye'ye indirdiklerini de söyleyen hava korsanına Erkan ve Şahi- noğlu'nun aracüık önerdiği ve bunun kabul edildiği belirtüdi. Ankara Valisi Erdoğan Şahi- noğlu, uçak Esenboğa Havali- diği basm toplanüsmda, yapuan eylemin "terörist eylem olmadı- gını" belirterek, "Kendileriyte yapbgımız görüşmeler sonucun- da yiyecek ve yakıt ihtiyaçlan- nı karşıladık. Hükümet Ue go- ruştükten sonra Çeçen Cumhu- riyetTnin başkenti Grosni'ye döruneleriDe izin verdik" dedi. Emniyet Genel Müdürü Ünal Erkan da, ucaktaki kişilerin si- lahlı olup olmadıgmı görmedik • lerini, görüştükleri kişinin silah- vermesi üzerine uçağa yakıt ve- rildiğini yineledi. Yakıt ücmali yapılarak uçaga gıda maddesi verilmesinin ar- dından, Sovyet yolcu uçağı sa- at 21.35'te Ankara Esenboğa Havaümanı'ndan havalandı. Yetkililer, hareketten önce ucaga 30 tane sandviç ile ter- moslarla çay gönderüdiğini be- lirttilejr. Gazetecilerin fotoğraf çekmek için uçağın yakmına gelmeleri üzerine Sait Ahmet adlı eylemci, uçağın kapısmda zafer işareti yaparak poz verdi. Hostes düşük yaptı Bu arada uçakta bulunan ve 1 aylık hamüe olduğu beürtilen Yeiena Kozzouskaya adlı hoste- 5İn, uçağın kaçınlması sırasın- da korkudan düşük yaptığı öğ- SÜahla- nyla birîikte neden bırakıyorsu- nuı?Yolculanncangüvenükkri safelandı mı?" sorusuna sinirle- remldı. Yolcular arasında bulu- nen Erkan, "Ne öneriyorsumız, nan bir doktorun müdahale et- tiği beürtilen hostes, daha son- ra uçaktan indirilerek Ankara Doğumevi'ne götürüldü ve te- operasyon mu yapahm?" dedi "Türk bava sahastnda yapdan silahlı eylemlerde ne gibi bir iş- tem uygulanır?" sorusu üzerine davi altına alındı. de Erkan, "Bu silahlı eylem de- gil, protesto. Etmeyin yahu, bnnlar Türk, Çeçen Türkü" şeklinde konuştu. Erkan, SSCB Büyükeîçiliği yetküilerinin izin ÖZERK BÖLGESİ DEVLET BAŞKANTNDAN HALKA ÇAGRl 'Moskova'ya karşı terörist eylem'Dış Haberter Servisi — Uçak kaçırma olayı, Çeçen-tnguş özerk Bölgesi Devlet Başkanı Cahar Dudayev'in Çeçen halkı- na Moskova'ya karşı nükleeı santrallan da hedef alan "terö- rist eytemlerde bulunma" çağrısı yapmasmın hemen ardından gerçekleşti. Rusya Federasyonu'- na karşı bağımsızlık mücadele- si veren Çeçen lider, dün yerel te- levizyondan yaptığı çağnda, "Topragunızın ber bir metre ka- resinin her ev, her köy ve ber kentini kakye çevirin. M&slii- man haUumı özgttrtok adına Mosko«ı'yı güvensiz bir kente dönüşturmeye çağırıyorum. Katkas haiklan, Tann'nın bize babşettiği özgiirlük, artık Mos- kova'ya bağlı kalamaz" dedi. Dudayev, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Boris Yeltsin'in bölgede olağanüstü hal ve soka- ğa çıkma yasagı ilan etmesi ne- deniyle Çeçen-Inguş Parlamen- tosu'nun kendisini olağanüstü yetkilerle donattığını ve curnhu- riyetin tüm topraklan üzerinde savaş hali ilan ettiğini belirtti. Yeltsin, bağımsızlık mücade- lesi veren cumhuriyette gösteri- lerin durulmaması üzerine önce- ki gece olağanüstü hal ilan et- mişti. Yeltsin'in yaymladığı ka- rarnamede, geçen ay kurulan ve Cahar Dudayev'i devtet başka- m seçen Ulusal Çeçen Kongre- TüYAP 10. tSTANBUL KİTAPFUARI si'nin kapatûdığı ve seçimlerin yasa dışı ilan edildiği bildirilmiş- ti. Yeltsin, Çeçen milletvekili Ahmet Aksanov'u da başbakan olarak atamıştı. Kafkas uluslanndan biri olan Sünni Müslüman Çecenler, Rus- ya Federasyonu'na bağlı Çeçen- Ingu5 özerk Cumhuriyeti nüfu- sunun yüzde 52'sini oluşturuyor. Nüfusun yüzde 12'si bir başka Kafkas ulusu tnguşlar, yüzde 29"u ise Ruslardan oluşuyor. Rusya'nın Gürcistan'la sınır böl- gesinde yer alan cumhuriyette, Çecenler'in bağımsızlık istekle- rine karşm Inguşlar mevcut sta- tünün sürmeânden ve Mosko- va'ya bağlı kahnmasından yana tavır koyuyorlar. Bu arada TASS, Dudayev'in çağnsı üzerine başlayan protes- to gösterilerinin sürdüğünü, çev- re köylerden çok sayıda silahlı kişinin Gronzi'ye gelmekte oldu- ğunu büdirdi. Moskova'da açıklama yapan Rusya Devlet Başkan Yardımcı- sı Aleksandr Rutskoy, 630 tçiş- leri Bakanlığı askerinden oluşan bir birliğin Grozni'ye hareket et- tiğini söyledi. öte yandan, emekli bir gene- ral olan Dudayev, dün öğleden sonra düzenlenen törenle ant iç- ti. Nesin: Türkiye kültürelişgal altında YerûABD Büyükelçisi'rün mektubtvmsunuşbiçimisorunyamttı Hükümette elçikrıziANKARA (Cumhnriyet Bu rosu) — ABD'nin yeni Ankara Büyükelçisi Richard CUrk Barkley'in Cumhurbaşkanı Tnrgut özal'a güven mektubu- nu sunuşu Mesut Yılmaz hükü- meünde sorun yaram. Barkky'- m Çankaya'ya çıkışında sadece Dışişleri Bakanhğı Müsteşarı (ndem Sanberk'in bulunması Pİnçcrtcr'i kızdırdı. Dinçerier'in "Birçok büyokeiçinin güven mektnbuou vtkitet oMoğn dö- şemkrde cumfcurbaşkamn» bir- Ikte verdik. Koskoca ABD Bü- yökdçisi, Çankaya'ya çıkıyor, DIŞJ^ICTİ Bakaaı'na neden haber verilmiyor" dedigi öğrenildi. ABD'nin yeni Ankara Büyü- kelçisi Richard Clark Barkley önceki gün Dışişleri Bakanlığı Müsteşan özdem Sanberk ile birlikte Çankaya Köşkü'ne çı- karak Cumhurbaşkanı Turgut özal'a güven mektubunu sun- muştu. Dışişleri Bakam Safa Gi- ray'uı yurtdışmda bulunması nedeniyle Dışişleri Bakanlığı'na vekâlet eden Vehbi Dinçerler'e ABD Büyükelçisi'nin Cumhur- başkanı özal'a güven mektubu vereceği ile ügili herhangi bir bilgi verilmediği öğrenildi. Dinçerler daha önce de Dışiş- leri Bakanlığı'na vekâlet etmiş; bu sırada Ankara'ya yeni ata- nan bazı büyükelçîlerin güven mektuplarıru sunuşlannda hazır buiunmuştu. ABD Büyükelçisi'- nın güven mektubu sunuşunun Dinçerler'e haber verümeden geTçekleşürilmesinde bir başka elçi krizmin etken olduğu bildi- rüdi. Dinçerler, Irakh Kürtlerin Türkiye'ye sığuımalan sırasmda görevli olarak bölgede bulunan eski Bağdat Büyükelçisi Necati Utkan ile tartışmıştı. Dinçerler, daha sonra Utkan'ın Tokyo bü- yukelçüiğine atamasının da yer aldığı büyükelçi atamalanna ilişkin kararnameleri imzala- makta direnmişti. Kararnamelerin gecikmesi üzerine Cumhurbaşkanı Turgut özal devreye girerek Dinçerler'i ikna etmişti. ıVliUi Piyango çekildi 4 müyarIstanbuFun AN1ARA (AA) — Müli Pi- yango'nun 9 Kasım 1991 An- takya çekilişi iün yapüdı. lkra- miye kizanannumaralar şöyle: 4MİLYAR 76777: (lstaxbul, İstanbul) 500MILYON 0066SÇ (Elazğ, Aydm) 41361^ (Gazantep, Ankara) 94717 i (Çorlı, Ankara) 100 MİLYON 127495 1\\91 372639 547497 64974". 739313 SOMİÜYON 07037* 160O5 311003 560144 60798: 6217:8 651063 653363 76347» 8415» 20NÖLYON 007951 0758!-6 121272 148735 2151» 2293 9 2838% 319341 37046» 4485)1 499069 503121 54457 6089»9 633279 659314 70189 7436:1 900133 928370 10 Mtt-YOîs 0684-H 0701 4 071384 0994% 1179-tf 161«3 205826 219878 2422.3^ 2904S3 298464 301989 3334-4 356€'8 363799 385428 3913 S 436«L9 450546 462053 495OO 522^6 522774 595263 60195 608113 627258 631866 6562 B 657357 666731 684111 7234-8 735 TO 749176 757499 759S7 76SÇ3 773223 782703 819» 2 856^0 878287 887571 889S5 93208 969862 972632 SVCtYON 000S5 00112 006927 021%0 0282M 03CTZ3 033221 047615 059<S0 063*16 079486 087919 08823 099 « 102357 112258 116S4 117T5 119299 121684 13OS0 168Ö2 179680 191889 195 S " 22O74 224092 226913 24732 27-462 312923 319938 325S1 326-59 341339 341819 359-^55 363114 383377 387245 40131 40737 419879 440889 45ÎI38 47433 474455 495787 49%99 505072 539607 563015 566307 577444 589754 590486 592446 603372 626275 640731 642383 656446 670466 685401 688404 712262 727642 733023 736467 741568 743655 762661 778634 792990 810922 821379 821965 825399 839726 845193 864030 868761 870517 891332 907551 909848 912554 923027 927355 943564 949174 %2377 %3837 966002 %7621 968361 972995 976446 976552 988728 2MİLYON 001983 007746 015367 016676 018925 021773 023454 036109 038030 038627 050106 050303 050829 060258 061060 067660 076403 077899 082335 097266 103357 105641 107679 113062 117919 118515 121809 122391 131336 133356 137161 146942 161317 161350 163603 165029 169002 170102 1840% 185883 190972 193613 195763 201134 201529 207447 217006 218356 231045 240686 243063 250432 255064 258919 259402 264207 269341 273503 276382 282669 282781 293047 293158 293815 294817 295743 298223 316374 316638 319256 320295 320372 326575 328851 329013 329281 334476 334956 347574 354205 355608 363659 373561 374662 378951 380351 387373 390237 390884 391870 395511 398258 405121 419323 432363 438325 438375 440992 454053 454754 459109 459384 460758 462275 463147 468926 469244 469797 4701% 473582 481091 495037 496685 497897 522106 534616 541914 592099 592606 596606 600648 606328 609007 609876 610250 615715 617700 623254 625397 630090 630766 640192 645910 646213 646487 652041 654316 656514 664669 668691 674346 676846 681534 686546 686842 689456 690057 690807 698812 699390 706094 725%9 730823 736081 742803 744683 749067 757195 763452 76İ602 766358 768802 769068 782839 784342 784951 786330 789168 796422 803211 815531 819921 828628 832300 832388 859352 860988 862530 884923 888041 892489 903211 904091 907263 913326 916379 923534 927313 944559 953929 954157 954459 %1094 966589 968577 %9042 972770 981938 988957 990287 I MtLYON 03094 03922 04927 06222 06293 08229 0939110676 14609 21151 24542 25854 25955 301% 31704 31754 33071 36107 36923 38486 38761 38815 40732 4261243787 44557 46390 48138 48959 502% 51302 52030 53483 53765 54170 59473 67295 69546 72331 73053 75919 82849 85435 85573 86119 86690 90515 94062 94523 98998 500 BtN 0819 1435 1562 2464 2491 2550 2645 2646 3 0 % 4336 4642 5%3 6153 6244 6410 6907 7693 7910 8062 9710 160 BtN 001235 321366 581670713 813 «0 BtN II 30 46 89 93 94 40 BtN (AMORTt) 0ve7 4 MtLYON (TESELLİ) 067772 167772 267772 367772 467772 567772 667772 707772 717772 727772 737772 747772 757772 760772 761772 762772 763772 764772 765772 766772 767472 766772 767072 767172 767272 767372 767472 767572 767672 767702 767712 767722 767732 767742 767752 767762 767770 767771 767773 767774 767775 767776 767777 767778 767779 767782 767792 767872 767972 768772 769772 777772 787772 787772 797772 867772 %7772 KüUür Servisi — "20 yü yurt- dışında çaltsan iki işçî Türkiye'ye dönmüş. tstanbul'da geziyoriar. tşçilerden biri, 'Burası Türkiye değü' diyor. Çevresine bakıyor, 'Salon Bella', 'Cafe\ 'Pizza', 'So- uvenir Shop', 'Mc Donalds..'. Türkiye degil burası diyerek yö- nirierken, sakaliı bir imamla karşdaşıyoriar. tmama, 'Burası Türkiye mi' diye soruyorlar. tmamın yanıü, 'Herald yani'. Harbiye'den Taksim'e doğru ytt- rürterken Notre Dame de Sion ve Harbiye Orduevi'nin üzerin- de yazıh 'Ne Mutlu Türküm Diyene" sozlerini görünce, 'Bu- rası Türkiye' diyorlar..." Aziz Nesin "kültür ışgalini" konu edineceği "Türkçem, Benim Ses Bayrağım" başlıklı söyleşisine bu gülmece öyküsü ile başlıyor. Nesin'in söyleşisini izlemeye gelenler, TÜYAP Sergi Sarayı- nın toplantı salonunu tıkabasa doldurmuşlar. tlkokul öğrenci- leri, ortaokul ve lise çağı genç- leri, kitapseverler ve Nesin'in okurlan birazdan yazann somut örneklerle anlatacağı dilimizi kuşatmış "kültür işgalini" hem gülerek hem de düşünerek kav- Tayacak ya da kavramaya çalışa- caklar. T-shirt... Yabancı yazılar taşı- yan T-shinlen Cbristian Dior, Kiss Me DarUng. "Gömlege 20 yüdır T-shirt diyoruz. Yazüı T- shirtkrk bömediginûz firmftnın reklamım taşıyoriar. Başkasunn canlı reklamım yapmak için us- TUYAP'TA BUGUN tmza günü: TYS standı: Oktay Akbal, Uğur Mumcu, Celalettin Çetin, Demirtaş Ceyhun, Onat Kutlar, Naim Tirali, Abbas Sayar, Şemsettin Ünlü, Ali H. Neyzi, Tuncer Cücenoğlu, Mahmut Alptekin, Zeynep Aliye, Asım öztürk, Yüksel Yazıcı, Hasan Devrim. Gerçek Sanat Yayınlan: Serhat Kestel, Mehmed Kemal, Müşir Kaya Canpolat. £ Yayınlan: Şinasi özdenoğlu Joker Yayınlan: Metin Üstündağ, Gani Müjde. Gtir Yayınlan: Orhan KoloğTu, Nail Güreli. Telos Yayıncüık: Orhan Alkaya, Hulki Aktunç. Anadolu Sanat Yayıntan: Hilmi Yavuz. Nâzım Hikmet Vakfr. Atilla Coşkun, Samiye Yaltınm, Avni Arbaş. Yön Yayıncuık: Faik Bulut, Hasan Devrim. Söyleşi: 'Atatürk': Paraşkev Paruşev. Saat 14.00-15.00 •Atatürk ve Dü Devrimi': Prof. Dr. Cevat Geray. Saat 16.00-17.00. 'Kelavnak Dergisi', 'Nokek Halimiz' Kâmil Masaraa, 'Baldın Çıplaklar' Hasan Seçkin, 'tdeolojik Duygu' Değer lskender. Karikatürcüler Derneği Standı. Saat 14.00-19.00. Esenboğa Havaalanı'na dün inen Sovyet uçağı 1970 yüından beri Türkiye'ye kaçmlan seki- ünci uçak. Türkiye, (Baştarafi 1. Sayfada) rasyonun söz konusu olup ol- madığı sorusuna da "Hayır" karşılığını verdi. Tanıyan ilk ülke Türkiye Türkiye, Azerbaycan Cumhu- riyeti'nin aldığı bağımsızlık ka- rannı tanıyan ilk ülke oldu. Azerbaycan Başbakanı Hasan Hasanov, 3 kasımda Ankara'ya yaptığı riyaret sırasmda Başba- kan Mesut Yümaz ile görüşme yapmış, Başbakanhk Sözcüsü Yalım Eralp görüşmenin ardın- dan yaptığı açıklamada, "Azer- baycan'ın tanınması konusunda- ki farklı düşüncelerin giderildi- ğini ve Azerbaycan'ın tanınacağuu" bildirmişti. Türkiye'ye teşekkür Bakanlar Kurulu'nun Azer- baycan'ı tanıma karan alması- run ardından, Azerbaycan Cum- hurbaşkam Ayaz Muttalibov ile Başbakan Hasan Hasanov'un Başbakan Mesut Yümaz'ı tele- fonla arayarak teşekkür ettikle- ri bildirildi. amsun lannı aktaran Nesin, "The Mar- mara"mn ulusal onurlanm kıra- cağının farkmda olmadıklanm aktanyor. "DUi bozmakla kalmaddar. 21 Aralık 198Tde Milli Efcitim Gençlik ve Spor Bakanugı, Ta- lim Terbiye Kuraiu, TITT'nin Türkçe sözcüklere getirdiği ya- sağı az buldu. Kimse tepki duy- du mu? tlişki, beceri, belle- mek... Artık neyi düşündülerse yasaklanan sözcüklerden oldu" diyor Aziz Nesin. SAMSUN (AA) — Samsun'- un 19 Mayıs ilçesi Dereköy yö- Örnekler sürüyor. Mağaza resinde hatalı sollama ve aşırı vitrinlerinde "second hand" (el- hız yuzünden 4 araç çarpıştı. den düşme), fast food (ayak üs- Zincirleme kaza: 10 tü), "Bay Bay", "ciao ciao", "okeyletmekJ ' "Baybay" diyen- ler kültürel çizmenin altında Ne- sin'e göre. Bir de uyduruk laflar var: "Son günlerde sıkça kulla- mlan çaykolik, işkolik, dokun- matik... Bu sonuncusu alçaklık ve ihanet artık!'." diyor yazar. Küçük mahalle bakkallannın tiine para veriyoruz" diyor Aziz Nesin. Hemen bir örnek: Biçim- siz vücutlu bir erkek yolda yü- rüyormuş. Arkasında taşıdığı T- shirt'in sırtmda bir yan: "Virgin pot" (Bakır çanaki. Ortaçağ'da hayYanlarm karış- maması ve çalınmaması için damgalandıklannı aktaran Ne- sin, "Bu cağda kapitalizmin fir- malan bize damga vurayor. Btz de üzerine para veriyoruz." Bu kez Taksim'deyiz. Konu, meydandaki "The Marmara" Oteli. "Bir ülkenin cografı yer adı The Marmara' ise ve kimse tepki göstenniyorsa o ülke 'kül- türel işgal1 altındadır. Tarihsel olarak bir ülkenin işgal edilme- si dönemi kapandı. Bu kez baş- ka bir işgal var" diyor Nesin. "The Bosphonıs" ve yakın ge- lecekte "The Turkey" olacak herhalde diye devam ediyor. Miüiyetçilerin hindi anlamına gelen "T\ırkey"e tepki duyduk- Kazada 10 kişi öldü, 14 kişi de ağır yaralandı. Samsun'un 19 Mayts ilçesi Dereköy yöresinde, dün saat 18.30 sıralannda hatalı sollama sonucu, sürücükri henüz beür- lenemeyen 55 FH 424 plakalı minibüs, 55 AU 755 plakah oto- mobil ile çarpıştı. Bu sırada 55 DC 947 plakalı kamyon da çar- süpennarkete dönüştüğü, Tür- p ı ş a n araçlara arkadan bindir- kiye*de yaşanan "kültür işgali" halkın kişüiksizliğinin bir ürü- nü. Nesin'in okurlarma son söz- leri, "The Marmara'mn önün- den her geçişte 'ulusal onurum' çiğneniyor. Bu konuşmamı ya- aya dönüştürüp, Türkiye Yazar- lar Sendikası, PEN ve Türk Dil Kurumu'na gönderecegim. Siz- ler de katüın. Hep birlikte The Marmara'ya gidelim ve otelin is- nûnin degiştirilmesini isteyeumr Bafra ilçesi yönünden gelen 55 ED 774 plakah minibüs de bu araçlara çarptı. Kazada tsmet Gümüş, Fehmi Apaydm, Fikri Aktaş, Irfan Er- dem, Halil Akın, Orhan Ozcan, Yaşar Öre, Ramazan Can, Kry- met Erdem ve Özge Erdem öl- düler. Kazada ağır yaralanan 14 ki- şi, Samsun 19 Mayıs Üniversi- tesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavi altına alındı. BOĞAZtÇİ ÜTSJTVERStTESİ MEZUNLAR PERNEĞt SEMPOZYUMU 2000'li yıllar tartışması İstanbul Haber Servisi — "Tnrkiye'nin kaıkmmasını ger- çekleşttaecek, dünyaya açık. cag- daş, rekabeti bilen, kazanması- nı bflen, genç beyinler okulu Bo- gaziçi." Bofaziçi Üniversitesi Mezun- lar Dernegi'nce düzenlenen "2000'U yülarda Yüksekoğretim ve Bogazici Üniversitesi" konulu sempozyumda sorulan "Nasd bir Bogariçi Üniversitesi" soru- suna verilen yanıtlardan biri bu. Bu görüşün sahibi Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Dentegi Egitim Grnp İİyesi Farnk Bayır, "Bekknrflerimizdeki 'Bogazici' oluşmasındaki tüm yöntemlerin büyük çoğunluğu gelenekleri- mizde vardır. Eksik olan diya- logdur. Bogazici camiası arasın- daki sevgi, hoşgörü, uzlaşma ve ortak degerier için beraber çalı- şabilme geleneginin hayata ge- çirilmesi gerekiyor"dedî. Koşulların ve kişilerin zorla- nabüeceğini, yönetmelik ve tü- züklerde olmasa da geleneksel yapılanmalarda Boğaziçi'nin "erozyotf'unu durduracak alter- natif çözümler bulunabileceği- ni belirten Bayır, "Nasıl bir Bogazici" istediğini şöyle anlat- tı: "Fikir üreten ama uygulama- smı kendflerinden daha çok vak- ti olduğuna inandıklan kişilere bırakan bir camia degil fikirle- yata geçirebilen bir camia. Üni- versite yönetimi ve Mezunlar Dernegi, ögretim üyesi, ö|ren- cisi, çalısaru Ue birbiriyle kay- naşmış bir ülkü altında birieş- miş görev bölümü vapılmış amaca yürüyen bir Bogazici." Siyaset Bilimi ve Uluslararası tnşkUer Bölümü ögretim üyesi Port. Dr. Ersin Kalaycıoglu, üniversite yönetimini eleştirerek, şunlan söyledi: "Ana bügisayar 16 Kasım 1990 tarihinden beri kapalıdır. Kütüphanede 201 bin 500 kata- logda kart var. Bunlann hepsi de kuUamma açık degil. Sosyal bilimler raflanndaki kitaplann ortalama yüzde 80*11970 ve ön- cesine ait. 1970'lerin sonunda kütüphanedeki toptam kitap sa- yısı 179 bindi. Aranan kiupla- nn dörtte birinin nerede olduğn belli degfldi. Sınıflar tam bir fe- laket. Pis, tahtalar eski, bakım- sız ve çok kalabalık. 1985 ilkba- hannda 18 kişilik bir sınıfa ders verdim, 1989'da sınıf 95 kişi ol- du. Akademisyenin odasının ısınması, tekfonu, kagıdı, com- puteri, daktilo şeridi, sflgisj, ka- lemi yok. Bu, tek adam yöneti- minin iflası. Akademisyene iti- bar ve şerefi iade edümeli, aka- demisyenin raali kaynak, idare ve akademik faaliyetlerinin dü- zenlenmesine katkısı saglanma- h." Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Aptullah Knran, Boğaziçi Universitesi'nin 2000'li yıllara bir lisans sonrası üniversite ola- rak girmesini "yararlı" ve "kaçınümaz" olarak gördüğünü belirtti. Yargıçatanıalarınatepki tSTANBUL (ANKA) — ANAP hükümetinin ülke çapın- da 298 hâkim ve savcuıın atama- sını yapması baro başkanlan ta- rafından tepkiyle karşılandı. ts- tanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan, atama karannı "inanıl- maz bir ayıp ve büyük bir sorumsuzluk" olarak nitelendir- di. Kazan^ şöyle devam etti: "ANAP yargı üıerine yeni bir rini birbirlerine açan, ortak ipotek koymnştur. Ama işin asd noktalar bulabilen ve onlan ha- ilginç yaoı, seçime giderken yar- gı ba|ımsızhgı türküleri söyle- yenlerin susmuş olmalandır. Ben siyasi liderlere ve Cumhur- başkau'na tehlikeyi duyurmaya çalışUm. Ama Kürt kimligini gösterme şovu yapanlar yüzün- den Turkiye'nin gündemi ant iç- me krizine kilitlenip kaldı ve Özal'la ANAP yargıyı bir kez daha teslim aldı. Ne y%pabilirim ki isyan ediyorum. Ben tehlike- yi dayunnaya çahşttm. Sadece utanıyorum." Prof. Dt. AHMET KlUÇOGLVAıık.V.Huk.Fuk. fttatürtCûn Var Obn VastyetL.(Bajtarafı 2. Sayfada) yani 10 Kasım 1938'de yürürlüğe girmiş, ancak hiçbir hukuk kuralının kabul edemeyeceği bir şekilde 16Ekim 1981 tarihin- de bir darbeyle ortadan kaidırılmıştr. Milli Güvenlik Konseyi tarafından yürürlüğe konulan 2533 sayılı "Siyasi Partilerin Feshine Dair Kanun" bu tarihte yürürlüğe konularak bütün si- yasi partilerin mallanna el konulmuştur. Kanunun 3. maddesi ile Atatürk'ün CHP'ye bıraktığı tüm malların idaresi görevi Devlet Başkanlığı Genel Sekreterliği'ne verilmiştir. Anaya- sanın geçici 15. maddesi ile de diğer birçok yasalar gibi 2533 sayılı yasanın da anayasaya aykırılığının ileri sürülmesi ya- saklanmışür. 12 Eylül'ün Atatürk'ün vasiyetiyle ilgili operasyonları bu- nunla da katmamış, Atatürk döneminde birer bağımsız ve özerk kurum olan, bu nıtelikleri nedeniyle Atatürk'ün vasiye- ı'mde kendilerine yer verdiği Türk Dil ve Türk Tarih Kurum- ları, 2876 sayılı bir yasa ile (RG. 17.8.1983) "AtatürkKültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu" adı altında kurulan bir kurumun ice- risinde eritilmişlerdir. Böyleceher iki kurum da Atatürk'ün hiç düşünmediğı, düşünse idi vasiyetinde kendilerine yer verme- yeceği bırer devlet dairesine, siyasi iktidarın birer şube mü- dürlüğüne dönüştürülmüştür. Bu yasal değişiklikler sonucu bir yandan CHP, Atatürk'ün vasiyetinden mahrum edilirken, öte yandan bu vasiyetten en büyük yarar sağlayan ve bu sayede yaşamını sürdüren Türk Tarih ve Türk Dil Kurumtarı, Atatürk'ün hayal bile edemeye- ceği yapıya kavuşturulmak suretiyle vasiyeti yok edilmiştir. Bugün hukuk sistemımizde sıradan herhangi bir kişinin va- siyetine dahi yargı karan olmaksızın el sürmek mümkün de- ğildir. Sonradan meydana gelen önemli değişiklikler varsa, vasiyetin yeni koşullara uydurulması dahi ancak yargı ka- ranyla mümkündür. El atılan vasiyet, Atatürk gibi, bir ulusu yoktan var eden büyük bir devlet adamına ait ise hukuk dışılı- ğın boyutu çok daha korkunctur. Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret etmeyi bir yıldan üç yıla kadar; Atatürk'û temsil eden heykel, büst ve abideleri tahripya da kirletmeyi bir yıldan beş yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırmayı öngören bir hukuk sisteminde (5816 sayılı Atatürk Aleyhine Işlenen Suçlaı Hakkında Kanun) onun son arzularını ortadan kaldırmayı hu- kuka uygun saymak olanağı asla yoktur. (1)Nukut nakitpara (2) Hisse senedinın gelirlerı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle