26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

C S ölümüne neden olmuştur. Birçok köylü ve işçi vahşeti terk edip ülkenin güneyinde sözde “barış toplumları” oluşturmaya çalışmıştır. Ülke yönetimindekilerin söz konusu toplulukları ezmeye çalışması sonucu bu gruplar nefsi müdafaaya yönelik gerilla örgütleri oluşturmuşlardır. ABD’nin Soğuk Savaş döneminde bölgeyi komünizmden kurtarmak adına yaptığı girişimler, Kolombiya’daki insan hakları ihlallerinin yaklaşık yüzde 80’inin sorumlusu olan sağcı paramiliter grupların güçlenmesine yol açmıştır. Bu örgütler de neredeyse ülkenin yarısını kendi kontrolleri altında tutmaktadırlar. Kolombiya lideri Alvaro Uribe Velez’in bu gruplarla olan yıllar öncesine dayanan bağı bu noktada önem taşımaktadır. Washington’ın teröristler listesinde yer alan AUC halen Uribe’nin en sadık yerel destekçisi durumundadır. Uribe Kolombiya’nın lideri olmadan ve büyük ABD yardımları almadan önce uzun süre ölüm mangası siyasetinin geniş kapsamlı bir uygulayıcısı olmuştur. Uribe rejimi, son dönemdeki sınır ötesi adam kaçırma olaylarından (Ekvador’da Trinidad, Venezuela’da Granda) önce, sınır ülkelerde halkça desteklenen liderlerin ve askerlerin kaçırılması ve öldürülmesi ile darbecilere –özellikle Venezuela’dalojistik ve siyasi destek sağlanması gibi pek çok olaya karışmıştır. Uribe rejiminin abartılı uluslararası “antiterör” kampanyası aslında kendi iç kontrgerilla kampanyasının başarısızlığının bir itirafı niteliğindedir. On binlerce köylü, insan hakları aktivisti ve sendikacı ya doğrudan ordunun ya da devlet destekli paramiliter güçlerin operasyonları sonucunda katledilmiştir. Zaten Uribe yönetiminin genel af girişimleri paramiliter yapıyı yok etmek yerine meşruluğunu teyid eder niteliktedir. Söz konusu af yasa tasarısının yakın zamanda ülke meclisinden geçmesi beklenirken, meclisin yüzde 35’inin sağcı paramiliter grup olan AUC’nin nüfuzu altında olması da ayrı bir durum teşkil etmektedir. Uribe’nin ABD ile paralellikleri ribe’nin tek taraflı müdahale doktrini Başkan Bush’un 2001 yılı sonunda ilan ettiği önleyici savaş doktrinine benzemektedir. ABD, askeri yardım programıyla Kolombiya Devleti’nin her kademesinde komuta ve kontrol pozisyonunda bulunmuş ve böylece Uribe rejiminin güvenlik doktrinini de belirleme olanağına sahip olmuştur. Uribe’nin saldırgan askeri doktrini önemli bazı siyasi önermelere dayanmaktadır: 1. Herhangi bir ülkenin egemenliğine, güç ve şiddet kullanımını da içeren biçimde doğrudan ya da yerel paralı askerlerle birlikte saldırı hakkı. 2. Kolombiya Devleti’nin çıkarlarına hizmet etmesi için ordu ve istihbarat görevlilerini ayartma ve kendi hesabına çalıştırma hakkı. TRATEJİ URİBE CHAVEZ 11 ribe’nin geliştirdiği ve ABD politikalarıyla benzerlik gösteren doktrin, Güney Amerika’nın diğer ülkeleri Venezuela ve Ekvador’daki solcu yönetimleri hedef alıyor. Uribe, Chavez’in sosyal politikalarından tedirginlik duyuyor. Kolombiya, petrol ihracatı ve sahip olduğu hidrokarbon kaynaklar nedeniyle de ABD’nin ilgisini çekiyor. U Venezuelada eroin yakılıyor. U 3. Hedef bir ülkede yasadışı şiddet eylemleri düzenlemeleri için ödül avcılarına ve “üçüncü şahıslara” fon ayırma hakkı. 4. Kolombiya yasa, kararname ve politikalarının müdahil ülkenin egemen yasalarına karşı üstünlüğü iddiası.[1] Uribe Doktrini’nin temel amaçlarına bakıldığında, dünya çapında gelişen ABD karşıtlığını bertaraf edebilmek için bölgede ABD karşıtı “çılgın” Chavez rejimini devirme niyetinin önemli bir rol oynadığı görülmektedir. Zira, Chavez başta ABD’nin Irak ve Afganistan savaşları ve İran’a saldırı planları olmak üzere bir çok konuya karşı çıkmaktadır. Ayrıca, Kolombiya hükümeti Chavez’in refah politikalarının Kolombiya halkında yarattığı olumlu etkiden dolayı derin bir rahatsızlık duymaktadır.[2] Bunun yanısıra, Uribe Doktrini Küba’nın devrimci yönetimini zayıf düşürmek için Küba ve Venezüella arasındaki ticari bağları yok etmeye çalışmaktadır. Böylece doktrin, tam da Chavez hükümeti petrol pazarlarını Çin ve diğer ülkelere doğru genişleten ticari anlaşmalara imza atmışken, Venezuela’nın sadece ABD’ye petrol ihracatı yapmasını hedeflemektedir. Doktrin açıkça, Washington’un emperyalist küresel söyleminin bir tekrarı niteliğindedir. Saldırı şu an sadece Venezuela ilişkilerini kapsıyorsa da, Uribe Doktrini’nin tek taraflı askeri müdahale için tanımladığı hedef “yarı küredeki herhangi bir yer”dir. Yani Uribe’nin doktrini yarı küredeki bütün ülkelerin egemenliği için tehdittir. alarak İsrail ve Mısır’dan sonra ABD’nin askeri anlamda yardımını en çok alan üçüncü ülke olmuştur. Planın yüzde 80’i askeri yardımdan oluşmaktadır. Washington’un Kolombiya’ya sağladığı askeri yardım miktarı, Latin Amerika’daki diğer bütün ülkelere yapılanın toplamından daha fazladır. Zira 2003’ten bu yana, ABD’nın Kolombiya’daki askeri harcaması yıllık 500 milyon dolardan fazla olmakla beraber, 2000 yılından beri yaklaşık toplam 3 milyar doları bulmuştur. ABD Kongresi’nin önünde 2006 yılı için henüz onaylanmamış 741.7 milyon dolarlık yardım öngören bir yasa tasarısı bulunmaktadır. ABD için Kolombiya’nın önemi BD’nin Kolombiya’ya olan cömert tutumu ve dostane yaklaşımının en önemli nedenlerinden birisi ülkenin henüz çoğu kaynağının keşfedilmemesine rağmen, şimdiden Venezuela ve Meksika’dan sonra petrol ihraç eden üçüncü Latin Amerika ülkesi olmasıdır. Ülkenin ihracatının üçte biri petrol ve türevleri olurken, bu miktarın çoğu ABD’ye gitmektedir. Venezuela ve Ekvador ile birlikte dünyanın en geniş hidrokarbon havzalarını paylaşan Kolombiya, diğer iki ülke liderinin solcu ve antiAmerikan politikaları izlemelerine karşı olmasından dolayı ABD için ayrı bir önem arz etmektedir. Zira Ekvador’da Washington’a yakın olan bir iktidar, halk ayaklanması sonucunda koltuğundan olmuştur. Aynı şekilde Venezuela’da da Hugo Chavez, bir devrimle ülkenin tüm enerji kaynakları üzerindeki hakimiyetini tekrar kazanmış, bunun gelirini yoksul halkına harcamıştır. ABD’nin, başarısızlıkla sonuçlanan bir darbeye destek olma, ülkenin petrol endüstrisini kapatma, iktidar karşıtı propaganda yapma girişimiyle bu antikapitalist poli A ABD ile ilişkiler BD ile ikili ilişkilerin oturtulduğu temel eksen Kolombiya Planı üzerine kuruludur. Lakin uyuşturucu ticaretinin ve direnişçi örgütlerin yarattığı terörden Kolombiya’yı kurtarmayı amaçlayan ve 7.5 milyar dolarlık çoğu askeri olmak üzere ABD yardım ve inisiyatifinden oluşan Kolombiya Planı, yaklaşık beş yıl sonra binlerce kişinin ölmesi ve kaybolmasının ardından hem siyasi hem de askeri anlamda başarısızlığa uğramıştır. 2005 yılında biten Kolombiya Planı’yla ülke, günde 3 milyon dolar askeri yardım A tikaya cevap vermesi de işe yaramamıştır. Dolayısıyla, bölgede ABD’nin çıkarlarını tehdit eden solcu antiemperyalist hükümetlere ve hareketlere karşı Uribe hükümetinin kullanılması, ABD için önemli bir fırsat olarak algılanmaktadır. Söz konusu durum Kolombiya petrolünü ABD için önemli hale getirmiştir. Nitekim ABD’nin verdiği eğitim sayesinde, Kolombiya ordusunun üçte ikisi ülkenin petrol bakımından zengin alanlarını korumaktadırlar. Bu bağlamda ABD’nin Kolombiya Planı’nı uygulama amaçları konusunda ne derece samimi olduğunu analiz etmekte yarar vardır. Planın uyuşturucuyla mücadele odaklı olmasına karşın, ordunun Güney Kolombiya’da FARC’ın hakim olduğu yerlerde hareket halinde olduğu gerçeği dikkat çekmektedir. Ayrıca, bu planın uygulamaya konmasına rağmen uyuşturucudan elde edilen karın yaklaşık yüzde 40’ının sağcı paramiliter grupların eline geçtiği de bilinmektedir. Dolayısıyla kokainin arzı ve fiyatında bunca yıl genel anlamıyla pek oynama olmaması durumuna şaşırmamak gerekir. Kolombiya halkının yaklaşık yüzde 60’ının yoksulluk içinde yaşadığı, neredeyse yarısının ancak istihdam edilebildiği ve birçok köylünün aç kalmamak uğruna kokain bitkisi yetiştirmek zorunda kaldığı düşünüldüğünde, ABD ve Kolombiya yönetimlerinin bu konuda yaptıklarının ve yapacaklarının ne kadar havada kaldığı ve yapay olduğu gözden kaçmamaktadır. [1] Daha ayrıntılı bilgi için, bkz. PETRAS, James, Küba ve Venezüela ABD ve Kolombiya ile Karşı Karşıya, www.sendika.org, 24 Ekim 2005. [2] Yoksulluk içinde yaşayan Kolombiyalıların çoğunluğu, yeni ilan edilen toprak reformundan ve kamusal işletmelerin (özellikle devletin petrol işletmelerini) savunulması siyasetinden etkilenmektedir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear