25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
PAZAR • . * • • . : Kendinî komik zanneden ihtiyariar olacağız - Iki hafta sonrasının gündemini yaratsanız, ne dersiniz? Aziz: Ben ibrahim Tathses'in Kuzey Irak'ta girdigi emlak işinde bir patlama bekliyorum. Kaan: Ben de politikacılardan daha çok tiksineceğimizi düşünüyorum şu referandumdan dolayı. Üslup giderek çirkinleşiyor. - Peki magazin gündemi? Kaan: Bronz olanlar daha bronzlaşacak. Bir jet ski vukuatı yaşayabiliriz. Aziz: ismail Türüt ekolünden biri ölebilir aşırı dehidrasyondan. Alaçatı'da aşırı zeytin tüketiminden kaybettiklerimiz olabilir, Haşmet Babaoğlu'ndan korkuyorum. Sertab Erener'in çakmaktan daha büyük bir şey yemesini bekliyorum. Yine bir Eren Talu olayı olabilir, Fazıl Say aydınlık yapabilir. Türkiye'de magazin gündemini öngörmek o kadar zor ki... - Bu arada "Oh Yes" adında bir kitabınız çıktı. Aziz: Evet Kaan, sormak istiyorum. Neden özgün içerik yapmadın da yayınlanan yazılarından bir kitap yaptın? Kaan: Yazdıklarımın bir arada durmasını istedim. Fotoşoplarımın olduğu bir kitap da yapmak istiyorum. Hatta insanların koparıp sağa sola yapıştırabilecekleri bir kitap olabilir. Hem belki biraz para kazanırım. Aziz: Bana hep bu lafı sokuyoı, fark ettiniz mi? - Sizde var mı böyle bir nlyet? Aziz: Yazdıklarınızı bulamıyoruz diyorlar. internette var. Beni sıklıkla okuyan adam zaten takip eder. Ancak şubatta özgün içerikli bir kitabım çıkacak. Televizyonda ya da gazetede kullanamadığım materyali kullanabileceğim, eğlencelik bir kitap olacak. - 70-80 yaşlannda nasıl tipler olursunuz, merak ediyorum. Aziz: Saçlar beyazlamış, ortası kel, kendini komik zanneden sıkıcı bir adam olurum herhalde. Kaan: Yok ya, ben davul çalarım o yaşlarda. Kaşta bir kayıt stüdyosu açıp, iyi grupları orada kaydedip, arkadaşlarımı agırlamak istiyorum. Aziz: Adama bak ya her konuda umutlu. • Her şeyi bilen adamların devri bı - Gazete, televizyon, Intemet... Pek çok alanda varsınız. Neyi ele geçirmek istiyorsunuz? Aziz: Ömrümün hangi aşamasında vazgeçip kaçacağım, onun hesabını yapıyorum. Hiçbir şeyi ele geçirme niyetim yok. Bir adamın bir alanı senelerce domine etmesinden tiksinirim. Yaşlı bir adam olmadan kaçacağım bu işlerden. Kaan: Benim hayattan beklentim yok. Sadece mutlu olmak istiyorum. Güzel bir stüdyom ve güzel bir davul setim olmasını isterim. Reklamcılığı o yüzden bıraktım. Dünyayı kurtarmıyorsun. Şimdiki amacım ne? Konserlere bedava girebilmek. Rihanna'ya gitmek istiyordum. "Rihanna bileti olup da vermeyenin" yazdım internette. Dört bilet geldi. -Televizyon dünyasını nasıl yorumluyorsunuz? Aziz: Türkiye'de ilk kuşak televizyoncular yerlerini gençlere terk ederken bir anda internet geldi, rakip çıktı. Kanalı nasıl ayaktatutarım derdine düştüler. Çözüm, diziler! Oldum olası televizyonun eğitici olduğuna inanmadım. Evrimi dünyada da bitmek üzere. Kaan: Özel kanal adı üzerinde özel, izleyen izliyor. Ancak TRT çok kötü bir kanal, devletin bütçesiyle daha kaliteli yapımlar görmek isterdik. BBC'nin bütçesiyle TRT'ninki çok da farklı değil. Ama içerik farklarına bir bakın. - Kaygılandınyor mu sizi bu gördükleriniz? Aziz: O duyguları çoktan törpüledim. Çok zırvalayan olursa sadece gülüyorum. Artık kimseyle bilgi, pozisyon yarıştıramazsın. Her şeyi bilen adamların devri bitiyor. Köşe yazarı olarak kimseye öğretmenlik yapamazsınız. Adam gelmiş 70'ine, dünyayı gezmiş, yazıyor. Kardeşim senin o gezdigin dünya bitti, artık yeni bir dünya var. • * * * Kedi isimlerini televizyon ""«"•'ün.Gündemeda.rKonu 9 * kuHanl yor i ar .Der t t e r i b i r ş e y Baktığımızyerden mizah çıkıyor ZUHAL AYTOLUN K aan Sezyum ve Aziz Kedi herkesin aşina olduğu isimler. Aziz Kedi'yi, Okan Bayülgen'in televizyon programında metin yazarlığından, Milliyet Cadde'deki köşesinden, Tempo dergisinden, hazırlanacak rock ansiklopedisinden tanıyanlar vardır. iş geregi geniş bir gündem takibinin ortasında, üretimlerini her geçen gün arttırmanın derdinde. Kaan Sezyum ise Penguen dergisi ve Radikal Cumartesi yazılarının yanı sıra, internette yaptığı fotoşop çalışmalarıyla ilgi çekiyor. Yeni çıkardığı "Oh Yes" isimli kitabının da dumanı üzerinde. Bu iki adam neden mi bir röportaj konusu oldu? Son dönemde hızla değişen gündeme dair mizahi yazıları çok ilgi çeker hale geldi. Zekice kurguladıkları metinlerde rahatsız oldukları gündeme gönderme yapıyorlar. Biz de gündemlerini konuşmak üzere buluştuk. Kimi zaman konudan konuya atladık, zihinleri,miz bulandı. Kimi zaman da gülmekten esas konuya dönemedik ve ortaya böyle bir röportaj çıktı: - Size nasıl hitap etmeliyim? Gerçek isimlerinlzi kullanmıyorsunuz. Nedir bu gizem? Aziz: Altı yıldır bu ismi kullanıyorum, böyle tanındım. Gerçek adımın bilinmesi gibi bir derdiın yok. Tanınmadan önce de ekşi sözlükte yazarken de herkes Aziz derdi bana. Kaan: Benim hikâyem daha net. İnternet çıktığında takına isimler aranıyordu. O zaman facebook kafası yoktu. Direk ismimi de vermek istemiyordum. Artık sadece tanıyanlar Kaan diyor, onun dışında hep Sezyum'umdur. - Ulusal medyada gündemi kendi dilinizle, mizah anlayışınızla yorumluyorsunuz. Peki nedir gündeminiz, nasıl bir takip yaparsınız? Aziz: Bana yardım eden bir iki genç arkadaşım var. Her hafta en kıytırık haber portalından en büyük gazeteye kadar, benim okumamı gerekli gördükleri her haberi dosyalıyorlar. O malzemeyi sadece gazetede kullanmıyorum, televizyon için de gerekli. Yoğun çalıştığım zaınanlarda televizyona bakamıyorum. Bu dosyadan yararlanıyorum. - Sizln böyle bir ekibinlz var mı? Televizyon hep açık mıdır evde? Kaan: Kedim var bir tane, Tor Tor. Gündem takibini beraber yaparız. Televizyon da hep açık değil, cimriyim ben. Aziz: Doğalgazı da hemen kapatır zaten. Kaan: Hep belli sıcaklıkta tut muhabbeti yalan abi. Bu ay kapattım, 19 lira azaldı faturam. Pardon, konuyu kaçırdım. Gündem takibini not defterine yapıyorum. Bir sürü not defterim var, sayısını bile bilmem. Ama bazen kaybediyorum onları, iyi olmuyor. Artık hepsini dosyalıyorum. - Peki mizah, sizin için nasıl bir araç? Aziz: Ben mizah yazarı değilim. Sinirimi bozan, kalbimi kıran şeyleri yazıyorum. Ama üslubum düz degil, biraz daha komik olmuştur her zaman. Benimki var olan bir şeyi yeniden yorumlamak, biraz güldürmek olabilir. Aslında ben ne halt ettiğimi de çok bilmiyorum. Kaan: Ben de komik olsun diye yazmıyorum. Yaptığım şeyler bir tür bakış açısı. Hayatı ve çevrenizdekileri nasıl anlamlandırdığınızla ilgili bir durum. Referandümla ilgili İkîmizin de eşkâli unutulmaya musait değil. - Ortamda hep güldürüp eğlendirmeniz bekleniyor mu? Aziz: Konuştuğumda yazdığımdan daha komiğim, yine de etrafım "Haydi bir espri "patlat" demiyor. Kaan: İnsanın kendini komik bulması garip geliyor. Arkadaşlarım benden çok daha komiktir. Belli günlerde buluşuruz, ayin gibidir, çok eğleniriz. Aziz: Ooo, kendinize bir Hıncal Uluç dünyası yaratmışsınız. Kaan: Grubumuza logo, tişört de yapacağız. Gücümüzü bizim gibi iyi geyik yapabilecek adamları bulmaya da harcıyoruz. Aziz: Işte bu ya! Facebook'ta bütün gün kendini savunan, hep bir açıklama yapan adamlar var ya, onların üçte biri kadar kendimizi ciddiye alsak süper şeyler yapacağız. Çok zengin oluruz yahu. Kaan: Sen zenginsin zaten. - Komik adamlar çekici bulunur, siz ne düşünüyorsunuz? Kaan: Bence Aziz çok çekici bir adam. Aziz: Ben de Kaan'a karşı boş değilim... Yok ya, sadece komik değil, kafası çalışan adam çekicidir. Kaan: Ben hiç ekmek yemedim o durumdan. Zaten birebir durumlarda tuhafımdır. Işıkları kapatırım. Sabun erimesin diye dik koyarım. Misafirliğe gelenleri asansörle indirmiyorum, apartmana masraf olmasın diye. Rahatsız bir adamım. - Başınıza gelen enteresan hikâyeler var mı? Aziz: İkimizin eşgali de unutulmaya müsait degil. Kimi zaman oluyor öyle durumlar. Kaan: Dönerci filan fotoğraf çektirmek istiyor. Bir kere sucu, bedava su pompası verdi bana... Güzeldi ama gülmeyin öyle! - Peki, bir projeniz var mı gençlerle ilgili? Aziz: Gençler hep yol yordam soruyor, öğrenmek istiyor. Kurumsal olarak gençlere destek vermek istiyorum. Okulda öğrendiklerinin yanı sıra o çocukların yapmak istediklerini yapmış, palavradan bir yere gelmemiş adamları buluşturmak istiyorum. Niyetim 10 yıl içinde bunu yapabilmek. Ücretsiz olacak. • herkes bir şey söylüyor. Ben de kibarca küfür etmeye çalışıyorum. O zaman da komik oluyor. - Malzeme sıkıntısı çekiyor musunuz? Kaan: Ben çekiyorum. Çünkü artık Başbakan'la, Kılıçdaroğlu'yla ilgili yazmak istemiyorum. Metin Üstündag "Kaç yıldır aynı adamlar hakkında espri yapıyoruz" diyordu. Bu çok sıkıcı. Çok flaş insanlar çıkmıyor, çıkanlar da sabun köpüğü oluyor. Aziz: Benim de bu hafta şu önemli olaya değineyim diye, birderdim yok. Konu başlıgını bahane edip, onu bir yere dolayıp, söylemek istediklerimi herhangi bir konuyla anlatıyorum. - Yazamadığınız, bulaşmak istemediğiniz, çekincede durduğunuz konular var mı? Aziz: Etkin olmadıgım hiçbir alanda ukalalık etmek istemem. Bazı konularda konuşsam herkes kadar konuşurum ama yazarken durduğum alanlar vardır. Kaan: Aziz'e katılıyorum. Yazamadıgım alanlara da ağır agırgirmeye çalışıyorum artık. Atatürk ya da inanç sistemleri hakkında yazabilmek istiyorum. Biri birine Allah belanı versin diyor mesela. Bu suç mu? Ne kadar bela gelecek başına? Merak'ediyorum... Aziz: Televizyon programında, yayından bir iki gün önce bazı olaylara gülmekten ölüyoruz. Ancak onların çoğunu yayınlayamıyoruz. Alınganlıklarımız milletçe biraz azalsa, en azından ben daha fazla eğleneceğim. -Yine de çok gülen birtoplumuz da. Sanki herkes her şeyi konuşuyormuş gibi geliyor bana. Aziz: Genellemesi zor. Mizah konusunda çok ikiyüzlü bir toplumuz. iyi ki de öyleyiz. En sert konularda bile iki kişi bir araya geldi mi, gülmeyi bilir. Rahat bir genimiz var, o kesin. Ama her zaman çıkamıyor. Bütün anneanneler, babaanneler komik değil midir Türkiye'de? Ama babaanne topluma sunulurken, bilge kadına dönüşür. Komik denilmez. Bütün hacı dedeler çok komiktir, aksini görmedim. Kaan: Laz müteahhitlerimiz var mesela. Karadeniz'in istanbul'a getirdiği bir mimari anlayış var. Yazdım ben, bir kaç mail geldi siternkâr. Bu biraz kültür olarak Doğu'ya yakın olmamızla ilgili. Biz daha cemaatçiyiz. Herkes neye gülüyorsa ona gülüyoruz. Türkiye'de çoğu şey açık konuşulamıyor. Cumhurbaşkanı bir açıklama yapıyor, ne demek istediğini bir uzmana soruyorlar. Uzmanın yerinde olsam, adam gibi konuşsun anlayalım derdim. Gumhurbaşkanı'nın bile ne dediği belli değil. • 4
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear