Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12 C S TRATEJİ Ege, Trakya ve Kıbrıs Yunan silahlanması Ali KÜLEBİ TUSAM Ulusal Güvenlik Str. Arş. Mrk. Başkanvekili akulebi@tusam.net ürkiye üzerindeki emellerini AB’nin kanatları altında gerçekleştirmeyi hedefleyen Yunanistan’ın en önem verdiği husus hiç şüphesiz Adalar Denizi’dir. Burada emellerine ulaşabilecek bir Yunanistan’ın deniz altındaki yeraltı kaynaklarına tamamen sahip olmasının yanı sıra askeri, siyasi ve ulaştırma konusunda kazanımlar elde etmesi de söz konusu olacaktır. Giderek bir enerji boru hatları terminali haline gelecek gibi gözüken Türkiye bu avantajı, Batı’daki deniz ulaşımını tamamen kontrol altına alabilecek bir Yunanistan’ın özellikle kıta sahanlığı ve karasuları konusundaki emellerine ulaşması halinde kaybedebilecektir. Bu çizgide hareket eden komşumuz, özellikle AB üzerinde mevcut hükümetin zaafından da yararlanarak Kıbrıs konusunda kazanımlar elde etmek isterken Adalar Denizi’ndeki karasularını da genişletmek için atağa kalktı. Geçmişte PKK ve Ermeni terör örgütlerine verdiği destek de, amaçlarını gerçekleştirmek için her zaman zayıf anımızı kollayan veya bizi zayıflatmak isteyen bir Yunan gerçeğini ortaya koyuyor. Buradan hareket eden birçok üst düzey yetkilimiz de çeşitli vesileler ile gelecekte Yunanistan ile bir çatışmaya girmenin kaçınılmaz olduğunu dile getirmiştir. Türkiye’de Yunanlılara toz kondurmak istemeyenler sahte dostluklardan bahsetse de Yunanlıların Kıbrıs ve Adalar Denizi’nde kazanımlar elde etmeleri halinde üzerimize başka taleplerle gelecekleri de açıktır. Bu bağlamda yine, TBMM Başkanının da, Adalar Denizi’nde karasularını 12 mile çıkarmaları durumunun "Casus Belli" (savaş nedeni) sayılmaması gerektiği yönündeki beyanlarını da anlamak olası değildir. Çünkü Yunanlılar bu amaçlarından vazgeçmedikleri gibi sistematik şekilde Adalar Denizi’ndeki ada ve adacıkları silahlandırıyorlar. Bunu ne amaçla yaptıkları da açıktır. T Özellikle Kardak krizinden sonra sistematik bir şekilde silahlandırılmaması gereken 80 kadar ada ve adacığa silah yığılmıştır. Bu ada ve adacıklara gözetleme kuleleri de yapılmıştır. Ayrıca yine bu adalardan, Limni’de 88. SDI (Stratiotiki DiokisiAskeri Komutanlık) (Tugay gücünün üzerinde), Midilli’de 98. ADTE (Anotera Diokisi Tagmaton Etnofylakis Milli Muhafızlar Yüksek Komutanlığı) (Tümen gücünde), Sakız’da 96. ADTE (Tugay gücünde), Sisam’da 79. ADTE (Tugay gücünde), İstanköy’de 80. ADTE (iki tank taburlu, 4 piyade taburlu, bir destek taburlu tugay üzerindeki kuvvet) ve İki ülke arasında son dönemde yaşanan ılımlı gelişmelere karşın Yunanistan, silahlanma konusunda ısrarını sürdürüyor. AB’yi Türkiye’nin gücünü dengelemek için kullanmayı hedefleyen Atina, Ege’deki adalara OLASI SAVAŞIN GELİŞME ŞEKİLLERİ Trakya Cephesi: Türkiye’nin olası bir zayıf entegre savunma sistemleri anında başlayabilecek bir savaşta, Yunanlıların süratli bir şekilde, özellikle Adalar Denizi ve kıyılarımızda yerleştiriyor. Yunanistan, silah kazanımlar elde etmeyi amaçlayacakları açıktır. cephelerde süratle elde etmeyi hedefleyecekleri lanma konusunda dünyada 3. Bütün bu kazanımlardan sonra ağababaları olan büyük ülkelerin tarihte her seferinde olduğu gibi Yunan sırada yer alıyor. haritasında yeni bir genişlemenin oluşmasına Rodos’da 95. ADTE’yi (Toplam 15 bin askerin üzerinde biri mekanizezırhlı iki tugay) bulunduran Yunanistan’ın mevcut gücünü bu sıralarda silah altına alacağı sözleşmeli askerlerle de arttıracağı söyleniyor. Yine özellikle Türkiye’ye karşı Adalar Denizi’nde elverişli bütün ada ve adacıkları birer uçak gemisi gibi kullanmayı amaçlayan Yunanistan’ın bu durumdan sonuna kadar yararlanmayı ve bunu bir askeri üstünlük haline getirmeyi amaçladığı da ortadadır. Ayrıca milli savunma politikası "düşman Türkiye" anlayışına göre şekillenen Yunanistan’ın fert başına düşen savunma harcamalarının Türkiye’den çok fazla olması da dikkate değer bir konudur. Türkiye’nin fert başına düşen savunma harcamaları yaklaşık 112 dolar iken Yunanistan’da bu rakam 611 doları bulmaktadır. 1997–2003 yılları arasında Yunanistan’ın silahlanma ve modernizasyon harcamaları, yaklaşık 20 milyar dolardır. Yunanistan, savunma harcamalarının gayri safi milli hâsılaya oranı yönünden AB ülkeleri arasında birinci, dünyada silah ithal eden ülkeler arasında üçüncü konumdadır. Bu durumun özellikle, yardımcı olmalarını bekleyeceklerdir. Ne var ki en zayıf olduğumuz zamanlarda bile tokadımızı yiyen Yunanlıların, Kanuni Sultan Süleyman’dan bu yana en güçlü ve deneyimli günlerini yaşayan ordumuzdan yine bir darbe yemeleri kaçınılmaz olacaktır. Ancak Kıbrıs’ta giriştikleri 1974 darbesi benzeri bir çılgınlığa soyunabilecek bir Yunanistan’ın, belki de öteki komşularımızla olabilecek bir çatışma veya içimizdeki bir ihanet başkaldırısından da yararlanma amacıyla başlatabileceği böylesi bir girişiminde savaş cephemiz öncelikli ve ağırlıklı olarak Adalar ve Adalar Denizi Kıyılarımız ile koşullar gerektirirse Trakya ile Kıbrıs olacaktır. Türk SAT komandoları... savunma harcamalarımızın yüksek olduğunu maksatlı olarak veya cahilce iddia eden aydınlarımız ve maydınlarımız (mandacı aydınlar) tarafından bilinmesinde yarar vardır. En ufak bir zafiyet anımızda bize zarar vermek üzere bıçaklarını bileyli/keskin tutan Yunanistan, başımıza bir illet gibi sarılan PKK terörünün ve daha önceki Ermeni terörünün de baş yaratıcılarındandır. Abdullah Öcalan’ın son sığındığı yerin Kenya’daki Yunan elçiliği olduğu unutulmamalıdır. Yine bu ülkenin Suriye ve Ermenistan ile ikili askeri anlaşmalar yaptığı ve Türkiye ile olası bir savaş durumunda Kıbrıs’a müdahale amacıyla Suriye’nin hava üslerini kullanmak konusunda Suriye’nin onayını aldığı da bilinmektedir. Karnesi bu kadar zayıf ve üzerimizdeki emelleri bu kadar açık olan bir ülkenin zayıf bir anımızda ortaya çıkarabileceği olası bir savaş durumundaki stratejisi, AB ve ABD’den gelecek baskılarla savaşın uzun sürmeyeceği varsayımına göre hazırlanmıştır. Türkiye’nin çok zayıf bir anında saldırının koşul ve bahanelerini yaratacak olan Yunanistan’ın bu noktadaki amacının toprak kazanımı olacağı açıktır. Yunanistan’ın silahlanmasını savunma amaçlı olarak nitelendirenlerin Yunan Silahlı Kuvvetleri’nin silah envanterini incelemeleri ve Yunanistan’da niçin bu denli silahlanma yatırımının yapıldığını veya niçin anaokuluna giden çocuklara bile Türk düşmanlığı aşılandığını kendi kendilerine sormaları gerekir. EGE’DE YUNAN ASKERİ VARLIĞI Yunanlılar, anlaşmalara aykırı olarak, tek bir asker dahi bulundurmamaları gereken adaları silahlandırdıkları gibi, harita üzerinde yer almayan kayalık adacıkları bile askeri amaçlara uygun hale getiriyorlar. Mağaraları denizaltıların gizlenebileceği şekilde tadil ediyor, tepeler arasındaki çok dar koyları yine savaş gemilerinin üstlenebilecekleri ve savaşabilecekleri hale getiriyorlar. Yunan deniz komandoları...