26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

12 ? ÇİZGİLİ DÜNYA Sosyal patlama Siyasi kriz üzerine C S E Aybike Koca TRATEJİ ÇİZGİLİ DÜNYA? Sosyal patlama Siyasi kriz üzerine 13 konomik sorunlara nereye kadar yabancı çözüm? The Guardian 8 Kasım TUSAM Çalışma Hayatı ve Türkiye Araştırmaları Masası [email protected] nin milliyeti ve rengi olmaz düşüncesiyle hareket edenlerin gözden kaçırdıkları noktada şu soru akla geliyor; Türkiye’nin milli güvenliği tehdit altında olabilir mi? Milli güvenlik sorunu ünyadaki toplam sermayesi 700 milyar dolar olan Suudiler, bunun yüzde D 70’ini ABD’de yüzde 10’unu kendi bünyesinde, yüzde 20’sini da Avrupa ve diğer bölgelerde tutuyor. Türkiye sağladığı olanaklarla artık yabancı sermaye için önemli fırsatlar sunuyor. Türkiye, özelleştirmeler ve yabancı sermaye konusunda ulusal güvenliğinide göz önünde bulundurmak zorunda. Her konuda Türkiye’nin yüzünü dışarıya dönmesi, ‘bir ülke ekonomik sorunlarını nereye kadar yabancı yatırım ve sermaye ile çözebilir?’ sorusunu da gündeme getiriyor. dir. Öyle ki Türkiye’nin kayıt dışı ve –her ne kadar güvenilir olarak tanımlansa da istikrarsız ekonomisi bu yatırımları engellememektedir. Bu sebeple gelen her sermayeye “büyük bir yatırım” gözüyle bakmak yanlış olacaktır. Kaldı ki gelen yatırımcı 4050 yıl ülkeden çıkmayacağını belirtmektedir. Bu sebeple yabancı sermayeye taraf ya da karşı olma düşüncesi ile hareket etmek gerekliliğini hatırlamalı ancak öncelik ülke çıkarlarının korunması olmalı ve yerli sanayiyi koruyan politikalarla yola devam edilmelidir. Aksi takdirde tüm ekonomik sorunların yabancı sermaye ile çözüleceği fikrine kapılıp, kapıların sonuna kadar açılması, sermaye ile birlikte gelebiolumlu olduğu kadar olumsuz etkilerine de maruz kalmıştır. Buna karşın bugün, doğrudan yabancı yatırımlar oldukça yüksek noktadadır. Bunun sebeplerini hem içte hem de dışta aramak gerekir. Türkiye’nin –özellikle son 3 yıldır yabancı yatırımcıya sağladığı imkanlar, yatırımların Türkiye’ye akmasına sebep olurken,[i] petrol fiyatlarının yükselmesi sonucu zenginleşen Arap ülkelerinin yatırımda ilk tercihi, jeopolitik yakınlık ve teşvikler sebebiyle, Türkiye olmuştur. Bunun yanında Türkiye’nin “seçilmiş ülke” olmasında, hükümetin Arap ülkeleriyle yakınlığı da yadsınamaz. Gelişmiş az sayıda ülkenin ürettiği sermayeyi gelişmemiş çok sayıda ülkenin paylaştığı dikkate alındığında Türkiye, şanslı gözükebilir. Türkiye gibi geniş bir pazar ve yatırım imkanı sağlayan, teşvik ve vergi indirimleriyle donanmış ekonomiye sahip olan bir ülke, yabancı sermayenin gözdesi olmaya devam edecektir. İç meselelere vakıf bir yabancı şirketin, oyunu kurallara göre oynayarak, yerli sanayiyi karlılık bakımından katlaması ise beklenen sondur. Çünkü yabancı sermaye, ülkeye istihdam getirebildiği kadar kârını maksimize etmek isteyen şirketlerin uyguladıkları politikalar sebebiyle işsizliği artırabilmektedir. Bu bağlamda Galataport ve TÜPRAŞ gibi rant yatırımlarının işsizliği körükleyebileceği unutulmamalı, rekabet şartları yurt içi yatırımcının lehine dönüştürülmeden yabancıya kapı açılmamalıdır. [i] 2003 yılında çıkarılan 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu ile yabancı sermayeli kurulacak şirket, şube ve iştirakler için Hazine Müsteşarlığı’ndan ön izin alma zorunluluğu kaldırılmıştır. Blair Brown Böyle gelmiş böyle gider The Guardian 14 Kasım The Guardian 10 Kasım Gizlidir er geçen gün Türkiye’ye ilgisi artan yabancı sermaye sahipleri, yatırım ortamının daha da iyileşeceği beklentisi ile hareket ediyor. Türkiye’nin en kalabalık şehrine konuşlandırılacak olan gökdelenler ve istihbarat alanında büyük öneme sahip olan iletişim sektörünün özelleştirilmesi sadece başlangıç niteliğinde. Dünya Yatırım Raporu’na göre, Türkiye’ye gelen doğrudan yabancı yatırım tutarı bir yılda 1 milyar 39 milyon dolar arttı ve Türkiye en çok yatırım çeken ülkeler listesinde otuz beşinci sıraya yükseldi. Bu seviyeyi korumaya ve yükseltmeye çalışan Türkiye başta, yaklaşık 700 milyar dolarlık sermayesinin yüzde 60’ını ABD’de, yüzde 30’unu Avrupa’da tutan Suudi Arabistan’ın yatırımlarını çekmeye çalışıyor. Bu uygulama özelleştirmelerle destekleniyor, gelen “tatlı” paralar satışları daha cezbedici hale getiriyor. Petrol fiyatlarındaki bir dolarlık artışın Suudi Arabistan’ın gelirlerine yıllık 3 milyar dolar ek gelir sağladığı düşünüldüğünde, son bir yılda ülke sermayesi oldukça genişlemiş olmalıdır. Dolayısıyla petrol zengini bu ülkeden Türkiye’ye uzun bir süre daha sermaye gelecektir. Artması beklenen görkemli yatırımları kaçırmak istemeyen Türkiye, yabancı yatırımcının sorun olarak addettiği yasal çerçeve, vergi ve teşvikler ile kayıt dışı ekonomi konusunda gereken tüm çabayı harcıyor. Bu da önümüzdeki süreçte Türkiye’de, yabancı sermayeyi çekmek için elverişli bir ekonomik ortamın yaratılacağını gösteriyor. Yabancı sermayenin, özellikle de Ortadoğu’daki en büyük petrol rezervine sahip ülke olan Suudi Arabistan’tan gelecek sermayenin, ekonomik büyüme açısından avantajları tüm çevrelerce bilinmesine rağmen olumsuz tarafları görülmüyor ya da görülmek istenmiyor. Sermaye H abancı sermaye bolluğunun yaşandığı şu dönemde, farklı konularla gündemin meşgul edildiğini, düzenlenen toplantılarla yerli sermaye ve sanayiden daha çok yabancı sermaye ve yabancılarla ilgilenildiğine şahit oluyoruz. Oysa refahın vergi indirimi ve teşviklerin yabancı sermayeden çok yerli sanayiye verilmesi halinde de sağlanabileceği, üstelik bu şekilde ülke çıkarlarının da korunmuş olacağı unutulmamalıdır. Mevlana’nın “ne olursan ol gel” felsefesiyle kucak açılan yabancı yatırımcılara servet değerindeki arsa ve mülklerin koşulsuz olarak bırakıldığını görüyoruz. Bu aşamada gelen sermayenin milliyetinin ve renginin önemli olmadığı söylense de, Arap sermayesi haricinde kayda değer başka bir yabancı sermayenin gelmediğini dikkate almak gerekiyor. Yabancı sermayenin Türkiye’yi tercihinde şüphesiz sadece vergi indirimleri ve teşvikler yoktur. Yabancıların ilgisini Türkiye’nin konumu ve potansiyeli de çekmekte Y Financial Times 11 Kasım lecek her türlü tehdide davetiye çıkarmaktadır. Yabancı sermaye ekonomiye yabancı! lkenin siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik çıkarlarının korunması ve bu çıkarlara yönelebilecek tehditlerin engellenmesine ülke çapında önem verilmektedir. Milli güvenlik konusu bir sorunsaldan öte, ülke çıkarlarının gözetimi hususunda sağlanmak istenen durumdur. Bu bağlamda bu duruma karşı olması muhtemel ekonomik dahil her türlü girişim AB, milli güvenliğe dair tüm tanımları ve kurumları eleştirse de sorgulanacaktır. Bir ülkeyi dıştan fethedemeyen güçlerin, hedeflerini gerçekleştirebilmek için içeriye sızma taktiği yüz yıllardır uygulanmaktır. Bu çerçevede Türkiye, 1980’den sonra yaygınlaşan yabancı sermayenin Ü The Guardian 10 Kasım The Economist 12 Kasım Arap sermayesinin yeni durağı Türkiye Bakan Blunkett istifa etti The Guardian 9 Kasım The Independent 3 Kasım
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear