Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/16 29 ARALIK 1990
FLAMtNGOLAR SAYIMDA — Hamburg'daki Habenbeck
hayvanat babçesinde yaşayan flamingoiann nüfusu, 135Te sı-
nırlı. Bu 135 flamingodan sorumlu bakıcı sabab sayımını ya-
parken işin ciddiyetinin bilincinde olan flamingolar, bakıcüa-
ruun öniinde uslu uslu geçit yapıyoriar. (Fotoğraf: Reuter)
AIDS
çocuklara
dadandı
CENEVRE (UBA) — Dünya
Sağlık Örgütü, Kuresel AIDS
Programı Müdürü Micbael
Merson, dünyada AIDS virilsü
almış çocuk sayısının sanılan-
dan çok daha fazla olduğunu
söyledi.
Dürrya Sağlık Örgütü Kuresel
AIDS Program Müdürü Micha-
el Merson, AIDS hastalığının
çocuklardaki dunımu konusun-
da yaptığı açıkamada, AIDS'in
çocuklar için de büyük bir teh-
like oluşturduğunu bildirdi.
Merson, "Düşünüldüğünden
çok daha fazla çocuğun AIDS
virüsü ile enfekte olduğu görül-
mektedir. Bu olay bulaşıcı has-
talıklar arasında yeni bir trajik
aşamayı göstermeketdir" dedi.
Duvara
Avanos
NEVŞEHİR (Cumhuriyet)—
Avanos'un ünlü toprağı şimdi-
de duvarlann vazgeçilmez tut-
kusu haline geliyor. Avanos'ta
özel bir konuma sahip çamu-
run yoğurulması ile şekillenen
ürünler özellikle turistik tesis-
lerin duvarlarına misartr olu-
yor. Çanakçı ustası Galip Kör-
mükçü de yıllaruu bu çalışma-
ya adamış bir usta. Üniversite
eğitimini bitirdikten sonra baş-
ladığı çanakçıhk çalışmaların-
dan sonra Avanos toprağını da-
ha modern hale getirmek için
bu işe başladığını söylüyor.
"Asunda çanak yapmaklan zor
bir iş. Bir resim sanatçısı gibi
toprağa binbir şekil vererek ka-
bartmalan ortaya çıkarıyoruz.
Kesinlikle baskı çalışması değil.
Küçük bir tablo 1 ayhk bir ça-
lışma sonrasında gerçekleşiyor".
BORSAYA ALKIŞ — Dünyanın en önemli fınans işlemleri
merkezlerinden birisi olan Tokyo Borsası dün öğlene kadar
çjdıştıktan sonra tatik girdi. Geieneksei kapanış töreninde müş-
terilere yardımcı olan satıcılar 199O'ı alkıslarla uğurladılar.
(Fotoğraf: AP)
HABERLERIN DEVAMI
GUNEŞ TANER TARTIŞMASI
Kamuoyunun 4
Bay No No'su
Körfez'de kararlı gidiş
Ekonomi Servisi — 4 ocakta
istifa etmesi beklenen Devlet
Başkanı Güneş Taner, eğer bu
tarihte "terfı ederek" yeni ve da-
ha üst düzeyde bir göreve geti-
rilmezse, Türk siyasi ve ekono-
mik çevreleri, yakın tarihin en
"renkli" simalanndan birini yi-
tirmiş olacak.
Siyasi yasakların kaldınlma-
sıyla ilgili referandum sırasında,
lideri Turgut özal'a üzerinde
"No N o " yazıh tişörtle destek
olan, daha sonra ise tarihe mut-
lak monarşinin simgesi olarak
geçen Fransa Krah 14. Louis'nin
lakabını (Güneş Kral) üstlenen
Güneş Taner, devlet bakanlığı
yaptığı sürece, geleceğe yönelik
iddialan ve her kesimden insan
ve kuruluşa yaptığı suçlamalar-
la ününü pekiştirdi.
Taner'in suçlamalanna muha-
tap olmayan hemen hemen hiç-
bir kişi ve kuruluş yok. "Hıris-
tiyancıhk" yaptığı için Avrupa
Topluiuğu, kredileri çözmediği
için "Dünya Bankası olmaktan
çıkan" Dünya Bankası, hal maf-
yası, konıma istedikleri için ha-
nr giyimciler, zam yaptıklan
için makarnacılar, yağcılar, de-
terjancılar, margarinciler, tstan-
bul dükalığı olarak adlandırdı-
ğı büyük sanayiciler, vergi ver-
medikleri gerekçesiyle doktor-
lar, muhasebeciler ve diğer es-
naf, çorap üreticileri, başta Ek-
rem Pakdemirli ve Işın Çelebi
obnak üzere hükümetteki bakan
"arkadaşlan" Güneş Taner'den
çeşHli zatnaalacda ."azar işitti-
tef.
J?
Kendisine takılan "Güneş
Kral" lakabı konusunda derhal
görüşlerini açıklayan Güneş Ta-
ner, büyük sanayieileri suçladı.
Taner, 1989'un eylülünde Cum-
huriyet'e yaptığı açıklamada
şöyle diyordu:
"İstanbul'da raeşhur bir laf
vardır. tstanbul dükalığı, lstan-
bul dükalığı diye diye lslanbul
dokahgına döşenler, beni de kral
gibi düşünmöşler. Ya ne diye-
yim? Bir knlun kendisini Allah
gibi görmesi raümkün mii?"
Sanayicilerle kavgasını sürdu-
renjaner, Odalar Birliği zirve-
sinde işadamîannı uyardı: "Tüm
bakanların kapısı size açık. Ne-
den basın yoluyla kirli çamaşır-
lan yıkıyoruz? Ben daha elif be
diyemeden giydirdiniz, deşarj
oMunuz."
1989 sonunda yetkilerini de-
ğerlendiren Taner şöyle diyordu:
"Her şeyden önce Hazine ba-
na baglı. Hazine her şeydir. Ma-
liye bütçeye de vize verir, vergi
topiar. Hazine, Merkez Banka-
sı'mn da sahibidir."
Daha sonra ekonomi yöneti-
minin çok başlılığından yakı-
nan, "Hükümetin uyguladığı
ekonomi programından bir şey
anlamıyoruz" diyen TÜSİAD
Başkanı Cem Boyner de Taner'-
den "eevabını" aldı. "Dışanda-
ki insanlar Türkiye'nin progra-
mını biliyor da bir tek elbiseyi
2 milyon liraya satan bu arkada-
şımız bunu anlamıyor mı?"
Sebze-meyve fiyatlannın yük-
sekliğinden sık sık yakınan Gü-
neş Taner, bir ara da "hal maf-
yasTnı gündeme getirdi. 1989
kasımında, "Sebze-meyve itha-
latını tümüyle serbest bırakıyo-
nız. Hal mafyasının, sebze-
meyve mafyasının belini
kıracağız" diyen bakan, bir sü-
re de sebze ve rneyve komisyon-
culanyla mafya konusunda tar-
tışarak gazete sayfalarından in-
medi.
Ancak hiç kuşkusuz Güneş
Taner'in en büyük "düşmanı"
enflasyondu. 1989'da enflasyo-
nu "şahsi meselesi" olarak ele
alacağını belirten Taner, bu yı-
hn başında "1990 senesinde Al-
lah'ın izniyle bir kere bu enflas-
yonnn belini kıracağım" diyerek
yıl sonuna kadar fiyat artışı dü-
zeyini yüzde 30'a çekeceğini be-
lirtti.
Bunun üzerine önce eski Ma-
liye Bakanı Ekrem
Pakdemirli'yle, daha sonra ise
Devlet Bakanı Işın Çelebi ile
ağız dalaşına giren Taner, 23
martta yaptığı bir açıklamada
"kendini" ortaya koydu:
"Bu yüzde 30 bir hedeftir.
Oraya ulaşmak için elimden ge-
leni yapacagım. Biz Atatürk ço-
cuklanyu. Enflasyonda da zor
olanı seceriz. Zor şartlar altın-
da çahşacaksınız. Bu benim kol-
tuktan gitmetn demekse veririm.
Bütün bunlan yerine getirmek
için bu boynu veririm."
ı. Bundan sonra enflasyonla Ta-
ner"arasında kıyasıya bir savaş
başladı. 1990'ın ilk üç aymda tü-
ketici fiyatları artış hızının yüz-
de 13.4 olması gerektiğini iddia
eden Taner, aynı rakamı yüzde
14.1 olarak açıklayan DIE'yle
çelişti. Daha sonra Taner, hemen
o sıradaki Maliye Bakanı Ekrem
Pakdemirli'yi suçladı.
"Mart ayında Tekel zammı
yapıldı. Oysa bu zammın geçen
yılın kasım ya da aralık ayında
yapılması gerekiyordu. Suçlu
Pakdemirli. Bunu da Ekrem
Bey'e sorun. Neden Tekel zam-
mını marta bırakn?"
Daha sonra Taner, yüzde 30'u
tutturabümek için zamlan önle-
mek amacıyla çeşitli girişimlere
başvurdu. Sık sık, özel sektöre
ve kamu sektörüne "zam
yapmayın" diye emir veren Ta-
ner, bazen de bu sektörleri zam
yaptıklan için azarlıyordu.
Orneğin, eylül ayı enflasyonu-
nun acıklandığı tarihte ABD'de-
ki 15 günlük gezisini tamamla-
yarak Türkiye'ye dönen Taner,
havaalanında yüksek fiyat artı-
şmı şöyle değerlendiriyordu:
"15 gün uzak kaldık. Uyanık
vatandaşlar hadleri olmadan
zam yapmışlar. Bekleyin goriin.
Geldik şimdi. Zam yapanlar
kendi bindikleri dalı kesecekier.
Gümrükleri istediğimiz yere in-
direbiUriz. Devletin y^pacağı
zamlardan haberim var, ama
özel sektörün yapacağı zamlan
bilraiyonım. Bak işte yapnuşlar.
Güneş Taner kalacak mı?
(Baftamfi 1. Sayfada)
bilmemekle" eleştir-
diği Güneş Taner de Çelebi'yi
konvertibilite ve serbest piyasa
ekonomisini tam olarak anlaya-
mamakla suçlamıştı. Bu arada,
bürokrasinin üst kademelerinde
de Işın Çelebi'nin geçen hafta 9
Eylül Üniversitesi'nden aldığı
"iktisat doktonı" unvanı ile Gü-
neş Taner'e en iyi yanıtı veTdiği
biçiminde dkğerlendirmeler ya-
pıhyor.
Ekonomik uygulama ve pöli-
tikalar konusunda başlayan
Çelebi-Taner çekişmesi yıl için-
de ekonomiden sorumlu bürok-
ratlara da yansımıştı. Güneş Ta-
ner'in desteklediği Merkez Ban-
kası para programına Işın Çele-
bi şiddetle karşı çıkmış ve eko-
nominin durgunluğa itilmek is-
tendiğini savunmuştu. Çelebi,
Taner'in "Enflasyonu yüzde
301ar düzeyine indirecegiz" he-
define karşı da "Bizûn hükümet
prognunındaki (1990 yılı kalkın-
ma programı) nedefimiz yüzde
54.0 hedefi tutturacağız. Yüzde
30 totmaz" diye yanıt vermişti.
Taner-Çelebi çekişmesi ihra-
cat ve yatırımlann teşviki konu-
lanna da yansımıştı. Aynca, Gü-
neş Taner'e bağlı Hazine Müs-
teşarhğı'na ait olan KlT'lerle il-
gili bazı yetkilerin kullanılış bi-
çimi de iki bakanı zaman zaman
karşı karşıya getirmişti.
Güneş Taner-Işm Çelebi, 1991
yılı bütçesi hazırlanırken de
YPK'da tartışmışlardı. Taner,
başta yatırımlar olmak üzere
bütçe giderlerinin yüksek tutul-
duğunu, yüzde 45'lik enflasyon
hedefınin de gerçekçi olmadığı-
nı öne sürmüş ve bütçe açığımn
daraltılmasını istemişti. Güneş
Taner, TBMM Plan ve Bütçe
Komisyonu'nda da bu görüşle-
rini yinelemiş ve Meclis'in büt-
çe giderlerini keserek açığı dü-
şürmesini istemişti. TBMM'ye
20.7 trilyon lira açıkla gelen büt-
çe tasansı da giderlerin küçül-
tühnesi sonucu 17.3 trilyon lira
olarak geçti.
Bu arada Güneş Taner'in 4
ocak günü istifasını Başbakan
Yıldınm Akbulut'a sunacağı be-
lirtildi. Edinilen bilgiye göre, Ta-
ner'in istifası kabul edihneyerek
aynı görevini sürdürmesi istene-
cek. Taner'in ise ekonomi yöne-
timinin farklı görüşlerle hareket
etmesinden yakındığı ve yetkile-
rinin genişletilmesüıi isteyebile-
ceği kaydediliyor. Cumhurbaş-
kanı Itargut Ozal ve Başbakan
Akbulut'un hem Taner'in hem
de Çelebi'nin aynı görevlerini bir
süre daha devam ettirmelerini is-
teyeceği, ancak Güneş Taner'in
bazı yetkilerinin bir miktar ge-
nişletilebileceği öne sürülüyor.
Şimdi onlan izana alacağız."
Yüzde 30'luk tahmininin tut-
mayacağını çoktan kabul etmiş
olan Taner, son zamanlarda yi-
ne de zam konusunda sert tav-
rını sürdürdü. 8 Kasım 1990'da
KlTlerin artık zam yapmayaca-
ğını belirtirken, özel sektöre de
aynı "ricada" bulunan Taner
şöyle diyordu:
"Bizim bu ricamıza 'hayır'
derlerse ithalat sibhmı kullanı-
nz."
Taner'in son'olarak "KİT'ler
bu yıl zam yapmayacak" biçi-
mindeki açıklamasını da birkaç
gün önce Türkiye Şeker Fabri-
kaları
><
yalanlayarak" şekere
yüzde 22 oranında zam yaptı.
Enflasyonu şahsi meselesi
olarak kabul eden Taner, ithalatı
da yerli sanayiciyi "terbiye
edecek" bir silah olarak görü-
yordu. Gümrük duvarlanrun in-
dirilmesi, son dönemin en
önemli ekonomik politikaiarın-
dan biri olmasına karşın Tkner,
bu uygulamayı "tabancasını
çekmeye bazır bir kovboy" gibi
"tehdit unsunı" olarak kullanı-
yordu: "Makaraacılar, deterjan-
cılar, yağcılar, AUah'ından kork-
sunlar. Yanlış yapmasınlar. Bi-
zi zorlamasıolar. Eğer bu şekil-
de devam ederierse hepsini ithal
ederim. Darma duman ederim.
Fabrikalannı kapatmak zorun-
da kaluiar. Fiyatlannı aşağı çek-
sinler. 15 gün süre veriyonım."
Devlet Bakanı Güneş Taner-
in iddialarının ne ölçüde
"tuttuğn" konusunda ise verile-
bilecek üç örnek şöyle:
1. Enflasyon: Taner'in yüzde
30'luk tahminine karşın, fiyat
artışlarının yıl sonunda yüzde
55'in üstünde gerçekleşmesi
bekleniyor.
2. Kamu borçlannın Gayri
Safi Milli Hasıla'ya oraru: Taner,
kamu borçlarının GSMH'ye
oranının 1989'da yüzde 5.6 oldu-
ğunu belirterek, bu oranın
1990'da yüzde 5.1'e indirileceği-
ni söylemişti. Yıl sonunda aksi-
ne borçlann daha artacağı an-
laşıldı. Şu anda kamu borçlan-
nın GSMH'ye oranı yüzde 9.4.
3. Borsa: Güneş Taner, borsa-
nın büyük gelişme göstereceği-
ni ileri sürerek 1990 sonunda en-
deksin 8.000 puana yükseleceği-
ni iddia etmişti. Dün borsa en-
deksi yalnızca 3255'ti.
Bütün bu sonuçlara karşın
Taner, iddia etmekten vazgeçmiş
değil. Son olarak otomobil itha-
latında^ gümrük duvarlarını
ocak aymda daha da düşürece-
ğini açıklayan Taner, 4 ocakta is-
tifa edeceği hatırlatıldığında
şöyle diyor:
"4 ocakta istifa ederim, ama
ithalat konusundald karaı'oame-
yi de çıkarınm."
(Baftarafı 1. Sayfada)
AA'nın haberine göre Irak
Enformasyon Bakanı Latif El-
Casim, 15 ocak öncesinde ve
sonrasında Kuveyt politikalann-
da bir değişiklik olmayacağını
söyledi.
Başkent Bağdat'ta Ingiliz ya-
yın kurumu BBC'ye bir açıkla-
ma yapan Latif El-Casim,
"Irak'ın şimdiki, birkaç yıl son-
raki, üç ya da 10 yıl sonraki Ku-
veyt politikasında bir değişiklik,
bir hareket, bir esneklik olma-
yıcak" dedi.
Saddam Hüseyin'in 15 ocağa
kadar sürpriz bir girişimde bu-
lunmasınm söz konusu olmadı-
ğını beürten Casim, ABD-Irak
diyaloğunun başlaması için ilk
hareketin Amerika'dan gelmesi
gerektiğini söyledi.
Casim, "Biz, Amerikan tara-
fından gelecek herhangi bir de-
ğişiklige hazıriıklıyu" dedi.
Bu arada ABD Başkanı Ge-
orge Bush, Irak lideri Saddam
Hüseyin'in diyalog için istekli
gözükmediğini söyledi.
George Bush, ara verdiği Noel
tatiline dönmek için Camp Da-
vid'e hareketinden önce Beyaz
Saray bahçesinde gazetecilere
Körfez kriziyle ilgili bir açıkla-
ma yaptı.
ABD ve müttefiklerinin Irak'ı
Kuveyt'ten çıkartmak için karar-
lı olduğunu söyleyen Bush, ko-
nuşmasında, Saddam Hüseyin'-
in, Kuveyt'i işgalinden kârlı çı-
karacak bir uzlaşmaya yanaş-
mayacağı yolunda işaretler ver-
di. Bush, "Hiçbir konuda ödün
vermeyeceğiz. Bu adama (Sad-
dam Hüseyin) ödün verilme>e-
cek. Böyle bir şey tüm dünyada
Irak'a karşı cephe alan insanla-
ra verilecek en kötü mesaj oiur"
dedi.
Saddam Hüseyin'in sık sık
Kuveyt'in 19. vilayetleri olduğu-
nu tekrar etmesinin, BM'nin
Irak'ın 15 ocağa kadar Kuveyt
1
ten çekilmesini öngören karan-
na karşı bir meydan okuma ol-
duğunu belirten George Bush,
ABD'nin, Birleşmiş Milletler
kararlanmn uygulanması için
üzerine düşeni yapacağını söy-
ledi.
'Bush saldıracak'
ABD'de yayınlanan Los An-
getes Times Gazetesi Irak birlik-
lerinin 15 ocaka kadar Kuveyt'-
ten çekilmemesi halinde, Geor-
ge Bush'un Irak'a kkrşı hemen
askeri harekata geçeceğini öne
sürdü. Gazete isimlerini açıkla-
madığı hükümet kaynaklanna
dayanarak verdiği haberinde,
Bush'un bu karan, gecikmelerin
yol açabileceği olumlu ve olum-
suz askeri, siyasi gelişmeleri tart-
tıktan sonra aldığını kaydetti.
Los Angeles Times, ne Kongre
1
nin ne de kamuoyunun Bush'un
karannı etkilemeyeceğini, çünkü
ABD Başkaru'nm, saldırıdaki
gecikmenin Amerikahlar arasın-
daki ölüm oranını yükselteceği-
ne inandığını yazdı.
ABD'den yeni fılo
Körfez'deki askeri varbğını
güçlendirmeye devam eden
NATO belgeleri çalındı
(Baştaraft 1. Sayfada)
mur evdeki, "NATO çok gizli"
ve "gizli" damgah evraklardan
bir bölümünü alarak Şarkışla'-
ya gitti. Şarkışla'da emniyet
makamlarına müracaat eden
Nuran Samur, imam nikâhlı eşi
lrfan Kaya Ülger'i gizli belgeleri
eve getirmekle suçladı.
Bunun üzerine dunım, Milli
Savunma Bakanlığı'na ve Milli
Istihbarat Teşkilatı'na iletildi.
Duruma Ankara Devlet Güven-
Uk Mahkemesi Başsavalığı da el
koydu ve sanık Ülgen gözaltına
alındı.
Bu arada, sürdürülen soruş-
turma ile iki klasör dolusu
"NATO çok gizli, NATO giz-
li, gizli, hizmete özel" nitelikte
Milli Savunma Bakanhğı ile
NATO'ya ait evrak lrfan Kaya
Ülger'in evinde ele geçirildi. Da-
ha sonra evraklar Üzerinde ya-
pılan incelemede, sanık Ülger'-
in ele geçirilen iki klasör dolu-
su evrakı, Genelkurmay Baş-
kanlığı'nın Istihbarat ve lstihba-
rata karşı koyma yönergesi ile,
MiUi Savunma BakanlığYnın
Ordu savaşa karşı
(Baştaraft 1. Sayfada)
ğü belirtiliyor. Bu konuda kesin
bir karara varabilmek için Tür-
kiye kamuoyunun beklentileri ve
savaş durumunda ülkede yaşa-
nacak olası siyasi gelişmeleri ay-
nntıh biçimde ele almaya karar
veren Bonn hükümeti, bu yön-
deki ilk girişimini önceki gün
gerçekleştirdi.
Alman Dışişleri Bakanı Gens-
cher'in önceki gün Ankara'daki
Alman Büyükelçiliği yetkilileriy-
le uzun bir telekonferans görüş-
masi yaptığı öğrenildi. Cumhu-
riyet muhabirinin edindiği bilgi-
ye göre bu telekonferansta
Genscher, Çevik Kuvvet konu-
sundaki kaygılarını dile getirdi.
Genscher'e Ankara'dan akta-
nlan bilgiler ile Bonn hüküme-
ti için bu konuda hazırlanan ra-
porda özetle şu noktalar vur-
gulandı:
1) Cumhurbaşkanı Turgut
özaL Türkiye'nin savaşa girmesi
olasüığına bakışında diğer poli-
tikacılardan ve askerlerden ay-
nhyor. özal, "Türkiye, askeri
taarekfita destek sağlarsa, barış
göriişmelerinde yer alır" düşün-
cesiyle hareket ediyor ve bu ne-
denle kamuoyunda "savaş
yanlısı" olmakla suçlanıyor.
2) Muhalefet, silahlı kuvvet-
ler, basın ve halk savaş istemi-
yor. Askeri harekâtın parçası
olunmaması konusunda Özal'a
ve A N A P ' a karşı bir
"konsensüs" var. Çevik Kuvvet-
in çağrılması da özellikle muha-
iif siyasi partilerce, Türkiye'yi
savaşa yaklaştıran bir adım ola-
rak değerlendiriliyor.
3) Çevik Kuvvet konusunda
birçok hükümet üyesinin bilgi-
si yoktu. Çağrı ilk duyulduğun-
da geniş bir kesim karşı çıktı.
Ancak bu çağrıya olumsuz ya-
nıt verilmesi Türkler tarafından
gurur meselesi yapılabilir. Al-
manya uçak vermezse, bu du-
nım Türkiye'yi savaştan uzak
tutmaya yardımcı olacak bir
adım olarak nitelenmekten çok,
Türkiye'ye destek olmaktan kaç-
mak ve bu ülkeyi bölgede ABD
ile baş başa bırakmak olarak al-
gılanabilir. Bazı muhalif basın
ve parii çevrelerinde bile "ulu-
sal gurur" gereği "âdeta Çevik
Kuvvet'in gönderilmesini
isteyen" bir tutum gelişti. Buna
hayır derse, Türk-Alman ilişki-
leri ciddi zarar görebilir.
4) Cumhurbaşkanı Özal, sa-
vaşın patlak vermesi durumun-
da kendisine karşı muhalefetin
azalabileceğini, Türkiye'nin "ül-
ke güvenliği" için birleşeceğini
hesaplıyor olabilir. Ancak sava-
şın bu ülkeye mali yükünün çok
yüksek olacağı da kesin. Eğer
dosya içerisinde bulunan pren-
sip emirlerine aykın olarak Milli
Savunma BakanlığYndan aldığı
ve Emek'teki evinde muhafaza
ettiği belirlendi.
MİT ile Ankara Devlet Gü-
venlik Mahkemesi Başsavcılığı-
nın birlikte yüriittüğü sonıştur-
ma sonunda. Fotokopilerinin
bile çekilmesi yasak olan, "Çok
gizli", " N A T O çok gizli",
"Gizli", " N A T O özel" ve
"Hizmete özel" 70 belgenin ye-
rinden alındığı, fotokopisinin
çekildiği tespit edildi.
Sanık Ülger'in sorgulanması
ve soruşturmanın tamamlanma-
sı üzerine Ankara Devlet Gü-
venlik Mahkemesi Başsavalığı,
lrfan Kaya Ülger hakkında da-
va actı. DGM Savcısı Ülkü Ços-
kun'un imzasıyla hazırlanan id-
dianamede sanık lrfan Kaya Ül-
ger'in Türk Ceza Yasası'nın
132'nci maddesinin birinci fık-
rası uyannca 8 yüdan aşağı ol-
mamak üzere ağır hapis cezasıy-
la cezalandırüması istendi. Ül-
ger 'le ilgili yargılamaya Anka-
ra Devlet Güvenlik Mahkeme-
si'nde başlanacak.
kriz bir süre daha savaşsız de-
vam ederse, Türkiye"de sine-i
millet ve erken seçim tartışma-
lan, işci eylemleri gündemi oluş-
turacak ve Özal daha da yıp-
ranacak.
Bonn'a iletilen bu görüşler
çerçevesinde, Alman hükümeti-
nin Çevik Kuvvet konusunda
karar alırken kendi kamuoyu-
nun ve Türk halkının olası tep-
kilerini tartarak hareket edece-
ği belirtüıyor. Ankara-Bonn Uiş-
kilerinin ciddi bir rahatsızlık ya-
şamaması amacıyla, verilecek
karann Çevik Kuvvet'e "birlik
verme, ancak bu birliklerin bir
savaş durumunda ülkeye dön-
mesini isteme" yönünde biçim-
lenebileceği kaydediliyor.
Diplomatik kaynaklar, hem
Almanya hem de Belçika hükü-
metlerinin "herhangi bir saldın
durumunda askerlerini geri çek-
mek üzere Çevik Kuvvet'e kalı-
labileceklerini" ve bunun da "sı-
nırlı görevlendirme" olarak ni-
telendirileceğini ifade ediyorlar.
Gazete kâğıdına yüzde
(Baftarafı 1. Sayfada)
milyon 930 bin liraya çıkarıldı.
SEKA kâğıt ürünlerine en son
26 ekimde zam yapmıştı.
Cinsi
Normal Sûlfıt 40-60 Gr/m^Bobin
Kroma Karton 300+Gr/m
2
Bobin
Kratt Liner 160+Gr/m
2
Bobin
1 Hamur Kâğıt 60 Gr/m
2
Bobin
Kraft Torba Kâğıt 70-90 Gr/m
2
Bobin
Gazete Kâğıdı 50 Gr/m
2
Bobin
Pelûr Kâğıdı 30 Gr/m
2
Bobin
1990 yılının
den olan kâğıt
ları şöyle:
Eski fiyat
TL/TM
2.310.000
1.675.000
1.800.000
3.670 000
2.115.000
1.840.000
4.800.000
5. zammına ne
ve karton
Yeni fiyatı
TUTM
2.460.000
1.760.000
1 890.000
3.850.000
2.220.000
1930.000
4.700.000
fiyat
Artış
(*)
5.1
5.0
5.0
4.9
4.9
4.8
2.1
ABD, bölgeye iki uçak gemisi ve
15 destek gemisinden oluşan ye-
ni bir fılo yolluyor.
America ve Theodore Roose-
velt uçak gemilerinin öncülü-
ğündeki filoda 16 bin asker yer
alacak. Filonun ocak ayı orta-
larında Körfez'e ulaşması bek-
leniyor.
İki uçak gemisinin de katılı-
mıyla, bölgedeki Amerikan
uçak gemilerinin sayısı 6'ya çı-
kacak.
Amerikan birliklerinin 15
ocakta savaşa hazır olup olma-
yacaklan konusundaki tartışma
üzerine {îlo komutam kendi bir-
liklerinin hazır olacağını ve fi-
loyu rahatça konıyabilecekleri-
ni söyledi.
Filoda görevli askerler ise ya-
kınlanyla vedalaşırken yeni yıl
ve Noel arasında göreve gitmek-
ten yakındılar.
Bu arada Washington'da üs-
lenen ve çekici gösterileri yamn-
da parlak kasaturalan ve usta-
lıkla taşıdıklan tüfekleriyle ta-
nınan tören tabunınun bazı bir-
likleri de Körfel'e yollandı.
Bin kişilik birlik, İkinci Deniz
Piyadesi Tümeni içinde Suudi
Arabistan'a gidecek.
Tören taburu, şimdiye kadar
Washington'a gelen turistlere
gösteri yapıyor ve Beyaz Saray
ile Camp David'in korunması-
nı sağlıyordu.
öte yandan Ingiltere, 25 yıl-
dan bu yana ilk kez yedekleri si-
lah altına çağırdı. Reuter'in ha-
berine göre ıngiltere Savunma
Bakanı Tom King, Körfez'deki
birliklere destek olacak yeni ye-
deklere ihtiyaç oiduğunu söyle-
di. tngiltere son kez 1956 Süveyş
krizi sırasında yedekleri askere
çağırmıştı.
Irak: Kürtlere görev
Irak'ın, ülkenin kuzeyindeki
yönetime bağh Kürt militanla-
rı, "kuzeyden gelecek düşman-
ca eylemlere karşılık vermeleri"
amacıyla yeniden etkin hale ge-
tirmeye başladığı bildirildi. Irak
basımnda yer alan haberlerde,
Irak-Iran savaşı sırasında mili-
tan Kürtlere "Ulusal Savunma
Göçkri" adı verildiği hatırlatıl-
dı. Haberlerde, ulusal savunma
güçleri liderlerinin, Içişleri Ba-
kanı Samir Muoammed Abdul-
lah'la bir toplantı yaptıklan
bildirildi. Toplantıda, Abdul-
lah'm, Kürt militanlardan, gü-
venlik güçleri ve ordu ile geniş
işbirliğine gidilerek, "düşman-
lar yolu kapatmak için sınınn
Irak tarafının kuvvetlendirilme-
sini" istediği belirtildi.
'Savaş riski artıyor*
Iran Devlet Başkanı Ali Ek-
ber Haşimi Rafsancani, bölge-
de düşmanhkların tırmandığını,
banş yönündeki işaretlerin azal-
dığını ve savaş riskinin giderek
arttığını söyledi. Rafsancani,
Tahran Üniversitesi'nde dün
yaptığı haftahk konuşmasında,
"bölgede taraflar arasında diiş-
manlık ortamı giderek nrmanır-
ken, krizin çözümlenmesi
yolunda banş işaretlerinin çok
az görüldüğünü" belirtti. îran
Devlet Başkanı, taraflann ken-
di tutumlanndan geri adrm at-
maya hazır görünmediklerini
kaydetti ve "Lran, Körfez krizi-
nin Irak birliklerinin Kuveyt'ten
çekilmesiyle son bulabileceği
görüsünde" dedi.
RAI vazgeçti >
İtalyan Devlet Televizyonu
RAI, Saddam Hüseyin ile yap-
tığı bir görüşmeyi, "Banş çaba-
laruu engeleyecegi" gerekçesi ile
yaymlamamaya karar verdi. Ga-
zetecilerin protestolanna neden
olan karar, RAI Genel Müdürü
Gianni Pasauarelli tarafından
yazı ile TG-1 akşam haber bül-
tenlerinin sorumlusu Bnıno Ves-
pa'ya iletildi. Vespa da karardan
sonra istifa edebUeceğini açıkla-
dı. Pasquarelli, Vespa'ya gön-
derdiği yazıda, "ttalya, Avrupa
Topluiuğu Dönem Başkamdır ve
biz Körfez krizine bansçı çözüm
bulma çabalarını engelleyebüe-
cek eylemkrden kaçınmalıyız"
dedi.
Mısır'ın borcu siliniyor
George Bush, Mısır'ın 7 mil-
yar dolarhk askeri borcunun bu
ülkenin Körfez krizindeki kat-
kılanna karşılık silinmesi tali-
matını verdi. Amerikan ulusal
çıkarlanna değinen Bush, tali-
matın "çöl kalkanı operasyonu-
nnn başansı" için geıekli oldu-
ğunu bildirdi.
Almanya,
karannı bekliyor
BONN (AA) — Almanya hü-
kümet sözcüsü Dieter Vogel,
Türkiye'ye kara birliği gönderil-
mesinin söz konusu olmadığını
söyledi.
Dieter Vogel, dün Bonn'da
düzenlediği basın toplantısmda,
gazetecilerin Türkiye'ye gönde-
rilecek Çevik Kuvvet'le ilgili so-
rulannı yanıtladı.
Vogel, "Türkiye'de şu anda
Alman askeri var mı" sorusu-
na "Hayır yok" karşılığını
verdi.
Türkiye'nin NATO'dan Çe-
vik Kuvvet talebiyle ilgili olarak
Almanya'dan askeri bir teknik
heyetin Türkiye'ye gönderildiği-
ni hatırlatan Vogel, "Teknik
heyet ne zaman dönecek" şek-
lindeki bir soruyu ise "Henüz
beUi değU" diye yanıtladı.
Sözcü, ocak ayının ilk hafta-
sı içinde Brüksel'de toplanması
beklenen NATO Daimi Temsil-
ciler Komitesi'nin alacağı kara-
ra göre hareket edileceğini be-
lirterek "Türkiye'ye Alfa-Jet
savaş uçaklan gönderildiği tak-
dirde, teknik ve yer personeli de
beraberinde gidecektir" dedi.
Öte yandan, Federal Alman-
ya'da yayımlanan Köhıer Stadt-
Anzeiger gazetesinde yer alan
bir yorumda, Türkiye'nin NA-
TO'dan talep ettiği Çevik Kuv-
vet'ten caydırıcılık etkisi bekle-
diği kaydedildi.
Gunter Wiedemann imzalı '
yorumda, şu görüşlere yer
verildi:
"Türkiye, Irak sınınna 400
km uzaklıktaki bir üste koDuş-
landmlacak NATO biriikleri-
nin, diktatör Saddam üzerinde
caydıncı bir etki yapacagım
umuyor. NATO, Ankara'nın
başvurusuna ilişkin karannı ;
ocak ayı başında verecek. Al-
manya'mn NATO Büyükeicisi'-
nin hangi talimaüa göriişmeye
gireceği henüz beili değil. Hükü- '
met sözcüsü Vogel, geçenlerde
Bonn'un ittifak yükümlülükle-
rini (aşıdığını vurgulamıştı. NA-
TO antlaşmasının 5. maddesi si-
lahlı bir anlaşmazlıkta üyeleri-
ni yardıma yükümlü lulıyor. Dı-
şişleri Bakanlığı'nda, bunun -
önemli ve kesin bir kural oldu- .
ğu soyleniyor. Ama henüz o
noktaya gelinmiş değil."
F-16, F-4 ve F-104 uçaklan bölgeye kaydırıldı
Guneydoffuya
tilo takvıyesı
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)— BM'nin Irak'a, Kuveyt'i
boşaltması için tanıdığı sürede
geri sayım sürerken Türkiye'de
olası bir savaşa yönelik önlem-
lerin ahnmasma devam ediliyor.
Askeri kaynaklarından edinilen
bilgiye göre Ankara'daki 4. Ana
Jet Üssü Komutanlığı'ndan bir
F-16 filosu Güneydoğu'ya kaydı-
nldı. Aynca Eskişehir ve Balıke-
sir'den de F-4 ve F-104 filoları-
nın bölgede görevlendirildiği be-
lirtiliyor. Bu arada Etimesgut
1
taki Zırhh Birlikler Okulu'ndan
iki tank birliğinin Cizre'de ko-
nuşlandınldığı bildirilirken 12
ocakta Ankara'da Sivil Savun-
ma Genel Müdürlüğü'nce bir
tatbikat gerçekleştirilecek. Tür-
kiye'deki ABD üslerinde görev
yapan personelin aileleri Türki-
ye'den aynlmak için "tahliye
emri" bekliyor.
Askeri kaynaklardan edinilen
bilgiye göre Körfez'de olası bir
savaş halinde Türk Silahlı Kuv-
vetleri'nde hazırlıklann sürdüğü
belirtilirken seferberlik durumu-
na ilişkin hazırlıklann gözden
geçirildiği öğrenildi. Güneydoğu
Anodolu Bölgesi'ne toplam 26
tanktan oluşan iki bölüğün ko-
nuşlandınldığı öğrenilirken as-
keri kaynaklar, seferberlik hali-
ne yönelik hazırlıklann gözden
geçirildiğini, bölgeye Türk Ha-
va Kuvvetleri'ne ait filolann
kaydınldığmı belirttiler. Kay-
naklann verdikleri bilgiye göre
son olarak Ankara'daki 4. Ana
Jet Üs Komutanlığı'ndan bir
F-16 filosu,Güneydoğu'ya kaydı-
nldı. Aynca Eskişehir ve Balıke-
sir'den de F-4 ve F-104 fılolan
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'n-
de görev lendirildiler.
Askeri kaynaklar, halihazırda
Türk uçaklannın, Diyarbakır,
Muş, Batman, Erzurum ve Ma-
latya havalimanlarında konuş-
landınldıklannı kaydettiler.
Bu arada, Türk Hava Yolla-
n'ndaki ve diğer sivil havayolla-
rındaki pilotlann da "olası bir
savaşta görev almalan yolnnda
emir" aldıklan öne sürüldü. An-
cak askeri kaynaklar, yalnızca
Türk Hava Yolları pilotlannın
olası bir sıcak savaşta görevlen-
dirilebileceklerini, henüz Türk-
iye'de gelişme aşamasında bulu-
nan sivil havayolu şirketlerinin
"tam olarak organize" olmama-
ları nedeniyle bunlarla ilgili bir
planlama bulunmadığını belirt-
tiler.
Sivil savunma
tatbikatı
Başkenttekı sivil savunma tat-
bikatının hazırlıklarının sürdü-
ğü, 9, 10 ve 11 ocak tarihlerinde
son provalan yapıldıktan sonra
asıl tatbikatın 12 ocak cumartesi
günü gerçekleştirileceği bildiril-
di. Sivil Savunma Genel Müdü-
rü Ahmet Turan.Bozkır, baş-
kentteki tatbikatla birükte Istan-
bul ve Adana da dahil olmak
üzere 14 ilde planlanan sivil sa-
vunma tatbikatlarının tamam-
lanmış olacağını söyledi. Bozkır,
başkenttekı tatbikatın da önce-
kiler gibi olacağını, karartma
yapürnayacağını söyledi. Alman
bilgüere gore bu tatbikatta, belli
bir bölgenin kısa sürede boşal-
tılması ve sığınakların kullanıl-
ması uygulamaları yapılacak.
Aynca, çeşitli tahliye yöntemle-
rinin de tatbikat bünyesinde ger-
çekleştirileceği belirtildi.
Ahmet Turan Bozkır, basına
yansıyan ve Içişleri Bakanhğı
Emniyet Genel Müdürlüğü'nce
tüm il emniyet müdürlüklerine
gönderildiği belirtilen seferber-
lik uygulamalanna ilişkin her-
hangi bir genelgenin kendileri-
ne ulaşmadığmı, böyle bir uygu-
lamadan haberinin olmadığım
söyledi.
Bu arada Emniyet Genel Mü-
dürlüğü yetkilileri de numarası
belirtilen genelgenin genel mü-
dürlük kayıtlarmda yer almadı-
ğıru, ancak benzer bir numara
ile Kaçakçüık Dairesi'nin aranan
bazı kişilerin yakalanmalarına
ilişkin bir genelgesinin bulundu-
ğunu belirttiler.
MGK toplandı
Köşk'te
Körfez
zirvesiANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Cumhurbaşkanı Tur-
gut Özal'ın başkanlığında top-
lanan Milli Güvenlik Kurulu,
Köşk'te 5 saat 45 dakika "Kör-
fez krizi" konusunda değerlen-
dirme yaptı. Toplantıda genel
güvenlik ve asayiş dunımu ile
Körfez krizi ve diğer dış olaylar-
daki gelişmelerin değerlendiril-
diği bildirildi. MGK gündemi-
nin büyük bölümünün NATO'-
dan çevik kuvvet istenmesi ko-
nusundaki gelişmelerin oluştur-
duğu öğrenildi. Toplantıya baş-
bakan ve kuvvet komutanlan ile
birlikte 6 bakan da katıldı.
MGK'nın Çankaya Köşkü'n-
deki toplantısından sonra MGK
genel sekreterliğinden yapılan
açıklamada şöyle denildi:
"Milli Güvenlik Kunıln bu
toplantısmda genel güvenlik ve
asayiş dunımu Ue Körfez krizin-
deki ve diğer dış olaylardaki ge-
lişmeleri gözden gecirmiş ve de-
ğeriendirmiştir. Aynca tstan-
bul'un temel sonınlan ile bun-
lann çözüme kavuşturulabilme-
si Jçin yüriitülecek çalışmalar
hakkında hazırlanan bir rapo-
run ön müzakeresini yapmış-
tır."