26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Tütün piyasalarındaki sorunlar Oktay ÇELİK Sebahattin BATUR Mehmet Emin ARSLAN D ört yüz yıllık üretim geleneği içinde Anadolu insanının elinde bir sanatçı duyarlılığı ile işlenip ıslah olan ,400 milyon dolarlık net ihracat getirisi sağlayan ,kalitesi dünyaca kabul görmüş, fakir toprakların yarı tok insanlarına ekmek kapısı olmuş Türk Tütünün geleceği 4733 sayılı Tütün yasası ile tehdit altındadır. 2001 yılından beri özelleştirme kapsamında tutularak yatırımları engellenen, kimi çalışanları İFP kapsamında savrulan,halen çalışanlarının da belirsizlik içinde moral değerleri alt üst edilen,eli kolu bağlanan TEKEL, çok uluslu kurtların dahil olduğu bir sofrada kendi kendini tasfiye sürecine çoktan sokulmuştur.Türk Tütününden imal yerli sigara markalarının bu haksız rekabet ortamında yok edilmesi kurgusu,özelleştirme bedeli bile ödemeden piyasanın sahibi olmak isteyenlerin yıllardır oynadıkları bir oyunun son hamlesidir. ABD’de Çiftlik Yasası,AB’de Ortak Tarım Politikaları ile tarım sektörü milyar dolarlarla desteklenirken 2002 yılında çıkarılan 4733 sayılı Tütün Yasası ile tütünde desteklemeye son verilmiş,yerine adeta “ölen ölür kalan sağlar bizimdir ”dercesine vahşi doğal seleksiyon yöntemi ile üretici sistem dışına itilmiştir..Dünyanın en liberal ekonomilerinde bile böylesi piyasacı tarım politikasını görmek mümkün değildir. Yasanın yürürlükte olduğu 2002 2006 döneminde sistemdeki üreticilerin % 50 si tütün üretimin den vazgeçmiştir. AB’de Ortak Piyasa Düzeni içinde, tütünde üretim planlaması,kota kapsamında prim ödemesi,özel yardım,kota geri alım uygulamalarına yer verilirken Türkiye’de 4733 sayılı yasa bu tür politikalara hiç yer vermemiş ,sözleşme dışında üretilen tütünlerin artırmalı satış merkezlerinde alıcısı çıkmaması durumunda ne olacağı hususuna sessiz kalmış,üretim planlaması,çiftçi örgütlenmesi, Müdahil kuruluş gibi yapısal dönüşüm politikalarını hiç aklından bile geçirmemiştir .Bu hali ile yasa AB mevzuatına da uygun değildir Tütün Piyasalarının düzenlenmesi görevi 4733 sayılı yasa ile TAPDK’a verilmiş ancak Kurum yasada önerilmeyen yapısal dönüşümleri yönetmeliklerle gerçekleştirememiş , yeniden yasal düzenlemeye ihtiyaç duyulmuştur. Yasa bugün TBMM gündemine Alkol Piyasası ve Kurum idari yapılanması ile ilgili değişiklik teklifi ile gelmiş ancak ne yazık ki Tütün üretiminin sürdürülebilmesi için gerekli politikaları düzenlemeyi hiç aklının ucundan bile geçirmemiştir. Ulusal düzeyde nerdeyse tüm sektör bileşenlerinin ortak tespiti olan olum suzlukları bünyesinde olduğu gibi korumaktadır.. Yine bu dönemde TEKEL’in devre dışı kalması ile doğan denetleme boşluğunda TEKEL markaları en büyük zararı görmüş, kaçak ve sahte sigara nedeni ile toplumsal sağlığımız tehdit altına girdiği gibi, vergi kaybı 1 milyar dolarlık seviyelere ulaşmış,kaçakçılık milli bir afet halini almıştır. 1925 yılında genç cumhuriyetin son verdiği tütünde esaret dönemi tüm boyutları ile bugün karşımızdadır. Türk Tütünü TBMM de bekleyen yasa tasarısı ve özelleştirme portföyündeki Milli TEKEL için yeniden M.Kemal’lerini beklemektedir TEKEL derhal özelleştirme kapsamından çıkarılmalı prangaları çözülmelidir Koşullar sağlandığında Piyasanın diğer aktörleri ile dişe diş rekabet edebilecek her türlü mali gücü ,moral değerleri kendi bünyesinde mevcuttur. Kılçığı kaldı sanılan TEKEL tekrar nasıl şaha kalkacak görülecektir.. Özelleştirme sonrası Et ve Balık Kurumunun piyasadaki düzenleyici rolü fark edilince bugün tekrar hayata döndürülmüştür.TEKEL ’in kapsam dışına çıkarılması uzadıkça meleke ile üretim yapan 47 yaş ortalamasına sahip tütün çiftçisini bir daha geri döndürmek mümkün olmayacak,düzenlenecek bir Türk Tütün Piyasası da kalmayacaktır. Özelleştirme politikaları Av.Tülay ÖZERDEM * T ürkiye Şark tipi(Oriental) tütün üretiminde dünyanın en önde gelen ülkesidir. Tütüncülük sektörüne adını Türk tütünü olarak yazdırarak markalaşan ürünümüzün, 80’li yıllardan sonra uygulanan politikalar neticesinde bu gün varmış olduğu nokta gerçekten yürek burkmaktadır. 1984 yılında yabancı ürün ithalatına izin verilmesi, 1986 yılında ise tütünde devlet tekelinin kaldırılması ile işlemeye başlayan süreç, TEKEL’in özelleştirme kapsam ve programına alındığı 2001 yılı başlarından itibaren çok daha dramatik bir gelişme göstermiştir. Bu noktada, 4733 sayılı Tütün Kanunun olumsuz etkilerini de gözardı etmemek gerekir. 80’li yılların ortasından başlayarak bu güne getirilen yanlış tütün politikalarının (ya da ulusal politikasızlığın) tütün sektörümüz üzerindeki sonuçlarını; TEKEL hakimiyetininin sonu, Tütün üreticilerinin azalması, Tütün üretiminin düşüşü, Üreticilerin güvencesizliği, Tütün ürünlerinin tüketiminin artışı ve başlama yaşının düşüşü, ola rak sınıflandırmak mümkündür. Oysa, tütün, Türkiye tarımı için son derece önemli bir yer taşımaktadır. Yetiştiği toprak vasfı itibarıyla tarımsal kesimin en yoksul bölümü için istihdam ve geçim imkanı yaratırken, öte yandan, bu toprakların üretim alanında kullanılmasını sağlamaktadır. TEKEL’in özelleştirilerek tasfiyesi halinde tütüncülüğümüz tamamen yabancı şirketlerin inisiyatif ve çıkarlarına bağımlı olacak ve gerek sosyal politika gerekse çevre sorunları açısından Türkiye telafisi mümkün olmayan hasar görecektir. Bu çerçeve içerisinde tütüncülüğümüzün geleceğini kurtarmak, tütün ekicilerimizin istihdam ve geçim alanlarını koruma altına almak, ulusal bir tütün politikası oluşturmak zorunluluğu bulunmaktadır. TEKEL’in özelleştirilmesinden vazgeçilmesi, modernize edilerek ayakta tutulması, tütünde destekleme sisteminin akılcı bir politikayla yeniden hayata geçirilmesi, kaliteli tütün üretiminin teşviki, tütün üreticilerinin büyük şirket çıkarları karşısında hukuki güvence altına alınması, ekici birliklerinin güçlendirilmesi gibi önlemlere ihtiyaç duyulmaktadır. *Tek Gıda İş Genel Sekreter Yardımcısı 20. SAYFA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear