Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Doç. Dr. Mitat ÇELİKPALA TOBB Tek. ve Eko. Ünv. Kosova’nın bağımsızlığı ‘Pandora’nın kutusunu açtı’ C S TRATEJİ 7 beklediğini açıklaması gündemi hareketlendirdi. 13 Mart’ta da Rus parlamentosu BDT İşleri Komitesi başta Abhazya olmak üzere Güney Osetya ve Transdinyester’e yönelik bundan sonra nasıl bir yaklaşım geliştirileceğini ele almak üzere toplandı. Sonucu Abhazya’nın bağımsızlığını tanımaya ulaşması beklenen bu gelişmeler uluslararası siyaseti bir anda dalgalandırdı. Gürcistan yetkilileri Rusya’nın bu bölgelerin bağımsızlığını tanıma yönünde atacağı adımların kendi parçalanmasının da önünü açacağını iddia ederek Batı dünyasını göreve, yani Rusya’ya müdahaleye çağırdılar. ABD dışişleri Rusya’nın 6 Mart kararını üzüntüyle karşıladıklarını ve bunun Kafkasya’nın istikrarına katkı yapmayacağı açıklamasını yaptılar. BM toplantısında ABD büyükelçisi Zalmay Halilzad benzer sözler söyledikten sonra "Atlantik ötesi topluluğun (yani NATO ve Batı dünyasının) bir üyesi olan Gürcistan yalnız değildir, Gürcistan’ı destekliyoruz" açıklamasında bulundu. AB dış ilişkiler komiseri Benita FerreroWaldner’da "Rusya’nın Abhazya’nın tanınması yönünde yolu açacak adımlar atmasının yarattığı meşguliyet ve korku" üzerinde durarak AB dışişleri bakanlarını Gürcistan’ı konuşmaya çağırdı. İsveç ve Polonya’da Gürcistan’a destek olmak amacıyla bir blok oluşturulmasını talep ettiler. B aşta ABD ve AB olmak üzere, Batı dünyasının desteğiyle, Kosova’nın 17 Şubat’ta tek taraflı bağımsızlık ilanı tersi iddia edilse dahi, bundan sonra yaratacağı sonuçlar bağlamında uluslararası sistemin geleneksel yapısında köklü bir değişiklik anlamına gelmektedir. Kosova’nın bağımsızlığı özellikle Kafkasya açısından "Pandoranın Kutusunun Açılması" olarak görülmekte. Şimdi neredeyse tüm dünyanın dikkati, daha önce çeşitli defalar bağımsızlığını ilan eden, demokratik, çoğulcu ve modern bir devlet olma yolunda önemli adımlar atan Abhazya üzerinde toplanmış durumda. Kosova’nın bağımsızlık sürecinin, kendine has, başka yapılara örnek teşkil etmeyecek bir süreç olduğunu ileri sürmenin bu bölgeler için herhangi bir şey ifade etmediği görülmekte. Tam tersine bu yapıların idarecileri ve onları destekleyen aktörler Batı dünyasının bu tavrını "geleneksel çifte standartlara uyarlı, fikri istikrarsızlık ve iki yüzlülükten başka bir anlama gelmediği" şeklinde değerlendirmekteler. Dondurulmuş ya da çözümsüz anlaşmazlıklar olarak anılan sorunlar arasında dikkat çekeni ve Türkiye’yi de yakından ilgilendireni Abhazya’dır. Kısaca hatırlamak gerekirse Sovyetlerin dağılması sonrasında Gürcü yönetiminin var olan düzene aykırı biçimde üniter devlet oluşturma politikası izlemeye başlaması ülkeyi savaşa götürdü. 14 Ağustos 1992–30 Eylül 1993 döneminde yaşanan kanlı savaş sonrasında geri dönülemez bir sürece giren Abhazya’da Abhazya Cumhuriyeti Parlamentosu 1994’te halkın kendi kaderini tayin etme hakkına dayanarak, Abhazya’nın bağımsız demokratik, bir hukuk devleti olduğunu ilan etti. Takiben de yeni Abhazya Anayasasını kabul etti. Sonrasında 3 Ekim 1999’da Abhazya’da halkın yüzde 97,7’sinin bağımsızlıktan yana oy kullandığı bir referandum gerçekleştirildi. 12 Ekim 1999’da Putin da "Abhazya Cumhuriyeti’nin bağımsızlık belgesi" kabul edildi. BM tüzüğüne, ekonomik, sosyal ve kültürel haklar ile ilgili uluslararası anlaşmalara, Viyana bildirisine ve diğer uluslararası hukuk sözleşmelerine uygun bir süreç sonunda yayımlanan bu belgede Abhazlar bağımsızlık ilanlarını küreselleşen ve insan haklarını ciddiye alan, tüm dünyanın kabul etmesi, saygı göstermesi gerektiğini belirttiler. Abhazya’dan bağımsızlık atağı Batı’nın Kosova’yı bağımsızlaştırması, Kafkaslarda yankılandı. Daha önce bağımsızlığını ilan eden Abhazya’nın eli güçlenmiş RUSYA PAZARLIK YAPIYOR durumda. Batı’nın bölgedeki dostu Görüldüğü üzere Kafkasya’da önemli söz konusu. AbhazGürcü Saakaşvili ise zorlanıyor. Rusya ise hareketlenmeler mücadelesinin dışında bölgesel ve hatta küresel bir dönüşen sürecin sonuçlarının neler Gürcistan’ın NATO’ya alınmaması mücadeleye olacağı bölgenin huzuru ve istikrarı açısından büyük önem taşımakta. Rusya attığı adımlar konusunda pazarlık yapıyor. sonrasında bir bekleme sürecine girmiş durumda. ABHAZLARIN ELİ GÜÇLENDİ Bu gelişmelerin yaşandığı neredeyse 15 yıllık süreçte Gürcistan’ın bir kısmı iç savaşa varan çatışmalar ve "devrim"e varan siyasi çalkantılarla boğuştuğunu görmekteyiz. Abhazya’da devlet yapısının kurulduğu ve güçlendirildiği, ağır ambargoya rağmen çoğulcu ve demokratik süreçlerin izlendiği bu dönemde soruna uluslararası kamuoyunun çözüm bağlamında çok da ilgili olmadığı görülmüştür. Bu uzun sürecin Kosova bağımsızlığı sonrasında tarafları getirdiği nokta tam olarak bu ilgisizliğin sonucudur. Abhazya’nın RusGürcü ilişkilerine bağlı olarak ulaştığı konum dikkat çekicidir. Rusya’nın Gürcistan’ı etki altına almak adına sorunları kullandığı aşikârdır. Rusya’nın kendi özel çıkarları bağlamında bu kartı oynaması doğal olarak görülebilir. Fakat üzerinde hiç durulmayan ve hatta dünya kamuoyu tarafından neredeyse hiç dikkate alınmayan yönü Abhazya’nın yaklaşım ve tutumudur. Abhaz yönetiminin bölgesel ve küresel siyasal gelişmeleri akılcı biçimde değerlendirerek gelişmelere bağlı olarak tutarlı, sabırlı ve hedefe yönelik bir politika izlediği görülmektedir. Bu süreç yavaş ve zaman zaman sıkıntılı olsa da bu Rusya’nın NATO nezdindeki temsilcisi Dimitri boyutta bir siyasal yapılanma için hedefe ilerlerken bu Rogozin "Gürcistan’a ABD öncülüğünde NATO üyeliği tür sorunlarla karşılaşmak doğal karşılanmalıdır. teklifinde bulunulması durumunda Abhazya ve Güney Kosova’nın açtığı kapının Abhazların elini Osetya’nın kopmasını bekleyebiliriz" açıklaması bu güçlendirdiği açıkça görülmektedir. Abhazların anlamda Abhazya’nın Rusya açısından bir anlamda dengeleri akılcı biçimde değerlendirdikleri söylenebilir. pazarlık aracı olarak görüldüğünü akla getirmekte. Savaş sonrası dönemde kurulan huzurlu içyapıda Abhaz Diğer taraftan Rusya’nın Abhazya’ya yönelik yönetiminin elini Saakaşvili olarak temsilcilikler açılması ve ekonomik güçlendiren bir faktördür. işbirliğini daha da genişletecek uygulamalarla Nitekim bu bir nevi Tayvan modelinde ilişkiler politik/diplomatik geliştirebileceği ileri sürülmekte. Saakaşvili yaklaşımın son adımı olarak ise bu adımları Rusya’nın kışkırtması olarak Abhaz Parlamentosu 7 niteleyerek ulusal birlik çağrısında bulunuyor. Mart’ta tüm dünyayı ve Rus Gürcistan’ın Mayıs ayında parlamento parlamentosunu "Abhazya seçimleri yapacağı ve bu bağlamda Cumhuriyeti 15 yıldır yılbaşından bu yana muhalefet ile iktidar bağımsız bir devlet arasında yasa değişikliği pazarlıklarının olduğunu ispat etmiştir" yürütüldüğü akla getirildiğinde Saakaşvili’nin diyerek Abhazya’nın "zaman aramızdaki tüm diğer konuşmaların bağımsızlığını tanımaya bir tarafa bırakılması zamanıdır" söylemiyle çağırdı. Hemen aynı gün gelişmelerden siyasal manevrayla kazançlı Rusya Dışişleri Bakanlığının çıkmaya çalıştığı görülmekte. Abhaz tarafı ise 19 Ocak 1996’dan beri Dışişleri Bakanı Sergey Şamba’nın sözleriyle uygulanan BDT RusAbhaz ilişkilerini bir tür "ortaklık ambargosunu Abhazya’da ilişkisi" olarak görmekte. SSCB’nin çöküşünü koşulların ve ortamın artık ise "YaltaPotsdam’da şekillendirilen dünya değiştiği söylemiyle tek taraflı olarak düzeninin sonu" olarak gören Şamba, kaldırdığını ve diğer BDT üyelerinden Abhzaya’nın doğal hakkı olan de bu yönde bağımsızlığının tanınmasını tüm dünyadan adımlar beklediğini açıklamakta. Gelişmelere bu perspektiften bakıldığında süreci sadece Rusya’nın Gürcistan’ı baskı altına almak ve Kosova nedeniyle bir tür yeni Soğuk Savaş yürütmekle suçlamanın dışında Abhaz yaklaşımına da dikkat edilmesi gereği öne çıkmakta. Türkiye başta olmak üzere Batı dünyasının Abhazya’yı Rusya’nın kucağına iteklemekten, Abhazları Rusya’nın kuklası olarak görmek yanlışından geri adım atarak Abhaz tarafını da dikkate almalarının ve görüşmelere girişmelerinin zamanı Bagapş çoktandır geldi hatta geçiyor.