Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
O K U R L A R A Adalet Ağaoğlu 19691996 yılları arasında tuttuğu günlüklerini iki cilt halinde ve 'Damla Damla Günler' adıyla kitaplaştırdı. İlk cilt 19691983 yıllarını, ikinci cilt ise 19831996 yıllarını kapsıyor. 'Damla Damla Günler', “Yazınsal duyarlığı ile toplumsal duyarlığı hep el ele gitmiş bir Cumhuriyet aydınının gözünden, içinden hep birlikte geçtiğimiz o hareketli ve hararetli günlerin hem soluk soluğa hem de defalarca okunacak izleri”ni sürüyor. Romanları, tiyatro yapıtları, radyo oyunları, denemeleri ve anı kitaplarıyla çağdaş yazınımızın ustalarından olan Adalet Ağaoğlu'na günlükleri ve unutmamamız gereken günleri bizlere bir kez daha anımsattığı için teşekkür ederiz.. Ağaoğlu'nun günlüklerini Gamze Akdemir değerlendirdi. Bugün Irak'ta olanları, köktendinci akımlarla emperyalizmin iç içe geçmiş ilişkilerini, emperyalistlerin yetiştirip, kullanıp, Afganistan’daki demokratik devrimi boğdurduktan sonra kirli bir mendil gibi sokağa attığı Bin Ladin'i daha derinden tanımak için… Mustafa Kemal'i örnek alıp, laikliği benimseyen, Süveyş kanalını millileştirince İngilizlerin desteğiyle Nasır'a karşı ayaklanan Müslüman Kardeşler'i tanımak için… Son yıllarda emperyalizmin desteğiyle Mustafa Kemal'e yapılan saldırıları anlamak için… Vahap Erdoğdu'nun kitabı'Sermayenin Küresel Egemenliği ve İslam'ı okumaları gerekiyor. Erdoğdu ile Metin Demirtaş konuştu. Lawrence Durrell kimileri için “Muhteşem Lawrence”, kimileri için bir oryantalist. Kendisi bir yazısında “Frenkler Doğu'ya gittiğinde ya bu insanları gözlemler, ya da onlardan kötü edebiyat yapar” diyordu. Durrell'ın “kötü edebiyat” yapmadığı açık. Avignon Beşlisi'nde okuru yine labirentlere sokuyor, yolunu kaybettiriyor, başını döndürüyor. Durrell'in 'Avignon Beşlisi'ni Türey Köse değerlendiriyor. Bol kitaplı günler… B eni makaraya almaya bayılır Burak Şuşut; “yazın okunacak kitaplar listemizde Hindemith'in Ses İşçiliği de yeralıyordu” derken, kıs kıs gülmeyi savsaklamadı; son karşılaştığımızda. Doğrudur: Soruldu, dörtbeş kitap ismi verdim, onlardan biri de Paul Hindemith'in kitabıydı: İyi seçilmiş, iyi çevrilmiş, çok iyi basılmış (Norgunk, Yavuz Oymak çevirisi) bir çalışma. “Yahu, gerçekten de uçmuşsun” dedi bir başka arkadaşım: “Yazın sıcağında Hindemith okunur mu?”. Bende anlama güçlüğü vardır ezelden beri, enikonu kalın kafalı sayılırım, dolayısıyla gene anlayamadım: Hindemith ne zaman okunabilir? Şubat ayı mı en uygun çözüm olur, Ekim mi? Tatilde okunamayacağına göre, nerede yapılmalıdır o iş? Kalın kafalıyım ama, anlamıyor da sayılmam: Aslında, “Hindemith okunur mu?” diyemiyorlar da, ondan böyle çıkışları yeğliyorlar. Öyle ya, kime ne “Ses İşçiliği”nden? Dinledikleri müzik ortada ayrıca; bir üçüncüsü, NTVRadyo'daki programımda dinlettiklerim yüzünden bir suç duyurusunda bulunmayı aklından geçirmiş (sanırım 301'e uyar durum), haklı: Gerçekten de, aşırı uçlara yatkın olanları tez elden içeri tıkmak en doğrusu. Bir başka dostum, Armağan Ekici, yapıtlarına pek az âşina olduğum Hollandalı çizer Jost Warte'nin 12 kartpostaldan oluşan bir dizisini getirdi son gelişinde: “Okumanın Zararları” temalı bir çalışma. Çizgileri şirin, yaklaşımı kırbaçsı Warte'nin. Okumanın zararları arasında seksten uzaklaştırmayı, televizyondan soğutmayı, yemeğe aşırı tuz koyma türü dalgınlıklara yol açmayı, kabızlık yaratmayı, dahası: Okuduklarından etkilenerek adam öldürmeye kalkışmayı sıralamaktan geri durmamış. Bu sonuncu örnek, bana, şimdi bir kitabevi işleten bir arkadaşımın vaktiyle, Dos Paul Hindemith toyevski okurken babasını öldürmeye teşeb Enis BATUR Pervasız Pertavsız Okumanın zararları büs etmiş olmasını anımsattı Warte daha dalga geçsin. Okumak, tiryakilik yaratmadıkça, yararlıdır. Sorunsa sorun, bir aşama geldiğinde başlar. Seksten, televizyondan uzak tutmasını, kabızlığa ya da cinayet işleme eşiğine vardırmasını bilemem ama, okumaya hayatında geniş ve süreğen bir yer açan kişi, çoğu kez farkına varmaksızın kendisi dış dünyadan yalıtmaya, içindeki öteki dünyaya geçmeye, orada yaşamaya koyulur. Birdenbire gerçekleşmez o geçiş, zamanlar ister; gelgelelim, ayırdına varıldığında geridönüş olanağı pek kalmamıştır, görülür. Geçişin uzunca bir zaman dilimine yayılmasını sağlayan ana etmen, yolunu tuttuğunuz diyarda benzerlerimizin olduğunu, çevremizden bir avuç hısmınızın yolda size eşlik edeceğini bilmenizdir. Ne ki, bu da bir aşama sorunudur: Geridönüş şansınız kalmadığında, en az benzerleriniz kadar yalnız olduğunuzu kavramakta gecikmezsiniz. Tiryaki okur, gün gelir, benzerlerine benzemediğini anlar: Ben Quevedo'yla uğraşıyorum, o Milarupu'ya takmış: Neyi, nasıl paylaşacağız? Okumanın belirgin zararlarından bir başkasının, çok okuyanların çoğunun an gelip yazmaya da başlamalarında biçimlendiğini söyleyebiliriz. Onca kelime, cümle kafatasının içinde rahat duracak değil ya, punduna getirip harekete geçeceklerdir. Gerçi hiç okumadıkları, hattâ bununla övündükleri halde yazar olanlar gelebilir burada akla ama, bizim ülkemize özgü bir türdür bu, genelleme yapamayız. Okumaktan kaynaklanan, oysa kimsenin kabule yanaşmadığı bir zarar, okumanın anlaşılamamasına bağlı olarak ortaya çıkar. Her kafadan bir ses çıkar. Her yorum bir öncekini yalanlar. Öylesine kaygan bir zemin yaratır ki Anlam, kitabın yazarı bile onun üzerinde uzunboylu bir hakka sahip değildir. ? TURHAN GÜNAY eposta: cumkitap@cumhuriyet.com.tr turhangunay@cumhuriyet.com.tr İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına İlhan Selçuk? Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız ? Yayın Yönetmeni: Turhan Günay ? Sorumlu Müdür: Güray Öz ? Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı ? Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. ?İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişliİstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 ? Baskı: İhlas Gazetecilik A.Ş. 29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna İstanbul Tel:0 (212 454 30 00 ? Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden / Reklam Müdürü: Eylem Çevik? Tel: 0 (212) 251 98 74 75 0 (212) 343 72 74 ?Yerel süreli yayın ? Cumhuriyet Gazetesinin ücretsiz ekidir. CUMHURİYET KİTAP SAYI 908 SAYFA 3