28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

? yardımıyla 27 Mayıs’ı yaptılar demiyor; 27 Mayısçıların eğilimlerinin ve koşullandırılmalarının temelinde ABD’nin bulunduğunu, Menderes’in son zamanlarında izlediği siyasanın ABD’nin çizdiği sınırı aşması, ABD’nin ülkede giderek artan huzursuzluğun Sovyetler’in işine yarayacağını ve buna bir son vermek gerektiğini düşünmesi ve askeri rejimlerle daha iyi bir diyalog kurması gibi nedenlerin sonuçta 27 Mayıs’ın bir yandan da ABD’nin çıkarlarına hizmet ettiğini söylüyor. (DP’nin kurduğu “Vatan Cephesi”yle ülkeyi iki düşman kampa bölmeye başladığını, 27 Mayıs’ın bunu kökleştirdiğini, solcusağcı, AleviSünni, laik dindar, TürkKürt bölünmelerinin bugün ulusal birliğimizi tehdit eder duruma geldiğini, bu durumdan en çok ABD’nin yararlandığını söylüyor.) Ordunun Amerikan modeline göre yapılanması, buna göre eğitimi, denetimi ve ABD’yi eleştirmenin solculuk, komünistlik sayıldığı aşırı Amerikan yanlısı havadan subayların da etkilendiğini, tarihte komünizm yanlılarına mücadelenin başını ABD çektiğine göre, darbelerin Amerika’yı rahatlattırdığının da söyleneceğini belirten Yetkin, “12 Mart ve Eylül’ün de gerekçelerinin başında komünizm tehlikesine engel olunması gelecektir” diye ekliyor. Amerika’nın Çıkarları Açısından Darbeler ve Üniversiteden “Tasfiye”ler bölümünde, tasfiyelerin genel nedeninin; darbecilerdeki antikomünist ve Amerikancı oluşum, Amerikan çıkarlarını korumada bilinçaltı koşullandırılma, karşı görüştekilerin tasfiyesi, askeri yönetimin birçok şeyi yapabilmesi, Türkiye’nin hammadde deposu ve pa zar olarak kalması, sanayileşmemesi, DP’nin bu modelin dışına çıkma adımları atmaya başlaması, ABD’nin ise tam bağımlılığı istemesi olduğunu söyleyen Yetkin, 27 Mayıs’ın bu gerçekler dışında değerlendirilemeyeceğini; 28 Ekim 1960’ta 147 öğretim üyesinin üniversiteden atılmasının, 12 Eylülcülerin çizgisini başlattığını söylüyor. 12 MART VE ABD 12 Mart’a Giden Yolda Amerika bölümünde, 196171 arasında yurtseverlerin, Türkiye’nin ABD’ye ve NATO’ya karşı aşırı ve koşulsuz bağlılığını sorguladığı, buna tepki gösterdiği, Mustafa Kemal’in tam bağımsızlıkçılık ve ulusçuluk ilkesini yeniden yükseltmek istediği dönem olduğunu; aynı zamanda ABD’nin dünyanın dört bir köşesinde emperyalist amaçlarını her yola başvurarak uygulamaya geçirdiği bir dönem olduğunu; bu gelişmelerle ABD çıkarları arasında bir çelişki oluştuğunu söylüyor. 1966’nın 2027 Aralık günlerinde Sovyet Başbakanı Aleksi Kosigin’in Türkiye’ye geldiğini, ardından 1929 Eylül 1967’de Başbakan Süleyman Demirel’in SSCB’yi ziyaret ettiğini, Aliağa petrol rafinerisi, üçüncü demirçelik sanayi, Seydişehir alüminyum tesislerinin anlaşmalarının yapıldığını; Sovyetlerle iyi ilişkiler kurulmasını, bu sanayileşme ve kalkınma hamlelerine ABD’nin sıcak bakmadığını söylüyor. Çünkü, ABD için ulusal çıkar bir hükümetin ABD yanlısı olmasının yeterli olmadığıdır, o hükümet, aynı zamanda ülkedeki Amerikan karşıtlığına engel olacak güç ve yetenekte olmalıdır, oysa ülkede antiemperyalist uyanış Çetin Yetkin’in yapıtını okurken aynı zamanda ülkemizin yarım yüzyıllık yakın tarihine de yakından bakmış oluyoruz. vardır. Süleyman Demirel’in 12 Mart 1971 müdahalesinin nedenlerini açıklamak için “ABD bizim Sovyetler’le münasebetlerimizi düzeltmeye girişmemizden rahatsız oldu” dediğini; 12 Mart yönetiminin 1961 Anayasası’nı yozlaştırıp bazı maddelerini değiştirdiğini, anarşi ile savaşım gerekçesiyle özgürlükçü ve laik düşünceyi ezdiğini, muhalefeti sol ve sağ olarak böldüğünü, yurtsever memur ve subayları tasfiye ettiğini, aydın düşmanlığı yaptığını, Atatürkçülüğü dejenere ettiğini, laiklik engelini kaldırmak ya da zayıflatmak yolunda adımlar attığını söyleyen Yetkin; 12 Mart ve 12 Eylül dönemlerinde “Türkiye’nin gerek dış gerekse iç siyasası ABD ve NATO isteklerine göre biçimlendirilmiştir” diyor. 12 Eylül: Son Darbe başlıklı bölümde de 12 Eylülcülerin ABD’nin tüm amaçlarını gerçekleştirdiğini ve bugünlere gelişimizin temellerinin nasıl atıldığını ayrıntılarıyla anlatıyor. Genel Sonuç’ta, 27 Mayıs’la diğer ikisini birbirinden ayıran çok şeyin olduğunu; anayasayı yapanla yozlaştıran ve kaldıranın aynı olamayacağını; 27 Mayıs’ın emir komuta içinde yapılmadığını; ABD’nin etkisi ve yönlendirmesinin “darbelerde sözü geçen” subaylarda olduğunu söyleyen Çetin Yetkin’in Türkiye’de Askeri Darbeler ve Amerika adlı yapıtını okurken aynı zamanda ülkemizin yarım yüzyıllık yakın tarihine de yakından bakmış oluyoruz. Ülkemizdeki üç darbenin de sonuçta emperyalizme hizmet eden askeri yönetimler getirdiği ve emperyalizmin çıkarlarını koruduğu vurgulanan yapıtta, her darbenin yapıldığıyla kalmayıp, kendisinden sonraki dönemde yaşananları ve toplumsal yapıyı neredeyse belirleyen izler bıraktığını ve bu izlerin de tarihi oluşturduğunu bir kez daha öğreniyoruz. ? Türkiye’de Askeri Darbeler ve Amerika/Çetin Yetkin/ Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Yayınları, Genişletilmiş 2. basım/265 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 879 SAYFA 19
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear