25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

18 Ali KÜLEBİ TUSAM Ulusal Güvenlik Stratejileri Araştırma Merkezi Başkanvekili akulebi@tusam.net Hem ülkesinde hem AB’de tartışma konusu… C S TRATEJİ KURAL TANIMAYAN POLİTİKACI Yeri geldiğinde ne denli büyük bir politikacı ve devlet adamı olduğunu açıklamaktan kaçınmayan ve AB anlaşmasının kendi sayesinde ortaya çıktığını söyleyen Sarkozy’nin kaba davranışları ve devlet adamlığına yakışmayan tutumları özellikle Alman diplomatları bezdirmiş durumda. Nitekim geçtiğimiz hafta içinde, Bavyera’da iki ülke arasında gerçekleştirilmesi kararlaştırılan ve uzun zaman önce planlanmış olan devlet başkanları arasındaki toplantıyı aniden iptal etmesi Sarkozy’nin söz konusu tutumlarından yalnızca bir tanesi. Bu toplantı "yoğun program" nedeniyle iptal edilirken, Sarkozy’nin Güney Afrika ve Çad’a gidecek zaman bulması Almanları hayrete düşürmüş. Yine Fransız Maliye Bakanı Christine Lagard ile Alman meslektaşının planlanmış bir toplantısı da, Sarkozy’den gelen bir emirle iptal edilmişti. Gerekçe olarak da Devlet Başkanı’nın ziyaret etmek istediği bazı fabrikalarda bakanını yanında görmek istemesi gösterilmişti. rmeni yandaşlığını, tarihi tahrif edecek boyutlara getiren ve sözde soykırımı değil reddetmek tartışmayı bile yasaklayan küstah Fransa’nın başına gökten zembille inen bir başkanı var. Türkiye’ye karşı küstahlığını her vesile ile belli edip Avrupalıların çifte standart uygulamasının ve ikiyüzlülüğünün bütün özelliklerini üzerinde toplamış olan bu başkan, daha göreve gelmeden oya tahvil etmek için Türklük düşmanlığı konusunda sesini yükseltirken gayrı ciddi davranışlarını da ortaya koymaya başlamıştı. Göreve geldikten hemen sonra da eksantrik yönlerini özel hayatı dahil her alanda sergilemeye başlayan bu başkan, kompleks dolu psikolojisinin de etkisi altında kalarak yaptıklarıyla Fransız karikatüristlere dolu dolu malzeme yaratıyor. "Sarkozy’nin Maceraları" konulu çizgi romanları ve karikatürler ülkesinde çok revaçta. Fransa’yı Sarkozy’den giderek rahatsız olmaya başladığını uluslararası alanda yeniden rekabet edebilir konuma söylemek pek abartılı olmayacak. Alman getireceğini ve halkın refah düzeyini arttıracağını Şansölye’nin rahatsızlık nedenlerini iki noktada vaat ederek iktidara gelmiş olan Sarkozy’nin belirlemek olası. Bunlardan ilki, Sarkozy’nin vaatlerini yerine getireceğine Libya’da Bulgar planlanmış görüşmeleri son anda gerekçesiz ve hemşirelerin, Çad’da bir grup Fransız gazetecinin sudan nedenlerle iptal etmesi; ikincisi de şımarık hapisten kurtarılmalarıyla uğraşmayı ve Kolombiya Fransız’ın Avrupa ve NATO politikalarında maksadı ormanlarında gerillalar tarafından rehin tutulan aşan, abartılı ve AB üyeleri arasındaki dengeyi Ingrid Betancourt’un serbest bırakılması için bozacak nitelikteki hayalleri. arabuluculuğu tercih etmesi halkını giderek rahatsız etmekte. Yine sık sık ortaya koyduğu ve kendini komik duruma düşüren Sarkozy hafifliklerinden bir başka örnek de Fransız gastronomisinin UNESCO Dünya Miras Listesi’ne konulması talebiyle dilekçe vermiş olması. Ancak ülkede enflasyonun artması ve kalkınma projelerinin artacağına azalması da halkın artık Sarkozy’nin fantezilerinden bıkmasına, gerçeklerle uğraşmasına yönelik taleplerini arttırıyor. Fransız toplumunun büyük çoğunluğu Sarkozy’i giderek çocuklaşan bir psikolojiye sahip olmakla suçluyor. Bunun sonucu davranışları önceden kestirilemeyen bir psikolojik görüntü veren Devlet Başkanı’nın popülaritesinin Başbakan François Fillon’un oldukça gerisine düşmüş olması gibi bir yıl önce akla bile gelmeyecek bir durum ortaya çıkmış oluyor. Sarkozy’nin devlet adamlığı ile ters düşecek belirtiler veren ve muhtemelen giderek bozulmaya başladığı anlaşılan bu psikolojisinin yol açtığı hafiflikler ve egosantrik davranışları Fransız siyasal alanının sınırları ötesine, AB bölgesine de taşmaya başladı. Bunun sonucu olarak giderek artan dengesiz hareketleri ve bunların ortaklarını dahi rahatsız etmeye başladığı gerçeği artık gözlerden kaçamayacak kadar ortada. Fransa’nın AB içinde öteki rakipleri diyebileceğimiz iki ülkeden biri olan İngiltere’nin Sarkozy’yi pek ciddiye almaması ve İngiltere’nin Fransa ile çok çeşitli nedenlerden dolayı aynı kulvarda koşmaması İngiltere’yi Sarkozy’nin megalomani içeren davranışlarından uzak tutarken, Fransa ile daha yakın ilişkilerde bulunmasını gerektiren birçok neden bulunan Almanya ise Sarkozy’nin söz konusu davranışlarından ve tutumlarından ciddi anlamda nasibini almakta. Zira bir Alman disipliniyle yetişmiş olması ve hayatının önemli bir bölümünü eski bir komünist rejimde geçirmiş olmasının da etkisiyle uluslararası ilişkileri ciddi olarak ele almak isteyen Şansölye Angela Merkel’in E ‘Sarko’nun maceraları Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından Sarkozy’nin önerileri bazı AB üyelerini hayretlere düşürüyor. Sarkozy’nin yaklaşımı ülkesinde en çok karikatüristlerin işini kolaylaştırıyor… BÜYÜK PROJELERİN KÜÇÜK ADAMI Fransa’nın AB’deki büyük ortağı Almanya’nın başını çektiği Sarkozy eleştirmenliği yalnız Sarkozy’nin gündelik kaprislerinden ortaya çıkmıyor. Sarkozy, giderek Birliğin dengesini bozacak bazı iddialı girişim ve projelerin de mimarı olma hevesinde. Bu davranışları da ortakları tarafından yapıcılıktan ziyade yıkıcı bir provokasyon olarak algılanıyor. Sarkozy’nin AB’de potansiyel rakip olarak gördüğü, dini, kültürel nedenlerin yanı sıra oy kaygısıyla da AB’ye girmesini engellediği Türkiye’ye de önerdiği ve ikinci sınıf bir birlik olarak hamisi olmak istediği Akdeniz Birliği bu provokatif projelerden yalnızca biri. Kuzey Avrupa ülkeleri ve özellikle Almanya, AB’nin doğuya açılması anlamına gelen Akdeniz Birliği’nin, Fransa’dan çok Almanya’nın işine yarayacağı söylemlerine karşı böyle bir açılımın Fransa’nın çıkarlarının çok daha fazla ağırlıkta olacağı bir ortam yaratacağını dile getiriyor. Bu noktada, esasen böylesine bir oluşumda yer alacak Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerinin çoğunun Fransız etkisi ile hareket edip, dünya siyasetinde Fransa’nın uydusu haline gelecekleri kaygısı Sarkozy’yi Almanların gözünde çıkarcı ve egoist bir konuma yerleştiriyor. Sarkozy’nin AB’yi rahatsız etmeye başlayan bir diğer girişimi de savunma politikasıyla ilgili. Bugünlerde AB’yi yeterli derecede meşgul eden ve çok çeşitli bir yelpazede görünüm arz eden birçok sorun olduğu açık. Giderek güçlenen bir Avro, dolayısıyla artık bir süre sonra daha çok ortaya çıkmaya başlayacak AB ülkelerinin ihracat ve bununla ilgili olarak üretim ve istihdam problemleri, göçmenlerin çoğalması ve tüm bunların sonucunda doğacak olan sosyal sorunların üstesinden gelinmesi, Kyoto Anlaşması’nın uygulanabilirliği ve daha temiz bir Avrupa gibi sorunlar varken Sarkozy’nin özellikle savunma alanında yeni projeler konusunda baskı yapması ek bir rahatsızlık konusu. AB’nin bugüne kadar kendini koruması ve yakınlarındaki olaylara müdahale etmesi bağlamında savunma alanında çeşitli girişimleri olmuştu. 1999 yılında bu maksatla yaklaşık 60.000 kişilik bir AB ordusu öngörülmüştü. Ancak bu planlama, katılımın yeterli olmaması nedeniyle hayata
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear