27 Eylül 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

lü^ün büyüsünden etkilenmiştir ikisi de; kötülügü sadece kötülük oltluğıı için i.steıleı. Ama Bataille acıkea ıt.ıtle etmese dc, Genet'in biraz aşıı ı bir uç oldıığunu yadsımaz. (îenet için, bir insan, ınsan dııygıılanna ne kadar yabaneıysa o kadar igrenç ve o kadar gii/eldir Kötü ınsan, kendisine vöııelcbilceck lıcr tiiıiii bcğcni olasılıgını ortadan kalılırdıgı için hay ranlık dııyulaeak biritlir. Burada vine 'aziz olıış'a bir gönderme vaıdıı. Batail le'ye göre Genet, "aa çckmck ıçın ıster asagıltk. olmayı (...) kcndindcn gcçi'iı bir dındar nasılkayholup gıdıyor\tı laıırı da, iş/c öylv biitibıL'şir tiyı^tlık olıııaxlu." Aslında yalnızca Genet'de degil cşcinsel vazaıların birçoğunda görülen bu, ropfııma amansızca saldırı ve kendini aşağılama, alealtma egilimi onlaıın cinsel yaşamlarındit ihıde olanagı bulama yan saldırganlık düıtüsünün açığa çıkmasından kaynaklanıvor olabilir. l're ud'a göre cinselliğin doğasında varolan saldırganlık eğilimi kiıai zaman cinsellik dışıncla, sadizm olarak, başkalarına cziyet etmekten huşlanmak biçimiııde açı ğa çıkar. Mazohizm ise bu saldırganlıgın kişinin kendisine yönelnıesidir. Keııdine eziyet etme, kendini manevi yöıulen aşağılanıa genellikle bu tür mazohist eğilimlerin yansımasulır. Gerçek bir anar^ist olan Cîenet'in bu yapıtında, daha sonra önciiliiğünü yap tığı ünlü "Uyumsıızluk Tiyatrosu"nun izlerini görmck mümkündür. (îcnet, Uyumsuzluk ya da "Tiksinti Tiyatrosu " denilen oyunlarında izleyieileri tiksindi rerek, rahatsız ederek şaşırtarak ve irkilterek ikiyüzlülüklerini açığa çıkarmaya çalışmış, toplumun her kesimindeki, siyasal ve toplumsal her tür sahteliğe acımasızlığa saldırmıştır. \ lırsızın Günlüğü, toplumun kötü sayıp kınadığı diğer bir eyletni, genç kızları baştan çıkarmayı şiirleştiren, estetize eden, Kierkegaard'ın "Baştan Çıkarıcının Günlüğü" adlı ronıanını andırıyor. Ustelik Kierkegaard'ın varoluşçulıığun kurucusu olması bu benzerlijii daha da ilginç kılıyor. Yalnız, Baştan Çıkarıeının Cîünlüğü nde şiddet ve iğrençlik ögeleri yoktur; gerçek bir giinlük formıında yazılmıstır ve edebiyat estetiğinin daha ağırlıkta olduğu bir yapıttır. Hırsızın Günlüğü isegünlük formundan çok, anlatı biçiminde kaleme alınmıştır ve düşünceleri, duygııları aktarmak amaeı edebiyat estetiğinden önce gelir. Hırsızın Günlüğü'nün andırdığı bir başka roman da Nobel ödüllü lsiîanyol romancı Camilo Josc Clela'nın "Pascııal Duarte ve Ailesi" adlı yapıtıdır. I ler iki romanda da, benzer koşullar içinden gelıniş iki insanın sefalet, şiddet ve suçla do lu, iç bunaltıcı yaşamları betimlcnir. PascualDuarteve Ailesi'ndesuçlunun dünyası iğrcndirmek amacıyla değil, çıkış bulamayan çarcsiz insanların dramını be timlcmek için, üçüncü kişinin ağzından anlatılır. İki romanın benzer yönü ise suçlu, üstelik savıınulacak hiçbir yanı ol mayan insanların baş kişi oluşudıır. Ama kendi tiiründe bir ilk ve artık bir klasik olan Hırsızın Günlüğü, çarnıcılık ve sarsıcılık yönünden benzersiz nir roman. Anlatılan setaletin, rezilliğin ve aşağılanmanın şiddeti okuyanın içini daıal tıyor kimi zaman. Bizler rahat, olağan vc uygar bir dünyada yaşar giderken setaletin, sapıklığın ve vahşetin dünyası da yeraltından akargider. Yaşamın lağımında yaşayan bu insanlar lağım faresi ya da haşarat değil, bizim kadar gerçek, bizim kadar değerli birer varlıktır. Bizim gibi olmayanlara katlanabilmeli, hoşgörü gösterebilmeli ve onları sevebilmeliyi/ Bu kitabın önemli bir işlevi de bmlur bence. Iğreııınetlen okuyabilmek her ba bayiğidin harcı değil. Ama unutmayalım; lıer hayat yaşanmaya değer. • * SAYFA 5 Saldırganlık eğlllmi Yanda. Genet 1951 yılında. Üstte ise Jean Genet'in yanlarında buyüduğu Regnier ailesi. Yeraltından bir roman: Hırsızın Günlüâü Yanda, (solda) Cenet'in tek sevdigi kadın AnnaBloch. Üstte İse 1944te öldürülen genc komünlst dostu Jean Decarnln SUHA SERTABİBOĞLU J can Genet dünyatla ünlü, ama ülkcmizde pck razla tıınınmaynn bir yazar. Bunıın nedcni bence, onun v<ızJıklurını okuyacak kaclar midcsi sae lam okurun ülkemizdc pck bıılunmadığı düşüncesidir nuıtlaka. Bu yapıt dün vada büyük gürültülerin kopmasına, edebiyatın özüyle ilgili birçok felseri so rıınun ilk kcz derinliğinc rartışılmasına yul açnıış, yaııi Pandora'nın kutusımu açmış belalı bir romandır. |can Genet 1910 yılında, bir piç ola rnk doğmuş; annesi de (inu bırakıp kaçmış. Gözünü yetimhanedc açan, on yaşına geldiğinde oradan da kaçan bu çocuk bir eşeinsel, bir hırsız vc sorıra da bir yazarolmuş. Genet işte bu ilginç yaşamını anlatıyor hcr şcyin, isimlcrin bile gerçek oldıığu bu, "Hırsızın Günlüğü" ad lı romanında. Fransa'dan kaçıp tarihiııiıı en çalkantılı dönemlerini, cn kanlı boğazlaşmalarını yaşayan Avmpa'dn, İspanya'dan Yunanistan'a, Fas'tan Polonya'ya dek her yere gidiyor; gittiği her yerdc hırsızlık yapıyor, dilcniyor, fahişelik yapıyor, adam soyuyor. (.evresindeki insanlar hep hırsızlar, katiller, pezevenkler, uyuşturucu kaçakcıları, polislcr, oğlancılar, vatan hainleridır. Yaşam köprüsünün altında yaşayan bu siipriintiilcre, bu ür künç insanlar.ı bir ovı;ııdıır roman. Aslında Genet'in şiirsel bir dillc betimlediği o dünyada, normal yaşamda varolmayan bir şcy dikkati çeker: Açık lık, içtenlik; kendine karşı dürüstlük yaııi. (Normal yaşamda insanların çoğıı başkalanna karşı dürüsttür belki ama hiç kimsc kendine karşı dürüst değildir çün kü.) Biz yaşam ırmağınınorrasından aka rız. Burada akıntı gür. su temizdir. Ama kıyılarda girintiler, çalılar, girdaplar var dır vc bütün pisliklcr orada, kıyılarda toplanır. Normal yaşamda her şey ola ğanılır; insanlar kibar, scvcccn, uygarılır; daima bir "hcr şcy normal, lıcr şcy yolun dıi" duvgusu vanlır; ılcr kı bizc "Sııyıın akışından sapma, süıüdcıı ayıılma, yok sa dişlanırsın, yalnız kalırsın; sakın ha!....' Genet'in dünyasında ise sııyıın orta sındakilorin kötü, iğrcnc, tchlikcli, sapıkca lıuldugu, vcbadan kaçar gibi kaç tıgı şcylcr var. Genet'in bciinılcdiği ovaşam, sosyal kabuk kıııldığında görünen ürkiinç vc iğn'nç manzaradır. Onca pisliğin, setaletin, vahşctin arasında, başka Genet'in oünyası verdegöremediğimi/birşey; hiçbir bağla hiçbir şeye bağlı olmayan insanlara özgü, vahşi bir özgürlük parlar. Cîenet bu dünyanın insanlarına tapar sanki; yalnızca gözüpek olanların yaşayabildiği, polise tcslim olmanın bile dinlenmek anlamına geldiği bu am.ınsız dünyanın in sanlarında vahşi, yırtıcı bir hayvanın soylu güzelliğini, gücünü ve yalnızlığım görür; onları yüceltir. Çamura, pisliğe bıılanıp bitlenmenin, üç kuruş için adam öldiiriin dilenmenin övgüsüdür bu. Suç işlenıekten duyduğu cinsel zevkin dile getirilmcsidir korkusuzea. (..JBaıinı ycteneg~iınhapi\hanelcr, si'trgün yerlerı diinyasıın olııştttran şeylere kuırşı hc\lvdi$jı?i uşk.tıi uöriilccck/ir (...) öc// hırsızlaraa, haınlcrdc, katıUcrde, kötidcrdc, dalavcrccilcrdc dcrin bir giizcltık bıdııyonım (. ) kı bıınıı \izde buhmıyorıını (. ) (...) Bu giinlüklcbeuıhırsızlığa itvıı ötckı ncdenlcrı gızU'tnek ıstemıyorum; bu nedcıılcrin cn basitık.arnınn doytırma zorunlıılugu ıdi, ama u'çinııınc htçbtr zaman ba^kaldırma, acı, öfkc (...) cşlik. c7nıcdı Tanı tcnıne, scrüvcııııuı çılgınca bir ozcnlc, (...)stvismckiçin biryatak( .)haZirlnrgıbı hazırladtm Suçtşlemck için k.abardı k.aım^ım. (.. ) Cinselliğin suça döniiştürüldüğü bir dünyada sııçıın da einsclliğe dönüşmesinde tuhaf bir şey olmasa gerek. Aslında, yasamın yalnızca entelektüel niteliği yüksek alanları değil, her alanı yaşanmaya değer. Cîenet'e göre yaşam, içinde bulunulan andır; gelecekle ilgili hiçbir hcsabı, hiçbir tasarısı yoktur. Dünyada olmaktan, o rezilce koşullaıda bile olsa yaşamaktan mutludur. Jean (îenet, varoluşçıı edebiyatın başyapıtlarından sayılan Hırsızın Günlüğü'yle estetize ettigi yaşamında geçirdiği şiddetli ve aşağılayıcı cinsel deneyimleri nerdeyse mistik bir tarzda betimliyor; aşağılanmanın, çamurlarda sürünmenin alçakgönüllü onııruna tapınıyor sanki. Jean Paul Sartre, "Aziz Genet; Oyuncu vc Kurban" adlı ineelemesinde Genet'in kendini küeük düşürme ve aşa^ı görme çabasını azizlerin tavrına benzetir. Kutsal sözcüğünegünah lezzetinin verilmesiyle elde edilen, çilekeş bir azizliktir bu. Çünkü aziz olmak her şeyden vazgeçebilmek demektir. Georges Bataille "Edebiyat vc Kötülük" adlı ineelemesinde Cîenet'in azizliğini Tanrı lüttu gibi bahşedilmis bir egemenlik olarak görür. "Egcıııcıılih, öliiın karşısında kayıtsız kalarak, bayatın \itrdiirülmcsini stıghıyan kurallann ihtiinc çıkntak dcğtl ıtııdır' Azızhkten tek farkı göriinumitdiir. " Lüvet, Bataille'ye göre Yasalar (kurallar) iyidir; iyiliğin tuttuğu taraf boyun egmcnin itaatin safıdır. Ama özgüılük ve kötülük, kurallann çignenmesidir. Kurallan eiğneme aynı ölüm gibi korkııtucudur; aynı zamanda çekicidir dc: Sanki varlık, zayıf olduöu için zamana tııtunuyormuş; sanki coşku, kurallan çignediği anda ölümü de KÜçümsüyornıuş gibi. Bu ilkeler insan hayatının bir parçasıdır; kötülügün kahramanlığın ya da azizliğin teınelini olıışturıır. Bataille bu üçlüye clbette edet)iyatı da katar. Kötülük yani kurallan ciğneme, yani özgiirlük edebiyatın olmazsa olmaz zehiridir ve Bataille'ye göre Genet, Bautlelaire gibi, bu zchirin en keskin haliyleaçığa çıktığı yazarlardan biridir. Kötü Iç bunaltıcı yaşamlar Genet'in cezaevl gunlerlnden. ustte. Yanda. Jean Genet otuz altı yaşında C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 4 4 1
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear