26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Organik doğal renkli pamuğun önemi Prof.Dr.Aynur GÜREL * Yrd.Doç.Dr.Hüseyin AKDEMİR * Ç oğunlukla gelişmiş ülkelerde, gerek üretim ve kullanım sırasında, gerekse de atık aşamasında insana ve çevreye zarar vermeyen maddeler ve yöntemlerle üretilen ürünler teşvik ve tercih edilmeye başlanmıştır. Çevre dostu ürünlere olan talep, tekstil ve konfeksiyon ürünlerini de etkilemiştir. Doğal lif kullanımında artışların olması ve doğal ürünlerin yetiştiriciliğini esas alan biyolojik veya ekolojik tarım sistemlerinin gelişme göstermesi, pamuğu daha da önemli hale getirmiştir. Boyamarenklendirme endüstrisinin gelişmesi ile verimli ve kaliteli beyaz pamuklar, arzu edilen moda renklerin uygulanması sonucunda geçtiğimiz yüzyılın en önemli ticari ürünleri olmuştur. Beyaz pamuk elyafı, konfeksiyon aşamasına gelinceye kadar, boya başta olmak üzere bazı kimyasal maddelerle işlem görmektedir. Boya kullanımı, bir taraftan çevreye zarar verirken, öbür yandan da insan sağlığını tehdit edebilmektedir. Doğal renkli pamukların, kendi doğal renkleriyle tekstilde kullanılmalarından dolayı, boyama maliyeti elimine olmaktadır. Bunun yanı sıra, enerji açısından da tasarruf sağlanmaktadır. Pamuk, ülkemizin geçmişten bu yana, temel tarım ve sanayi ürünlerinin başında gelmektedir. Bundan 1520 yıl öncesine kadar içte ve dışta, doğal renkli pamuktan pek söz edilmezken, son zamanlarda yeni alternatif tekstil ürünleri açısından artan taleplerle karşılaşılmaya başlanmıştır. Bunun sonucu olarak, son on yılda organik tarım ürünlerinin özellikle gelişmiş ülkelerde giderek önem kazanması ile araştırıcıların dikkatleri, genetik olarak kahverengi, deve tüyü ve yeşil tonlarda liflere sahip olan renkli pamuk materyalinin üretimine çevrilmiştir. Ülkemizde 90’lı yıllardan bu yana, doğal renkli pamuk genotipleri üzerinde üretim ve tekstilde kullanımlar açısından gerçekleştirilen çalışmalar yardımıyla önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Bunun sonucunda, farklı gen kaynaklarından sağlanan doğal renk pigmentli pamuk ma teryalleri üzerinde klasik ıslah yöntemlerinin kullanılması ile deve tüyü ve kahverenginde elyaflara sahip pamuk çeşit ve hatları geliştirilmiştir. Organik doğal renkli pamukların ülkemizde geniş alanlarda izolasyon koşulları dikkate alınarak üretilebilmeleri için; Organik tarımın esasları ve doğal renkli pamuğun önemi hakkında üretici birlikleri ile işbirliği yapılarak gerekli eğitim verilmeli ve çiftçi bilinçlendirilmelidir. Tekstil açısından alternatif ürünler sunan doğal renkli pamuk genotiplerini üreticilerin istekle yetiştirebilmelerini sağlamak üzere tekstil sektörünün desteğiyle sözleşmeli tarım modeli uygulanmalıdır. Doğal renkli pamuklardan elde edilen iplik, kumaş ve konfeksiyon ürünlerinin tanıtımına ve iç ve dış piyasada yeni pazar araştırma ve geliştirmesine gereken önem verilmelidir. Renkli pamuk genotiplerinin üretilmeleri ve tekstilde kullanımlarının yaygınlaştırılması için daha yoğun araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu nedenle, başta Üniversiteler, Tarım Bakanlığı’na bağlı Araştırma Enstitüleri olmak üzere kooperatifler, ziraat odaları, çiftçi örgütleri ve tohum firmaları arasında koordinasyon sağlanmalıdır. * Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Biyomühendislik Bölümü, İzmir * Ege Üniversitesi Ödemiş Meslek Yüksekokulu, İzmir Bitkisel üretiminin yapısı Tuğrul YEMİŞÇİ * T Ülkemizde süt inekçiliği Mehmet VAROL * D eğerli katılımcılar, Avrupa Birliği olgusundan bu yana, ülkemizde kafalar çok karışık.Herkes çok şeyler söylüyor ama hayvancılığımızın ve süt üretimimizin gelişmesi adına kimsenin hiç bir şey yaptığı yok. Hükümetlerin olumlu olarak yaptığı tek şey yem bitkisi ekilişlerinin desteklenmesi.Onun dışında, uyguladığı süt inekçiliği projeleri evlere şenlik. Hâlâ 100x250x250x450x6 gibi ortaklar mülkiyetinde uygulanan projelerde ısrar ettiği gibi bu projelerin uy gulanmasında da ayrı ayrı ahırlarda ısrar etmektedir.Bu ahırlarımız kullanılış itibariyle sağlıksız, merkezi sağım üniteleri olmadığı için üretilen sütler kalitesiz olmaktadır.İşte, hükümetler bu mantalite ile projeler uygulamaya devam ederlerse ülke hayvancılığımızı,ve buna bağlı olarak süt inekçiliğimizi katlederiz. Biz, Avrupalı süt üreten üreticiler ile aynı kulvarda yarışabilmek için yeniden yapılanmak makro ve mikro düzeyde projeler ile ülkemizde planlamalar yaparak,birim alanda üretimi artırmak,üretimde maliyeti düşürüp kaliteyi yükseltmek zorundayız. Benim sunacağım bildirim, süt inekçiliği ve süt inekçiliğinin var olan sorunları ve bu sorunların çözüm önerilerini içer mektedir. Ülkemizde özel sektörün süt üretimi adına yaptığı çok önemli projeler ve yatırımların olduğunu görüyoruz.Ama ülkemizin birde görünmeyen arka yüzü yani köy ve kasabaları mızın gerçeği var.Buralarda üretim ibdidai işletmelerde ve ibdidai yöntemlerle yapıldığı için, buralarda kaliteyi yakalamak mümkün değildir.Sözü edilen işletmelerde sağmal inek sayısı 1 5 arasındadır.durum böyle olunca kapalı ahırlarda beslenilmekte genellikle elle sağımı yapılmakta,makine ile sağım yapılsa bile süt soğutulamamaktadır. Buralarda kaliteyi yakalamanın tek yolu mevcut işletmeleri terk edip büyük ölçekli işletmeler kurup sağlıklı ortamlarda,merkezi sağım ve soğutma sistemleriyle sağlıklı sütü üretmek zorundayız. Bunları yaparken çiftçi ve köylülerimize düşen görevler olduğu gibi,Hükümetlerinde sorumlulukları vardır.Öncelikle köy ve kasabalarımızda konu ile ilgili ciddi eğitim ve bilgilendirme çalışmaları yapılmalı toplu ahırlar konusunda üreticilerimiz ikna edilmelidir. Toplu ve modern işletme kurmak isteyen kişi ya da kuruluşlar düşük failli krediler ile teşvik edilmelidir. Hükümetler kooperatiflerimizin uyguladığı ortaklar mülkiyetindeki projeleri terk ederek, kooperatifler mülkiyetinde ortakların katılımı ile modern ve büyük işletmeler kurmaları konusunda kooperatifleri teşvik etmelidir.Bütün köylerimizde köylünün tamamının ortak kullanabileceği modern ahırlar kurulmalı köylerimizdeki mevcut hayvanlarımız bu modern ahırlara yerleştirilmelidir. Süte teşvik yerine, sütte, kaliteye teşvik verilerek kaliteli üretim yapan üretici ödüllendirilmelidir. * KöyKoop Merkez Birliği emel hedefi hızla artan dünya nüfusunun beslenme ihtiyacının yeterli düzeyde karşılanabilmesi olan tarım, diğer bir çok ülke için olduğu gibi Türkiye için de milli gelire ve istihdama katkısı, tarımsal sanayiye hammadde sağlaması, diğer sektörlere kaynak aktarması, dış ticaret ve ödemeler dengesine etkisi gibi nedenlerle ekonomik ve sosyal açıdan stratejik bir sektör konumundadır. Bu nedenlerden dolayıdır ki dünyada her ülke tarım sektörünü farklı miktarlarda desteklemektedir. Her ülke için tarım sektörünün geleceği, sürdürülebilir bitkisel üretim ve siyasi istikrar ortamının tam olduğu, hükümetlerce kararlılıkla uygulayan uzun vadeli tarım politikalarının üretilip uygulanabilirliğine bağlıdır. Artık günümüzde hemen hemen her sektörde rekabetin kızıştığı küreselleşen dünya düzeninde, sağlıklı ve kaliteli tarım ürünleri üretimi, gıda güvenliği gibi kavramlar ön plana çıkmıştır. 1990’lı yıllarda etkileri yoğun bir şekilde hissedilmeye başlanan küreselleşme süreci Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin tarım sektörünü gerek bitkisel üretim ve hayvancılık gerekse üretici gelirleri boyutundan olumsuz yönde etkilemiştir. Çünkü gelişme düzeyi yüksek ve dolayısıyla da destekleme amacıyla kullanabilecekleri mali kaynakları fazla olan gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ve bu arada tarım ve bağlantılı sektörlerden elde ettikleri gelirler ile kalkınmasını sağlamaya çalışan ülkeler arasında temelde destekleme şekli ve miktarları açısından farklılıklar olması nedeniyle haksız rekabet ortamı doğmuştur. Kuşkusuz ülkemizde mevcut tarımsal yapının daha uzun süre varlığını sürdürmesi imkansızdır. Zira, sektörde yaşanan olumsuz gelişmeler tarımın yeniden yapılandırılmasını kaçınılmaz kılmaktadır. Dolayısıyla AB’ye uyum gibi dışsal dinamikler yanında sektörün ve Türkiye ekonomisinin içsel dinamikleri de tarımda köklü dönüşümlere işaret etmektedir. Ulusal Tarım Kurultayı sırasında altı başlık altında oluşturulacak çalıştay gruplarında sunulacak bildirilerin sektör açısından olumlu gelişmelere kaynaklık etmesini temenni ediyorum. Tartışmanın da tarım sektöründe önemli açılımlar sağlayacağı inancındayım. *TOBB Türkiye Tarım Meclisi Başkanı İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı 14. SAYFA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear