25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

C S zerbaycan muhalefeti, iktidarın da göreceli olumlu tutumuna karşılık verdi ve hakkını yasal çerçeve içinde aramaya yöneldi. Muhalefetin Ukrayna, Gürcistan ve ABD’li bazı kuruluşlarla görüşmesi Türkiye’de bazı yanlış yorumlara neden oldu. Azerbaycan’ın demokratikleşme sürecini ABD karşıtlığına kurban etmek ve bu bağlamda önyargılı olmak Azerbaycan’ın güçlü devlet olmasına büyük darbe vurabilir. TRATEJİ ÇİZGİLİ DÜNYA Sosyal patlama Siyaset krizi üzerine 15 A Ülke çıkarları ve diyalog S eçimler öncesi Azerbaycan hükümetinin seçimlerle ilgili ka TheEconomist 29 Ekim mokratik seçimlerin temeli atılmıştır. Daha da ileri gidersek Azerbaycan’da demokrasinin kökeni, Türk ve İslam dünyasında ilk demokratik cumhuriyet olan Azerbaycan Halk Cumhuriyeti (19181920) dönemine dayanmaktadır. (Bu dönemde genç Türkiye bağımsızlığını korumak için Bolşeviklerle işbirliği yapınca, genç Azerbaycan Hükümeti de Türk ordusunun desteğinden umudunu keserek ülkeyi Bolşevik ve Ermeni işgalinden kurtarmak için Avrupa devletleriyle diplomatik görüşmelere girişmiştir.) Ayrıca, SSCB döneminde Azerbaycan Türk kültürünü korumak isteyen edebiyatçı, siyasetçi ve gazeteciler Stalin tarafından Sibirya’ya sürgüne gönderilmiş ve bir daha da geri dönmemişlerdir. Dolayısı ile Azerbaycan’daki muhalif düşünce ve partileri Soros destekli veya ABD tarafından oluşturulan suni muhalefet olarak tanımlamak, eksik ve yanlış bir yaklaşım olabilir. Bu bakış açısı Gürcistan ve Ukrayna’da yapılan iktidar değişimlerinden kalma ezberci yaklaşım olabilir. Bu seçimlerde Azerbaycan muhalefetinin Soros güdümlü Sivil Toplum örgütlerinden destek alma çabasında olduğu açık olsa da, söz konusu örgütlerin Azerbaycan muhalefetinin ihtiyacı olduğu desteği verdiği kesinleşmemiştir. Ayrıca seçim öncesi Azerbaycan muhalefeti, Türkiye’den destek ararken, hiçbir şekilde bu desteği bulamamıştır. Muhalefet liderleri Türkiye ziyareti sırasında ne devlet düzeyinde ne de partiler düzeyinde destek alamamıştır. Alabildikleri desteğin ise sözde olduğu, seçim sonucu değerlendirmelerden ortaya çıktı. Türk devlet adamları Azerbaycan’ı ziyaret ederken, Batılı temsilcilerden farklı olarak muhalefet liderleri ile görüşmemiştir. Bunun da Azerbaycan muhalefetini Batı’da destek aramaya iten en başlıca etken olduğu düşünülmektedir. Azerbaycan muhalefetinin ise, ABD’den destek almak isterken, bölgenin Türkiye, Rusya ve İran gibi güçlü devletlerini karşısına alarak büyük bir hata yaptığı, 6 Kasım parlamento seçimleri sonrası anlaşılmıştır. Azerbaycan devletinin demokratik geleceği, Soros’la işbirliği yaptığı iddia edilen şimdiki muhalefetten ibaret değildir. Yani Azerbaycan’da demokrasinin gelişmesini desteklemek, alternatif muhalif gruplar yaratabilir ki, bunun da Azerbaycan’da demokratik rekabet ortamının gelişmesine yol açacağı düşünülebilir. Demokratik rekabet ortamında ise, halkın daha fazla desteğini almak isteyen muhalefetin ve iktidarın, daha yapıcı girişimlerde bulunacağı kuvvetli ihtimaldir. rarları ve adayların propaganda sürecine (küçük sıkıntılar yaşansa da) karışmaması, muhalefetin darbe söyleminden vazgeçerek, medeni ve hukuki yollarla haklarını arayacağını belirtmesi, Azerbaycan’ın, demokratikleşme yönünde kısa sürede çok olumlu adımlar attığının birer göstergesidir. Seçimlerin tam demokratik olduğunu söylemek, demokratikleşme yönünde önemli adımlar atan Azerbaycan iktidarını ödüllendirmenin ötesine geçmektedir. Kısaca 6 Kasım parlamento seçimlerinde yapılan usulsüzlüklerden dolayı Azerbaycan iktidarına yönelik siyasi saldırıya geçmektense, seçim sonuçlarına ayrıntılı bir biçimde tarafsız yaklaşım sergilemek, hem ahlaki hem de siyasi açıdan yararlı olacaktır. Demokratikleşme yolunda Azerbaycan iktidarına ve muhalefetine doğru yolu göstermek ve cesaretlendirmek tarafsız eleştiriden geçer. Azerbaycan’ın demokratikleşme sürecini ABD karşıtlığına kurban etmek ve bu bağlamda önyargılı olmak Azerbaycan’ın güçlü devlet olmasına büyük darbe vurabilir. Demokratik ve hiç kimsenin güdümünde olmayan güçlü Türk devletleri, Türkiye ve Türk Dünyası çıkarları için daha olumlu sonuç doğurabilir. Seçimlere ve genel olarak Azerbaycan’da demokratikleşme sürecine adil olmayan yaklaşım, Azerbaycan muhalefetini bugün ABD’ci, yarın Rus’çu, öbür gün İran’cı ve sonunda hiç arzu etmediğimiz radikal dinci de yapabilir. Tabii ki günümüzde küresel düzeyde devam eden mücadelenin Azerbaycan’a da yansımalarının bulunmadığını, parlamento ve başkanlık seçimlerinin bu mücadele için birer araç olmadığını ve bu mücadelenin temelinde ülkenin jeopolitik konumunun ve sahip olduğu yer altı kaynaklarının olmadığını söylemek eksik yaklaşım olurdu. Fakat Azerbaycan’ın bulunduğu jeopolitik konumu ve topraklarında barındırdığı yer altı kaynakları, sadece ABD ve Avrupa bağlamında değil, bölge devletleri, en önemlisi ise Azerbaycan’ın demokratikleşmesi, devletin güçlenmesi ve halkının çıkarları bağlamında değerlendirilmelidir. Doğrusu Azerbaycan’da halk da aydın insanlar da topraklarını 12 yıldır fiilen işgal altında tutan Ermenistan’ı işgalci devlet olarak tanımayan Batı’nın, Azerbaycan’ın demokratikleşmesi için yaptığı baskıların iyi niyetli olmadığını anlamaktadır. Dolayısıyla Azerbaycan’ın demokratikleşme yolu üçüncü ülkelerin katılımı olmadan, iktidarı ve muhalefetinin karşılıklı iyi niyet diyalogundan geçer. Le Monde 20 Ekim The Independent 7 Kasım Financial Times 7 Kasım
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear