25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 5 EYLÜL 2013 PERŞEMBE 6 HABERLER Askeri teçhizata ayrılan bütçede ve gizli hizmet giderlerinde büyük bir artış yaşanıyor Savaşa yatırım yapıyorlar F16’LARA FÜZE KALKANI GELİYOR BARKIN ŞIK FIRAT KOZOK Suriye: Yapılacak Tek Şey Var İç savaşın ve ölümlerin durmasını mı istiyorsunuz? O halde yapacağınız tek şey vardır: Köktendincilerin ve muhaliflerin arkasından desteğinizi çekin. Muhalefetle (El Nusracıları değil) Esad’ı toplantıya çağırın... Esad, dünya demokratik kamoyunun gözetiminde seçimlerin yapılacağını açıklasın... Bu işi bitirin... Yoo hayırsa, bu en sıradan sokaktaki insanların düşündüğü bu en akli ve hakkaniyetli çözümle sizin bir ilginiz yoksa, zaten barış falan istemiyorsunuz demektir... Savaş istiyorsunuz, kan dökmek ve içmek istiyorsunuz... İnsanların öldürülmesi aslında ve esasında hiçbirinizin zerre kadar umurunda değil... Irak’ta ayda hâlâ 1000 insan ölüyor. Irak’ı bu hale kim getirmişti, pardon ama.. Irak’a hangi bahane ile saldırmıştınız? Pardon ama.. sizlere barış yanlılarının, savaş karşıtlarının okkalı bazı diyecekleri var, kulaklarıma fısıldayıp, mesaj atıp duruyorlar, ama burada yakışık almaz... Obama, ABD’nin önceki beyaz şeflerinden farklı olmadığını gösterdi... Ha beyaz ha siyah.. İsveç, utanmadan Nobel ödülü verdi... Obama’da utanma olsaydı, bu ödülü daha o zaman almazdı, yahu derdi ben bir dünya hegemonyacılığı kovalayan bir sistemin başındayım, şimdi bunu alırsam ayıp olur, bu sistemin yarın ne yapacağı, beni nasıl kullanacağı hiç belli olmaz!.. Dünkü konuşmasına baktım, “Nobel’i hak etmediğimi o zaman söylemiştim” demiş... Ama cebine de koymuş, şimdi ilk saldırı emrini verdiğinde Nobel’i de İsveç’e gönderecektir demek! Peki Obama senatör iken 2003’te Irak Savaşı’na neden karşı çıkmıştı? Muhalefette olduğu ve başkan olmadığı için mi? İsveçliler neden Nobel verdi? Verirsek elini kolunu bağlarız, savaşmaz diye aptalca bir düşüncenin peşine takıldıkları için mi? HHH Kimyasal silah, tamamen bahaneniz... Siz emperyalistler ve işbirlikçilerin bütün savaşlar için bahanelerinizin her zaman sepetinizde bol miktarda var olduğunu tarihsel olarak da güncel olarak da biliriz. Henüz BM raporu bile açıklanmadı; kimyasal silah kullanıldıysa, bunu kimin kullandığını da kanıtlamalısınız.. Ama uluslararası haydutluk için size kanıt değil bahaneler gerektiğini hep biliriz... Sizin “inanmanız” yeterlidir. İnanç konusunun, asla kanıta gerek duymadığını da dünya âlem bilir... Doğan Kuban diyor ki yarınki Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji’deki makalesinde: “Öldürmek için bu kadar yalan söylemeyi insanlara kim öğretti?... ‘Esad 200 Suriyeli muhalifi öldürdüyse biz de 2000 tane Suriyeliyi bombayla öldürüp onun kentlerini yıkalım’ denebilir mi? Burada 2000 kişi öldürmek önemli değil de, gaz kullanmak mı daha önemli oluyor?.. Adamı gazla öldürmekle bomba ile parçalamak arasında nasıl bir insanca fark var? 2000 kişiyi füzeyle öldürünce bu uluslararası adalet mi olacak?..” HHH Peki Recep Tayyip Erdoğan’ın ve medyadaki “Amerikancı Müslüman yandaşları”nın, Müslümanlarla derdi ne? İkinci Dünya Savaşı’ndan hemen hemen sonraki bütün savaşların, Batı’nın İslam dünyasına karşı savaşları olduğunu bilmiyor mu? Neden, bir Hıristiyan ülkesinde bugün neredeyse tek savaş bulunmuyorken, yıllardır İslam ülkelerinin enselerinde boza pişiriliyor? Ya İslam ülkelerinde iktidarlar, insanlar, partiler parçalanarak birbirini yiyerek, vurarak öldürüyor... Ya da Batılı emperyalistler İslam ülkeleri üzerine bomba yağdırarak Müslüman halkı öldürüyor... Batılılar, İslam ülkelerine demokrasi gelsin, hak ve özgrülükler sağlansın, diktatörlükler yıkılsın diye mi saldırıyor? Sakın kendi çıkarlarının gereği olarak gözlerine kestirdikleri ülkelere ve rejimlere saldırarak yüz binlerce ve milyonlarca Müslümanı öbür dünyaya gönderiyor olmasınlar? HHH ANKARA Ortadoğu’da savaş tamtamları çalınırken, Türkiye savaş uçaklarına “füze ikaz sistemi” almak için harekete geçti. Bu sistem Türk uçakları için daha önce tedarik edilseydi, Akdeniz’in uluslararası sularında Suriye tarafından “ısı güdümlü füze” ile düşürüldüğü belirtilen RF4 uçağı yüksek olasılıkla bu saldırıdan kurtulacaktı. Füze ikaz sistemi, Suriye gibi hava savunma sistemlerinin güçlü olduğu ülkeler üzerinde uçuş yapabilmek için şart bulunuyor. Türk uçaklarında halen füzelere karşı koruma için “radar ikaz sistemi” bulunuyor. Bu sistem, radar kilidi ile çalışan füzelere karşı koruma sağlıyor. Füze ikaz sistemi ise “ısı” ve “lazer” güdümlü füzelere karşı kalkan görevini görüyor. Türk RF4 uçağında bu sistem bulunsaydı, yüksek olasılıkla saldırıdan kurtulacaktı. Genelkurmay Askeri Savcılığı, geçen yıl olayla ilgili yaptığı bilgilendirmede, “Kaza kırım inceleme raporunda, uçağımızın Doğu Akdeniz’de uluslararası hava sahasında uçarken, Suriye hava savunma unsurları tarafından atılan füzenin, uçağın sol arka tarafında patlayarak blast etkisi yaratması sonucunda, uçağın sola dönüşle irtifa kaybedip sola hafif yatışlı ve burun yukarı pozisyonda suya çarptığı kanaati belirtilmiştir” açıklaması yapmıştı. ANKARA Bütçede “Gizli Hizmet Giderleri” başlığı altında yer alan örtülü ödenek harcamaları, geçen yılın aynı dönemine göre ilk 6 ayda 50 milyon TL artarak 542 milyon TL’ye ulaştı. Güvenlik ve savunmaya yönelik mal, malzeme ve hizmet alımlarına ayrılan para ise 160 milyon TL artışla 884 milyon TL’ye ulaştı. Devlet yalnızca silah, araç, gereç ve savaş teçhizatı için 6 ayda 438 milyon TL harcadı. Geçen yılın aynı döneminde bu rakam 201 milyon TL olmuştu. Geçen yılın ilk 6 ayında “Gizli Hizmet Giderleri” başlığı altında MİT ve Başbakanlık’a ayrılan toplam rakam 492 milyon 194 bin TL olmuştu. Yıl sonunda rakamın 1 ‘Örtülü’ rekora koşuyor İstatistiklere göre bu yılın ilk altı ayında, “Gizli Hizmet Giderleri” başlığı altında MİT ve Başbakanlık’a aktarılan kaynak da 542 milyon 595 bin TL oldu. Geçen yılın ilk altı ayında 492 milyon 194 bin TL olarak hesaplanan bu kalem, yıl sonunda 2011’e göre 300 milyon TL artarak 694 milyon TL’ye yükselmişti. Ancak yeni rakamlar, Cumhuriyet tarihinin en yüksek rakamına ulaşan ve nereye harcandığı açıklanmayan bütçenin 2013’te de rekora koşacağını ortaya koydu. milyar TL’yi aşması bekleniyor. PKK’nin 8 Mayıs’ta başlayan çekilme süreci ve örgüte yönelik operasyonların azalmasına karşın, devletin silah kaleminde yaptığı harcamaların artması “Hükümet savaş bütçesi mi uyguluyor?” sorusunu akıllara getirdi. Bütçede “Güvenlik ve Savunmaya Yönelik Mal, Malzeme ve Hizmet Alımları” başlıklı kalemdeki harcama tutarı bir önceki yıla göre yaklaşık 160 milyon TL arttı. Devlet, her türlü silah, araç, ge reç ve savaş teçhizatı alımı için 6 ayda 438 milyon 784 bin TL, yani neredeyse yarım milyar TL harcadı. Bu alımların işletme giderleri ise 133 milyon 532 bin TL oldu. Geçen yıl alımlar için 201 milyon 610 bin TL, işletme gideri için de 129 milyon 747 bin TL harcanmıştı. Aynı kalemde yer alan mühimmat, ArGe, onarım, inşaat gibi giderlerle birlikte yapılan toplam harcama tutarı 884 milyon 38 bin TL’ye çıktı. Geçen yıl aynı dönemde bu rakam 722 milyon 333 bin TL olarak hesaplanmıştı. ODTÜ Rektörlüğü uyardı: LOĞOĞLU, KAHİRE’DEKİ MUHATAPLARININ ORDU DEĞİL HÜKÜMET OLDUĞUNU SÖYLEDİ: Ağaçlar için önlem alın ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ODTÜ Rektörlüğü, Ankara Anakent Belediyesi’nin ODTÜ ormanından geçecek otoban projesine ilişkin, “2 bin 388 ağacın kesilmesi gerekecektir” uyarısında bulundu. Günlerdir Ankara’nın diken üstünde durmasına neden olan ODTÜ ormanı gerilimi sürüyor. Anakent Belediyesi’nin ormanın içerisinden 8 şeritli otoban geçirmesinin hukuksuz olduğuna ilişkin açıklamalar sürerken, ODTÜ Rektörlüğü de suskunluğunu bozarak otoban projesiyle ilgili açıklama yaptı. ODTÜ arazisi üzerinden geçecek 27 farklı kavşak çözümü üzerinde çalışıldığı dile getirilen açıklamada, “Be Mısır’da Mursi’yle de nimsenen çözüm, doğal çevreyi en az düzeyde etkileyecek ve ulaşım ihtiyacını en iyi şekilde karşılayacak tasarımdır. Bu çalışmalara ve söz konusu bölgede 30 yıldır ağaçlandırma yapılmamasına rağmen, ODTÜ arazisi içinde yaklaşık 3.000 ağacın yol yapımından etkilenmesi söz konusudur” denildi. Açıklamada şu uyarılar yapıldı: “Titizlikle koruduğumuz ağaçlardan bir kısmının yol yapımı nedeniyle kesilecek olması Ankaralıların tepkisine neden olmaktadır. ODTÜ olarak, bu ağaçların ve çevrenin zarar görmesini önleyecek her türlü önlemin alınmasını önemli ve gerekli görüyoruz.” görüşmek istiyoruz AYŞE SAYIN ANKARA Mısır hükümetinin davetlisi olarak Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu ve İstanbul Milletvekili Osman Korutürk’ü Kahire’ye göndermeye hazırlanan CHP’den, hükümet kanadından gelen “darbecilerle görüşüyorlar” açıklamalarına, “Muhatabımız Sisi değil, Mısır hükümeti” yanıtı geldi. CHP heyeti izin verilirse Mısır’ın devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ile de görüşmeyi planlıyor. CHP MYK toplantısında ağırlıkla, Loğoğlu ve Korutürk’ün Mısır ziyareti değerlendirildi. Loğoğlu temaslar hakkında bilgi vererek kendilerinin Genelkurmay Başkanı Sisi’nin değil, hükümetin davetlisi olduğuna işaret etti. Ziyaretle ilgili Cumhuriyet’e bilgi veren Loğoğlu, kendilerinin Mısır hükümetine herhangi bir telkin ya da tavsiye ile gitmediğini, ancak bölgenin önemli bir ülkesi olarak bir an önce “iç barışın sağlanması” arzusunda olduklarını ileteceklerini söyledi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, CHP ziyaretiyle ilgili açıklamalarına da dikkat çeken Loğoğlu, “General Sisi ile görüşmüyoruz, bizim muhatabımız ordu değil, hükümettir” dedi. Ziyaretin, Washington büyükelçisiyken tanıştığı Dışişleri Bakanı Nebil Fehmi’nin daveti üzerine gerçekleştiğini belirten Loğoğlu, sosyal paylaşım sitelerinden ziyaretlerine ilişkin hükümete yakın kesimlerden yoğun kampanya yürütüldüğüne işaret etti. Bazı mesajlarda, “Neden hep AKP’yle zıt ülkelere gidiyorsunuz” dendiğini belirten Loğoğlu, “Ben de yanıt yazacağım, ‘AKP’nin zıtlaşmadığı ülke kaldı mı’ diye?” dedi. Loğoğlu, sadece hükümet mensupları ile değil, fırsat olursa Müslüman Kardeşler temsilcileri ve devrik Cumhurbaşkanı Mursi ile de görüşmek istediğini belirterek “Böyle bir imkân olursa elbette görüştürülürsek, bundan memnun oluruz” dedi. Tunus başta olmak üzere Ürdün, İran ve daha sonrasında Orta Asya cumhuriyetlerine de gitmek istediklerini belirten Loğoğlu, “Mısır ziyareti sonrasında oralardan da davet geleceğini düşünüyorum” diye konuştu. Loğoğlu ve Korutürk, bugün İstanbul’da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile de görüşerek, Kılıçdaroğlu’nun Irak ziyareti ile ilgili hazırladıkları raporu sunacaklar. CHP heyetinin Mısır dönüşünde de Gül’e bilgi vereceği belirtildi. ABD’ye ‘savaşa hayır’ mektubu Haber Merkezi CHP Yurtdışı Örgütlenme Koordinatörü Ali Kılıç, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, ABD Geçici Kongre Başkanı Patrick Leahy ve ABD Temsilciler Meclisi Başkanı John Bohner’e mektup yazarak Suriye’ye olası bir operasyona karşı olduklarını bildirdi. Suriye’ye silahlı müdahalenin bölgedeki kaos ve karışıklığa hizmet edeceğini keydeden Kılıç, “Ortadoğu’da adeta iç savaş olarak nitelendirilen durumların çözümü silahlı müdahale değil, konuşma ve uzlaşma ortamlarını sağlayacak siyasi girişimlerdir. Öyle ki komşumuz Irak’ta yaşananlar ile Mısır’da devam eden olaylar, bu çağrımızı güçlendirmektedir” dedi. Savaşa hayır mitingleri CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin de MYK sürerken yaptığı açıklamada, Başbakan Erdoğan’ın eleştirilerine yanıt verdi. CHP’nin hiçbir zaman “darbelerden beslenen bir parti olmadığını” belirten Tekin, ancak AKP’nin “darbe sonucunda oluşmuş bir iktidar partisi” olduğunu söyledi. Tekin’in verdiği bilgiye göre Kılıçdaroğlu, 20 Eylül’de Adana’da “Savaşa hayır” mitingi yapacak. Takvim kesinleşmemekle birlikte mitinglerin Şanlıurfa ve Gaziantep’te devam etmesi planlanıyor. Trakya bölgesinde de “tarım mitingleri” yapılacak. Mısır’ın elçisi dönmeyecek Dış Haberler Servisi Türkiye’nin Kahire Büyükelçisi Hüseyin Avni Botsalı’nın görev yerine dönmesiyle ilgili açıklamalarda bulunan Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bedir Abdulbati, Mısır’ın Ankara Büyükelçisinin, “Türkiye’nin Mısır’ın içişlerine müdahalesi durmadıkça” Ankara’ya dönmeyeceğini söyledi. Elçinin dönmesi için belirli şartlar olduğunu belirten sözcü, “Şu durumda, bizim konumumuz eskiden olduğu gibi devam edecek” dedi. ‘Demokrasi korkusu’ OYA UĞRAL AYVALIK Ayvalık’ta düzenlenen bir sergide panoya asılan gazetemizin “Çapulcu Dünya” manşetli 8 Haziran tarihli sayısı, polis tarafından “sıkıntı olmasın” denilerek kaldırıldı. Belediye, ilçe emniyet müdürlüğü ve Vatandaşın Yeri Gönüllüleri tarafından, motosiklet kazalarına dikkat çekmek için Cumhuriyet Meydanı’nda “Analar Ağlamasın” temalı bir etkinlik düzenlendi. Etkinlik öncesi Sokak Gazetesi panosundaki gazetemiz kaldırıldı. Ayrıca panonun başlığındaki “terör” sözcüğünün yazılı olduğu kâğıt da kıvrıldı. CHP il başkanı Muzaffer Mavuk, “Demokrasiden korkuyorlar” dedi. Altınova Belediye Başkanı Asım Sürer de, “Bu durum polis üzerindeki baskının göstergesidir” dedi. Suriye sınırında ilk şehit BARKIN ŞIK ‘Mezarları kıranın kafasını kırarsınız’ MARDİN (Cumhuriyet) Mardin’in Nusaybin ilçesi yakınlarında Bagok Dağı’nda 43 PKK’linin gömüldüğü mezarlık tahrip edildi. Nusaybin Belediye Başkanı Ayşe Gökkan, “Yaşanan olay tahrik edici” dedi. Diyarbakır’da konuşan BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Bir halkın mezarlarını tahrip etmek o halkın isyan etmesi için yeterli bir gerekçedir. Mezarları tahrip eden askerlerin haklarında soruşturma açacaklar mı izleyeceğiz. Mezarları kıranın gerekirse kafasını kırarsınız” diye konuştu. ANKARA Türkiye Suriye sınırında 14 Ağustos’ta yaşanan kaçakçılık olayları sırasında mazot dolu bidonların ateşe verilmesi üzerine vücudunun yüzde 60’ı yanan Piyade Er Saddam Kalındodak şehit düştü. Bu olay, Suriye sınırındaki kaçakçılık faaliyetleri nedeniyle Türkiye’nin verdiği ilk şehit olarak tarihe geçti. TürkiyeSuriye Hududunda, 14 Ağustos’ta 2’inci Hudut Alay Komutan lığı Murat Özeker Hudut Karakolu sorumluluk sahasında, Hudut Devriye Timi tarafından, Suriye’den Türkiye’ye kaçak mazot geçirmeye çalışan dört kişilik kaçakçı grubuna nöbetçiler tarafından müdahale edilmişti. Müdahale sonucu söz konusu kaçakçı grup, akaryakıt bidonlarını ateşe vermiş ve çıkan yangında Er Kalındodak alevlere maruz kalarak yaralanmıştı. Kalındodak 15 Ağustos’ta GATA Komutanlığında ameliyat edilmişti. Mülteciler 500 bini geçti Davutoğlu yardım istedi Haber Merkezi Dışişleri Bakanlığı resmi twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Ülkemizde halen 20 ilimizdeki 20 geçici barınma merkezinde 200 bini aşkın Suriyeli misafir edilmektedir. Ülkemizdeki Suriyeli sığınmacıların sayısı toplamda 500 bini aşmıştır. Geçici barınma merkezlerinde bugüne kadar 5.638 Suriyeli bebek dünyaya gelmiştir” bilgilerini verdi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, BM Mülteciler Yüksek Komiseri Antonio Guterres ve Suriye’ye komşu ülkelerin bakanları, İsviçre’de bir araya geldi. Toplantı sonrasında Suriyeli sığınmacılar için uluslararası destek çağrısında bulunuldu. Davutoğlu, “Sığınmacı krizi için yeni bir küresel farkındalığa ihtiyaç var” dedi. Bugüne kadar İslam dünyasındaki saldırılarda kaç Müslüman öldürüldü? Çetelesini tutmadıysanız yuh size! 4 milyon mu yoksa 10 milyon mu? Çetele tutmaktansa, çöreklendiğiniz bu milletin hazinesi üzerinde çakırkeyf olmanın; cepleri dolduruyor, paraları han ve apartmanları yığıyor olmanın sizler için uyuşturucu bağımlıları gibi keyif verici olduğunu biliyoruz! Kuban’a kulak verin bakın, sizin vicdanlarınızın derinliklerine, eğer kaldıysa biraz, sesleniyor: “Müslümanlar son 30 yılda kimlerin öldüğünü anımsamak zorundalar: Afganlılar, Pakistanlılar, İranlılar, Iraklılar, Mısırlılar, Lübnanlılar, Filistinliler, Libyalılar, Yemenliler, Sudanlılar, Somalililer, Endonezyalılar, Malililer. Kürt ve Türkleri de unutmayın...” HHH Bay RTE, çevrenizde kafası çalışan kimse yok mu!? Size, Suriye’de akıllı bir yol seçelim, diyecek? Başbakan, bu ülkeyi ikiye üçe parçalamayalım, dini laiklerin ve muhaliflerin defterini dürmek ve yok etmek için bir siyaset aracı olarak kullanmayalım... Bunun sonucu, diğer İslam ülkelerindeki gibi, emperyalistlerin de kışkırtacağı iç savaş olur... Tıpkı diğer ülkeler gibi bu ülkede de Müslümanlar kırılır gider.. Demiyor mu, diyen mi yok, bu basit gerçeğe aklı basmayan mı kalmadı bu iktidarda, ülkede? İşe, Suriye savaşını önleyerek başlayın! Savaşa hayır, yaşasın barış deyin! Hemen! Şimdi! Ey Amerikancı iktidar Müslümanları! Kilis’te kimyasal temizleme çadırı kuruldu KİLİS (AA) Kilis’te, Devlet Hastanesi’nin bahçesine Suriye’den kaçan ve kimyasal silaha maruz kalmış kişilere yönelik kimyasal temizleme çadırı kuruldu. Kamu Hastaneleri Birliği Tıbbi Hizmetler Başkanı Serdar Sarıfakı, gazetecilere yaptığı açıklamada, sağlık hizmetlerinde kullanılmaya yönelik hazırlanmış 72 metrekarelik çadır ile kimyasal, biyolojik, radyasyon ve nükleer vakalara yönelik 35 metrekarelik iki çadırın Yalova Sağlık Müdürlüğü’nden temin edildiğini belirtti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear