21 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

10 C S 4 6 Kasım tarihlerinde Arjantin’de gerçekleştirilen Amerikan Kıtasıs Serbest Ticaret Bölgesi projesinin engellenmesinde Chavez baş rol oynadı. Chavez’in ideolojik dostları; Bolivya’da Evo Morales, Meksika’da Andres Manuel Lopez Obrador, Nikaragua’da Sandinista lideri Daniel Ortega’nın da bu günlerde iktidara hazırlanması ABD’yi bölgede zorluyor. ve gelişmekte olan ülkeler arasında eşitsizlikleri ve haksızlıkları gidererek, ve böylece şu andaki ve gelecekteki nesillere barış, adalet ve sürdürülebilir bir oranda büyüyen sosyal ve ekonomik kalkınma temin etme” temeline dayalı Yeni Ekonomik Uluslararası Düzen oluşturulması için ivedilikle çalışma isteğini ifade etmiştir. Yeni Ekonomik Uluslararası Düzen’in temel amacı Bretton Woods’ta ele alınan eski ekonomik düzeni değiştirmekti. Bizler şu anda özellikle Venezüella olarak yeni bir uluslararası ekonomik düzen talep ediyoruz. Ancak yeni bir uluslararası siyasi düzene de ihtiyaç duyulmaktadır. “Önleyici savaş” gibi yeni doktrinler empoze etmek için Uluslararası Hukuk ilkelerini yeniden yorumlamaya çalışan birkaç ülkeye bunu yapmalarına izin vermeyelim. Bizi önleyici savaşla tehdit ediyorlar! “Koruma Sorumluğu” doktrinine ne oldu? Kendimize sormalıyız. Bizi kim koruyacak? Bizi nasıl koruyacaklar? Korunmaya muhtaç ülkelerden birinin kesinlikle Birleşik Devletler olduğuna inanıyorum. Katrina Kasırgası’nın neden olduğu trajedi bunu acı bir şekilde gösterdi; birbirini koruma hakkında konuşmak gerekirse, onları bilinen doğal felaketlerden koruyan bir hükümetleri yok; bunlar ulusal egemenliği meşrulaştıran, emperyalizmi ve müdahaleciliği şekillendiren tehlikeli kavramlar. Sayın Başkan, Uluslararası Hukukun ilkelerine ve Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ne saygı göstermek bugünün dünyasında uluslararası TRATEJİ ilişkiler açısından ana ilke ve bizim şu anda öneriyor olduğumuz yeni düzen için bir temel olmalıdır. Uluslararası terörizm luslararası terörizmle etkin bir şekilde mücadele etmek gerekmektedir. Yine de, bunu uluslararası hukuku ihlal eden, haklılığı olmayan askeri saldırganlıklarda bulunmak için bir bahane olarak görmemeliyiz. 11 Eylül’den sonraki doktrin bu olmuştur. Yalnızca gerçek ve yakın işbirliği ve terörizme ilişkin olarak Kuzey’deki bazı ülkelerin başvurduğu ikircikli üslubun sona ermesi bu korkunç felaketin sonu olabilir. Bolivar Devrimi’nden sonra sadece yedi yıl içinde, Venezüella halkı önemli sosyal ve ekonomik ilerleme kaydedebilir. Bir milyon dört yüz altmış bin Venezüellalı okuma yazma öğrendi. Toplam 25 milyon nüfusumuz var. Ve ülke – birkaç gün içerisindeokuma yazma bilmeyen bulunmayan bir bölge ilan edilecek. Yoksulluk nedeniyle her zaman dışlanmış olan üç milyon Venezüellalı şimdi ilkokul, ortaokul ve yüksek okulların bir parçası. On yedi milyon Venezüellalı – nüfusun yaklaşık yüzde 70’i ilk defa tıp da dahil olmak üzere evrensel sağlık bakım hizmetlerinden yararlanıyor ve birkaç yıl içerisinde, bütün Venezüellalılar mükemmel bir sağlık bakım hizmetine sahip olacak. Bir milyon yedi yüz tondan fazla gıda sübvanse edilen fiyatlarla 12 milyondan fazla insana dağıtıldı; bu da nüfusun neredeyse yarısına tekabül etmektedir. Bunlardan bir milyonu gıdaları tamamen ücretsiz aldı. 700 binden fazla yeni iş alanı açıldı ve böylece işsizlik 9 puan geriye düştü. Bütün bunlar darbe ve Washington tarafından organize edilen petrol sanayiinin kapatılmasını da içeren iç ve dış saldırganlıklar arasında oldu. Komplolar bir yana, güçlü medya şirketleri tarafından atılan yalanlar ve imparatorluğun ve müttefiklerinin daimi tehdidi bir başkanın suikasta uğramasına bile neden olabilir. Bir kişinin bir devlet başkanının suikasta gitmesi için çağrıda bulunabileceği tek ülke Birleşik Devletlerdir. Beyaz Saray’a yakınlığıyla bilinen ve Pat Robertson olarak tanınan bir saygıdeğer şahsiyetin durumu böyleydi: Benim suikasta kurban gitmem için çağrıda bulundu ve şimdi serbest bir kişi. Bu, uluslararası terörizmdir!” ABD karşıtı karar rjantin’de 46 Kasım tarihlerinde yapılan ve 34 Amerika ülkesi liderinin katıldığı zirvede, bir Amerikan Kıtası Serbest Ticaret Bölgesi (FTAA) kurulması fikri, Venezuela’nın başı çektiği, Brezilya, Arjantin, Uruguay ve Paraguay’dan oluşan blok tarafından ABD’nin ısrarlarına karşın reddedilmiştir. Bunda Chavez’in ciddi ağırlığı olduğu ve bir anlamda Bush’u yenilgiye uğrattığı da açıktır. Yine bunun ötesinde, parasal gücünün sağladığı rahatlıktan kaynaklanan maddi, manevi desteklerle ve belki de Chavez rüzgarının da etkisiyle, ideolojik dostları olan, Bolivaya’da Evo Morales, Meksika’da Demokratik Devrim Partisi lideri Andres Manuel Lopez Obrador, Nikarugua’da Sandinista lideri eski Başkan Daniel Ortega’nın ülkelerindeki seçimlerde ABD’nin arzularına ters düşecek bir şekilde başa geçmeleri de söz konusu. Bütün bunlar, Orta ve Güney Amerika’yı Monroe Doktrini’nin ilkelerine uygun olarak ABD’nin arka bahçesi olarak gören küresel gücü, ABD’yi her halde epey rahatsız edecek ve kızdıracak gelişmeler. Burada günah keçisi ABD yönetimi nezdinde her halde “Kumandan Chavez” olacak. Halen Petrodolarlar Chavez’den yana bir gelecek gösteriyor. Ama ABD’nin egemen güçleri, oligarklar buna ne kadar izin verecekler veya verebilecekler mi o da şimdilik bir muamma. U Bu belge, Birleşmiş Milletler’in var olan yasaları ihlal edilerek onaylanmıştır. Bu belge geçersizdir! Bu belge tartışılmalıdır; Venezüella hükümeti konuyu ele alacaktır. Birleşmiş Milletler’de aleni ve utançtan yoksun diktatörlüğü kabul edemeyiz. Bu konular tartışılmalıdır. Bu nedenle, meslektaşlarıma, devlet ve hükümet başkanlarına konuyu ele almaları için ricada bulunuyorum. Başkan Nestor Kirchner ile yaptığım bir toplantıdan geldim ve bu belgeyi çekip çıkardım. Bu belge, beş dakika önce ve sadece İngilizce metin olarak bizim heyetimize verildi. Benim burada gayrı resmi, geçersiz ve gayrı meşru olarak kınadığım bu belge, diktatörce onaylandı. Dinleyin lütfen Sayın Başkan. Eğer bunu kabul edersek, gerçekten kaybederiz. Işıkları söndürmemize, bütün kapı ve pencereleri kapamamıza izin verin! Bu salonda böylesi bir diktatörlüğü kabul etmek inanılacak şey değil. Şimdi, Yeni Ekonomik Uluslararası Düzen’e ilişkin 1974’te bu Kurul’da onaylanan öneri gibi yarı yolda bırakılmış fikirleri yeniden ele almaya ihtiyacımız var. O metnin 2. maddesi devletlerin yabancı yatırımcılara ait mülkiyet ve doğal kaynakları ulusallaştırma hakkını teyit etmektedir. Aynı zamanda hammadde üretici kartellerinin oluşturulmasını önermiştir. Mayıs 1974 tarihli ve 3021 sayılı Kararda, Kurul – lütfen dikkatle dinleyin“hakkaniyet, egemen eşitlik, birbirine bağımlılık, ekonomik ve sosyal sistemlerine bakmaksızın bütün devletler arasında ortak çıkar ve işbirliği, gelişmiş A K olombiya, ABD karşıtı Venezuela ve Ekvador’u hedef alıyor ABD’nin sadık müttefiki Aslı GÖKÇORA TUSAM Amerika Araştırmaları Masası [email protected] BD’nin bölgedeki çıkarlarını korumak adına işbirliği yaptığı Güney Amerika’daki sadık müttefiki Kolombiya, ABD’nin Latin Amerika politikasında önemli bir rol oynuyor. Terör ve uyuşturucuyla mücadele adı altında iki hükümet arasındaki işbirliği, komşu ülkelerin tepkisine rağmen devam ediyor. ABD’nin “narkoteröristler” dediği Kolombiya’nın Devrimci Si alkının yüzde 60’ı yoksulluk içinde yaşayan Kolombiya’da, birçok çiftçi aç kalmamak H için kokain yetiştirmeye zorlanıyor. ABD desteği ile uygulanan Kolombiya planı amacına ulaşmadan sonuçlandı. Ülke lideri Uribe, bu görevinden önce uzun süre ölüm mangasının uygulayıcıları arasında yer aldı. Ülke İsrail ve Mısır’ın ardından yüzde 80’i askeri olmak üzere en çok ABD yardımı alan üçüncü ülke konumunda. lahlı Kuvvetleri (FARC) olarak bilinen Marksist gerillalar, daha küçük bir yapıdan oluşan Ulusal Kurtuluş Ordusu (ELN) ve sağcı paramiliter grup olan Birleşik Nefsi Müdafaa Kuvvetleri’ne (AUC) karşı iki hükümetin işbirliğiyle hareket ettiği savunulsa da, durum göründüğü kadar masum değil. ABD Kolombiya halkının önemli bir gelir kaynağı olan uyuşturucuya karşı alternatif çözüm üretmeyerek oradaki istikrarı sağlamamakta ancak diğer taraftan geliri kontrol altında tutarak aslında ikili oynamaktadır. Uyuşturucu ticaretine dayalı sistemi çökertmekten ziyade sistemin akışını kontrol altına alma çabasındadır. ABD ile ilişkilere bakılmadan önce, Kolombiya’nın yakın siyasi tarihine bakmakta yarar vardır. Öyle ki, Kolombiya’nın sivil savaşı yaklaşık elli yıl öncesine dayanmakla beraber, Kolombiya’daki liberal ve muhafazakar partiler, yıllar boyunca iç savaş yürüterek yaklaşık iki yüz bin kişinin A ?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear