Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 C S KIRILMA NOKTASI TRATEJİ Rugova’nın ölümü statü görüşmelerini yine erteletti… Kosova konfederasyona doğru Gözde KILIÇ YAŞIN TUSAM Balkan Araştırmaları Masası gyasin@tusam.net sasen 1974 Yugoslavya Anayasası ile tanınan özerklik statüsünün Sırbistan Devlet Başkanı Slobodan Miloseviç tarafından 1989 yılında kaldırılması ile başlayan Kosova Arnavutlarının mücadelesi, en önemli ve sonuca en yakın dönemini yaşıyor. Miloseviç döneminde baskıcı bir yönetime dönüşen Sırp baskısı, Arnavut isyanının temelini oluşturmuştu. Sırp yönetiminin engelleme çabalarına karşın 1991’de Kosova Parlamentosu oluşturulmuş ve yapılan bağımsızlık referandumunun ardından da Kosova’nın bağımsızlığı ilan edilmişti. Üzerinden on beş yıl geçmiş olmasına karşın, ilan edilen bağımsızlık Sırbistan nezdinde ve uluslararası arenada sonuçlarını doğurabilmiş değil. Yine de uluslararası hukukun açık bir ihlali ile gerçekleşen NATO saldırısının eski Federal Yugoslavya Hükümeti’ni köşeye sıkıştırması sonucunda, Kosova bağımsızlığa değilse de kendi idari kurumlarını göreceli de olsa oluşturabilme yetkisine kavuşmuştu. E Kaşkoluyla özdeşleşen Kosova Arnavutlar’ının Lideri Rugova. BM Şartı’na göre uluslararası barış ve güvenlik için güç kullanma tekeline sahip Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) bu yönde bir kararı bulunmamasına rağmen Sırp baskısını sona erdirme adı altındabaşlatılan NATO’nun hava saldırısı, Konsey’in 1244 sayılı (10 Haziran 1999 tarihli) kararıyla icazet almış oldu. Böylece Kosova, BosnaHersek’ten sonra "uluslararası örgütlerin vesayeti altında oluşturulan etnik devletler" silsilesinin ikinci örneği olmuştur. Bu arada o güne dek bir şekilde işleyen uluslararası hukukun "içişlerine müdahale" yasağı, şekil değiştirmiş ve şüpheli, belirsiz ve geniş yorumlanmaya açık "insani amaçlı müdahaleler"in önü açılmıştır. Aynı şekilde BM Şartı’nın Güvenlik Konseyi’ne tanıdığı "uluslararası" barış ve güvenliğin sağlanması konusundaki müdahale yetkisi de devletlerin iç işlerine sirayet edecek şekilde genişletilmiştir. Yine NATO için de 2324 Nisan 1999’da kabul edilen "yeni stratejik konsept"e uygun biçimde amaç, yetki ve operasyon alanında sağlanmak istenen genişleme pratikteki uygulamasını gerçekleştirmiş, NATO’nun işlevinde dönüşüm sağlanmıştır. Böylece "11 Eylül" vakası henüz gerçekleşmeden 11 Eylül sonrası müdahalelerinin siyasi ve hukuki alt yapısı da büyük ölçüde hazırlanmıştır. Bu Bağımsızlıklarını kazanma VESAYET mücadelesi ALTINDA sonuca en yakın BAĞIMSIZLIK olarak aşamada olan Kosova, Resmi SırbistanKaradağ devleti sınırları içinde uluslararası örgütlerin olmasına karşın BM idaresinde olan vesayeti ile Kosova bağımsızlığını ilan ettiği günden beri bağımsızlığını kazanan bağımsızlığına gerçek anlamda kavuşmayı ikinci devlet olma bekliyor. NATO’nun Sırp zulmünden kurtarmasından yolunda. bu yana da Kosova’nın egemenlik hakları büyük ölçüde uluslararası örgütlerce kullanılıyor. BMGK 1244 sayılı kararıyla, bir yandan NATO’ya Kosova’da uluslararası güvenlik koşullarının sağlanması için gerekli tüm önlemleri alma yetkisi, bir yandan da BM Genel Sekreteri’ne uluslararası bir sivil yönetim kurma yetkisi tanımıştır. Böylece BMGK kararıyla 1999’da Kosova'nın kendi demokratik idari kurumlarını tesis etmesi için geçici bir BM idaresi (UNMIK) oluşturularak Kosova, BM yönetimine bırakılmıştır. Kosova’nın nihai statüsünü belirleyecek müzakerelerin başlaması ise BM’nin öngördüğü kimi standartların sağlanması koşuluna bağlanmıştır. Bu standartlar arasında; kendi resmi kurumlarının oluşturulması, demokratik değerlerin benimsenmesi, ekonomik reformların yapılması, Sırp mültecilerin dönüşü ile Sırpların azınlık haklarının tanınması ve Belgrad ile Priştine arasında diyalog anlamda Kosova, Soğuk Savaş sonrasında başlatılan yeniden yapılanma sürecinden karlı çıkmıştır. Diğer pek çok ülke halen "insan hakları" veya "azınlık hakları"nı tanıma, koruma ve geliştirme çağrıları ile yeni dönemin yönetim sistemine (!) uyumlaştırılmaya çalışılırken Sırbistan, eski Yugoslavya yönetiminin hırçın ve insanlık dışı müdahaleleri nedeniyle dünya daha sürecin başındayken Kosova’nın –şimdilik sadeceidaresini kaybetmiştir. Sırbistan "toprak bütünlüğü"ne saygı duyulması çağrıları yaparken esasen toprak bütünlüğü ve egemenlik hakları zaten 90’larda büyük ölçüde kayba uğramıştır. Romantik Lider Rugova ve Kaşkolu Kaan Kutlu ATAÇ W iston Churchill, Balkanların tüketebileceğinden daha fazla tarih ürettiğini söylemişti. Kosovalı Arnavutların özgürlük mücadelesinin efsanevi lideri İbrahim Rugova da karmaşık Balkan tarihinin sayfalarındaki yerini aldı ve 21 Ocak 2006’da hayata veda etti. Boynuna doladığı kaşkolu ile bütünleşen Rugova için kaşkol onun yaşamını ve mücadelesini simgeliyordu: Bağımsız Kosova ideali gerçekleşmeden kaşkol hiç çıkmayacaktı. Rugova da Flistin lideri Arafat gibi temsil ettiği halkının özgürlüğünü göremedi. NATO müdahalesinin ardından bölgede yönetimi devralan UNMIK idaresi ile ilk çatışması "Kosova" için olmuştu. UNMIK resmi yazışmalarda İnglizce ifade edildiği gibi "Kosovo" kullanımını isterken, Rugova Anavutların kullandığı "Kosova"da ısrar ederek farklı bir mücadeleyi de başlatmıştı. Kosova’lı lider, Sırplara karşı yürütülen silahlı direnişin genç ve milliyetçilik ateşinin kavuruculuğuyla siyaset sahnesine çıkan diğer Arnavut liderlerle de mücadeleye girmiş, sağduyu ve hoşgörünün de simgesi olmuştu. 19992000 kışında kar ve buzla örtülü Kosova’ya, ödemelerin yapılmadığını gerekçe göstererek elektrik vermeyen Arnavutluk yönetimi ile de mücadele etmişti. Priştina’nın yüksek kesimdeki evinde onun da halkı gibi soğukla yaşamayı öğrendiği yönündeki sokak fısıltıları, kahvelerde "makiyato" içerek ve sokaklarda "korza" yaparak ısınmaya çalışan Kosova’lıların kalbinde Rugova’yı sıcaklığın simgesi yapmıştı. Hayatta iken hassas dengelerle yürüttüğü Kosova siyaseti onun ölümünün ardından muhtemelen hazmedebileceğinden daha fazla bir