Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ekonomi@cumhuriyet.com.tr
14 AĞUSTOS 2010 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 15
CMYB
C M Y B
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Korku...
Başbakan Erdoğan, AKP iktidar kadroları, yan-
daş medya, cemaatler... Demokratikleşme söylemi
maske, yarattıkları yeni iktidar güç odakları ile, ne
zamandır toplumu korku ile baskı altında tutarak, çı-
kar kaybı ile tehdit ederek... istediklerini yaptırma yo-
lunda yürüyorlar... Referandumda demokratikleşme
adına “evet” oyu istenirken, seçilen araçların, nasıl
demokratikleşileceğini kanıtlamaktan çok, nasıl
güçlenildiği, daha da güçlenileceği, bu güç-çıkar it-
tifakına karşı duranların ise bedel ödeyeceklerini ka-
nıtlama, yani daha çok korkutma, baskı altında tut-
ma araçları olmaları bundan...
Yani “demokrasiye, AB standartlarına açılma, 12
Eylül baskıcı anayasasından kurtulma içerikli bir
anayasa paketi için oy istenirken(!)” bu denilenlerin
inandırıcılığının söz konusu olduğu bir anayasa re-
ferandum kampanyasında, bu söylediklerine kendi-
leri inanıp güvenselerdi, böylesine çelişkili, ağır teh-
dit içeren araçları kulanmaya kalkışırlar mıydı?..
Başbakan Erdoğan, yürürlükteki anayasa metninde
var olan yargı bağımsızlığından daha demokratik bir
düzenleme getirdikleri tezini topluma yutturabile-
ceklerine güveniyor olsaydı, getirdikleri düzenleme-
nin yargı bağımsızlığını ortadan kaldıracağını söyle-
yen, topu topu 1208 hâkim ve savcıyı üye yapabil-
miş, küçücük bir demokratik meslek örgütünden ne-
den bu kadar çok korksundu ki? Kendinden güvenli
koskoca Başbakan, bağımsız yargıyı, getirecekleri
anayasa metni için oy isterken metni eleştiren YAR-
SAV’a deli oluyor, eleştirilerinden öylesine rahatsız
ki, YARSAV’ı “hayır” oyu çağrısı yapan ana muhalefet
partisi dahil, muhalefet partileri ile aynı güç merte-
besine çıkarıyor, “hayırcılar” cephesi ittifakını şiddetle
eleştiriyor...
Bir ülkede bırakınız gerçek özgürlükçü anayasal dü-
zeni, sandık demokrasisinin d’si bile varsa, sivil top-
lum örgütlenmeleri hakkının özünde, elbette yargıçlar
için de geçerli olmak üzere dernekler, meslek ör-
gütlenmeleri hakkı, meslek özlük hakları, ilkeleri, özerk-
liğini kapsayacak biçimde iktidar karşısında durma,
muhalefet etme hakları da vardır. Başbakan gözü-
müzün içine baka baka bu haklarını savunmaya ça-
lışan YARSAV üyesi 1208 hâkim ve savcıyı tehdit edi-
yor. Hangi hukuk ve hakla? Yargı bağımsızlığının kat-
ledilmesinin doğrudan tarafı, meslek örgütü olarak
elbette uzmanı, en çok söz söyleme hak ve sorum-
luluğu olan örgütlenmenin görevini yapmaya ça-
lışmasını suç olarak yargılamaya kalkışıyor..
Çoğunluk sandık oyu, Meclis çoğunluğu ile dev-
leti, toplumu tüm kurumları ile ele geçirme, yönetme
sevdasına, hırsına kapılmış iktidar, en sıradan de-
mokratik hak ve çıkışlara katlanamaz refleksini
yaşamın her alanına dönük çok çıplak sergilemek-
te bir sakınca görmüyor. Korku salmayı, kendine gö-
re toplumu tam sindirme, ele geçirme aracı olarak gör-
me noktasına gelmiş bulunuyor... En çok da bu nok-
tada yanılıyor.
Gerçi gelişmiş medya gücü, medya çağında ka-
falarımız karıştırılmış, kavram kargaşasına boğulmuş
olarak demokrasi algılaması, bilinci, örgütlenmesin-
de giderek daha geri noktalara düşmüş konumda-
yız. İktidar gücünü göstere göstere toplumu sindir-
mede sistematik kullanabilmiş, karşı duranları nasıl
cezalandıracağını göstere göstere korku salmış ik-
tidarın kazanımlarını hafife almamak gerek... İlk ve en
kolay sindirilenler aslında en güçlü sanılanlardır. Ser-
maye emeği, işçi sınıfını, yoksul kitleleri sömürürken
çok güçlüdür de, gerek tek tek, gerekse örgütlenmeler
olarak siyasi iktidarlar karşısında, hele de iktidar acı-
masız elindeki silahları başarılı kullanabiliyorsa sa-
nılandan çok daha güçsüzdür. Daha doğrusu ser-
maye çıkarları, aklı, çıkar paylaşımında kolay ittifak-
lardan yana işler... Özetle bire bir patronlar, holdingler,
işveren örgütleri iktidarın onaylamadıkları icraatları
karşısında, kimi eleştirilerini saklı tutsalar da dik dur-
mamayı yeğlerler...
Birebir meslek örgütlenmeleri, aydınlar, kurumla-
rı için de durum çok farklı sayılmaz. Emperyal dün-
yada sermaye örgütleri, hele de ilkeli olması gereken
piyasalar, ekonomik kurumları, sivil toplum, meslek
örgütlenmeleri için özerklik, demokratik özgürlükler,
siyasi iktidar karşısında güçlü durmayı sağlayacak il-
kelerde titizlik boşuna değildir. Demokrasinin var sa-
yılabilmesi için bağımsız yargı, yasama-yürütme
erkler ayrılığı, özerk kurumların iktidarın eline geç-
memesi için titizlenmeler bu nedenledir.
Hükümetin onay makamı Cumhurbaşkanlığı, sa-
hibinin emrinde hizmetinde YÖK, ele geçirilmiş ka-
mu kurumları, ağzı var dili yok meslek örgütlenme-
leri, yandaş sendikalar, demokratik örgütlerle, çoğun-
luk yandaş medya korosu ile iktidarın istediği gibi ci-
rit atmasının, kadrolaşmasının sonuçları fazlasıyla or-
tada değilmiş gibi, özel yargı eliyle, TSK’ye yönelik
YAŞ kararlarını müdahale güç şovu ile, toplumsal tes-
lim almada, korkuya korku salma yöntemi ile refe-
randum oylarının arttırılması yolu seçildi...
Yine de çoğunluk “evet” garanti görülmemiş olmalı
ki.. Cemaat liderleri, tarikatler, iç-dış yandaşlar des-
tekte sıraya dizildiler...
soner@cumhuriyet.com.tr
Ulusal ve uluslararasõ tarõm kuruluşlarõna göre buğdayda yaşanan fiyat oyunlarõ piyasaya hâkim şirketlerin marifeti
Rusya’da yangõn çõktõ,
buğday fiyatlarõ tavan yaptõ.
ABD Tarõm Bakanlõğõ ve
Uluslararasõ Hububat Konseyi
verileri elde yeterli stokun
olduğunu ortaya koydu. Ancak
yine de üç beş büyük gõda
şirketi, fiyatlarõ ciddi oranda
yükseltmeyi başardõ.
OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA
Dünyanõn üçüncü büyük buğday ih-
racatçõsõ Rusya’da yaşanan yangõnla-
rõn ardõndan hõzlõ bir şekilde yükselen
buğday fiyatlarõnõn, gerçek durumu
yansõtmadõğõ, söz konusu artõşõn piya-
saya hâkim şirketler tarafõndan kö-
rüklendiği ileri sürüldü. Nitekim ABD
Tarõm Bakanlõğõ (USDA) ve Uluslar-
arasõ Hububat Konseyi verileri yeter-
li stokun olduğunu ortaya koydu. Hat-
ta önceki gün yeni bir açõklama yapan
USDA, Rusya ve komşusu ülkelerde-
ki kuraklõk nedeniyle halen yeterli
olan küresel buğday stoklarõnõn dara-
lacağõnõ, ancak fiyat artõşlarõnõn 2008
yõlõndaki tarihi yükselişi tekrar etme-
si için hiçbir neden olmadõğõnõ açõkladõ.
Durumun ne olduğu anlaşõlamadan
özellikle dõş piyasada buğday fiyat-
larõnõn neredeyse 2008 gõda krizi
dönemi fiyatlarõna yaklaşmasõ, iç pi-
yasada da sõkõntõ yaşanacak mõ endi-
şelerine yol açtõ. Oysa duruma daha
sakin bir biçimde bakõlmasõ gerekti-
ğini savunan uzmanlar, ne dõş piya-
sada ne de iç piyasada bir buğday kri-
zinin yaşanacağõnõ dile getirdi.
Stok yeterli
Gelişmelere ilişkin bir Buğday Ra-
poru yayõmlayan Türkiye Hububat
Üreticileri Sendikasõ (Hububat-Sen)
“Felaketlere karşın dünyanın üret-
tiği tükettiğinden fazla. Yeterli stok
da var” saptamasõnda bulundu.
Dünyaki buğday üretim ve tüketim
verilerini ayrõntõlõ bir şekilde ortaya ko-
yan raporda, “Üretim ve stok yeterli
iken bu vaveyla neden koparılıyor?
Çünkü dünyadaki temel gıda mad-
deleri 4-5 şirket tarafından kontrol
ediliyor. Fiyatları onlar belirliyor, pa-
niği onlar yaratıyor, bu paniği de
ranta dönüştürüyorlar... Dünyada
üretilen temel besin maddelerinin üç
yıl sonrasına ait ürünlerinin borsa-
larda 4-5 şirket tarafından satın
alındığı, bazı ekonomistler tarafın-
dan ifade ediliyor” değerlendirmele-
rine yer verildi.
Finansbank
şube sayısını
465’e çıkardı
Ekonomi Servisi - 2010 yõlõnõn ilk-
yarõsõnda, kredi portföyüyüzde 16 ora-
nõnda artõş gösteren Finansbank, şube
sayõsõnõ 465’e çõkardõ.
Yazõlõ açõklamaya göre Finansbank,
yõlõn ilkyarõsõnda yaklaşõk 600 kişiye is-
tihdam sağladõ. Finansbank’õn 2010 ver-
gi ve provizyonlar öncesi kârõ 618
milyon TL olarak gerçekleşirken, brüt
kârõ ise 418 milyon TL oldu.
2009’da iştirak satõşõndan kaynak-
lanan 187 milyon net kâr rakamõ ha-
riç tutulduğunda, bankanõn sürdürülen
faaliyetler net dönem kârõ 2009’un ilk-
yarõsõnda 340 milyon TL iken, 2010’un
ilk yarõ net karõ 344 milyon TL’ye
ulaştõ. 2010 yõlõ ilk çeyrek net kârõ 145
milyon TL olan Finansbank’õn, 2010
yõlõ ikinci çeyrek kârõ yüzde 37 artõş-
la 199 milyon TL’ye yükseldi.
Ek ödemeler en az 120 TL arttõrõlsõn
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Memur-Sen, memur maaşlarõ-
na birinci ve ikinci altõ aylarda yüz-
de 5’er zam yapõlmasõnõ, ek öde-
melerde de en az 120 TL artõşa gi-
dilmesini istedi.
Memur-Sen Genel Başkanõ Ahmet
Gündoğdu, konfederasyon genel
merkezinde düzenlediği basõn top-
lantõsõnda, toplu görüşmelerde gün-
deme getirecekleri talepleri açõkladõ.
Gündoğdu, ek ödemeden kaynaklõ
adaletsizliğin giderilmesini bekle-
diklerini de belirtti. Ek ödemelerde
mahsuplaşmaya ilişkin 2009 toplu
görüşmelerinde üzerinde uzlaşõlan ta-
lebin, 2011 beklenmeden hayata ge-
çirilmesi gerektiğini ifade eden Gün-
doğdu, sendika üyesi kamu görevli-
lerine 3 ayda bir 60 TL olmak üze-
re yõlda 240 TL toplu görüşme ikra-
miyesi ödenmesini istediklerini kay-
detti. Konfederasyon olarak 2010
Temmuz ayõ açlõk sõnõrõnõ 912 lira,
yoksulluk sõnõrõnõ 2 bin 553 lira ola-
rak belirlediklerine dikkati çeken
Gündoğdu, “Bu rakamlar, 13/3’ten
maaş alan bekâr bir hizmetlinin
1159 lira ile açlık sınırının biraz üs-
tünde, devlet memurlarının büyük
bölümünün yoksulluk sınırının al-
tında yaşadığını gösteriyor” dedi.
‘Destekleme eylülde yapõlmalõ’
Sanayide ciro ve
siparişler arttı
Ekonomi Servisi - Sanayi Ciro Endeksi,
haziranda geçen yõlõn aynõ göre yüzde 14.4, bir
önceki aya göre de yüzde 2.7 arttõ. Sipariş
endeksi ise yõllõk yüzde 14 artõş gösterirken, bir
önceki aya göre ise yüzde 1.3 yükseldi. TÜİK’in
açõkladõğõ verilere göre, geçen yõlõn aynõ ayõna
göre madencilik ve taşocakçõlõğõ ciro endeksi
yüzde 18.7, imalat sanayi ciro endeksi ise yüzde
14.3 arttõ. Ana sanayi gruplarõ sõnõflamasõna göre
en yüksek artõş ara malõ imalâtõnda görüldü. Ara
malõ imalatõ yüzde 23,1, dayanõklõ tüketim malõ
imalatõ yüzde 6.5, dayanõksõz tüketim malõ
imalatõ yüzde 7.5, enerji yüzde 3.2, sermaye malõ
imalatõ da yüzde 11.6 arttõ. Ara malõ imalatõnda
sipariş endeksi de yõllõk yüzde 22.6’lõk artõşla
189.6’ya ulaştõ ancak bir önceki aya göre yüzde
2.9 oranõnda gerilemesi oldu. Sipariş Endeksinin
imalat sanayi alt gruplarõnda en yüksek artõş
yüzde 21.5 ile tekstil ürünlerinde yaşandõ.
Deutsche Bank ilk
varantları ihraç etti
Ekonomi Servisi - İlk varant ürün-
lerini 1980’li yõllarõn başõnda Alman-
ya’da ihraç eden ve dünyanõn çeşitli
borsalarõnda 45 bin civarõnda varant
ürünü bulunan Deutsche Bank,
İMKB’de gerçekleştirilen gong töre-
ninin ardõndan Türkiye’nin ilk va-
rantlarõnõ ihraç etti. İhraç edilen ilk va-
rantlar, İMKB-30 Endeksi üzerine bir
alõm ve bir satõm varantõ ile Garanti
Bankasõ hisseleri üzerine bir alõm ve
bir satõm varantõ olarak piyasada ye-
rini aldõ. Bir çeşit satõn alma opsiyo-
nu olan varantlarõn fiyatlarõ, dayanak
varlõklarõn fiyatlarõndaki değişimlere
ve diğer varant parametrelerine bağlõ
olarak sürekli olarak güncellenecek.
UN İHRACATINI ETKİLER
Rusya’nõn kuraklõk ve yangõn nedeniy-
le buğday ihracatõnõ durdurmasõnõn Tür-
kiye’nin un ihracatõnõ olumsuz etkileyeceği
belirtildi.
İstanbul İhracatçõ Birlikleri (İİB) Baş-
kanõ Zekeriya Mete’nin verdiği bilgiye gö-
re ki bu konuda aklõselim tüm veriler ve gö-
rüşler aynõ yönde. Türkiye’de iç piyasada
bir sorun yaşanmamasõ gerekiyor.
Ancak un ihracatõ konusunda bir sõkõn-
tõ yaşanacağõ ve bunun da gelirlerde yüz-
de 50’lik bir düşüşe yol açacağõ söyleni-
yor. Zira Türkiye buğday konusunda hem
ithalatçõ hem de ihracatcõ bir ülke. Zira yõl-
da yaklaşõk 3 milyon tonun üzerinde buğ-
day ithalatõ, 2 milyon ton civarõnda un ih-
racatõ yapõyor. Yapõlan toplam buğday it-
halatõnõn yarõsõnõ da Rusya’dan yapõyor.
Bu nedenle Rusya’da yaşanan sõkõntõnõn
özellikle un ihracatcõsõnõ sõkõntõya sokacağõ
dile getiriliyor.
Ekonomi Servisi - Fõndõk Tanõtõm Grubu üyesi İlyas Edip
Sevinç, fõndõğõn maliyetini yüksek göstererek yapay fiyatlar
açõklamaktan uzak durmak gerektiğini, 4.39 liralõk bir ma-
liyetin spekülatif olduğunu ileri sürerek, “Maliyetle-
ri kilo başına 1.5 lira, hatta bunun altına çekme zo-
runluluğumuz var” dedi.
Sevinç, fõndõk sorunlarõnõ tartõşmak üzere düzenlenen
basõn toplantõsõnda, fõndõkta artan arz fazlasõ ile kar-
şõ karşõya gelindiğini, bunun sonucunda fõndõğõn
bölgede ekonominin değil politikanõn öznesi haline gel-
diğini, popüler siyasetin bir aracõ olduğunu söyledi.
Arz fazlasõnõn birçok kurumu batõrdõğõnõ ifade eden
Sevinç, Fiskobirlik’in, özerkleştikten sonra devre dõ-
şõ kaldõğõnõ, TMO’ya 2006’da arz fazlasõnõ emme gör-
evi verildiğini, TMO’nun 4 yõlda 2.5-3 milyar do-
lar zarar ettiğini, TMO’nun elinde 300 bin tondan faz-
la stokun beklemeye devam ettiğini anlattõ.
Sevinç, “Hep beraber kaybettik. Devlet de, üre-
tici de fındıktan umduğunu elde edemedi. Kara-
deniz’e destekleme politikalarının bir faydasının
olmadığı hepinizin malumu. Bugün deniz bitti, yo-
lun sonuna gelindi” dedi.
Trabzon Ticaret Borsasõ, lisanslõ depo-
culuğun uygulanamadõğõna dikkat çekerek,
erken yapõlacak desteklemenin, bu mağdu-
riyeti bir miktar azaltacağõnõ açõkladõ.
Fındıkta maliyet 1.5
liranın altına çekilmeli
AHMET ŞEFİK
TRABZON - Fõndõk
üreticisi serbest piyasada
oluşacak fiyat konusunda
kaygõ duyarken Trabzon
Ticaret Borsasõ (TTB) ta-
rafõndan Başbakan Recep
Tayip Erdoğan’a sunulan
alan bazlõ destekleme ile il-
gili fõndõk raporunda, ge-
çen yõlki kayõtlarõn avantajõ
ile üreticilere ödemenin
eylülden itibaren yapõl-
masõ istendi.
Erken yapõlacak destek-
leme ile üreticinin pazara
indirdiği ürün miktarõnõn
sõnõrlõ olacağõnõ, böylece fi-
yatlarõn düşmesinin önle-
nebileceği savunuldu.
TTB Meclis Başkanõ
Mehmet Cirav ve Yöne-
tim Kurulu Başkanõ Şük-
rü Güngör Köleoğlu, Er-
doğan’a sunulan raporda,
kapsamlõ lisanslõ depocu-
luğun yaşama geçirileme-
miş olmasõnõn sorunlar ya-
rattõğõ vurgulandõ.
Desteklemede erken ya-
põlacak ödemenin sorunu
ortadan kaldõracağõ savu-
nulan raporda, “Dekar ba-
şına 150 TL verilerek
2009-2010 ve 2011’de,
yani 3 yıl süreyle yapıl-
ması kararlaştırılan alan
bazlı desteklemede, ilk
yıl rekoltenin az olması
nedeniyle fiyat düşme-
miş ve üretici destekleme,
bir sonraki yılın mart
ayından itibaren yapıl-
masına rağmen mağdur
olmamıştır” denildi.
Buğdayda büyük vurgun
Bir süredir fiyat artõşlarõ süren ve
son zamanlarda adeta bir kriz çõk-
mõşçasõna bir durum yaratõlan buğ-
dayda, merak edilen sorulara ABD
Tarõm Bakanlõğõ, Uluslararasõ Hu-
bubat Konseyi ve Türkiye Hububat-
Sen tarafõndan edinilen bilgilerle ya-
nõt bulmaya çalõştõk.
1 - Dünya buğday üretim ve
tüketimi ne kadar?
Hububat Konseyi’nin 29 Tem-
muz verilerine göre dünya buğday
üretimi: 651 milyon ton, tüketimi
655 milyon ton, stok da 192 milyon
ton. USDA, bu yõl için öngördüğü
650 milyon ton rekolteyi, kuraklõk
ve yangõn sonrasõnda 645.73 mil-
yon tona çekti.
2010/11 sezonunda en fazla buğ-
day üreten ilk beş ülkenin sõrasõy-
la AB-27 (141 milyon ton), Çin (114
milyon ton), Hindistan (79 milyon
ton), ABD (60 milyon ton) ve Rus-
ya (53 milyon) olmasõ bekleniyor.
2 - Kârlı çıkacaklar kim?
ABD bu yõl 60 milyon ton buğ-
day üretimi bekliyor. ABD’nin
buğday tüketimi 32.5 milyon ton.
Buğday fazlasõ 27.5 milyon ton.
ABD, buğdayda bu verimliliğe ken-
di tarõmõna yaptõğõ inanõlmaz des-
tekler sayesinde erişiyor.
3-Türkiye’de durum ne?
Buğday ekilmesi gereken alan 9-
9.5 milyon hektar. Ancak buğday-
da uygulanan maliyeti zor karşõla-
yan fiyat politikalarõ sonucunda
ekimden vazgeçiliyor. 1 milyon
hektar arazide şu an buğday ekil-
miyor. Türkiye’nin buğday ihtiya-
cõ 19 milyon ton. Türkiye’de bek-
lenen buğday rekoltesi 17 milyon
ton. Açõk 2 milyon ton.
4-Kullanım alanı nereler?
DPT verilerine göre 12 milyon to-
nu gõda, 2.4 milyon tonu hububat iş-
leme sanayisinde un, makarna, ir-
mik, bisküvi, nişasta yapõmõnda, 2
milyon ton tohumluk, 1.5-2 milyon
tonu hayvan yemi olarak değerlen-
diriliyor.
5-Açık nasıl kapatılacak?
TMO, elde 1.5 milyon tona yakõn
stok olduğunu, Türkiye’de bu sezon
herhangi bir buğday krizi yaşan-
mayacağõnõ açõkladõ.
6-Uzun vadede sorun ya-
şanmaması için neler ya-
pılmalı?
Temel gõda maddeleri küresel
borsalara konu edilmemeli. Ülke-
lerin yerel tohum, yerel üretim, ye-
rel pazar esaslõ politika önceliği ol-
malõ ve uyulmalõ. Tarõmõn şirket-
leşmesine değil, çiftçilerin çiftçilik
yapmasõnõ sağlayacak, yaşamõn sür-
mesini sağlayõcõ temel besin mad-
delerinin üretilmesini esas alacak
politikalarõ uygulamaya hükümet-
ler zorunlu olmalõ.
7-TMO yeterli mi?
Buğdayda stok yönetimi asgari 2-
3 yõllõk bir döngü perspektifinden
bakõlarak düzenlenmeli. TMO bu-
na uygun stok politikasõ uygulu-
yordu. TMO birikimi olan insan
kaynağõna da sahip. Stok yönetimi,
TMO bünyesindeki uzman insan
kaynağõ tarafõndan yönetilmeli,
IMF telkinlerine kapõlmamalõ.
8-Türkiye’de buğday piya-
sası nasıl işliyor?
TMO buğday taban fiyatõnõ açõk-
lõyor, ancak kendisi de buğdayõ
borsada alõyor. Köylünün borsaya
satmak üzere getirdiği buğdayõna en
yüksek fiyatõ veren tüccarõn bir
kuruş üstünde bir fiyat veriyor. Tüc-
carõn köylünün buğdayõna biçtiği fi-
yat, taban fiyatõn oldukça altõnda
olabiliyor. Dolayõsõyla TMO’nun
açõkladõğõ taban fiyat aslõnda tavan
fiyat işlevi görüyor. Köylü de
TMO’yu değil, tüccarõ tercih ediyor.
Çünkü tüccar ödemeyi peşin yapõ-
yor. Oysa TMO’nun piyasayõ regüle
eder hale gelmesi gerekiyor.
SEKİZ SORUDA
BUĞDAY GERÇEĞİ