Catalog

? Kayıp Kütüphaneler/ James Raven/ Çeviren: Dilek Cenkçiler/ Bileşim Yayınevi/ 336 s. İskenderiye’yi dünyanın her yanında ve tarihin uzun bir diliminden bu yana insanlar, harap edilen, kayıp kütüphanesi ile tanımış. Mezopotamya’da, kayıp medeniyetlerle birlikte, koca koca taş tabletler kayıplara karışmış, yok olmuş... Mısır’da, Anadolu’da kütüphaneleri ile ünlü Bergama’da, Efes’te, depremler, yangınlar, savaşlar, medeniyetlerle birlikte kütüphaneleri de silmiş süpürmüş. Bu kitap, tüm kayıp kütüphanelerin, medeniyetlerin peşinde koşuyor, hikâyelerini anlatıyor. Âdem’le Havva’nın Güncesi/ Mark Twain/ Çev.: Akşit Göktürk/ YKY/ 148 s. Bu derleme, Twain’in kadın erkek ilişkilerinin evrensel değişmezlerini mizah duygusuyla kaleme aldığı “Âdem’le Havva’nın Güncesi”nin yanı sıra “Calaveras İlinin En Hızlı Sıçrayan Kurbağası”, “1.000.000’luk Banknot”, “Çalınan Fil” gibi ünlü öyküleriyle birkaç kısa öyküsünü içeriyor. YatağanHesaplaşma/ A. Nijad Sirel/ Gendaş Kültür Yayınları/ 512 s. Birden sizi yaşama bağlayan her şeyin yok oluverdiğini düşünün. Sevdiklerinizin de. Birileri sizi de yok etmeye çalışıyor. Tek bir insandan bütün sisteme kadar çürümüşlüğü fark ediverin birden. Bu sistemin bir parçasıydınız önceden. Üstelik siz göreviniz gereği bir öldürme makinesi olarak, özenle yetiştirildiniz aynı sistem tarafından. Eskiden görevinizdi, şimdi bildiğiniz tek iş… Thomas More ve Ütopyası/ Karl Kautsky/ Çeviren: Oğuz Özügül/ Pencere Yayınları/ 276 s. “Benim Thomas Moore’um, Marks ve Engels’in Alman öğrencilerinin birinin, ustalarımızca geliştirilen materyalist tarih anlayışına dayanarak yayımladığı ilk kapsamlı tarihsel çalışmadır. Bir zamanlar pek dikkate alınmayan bu anlayış o günden sonra sosyal demokraside ve onunla birlikte tüm popüler düşünceye egemen bir yöntem haline gelmiştir; ne ki bu anlayışa yönelik eleştirel saldırılar da aynı ölçüde artmıştır ve bu saldırılar sadece rakiplerimizden gelmiyordu. Ancak bütün bu eleştiriler ve bunalımlar materyalist tarih anlayışının yayılmasına ve gelişmesine en ufak bir halel bile getirmiyordu ve bu anlayış yıldan yıla çoğalan değişik dillerdeki bilimsel yayınlarda da teşvik edici etkisini gösteriyordu...” diyor Karl Kautsky. Zencefil Adam/ J. P. Donleavy/ Çeviren: Kıvanç Güney/ YKY/ 340 s. Sebastian Balfe Dangerfield, tam bir beyefendi. Ayyaş, çapkın, meteliksiz bir mirasyedi. Okumayan bir öğrenci, babalıktan anlamayan bir baba, kocalığı bilmeyen bir koca, kirasını ödemeyen bir kiracı… Ama şeytan tüyü var! İrlanda edebiyatının önemli yazarlarından J. P. Donleavy’in ilk kitabı “Zencefil Adam”. Dün Bugün/ Cengiz Bektaş/ Evrensel Basım Yayın/ 112 s. “Gözlerimi kapatsam/ Cenneti düşünsem/ Denizli’yi görürüm/ Haney evleri/ Bahçeleri bağları/ Elmayı narı/ Ak kara dut/ Erik/ Kavakları ya kavakları/ Ak toprak kokusu duvarların/ içime çekerdim/ Nereden anımsadım şimdi”. Cengiz Bektaş yeni şiir kitabı “Dün Bugün” ile yeniden okuyucularıyla buluşuyor. Bektaş, insana, tarihe ve mekâna şiirsel bir giysi giydiriyor. Akşam Haberleri/ Sennur Sezer/ Evrensel Basım Yayın/ 56 s. “Akşam Haberleri”, yaşanan günlerin şiir aynasından yansıyışı. Fotoğrafların, çığlıkların, gurbetlerin sözcüklere sığdırılmaya çalışılması. Unutulmuş masalların kardeş kaynaklardan doğup birbirine benzemez anadillerle anlatımı belki de. “Güneşi hiç görmemiş çiçeklerin kokusu çağırır geceyi. Orada, uzak güneyde, bu kokuyla sarsılır karanlık. Sevgiliyi öven şarkılar ışıldar ufukta: Ya leyl, ya habibi, elbi elbi.. Ne gecenin umurundadır, ne sevgilinin... Yalnızların incinir yüreği. Ölüm kibirlidir... Aşk acemi.” Michael K./ J. M. Coetzee/ Çeviren: Tülin Nutku/ Can Yayınları/ 212 s. J. M. Coetzee’nin romanlarında kurduğu ikilemler, ırk ayırımı ve sömürgeciliğin pençesindeki Güney Afrika gerçekliğinden temellenir; ama bireyin böylesi bir toplum içindeki yabancılaşması ve umarsızlığının derinliklerine yönelir. 1983’te “Michael K.”, 1999’da da “Utanç” adlı romanlarıyla, İngiltere’nin en saygın edebiyat ödülü Booker’a iki kez değer görülen ilk yazar olan, 2003’te de Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan Coetzee, “Michael K.”de, hem bedensel hem de ussal bakımdan ayrıksı bir karakterin, anlayamadığı ve denetleyemediği koşullar karşısındaki trajik ikilemini anlatıyor. Felsefeyi Savunmak/ Maurice Cornforth/ Çev.: Tonguç Ok/ Evrensel Basım Yayın/ 336 s. Maurice Cornforth (19091980), İngiliz Marksist filozof. Diyalektik materyalizm üzerine yapıtlarının yanı sıra, Oxford kökenli dilbilim felsefesini, pragmatizm ve pozitivizm akımlarını ve Karl Poper’in açık felsefe ve toplumunu eleştiren yapıtlar yazdı. Maurice Cornforth’un pozitivizm eleştirisi, işçi sınıfının teorik (ideolojik, felsefi, kültürel) mücadelesinin güncel ihtiyaçları bakımından önem taşıyor. Yapıt, öncelikle felsefeyi, farklı sınıf çıkarlarını temsil eden değişik akımlarıyla tanımak açısından bir kaynak. Yedi İklim Dört Mevsim Türkiye Destanı/ Arife Kalender/ Phoenix Yayınevi/ 248 s. Kitap boyunca, çadırların yerini taş, kerpiç evler alırken; zengin olanlar köşkler, saraylar yaptıracak. İnsanla insan arasına, toprakla toprak arasına surlar çekilecek. İnsanoğlu iktidar ve para için günden güne daha zalim olacak… Kentler kurulup, kentler yıkılacak… Altüst olacak durmadan toprak ve yaşamlar… Her zaman güneş doğarken ay batacak. Döne değişe yürürken hayat, ölüm aynı kalacak. Anadolu’nun yüzyıllara yayılan hikâyesini destanlaştırıyor Arife Kalender. 1. Oyun Yazma Yarışması2006/ MitosBoyut Yayınları/ 296 s. Bu kitapta MitosBoyut Yayınları’nın düzenlediği 1. Oyun Yazma Yarışması2006’da başarı ödülü kazanan “Lanet”, “Ölü Güvercin” ve “Fesleğen Çıkmazı” ile özendirme ödülü kazanan “Tek Kişilik Cinayet”, “Gecenin Mührü” ve “Karşılaşma” oyunları yer alıyor. “Lanet”, bir ailenin verdiği yaşam mücadelesinde birbirlerine tutunamayıp yok oluşlarının öyküsü. “Ölü Güvercin”, tutkularını, mutluluklarını, acılarını ve aşklarını paylaşan üç insanın hüzün kokan, çizgi dışı yaşamlarının öyküsü. “Fesleğen Çıkmazı”, Girit’ten bir Ege kasabasına mübadil olarak gelmiş bir ailenin, değişen koşullar nedeniyle, sıkışıp kaldıkları bu küçük kasabada birbirlerine kenetlenerek ayakta kalma mücadelesi. “Tek Kişilik Cinayet”, bir adamın, bir otel odasında telefonla sevgilisini arama macerasının ironik ve esprili bir dille anlatımı. “Gecenin Mührü”, Binbir Gece Masalları’ndan esinlenilerek yazılmış ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 879 SAYFA 34