25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B CMYB C M Y B Celâl Üster, Francis Carr adlı bir Shakespeare uzmanının “önemli” bir buluşundan söz ediyordu. Carr, Shakespeare ile Cervantes’in yapıtlarını Francis Bacon’ın yazdığını ileri sürmüş. Carr’ın savına temel olan gerekçeleri, kanıtları uzun uzadıya aktaracak değilim. Bir-ikisinden kısaca söz edeyim: Don Quijote’nin tam 33 yerinde, kitabın gerçek yazarının “Cid Hamet Benengeli” olduğu söyleniyormuş. “Hamet”, “Hamlet’in bir harf eksiğiymiş. “Engeli” ise “England” (İngiltere) olabilirmiş. “Bacon”ın adını rakamlara dönüştürürsek 33 sayısını elde edermişiz. Masonlukta da 33 derece varmış. Bacon 33. derece Masonmuş. Don Quijote’de Sancho Panza 3300 kırbaç yiyormuş, bu da 100 tane 33 edermiş. Demek ki, Shakespeare’in oyunlarını da, Don Quijote’yi de Francis Bacon yazmış! Celâl, “işte edebiyat hafiyeliği diye buna denir!” diyor. “Şimdi, ben asıl bu tür hafiyelerin bizde de türemesinden korkarım!” Korkunun ecele faydası yok, sevgili Celâl. Kulak kesil ve dinle. Dinle de öğren Shakespeare’in oyunlarını asıl kimin yazdığını. Shakespeare’in oyunlarını Fuzuli yazmıştır. İşte kanıtları: “Romeo” beş harftir, “Juliet” altı harf. “Leyla” da beş harftir, “Mecnun” da altı harf Yetmez mi? Bir kanıt daha: “Fuzuli” adındaki harflerin hiçbiri “Shakespeare” adında yoktur. Buna karşılık “William”da iki “i”, iki de “1” bulunmaktadır. Feylesofça bir ima: “Onun yapıtlarını ben yazmadım bilin; ama aslında biz ikimiz aynı kişiyiz.” Bu tartışılmaz kesin kanıtlara bir de ek: “To be or not to be”... Bilindiği gibi İngilizcede “ö” harfi yoktur. Bu yüzden, Fuzuli “töbe”yi “tobe” olarak yazmak zorunda kalmıştır. “To be or not to be”den kastettiği “tövbe etmek ya da etmemek”tir. Oldu olacak, birkaç edebiyat gizini daha açığa çıkaralım. Homeros’un Odysseia’sını da, İliada’sını da Melih Cevdet Anday yazmıştır. Homeros altında kalacak değil ya, o da Kolları Bağlı Odysseus ile Troya Önünde Atlar’ı yazıp altlarına Melih Cevdet imzasını atmıştır. Savaş ve Barış‘m yazan Erol Toy’dur. Kitap kalın olduğu için kendi adını da şişmanlatıp Toy’u Tolstoy yapmıştır. Malraux’nun Ümit’im (hemen bildiniz) Ahmet Ümit yazmıştır. Marguerite Duras’yı Perihan Mağden, Arthur Rimbaud’yu Bayburtlu Zihni, Ernest Hemingway’i Tarsus Lisesi’nden emekli coğrafya öğretmeni Hıdır Özbenek yaratmıştır. Kanıtları mı? Sürüsüne bereket. Yeter ki aramasını bilesin. Başa dönelim. Shakespeare’in oyunlarını bir ara Christopher Marlowe’un yazdığı söylenirdi. Şimdi Francis Bacon’ın adı ortaya atıldı. Peki, Shakespeare bir şey yazmadı mı gerçekten? Yazmaz olur mu? Arif Sağ‘ın Yol Ver Dağlar’mı kim yazdı sanıyorsunuz? AHMET HAŞ M gibi BİR GÜNÜN BAŞINDA ARZU Akşam, yine Akşam, yine Akşam Bugün de artık Fotomaç alsam Hamlet’i Kim Yazdı? 12 Ağustos Geçen gün “Medya May- munları Derneği”nde arkadaş- larla oturmuşuz, her zamanki “Biat” karakterlerimizle ara- mızda yalakalık yarışı yapıyo- ruz. çimizden hiç ummadığım, yılların yandaşı bir yalakadaşım birden bire tutup: “Yaaa arka- daşlar, Silivri’de yatanları çok mu görmezden geliyoruz?” de- mesin mi?.. Olur şey diil yani- ii!.. Silivri mi?.. Yatan mıııı?.. Ben bir anda; “Ne dedin yoğurt mu?” demişim. Ne de olsa be- nim bildiğim kadar Silivri’nin yo- ğurdu meşhurdur. Yoğurt ya- tarsa ne olur, süt yattığında peynir olur, yoğurt dediğin za- ten yatmıştır. Bir de hatırladığım kadar Adnan Hoca’nın oralar- da bir sarayı vardı, sahi zaman zaman da sahte ürün imal eden atölyelerin basıldığı bir yerdi bil- diğim kadar. Benim kadar her şeyi bilen bir “bilirkişi”nin ilk ak- lına gelenler bunlar. Aca- ba Silivri’yi Silifke ile mi karıştırdı bu kırık kalem dostum?.. 15 Ağustos 1.85 boyuyla ve o boyunu her daim aşan icraatlarıyla yüce in- san Başbakanımız hazretlerinin “Evet” mitinglerinde gözlem ya- pıyorum. Kendileri her zaman- ki gibi gene çok haklı. Bazen inanın ben de geceleri yastık al- tındakilere başımı koyup yattı- ğımda “Başbakan neden her daim bu kadar haklı” diye ken- di kendime soruyorum. Ama kim ne derse desin kendisi “Dersim”i çok iyi çalışıyor!.. Örneğin ge- çen gün Dersim’i zamanında bombalayanın CHP olduğunu söyledi. smet nönü bu işin de sorumlusuymuş. Aslında ben ondan daha fazlasını beklerdim. Dersim’i yakan bu partinin da- ha da eskilere giderek lk kuru- cu başkanının Romas mpara- toru Neron olduğunu ve CHP’nin zamanında Roma’yı da yakan parti olduğunu da söylerdim. C.D. Bildiğiniz gibi, ünlü işadamı Toygun Erarman, kısa bir süre önce atlara olan ilgisini artık paraya çevirmek istediğini söylemiş ve bu amaçla, bîr futbol kulübü patronu gibi çalışıp dünyanın en iyi ve en pahalı atını kendi renklerine bağlayıp Veiiefendi’nin kralı olacağını açıklamıştı. şte Toygun Bey bu amaçla , en güvendiği adamlarını dünyanın dört bir yanına göndermiş ve yeryüzünün en kaliteli atını dörtgözle beklemeye başlamıştı. Birkaç gün sonra dare Müdürü Şakir Gönyetutar müjdeli haberi getirmekte gecikmedi. Dünyanın en pahalı ve kaliteli atı bulunmuştu. Toygun Bey’in içi içine sığmıyordu. Hemen at alındı ve Veliefendi’deki ilk yarışa katılması sağlandı. Fakat, yarış başlar başlamaz garip birşey oldu ve yeni alınan at arka ayaklarının üstünde zıplayarak zarif dans hareketleri yapmaya ve çok düzgün bir ıslıkla Rus Milli Marşını çalmaya başladı... Öbür atlar yarışı bitirdiklerinde Toygun Bey’in atı Mozart’ın Türk Marşı‘na geçmişti... Toygun Erarman gerçeği bypas ameliyatından sağsağlam çıktıktan sonra öğrenebildi: Evet, gerçekten de dünyanın en pahalı ve kaliteli atı alınmıştı ama, değeri hızından değil, Moskova Devlet Sirkinde yaptığı muhteşem gösterilerden geliyordu. O bir gösteri atıydı. Hem de 1 Numaralı gösteri atı... ...ama adt Tıp tarihine geçmeyecek! Çünkü, yıllar boyu yaptığı çalışmalar so- nucu AIDS aşısını bulan doktor bayan Arzu Yavrukuş her bayan gibi fareden acayip korktuğu için, buluşu- nu kobay fareler üzerinde deneme cesaretini hiç bir zaman bu- lamadı. Ve her bayan gibi kıskanç ve kaprisli olduğu için de bu- luşunu erkek meslektaşlarıyla paylaşma düşüncesini bile kabul et- medi. Eee... O zaman hiçbişey değişmedi... Peki biz bu haberi niye yaptık acaba?.. Kızmazsanız bişey daha söyliycez: AIDS’e çare bulan bayan doktor kısa boylu, şişko, acayip tipsiz bi ka- dındı... Biz onu kendi zevkimiz için böyle çizdik... Hatta, adı bi- le Arzu Yavrukuş değil, Meşakkat Kabaoğiu idi... Zaten biz onu böyle çizmesek hanginiz bu habere bakardınız ki... TAR HTEN HABERLER Türk doktor AIDS’e çare buldu 1989 1995 MEDYADA HAFTANIN ELEMANI Y Y P BULUT Doğru dürüst soru sormadan Başbakan’la saatler süren röportaj yaptığı için. Veliefendi’de skandal
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear