Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
21 AĞUSTOS 2010 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 9
HAYAL ve GERÇEK
KÜRŞAT BAŞAR
Sağlıklı Beslenme
Görebildiğim kadarıyla ülkemizde en iyi çalışan
sektörlerden biri göz hastaneleriyse öteki de
beslenme uzmanları, diyetisyenler.
Açlık sınırında bir ülke olmakla birlikte sabahları
bir avuç fındık, öğlen kuru kayısı ve cevizli salata,
öğleden sonra biraz meyve, akşama doğru
yoğurt ve hafif tatlı, akşam yemeğine az pişmiş
bonfile ve organik brokoli, yatmadan birkaç saat
önce yarım avokado ve ananas yemek türü
diyetlerin neden bu kadar ilgi gördüğünü
anlamak zor.
Yalnızca trafikte on binlerce kişinin öldüğü
ülkemizde her işimiz tamam, organik ürünler
tüketerek ömrümüzü uzatacağız. Bizde
kirlenmemiş su kaldı mı, gerçekten organik ürün
ne kadar yetiştirebiliyoruz, bunlar da ayrı konu.
Günde iki paket sigara içip hayatı boyunca
kebap yemiş adama küçücük somon ne yapsın
diye yazmıştım bir keresinde de diyetçilerle aram
açıldı.
Beslenmeye medyanın verdiği önem milli
eğitime falan verilse, şimdiye üniversite sistemi
düzelir, belki bu kadar çok beslenme uzmanı
yetiştirmeye gerek kalmazdı.
Bu diyetleri uygulamaya kalksa insan zaten
strese girer. Aldığınız her şeyden
kuşkulanacaksınız. Balık alsanız acaba bu yıl
hangi denizde gezdi, büyük balık alsanız, küçük
balığı yiyor, tehlikeli, küçük balık yeseniz büyükler
yüzünden strese girmiş olabiliyor, kurşun
tehlikesi, mazot tehlikesi hepsi var. Balık bile
şaibeli bir hayvan oldu. Şöyle deniz kenarında
oturmuş çıtır çıtır barbuna bakarken morali
bozuluyor insanın.
Soyu sopu belli değil çünkü.
Milli gelirin bizimkinin beş katı olduğu,
insanların üç ev ötede sigara içiliyor diye kanser
olma paniğiyle polisi aradığı, her tür yiyeceğin elli
kontrolden geçirildiği ülkelerden birinde yaşasak
durumu anlayacağım, yüz yıl daha yaşamak için
bu çabaya gireceğim de durum pek öyle değil.
Ramazan geldi, televizyonlarda sürekli
beslenme uzmanları, diyetisyenler panik halinde
açıklamalar yapıyor. “Aman iftarda fazla
yemeyin”, “aman birkaç öğüne bölün” türünden
uyarılar geliyor.
Acaba iftar sofralarında toplu ölümler yaşandı
da bugüne kadar ben mi duymadım?
Sahurda tatlıyı fazla kaçırdı diye ölenlerin
sayısında son yıllarda bir artış mı görüldü?
Oruç tutarken nelere dikkat etmeli, iftarı
zeytinle mi hurmayla mı açmalı, çorbadan sonra
hemen makarnaya yüklenmemeli, balığa tavuğa
ağırlık verilmeli türünden açıklamalar ardı ardına
geliyor her akşam.
Sanırsınız ki İslamiyeti yeni kabul ettik, bu yıl ilk
kez oruç tutuyoruz, sahuru, iftarı yeni
öğreniyoruz.
Konu, sahip olduklarımıza başkalarının
olamadığını düşünebilmek, kendi irademizle
dünya nimetlerinden vazgeçebilmek, sabretmeyi,
açlığı, yokluğu hissetmek mi, yoksa akşama
kadar ne yiyeceğimizin hayalini kurmak mı?
kursatbasar63@gmail.com
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İçişleri Bakanlõğõ, Eskişehir Emniyet
Müdürü Hanefi Avcı hakkõnda “Haliç’te Yaşayan Simonlar, Dün Devlet
Bugün Cemaat” kitabõ nedeniyle inceleme başlattõ. İçişleri Bakanlõğõ, Avcõ
hakkõnda başlatõlan inceleme için iki mülkiye, bir polis başmüfettişini görev-
lendirdi. Eskişehir Emniyet Müdürü Avcõ, hakkõnda inceleme başlatõlmasõ
üzerine “Zaten böyle bir soruşturma bekliyordum” açõklamasõnõ yaptõ.
Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcõ: Devleti ele geçirdiler
İstanbul Haber Servisi - Devletin içindeki
çetelere karşõ verdiği mücadele ile tanõnan Es-
kişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, “Ha-
liç’te Yaşayan Simonlar: Dün Devlet Bugün
Cemaat” adlõ kitabõnda Fethullah Gülen ce-
maatinin, Türkiye’de TSK, Emniyet, MİT,
yargõ, basõn ve diğer tüm devlet kurumlarõnõ
ele geçirdiğini ve tüm bu kurumlarõn başõnda
“sorumlu imam” bulunduğunu yazdõ. Türki-
ye’nin en tanõnmõş istihbaratçõlarõndan biri
olarak tanõnan eski İstihbarat Daire Başkanõ
Avcõ, Eskişehir Emniyet Müdürü olarak yaz-
dõğõ kitabõnda İstanbul Emniyeti’ni ve İstihba-
rat Daire Başkanlõğõ’nõ ihbar etti. Avcõ, “Koz-
mik odalarda birkaç gün süren aramalar
yapıldı. Şimdi ben açıkça adres veriyorum,
hukuksuz dinleme ve izlemeler var, bunları
dilekçemde belirttim. İstihbarat Daire-
si’nde cemaatin özel cihazları, elde ettikleri
her türlü kanunsuz dinleme materyalleri
mevcuttur, buralar neden aranmaz? Koz-
mik odanın aranmasında kimliği belli olma-
yan bir ihbarcı vardı, burada da ben açıkça
ihbar ediyorum. Bulunacak yerleri de söy-
lüyorum. İstanbul Emniyet Müdürlüğü İs-
tihbarat Şubesi neden denetlenemez? İstih-
barat Daire Başkanlığı’nda arama yapılsa,
demirbaşa kayıtlı olmayan, cemaatin kendi-
ne ait özel dinleme ve izleme aletleri bulu-
nacağından hiç tereddüdüm yoktur” dedi.
‘Manzara korkunç’
“Gördüğüm manzara korkunç, kadrolu
devlet adamları devleti yönetemiyor” diyen
Avcõ, Deniz Baykal’õn gizli görüntülerinin ka-
setlerle medya servis edilmesinin arkasõnda da
cemaatin olduğunu vurguladõ. Türkiye’de ada-
letin zaten çürümüş olduğunun ancak bu kez
yok edildiğinin altõnõ çizen Avcõ, böyle gider-
se işin adaletten çõkacağõnõ, “insanların sila-
ha sarılacağını” savundu. Emniyet Genel
Müdürü ve hatta İçişleri Bakanõ’nõn haklõ ol-
duğu halde haklõ olduğunu bildiği kişiyi savu-
namadõğõnõ, bu kişilere sahip çõkamadõğõnõ, tu-
zağa düşürüldüğünü belirterek bu duruma ör-
nek olarak ise “Kozanlı Ömer kod adlı Os-
man Hilmi Özdil mi yoksa Emniyet Genel
Müdürü, daire başkanları mı polis teşkilatı-
nı yönetiyor” diye sordu.
‘Cemaatin talimatını uyguluyorlar’
Ergenekon, Balyoz ve Erzincan gibi kamuo-
yunun gündemindeki soruşturmalara atõfta bu-
lunan Avcõ, “Olay bir örgütün, cemaatin
devlet içerisindeki elemanları vasıtasıyla yü-
rüttüğü örgütsel bir faaliyettir. Karşımızda-
ki kişiler polis, hâkim ve savcı değil, örgü-
tün, cemaatin elemanlarıdır. Devletin huku-
kunu değil, cemaatin talimatlarını yerine ge-
tirmektedirler. İstanbul, Ankara, Erzurum
ve İzmir’deki bazı özel yetkili savcılar ile bu
iller dışındaki bazı polis birimleri arasında
illegal bir ilişkinin varlığı açıkça gözükmek-
tedir. Özel yetkili savcılar tarafından bu iller
dışında gözaltına alınan ya da aranan kişiler
hakkında karar çıkarmadan önce kimlik, iş
ve ev adresleri gibi bilgilere ihtiyaç vardır.
Normalde bu bilgiler, o illerin savcıları veya
çok uygun olmasa da emniyet müdürlükle-
ri üzerinden resmi yazışma yoluyla temin
edilmesi gerekirken, bugüne kadar hiçbir
yazışma yapılmamıştır. O halde bu bilgiler
nasıl temin edilmiştir” diye sordu.
ANKARA (ANKA) - Eskişehir Emniyet Müdürü
Hanefi Avcı’nõn kitabõnda dile getirdiği, iddia-
lara eski AKP’liler Türkiye Partisi Genel Baş-
kanõ Abdüllatif Şener ve MHP Ankara Millet-
vekili Zekai Özcan’dan destek geldi. Şener, ki-
tabõ, “Yazmış olduklarından devlet kurgu-
muzla ilgili, devlet yapımızla ilgili
önemli bilgiler ve şifreler içermiş
olacağını düşünüyorum. Önemli bir
çalışma olduğunu düşünüyorum, bir
kazanımdır” sözleriyle değerlendirdi.
Polis teşkilatõnõn başõnda başarõlõ bir
İçişleri Bakanõ olmadõğõnõ belirten Öz-
can ise, “İçişleri Bakanı Beşir Atalay,
Başbakan ile Cumhurbaşkanı ‘emir
eri’ gibi davranıyor. Yakında Türki-
ye’de çeteler çıkacak, herkesi tehdit
edecek” dedi. Özcan, polislerin içinde
de çete gibi davrananlarõn olduğunu
belirterek şunlarõ söyledi: “Türkiye
için talihsiz bir İçişleri bakanı var.
Baykal başta olmak üzere hakların-
da kaset hazırlanıyor, zamanı gelin-
ce ortaya çıkarılıyor. Böyle bir de-
mokrasi olur mu?Adamların mah-
remi dinleniyor, özel hayatı nasıl dinlersin?
Büyük bir ihtimalle bir şeyler isteniyor. Kar-
şılığı alınmayınca deşifre ediliyor. Böyle bir
İçişleri bakanı, böyle bir hükümet olur mu?
Daha başlarına çok şey gelir.”
Haber Merkezi - Hanefi Avcı’nõn, “Ha-
liç’te yaşayan Simonlar; Dün Devlet Bugün
Cemaat” adlõ kitabõ Türkiye gündemine
“bomba” gibi düştü. CHP Konya Milletvekili
Atilla Kart, “Benim yıllardır söylediğim bir
hadise. Cemaat artık devlet istihbaratını
kontrol eden ve yönlendiren bir durumda-
dır” dedi. Haziran 2007’den bu yana CHP’nin
kurumsal olarak dinlendiğini belirten Kart,
“Hâlâ dinlendiği kanısındayım. Bu parti me-
muru, cemaat yapılanmasının sonucudur”
diye konuşurken CHP İzmir Milletvekili Ah-
met Ersin, “Başbakan’ın yasadışı özel is-
tihbarat örgütü var. Ortam dinlemelerini
bunlar yapıyor. Devletin bürokrasisi ve
istihbarat örgütü cemaatin elinde” dedi.
CHP’li Kart, Avcõ’nõn kitabõnõn kendisinin
yõllardõr söylediği ve dile getirdiği endişelerini
doğruladõğõnõ vurguladõ. ANKA’ya bu konuyla
ilgili açõklama yapan Atilla Kart, “Cemaat ar-
tık devlet istihbaratını kontrol eden ve
yönlendiren bir durumdadır. Ama bir di-
ğer vahim nokta; bu cemaat, dış istihbarat
odakların yönlendirmesine tabidir” dedi.
Kart, şöyle sürdürdü: “Cemaat yapılanması
referandumda ‘evet’ çıktığı takdirde HSYK
seçimlerine doğrudan müdahale olacaktır.
Şimdiden bu çalışma bakanlık inisiyatifinde
sürdürülüyor. Cemaatle işbirliği içinde
sürdürülüyor. Türkiye’yi 7-8 bölgeye bö-
lerek, her bölgeye seçilecek hâkimlerin be-
lirlendiği, bu referandumun en büyük tah-
ribatlarından biri olacak.”
CHP’li Ersin de, “Başbakan’ın yasadışı
özel istihbarat örgütü var. Bu örgüt 2003
yılında yolsuzlukları araştırmak için ku-
ruldu. Daha sonra 2005’ten bu yana Baş-
bakan’a istihbarat hizmeti yapıyor. Ve bu
ortam dinlemelerini bunlar yapıyor. Mu-
halif kişileri takip ediyorlar. Yandaş med-
ya ve internet ortamına yansıtıyorlar. Kor-
ku imparatorluğu yaratıyorlar” dedi. Ortam
dinlemesinin cemaat ve cemaatlerden oluşan
yapõ tarafõndan gerçekleştirildiğini iddia eden
Ersin, 2005’ten bu yana 14 tane mobil dinle-
me aracõ ithal edildiğine dikkat çekti.
Ersin, şunlarõ söyledi: “Kanada ve İsrail
yapımı mobil dinleme araçlarının kimler ta-
rafından ithal edildiğini öğrenemedim.
Gizli olduğu gerekçesiyle bilgi veremeye-
ceklerini söylediler. Bu mobil araçlarının
yasadışı istihbarat örgütünde olduğunu
düşünüyorum. Başbakan’a hizmet edi-
yor.” “Bürokrasi ve istihbarat örgütü ce-
maatlerin elinde” diyen Ersin, bu cemaatle-
rin Cumhuriyet tarihinin en güçlü dönemini
yaşadõğõnõ söyledi.
Kart ve Ersin, devletin bürokrasisi ve istihbarat örgütünün cemaatin elinde olduğunu söyledi
‘Yıllardır göz ardı edildi’
Eski AKP’lilerden
Avcı’ya destek
‘Türkiye Gülen’in
en büyük okulu’
Haber Merkezi - Eskişehir Emniyet Müdürü Ha-
nefi Avcı’nõn dile getirdiği iddialarõ değerlendi-
ren Eski Anayasa Mahkemesi Başkanõ Yekta
Güngör Özden “Cemaatin, 1995’ten bu yana
devletin yargısında ve yönetiminde
ağırlığı artıyor. Özellikle, DGM’leri
kaldırdıktan sonra kurulan özel yet-
kili mahkemelere, söz konusu cema-
atle ilişkisi bulunan savcı ve hâkim-
ler yerleştirildi. Son olaylarda bu
kuşkuları doğrular nitelikte. Bu
ağırlığın artması sonucu da bugün
yakınma konusu olan her olayda ce-
maat kendisini hissettirmektedir.
Artık Türkiye, Fethullah’ın dünyada açtığı
okulların içinde en büyük okulu durumuna
getirilmeye çalışılmaktadır. Avcı’nın yazdık-
larına zamanında ilgililer tarafından dikkat
edilseydi bu duruma düşülmezdi” dedi.
Eski CHP lideri Baykal’õn özel
yaşamõna ilişkin gizli kame-
ra görüntülerinin ise Gülen ce-
maati tarafõndan çekildiğini ve
medyaya servis edildiğini yazan
Avcõ, gizli görüntülere ilişkin ki-
tabõnda şu ifadelere yer verdi:
“Bu video görüntüleri daha ön-
ce çekilmiş. Acaba kaç bakan,
kaç genel müdür, kaç komutan
veya onların eşleri ve çocukla-
rı hakkında da bu veya benze-
ri görüntüler mevcuttur? Bu
olayın ilk benzeri Ankara DGM
Savcısı Nuh Mete Yüksel’e yö-
nelik hazırlanmıştı. Bugün bu
olayı cemaatin yaptığından en
ufak şüphem yok. Hâkim ve
savcılar hakkında uygunsuz
görüntü iddialarının yayılması
ve benzer olaylar, aslında hep
aynı adresi göstermektedir. Bu
işleri yapabilecek yegâne gru-
bun cemaatin Emniyet İstih-
barat birimi içerisindeki un-
surları olduğu ortaya çıkar. Bu
işi profesyonelce yapabilecek
tek grup cemaattir.”
Danõştay saldõrõsõnõn ciddi bir delile da-
yanmadan Ergenekon’a bağlandõğõnõ
ifade eden Avcõ, saldõrõdan sonra polisin, sal-
dõrgan Alparslan Arslan’õn telefonuyla ilgili
teknik inceleme yaptõğõnõ, görüştüğü kişiler
arasõnda takip altõndaki Muzaffer Tekin’in
adõnõn ortaya çõkmasõyla saldõrõyõ Ergene-
kon’a bağladõğõnõ belirtti. Avcõ, şu ifadelere
yer verdi: “Danıştay’a silahlı saldırı, Hrant
Dink’in öldürülmesi, Malatya’daki Zirve
Yayınevi katliamı gibi olayların görünen
bugünkü faillerinden başka, Ergenekon
veya benzeri gruplar tarafından yapılmış
olacağına, mevcut deliller ve olayların oluş
biçimine bakarak kimse beni ve makul bi-
rini ikna edemez. Ergenekon örgütünün
varlığı konusunda yazılı belge, doküman,
örgütsel faaliyet sayılabilecek bazı ilişkiler
varsa da eylemleri konusunda hiçbir ciddi
emare yoktur. Geçmişte Türkiye’de mey-
dana gelen, Malatya’daki Zirve Yayınevi
katliamı, Rahip Santoro cinayeti gibi olay-
ların Ergenekon tarafından gerçekleştiril-
diği iddia edilerek epey bir süredir uydur-
ma tanık aranmaya başlandığı net olarak
görülüyor. Amacın olayları aydınlatmak
değil, Ergenekon’la irtibatlandırmak ol-
duğu açıkça ortadadır.”
Avcõ kitabõnda, bir uyuşturucu operasyonunda tu-
tuklanan Emniyet Müdür Yardõmcõsõ Emin
Aslan’a “Ben yaparım, o yapmaz” şeklinde
kefil olduktan sonra cemaatin kendisine
komplo kurduğunu ve telefonlarõnõ dinle-
meye aldõğõnõ belirtti. Avcõ, şöyle de-
vam etti: “Emin Bey’e yapılanlara
karşı çıktığım için İstanbul Emni-
yeti’ndeki cemaat lideri konumun-
daki polis şefleri benim toplumda-
ki saygınlığımı sarsmak için hak-
kımda araştırma başlattılar.
Hakkımda araştırma başlatıldı-
ğını söyleyenler de cemaatin üst
düzey polisleriydi. İçişleri Ba-
kanı Beşir Atalay’dan rande-
vu aldım. İstihbarat Daire-
si’nin kanunsuz dinleme
yaptığını hatta yalnızca
beni değil birçok kişiyi
dinlediğini, özellikle
Emniyet ve İçişleri
Bakanlığı yöneticile-
rini isim vererek
dinlediklerini söyle-
dim.” Avcõ,
CHP’nin de 2007’den
bu yana dinlendiğini
yazdõ.
Avcõ kitabõnda, İçişleri Bakanlõğõ ve
Adalet Bakanlõğõ’na verdiği ve içinde
kendisine komplo kurulduğuna dair ifa-
delerin olduğu dilekçelere de yer verir-
ken tüm yaşananlarõ Başbakan’õn başda-
nõşmanõna anlattõğõnõ belirtti. Avcõ, kita-
bõnda İstihbarat Daire Başkanlõğõ’nõn da
cemaat tarafõndan dinlendiğini savuna-
rak şunlarõ kaydetti: “Cemaatin İstih-
barat Dairesi’ndeki teknik personeli-
nin bir süre önce yurtdışına giderek
gizli ses ve görüntü kayıt eden çok
miktarda saat, kalem görünümündeki
teknik cihazlar aldığı, küçük dinleme
sistemleri alıp askeri ve belli kurum-
lardaki adamlarına verdiği, bu yön-
temle her yerde ortam dinlemesi, gizli
kayıtlar yaparak bilgi toplandığını
duymuştum. Bugün sık sık kaynağı
belirsiz şekilde internete düşen bu ses
ve görüntülerin kaynağı çoğunlukla
bu tür bilgilerdir. İstihbarat Daire
Başkanlığı’nda arama yapılsa, cemaa-
tin kendine ait özel dinleme ve izleme
aletleri bulunacağından hiç tereddü-
düm yoktur. Cemaat haricindeki her-
kes bu görüntüleri internete yayarken
iz bırakır ve yakalanır, bir tek onlar
bu sistemin başında olduklarından iz
bırakmadan yayabilirler.”
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI SORUŞTURMA AÇTI
‘Danıştay saldırısı Ergenekon’a bağlanamaz’
‘Telefonlarım dinlendi’
‘Başbakan
harekete geçmedi’
‘Hayatımı zindan
edecekler’
Kitabõn yayõmlanmasõnõn ardõndan
Gülen cemaatinin kendisine hayatõ
zindan edeceğini bildiğini söyleyen Av-
cõ, kitabõnda şunlarõ kaydetti: “Bunla-
rın (cemaat) hayatımın bundan son-
rasını zindan edeceğini biliyorum,
geçmişte birçok örgütün hedefi ol-
dum. Ama bu defakinin başka bir şey
olduğunun da farkındayım. Kimseye
karışmadan sakin üç maymunu oyna-
yıp belki de yükselerek hayatıma de-
vam edebilirdim. Ama o zaman in-
sanlığımdan, inançlarımdan, onu-
rumdan utanırım. Herkesi kandırsam
kendimi kandıramam. Ben bu kitap-
la birlikte açıkça ifade ediyorum ki,
tüm bu işleri cemaat yapıyor, bunu
artık herkes bilsin. (...) Son zamanlar-
da gündemi meşgul eden tüm iddiala-
rı yayan cemaattir, onlardan bilgi
alan da onlar adına konuşan da ce-
maatin adamlarıdır. Tarafsız basın
mensubu, devletin polisi, savcı num-
arasını artık kimse yutmasın. Bu işler
emniyet ya da hukuk adına yapılmı-
yor, cemaatin plan ve programı çerçe-
vesinde, cemaatin talimatı ile gerçek-
leştiriliyor. Bazı internet siteleri basın
ve yayın hizmeti değil cemaatin pro-
pagandasını yapıyor. Büyük illerin
emniyet müdürleri ve valiler bilsinler
ki emirlerindeki polislerin bir kısmı
kendilerini değil, cemaat imamını
amir olarak kabul ediyorlar. Hatta et-
rafları cemaat mensubu müdür ve
amirler tarafından sarılmış durumda.
...Bu durumun farkındalar ve kısmen
biliyorlar ama bilmiyor gibi davranı-
yorlar. Bazı operasyonları kendileri
değil, cemaat yanlısı polisler ile cema-
at yanlısı savcılar, cemaat imamları-
nın talimatları ile yürütüyorlar.”
Cemaati ihbar etti
Yapõlan istihbarat dinle-
melerinin de ciddi ola-
rak araştõrõlmasõ gerektiğine
dikkat çeken Avcõ, Gülen cemaa-
tine şu sözlerle atõf yaptõ: “Maalesef
bu gruba karşı çıkmak çok kolay de-
ğil. Bir anlamda Fethullah Hoca’nın
insafına kalınmıştır. Ama öncelikle
şunların yapılması gerekir: İstihbari
dinlemeler ciddi olarak araştırılmalı-
dır. Polis, Jandarma ve MİT’in vatan-
daşlara yönelik dinleme işlemleri mut-
laka denetlenmelidir. Özel yetkili
mahkemelerin tüm hâkim ve savcıları,
emsali hâkim ve savcılarla değiştiril-
melidir. Bu sağlanmadan, cemaate
muhalif olan hiç kimsenin özgürlü-
ğü ve hayatı güvencede olamaz.
Türkiye’de adalet çürüyor, gerçi
zaten çürümüştü ama bu defa
yok ediliyor. Böyle giderse
iş adaletten çıkacak ve
insanlar silaha sarı-
lacak.”
‘Fethullah’ın
insafına kaldık’
Özden
Şener
Özcan
‘BAYKAL KASETİ CEMAATİN ESERİ’