24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Osman Şahin’in öyküleri, ‘Tales From The Taurus’ adıyla İngilizce yayımlandı Bir Yazın Virtüözü: Osman Şahin ? Talat S. HALMAN Osman Şahin’in en üç seçme öyküsü, Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi’nce ve Prof. Talat S. Halman’ın ‘Bir Yazın Virtüözü: Osman Şahin’ önsözüyle yayımlandı. Çeviriler, Boğaziçi Üniversitesi Yüksek Çeviri Bölümü Başkanı Prof. Suat Karantay, Öğretim görevlisi Jean D. Carpenter Efe’nin denetimlerinde, Yüksek Çeviri Bölümü öğrencileri, Nihal Şen, Gülsüm Cihan, Özlem Erdoğan, Faruk Saadet, Burcu Sipahioğlu, Hilmi Emin tarafından yapıldı. Çeviride yer alan öyküler: Tomruk, Dişler, Selam Ateşleri, Yeşil Süvari, Köstebek, Çan, Sonuncu İz, Ustaahmet Çeliği, Değişim, Fırat’ın Cinleri, Sarı Sessizlik, Güneş’in Sarı Eli, Kayalara Vurmuş Suretin. Ayrıca Osman Şahin’in ilk öykü kitabı Kırmızı Yel’de yer alan, 1978 yılında Korhan Yurtsever tarafından filme alınan, aynı yıl Antalya Film Festivali’nde ödüller kazanan, birçok yabancı dile çevrilen ‘Fırat’ın Cinleri’ öyküsü, son olarak Hollanda’da, Modern Türk Öyküleri Antolojisi’nde yer aldı. Editörlüğünü Jessica Nash’ın yaptığı Antoloji, Atlas Yayınları’nca yayımlandı. Aşağıda, Prof. Talat S. Halman’ın, ‘‘Bir Yazın Virtüözü: Osman Şahin’’ adlı önsöz yazısını sunuyoruz. SAYFA 8 2 005 yılında televizyonda yapılan bir söyleşide, Türk yazın virtüözü Osman Şahin başucu yazarları arasında Stefan Zweig, Elias Canetti, Rainer Maria Rilke ve Yaşar Kemal’in özel bir yeri olduğunu belirtmişti. Şahin’in eserleriyle bu birbirinden görünürde oldukça farklı edebi kişiliklerin yapıtları arasındaki bağlantılar yadsınamaz. Bununla birlikte, Şahin’in bu yazarların hiçbirine büyük bir borcu da yoktur. Şahin, Zweig gibi, sürükleyici bir insanlık dramını gözler önüne serer. Canetti gibi kimliğimizin ve sosyal koşulların derinine iner. Lirik gücü ve şairsel içgüdüleri birçok bakımdan Rilke’yi anımsatır. Osman Şahin’in temalarının ve estetik kaygılarının zenginliği Türkiye’nin en önde gelen yazarı olan Yaşar Kemal’in yapıtlarında da gözlemlenebilir. Ancak bu benzerliklere karşın, Şahin’in sahip olduğu anlatım dehası kendine özgüdür ve taklit edilemez. 1983 tarihli öykü kitabı Acı Duman’ı incelediğim ve 1984 yılında World Literature Today’de yayınlanan bir yazımda şunları belirtmiştim: ‘Şahin’in öykülerindeki yoğunluk ve ritmik yapı başdöndürücüdür. Türk yazınındaki pek az yazar birkaç sayfalık bir betimlemeye böylesine yoğun duyguları sığdırabilir.’ O zaman yaptığım bu gözlem Şahin’in yazın sanatının ilerleyen yıllardaki gelişimi karşısında geçerliliğini sürOsman Şahin, Erdal Öz’le birlikte... dürmüştür. Bu kitaptaki on üç öykü bunun kanıtıdır. Öykülerin herbiri, otantik bir Türkiye gerçekliğini ortaya koymakla birlikte okuyucuya güçlü bir evrensel gerçekliği de sunmaktadır. 1940’ta doğan Osman Şahin (resmi belgelere göre doğum tarihi 1938’dir) Türkiye’nin güneyindeki bir köyde büyüdü. İlkokula bu köyde devam etti. Başarılı bir genç olarak, ilkokulun ardından Diyarbakır’daki Dicle Köy Enstitüsü’ne alındı. (İlerici bir kimliğe sahip olan köy enstitüleri 1940’ların sonunda sol eğilimli oldukları gerekçesiyle kapatılmıştır.) Daha sonra Ankara’daki bir Beden Eğitimi Enstitüsü’nden mezun oldu ve beden eğitimi öğretmeni olarak uzun yıllar boyunca Türkiye’nin birçok yöresinde (Malatya, Siverek, İzmir, Karamürsel, İstanbul, Trabzon) görev yap tı. Son görevinden resen emekli edildi. 1982’den bu yana bağımsız bir yazar olarak çalışmaktadır. Şahin yazın yaşamına 1971 yılında Cumhuriyet’in kültür ve sanat ekinde yayınlanan ‘Kırmızı Yel’ adlı öyküsüyle başladı. Öyküleri çeşitli dergi ve gazetelerde yayınlandıkça ünü arttı. Bugüne dek Şahin’in on iki öykü kitabı yayınlanmıştır. 1992 ve 1995’te ise iki romanı yayınlandı. Bunların dışında Şahin’in iki röportajı (bunlardan biri Yaşar Kemal üzerinedir), bir çocuk kitabı, gençler için bir romanı, Anadolu halk bilmecelerini derleyen bir kitabı ve iki de belgesel nitelikte romanı yayınlanmıştır. Şahin’in çocukluğu ve ilk gençliği Türkiye’nin en çarpıcı güzellikte ancak aynı zamanda yoksul iki bölgesinde geçmiştir: Fırat vadisi ve Toros dağlarında. Bu iki unsur, doğanın büyüleyici güzelliği ve insanlığın çektiği acılar, Şahin’in yapıtlarında birbiriyle sürekli çatışma içindedir. Bir keresinde Şahin şu duyarlı vurgulamada bulunmuştu: ‘Tanık olduklarımı ve yaşadıklarımı aktarmak için birçok nedenim vardı. Fırat bölgesinde hergün acı insanlık gerçekleriyle karşılaşıyordum: Ağaçlar gövdelerini ve dallarını yitirmişti ve pörsümüş kökleriyle yaşamlar zorlukla sürdürülebiliyordu.’ Şahin’in öykülerinin en başarılı yönlerinden biri, iyi yürekli, yalın, ancak yoksulluk içindeki halkın yalnız doğa nın zulmüne ve acımasız bir feodal ekonomiye karşı değil, amansız bir dini tutuculuğa karşı da çabalamalarının etkileyici betimlemesidir. İnsanların toprağı, yolu, insanca konforları ve çoğu zaman umutları bile yoktur. Temel olarak, Osman Şahin’in yapıtlarının ‘Köy Romancılığı’ olarak bilinen ve Türk edebiyatında 1940’lardan sonra baskın bir akım olarak ortaya çıkan türün örneklerinden olduğu söylenebilir. Öykülerinin çoğu acı çeken, kimi zaman sabırlı, kimi zaman başkaldıran kırsal kesim insanlarını konu almaktadır. Ancak Şahin’in yazını şimdi hemen hemen ortadan kalkmış olan ‘Köy Romanı’ türüne indirgenemez. Psikolojik derinliğe inmekteki ustalığı nedeniyle Şahin, eserleri bu konuda yeterli olmayan birçok yazarı geride bırakmıştır. Şahin’i öykülerinden kimi, özellikle Kolları Bağlı Doğan’dakiler kendisinin hapishane deneyimleri üzerinedir. Osman Şahin’in betimlediği görünümler ve kişilikler öylesine dramatik ve canlıdır ki Şahin doğal bir senaryo yazarı olarak da iz bırakmıştır. Tekniği cinéma vérité’ye benzetmekle birlikte, okurlarına köylülerin ve genelde emekçilerin iç dünyalarına derinlemesine bir bakışı da sunar. Çoğu zaman birkaç akıllıca fırça darbesiyle, kırsal yörelerdeki korkunç yoksulluğun dramını yansıtır ve o bölgelerde yaşama savaşı veren erkek ve kadınların onurunu gözler önüne serer. Önemli bir konu da Şahin’in Türkiye’nin önde gelen senaristlerinden biri olmasıdır. Bugüne dek, yirmi ikisi çekilen otuz film için senaryo yazmıştır. Bu filmler Türkiye’de ve yurtdışında otuz beşin üzerinde ödül kazanmıştır. Bu ödüllerden ikisi ‘Tomruklar’ ve ‘Fırat’ın Cinleri’ adlı her ikisi de bu kitapta yer alan öykülerin film versiyonlarına verilmiştir. Şahin gerek Ankara Uluslararası Film Festivalinde, gerekse Antalya Film Festivali’nde Yaşam Boyu Başarı ödülleri kazanmıştır. Edebi ödülleri ise Türkiye’nin en prestijli ödüllerinden bazılarını kapsamaktadır. Sait Faik Abasıyanık, Ömer Seyfettin ve Yunus Nadi (iki kez) ödülleri bunların arasındadır. Şahin’in yazını kendi ülkesi dışında da dikkat çekmiştir. İsveç, Macaristan, Polonya, Almanya, Hollanda ve Fransa’da öykülerinin çevirileri yayınlanmıştır. İngilizce konuşan okura ulaşmalarının zamanı çoktan gelmiştir. Torostan Öyküler yazarın kendisi ve editör Bn. Jean Carpenter Efe tarafından seçilmiş olan, Şahin’in en çarpıcı öykülerinden on üçünü içermektedir. Sekiz farklı kişi tarafından yapılan çeviriler doğru, titiz ve yazarın eserlerine sadık olmakla birlikte, İngilizce deyimlerin kullanımında da çok güçlüdür. Bn. Efe’nin kitabın editörlüğündeki başarısı övgüye değer. Bu seçki İngilizce basılan bir avucu geçmeyen Türk öykü antolojilerinden biridir. Eser Osman Şahin’in virtüözlüğünün zirvesini ve Türk yazınındaki büyük bir başarıyı simgelemektedir. ? İngilizce aslında çeviren: Yard. Doç. Dr. Ayşen Dilek Lekon Tales From The Taurus/ Osman Şahin/ Boğaziçi Üniversitesi Yayınları/170 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 857
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear