28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

? ye düşünüyorum. Çünkü belki. Aklıma geldikçe notlar “Geçmiş İstanbul’un kimliğini yitirmemiş İstantutmaya başladım. Şimdi öyle geri gelmeyeceğini biliyorum. Geriye bul bugün sadece o yapıtbir not defterim var. İstanbul kalan kentsel mirası larda yaşıyor. yazılmakla bitecek gibi değil. korumak için yazı Bu bağlamda yazılmış Mesela bu kitapta "Yitik Bir yorum. ” ‘Resimlerde İstanbul Soİstanbul Romanı" kakları’, ‘Yenilik’ gibi yazıdiye bir yazı var; larına resim eleştirileri diorada Kazlıçeşyemeyiz herhalde. Resim me’den söz açtım. sanatından çok, resimlerin, Daha sonra semte peyzajların sende yarattığı ve çeşmesine dair çağrışımlar üzerinde duruyepyeni bilgiler yorsun. edindim, işte yeni Hatta, o resimler beni bir yazı konusu. Zayine anılara, İstanbul anılaman ilerledikçe, rına götürüyor. Her şehrin yaşlanıldıkça bakış biricik bir ruhu vardır. Toaçısı da değişiyor. kat’ın ruhu vardır. BurGençlikte gözünüze sa’nın, Sinop’un... O ruhu çarpmayan İstanbul sanat eserleri, sadece onlar köşeleri, bir de baduyumsayabilir. Tokat’a gikıyorsunuz, yepyeni derken Cahit Külebi’nin anlamlar edinmiş. mısraları sizinledir, gerçi ToOturup yazmak gekat, Sivas çok değişmiş burek... gün. Ama şehrin ruhunu, Selim İleri’den Külebi’nin şiirleri söyleyip konuşulurken ‘nosdurur. Bursa ve Tanpınar... taljik bir yazar’ olBen, Namık Kemal’in Akif duğu söylenir. Sen Bey’ini okurken Karadene diyorsun? İstanniz’deki hırçın deniz yaşamını hissedebul yazılarına nostaljik yazılar diyebilir biliyorum. Resim artı bir değerle çıkımiyiz? yor karşımıza, görsel bir malzeme su Hayır. Hem de birkaç kez hayır! nuyor. Fikret Mualla’nın gençlik veriNostaljik bir yazar değilim. Geçmişten mi bir resmini görmüştüm: Ağaçlar orkurtulamıyorum. Asıl acı olan bu. tasında bir köşk. Bir de palmiye cadaGeçmişte yaşamak istemiyorum. Geçlozu. Belki eski Göztepe’de, belki Adamiş bana çok büyük bir acı veriyor. lar’da bir köşk. günlerce, saatlerce Geçen zamanla acı hatıraların güzellebaktığım bu resim bende yavaş yavaş şeceğine inanılır. Bende asla öyle olmayaşamaya koyuldu. Sanki o eve gitmişdı. Geçen zamanla güzel anılar bile zetim, orada var olmuştum. Hep hikâyehirlendi. Geçmişle her an hesaplaşma sini yazmak istedim o köşkün, yazamaiçindeyim. Geçmiş zaman bende büdım bugüne dek. Ama hâlâ yazmak isyük bir pişmanlıktan ibaret. Bazan eski tiyorum. bir şarkı bile, geçmişe alıp götürerek, beni çılgına çeviriyor. KENTLERİN RUHU İstanbul’a dair yazılarım da bence Kentlerin ruhu var dedin. Ama hep nostaljik değil. Geçmiş İstanbul’un geİstanbul yazılıyor... ri gelmeyeceğini biliyorum. Geriye kalan kentsel mirası korumak için yazıyo Hep değil, İstanbul çokça yazılıyor, rum. Bir de, yaşadıklarımın öyküsü bu doğru. Başka kentler için de çok unutulmasın istiyorum. güzel kitaplar kaleme getirildi. Belki az Romanlarında, öykülerinde, yazılaama özlü yapıtlar. Yüzlerce kitap ararında İstanbul bugüne dek hep başı çeksında yazık ki kayboluyor bu yapıtlar. ti. Ayrı türlerde İstanbul’u yansıtmak Bir zamanlar memleket resimleri diyebirtakım yazınsal sorunlara yol açıyor bileceğimiz resimler yapılırdı. Usta resmu? samlarımız memleketin coğrafyasına Kırk yıla iyice yaklaşan yazarlık çaaçılmaktan adeta kıvanç duymuşlardı. bamda, sonuç olarak şöyle düşünüyoBir memleket edebiyatı da az buçuk rum şimdilerde: İster roman, ister anı, vardı. Sonraları bu istek, öyle sanıyotiyatro oyunu, öykü, deneme, hepsinde rum ki Cumhuriyet’in bize armağan etbir sesin ardı sıra sürükleniyorsunuz. tiği memleket sevgisi silindi. Günün Bir yazı dili arıyorsunuz, bir ses, kendi moda değerleri ağır bastı. İstanbul sesiniz, sizin olan bir dil. Öyle olunca üzerine yazmak bir moda oldu. Ne var da, romanla anı arasındaki ya da öyki korkulacak bir moda değil. Çünkü küyle deneme arasındaki sınırlar bir yazılar İstanbul’u zenginleştiriyor. Keşhayli çözülüyor. Türler sanki birbirine ke her kent, her yöre için bunca yazılgeçiyor, yirmi birinci yüzyılın edebiyasa... tında türlerin çok büyük bir rol oyna Kitabın son bölümü ‘Anılar Demeti’ mayacağını söylemek istiyorum galiba. bütünüyle kişisel anılarına açılıyor. Bir Tolstoy’unkinden daha başarılı bir süreç, bir çocukluk, kimileyin de kısa ‘klasik roman’ mimarisi kuramayacağıbir an yazılmış. İstanbul yazıların için nı bilen yazar, ister istemez başka bir nasıl bir çalışma yöntemi uyguluyortavırda şansını yokluyor... Bu açıdan sun? bakıldığında türler bende git gide silin Bu yazılar için yöntemsizlik galiba di diyebilirim. Romandı, öyküydü, bu tek yöntemim. İstanbul yazıları bir rosoydan İstanbul kitabıydı, tümünde seman, bir öykü gibi tasarıdan doğmadı. simi aramayı tercih ediyorum. Her şey gelişigüzel başladı. Bir dergiden İstanbul’un bir semti için yazı iste Peki; klasik son soruyla noktalayadiler sözgelimi. O semti yazmak benim lım: Tezgâhta ne var? de hoşuma gidecekti, yazdım. Sonra Tarih esinli bir roman üzerinde çasonra bu yazılar kendilerini yazdırttılar lışıyorum. İki bölüm. İlk bölümünü diyebilirim. Birçok hatırlayış rol oynaepey önce bitirdim. İkinci bölüm hedı. Okuduğum kitaplar da hatırlattı. nüz yazılmakta. Değiştirmezsem, roDemin vurguladığımız gibi resimler, manın adı Hepsi Alev olacak. ? bazan siyahbeyaz veya renkli ama ille İstanbul Hatıralar Kolonyası/ Selim eski bir Türk filmi... İleri/ Doğan Kitap/ 206 s. Zamanla kendince bir yöntem gelişti KİTAP SAYI 857 SAYFA 17 CUMHURİYET
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear