25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 5 EYLÜL 2010 PAZAR 14 PAZAR KONUĞU CMYB C M Y B TürkvatandaşlõğõnageçenAmerikalõyazarJamesCemRyan’agöreCIA’nõnTürkiyeoperasyonusürüyor: Laiklik olmadan demokrasi olmaz James Cem Ryan ilginç bir kişilik. Türkleşmiş bir Amerikalõ. Eşi de Türk. Uzun zamandõr Atatürk Türkiyesi’nin yok olmaya başladõğõ kaygõsõ içinde. ABD Başkanõ Obama’ya bu kaygõlarõnõ dile getiren tam dört mektup yazdõ. Bu mektuplarõ onun internet sitesinde okuduktan sonra Ryan’la bir araya geldik. Ryan’a göre ABD Merkezi Haberalma Örgütü CIA Türkiye’de programlõ şekilde laik cumhuriyeti yõpratma kampanyasõ sürdürüyor. Hatta AKP’yi de iktidara getirerek bu programõ başarõyla sonuçlandõrmak hedefi olduğunun da altõnõ çiziyor. - Siz Başkan Obama’ya dört mektup yazdınız. Bunları yazmaktaki amacınızı ayrıntısıyla anlatır mısınız? J.R.- ABD Anayasasõ’nda vatandaşlarõn hükümet üyelerine mesaj, mektup yazma gibi ifade özgürlüğünü destekleyen bir hak var. Bu mektuplarõ yazmamõn esas nedeni de bir süredir ABD’nin Türkiye’ye yaptõklarõndan ciddi rahatsõzlõk duymam. ABD Merkezi Haberalma Örgütü CIA mensuplarõ tarafõndan yazõlan pek çok yazõ, kitap okudum. Vardõğõm sonuç pek çok kötülüğün yapõldõğõ. Ama dikkatimi çeken bu kitaplarda İkinci Dünya Savaşõ’nõn bitiminden bu yana Türkiye’de yapõlanlarõn hiçbir şekilde yer almamõş oluşu. Internetten CIA’nõn 1980 darbesindeki parmağõyla ilgili bilgiler alabilirsiniz. Ama CIA’nõn nasõl bir fesat yuvasõ olduğunun anlatõldõğõ, Naomi Klein’in “Şok Doktrini” de dahil olmak üzere, bu kitaplarda bunlardan hiç söz edilmiyor. “Şok Doktrini”nde CIA’nõn insanlara nasõl beyinsel işkenceler yaptõğõ anlatõlõyor. Ama Türkiye’den, sadece 1 Mart tezkeresinin TBMM’den geçirilmediği dõşõnda, hiç söz yok. Bunun nedenlerini merak etmeye başladõm. - Bu konuda bir sonuca ulaştınız mı? Nedenleri ne olabilir? - Bence Türkiye operasyonu sürüyor. Geçmişte olanlarõ incelediğimde bugün Türkiye’de neler olup bittiğini anlayabiliyorum. 12 Eylül 1980 darbesinin mimarlarõ AKP’nin Anayasa Mahkemesi tarafõndan kapatõlmasõ davasõ açõldõğõnda bu sefer yargõ darbesiyle ilgili yazõlar yazmaya başladõlar. Hatõrlayõn, bu insanlar geçmişte “Bizim çocuklar başardı” ifadesini de kullanmõşlardõ. Bugün ABD’de artõk komünizme karşõ destek gereksinimi yok. ABD, bugün petrole gereksinim duyuyor. Bu petrolün boru hatlarõyla dağõtõlmasõ gerekli onlar için. Bir zamanlar Türkiye Anadolu’yu Avrupa’ya birleştiren köprü olarak nitelenirdi. Bugün ise ona sadece boru hattõ olarak bakõlõyor. Başkan Obama da Türkiye’yi ziyareti sõrasõnda Başbakan Erdoğan’a, “Türkiye bir enerji hattı olacak” demişti. Bu sözleri ikinci mektubumda Başkan Obama’ya hatõrlattõm. Bir ülke için enerji hattõ olmak pek de övünülecek bir durum olmasa gerek. Herhangi bir hattan söz edersek lağõm borusundan da söz edebiliriz. Bakõn, enerji hatlarõ her zaman sabotaj tehlikesine açõktõr. Birileri bu boru hatlarõnõ rehin almak isteyebilirler. Rusya’da Başbakan Putin bunu her zaman yapõyor. Kendisine söylenen her şeyi yapan bir hükümet ve kuzu gibi uysal bir halk olunca da hiç sorun çõkmõyor ve petrol akõşõ sürüyor. - Başkan Obama ya da yakın çevresinden bu mektuplarınıza herhangi bir cevap aldınız mı? - Mektuplarõn ABD’ye ulaştõğõna dair posta alõndõsõnõ aldõm. Ama şimdiye kadar hiçbir cevap çõkmadõ. Bakõn, dõş basõnda Türkiye ve Atatürk’le ilgili inanõlmaz dezenformasyon yazõlarõ yayõmlanõyor. Geçenlerde “The Economist” dergisinde Türkiye’yle ilgili bir yazõ vardõ. Yazõda Atatürk’ten “acımasız bir diktatör” olarak söz ediliyordu. Başkan Obama’nõn, Hõristiyan demokrasisinden söz eder gibi Müslüman demokrasisiyle ilgili sözlerini de hatõrlayõnca ona son mektubumu da yazdõm. Bir kere demokrasinin dinle ne ilgisi var. Laiklik olmadan demokrasi olmaz. Öbür dünyaya gitmek istiyorsanõz size bol şanslar. Ama biz bu dünyada yaşõyoruz. Din metalaştı - Sizce yakın geçmişte ve bugünABD yönetimleri neden din üzerinden siyaset ve diplomasi yapıyor? - Kapitalizm her şeyi ürün haline getirdi. Buna din dahil. Din ABD için çok iyi bir ürün. ABD Başkanõ her konuşmasõnõ, “Tanrı sizleri ve ABD’yi kutsasın” diye bitirir. ABD dolarõnõn banknotlarõ üzerinde “Tanrı’ya iman ederiz” (In God we trust) yazar. Oysa ABD, bir şeriat devleti değil. Ancak şeriat devletinde bu ibareler kullanõlabilir. Bugün Türkiye’de dini bütün olduğunu söyleyen bir hükümet var. Bu hükümet döneminde ponpon kõzlara basketbol milli takõmõnõn maçõnda gösteri yaptõrõlmadõ, Başbakan ve bakanlar kurulu üyeleri maçõ izledikleri için... Bugün kadõnlar otomobil ve çeşitli ürün reklamlarõnda meta olarak kullanõlõyor. Gördüğünüz gibi artõk günümüzde her şey metalaştõrõldõ. Din de bugün çok rağbet görüyor. Çünkü herkes cennete gitmek istiyor. ABD’de de bu böyle. Üstelik Amerikalõlar kendileri gibi olan insanlarõ severler. Pazar günleri herkesin kiliseye gitmesi onlarõ çok rahatlatõr. - Peki, ABD’nin hızla Hıristiyan köktendinci bir devlet haline gelmekte olduğu duygusu sizde uyanıyor mu? - Oldu bile. Bugün Amerikan seçmeni dini eğilimlerine göre oy veriyor. Çalõşma hayatõnõn nasõl olduğu, kadõnõn kürtaj olup olmama konusunda tek başõna karar verme hakkõ olup olmadõğõ hiç kimsenin umurunda değil. George W. Bush böyle seçmenlerin oyuyla başkan seçildi zaten. Diyebilirsiniz ki, Bush Harvard’da, Yale’de okumuştu. Evet, ama Harvard’da, Yale’de okumuş ondan çok daha kaliteli bir sürü insan var ABD’de. Bush birinci dönem seçildiğinde Florida Eyaleti seçimlerinde işe hile karõşmõştõ. Florida ABD’nin en dinci eyaletlerinden birisidir. Orada Bush, mahkeme kararõyla seçildi. Bir anlamda ABD’de yargõ yoluyla darbe yapõldõ. Beni en çok şaşõrtan da Demokrat Parti Başkan Adayõ Al Gore’un işin üzerine gitmeyişi oldu. Herhalde o kadar ağõr bir görevi pek üstlenmek istemedi. Hakkõnõ arayarak belki de istenmeyen tartõşmalara çanak tutabileceğini hesapladõ. Bilmiyoruz tabii. Ama tercihinin küresel õsõnmayla uğraşarak Nobel Ödülü almak yönünde olduğu kesin. Öyle de oldu zaten. Demin de dediğim gibi bugün artõk her şey metalaştõrõldõ. - Siz Obama’ya o dört mektubu yazdınız. Bu Türkiye’de duyuldu. Merkez basından kimse sizi arayıp söyleşi yapmak istedi mi? - Aydõnlõk ve Bütün Dünya dergileri buna dikkat çeken yayõnlar yaptõlar. Ama konuya en çok dikkat çeken Yeni Şafak gazetesinden Taha Kıvanç (Fehmi Koru) oldu. Taha Kõvanç benimle ilgili bir makale yazdõ. Ancak benim gibi geçmişi olan birinin neden böyle davrandõğõnõ anlayamadõğõnõ ve şaşõrdõğõnõ da ekledi. Yazõnõn ikinci bölümünde bir CIA ajanõndan söz ediyordu. Bunun ilgisini pek anlayamadõm. Belki benimle CIA arasõnda bağlantõ kurmaya çalõştõ. Bunun üzerine ben de kendisine o geçmişime karşõn neden böyle davrandõğõmõ anlatan bir cevap verdim. Merkez medyadan beni aramamalarõnõn nedeninin belki de hükümetle başõmõ derde sokmamak olduğu gibi iyimser bir düşünceye de kapõlmadõm değil. Ergenekon ‘Alice Harikalar Diyarında’ya benziyor - İyi de, şimdi tam da hükümetin boy hedefi halinde olan Cumhuriyet’e konuşuyorsunuz... - Merkez medyanõn beni aramamasõnõn nedenini düşünürken benim gibi birisi kendi internet sitesine Obama’ya yazdõğõ o mektuplarõ açõkça koyduğuna göre beni neden korumaya çalõşsõnlar diye düşündüm. Belki de kendilerini korumak için benim gibi askeriyeden gelme birinin yanõna yanaşmaktan çekinmişlerdi. Evet, ben hiçbir zaman subay olmadõm. Ama orduda yetişen herkes daha sonra ülkesine hizmet etmeye devam ederken bir noktada hâlâ orduyla bağlarõnõ sürdürür. Ben, o mektuplarla bana yanaşmaya çekinip kendilerini tehlikeye atmak istemeyen kişilere kõyasla ülkeme en iyi şekilde hizmet ettiğimi düşünüyorum. Başkan Obama Türkiye’yi ziyaret ettiğinde bir arkadaşõm bana “aydın” olduklarõnõ düşündüğü 14 kişinin listesini vermişti. Onlara mektubumun Türkçe çevirisini gönderdim. Birkaçõ bana geri döndü. Birisi de benim yapmak istediğimi anladõğõnõ ama mektubu gazetesinde basamayacağõnõ, gazete yönetiminin buna izin veremeyeceğini söyledi. - Ergenekon davasını izlemek için altı kez Silivri’ye gittiğinizi biliyorum. Ergenekon davasıyla ilgili neler düşünüyorsunuz? - Ergenekon davasõ ABD’de sözünü ettiğim örtülü istihbarat savaşlarõyla ilintili diye düşünüyorum. Yani bundan amaç ABD’nin yüksek çõkarlarõna tehlike olarak kabul edilen hükümetlerin ya da kurumlarõn ya da kişilerin istikrarsõzlaştõrõlmasõ ve karalanmasõ. Ergenekon davasõ Alice Harikalar Diyarõnda’ya benziyor. Alice’i Kupa Kõzõ yargõlõyor. Mahkemeye “Önce mahkeme karar alacak sonra deliller toplanacak” diyor. Bunun üzerine Alice Kupa Kõzõ ve maiyetine, “Siz oyun kartlarından başka bir şey değilsiniz,” diye bağõrõnca kartlar yerlere saçõlõyor, Alice de karabasanõndan uyanõyor. Bakõn, Silivri’de sanõklar sürekli yargõçlara ifade veriyor. Ortada savcõ yok. Zaman zaman yargõç sanõklara kõzõyor. Ama o yargõç aynõ zamanda davada karar vermekle yükümlü. Bu durumda yargõç baştan önyargõlõ olmaz mõ sanõklara karşõ? Ben oraya ilk gittiğimde o insanlarõn böyle bir şova dönüşmüş bir mahkemede ifade vermek zorunda olduklarõnõ görünce dehşete kapõldõm. Ergenekon çetesinden söz ediliyor. Bana Ergenekon çetesinin nerede olduğunu gösterecek biri var mõ? Ha, belki bir Ergenekon barõ vardõr. Ben İrlanda asõllõ olduğum için bir gün gidip orada iki tek atabilirim. - Sizce Ergenekon fikri nereden çıkmış olabilir? Bir tahmin yürütüyor musunuz? - Tabii. ABD’de. Gladio türü bir oluşum. Sovyetler Birliği’ne karşõ NATO ülkelerinde kurulmuştu. Toprağa gömülü silahlardan söz ediliyor. Onlar NATO silahõ. ABD Genelkurmay Başkanõ Mullen Türkiye’ye geldi. Bilirsiniz, Nâzım Hikmet her zaman gülen Amerikalõ Amiral Williams’õ yazmõştõ. Belki birileri Amiral Mullen’e 2003’te Kuzey Irak’ta Türk subaylarõn başõna çuval geçiren General Ray Odierno’yu sorar. Mullen neden ABD silahlarõnõn Türkiye üzerinden çekilmesi için buraya geldi. Bunu da sormak lazõm. Ona Kürtlerin elindeki silahlarõ da alõrsan hepsini Türkiye’den geçirebilirsin demek lazõm. Ülkemin Fethullah Gülen’e kucak açmasõ akõl almaz bir durum - Peki, siz AKP hükümetinin ve Gülen hareketinin geleceğini nasıl görüyorsunuz? - Pennsylvania ABD’nin en güzel eyaletlerinden birisidir. Quaker’larõn önderi, barõşçõ bir insan olan William Penn’in kurduğu bu eyaletin günün birinde Fethullah Gülen gibi birisinin karargâhõ haline gelmesi inanõlmaz bir şey. CIA’nõn Gülen’in yeşil kart alabilmesi için imza vermesini hiçbir zaman düşünemezdim. Üllkemin böyle bir insana kucak açmasõ benim için akõl almaz bir durum. Bir zamanlar Humeyni’ye kucak açtõğõ için Fransa’ya çok kõzmõştõm. Ama günün birinde benzer bir işi ülkemin yapacağõ aklõmõn ucundan geçmezdi. Ayrõca ben herkesin önünde ağlayan insanlardan da hiç hoşlanmam. Bakõn, CIA nereye bulaştõysa her şeyi yüzüne gözüne bulaştõrmõştõr. Bugünkü ABD Savunma Bakanõ Robert Gates CIA’nõn Rusya macerasõnõn büyük beyniydi. Ama Rusya’nõn ekonomik olarak çökeceğini hesaplayamadõ. - 12 Eylül’de yapılacak Anayasa değişikliği referandumunun sonuçları sizce ne olur? - Bu referandum George Orwell’in ‘1984’ isimli kitabõnõn Türkiye’deki bir denemesidir. 1984’te “Savaş barıştır, barış da savaş” cümlesi vardõr. Dilin politikleştirilmesi. İşte, burada da böyle oluyor şimdi. Milyonlarca eğitimsiz insanõn gözünün boyanmasõ amaçlanõyor. Referandum çok önemli. Çünkü bir anlamda hükümet için güvenoylamasõna dönüştürüldü. Demokratik süreç öylesine manipüle edildi ki tabii ki referandumda oyum hayõrdõr. İçişleri Bakanõ Beşir Atalay, Başbakan Erdoğan’õn TÜSİAD’a referandumdaki oyunu açõklamasõ için baskõ yapmasõndan sonra şöyle söyledi: “Seçmenin sandık başına gidip oy vermesi demokrasidir.” Yani demokrasi sadece verilen oya mõ indirgenmiş oluyor? Demokrasi bir kurumdur. ABD’ninistikrarsõzlaştõrma faaliyetleri - Demin ABD’nin ülkelerde istikrarsızlaştırma faaliyetlerinden söz ettiniz. Buna örnekler verir misiniz? - Birinci istikrarsõzlaştõrma İkinci Dünya Savaşõ’ndan sonra Irak’ta olanlardõ. Bunun ardõndan Güney Amerika ülkelerinde benzer olaylar tezgâhlandõ. Buna en güzel örnek Şili’de Pinochet darbesidir. Bütün bu olaylar aynõ model üzerine kurgulanmõştõr. “Şok Doktrini” adlõ kitabõnda Naomi Klein bunu bütün çõplaklõğõyla anlatõr. Eski kullanõlan kaba saba yöntemler bugün artõk terk edildi. Baba Bush dönemiyle birlikte şoklar daha inceltilmiş olarak insanlara yaşatõlmaya başlandõ. Örneğin hedef seçilen ülkeler IMF’ye ve Dünya Bankasõ’na muhtaç hale getirildi. Özelleştirmeler aldõ başõnõ gitti. Bu ülkeler ekonomik olarak bağõmlõ hale getirildi. Türkiye’de yapõldõğõ gibi sendikasõzlaştõrma hareketleri olağanlaştõrõldõ. İnsanlar toplum içinde itibarsõzlaştõrõldõ. Geçen yõl eşimle Tayland’a gitmiştik. Bir tarafta bakõyorsunuz harika, bembeyaz gökdelenler, alõşveriş merkezleri. Öte yandan üç kuruş paraya yaşamaya çalõşan insanlar... Türkiye’de de böyle oldu. Şok programõ Türkiye’ye mükemmel biçimde uygulandõ. İnsanlarõn hafõzalarõnda Türkiye’nin kuruluş ilkeleri silinmeye çalõşõldõ. Atatürk insanlar için kabul edilemez hale düşürüldü. Başarõlõ da olundu. Bakõn, 2007 seçimlerinden önce milyonlarca insan ellerine Atatürk posterleri, bayraklar alõp yürüdü. Bugün bu insanlar nerede? Şili’de Pinochet’nin yaptõğõ ilk icraat sokaklarõ çöplerden yani ona muhalefet edenlerden temizlemek olmuştu. Onlarõ stadyumlarda öldürerek yok etti. CIA, Pinochet’ye milyarlarca dolar para verdi. Ama Pinochet en azõndan süresinin sona erdiğini görünce sürgüne gidip kendini yok etme yürekliliğini gösterdi. Ama bu yürekliliği ve saygõnlõğõ bile gösteremeyecek pek çok insan ortada dolaşõyor. Bunlar belki de hükümetlerin bordrosundan para alõyordur. Ama zamanõ gelince öldürülmeleri gerekmektedir, tõpkõ Saddam Hüseyin gibi... P O R T R E JAMES CEM RYAN West Point ABD Harp Akademisi mezunu. Columbia Üniversitesi’nde edebiyat masterini, ardõndan da doktorasõnõ yaptõ. New York’ta HB Stüdyosu’nda tiyatro ve diksiyon dersleri aldõ. www.brighteningglance.org/index.html adlõ internet sitesinde öykülerini, şiirlerini ve makalelerini yayõmlõyor. İstanbul’da yaşayan bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşõ. SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU -Unutmayın ki Erdoğan daha Başbakan olmadan, “Demokrasi bir araçtır. Gereken anda o araçtan inilir” dememiş miydi? - Evet, demokrasi bir araçtõr, tõpkõ “Alice Harikalar Diyarında” kitabõnda olduğu gibi... Kitapta Humpty Dumpty, “Söylediğim söz tam da ne demek istediğimdir. Söylediğim her söz neyi kastettiğimi anlatmaktadır” der. Evet, kimi demokrasiyi araç, kimi sistem, kimi de özgürlük olarak tanõmlar. Çoğu da demokrasinin ne olduğunu bilmez. Bildikleri kelimenin sadece “demo” hecesidir. Bakõn, Atatürk 1920’lerin başõnda büyük zorluklarla demokrasiyi uygulamayõ hedeflemiş, halkõn iradesi fikrini kullanmõş, karşõsõndaki muhalefete rağmen barõşçõ orta yol bulmaya çalõşmõştõr. Sonunda da Cumhuriyet’i kurmayõ başarmõştõr. Kadõn-erkek eşitliğini sağlamõştõr. Bugün Türkiye’de yapõlan sadece ülkeyi istikrarsõzlaştõrmak, Atatürk’ü silmek değil neredeyse yüz yõlõ bulan demokrasi tarihini silmektir. Ben zaman zaman hatalar yapõyorum. Obama’ya sadece mektup değil, Niyazi Berkes’in ve Yaşar Kemal’in kitaplarõnõ da göndermeliydim. Çünkü bunlarõ okursa bu ülkenin nerelerden nerelere geldiğini anlayacak. Bugün Türkiye’de olanlara bakõn. Halka evet oyu verdirmek için buzdolaplarõ, torba torba erzak, kömür dağõtõlõyor. Bu rüşvettir. Rüşvet vermek de ağõr suçtur. - Eminim Hanefi Avcı’nın kitabını biliyorsunuzdur. Kitapta Gülen hareketinin yargı ve polise iyice sızdığını yazmasını nasıl karşıladınız? Ne biçim bir Türkiye’ye doğru gidiyoruz? - Ne biçim bir Türkiye’ye doğru gittiğimizi referandum sonuçlarõ bize gösterecek. Ama hükümet kanadõnõn mitinglerde kullandõğõ dile bakõp şaşõrõyorum. Birisinin boyunun uzun ya da kõsa oluşundan kime ne? Yani, uzun boylu birisi karşõnõza çõkõnca toparlanõp kendinize çekidüzen vermek zorunda mõ kalacaksõnõz? 12 Eylül 1980 darbesinin mimarlarõ Anayasa Mahkemesi’nde AKP’nin kapatõlmasõ için dava açõldõğõnda bu sefer yargõ darbesiyle ilgili yazõlar yazmaya başladõlar. Bu insanlar geçmişte de “Bizim çocuklar başardõ” demişlerdi. Silivri’ye ilk gittiğimde insanlarõn böylesine şava dönüşmüş bir mahkemede ifade vermek zorunda olduklarõnõ görünce dehşete kapõldõm. Demokrasinin anlamını bilmeyen ‘demokratlar’ leyla.tavsanoglu@cumhuriyet.com.tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear