20 Mayıs 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Çarşamba 30 Aralık 2015 EDİTÖR: PELİN ÜNKER TASARIM: SERPİL ÜNAY ekonomi 9 Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji için nsanlık tarihinin milattan önce 50.000 civarında başladığı tahmin ediliyor. Homo sapiens’in evrimi ise gezegenin üzerinde canlı yaşamının başlangıcını da hesaba katarsak 3 milyar yıldan beri sürüyor. İnsan evrimine ilişkin ilk kayıtlar, 2002’de Çad’da bulunan fosillerden bildiğimiz gibi 7 milyon yıl öncesine dayanıyor. Arkeologların homo ergaster dediği ilk insan benzeri türler bundan 2 milyon yıl sonra ortaya çıktı. Bizim doğrudan atamız homo sapiens’in evrimi milattan önce 130.000 yılına gidiyor. Milattan önce 20.000’li yıllarda son buzul çağı geride kaldı, yepyeni bitkiler ve hayvan türleri ortaya çıktı. Bu dönemden sonra insanlık tarihinde yeni sıçramalar gerçekleşti: MÖ 8.000 yıllarında gerçekleşen tarım devrimi ve 15 ile 16. yüzyıllarda Yeni Dünya’nın keşfi ile Amerika kıtasının kolonizasyonu dönemlerinde olduğu gibi... Ama yine de, kökeni önce feodal dinamiklere, sonra da 13. yüzyıl boyunca gerçekleşen uzun ticaret dönemine giden sanayi devrimi başlayana kadar, insanlık tarihinin büyük bölümünde insanlar ancak geçimlik koşullarda yaşadılar. “Uzun” 13. yüzyıl ticaret dönemi ve 16. yüzyıl sanayi öncesi birikim döneminin başını çektiği teknolojik yenilik atılımları ve büyük devletlerin oluşumu 1820’ler civarında ekonomik büyümede bir patlamaya neden oldu. 1820’yi izleyen yıllarda bizlere zenginlik ve çeşitlilik sunan bir tarih var. Ama bu konjonktürde atlanmaması gereken önemli soru şudur: “Sanayi devrimi niçin Avrupa’da gerçekleşti?” (özellikle de İngiltere’de); ve “Niçin 18. yüzyılın sonlarında?” Kolaycı bir yanıt, sanayi devrimi öncesinde teknoloji ve bilimsel bilginin olması gerektiği ve bunların da o dönemde yalnızca Avrupa’da bulunduğu savı şeklindedir. Avrupa, 16. yüzyılda başlayan Rönesansı izleyen dönemlerde önemli icatlarla büyük atılım yapmıştı. Charles van Doren Rönesans’ın bir doğum tarihi varsa onun 20 Temmuz 1304 olduğunu söylüyor; yani, ömrünü klasik uygarlıkların canlandırılmasına ve çevirisine adamış Francesko Petrarch’ın doğum tarihi. Petrarch’ın çabaları, bir dizi öykü ve felsefi deneme içeren Decameron’un yazarı Giovanni Boccaccio ile karşılaşmasıyla doruğuna ulaşmış ve birlikte bilimsel araştırma ve bilimsel Sendikalar barış için iş bıraktı DİSK, KESK ve TMMOB, Doğu ve Güneydoğu’da uygulanan sokağa çıkma yasaklarını protesto etmek amacıyla iş bırakma eylemi yaptı. Bütün illerde “Barışa Ses Ver” temalı basın açıklamaları gerçekleştirildi. Ankara’da ortak açıklama metnini okuyan KESK Eş Genel Başkanı Lami Özgen, halkın aylardır süren “sokağa çıkma yasakları” adı altında sıkıyönetim koşullarına terk edildiğini söyledi. Son beş ayda 45’i çocuk, yüzlerce sivil yurttaşın hayatını kaybettiğini, cenazelerin sokak ortasında çürümeye, yaralıların kan kaybından ölüme terk edildiğine dikkat çeken Özgen, yok sayarak, kırarak, ezerek sorunları bitirmenin, muhalefeti sindirmenin çözüm olmadığını söyledi. Diyarbakır’da ise oturma eylemi yapan gruba polis, gaz bombası ve tazyikli suyla müdahale etti. Rize’de sendikacılara “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” sloganı atan küçük bir grup yumurta fırlattı. İ ANKARA Kıdem tazminatına garanti fonu önerisi DİSK, kıdem tazminatı değişikliğinde sürpriz bir öneride bulundu. İflas eden şirketlerde işçilerin kıdem tazminatlarının ödenmesi sağlanmış olacak ükümet kıdem tazdato gibi nedenlerle işçilere minatı değişikliğini ödenmeyen hakların “daha gündeme getirmeye sonra işverenden mahsup hazırlanırken, DİSK’ten süpedilmek” üzere Ücret Gariz bir öneri geldi. Çalışma ranti Fonu’ndan ödenebive Sosyal Güvenlik Bakanı MUSTAFA leceğini ifade etti. İşveSüleyman Soylu ile görüşen ÇAKIR renin iflas etmesi haDİSK yönetimi, şirketlerin linde işçiler ödenmeiflas etmeleri halinde işçileyen ücretlerini bu rin kıdem tazminatlarının “daha fondan alabiliyor. sonra işverenden mahsup edilmek Fona yatırılacak üzere” Ücret Garanti Fonu’ndan ödenmesini önerdi. DİSK Başkanı Ücret Garanti Fonu, Kani Beko başkanlığındaki DİSK İşsizlik Sigortası Fonu heyeti Çalışma ve Sosyal Güvenkapsamında oluşturululik Bakanı Soylu ile görüştü. Göyor. Fonun gelirleri, işrüşmede kıdem tazminatları, taverenlerce işsizlik sişeron çalışma, asgari ücret, işsiz gortası primi olarak yalik sigortası fonu, sendikal barajpılan ödemelerin işveren lar ve işkollarındaki sorunlar baş payının yıllık toplamının ta olmak üzere çalışma yaşamınyüzde biri ile bu primlerin daki bütün konular gündeme gel değerlendirilmesinden elde di. DİSK sorunlarla ilgili bakan edilen kazançlardan oluşuyor. Soylu’ya dosya da sundu. Bu fon İşsizlik Sigortası FoKıdem tazminatının fona devrenu içerisinde farklı bir hesapdilmesine kesinlikle karşı oldukla ta takip ediliyor. DİSK’in önerını dile getiren DİSK yönetimi, kı risine göre işçiler, işveren tadem tazminatını alamayan işçiler rafından ödenmeyen alacaklaiçin süpriz bir öneride bulundu. rını bu fondan alabilecek. AnTüm işçilerin kıdem tazminatı alcak sonrasında işveren işçileması için fona devir gibi bir uygure yapılan ödemenin karşılığını lamaya gerek olmadığını dikkat çe fona yatırmak zorunda olacak. ken DİSK yönetimi, iflas/konkorl ANKARA H İşçiye ‘vergi şoku’ şçiler, asgari ücretten vergi kesintisi olmamasını beklerken, Maliye Bakanlığı’nın tebliği ile şok oldu. Eskiden aralıkta yüzde 20’lik vergi dilimine giren asgari ücretli yeni düzenleme ile gelecek yıl eylül ayından itibaren bir üst dilimden vergi ödemeye başlayacak. Asgari ücretliden daha fazla vergi kesilecek. 2015’te 12 bin liraya kadar olan İ gelirler yüzde 15’lik vergi dilimine girerken bu rakam bu yıl sadece yüzde 5 artışla 12 bin 600 liraya çıkarıldı. Yani 12 bin 600 liraya kadar olan gelirler yüzde 15’lik vergi dilimi kapsamında olacak. Üzerindeki gelirler ise yüzde 20’lik dilime girecek. Buna göre asgari ücretli eylülden itibaren yüzde 20’lik dilime gireceği için aylık kaybı 70 lira olacak. İşçinin 4 aylık kaybı ise 280 liraya çıkacak. Konu dün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu’nun Türkİş’i ziyareti sırasında da gündeme geldi. Türkİş Başkanı Ergün Atalay, “Ücretlerdeki düşüş yüzde 35’leri buluyor. Biz Maliye Bakanlığı’ndan bu konuda olumlu adım beklerken, 2 gün önce Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğle pirince giderken evdeki bulgurdan olduk” dedi. yöntemi temellendirmişlerdi. Yine de bu Avrupa merkezli “bilimsel bilgi sanayi devrimine yol açtı” şeklindeki savın ciddi açıkları bulunmaktadır. Birincisi, niye daha erken bir zamanda, Yunan uygarlığında ya da Roma İmparatorluğu’nun zirve yaptığı dönemde değil de 18. yüzyılın sonunda gerçekleşti? İkincisi, bu sav Çin’in bilim ve teknoloji alanında açık ara önde olduğu 4. ya da 5. yüzyılda niçin bir sanayi devrimine tanık olmadığımız konusunda bütünüyle sessiz kalıyor. Çinliler Avrupa’dan 1000 yıl önce kâğıdı icat etmişti. Çinli çiftçiler karmaşık tarım aletleri kullanıyor, gemileri gelişmiş hidrolik enerji tekniklerinden yararlanarak nehirlerde yüzüyordu. Ortaçağ Avrupa’sındaki cesur şövalyelerin rüyalarını süsleyen üzengi ve gem veya gübre, veterinerlik ilaçları ve çeşitli bitkiler Çin’de MÖ 250’den beri kullanılıyordu. Araplar da ilk bin yıl civarında bilimde ve bilgide önde gidiyordu. İleride oldukları alanlar cebir (bu sözcük Arapça elcebr’den gelir ve Harezmi’nin MS 825’te yazdığı kitabın adında bulunur) ve astronomi idi. Babilliler ‘0’ı MÖ 350 gibi erken bir tarihte icat etmişler ve onluk sayı düzenine giden yolu açmışlardı. Ama 1187 civarında, Selahattin’in yönetiminin en güçlü zamanında, yani üçüncü haçlı seferinin yenilgiye uğratılıp Kudüs’ün tekrar alınmasından sonra İslam toplumlarının bilgi önderliği ansızın durmuştur. Çinlilerin bilimsel gelişimi de 1400’e kadar hızını kaybetmişti, Avrupa’daysa bilimsel araştırma ve akılcı bir düşünce sistemi için çoğulcu bir ortam oluşmaya başlıyordu. Çin’de 1400 yıllarında, İslami toplumlarda 1187’den sonra olmayıp da Avrupa’da olan şey neydi? Kanımca sorunun tek ve açık bir yanıtı var: Akılcı düşüncenin bağımsızlığının yerleşmiş olması, bilimsel kuşkuya uygun hareket etmek, bilimsel araştırmada kılavuz olarak bilimsel yöntem dışında hiçbir şeyi kabul etmemek. Gazetemizin 1501 sayılık eki Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji, Mustafa Kemal’in “Ben manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır...” sözlerini anımsatırken bu gerçeğin altını çizmekteydi. CBT’yi yeniden yayında görmeyi diliyoruz... C M Y B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear