22 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18 15 MAYIS 2020 ‘Aşk kadını’ Amerikalı arkeolog Iris Cornelia Love(!), dünyadaki ilk çıplak Afrodit heykelinin peşindeydi Knidos’u dünyaya tanıtmıştı New York’ta 17 Nisan’da koronavirüsten yaşamını 1 Knidos Antik Kenti yitiren arkeolog Love, kazılar boyunca Datça’da, Türkiye’de, arkeoloji dünyasında lehte, aleyhte çeşitli tepkiler almıştı. ÖZGEN ACAR Datça Yarımadası’nın ucundaki Knidos antik kentinde, 1967 1977 yılları arasında kazı yaparken “bir kadın arkeolog” olarak ünlenen, o ken 2 Iris Türkiye’de. 4 ti daha da ünleyen, Amerikalı Iris Cornelia Love (87), New York’ta “koronavirüsten” öldü. (Görsel 12) Kendisiyle, 1972 yılında tanışmış, son raki yaz aylarında Knidos’ta ve Kül tür Bakanlığı’nca Ankara’da düzenlenen “Uluslararası Arkeoloji Kazı Çalıştayla rında” da görüşmüştük. New York’ta, gö rev yaptığım yıllar boyunca, “merhaba mız!” sürmüştü. Iris Cornelia Love daha yakından tanıya Iris, Afrodit Tapınağı’nın lım. Önce adının anlamlarından başlayalım. kaidesinde. “Iris”, mitolojide “kadın haberci” (Görsel 3), “Cornelia” ise Latincede “bebek” ya da “yüksek arzu”, soyadı olan “Love” ise İn gilizce de “aşk, sevgi” demek. Iris Cornelia Love; Amerika’nın en zengin ailelerinden Meyer Guggenheim’ın büyük büyük torunu idi. Babası Cornelius Ruxton Love Jr., 10 dolarların üzerinde resmi olan ABD Hazine Bakanı Alexander Hamilton’un soyundan geliyordu. Annesi Audrey Barbara Josephthal ise Guggenheim servetinin, New York özel menkul kıymetler şirketi Joseph thal & Company’nin varisiydi. Başta dönemin New York “Metropoli tan Sanat Müzesi (MET)” müdürü James Rorimer ve arkeolog Gisela M.A. Rich Afrodit Tapınağı 6 5 ter dahil olmak üzere, evlerinde sıkça ko nuk olan çeşitli bilim ve sanat insanları nedeniyle, erken yaşta arkeoloji ve sanat tarihine merak sarmıştı. LOVE ÇUKURU... Love, lisans derecesiyle Smith College’dan mezun olmuş, “doktora” için New York Üniversitesi’ne gitmişse de bitirememişti (!) 1965’te Ege Denizi’nde, Yunanistan’ın Semadirek Adası’nda bir kazı yapmış, sonra Long Island Üniversitesi’ne asistan olmuştu. 1966’da, bir Türk arkeolog ile birlikte Knidos’a (Görsel 4) gittiğinde, çok etkilenmişti. Üniversiteye dönünce, gelecek yıl Knidos’ta kazı yapabilmek için para toplamak hedefi olmuştu! Tabii, Knidos ondan Genç kızlar! Iris Cornelia Love, heykeltıraş Praksiteles’in Knidos’taki ünlü “Çıplak Afrodit heykelini” bulma derdine düşmüştü! Love 1969’da, “Afrodit Tapınağı’nın” (Görsel 5) yerini saptamış ve çalışmalarını 1977’ye kadar orada yoğunlaştırmıştı. Ören yerinin en güzel noktasında, her iki limana da bakan konumdaki “Afrodit Tapınağı”, yuvarlak, planlı ve 17 m. çapındaydı. Afrodit heykeli, tapınağın ortasındaydı, kapıları heykele açılıyordu. Şimdilerde tapınağın basamakları ve ortasında heykelin kaidesi görülüyor. (Görsel 6) Iris Cornelia Love, Knidos’a kazıya, Amerika’dan daima “genç kız arkeologları” getirirdi! Türk Kültür Bakanlığı’nın görevlendirdiği “erkek temsilci” dışında, kazısında “erkek arkeolog” bulunmazdı! Kuzey Ege’de Lesbos Adası’nın ünlü kadın ozanı Sappho, iki cinse karşı da şiirler yazardı... Yaşamını, evlenmemiş genç kadınlar için kurduğu okula adamıştı! Günümüzde kadınlar arasındaki “eşcinsellik” için kullanılan “lezbiyen (sevici)” sözcüğünün kökeni, Sappho nedeniyle, Lesbos Adası’nın adından türemiştir. Iris Cornelia Love da 9 Liz Smith ve Iris Love (sağda). “lezbiyen!” idi. Uzun yıllar boyunca, tanınmış Amerikalı gazeteci Liz Smith (Görsel 9) ile birlikte Yunanistan ve İtalya’da yaşadıktan (!) sonra, New York’a dönmüş ve kendine çeşitli ödüller kazandıran “Dachshund (sosis)” cinsi köpekler yetiştirmeye adamıştı! Türk hükümeti, 1978’de Iris Cornelia Love’ın kazı izni ni yenilemeyince, Ancona ve Napoli Körfezi de dahil olmak üzere, birçok yerde özellikle öteki “Afrodit tapınaklarını!” araştırmaya başlamıştı! Iris Cornelia Love, Praksiteles’in Afrodit’ini bulsaydı, acaba ne yapardı? Nasıl ünlenirdi? sonra gün ışığına çıkmaya başladı. İlk yılki kazı finansmanın “maddi başarısından sonra”, her yıl daha fazla para toplamış, sonra Knidos’un daha fazla bölümünü “keşfetmekle (deşmekle!)” uğraşmıştı. Iris Cornelia Love, kazıları boyunca; Datça’da, Türkiye’de, arkeoloji dünyasında lehte, aleyhte çeşitli tepkiler almıştı. Bir arkeolog olarak, Knidos’un varlığını dünyaya anımsatmıştı. Kimilerine göre kaçakçıydı! Hatta Knidos’un “ticaret limanında”, öğlenleri su kayağı yaparken kazıda bulduğu bazı eserleri sutyeninden, anlaşmalı bir yabancı tekneye fırlattığı da söylenirdi! Iris Cornelia Love’ın eserleri kaçırdığına ilişkin savlara, daha sonra Knidos’ta kazı yapan Prof. Dr. Ertekin Doksanaltı şu değerlendirmeyi yaptı: “Ben, bu konuya pek ihtimal vermiyorum! Çünkü bu konuda daha önce yöreden birçok kişiyle görüştüm, konuştum. Kaçırıldığını söyledikleri eserlerin çoğu Bodrum Müzesi’nde bulunuyor. Kaçırılma olaylarına pek itibar etmiyorum! Kendisi her ne kadar arkeolog da olsa, hiçbir arkeolog onun gibi özensiz çalışmaz! Kesin olan şu ki, her yeri delik deşik edercesine kazmış, çıkan hafriyatı denize dökmüş. Bunun affedilir hiçbir yanı yok!” Knidos, onun kazılarından büyük zarar görmüştü! Kazı alanlarından çıkarılan molozu, askeri limana dökecek kadar duyarsız araştırmalar yapmıştı. Knidos’u gezerken görülen pek çok çukur, Iris Cornelia Love’a aittir! 3 Iris, Olympos’a tanrılara su taşıyor. Bilim ve kültür kenti Çanakkale Müzesi’ndeki 8 seramik 8B kopya. 8A Knidos Afrodit’i... K nidos, Muğla’nın Datça ilçesine 1.5 km. uzaklıkta, Ege Denizi ile Akdeniz’in buluştuğu yarımadanın ucundadır. Akdeniz ve Ege’den karşı yönlerden gelip geçen teknelerin çoğu Knidos sularına uğrarlar ya da sığınırlarmış. (Görsel 4) Ege adalarından gelen Dor’lar, önce Datça’ya 2 km uzaklıkta, Burgaz mevkiinde Knidos kentini kurmuşlar. Kent sonra yarımadanın batı ucundaki Tekir Burnu’na taşınmış. “Deveboynu” denilen yarımada, eskiden adaymış. Sonra ana karaya bağlanarak her iki yanında yapay liman oluşturulmuş. Kuzey limanı, “askeri amaçla” kullanılıyor, her iki yanında yuvarlak kontrol kulesi bulunuyor ve ağzı zincirle kapatılıyormuş. Güneydeki iç limana, daha büyük ve ticari tekneler yanaşırmış. Tarihçi Strabon, kenti kıyıdan akropole doğru yükselen, antik tiyatroya benzetirmiş. Kaldı ki Knidos’ta biri 20 bin, ötekisi 5 bin kişilik iki tiyatro yapılmış. Kentin görkemini yansıtan önemli iki rakam! Yamacın güneyinde ve ticari limana hâkim konumdaki “küçük tiyatro”, “Greko Romen planlıdır!” Tiyatronun, mimari bloklar, sütunlar, heykeller, sahne binasının nişlerle ve bunların da içlerine yerleştirilmiş heykellerle süslen Göteburg’daki tunç kopya. diği anlaşılıyor. İlk kez, İÖ 2. yüzyılda inşa edilen bu tiyat ro, İS 2. yüzyılda son biçimini almış... Akropol’deki 20 bin kişilik “büyük tiyat ronun” taşları ve mermerleri sökülerek 19. yy’da gemilerle götürüldüğü için, bugüne ulaşamamış, yalnızca bir duvarı kalmış. Knidos, bilim, mimarlık ve sanatta da oldukça ileri bir kentti. Tarihin büyük astronomi ve matematik bilimcisi Eudoksus, doktoru Euryphon, ünlü ressamı Polygnotos ve dünyanın yedi harikasından biri sayılan İskenderiye Feneri’nin mimarı Sostratos da Datça’da yaşamışlardı. DEVRIN ÖNEMLI GÖZLEMEVI Eudoksus’un geliştirdiği ve dönemin büyük buluşu olan “güneş saati”, bugün de yerinde görülebilir. Devrin en önemli “gözlemevi” Knidos’taymış. Eudoksos, burada yıldızları incelermiş. Kuşkusuz bu olguda, Datça Yarımadası’nın parlak, nemsiz göğünün etkisi vardı. Doktor Euryphon ve öğrencileri zamanının ikinci büyük tıp okulunu Knidos’ta kurmuşlar. Şehir, 4 km’yi bulan surlarla çevriliymiş. Kent, askeri liman ile akropol arasında ve güneydeki ticari limana kadar geniş bir alanı kaplıyor. Döneminde, Knidos’un bir ünlüsü de “Knidos şarabı” idi. Knidos şarabının, Do dit heykeli, olağanüstü ün yapmıştı! ğu Akdeniz’den Karadeniz’e, Atina’ya kadar Sonraki yıllarda bu heykelin 50’den faz gittiği, bu yörelerde bulunan Knidos amfora la kopyası yapılmıştı. Bunlardan pişmiş larından anlaşılıyor. Çeşitli biçimlerdeki am topraktan olanı Çanakkale Müzesi’nde foralarda, Knidos’un mührü ve tüccarların (Görsel 8A), tunçtan olanı ise İsveç Göte adları yazıyormuş. burg’dadır.(Görsel 8B) HEYKELTIRAŞ PRAKSITELES Atinalı heykeltıraş Praksiteles (İÖ 4. yüzyıl) “çıplak kadın vücudunu, gerçek boyutlarda heykele uygulayan” tarihteki ilk heykeltıraştı! Bir akşam, Knidos’un deniz kıyısında, ressam arkadaşı Apelles ile kentin ünlü şarabından içiyordu. O sırada, tepedeki tapınaktan inen rahibelerin, elbiseleri ile denize girişlerini gördüler. Rahibelerden yalnızca biri çırılçıplaktı! Rahibenin “çıplak vücudunu” gören Praksiteles heyecanlanmıştı. Rahibenin çıplak heykelini yapmalıydı! Rahibeyi poz vermeye ikna etmeliydi. Rahibe, bir adamı öldürmüştü. Mahkeme, kızı “ölüme mahkum” etmişti. Ancak Praksiteles devreye girerek kızın çıplak soyunmasını istedikten sonra, yargıçlara “Bu memeleri, yok etmeye razı olacak mısınız” diye sormuştu! (Görsel 7) Rahibenin “memelerinden” etkilenen yargıçlar, yeniden toplanıp cezayı değiştirerek kızı bir tapınakta yaşamaya mahkum etmişlerdi! Praksiteles’in rahibenin “yaşam kurtaran!” o vücudunu, “model” olarak kullanıp Knidos’a beyaz, sert mermerden yonttuğu Afrodit heykeli; “tarihte dünyadaki ilk çıplak kadın heykeli” olması açısından da önemlidir. (Görsel 8) O zamana kadar, “tanrı” heykelleri çıplak yapılır, ama “tanrıça” heykellerinin sadece ger Heykel, Knidos’ta özel inşa edilen “Afrodit Tapınağı’na” dikilmişti. (Görsel 6) Iris Cornelia Love, Afrodit tapınağını bulduğunda çok mutlu olmuştu! (Görsel 5) Suriye’nin Kommagene ilinin başkenti Samosata’da İS 2. yüzyılda, doğan, kadınların cinsel dünyasını yansıtan “Erotes” adlı yapıtın yazarı Pseudo Lukianas, arkadaşı Kharikles ile Knidos’a uğradıklarında, heykel ile karşılaşmalarını şöyle anlatmıştı: “Kharikles, tanrıçaya doğru yürüdü ve onu ıslak dudaklarıyla öpmeye başladı. Uzun süre sarıldı ve kendinden geçti. Tanrıça ile adeta bütünleşmişti.” Heykel bugüne kadar bulunamadı, ama kaidesi yerinde duruyor. Kimilerine göre heykelin Bizans İmparatoru Theodosius döneminde İstanbul’daki Lausus Sarayı’na götürüldüğü, orada kaybolduğu ya da çalındığı söyleniyor. Knidoslular parlak dönemlerinden sonra, yoksullaştıklarında bile, Bithynia Kralı’nın büyük para önerisini, “yapılan halkoylaması sonucu geri çevirip” sıkıntıya katlanmayı seçmişlerdi. Bu arada, Knidos’un karşısındaki İstanköy Adası da, Praksiteles’ten bir kadın tanrıça heykeli istemişti. Praksiteles’in, İstanköy’e yaptığı heykel ise giyimliydi! danları açık olurdu. Tanrıça Afrodit bu heykelde, sol elinde kıyafetini tutar ve sağ eliyle de cinsel böl gesini kapar biçim de betimlenmişti. Bu heykeli görmek için Akdeniz kentlerin den pek çok ziyaretçi, Knidos’a gelirlerdi! Praksiteles’in, Knidos’taki çıplak Afro Praksiteles, rahibe ve yargıçlar. 7
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear