Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
8 C S Cemile Akça ATAÇ TUSAM Avrupa Araştırmaları Masası caatac@tusam.net TRATEJİ Birlik ekonomik büyümeçevrenin korunması ikilemi yaşıyor AB’de yeni iç sorun B, 2005 yılının kendisi için bir "felaket yılı" (annus horribilis) olmasını son anda önledi. Artık "güçlü Avrupa" hedefine rahatlıkla odaklanılabileceklerini düşünen AB bürokratları, önceliklerinin Lizbon Stratejisi’ni başarı ile 2010’a taşımak olduğunu söylüyor. AB Konseyi Lizbon Stratejisi’ni 2000 yılında, "AB’yi 2010’a kadar dünyanın en dinamik, rekabetçi ve bilgiye dayalı ekonomisi yapmak ve bu ekonomiye sürdürülebilir büyüme kapasitesi kazandırmak" amacıyla benimsedi. AB, küreselleşmenin olumsuz etkileri ile mücadele ederken ve dünya lideri olabilme hedefini gerçekleştirirken bu stratejiden çok şey bekliyor. Ne var ki, "güçlü Avrupa" politikaları tam bir uzlaşma içinde yürütülemiyor ve AB kurumları içinde birbiriyle çelişen öncelikler savaşı yaşanıyor. 2006 yılında da böyle bir savaşın, bu sefer Lizbon Stratejisi dahilinde yaşanacağının ilk sinyalleri, AB yetkililerinin Aralık ayında verdikleri demeçlerde iyice belirgin bir hâl haldı. Özellikle 2324 Mart 2006’daki Bahar Zirvesi’nin çetin geçmesi bekleniyor. Lizbon Stratejisi’nin, ekonomik büyüme, sosyal politikalar ve çevre olmak üzere üç ayağı var. AB Komisyonu içinde, başını Komisyon Başkanı Jose Manuel Barroso’nun çektiği, ağırlığın ekonomik büyüme ve istihdama verilmesi gerektiğini düşünen grup ile çevrenin öncelikli olduğunu ve sürdürülebilir büyümenin çevrede iyileştirme olmadan gerçekleşemeyeceğini savunan grubun çatışması kaçınılmaz görünüyor. Ekonomi başlığı altında daha çok ve daha iyi iş olanakları yaratma konusu üzerinde duran Barroso, "Üç çocuğumdan hangisi hasta ise onunla ilgilenirim. Bu, diğerlerini daha az seviyorum anlamına gelmez" diyor. Avrupa Çevre Ajansı ise Komisyon üyelerine yaptığı çağrıda "doğal kaynakların tükenmesi ve iklim değişikliği devam ederse, kalkınmanın hiçbir şekilde sürdürülemeyeceğinin" altını çiziyor. Komisyon üyelerinden Sanayi Komiseri Günther Verheugen ile İç Pazar ve Hizmetler Komiseri Charles McCreevy, Barroso’nun yanında yer alırken, Çevre Komiseri Stavros Dimas ile Enerji Komiseri Andris Piebalgs, 2006 yılında çevre ile ilgili hedeflerin tutturulmasına yönelik ısrarlarını arttıracaklarını ifade ediyorlar. A AB bir yandan 90 milyon işsize istihdam sağlamaya çalışıyor, diğer yandan çevre sağlığına önem vermek istiyor. Avrupa’daki hastalıkların yüzde 8’inin çevre etkili olduğu bunun artış eğilimine girdiği söyleniyor. İSTİHDAM 25 üyeli AB içinde bugün, 90 milyon işsiz bulunuyor ve bunlara iş olanakları yaratılması AB’nin önünde kaçınılmaz bir öncelik olarak beliriyor. Yaratılacak işlerin ise vasıfsız işçiye yönelik değil, bilgi ve yeniliğe dayalı olması büyük önem taşımakta. EVRE Böylece Avrupa’nın, çalışmak ve yatırım yapmak için Kamuoyuna 29 Ekim 2004’te açıklanan AB daha çekici bir yer haline gelmesi amaçlanıyor. Buna Anayasası taslak metninde, AB’nin varoluş göre bilgi ve teknolojiye dayalı istihdam ve yatırım nedenlerinin açıklandığı 1. maddede, "çevrenin politikaları ile daha "yüksek Avrupa katma değeri" kalitesini iyileştirmek ve çevre için yüksek seviyede üretilecek ve AB’nin rekabet gücü artırılacak. Ayrıca, koruma sağlamak" ibaresi yer alıyor. Çevre, AB hizmetler iç pazarının da tamamlanması, AB’yi çekici söyleminde çok önem verilen bir konu olarak göze bir ekonomik merkez haline getirme projesinin başarıya ulaşmasını büyük ölçüde kesinleştirecek. Lizbon Stratejisi’nin istihdam piyasasına yönelik uygulamalarının ivedilikle başarıya ulaştırılmasının gereği sadece yeni iş alanları yaratmakla sınırlı değil. AB aynı zamanda, 2010’a kadar dayanılmaz bir yük haline gelecek olan emekli maaşı ödemelerinin, çok geç olmadan çaresine bakmak istiyor. Bu nedenle, AB içinde 56 ile 62 arasında değişen emeklilik yaşının, çalışanların itirazlarına rağmen, hızla 65’e çıkarılması gerekiyor. AB nüfusunun yaşlı bir nüfus olmasından dolayı, sayısı her yıl katlanarak artan emeklilerin mali yükünün bu şekilde hafifletilmesi öngörülüyor. Sanayi Komiseri Verheugen, çevre Avrupadaki Azotdioksit kirliliğini gösteren uydu haritası yerine istihdam politikalarının desteklenmesini sağlamak amacıyla, çarparken, Kyoto Protokolü’nün gereklerini 2012’ye Lizbon Stratejisi içinde bundan sonra uygulanacak kadar yerine getirmeye yönelik adımları atmadaki projelerin mutlaka "etki kararlılığını AB, her fırsatta dile getirmektedir. değerlendirmesi"nin yapılması Eurobarometer’in yaptığı ankete göre, AB gerektiğini savunuyor. Benimsenecek vatandaşlarının da yüzde 63’ü çevreci politikalara politikaların AB vatandaşlarının öncelik verilmesini istiyor. Ancak, sözel olarak verilen yaşam standartlarında nasıl bir etki bu desteğin mali hale dönüştürülmesi çok kolay yaratacağının somut olarak olmuyor. Bütçenin "yeşilleştirilebilmesi" için bütçenin ölçülebilirliğine dayanan bu diğer kalemlerinden fon ödünç almak gerekiyor. Fakat değerlendirme, istihdam ve büyüme küreselleşmenin rekabet kapasitesi üzerindeki politikalarının lehine bir durum olumsuz etkisi ve yüksek işsizlik oranı ortada iken oluşturuyor. Etkileri para cinsinden AB’nin hiçbir hükümet ve devlet başkanı, ülkesinin veya yüzde olarak kolaylıkla faydalanacağı fondan veya kendi iç pazarında yarattığı ölçülebilen bu politikalar, etkisi fazladan çevreye giderek artan bir oranda pay ancak uzun vadede ölçülebilen ve aktarmak istemeyecektir. bunun için de çok çeşitli yöntemlere Aslında çevre politikaları, AB içinde Komisyon’un ihtiyaç duyulan çevre politikalarının, İsveçli Çevre Komiseri Margot Wallström döneminde "uygulanabilirlik" anlamında önüne kayda değer bir prestij kaybı yaşadı. AB’nin Kyoto AB üyesi İrlandadaki işsizlerin geçiyor. İç Pazar ve Hizmetler görüşmeleri sırasında son derece cesur ve faal düzenlediği gösteriden... Komiseri McCreevy ise AB iç pazarının bir parçası olarak istihdam piyasasında, işçi ve işveren arasındaki yasaların uygulanamaması veya yanlış uygulanmasından doğan anlaşmazlıkların giderilmesinin önemine dikkat çekiyor. Çevre ile ilgili yasaların istihdamı ilgilendirenlerden çok daha fazla sayıda olduğunu, çok fazla iç kaynak talep ettiğini ve bu bağlamda bedelinin ağır olduğunu da ekliyor. Lizbon Stratejisi ile ilgili tartışmaların alevleneceği Mart ayındaki zirveye başkanlık edecek Avusturya da 6 aylık programını açıklarken istihdam politikalarına öncelik verileceğini söyledi. Avusturya Dışişleri Bakanı Ursula Plassnik, istihdam, büyüme, güvenlik ve Avrupa Sosyal Modeli’nin üzerinde durulacağını özellikle belirtirken, kendi dönem başkanlıklarının "yeşil" bir başkanlık olacağını söylemesine rağmen çevre ile ilgili hedeflerin mutlaka tutturulmasının öncelikleri arasında olduğu yönünde bir açıklama yapmadı. Ne var ki, AB’deki çevreci cephe, isteklerine karşı sessiz kalınarak Lizbon Stratejisi’ne sadece istihdam stratejisi gibi davranılmasına pek de tahammül edecek gibi görünmüyor. Ç