26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 26 Ekim 2016 TASARIM: SERPİL ÜNAY yorum 13 Köşemen ‘Frankfurt Kitap Fuarı’nda Propaganda’ Dünyanın en büyük ve önemli kitap fuarı olan Frankfurt Kitap Fuarı’nın ikili bir yapısı var. İlk üç gün sadece profesyonellere yönelik. Telif hakkı görüşmeleri yapılır. Son iki gün fuar kapılarını okurlara da açar. Söyleşiler yoğunlaşır, imza günleri düzenlenir. Son gün de Alman standlarında kitap satışı yapılır. Bu ikili yapı fuar katılımcılarının yaklaşımlarını, stand düzenlemelerini de etkiler kaçınılmaz olarak. Profesyonellere yönelik, iş görüşmelerini kolaylaştırıcı bir düzenleme mi yapacaksınız, yoksa okurlara yönelik etkinlikler mi? Türkiye gibi milyonlarca yurttaşının Almanya’da göçmen olarak yaşadığı ülkeler için iş daha da karmaşıktır. Yurttaşlarımız standda en yeni kitapları görmek, yazarlarla tanışmak ve o kitapları ücretsiz edinmek isterler. Bu nedenle de Türkiye ulusal standını düzenlemek kolay değildir. Telif hakkı satmak amacındaki profesyonel katılımcıya yönelseniz okur memnun kalmaz. Okura yönelik bir stand yapsanız yayıncılar rahat çalışma olanağı bulamaz. Bu yıl Türkiye iki ayrı standda temsil edildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın standında okurlara yönelik bir düzenleme yapılacak, devlet kurumlarının yayınlarına ağırlık verilecekti. İstanbul Ticaret Odası (İTO) standında ve çocuk bölümündeki standda ise aralarında Can, Ayrıntı, Destek, Yapı Kredi, Evrensel, Bilgi, Günışığı, Redhouse, Tudem ve Mavi Bulut’un da bulunduğu 24 yayıncı, özel bölümlerde kitaplarını sergileyip iş görüşmeleri yapacaktı. İTO son dakikada standda kitap sergilenmesine izin vermedi, sadece iş görüşmeleri için masalar tahsis etti. Böylece katılımcı yayıncılar da kitaplarını Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın standında sergilemek durumunda kaldı. “Standda Saidi Nursi’nin kitapları dağıtılıyor” izlenimi de böyle doğdu. İTO standında yer alıp kitaplarını tanıtacak olan Saidi Nursi’nin yayıncısı Sözler Yayınevi, broşürlerini bakanlık standında dağıttı. Geçen yıl bakanlığın bandrol vermeyerek Saidi Nursi’nin kitaplarının yayınını yasakladığını düşünürsek ilginç bir gelişme. Zeynep Oral “Kitap fuarları ideoloji, politika satmak yeri değildir” diyor. Ama kitabı politikadan, propagandaya araç olmaktan kurtarmak pek mümkün görünmüyor. Frankfurt Kitap Fuarı hep politik bir alan oldu. Fuarda Suriye’deki savaş, göçmen sorunu, İslamofobi, Avrupa Birliği’nin dağılması, popülizm, çokkültürlü yaşam, Irak’ta kadının durumu, İran, Rusya ve Küba’da düşünce özgürlüğü, Afrika’nın geleceği ve Türkiye’de düşünce ve ifade özgürlüğü konuşuldu. Konuk ülke “Hollanda ve Belçika Flaman Bölgesi”ne odaklanması gereken açılış töreninde Türkiye konuşuldu. Üstelik yazarların, yayıncıların söz alması gerekirken üst düzey politikacılara söz vererek. Aslı Erdoğan’ın mektubu okundu. Birçok panelde Can Dündar, Elif Şafak gibi yazarlarımız söz aldı. Türkiye standının önünde protesto gösterisi yapıldı, hapisteki yazarlara özgürlük talep edildi. Devlet 15 Temmuz darbe girişiminin dünyaya anlatılamadığını düşünüyor. Bence yanlış bir karar ama Kültür ve Turizm Bakanlığı da Frankfurt’u bu konuyu anlatmak için bir platform olarak görmüş. “Demokrasi ve Kültür” ve “Kısık Sesler: 15 Temmuz’un Türk Edebiyatına Yansımaları” panelleri bu amaçla yapıldı. Alev Alatlı ve Halil Berktay’ın hazırladığı “Turkey’s 15th July” fotoğraf albümü ve yine Halil Berktay’ın derlediği Ufuk Uras, Kutluğ Ataman, Erol Göka gibi isimlerin makalelerinin yer aldığı “15 Temmuz Darbe Girişimi Uzun Gecenin Kısa Tarihi” adlı kitabın Almanca çevirisi dağıtıldı. Frankfurt Kitap Fuarı her zamanki gibi politikanın alanı oldu. Böyle politik bir alanda talep etmemiz gereken tüm seslerin duyulmasıdır. Frankfurt Kitap Fuarı yönetimi de buna her zamanki gibi olanak sağladığına göre sorun görmemek gerek. 26 EKİM 2016 SAYI: 33257 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni MURAT SABUNCU Yazıişleri Müdürü Bülent Özdoğan Haber Koordinatörü Aykut Küçükkaya Yayın Danışmanı Kadri Gürsel Reklam ve Pazarlama Direktörü Ayşe Cemal Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Reklam Grup Koordinatörü Deniz Tufan Rezervasyon ve Planlama Koordinatörü Bülent Gürel l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Dış Haberler: Mine Esen l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Reklam Tel: (0232) 441 12 20 0530 430 74 17 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Hakan Kara. l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 05.55 05.39 06.01 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07.21 12.55 15.47 07.04 12.40 15.33 07.24 13.02 15.59 Akşam 18.16 18.03 18.28 Yatsı 19.36 19.21 19.45 Olaylar ve GOrUSler EDİTÖR: NAZAN ÖZCAN posta@cumhuriyet.com.tr MEB’in fantezisi ve gerçekler ALAADDİN DİNÇER Eğitimci Geçen eğitimöğretim yılından bu yana proje okul tartışması bitmek bilmiyor. Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye’nin başarı düzeyi iyi noktada olan okullarını dönüştürerek adına proje okul adı verilen yeni bir okul modeli yaratmaya çalışıyor. Türkiye’nin tarihsel birikimi en eski okullarının da içinde bulunduğu 155 okulu, proje okul uygulamasına tabi olmaya zorlayarak sıradanlaştıran bir yaklaşım bu. 199 okulun 58’i bu tür lise, 135’i imam hatip lisesi, 6’sı ise meslek lisesi. Ayrıca 18 imam hatip ortaokulu da proje ortaokulu yapıldı. Ben yaptım oldu tavrı EğitimSen’in açtığı davada Danıştay Dava Daireler Kurulu’nun proje okul düzenlemesinin de içinde yer aldığı yasayı anayasaya aykırı bularak, Anayasa Mahkemesi’ne taşındı. Bakanlık, yüksek mahkemenin kararını beklemeksizin bir genelge yayımlayarak süreci işletmeye devam ediyor. Bu yıl okulların açılması ile birlikte bu okullarda görev yapan 1187 öğretmen yönetmelikte belirlenen 8 yıllık görev süresini doldurdukları gerekçesiyle okul ve öğrencilerinden koparılarak başka okullara gönderildi. Bakanlık atamaların ardından doruğa ulaşan tepkileri görmezden gelerek kendi bildiğini okumaya, ben yaptım oldu tavrını dayatmaya devam ediyor. Yeni sorunlar doğuruyor Gelişmeler Bakanlığın tavrını değiştirmeye niyetli olmadığını gösteriyor. Bakanlık, sorunlarını diğer okullara göre nispeten çözmüş okullarının yapısını proje okulla bozarak, yeni sorunlar doğmasına yol açmak yerine, eğitimin artık kronikleşen ve yosun tutmaya başlayan sorunlarını çözmeye yönelse daha doğru bir iş yapmış olacak. Bakanlık, bir tür ‘fanteziye’ dönüşmüş projeler yapmaktan geri durmayacak gibi görünüyor. Oysa öğrenciler, veliler ve eğitim emekçileri böyle fantezi projeler değil, okulların, eğitim sisteminin ve eğitim emekçilerinin saymakla bitirmekte zorlandığımız sorunlarının çözümünü bekliyor. Üç önemli sorun Örneğin, uzun yıllardır eğitim sisteminin önemli sorunları arasında kendisine ilk sıralarda yer bul Milli Eğitim Bakanlığı, sorunlarını diğer okullara göre nispeten çözmüş okulların yapısını “proje okul” denilen fanteziyle bozarak, yeni sorunlar doğmasına yol açmak yerine, eğitimin artık kronikleşen okulu terk, sınıf tekrarı ve devamsızlık gibi çok ciddi sorunlarını çözmeye yönelse daha doğru bir iş yapmış olacak. Proje okullara karşı veliler, mezunlar ve öğrenciler her gün protesto eylemi yapıyor. muş olan devamsızlık, sınıf tekrarı ve okul terkleri sorunu bugün de devam ediyor. Sayılar sorunun azalmak ve bitmek yerine sürmekte olduğunu gösteriyor. Bakanlığın hazırladığı stratejik rapor ve istatistiklerine de yansıyan bu sorunun çözümü, eşitsizlik boyutunda yaşanan pek çok sorunu da çözmeye katkı sağlayacaktır. Çünkü okul terkleri ve devamsızlığın ardında büyük oranda eğitimsizlik, yoksulluk ve diğer sosyal, ekonomik ve kültürel nedenler yatıyor. Devamsızlık Rakamlara göre 201415 öğretim yılında 2 milyon 277 bin 706 öğrenci devamsızlık yaptı. İlkokul, ortaokul ve liselerde özürlü ve özürsüz okula gelmeme (devamsızlık) oranları azımsanmayacak boyutlarda. Özellikle ilkokul 4, ortaokul 8 ve liselerin 12. sınıflarında okula gelmeme daha yaygın. Bakanlık raporlarında 21 gün ve üzeri ile 41 gün ve üzeri olarak izlenen devamsızlık rakamları toplam öğrenci oranının yüzde 15.70’ine ulaşmış durumda. 21 gün ve üzeri devamsızlık oranı ilkokullarda yüzde 4.48, ortaokullarda yüzde 9.55, liselerde yüzde 18.84. Sayısal olarak ilkokullarda 243 bin 599, ortaokullarda 504 bin 138, liselerde ise 1 milyon 23 bin 682. 41 gün ve üzeri devamsızlık ise ilkokullarda yüzde 2.61, ortaokullarda yüzde 4.88, liselerde yüz de 1.97 oranında görülüyor. 41 gün ve üzeri okula gitmeme il kokul birinci, ortaokul sekizinci, lise dokuzuncu sınıflarda yoğunlaşıyor. Sayısal olarak ilkokullarda 141 bin 683, ortaokullarda 257 bin 799, liselerde ise 106 bin 804 öğrenci özürlü ya da özürsüz olarak okula gitmedi. 21 ve 41 gün üstü okula devam etmeme ilkokul ve ortaokullarda yoğunluğu Güneydoğu, Ortadoğu ve Kuzeydoğu Anadolu bölgelerinde yaşanıyor. Liselerde devamsızlık yoğunluğu ise Batı Marmara, Ege ve Batı Anadolu bölgelerinde. Sınıf tekrarı Ortaöğretimde 2014 verilerine bakıldığında öğrencilerin yüzde 11.6’sının (yaklaşık 600 bin) sınıf tekrarı yaptığı görülüyor. Sınıf tekrarı veya sınıfta kalmanın en yoğun yaşandığı sınıf 9. sınıflar oldu. Sınıf tekrarı oranları 201014 yılları arasında arttı. 9. sınıfta sınıf tekrarı yapan öğrencilerin tüm ortaöğretimde okuyan öğrenciler içindeki oranı 2014 verilerine göre yüzde 72.5. Ortaöğretimde sınıf tekrarı yapan öğrencilerin üçte ikisi 9. sınıftan. 9. sınıfta sınıf tekrarı 2010 yılında yüzde 7 iken bu oran 2014’te yüzde 17’ye çıktı. Bu sınıf düzeyinde bir sorun olduğu kesin. 9 sınıfta sınıf tekrarının yoğun olmasının nedenleri arasında ilkokul ve ortaokulda sınıf tekrarı olmamasının etkilerinin olduğunu söylemek müm kün. Ortaöğretim okul türleri arasında sınıf tekrarları incelendiğinde meslek liselerinin ön planda olduğunu görüyoruz. 2014’te sınıf tekrarı yapanların yüzde 87’si meslek liselerinde okuyan öğrencilerden oluşuyor. 2010 yılında bu oran yüzde 57 olmuştu. Sınıf tekrarında erkek öğrencilerin oranı kız öğrencilerden daha yüksek. Bölgesel bazda Güneydoğu, Kuzeydoğu ve Ortadoğu Anadolu bölgelerindeki sınıf tekrarı oranları, hem Türkiye hem de diğer bölgeler ortalamasının üzerinde. Okulu terk Son yıllarda açık öğretimde okuyan öğrenci oranının yüzde 26’ya ulaşmasında üst üste iki yıl sınıfta kalmanın ve ardından örgün eğitimin dışına çıkmanın (okulu terk) etkileri bulunuyor. Bu oran eğitim bilimleri alanında çalışan uzmanlar açısından oldukça yüksek ve sorunlu bir oran olarak değerlendiriliyor. Sonuç olarak, eğitim emekçilerinin, velilerin, öğrencilerin ve mezunların tepkisine rağmen Bakanlık proje okul ısrarından vazgeçmeye niyetli görünmüyor. Aslında bu proje 58 okulun seviyesini sıradanlaştırıp, proje okulu yapılan 91 imam hatip lisesinin seviyesini özellikle de imam hatiplerin akademik başarısını söz konusu okulların seviyesine yükseltmeyi amaçlıyor. Bu nedenle el konulan okullar Anadolu imam hatip ve fen ve sosyal bilimler lisesi yapılıyor. İmam hatip liselerine yönelik tasarrufu anlamak mümkün ancak, 58 liseyi bu dönüşüm serüveninin içine katmayı kabullenmek mümkün değil. Yukarıda sıralanan sorunlara ek olarak öğrenciler arası, okullar arası eşitsizlikler devam ettikçe, öğrencinin yüksek yararı yerine siyasetin ve mevcut düzenin yüksek yararına göre eğitim politikaları geliştirildikçe okulların proje okulu, süper okul, gözde okul vb. gibi olmasının sorunları çözmeyeceği aşikâr. Bu kadar sorun dururken MEB’in proje okul adı altında okulları yeniden ayrıştırmaya tabi tutmasını yenilik gibi sunması, eğitimdeki sorunları görünmez kılıyor. Bu süreçte yapılacak en doğru işlem AYM kararının beklemek, bu sürece kadar uygulamayı durdurmaktır. Avrupalı sorunca ‘performans’ dedi Rektör, Avrupalı meslektaşlarına ‘İmzacı oldukları için attım’ diyemedi Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. nun “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bil Dr. Ahmet Çamsarı’nın dirisine imza atan akade 9 barış akademisyenini misyenlerin sözleşmeleri işten çıkarma gerekçesi Rektörlük tarafından ye ni, yurtdışındaki üniversitelerden gizlediği ortaya çıktı. KEMAL GÖKTAŞ nilenmedi. Soruşturmalar henüz sonuçlanmamışken ger Resmi tebliğlerde ve idare çekleştirilen işlemler, yurtdı mahkemesine verilen savunma şındaki pek çok üniversiteden larda akademisyenlerin sözleş Mersin Üniversitesi’ne uygu melerinin barış bildirisine im lamaya tepki gösteren kınama za attıkları için açılan adli ve ida mesajları geldi. ri soruşturmalar nedeniyle yenilenmediğinin belirtilmesine rağ ‘Ayrımcı tutum yok’ men, Rektör Çamsarı, yabancı Bremen ve Lozan üniversi üniversitelerden gelen tepki me telerinin kınama mesajları sajlarına yanıt verirken akade na Mersin Üniversitesi Rek misyenlerin “performansları” ne törü Çamsarı kendi imzasıy deniyle sözleşmelerinin yenilen la verdiği yanıtlarda, Mersin mediğini ileri sürdü. Üniversitesi’nde yaşananların Mersin Üniversitesi’nde Ba olağan idari uygulamalar ol rış İçin Akademisyenler grubu duğu, “objektif değerlendirme ler” sonucu akademik başarının ölçüldüğü savunarak “belli bir gruba yönelik ayrımcı tutum” olmadığını ileri sürdü. Söz konusu akademisyenlerin bölüm, fakülte ve jüri raporlarının olumlu olduğuna, çoğu akademisyenin puanlarının kriterlerin katbekat üstünde olmasına hiç değinilmeyen cevaplarda, resmi tebligatlardaki asıl gerekçelerden de bahsedilmedi. Aynı zamanda Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı’nı da yürüten Prof. Dr. Çamsarı, yurtiçinde gerek davalarda verdiği savunmalarda gerekse tebligatlarda sözleşme yenilememe nedeninin açıkça atılan imzalar olduğunu vurgularken, Avrupalı meslektaşlarına “performans” savunması yapması dikkat çekti. l ANKARA KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr Çizerimiz yıllık izninin bir bölümünü kullandığından çizgilerine bir süre ara vermiştir. ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com.tr Aziz Kocaoğlu İzmir kumpas davası ertelendi HAKAN DİRİK İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun, bürokratlarıyla birlikte, “organizes suç örgütü kurmak”, “ihalelerde yolsuzluk yapmak” gibi iddialarla yargılandığı dava, 27 Şubat’a ertelendi. İlki 2 Mayıs 2011’de gerçekleştirilen operasyonların sonunda, 129 sanık hakkında dava açılmıştı. Dosyanın her aşamasındaki polis, bilirkişi, savcı ve hakimler FETÖ üyesi olmaktan tutuklandı. İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki oturumda savunma yapan Kocaoğlu’nun avukatı Ercan Demir, “15 Temmuz itibariyle bu yapının bambaşka bir örgütlenme içinde olduğu bir realite olarak ortaya çıkmıştır. Bu soruşturmayı yürüten kolluk görevlileri, bu terör örgütünün üyesi olduklarından tutuklanmıştır. Savcılar da tutuklanmıştır. Soruşturma aşamasında tedbir kararı veren hakimler tutuklanmış meslekten ihraç edilmişlerdir” dedi. Mahkeme Başkanı Tamer Bulam’ın, sanıklara taleplerini sorması üzerine, salondan “beraat istiyoruz” sesleri yükseldi. Ancak, dava ertelendi. Başkan Kocaoğlu, duruşma sonunda “Geceli gündüzlü çalışarak, adaletten ayrılmadan Atatürk ilke ve inkılaplarından ayrılmadan Türkiye Cumhuriyeti’ni geliştirmek, demokrasiyi, insan haklarını yerleştirmek için mücadeleye devam edeceğiz. 27 Şubat’ta daha büyük bir kalabalıkla beraat eder ve işimize bakarız” diye konuştu. l İZMİR C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear