25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 31 AĞUSTOS 2010 SALI 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Tayyip Erdoğan’dan ‘Hayır’ Gerekçesi asirmen@cumhuriyet.com.tr İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN namikzafer@yahoo.com Emekli Tümgeneral Armağan Kuloğlu: Sivil otoritenin askeri yargõ üzerindeki etkisi arttõrõlmak isteniyor ALİCAN ULUDAĞ ANKARA - Ortadoğu Stratejik Araştõrmalar Merkezi (ORSAM) Baş- danõşmanõ, emekli Tümgeneral Ar- mağan Kuloğlu, anayasa paketinde asker kişilerle ilgili yapõlan düzenle- meleri, “askeri yargıya güvenme- mek” olarak nitelendirdi. Anayasa paketinde, asker kişileri il- gilendiren 5 madde bulunuyor. Bu kapsamda anayasada yapõlan deği- şiklikle, Yüksek Askeri Şûra’nõn (YAŞ) terfi işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayõrma hariç her türlü ilişik kesme kararlarõna karşõ yar- gõ yolu açõlõyor. Anayasanõn 145’in- ci maddesinde de değişikliğe gidilir- ken “Devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlara ait davalar her halde adliye mahkemelerinde görülür. Savaş hali haricinde, asker olmayan kişiler askeri mahkeme- lerde yargılanamaz” hükmü getiri- liyor. Genelkurmay Başkanõ, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri komutan- larõ ile Jandarma Genel Komutanõ’nõn da görevleriyle ilgili suçlardan dola- yõ Yüce Divan’da yargõlanmalarõnõn önü açõlõyor. Pakette ayrõca Askeri Yargõtay ile Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin kuruluşu ve işleyişi gi- bi konularõn kanunla düzenleneceği- ne ilişkin maddeler yer alõyor. Emekli Tümgeneral Armağan Ku- loğlu, YAŞ kararlarõyla ilgili mad- deleri değerlendirirken “Konu Askeri Şûra’ya geldiğine göre askeri mah- keme yoluyla ilişiğin kesilmesinin mümkün olamayacağı, ancak bu şahsın Silahlı Kuvvetler içerisinde kalmasının disiplin açısından mah- zurlar yaratacağı veya askeri mah- keme yoluyla ilişiğin kesilmesinin uzun süreceği düşünülmüştür. Bu nedenle o kişinin Silahlı Kuvvetler içerisinde kalmasının devam et- mesi halinde disiplinin bozulacağı durumu nedeniyle konu Askeri Şûra’ya sevk edilir. Onun için As- keri Şûra kararlarına yargı yolu açılması konusu, çeşitli nedenlerle Silahlı Kuvvetler’den disiplin yo- luyla ilişiğin kesilmesi konusunun önünü tıkıyor. Burada da Silahlı Kuvvetler’in disiplinini zedeleye- ceği bir durum ortaya çıkıyor” ded. “İrtica” nedeniyle ihraç edilenle- rin örneğini veren Kuloğlu, “TSK içinde hiyerarşik düzeni bozup, ast rütbeli bir kişinin daha dini açı- dan yetkili duruma gelmesi, üstün üzerinde bir etki yaratması askeri disiplin açısından bir cezayı ge- rektirmeyebilir. Dolayısıyla o kişi- nin TSK’den ilişiğinin kesilmesi ko- nusunda mahkemeden karar çık- mayabilir. Ama o insanın TSK içinde kalması disiplini de zedele- yecek bir konudur. Onun için As- keri Şûra’ya konu sevk edilir. Ora- dan ilişik kesilir. Siz bunu yargıya açarsanız, o zaman konunun esasını ya bilerek çarpıtıyorsunuz ya da anlamıyorsunuzdur” görüşünü kay- detti. Üst rütbeli komutanlarõn Yüce Di- van’da yargõlanmasõ konusuna deği- nen Kuloğlu, şöyle konuştu: “Aske- ri mahkemelerde görülmesi gere- ken konuların sivil mahkemeler ak- tarılması, askeri mahkemelere gü- vensizliğin ifadesidir. Yani ‘Aske- ORSAM Başdanõşmanõ, emekli Tümgeneral Armağan Kuloğlu, AKP’nin yapmak istediği anayasa değişikliğinde YAŞ’õn ilişik kesme kararlarõna yargõ yolu açõlmasõnõ eleştirdi. Uygulamanõn ordu disiplinini zedeleyeceğini belirten Kuloğlu, “Askeri mahkemelerde görülmesi gereken konularõn sivil mahkemelerde aktarõlmasõ, askeri mahkemelere güvensizliğin ifadesidir’’ dedi. ri mahkemeler asker kişi- leri kayõrõyor, sivil mah- kemeler kayõrmõyor! Onun için askeri mahke- melerden alõnõp sivil mah- kemelere verelim’ gibi bir düşüncenin ürünü olarak bu madde ortaya çıkmış olabilir.” Asker kişilerin zaten şu an sivil mahkemelerde yargõlandõğõnõ dile geti- ren Kuloğlu, “Bu konuda bir eksikliği gidermi- yorlar ama bir noktada bunların dışında kalan- lar da askeri mahkeme- lerde yargılanır, sivil mahkemelere gitmezler endişesi taşıyorlar. Bü- tün bunların tamamı as- keri yargıya güvenme- mektir” dedi. Kuloğlu, Askeri Yargõtay ile Askeri Yüksek İdare Mahkeme- si’nin kuruluş ve işleyişi- nin kanunla düzenleme- siyle ilgili de “Şu an ka- nunsuz mu bunlar? Bunlar tabii ki kanunla düzenlenmiş. Kanunla düzenlenir deyip, bu ka- nunları değiştirmek su- retiyle sivil otoritenin askeri yargı üzerinde et- kisini ortaya çıkarabile- cek bir durum yarat- mak istenmiş olabilir” ifadesini kullandõ. BAHÇELİ’DEN ERDOĞAN’A: Devletin arşivi elinde, açıkla ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli, dünkü Sabah gazetesinde yer alan “Bahçeli ona- yıyla Barzani’ye yar- dım” başlõklõ haberle ilgili “devletin arşivi elinin altında bulunan” Baş- bakan Tayyip Erdoğan’õ elindeki belgeleri açõkla- maya çağõrdõ. Devlet Bahçeli, gazete- nin manşetinde yer alan haberle ilgili yaptõğõ yazõlõ açõklamada, “çok özel belgelere dayandırıldığı” belirtilen haberin “mak- satlı” olduğunu, “İmralı ile refarandum pazarlı- ğında suçüstü yakala- nan Başbakan’ın ve yan- daşlarının içine düştük- leri panik hali ve çare- sizliğinin tezahürü” ol- duğunu kaydetti. Bahçeli, “PKK’nin en büyük destekçisi” oldu- ğunu belirttiği Barzani ile ilgili şimdiye kadar söy- lediklerinin arkasõnda ol- duğunu da belirterek “Çı- kan bu haberle ilgili ola- rak buradan sahibinin sesi maşaları değil, on- ları kullanan Başbakan’ı muhatap alarak kendi- sine seslenmek istiyo- rum: Devletin arşivi ve gizli belgeleri AKP hü- kümetinin elindedir. Bahçeli’nin Barzani’ye yapılan yardıma onay verdiğine ilişkin bir bel- ge varsa Başbakan’ı bu- nu açıklamaya davet ediyorum. Barzani’ye silah verilmiş midir, ki- min aracılığıyla veril- miştir?” dedi. Irak’la ilişkiler, Barza- ni ve Talabani ile son 15 yõl içinde yapõlan temas ve işbirliği hakkõnda devlet arşivlerindeki bilgi ve bel- gelerin de AKP’nin elin- de olduğuna işaret eden Bahçeli, Bazrani’nin han- gi dönemlerde Türkiye Cumhuriyeti Devleti ta- rafõndan “kullanıldığı”, Barzani’nin peşmergele- rinin Özel Kuvvetler Ko- mutanlõğõ’nõn emrinde PKK’ye karşõ yürütülen mücadelede hangi görev- leri yaptõğõ, Barzani’ye bu dönemde ne kadar pa- ra ve silah yardõmõ yapõl- dõğõ konularõnda bilgi is- tedi. MYK üyesi Gürsel Tekin, Büyükçekmece’de partisinin referandum çalõşmalarõna katõldõ CHP’ye ‘sandığa sahip çık’ uyarısı İstanbul Haber Servisi - CHP MYK üyesi Gürsel Tekin, Büyükçekme- ce’de yurttaşlarla bir araya geldi. Tekin, “ AKP’nin yargıyı ele geçirmesine izin vermeyelim” çağrõsõnda bulundu. CHP MYK üyesi Tekin, referandum çalõşmalarõ kapsamõnda Büyükçekme- ce İlçe Başkanlõğõ’nõ ve ilçe esnafõnõ zi- yaret etti. CHP İlçe Başkanlõğõ’nõn sa- hilde açtõğõ standõ iftardan sonra ziya- ret eden Tekin, İlçe Başkanõ Erol Şa- hin’den çalõşmalara ilişkin bilgi aldõ. Te- kin, daha sonra sahilde “Hayır” yazõ- lõ broşürleri dağõttõ. Sahilde iftar sonrasõ dinlenen yurttaşlarla sohbet eden Tekin ve CHP’liler, seçmenlerin “Sandıkla- ra mutlaka sahip çıkın” uyarõsõyla kar- şõlaştõ. Tekin daha sonra CHP İlçe Başkan- lõğõ’nõn açtõğõ standõ ziyaret ederek gençlerle konuştu. Burada 12 Eylül referandumuna ilişkin bilgi veren Tekin, “O gün Türkiye için bir dönüm nok- tası olacak. Herkes tercihini ona gö- re yapmalı. Çocuklarımızın geleceği için hayır oyu verelim. AKP’nin yar- gıyı ele geçirmesine ve yandaş yargı yaratmasına izin vermeyelim” dedi. SABRİYE KAN, SORGUSUZ SUALSİZ GÖZALTINA ALINDI Arõnç’õ CUMOK şapkasõyla dinlemek polise göre suç BURSA (Cumhuriyet) - Başba- kan Yardõmcõsõ Bülent Arınç’õn ge- çen perşembe günü Bursa Orhangazi ilçesinde mitingini, Cumhuriyet Okurlarõ Kulübü (CUMOK) yazõlõ şapkayla izlemek isteyen Sabriye Kan, hiçbir neden gösterilmeden gözaltõna alõndõ. Bir süre polis mer- kezinde tutulduktan sonra serbest bõ- rakõlan Kan, polisler hakkõnda suç duyurusunda bulundu. Başbakan Yardõmcõsõ Bülent Arõnç’õn Orhangazi’deki mitingini izlemeye giden Kan, hiçbir gerek- çe gösterilmeden gözaltõna alõndõ. Kan, “Miting alanına herkes gibi üstüm aranarak girdim. Başımda da CUMOK şapkası vardı. Yarım saat alanda kaldım. Önce AKP’li ilçe yöneticileri konuştu. Onları dinledim. Arınç kürsüye çıkmaya hazırlanıyordu. Yanıma gelen po- lisler beni aralarına aldılar ve emniyete götürdüler. Bir gerekçe göstermediler” dedi. Arõnç’õn mi- tingi bittikten sonra serbest bõrakõl- dõğõnõ ifade eden Kan, şöyle ko- nuştu: “Bir yandan kadın hakları ve engelli haklarından söz ediyorlar, bir yandan da sorgusuz sualsiz bir kadını gözaltına alabiliyorlar. En- gelli oğlumu eşimin dükkânına bı- rakıp her gelen siyasetçiyi dinle- diğim gibi Sayın Arınç’ı da din- lemek istedim. Fakat faşizan bir tutumla karşılaştım. İftar saatine yakın beni bıraktılar. Ne yemek yapabildim ne bir şey. Engelli yavrumu akşam akşam aç bırak- tılar, beni kadın halimle hiçbir ge- rekçe göstermeden ve eşime haber vermeden karakola aldılar. Bun- ların demokrasi anlayışları bu mu?” Mesai bitiminde salõverildiğini, bu nedenle aynõ gün suç duyurusunda bulunamadõğõnõ belirten Kan, erte- si gün olayla ilgili Orhangazi Cum- huriyet Başsavcõlõğõ’na başvurdu- ğunu bildirdi. AKP’yeserbest BDP’ye yasak D İ Y A R B A K I R (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbakõr’da BDP’nin Kürtçe “Boy- kot” afişleri, AKP’nin teklifiyle yasaklanõrken, Ulaştõrma Bakanõ Bi- nali Yıldırım, Batman Havaalanõ’nõn terminal binasõnõn açõlõşõnda yap- tõğõ konuşmada halktan referandumda Kürtçe “evet” oyu vermelerini istedi. Bakan Yõldõrõm, “Erê, erê hezar car erê – (Evet, evet, bin kez evet)” dedi. Kürtçenin siyasi par- tilerin faaliyetlerinde kullanõlmasõyla ilgili olarak partiler arasõnda çifte standart uygula- malarõ referandum sü- recinde de kendini gös- terdi. Diyarbakõr’da Ye- nişehir İlçe Seçim Ku- rulu, geçen hafta AKP’li üyenin teklifiyle, BDP’nin 12 Eylül refe- randumunu boykot et- meye çağõran Kürtçe afişi yasakladõ. Karara AKP, DP ve MHP’li üyeler imza verdi. Ge- rekçe olarak da siyasi parti faaliyetinde Türk- çe dõşõnda bir dil kulla- nõlmasõ gösterildi. Buna karşõn AKP’li Ulaştõrma Bakanõ Bi- nali Yõldõrõm, önceki gün Batman Havaala- nõ’nõn terminal binasõnõn açõlõşõnda Kürtçe “evet” çağrõsõ yaptõ. Yõldõrõm, “12 Eylül referandu- mu için erê, erê hezar car erê- (Evet, evet bin kez evet) diyorum. De- mokrasinin geleceği- ne evet deyin” diye ko- nuştu. KÜRTÇE PROPAGANDA ‘Askeri yargõya güvensizlik’ ‘Polis, ‘Hayır’cı genci tehdit etti’ BEKİR ŞAHİN GAZİANTEP - Gaziantep’te üze- rinde “hayır” yazõlõ tişört giyen 17 ya- şõndaki Gültekin Çelik gözaltõna alõn- dõ. Yaklaşõk 2 saat gözaltõnda tutulan Çelik’in polisler tarafõndan “Okul hayatınız bitti” denilerek tehdit edil- diği ileri sürüldü. CHP İl Başkanõ Hasan Öztürkmen dün konuyla ilgili olarak düzenlediği basõn toplantõsõnda “Başbakan 17 ya- şında idam edilen Erdal Eren için ağlarken 17 yaşında bir gencin ‘Ha- yõr’ tişörtü giymesine bile tahammül edilemiyor. Bu kişilerin bu ülkeye nasıl demokrasi getireceğini ka- muoyunun takdirine bırakıyoruz” dedi. Öztürkmen olayõn peşini bõrak- mayacaklarõnõ vurguladõ. Pazar günkü gazeteyi okurken, Orhan Bursalı’nın köşesine gelince kanım dondu. Orhan’ın anlattığına göre, Nobel ödüllü yazar adaşı diyesiymiş ki, - Anayasadan çok fazla anlamam, çünkü hukuki ve siyasi bir belgedir. “Kara Kitap”ı yazan bir adamın, anayasadan anlamaması mümkün mü? Kendisinden uzman olmasını beklemiyoruz, ama kaderini etkileyen bir metni anlamamakta direnmesini de anlamak mümkün değil. Orhan Pamuk, anayasadan anlamak zorunda. Kendisine karşı sorumluluğunun zorunluluğu bu. Kendisine karşı sorumluluk bir yana bana karşı sorumluluğunun da gereği bu. Çünkü yapılacak referandumda, anlamadığı anayasa konusunda vereceği oy, benim de yazgımı çizecek. Hiç değilse, şunları söyleseydi Orhan Pamuk biraz daha makul karşılardık: - Anayasadan çok fazla anlamam, çünkü hukuki ve siyasi bir belgedir. Onun için referandumda oy da kullanmayacağım. Ama onu da söylemiyor. Pek fazla anlamadığı konuda “evet” diyeceğini belirtiyor. Bu toplumun Nobel ödüllüsü, anlamadan evet diyeceğini açıklıyorsa, varın siz gerisini hesap edin! 12 Eylül 2010’u düşündükçe, tüylerim diken diken oluyor. Orhan Pamuk örneği, “evet”çilerin saptırmaları üzerinde tartışmanın buradaki aldatmacaları ortaya koymaya çalışmanın ne kadar anlamsız olduğunu ortaya seriyor. Son zamanlarda, artık “evet mi hayır mı?” sorularından bıkmaya başlamıştım ki, Mine cumartesi günkü gazetelerden birinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bir açıklamasını okudu ve hemen buyurdu: - Her şeyi açık açık anlatıyor. Sen de bunu yaz da herkes görsün! Bir köşe yazarı, karısı yaz deyince, yazmaktan başka ne yapabilir ki? Ben de yazıyorum. Bakın Tayyip Erdoğan perşembe günü katıldığı iftar yemeğinde ne demiş: “İnanın ayaklarımızda pranga var. Biz prangaları çözemediğimiz sürece, sizler belki dışarıdan zannediyorsunuz ki, parlamentonun yüzde 65’ine sahipsin çöz de git! Neyi çözüyorsun? Türkiye’de parlamentonun da, yürütmenin de üzerinde bir yargı gücü var. Seni engelliyor. Ben bugün vali ataması yapamıyorum. Seni engelliyor. Atadığım valiyi geri iade ediyor aynı anda. 23 kere bir müdürü geri iade ediyor (geri iade ediyor denmez ama üslup Başbakan’ındır aynen koruyorum A.S.) Ben bir yürütme ve hükümet olarak, istediğim müdürü istediğim yere atayamazsam, istediğim valiyi istediğim yere atayamazsam, bu ülkede ben nasıl icrai faaliyet yapacağım? Halkın karşısına o mu geliyor, ben mi geliyorum?.. Yarın beni siz yargılayacaksınız, vatandaş yargılayacak. İyi yaptın kötü yaptın diye bana diyecek olan kim. Onlar halkın karşısına çıkmıyor ki, ben çıkıyorum halkın karşısına. Hesabı veren ben, ama gelip bana zulmeden de o. Bu böyle yürümez. Onun için bu anayasa değişikliğine evet istiyoruz.” Tayyip Bey’in 23 Nisan 2010 yılında koltuğunu sembolik olarak küçük bir çocuğa bırakırken söyledikleri de şuydu: - Artık mühür sende, ister asarsın, ister kesersin! Tayyip Bey’in bu iki konuşması 12 Eylül’de anayasa referandumunda neden hayır oyu vereceğimi gayet iyi açıklıyor. Görüyorsunuz Tayyip Bey kendi sözleriyle açıklıyor ki, 12 Eylül oylamasının asıl gerekçesi kendi astığı astık, kestiği kestik yönetiminin önündeki yargı engelini kaldırmak. Tayyip Bey’e bu açık sözlü konuşmasından dolayı çok teşekkür ederiz. Bütün aldatmacaların ardında, gerçek niyetin ne olduğunu şimdiye dek hiç kimse, bu kadar net bir biçimde anlatamamıştı. Teşekkürler Tayyip Bey! “Hayır”ın en güzel en açık gerekçesini bizzat siz verdiniz.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear