28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

? Aydınlanma ve İnsan Felsefesi Çalışmaları/ Sevgi İyi/ Toroslu Kitaplığı/ 120 s. “Türkiye’nin yakın tarihinde kültürel bir dönüşüm olarak gerçekleşen Cumhuriyetin bu dönüşüm alanlarında neler getirmiş olduğu sorulursa, toplumda daha önce hemen hiç olmayan bir şeyi; insanın varolma koşullarından bilimi, bilgiyi ve felsefeyi getirmiş olduğu söylenebilir. Cumhuriyetin getirmiş olduğu dönüşümde toplumda yeni bir kültür alanına, insanı ve yaşamı zenginleştiren, dünyaya ve insan dünyasına açılmanın olanağını taşıyan bir varolma biçimine doğru adım atılmıştır.” Bu kitapta, Türkiye’de yapılan felsefe çalışmalarına ilişkin bir inceleme sunuluyor. Toplu Oyunları 1/ Molière/ Çev.: Ayberk Erkay/ MitosBoyut Yayınları/ 128 s. Molière’in oyunlarının kazandığı her başarı, iki farklı boyutta geri dönmüştür kendisine: Sevgi ve nefret. Daima yanında yer aldığı halk, ona büyük sevgi beslerken, her defasında yerin dibine soktuğu soylu sınıf, sonradan görme zenginler, yobazlar ona hep kin duymuşlardır. “Scapin’in Dolapları”, Latin komedyalarından beslenmiş, dinamik ve yüksek ritimli bir farstır. “George Dandin” ya da “Şaşkın Koca”, parasıyla bir soyluluk sıfatı kazanmak için, soylu ama iflas etmek üzere olan bir ailenin kızıyla evlenen adamın düştüğü gülünç ve acıklı durumu anlatır. Sefile/ Halid Ziya Uşaklıgil/ Özgür Yay./ 184 s. Yazarın ilk romanı “Sefile”, 1886–1887’de gazetede tefrika edilmesine rağmen devrin sansürünün izin vermemesi yüzünden kitaplaşamamıştı. Bu roman aşkı yüzünden iffetini kaybedip fuhşa sürüklenen ve trajik bir şekilde ölen bir Müslüman Türk kızı anlatır. Fuhuş dünyasında yaşayan genç Türk kadınlarını anlatması yapıtın yasaklanmasının başlıca sebeplerinden birisi olmuştur; diğer bir sebepte “Sefile”nin kahramanının kadın hakları konusundaki cüretkâr söz ve davranışıdır. Kötülük Çiçekleri/ Baudelaire/ Çeviren: Ahmet Necdet/ Dharma Yayınları/ 336 s. “Les Fleurs du Mal/Kötülük Çiçekleri”, ilk kez yayımlandığı 1857 yılından bu yana modern şiirin başlangıcı sayılmaktadır. Romantizmin coşkulu temalarından ayrılarak büyük kentin sancı dolu çelişkilerini ilk kez şiire sokan Baudelaire, devrimciliktutuculuk, tensel hazlargizemcilik, toplumsal yaşamiçe kapanış, dindarlıktanrıtanımazlık gibi karşıtlıkları sınırsız bir içtenlik ve çarpıcılıkla işleyerek yeni bir şiirin kapılarını açtı bu yapıtıyla. Diyalektiğin Dansı/ Bertell Ollman/ Çeviren: Cenk Saraçoğlu/ Yordam Kitap/ 256 s. Bertell Ollman bu kitapta, Marksizm’de vazgeçilmez bir rol üstlenen diyalektiğin Marx’ın kendi yapıtlarında nasıl çalıştırıldığını ve bugün dünyayı anlamak ve değiştirmek için diyalektiğin nasıl kullanılması gerektiğini ortaya koyuyor. Marksist külliyatı yine Marksist araçlarla soyutluyor; Marksizmin bizzat kendisini diyalektiğin ışığında inceliyor. Kısacası Ollman’ın yaptığı şey Marx’ın düşünsel dünyasının Marksist bir analizi. Yeşil Şahin ve Sihirli Flüt/ Daniel Moyano/ Çev.: İnci Kut/Pan Yay./140 s. Daniel Moyano bu kitabında, 1980’le 90 yılları arasında kaleme aldığı bazı yazıları bir araya getirmiş. Bunların bir bölümünde okuyucuya “zaman duygusu” denilebilecek bir dizi çeşitlemeler sunarken bir diğer bölümünde, And Sıradağları’ndaki köylerde kırsal bir çalgıcı olarak yaşadıklarına dayalı olan, ama aslında yine aynı zaman duygusunu işleyen öyküler anlatıyor. Fidel Castro/ Ignacio Ramonet/ Çev.: Bülent Levi/ Doğan Kitap/ 530 s. Fidel Castro uzun ve ateşli konuşmalarından ilkini, muzaffer gerilla birlikleriyle Havana’ya girdiği gün yaptı. Sonra bunu yüzlercesi izledi. Birleşmiş Milletler’de yapılan en uzun konuşma rekoru hâlâ onda. Fidel Castro bu kez 100 saat konuştu. Tüm dünyanın merak ettiği, tarihe mal olmuş, bilinmeyen birçok konuya değindi. Bir hayatın, bir devrimin ve giderek bir yüzyılın bilançosunu çıkardı... Aylak Kerouac/ Martin Duberman/ Çevirmenler: Osman AkınhayNecmi Bayram/ Agora Kitaplığı/152 s. 1950’ler Amerika’sı... 2. Dünya Savaşı sonrası dünyayı ‘yeniden şekillendirmeye’ çalışan ve konformist hayatı yücelten ABD hükümetlerine ve toplumuna bayrak açan bir grup genç yazar, şair, sanatçı... Beatnik’ler... “Yolda” ve “Zen Kaçıkları” adlı romanlarıyla tanınan, ‘Beat’in fikir babası yazar, romanlarını otobiyografik bir üslupla kaleme alan Jack Kerouac’ın öteki Beat’ler Neal Cassady, Allen Ginsberg, William S. Burroughs ve Gary Snyder’la yaşadıkları, deneyimleri, dostlukları, sanata, edebiyata, şiire ve topluma bakışları... Teklifsiz Serseri/ küçük İskender/ Sel Yayıncılık/ 104 s. “Tekrarlanan, tekrarları yüzyıllara yayılan şeyler/ gelenekselleşir, kalıplaşır./ Tekrarın yüceliğine sığınan muhafazakârlardır/ yeninin peşine düşmek için tekrarı reddeden serseriyi/ linç edenler./ Serserilere teklif verilmez, onlardan teklif beklenmez./ Teklifsizliktir o serserinin fiyakalı gözlerindeki bol/ mermili şarjör. Bastı mı tetiğe: Tak! Tak! Tak!/ Böyle bir şeydir onda bakmak!/ Ben sizi görmeye gelmiştim aslında, ne yazık kaderim/ oldu size yalnızca acıyarak bakmak!/ Yeni şiirler. Şairin size bakmasını istemiyorsanız, sizi/ görmesine yardım edin!” Bu kitapta küçük İskender’in yeni şiirleri yer alıyor. Atatürk Devrimi/ Fethi Karaduman/ Günizi Yayıncılık/ 832 s. “Cumhuriyet başlı başına bir kazançtır ve 30 Ağustos Başkomutan Meydan Savaşı’ndaki utkunun ürünüdür. Demokrasinin yaşama geçişi, yönetimdeki adı olarak nitelenmiş en büyük Türk Devrimi’dir. Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olarak Atatürk’ümüzün 10. yıl söylevinde nitelediği bu görkemli yapı, kimsesizlerin kimsesidir, erdemdir. Sonsuza değin bağımsız yaşatılması hepimizin yurttaşlık görevidir. Bu görevi gereğiyle yerine getirmek yükümlülüğünün onurunu Fethi Karaduman’ın yapıtıyla bir kez daha benimseyecek, tadına varacağız...” diyor Yekta Güngör Özden. İmparatorluktaki Hareketler/ Antonio Negri/ Çev.: Kemal Atakay/ Otonom Yayıncılık/ 298 s. “Küreselleşme karşısında, sınıf hareketlerinin, krizi ve modernliğin ötesine geçişi belirleme gücü dikkate alındığında; materyalist bir ereği, kolektif bir amacı yeniden oluşturmak, çevresinde siyasal bir öznenin yeniden kurulabileceği devrimci bir söylemin doğmasını sağlamak mümkün müdür? Bu amaç için bir ‘büyük anlatı’ gerekiyor idiyse (‘ilkesiz postmodernlik’in bütün yasaklarına ve aforozlarına karşı), o zaman bu görev üstlenilmeliydi. Öncelikle de bir nedenden ötürü –yani, küresel postmodern durumda, sermaye birikimi süreçlerinde emeğin öznelliği merkezi hale geldiği için– üstlenilmeliydi.” Bu kitapta Antonio Negri’nin imparatorluk üzerine düşünceleri yer alıyor. ? SAYFA 37 CUMHURİYET KİTAP SAYI 879
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear