28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 24 AĞUSTOS 2010 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 HAYAL ve GERÇEK KÜRŞAT BAŞAR UFO’lar Geçiyor Allı Yeşilli Geçenlerde tarihle ilgili bir yazı yazmış, anıların tehlikelerinden söz etmiştim. Geçen haftalarda Daily Telegraph gazetesinde bir haber yayımlandı. Bu haber, Başbakan Winston Churchill’in, İkinci Dünya Savaşı sırasında bir savaş uçağıyla karşılaşan UFO’yu, panik yaratır ve kiliseye olan inancı sarsar düşüncesiyle 50 yıl gizleme emri verdiğinden söz ediyor. Haber, dönemin hava kuvvetleri komutanlığında görevli bir korumanın tanıklığına dayanıyor. Aslında onun da değil, torununun tanıklığına! Torun, dedesinden duyduğu bu hikâyeyi daha sonra savunma bakanlığına bildirmiş. Koruma olan dede Churchill’in verdiği emre kulak misafiri oluyor, daha sonra bunu kızına anlatıyor, kızı da şimdi fizikçi olan toruna... İşte anıların ne kadar tehlikeli olduğunu söylemem boşuna değil. Bu bizim gazetelerde yayımlanan suç dosyalarına benzedi. Herhalde İkinci Dünya Savaşı’nda uzaylıların provokasyonu söz konusu. Tabii bu UFO konusu zaman zaman gündeme gelir. Hele şimdi koskoca Churchill’in bu emri verdiği hikâyesi UFO’culara gün doğması demek. Çünkü onlar hükümetlerin, gizli servislerin uzaydan gelenlerle karşılaşmaları gizlediğine inanıyor. Bu UFO konusu, bizim komplo teorilerine benzer. Uzaylılar nedense muazzam bir teknolojiye sahip oldukları halde herhalde çekingen kişilikleri nedeniyle gizli gizli gelip gidiyorlar. Hep gecenin üçünde dünyanın en ıssız köşelerinde sıkıntıdan sigara içen köylülere filan görünüyorlar. Bir de gizli kaset var biliyorsunuz bunlarla ilgili. Güya Amerika’ya düşen bir uzay aracından çıkan uzaylıların görüntüleri. Bunlar çok gizli bir biçimde ordu tarafından incelemeye alınmış, otopsi yapılmış. Biraz bücür, koca kafalı tipler. Bu “çok gizli” kaset en dandik “alacakaranlık kuşağı” türü programlarda bile ısıtıp ısıtıp gündeme getirilir. Artık nasıl gizliyse... Dünyadaki bütün hükümetler neden uzaylıların bizimle görüşmesini engellemeye çalışıyor, onu da anlayabilmiş değilim. Tabii asıl anlaşılmaz olan, uzaylılar bizimle görüşmek istiyor da bu devlet yetkililerinden mi korkuyor? Benim daha ilgimi çeken bunların araçlarının hep aynı türde olması. Nedense renkli ışıklar çıkarıyor bu araçlar ve hep aynı biçimde oluyor. Daire veya puro biçiminde. Bunca yıldır uzaylılar bizim araba tasarımcıları kadar ilerleyemediler. Kim bilir belki de bu tür gereksiz şeylerle uğraşmıyorlar, aşmışlar bu tür şeyleri. Çünkü bunların giysileri de (görenlerin ve film yapımcılarının yalancısıyım) genellikle aynı türde oluyor. Üste yapışan, vücudu saran, gümüş renginde. Bizde de ara sıra UFO gören oluyor. Bir keresinde köylüler gelen UFO’ya taş atmışlardı, hatırlarsınız. Daha da gelmediler! Zaten bence hele şu ara gelmeseler iyi ederler. Daha uçan daireden inmeden gözaltına alınacaklarına kuşku yok. Artık ne tür bir terör örgütü üyeliğinden içeri girerler bilinmez. Daha kötüsü bunlarla ilişkisi kurulacak, örneğin evinde “Üçüncü Türden İlişkiler” ya da “Uzay Yolu” gibi filmleri bulunduranlar da hapı yutar. Zaten bir iki güne de kalmaz, birilerinin “uzay günlüğü” tuttuğu açıklanır. Churchill Türk olsaydı şimdi gününü görmüştü. İngiltere’yi savaşlara sürüklemesinin uzaylılarla yaptığı gizli anlaşmayla bağlantısından, purolarının parasını saraya ödettiğine kadar neleri çıkmazdı. Dua etsin ki İngiliz. İngilizler, korumanın torununun bu muazzam ifşaatına sabah gazetelerini okurken hoş bir espri olarak bakıp, istiflerini bozmadan reçelli tostlarından bir parça ısırmışlardır. kursatbasar63@gmail.com Aydın: Birileri niye rahatsız oluyor? İstanbul Haber Servisi - İstanbul Barosu Başkanõ Avukat Muammer Aydın, Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nõn “Haliç’te yaşayan Simonlar” adlõ kitabõnda anlattõğõ devlet içindeki cemaatçi yapõlanmayõ Türkiye’deki birçok kesimin yõllardõr dile getirdiğini belirterek “Gülen cemaatinin Türkiye’de kuvvetli bir yapılanma içinde olduğu herkes tarafından biliniyor. Bunu yetkili makamdan birinin yazması niye birilerini rahatsız ediyor?” dedi. Başkan Aydõn, Avcõ’nõn kitabõ ile ilgili Türkiye’de bilinen bir gerçeğin devletin mühim kademelerinden biri tarafõndan yazõlmasõnõn son derece önemli olduğunu söyledi. “Gülen yapılanması bir gerçek ki Hanefi Avcı bunu yazdı” ifadelerini kullanan Başkan Aydõn, “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Herkesin söylediği bir olayı birinin yazması, bu olayı ayrıntılarıyla bilen kişilerin olduğunu gösterir. Türkiye’nin son yıllarda yaşadıklarına baktığımız zaman kitapta yazılanların tümünün gerçek olma ihtimali çok yüksek. Türkiye cemaatler tarafından yönetiliyor olmasaydı bir karşı devrim mücadelesi olmazdı. Fethullah Gülen bunu yıllar önce söyledi. ‘Her yere kök salõn, zamanõ geldiğinde de bunu kullanõn’ dedi. Şimdi de bu kök salanlar konumlarını kullanıyor” diye konuştu. Türkiye’de yalnõzca Fetullah Gülen Cemaati yapõlanmasõ olmadõğõnõ, birçok farklõ cemaat üyesinin de ülkenin önemli kademelerinde yer aldõğõnõ vurgulayan Başkan Aydõn, “Bu cemaatlerle ilgili soruşturma başlatan, hukuki yollara başvuranların başına neler geldiğini bu ülke gayet net gördü. İsmailağa Cemaati soruşturması bunun en önemli örneğidir” dedi. Avcõ’nõn kitabõndaki Ergenekon, Balyoz, Kafes ve Erzincan soruşturmasõ gibi çok sayõda soruşturmanõn hukuki bir dayanağõnõn olmadõğõ yönündeki bilgilere de dikkat çeken Başkan Aydõn, “Ergenekon, Balyoz, Kafes, Erzincan soruşturması gibi soruşturmaları cemaat mensubu savcılar yürütmeseydi hukuk açısından, insan hakları açısından bu kadar vahim bir duruma da gelinmezdi. Bu soruşturmaların iddianameleri ile ilgili kitapta yazılı olanları biz en başından sürekli olarak söyledik. Yapılan soruşturmalarda ele geçirilen kanıtlar bir suç unsuru olarak değerlendirilemez” ifadelerini kullandõ. Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcõ kitabõnda hükümete ilişkin değerlendirmelerini anlattõ ‘Rüşvetçiler oy alabiliyor’ AVCI’NIN KİTABI TBMM GÜNDEMİNDE ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP İzmir Milletvekili Bülent Baratalı, Başbakan Tayyip Erdoğan’õn yanõtlamasõ istemiyle verdiği soru öner- gesinde Eskişehir Emniyet Müdürü Ha- nefi Avcı’nõn kitabõndaki iddialarõ TBMM gündemine taşõdõ. Baratalõ, ki- tap ve kitapta geçen savlarla ilgili ince- leme başlatõlmasõnõ istedi. Baratalõ, Başbakan Erdoğan’a “Ha- liç’te Yaşayan Simonlar; Dün Devlet Bugün Cemaat” adlõ kitabõ yazan Eski- şehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcõ’nõn iddialarõ konusunda ne düşündüğünü sor- du. Baratalõ, şu sorulara da yanõt istedi: “Kitabın yayımlanmasıyla birlikte İçişleri Bakanlığı’nın Hanefi Avcı’yla ilgili acilen inceleme başlatmasının ge- rekçesi nedir? Halen Eskişehir Emni- yet Müdürü olarak görev yapan Hanefi Avcı’nın kitabında yer alan iddialar konusunda bir çalışma başlatılmış mı- dır? Söz konusu iddiaların araştırılma- sı için bir görevlendirme yapılmış mı- dır? İnceleme ve araştırma başlatılma- dıysa bunun gerekçesi nedir? Hanefi Avcı’nın kitabında yer alan ‘polis teşki- latõndaki illegal yapõlanma’ iddiaları ko- nusunda İçişleri Bakanlığı neden sus- kun kalmaktadır? Kitapta yer alan ‘Emniyet, Yargõ ve TSK içinde cemaat yapõlanmasõ’ iddiaları konusunda 8 yıl- dır iktidarda olan AKP hükümetleri- nin sorumluluğu yok mudur?” Cemaate yakõnlõğõ ile bilinen yazarlar kitabõn tehdit ve provokasyon amaçlõ olduğunu savundu Yandaş medya Avcõ’yõ hedef aldõ İstanbul Haber Servisi - Cemaa- te yakõnlõğõ ile bilinen yazarlar Ha- nefi Avcı’nõn kitabõnõ iftira ve pro- vokasyon amaçlõ olduğunu savunarak “Fethullahçı Avcı’nın kendini kur- tarma çabası içinde olduğunu” id- dia ettiler. Nazlı Ilıcak ve Abdur- rahman Dilipak ise köşelerinde eleştirdikleri Avcõ’ya bazõ noktalar- da da hak vererek iddialarõn araştõ- rõlmasõnõ istediler. Köşesini Avcõ’nõn kitabõna ayõran Sabah gazetesi yazarõ Nazlõ Ilõcak, in- celenmesi gereken iki somut iddiasõ bulunduğunu belirterek birinin istih- bari amaçlõ isimsiz dinlemeler, di- ğerinin de Emniyet’teki Fethullahçõ örgütlenmenin tepesindeki Osman Hilmi Özdil konusu olduğunu ifade etti. Kitaptaki diğer iddialarõ iftira ma- hiyetinde mesnetsiz savlar olarak ni- teleyen Ilõcak, Avcõ’nõn kendini ko- rumak için bu kitabõ yazdõğõnõ öne sürdü. Ilõcak, Avcõ’nõn çok özel iş- lerinde kullandõğõ iki telefonun din- lendiğini anlamasõ üzerine böyle bir kitap yazmaya karar verdiğini öne sü- rerek “Kaçakçılık Organize Suç- larla Mücadele Şube Başkanı Emin Aslan’ın tutuklanması ve yargı- lanması onu çok olumsuz etkiledi. Hem kendisinin hem Emin As- lan’ın cemaatin hedefinde olduğu kanaatini taşıyor. Telefonunun din- lendiğini anlayınca infiale kapılması doğal da sanki bu kitabı biraz kendi- ni korumak için yazmış gibi geldi bana. Acaba, o dinlemelerde nasıl bulgular ortaya çıktı?” ifadelerini kullandõ. Vakit yazarõ Abdurrahman Dili- pak da, “Ava gider avlanır” başlõklõ yazõsõnda cemaat yapõlanmasõna iliş- kin kaygõlarõnõn es geçilecek şeyler ol- madõğõnõ belirterek “Alevi yapılan- ması, sol kadrolaşma kötü, bizim- kiler iyi diye bir şey yok. Sonunda bu işlerin hepsi aynı cehennemin çukuruna akar” dedi. ‘İhtirasına yenildi’ Avcõ’nõn ihtiraslarõna yenildiğini söyleyen Dilipak, bugün cemaati eleştiren Avcõ’nõn bir zamanlar ce- maate yaklaşmaya çalõştõğõnõ kay- detti. Dilipak, “Bugün yanaşmaya çalıştığı çevreyi dün Başbakan’a ihbar eden de kendisi değil miy- di? Umduğu yakınlığı bulama- yınca bugün başka vadilere sav- ruldu” diye yazdõ. Zaman Gazetesi Genel Yayõn Yö- netmeni Ekrem Dumanlı, “Oyun İçinde Oyun” başlõklõ yazõsõnda adõ- nõ vermeden Avcõ’nõn yazdõğõ kitabõn referandum öncesi bilgi kirlenmesi yaratmak ve provokasyon amacõ ta- şõdõğõnõ belirtti. “....Uzun zaman çetelerle mü- cadele ediyor diye baş tacı edilen bir emniyet müdürü çıkıyor, Er- genekon’u aklama- ya, devletin adli ve güvenlik kurumla- rını zan altında bı- rakmaya... Cema- at fobisi oluştur- maya yelteniyor” iddiasõnda bulunan Dumanlõ, Avcõ’nõn kendi mazisini in- kâr ettiğini kaydetti. Dumanlõ, Av- cõ’nõn kitabõnõn “ekipçiliğin, kıs- kançlığın ve intikam duygusunun nasıl bir işbirliğine dönüşebilece- ğini” gösterdiğini ifade etti. Du- manlõ yazõsõnda, “Maskeler düşecek, kimin nerede hangi tezgâhla ken- di ayıbını kapatmak için telaşa kapıldığı ve tebdil-i kıyafetten vaz- geçerek neler yaptığını artık daha net göreceğiz” dedi. ‘Hodri meydan’ Avcõ’nõn kitabõna en sert eleştiriyi Star gazetesi yazarõ Şamil Tayyar yaptõ. “Avcı’ya Hodri Meydan” başlõklõ yazõsõnda Tayyar, Susur- luk’ta ortalõğõ kasõp kavuran Av- cõ’nõn Ergenekon soruşturmasõnda dut yemiş bülbüle döndüğünü, 2008 Şubat’õnda savcõlara Susurluk’ta an- lattõklarõnõn dõşõnda hiçbir bilgi ak- tarmadõğõnõ iddia etti. Vakit yazarõ Hasan Karakaya ise Avcõ’nõn bu kitabõ internette dolaşan iddialarõ kes-yapõştõr yöntemi ile yaz- dõğõnõ savunarak “Hanefi Avcı’nın bu kitabı kendi elleriyle mi yazdı- ğı yoksa birileri tarafından mı yazdırıldığı merak konusu oldu... Bir emniyet müdürü bunu yapar- sa Allah bilir başkaları neler uy- duruyordu?” dedi. Sabah gazetesi yazarõ Nazlõ Ilõcak, Avcõ’nõn kitabõndaki iddialarõ iftira mahiyetinde mesnetsiz savlar olarak niteledi. Ilõcak, Hanefi Avcõ’nõn kendini korumak için bu kitabõ yazdõğõnõ öne sürdü. Avukat Muammer Aydın. CHP Milletvekili Bülent Baratalı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 28 Şubat süreci sonrasõ 7 yõl kõzakta kaldõktan sonra AKP iktidarõnõn göreve gelmesiyle 2003 yõlõnda Ka- çakçõlõk ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Dairesi Başkanlõğõ’na getirilen Hanefi Avcı, dev- letteki Fethullahçõ yapõyõ anlattõğõ “Haliçte Yaşayan Simonlar” adlõ kitabõnda, “Hükü- metin, yaptıkları enerji operasyonundan ra- hatsız olduğunu, tutuklananların hükümete yakınlığı bulunduğunu, bunun sıkıntı yarat- tığını ve Başbakan’ın kendisini tayin ettir- diğini” anlattõ. Avcõ’nõn kitaptaki “Hile, fesat, rüşvete en çok karışan en çok oyu alabiliyor” ve “Yolsuzluk olmadan Türkiye’de ekonomi olmaz” değerlendirmeleri de dikkat çekti. Piyasaya çõktõğõ andan itibaren yok satan ki- tabõ nedeniyle hakkõnda soruşturma açõlan Es- kişehir Emniyet Müdürü Avcõ’nõn hükümete iliş- kin değerlendirmeleri şöyle: Hükümete yakınların gözaltıları sı- kıntı yarattı: KOM Daire Başkanlõğõ’na hiçbir talebim olmadan, 2003 yõlõ haziran ayõnda atandõm. Tesadüfen Enerji Bakanlõ- ğõ’ndaki büyük ihalelere hile karõştõran, tüm iha- leleri yöneten bir organize grubu izlemeye baş- ladõk. İbrahim Selçuk başkanlõğõndaki bu grup tüm Enerji Bakanlõğõ’ndaki işlere Bakan’dan daha hâkimdi; ihaleler İbrahim’den habersiz ya- põlamaz durumdaydõ. 1 yõla yakõn devam eden izleme sonunda operasyona giriştik. Bazõ bü- yük müteahhitler ile Enerji Bakanlõğõ genel mü- dürleri tutuklandõ. Bu operasyonun yol açtõğõ oluşan olumsuz hava içinde, açõktan söylen- mese de en azõndan “aferin” denmeyerek ope- rasyondan memnun olunmadõğõ hissettirildi. Hatta bazõ başka birimlerdeki emniyetçiler göz- altõna alõnan kişilerin hükümete yakõnlõğõ do- layõsõyla, gözaltõna almalarõn sõkõntõ yarattõğõ- nõ söylemişlerdi. Akaryakıt kaçakçısıyla Bakan’ın oğ- lu: Eski KOM Başkan Yardõmcõsõ Alper Yaz, akaryakõt kaçakçõlõğõ yaptõğõ bilinen Veysel Kadayıfçıoğlu adlõ kişinin benim tayinimin baş- ka yere çõkarõlmasõ için çalõştõğõ haberini gön- dermiş, ama ben bunu pek fazla önemseme- miştim. Bu şahsõn, yaptõğmõz bir tahkikatta adõ geçen bir mafya üyesiyle ilişkisi varmõş. Daha sonra öğrendiğime göre bu kişi Diyarbakõrlõ çok zengin bir holding patronuymuş. Aynõ zaman- da İçişleri Bakanõ’nõn oğlu Murat Aksu ile ya- kõn ilişki içindeymiş. İrtibatlõ olduğu mafya üye- sine de bakanõn oğlu üzerinden bir şeyler yap- mak isteyen biriymiş. Tutuklananların hükümetle yakın- lığı vardı: Tayin olmayõ istemememe rağmen hasta halimle apar topar Edirne’ye gönderil- miştim. Gerçek tayin sebebim olarak iki şey görülüyordu. Birincisi, operasyon nedeniyle hükümet cenahõ rahatsõz olmuştu, çünkü tu- tuklanan bazõ kişilerin hükümetteki etkin ki- şilerle kişisel yakõnlõğõ bulunuyordu. İkincisi ise bu Diyarbakõrlõ kişiyle bakanõn oğlunun iliş- kileri dolayõsõyla bizim giriştiğimiz mafya tah- kikatõ rahatsõzlõk yaratmõştõ. Tayinimi Başbakan istedi: Bakan do- laylõ bir kanalla tayini kendisinin çõkarmadõ- ğõnõ, Başbakan’õn istediğini ima etmişti; o za- man bunu fazla inandõrõcõ bulmamõştõm. Ama daha sonra olup bitenlerle birleştirince, aslõn- da alõnmamõ isteyen birçok kişi ve çevrenin ol- duğunu ancak Başbakan ile çok yakõn ilişkim var zannõyla kimsenin buna teşebbüs edeme- diğini, görevden alõnmamõ Başbakan isteyin- ce, diğer kişilerin de buna katkõ sunduğunu an- ladõm. Zaten kendisi de bunu Ali Bayramoğlu ile yaptõğõ bir sohbette söylemişti. Emine Erdoğan’ın dinlenmesi: Es- kiden beri tanõdõğõm Kanal 7 Ankara Temsil- cisi Akif Beki ve onun vasõtasõyla tanõştõğõm AKP Adana Milletvekili Ömer Çelik ile ara sõra beraber yemek yer, sohbet ederdik. Bir ara bana, hükümetteki kişilerin yakõnlarõnõn izle- me ve dinlemelere muhatap olduklarõna dair duyumlar aldõklarõndan bahsettiler. Bir defa- sõnda Başbakan’õn eşi Emine Hanım’õn din- lendiğini de söylemişlerdi. Bu konuşmadan epeyce sonra öğrendim ki, meğer KOM Dai- resi’nin mahkeme kararõ ile dinlediği bir ye- ri Emine Hanõm sõradan bir konu için aramõş. Bunu tespit eden polis amiri durumu Başba- kan’a taşõmõş. Hile, fesat, rüşvete en çok karışan en çok oyu alabiliyor Herkes biliyor ki bu ülkedeki ihaleler büyük oranda hileli. Bu ülkede tapu, trafik, gümrük gibi birçok kurum rüşvet batağõnda. Yolsuzluk ve usulsüzlük usul, esas haline gelmiş; adam kayõrma, torpil, her türlü hile yay- gõnlaşmõş. Toplumun çoğunluğu bu ülkede iş- lerin doğru ve dürüst yürütülmediğine inanõ- yor, ama en büyük usulsüzlüklere toplum tep- ki göstermiyor. Hile, fesat ve rüşvete en çok karõştõğõna inanõlan kişi en fazla oyu alabili- yor; en rüşvetçi kişi en itibarlõ kişi olarak ka- bul görüyor. Şuna inanõyorum ki bu ülkede rüşveti, irti- kabõ, ihaleye fesat karõştõrmayõ bir anda dur- durmak, böylece tüm yolsuzluklarõ bir anda ön- lemek mümkün olsa ülkede ekonomi ve yatõ- rõmlar durur, devlet işleri kilitlenirdi. CEMAATÇİ YAPILANMA VAHİM BOYUTLARDA İstanbul Haber Servisi - Devrimci İşçi Sendikalarõ Konfederasyonu DİSK Genel Başkanõ Süleyman Çelebi, Hanefi Av- cı’nõn kitabõnda anlattõğõ devlet içindeki cemaatçi yapõlanmayõ “vahim” olarak de- ğerlendirdi. Çelebi, bir an önce soruştur- ma açõlmasõ gerektiğini belirterek şunlarõ kaydetti: “Toplumun kutuplaşmasında, devlet içindeki kutuplaşmanının boyut- larını gözlemlemek ürkütücüdür. Bir an önce soruşturma açılmalı, konunun üzerine gidilmelidir. Devletin en üst ka- demelerinde görev yapmış bir kişinin bu açıklamalarını çok önemli buluyo- rum. Bunlar yıllardır konuşulan ancak bugüne kadar üzerine gidilemeyen ko- nulardır. Durum vahimdir. Devletteki kutuplaşmanın bu boyutlarda olması ürkütücüdür. Cumhurbaşkanlığı Teftiş Kurulu, Türkiye Cumhuriyeti’nin sav- cıları, bu konuda ilgili kişiler sorumlu- lar hakkında soruşturma açılması için harekete geçmelidir. Bu konunun bir an önce üzerine gidilmelidir.” Bektaş’tan savcılara dava - Poyrazköy’de ele geçirilen mühimmata ilişkin açõlan davanõn tu- tuklu sanõğõ emekli Deniz Binbaşõ Levent Bektaş, soruşturmayõ yürüten ve iddianameyi hazõrlayan Cumhuriyet savcõlarõ Ercan Şafak ile Murat Yön- der aleyhine 20 biner TL olmak üzere toplam 40 bin liralõk manevi tazminat davasõ açtõ. Emek-İş’ten ‘hayır’ çağrısı - Emek-İş Sen- dikasõ Başkanõ Muzaffer Ünlü, 12 Eylül’de yapõ- lacak olan referandumda “hayõr” oyu kullanacak- larõnõ açõkladõ. Ünlü, açõklamasõnda “Anayasa de- ğişikliği ile 12 Eylül cuntasõ yargõlanmayacak, ak- lanacaktõr” ifadelerine yer verdi. İmam cami önünde öldürüldü - Hakkâ- ri’de Pehlivan Mahallesi’ndeki Hacõ Sait Camisi imamõ Aziz Tan, sabah ezanõnõ okuduktan sonra evi- ne dönerken silahla vurularak öldürüldü. Aziz Tan’õn PKK tarafõndan tehdit edildiği öne sürüldü. Baydemir’e hapis istemi - Diyarbakõr Büyük- şehir Belediye Başkanõ Osman Baydemir hakkõnda PKK’ye katõlan 16 yaşõndaki D.K.’ye para yardõ- mõnda bulunduğu iddiasõyla 10 yõla kadar hapis iste- miyle dava açõldõ. Baydemir iddialarõ yalanladõ. Vahşi cinayet - Bahçelievler Mimar Sinan So- kak’taki binanõn bodrum katõndaki dairede yaşa- yan Gülbeyaz Arslan boğazõ kesilerek öldürülmüş halde bulundu. Katilin kokmayõ önlemek için vantilatörü açarak cesede yönlendirdiği belirtildi. 9 saat süren mücadele - Edirne’de tekneleri batan 5 kişiden 3’ü kurtarõldõ. Akõntõya kapõlan diğer iki kişi ise bir benzin bidonuna tutunarak 9 saat sü- rüklendikten sonra kurtarõldõ. 10 NUMARA ÇEKİLDİ 3, 10, 11, 14, 18, 19, 22, 25, 30, 31, 33, 42, 54, 55, 58, 60, 61, 68, 70, 72, 75, 77 KISA... KISA... KISA...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear