25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 14 AĞUSTOS 2010 CUMARTESİ 10 HABERLER CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Kahvehane Kültürü “SETA” adında bir kuruluştan söz edildiğini duymamıştım. Meğer kısaltılmamış adı “Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı” olan bu kurum bundan beş yıl önce kurulmuş olmasına karşın, ekibinden birini Başbakan’a, bir ötekini Dışişleri Bakanı’na danışman olarak vermeyi bile başarmış… Bu arada kısa süre önce Washington’da bir ofis açmış olduğunu da öğreniyoruz… Bu bilgileri yan yana okuduğunuzda, AKP’nin ABD ile de bağıntılı bir yan kuruluşunun profiliyle karşılaştığınızı düşünebilirsiniz… Fakat bu yazıda konu edinmek istediğim bu değil… Söz konusu kuruluşun genel koordinatörü titrini taşıyan bir zat, çok tirajlı bir gazetemizde kendisiyle yapılan söyleşide “Her kahvede en az bir Tayyip Erdoğan görürsünüz” buyuruyor… Devamla, öteki liderlere ilişkin olarak söyledikleri ise şöyle: “On tane kahve dolaşırsınız belki bir tane Kılıçdaroğlu’na denk gelirsiniz.. (….) Her kahvede bir Özal da bulursunuz. Demirel, daha az sayıda. Erbakan çok daha az sayıda bulursunuz…” SETA’nın çok bilmiş genel koordinatöründen, mesela bir Mustafa Kemal’e rastlamak için kaç kahvehane dolaşmamız gerektiğini öğrenemiyoruz. İnönü, Menderes, Ecevit? Ölçü kahvehane olunca, günümüzün ve geçmişin dünya liderleri bakımından da, cafe, bar, pub, meyhane, birahane dolaşmak çok ilginç olabilirdi ama, sonu gelmez… Peki, her kahvehanede bir Tayyip Erdoğan görmek ne anlama geliyor? SETA genel koordinatörüne göre bu, “ortalama profili yansıtma meselesi” imiş… Ortalama profili yansıtmanın bir politikacı için neden özenilecek bir özellik olduğu konusunu bir yana bırakarak, soralım: Söz konusu politikacı gerçekten de ortalama profili yansıtıyor mu? Her kahvehanede onun bir benzerini bulmak mümkün mü? Ben, kahvehane kültüründen (en azından liseli çağımda) nasibini almış biri olarak, bu soruya olumlu yanıt veremeyeceğim. Benim kahvehanelerde dün olduğu gibi bugün de yolum düştüğünde gördüğüm, sükûnet ve ağırbaşlılıktır. Küfürlü konuşmalara, sanılanın aksine, pek rastlanmaz. Buna karşılık, bizim insanımız mizahtan hoşlanır. Gülmeyi, şakalaşmayı sever. Suskunluğunun, ağırbaşlı görünümünün yanı sıra, çoğu kez iyi kalpli bir mizaha yatkınlığı da vardır… Olmadık yerde ve zamanda barut gibi patlayanlar için “Keskin sirke kendi küpünü patlatır” özdeyişini yaratan bu halktır. “Bozuk ağızlılık” deyimi de, yine bizim dilimize özgüdür. Birine “ağzını bozma” demek, neredeyse hakarete varan çok ciddi bir uyarıdır. Ben, doğrusunu söylemek gerekirse, üzerinde ne kadar kafa yorduysam da, söz konusu araştırmacının “Her kahvede en az bir Tayyip Erdoğan görürsünüz” sözünden bir şey anlamış değilim. Şu cümleden de pek bir şey anlamadığım gibi: “Öyle bir lider olmalısınız ki Türkiye’deki ortalama sosyolojiyi yatay kesen bir haliniz olmalı”… Siz bir şey anladınız mı?.. Aslında, kuşkusuz, her şey yeterince açık. AKP yandaşı “Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı” genel koordinatörü, liderin halka benzemesi gerektiğini, Tayyip Erdoğan’ın bu özelliğe sahip olduğunu ileri sürüyor… Lider kuşkusuz ki halkına yakın olmalı, fakat bu halkın özeneceği, ona örnek oluşturacak özelliklere de sahip olmalıdır. Onu lider yapacak olan da zaten asıl bu özelliklerdir. Tersini düşünmek, popülizmin, halk dalkavukluğunun, demokrasiyi bu popülizme ve dalkavukluğa indirgemenin en çiğ ve çirkin halidir. Tayyip Erdoğan, bana kalırsa, halkın özeneceği özelliklere sahip olmadığı gibi, halkın yukarıda saydığım özelliklerine de sahip değil. Her kahvehanede bir Tayyip Erdoğan olsa, Türkiye’de kan gövdeyi götürürdü. ataolb@cumhuriyet.com.tr Faks: (0212) 343 72 64 Hasan Iğsız 2. raporu aldı İstanbul Haber Servisi - “İnternet an- dõcõ” soruşturmasõ kap- samõnda 2 Ağustos’ta ifadeye çağrõlan 1. Or- du Komutanõ Orgeneral Hasan Iğsõz’õn aldõğõ 10 günlük rapor süresi dün doldu. Iğsõz,10 gün daha sağlõk raporu ala- rak, raporu savcõ Zeke- riya Öz’e gönderdi. Ha- san Iğsõz ve 18 subay “terör örgütüne üye ol- makla” suçlanõyordu. CHP aracına taşlı saldırı İstanbul Haber Servisi - İstanbul Malte- pe’de CHP otobüsüne bir grup tarafõndan taşlõ saldõrõda bulunuldu. Gül- suyu Gülensu Mahalle- si’nde, CHP İstanbul İl Başkanõ Berhan Şim- şek’in de katõldõğõ refe- randum irtibat bürosu önceki gün gerçekleştiri- len açõlõş töreninin ardõn- dan yaklaşõk 15 kişilik bir grup tarafõndan parti aracõna taşlõ saldõrõ ya- põldõ. Olayda parti oto- büsünün camlarõ kõrõldõ. ‘Mümin Kamacı komplo kurbanı’ AYDIN (Cumhu- riyet) - CHP Aydõn Mil- letvekili Mehmet Fahri Atay, İçişleri Bakanlõğõ tarafõndan görevden alõ- nan Didim Belediye Başkanõ Mümin Kama- cõ’nõn komplo kurbanõ olduğunu öne sürdü. Atay, “Kamacõ’nõn gö- revden alõnmasõ ile ilgili olarak Aydõn Valisi özel bir çaba sarf etmiştir. Hakkõnda dava açõlan birçok belediye başkanõ vardõr. Kararlar kesinleş- meden hiçbir belediye başkanõ görevden açõğa alõnmamaktadõr” dedi. Terör örgütü operasyonu İstanbul Haber Servisi - İstanbul’da Ba- şakşehir, Beyoğlu, Sul- tangazi, Sultanbeyli ve Şişli’de PKK’ye yönelik düzenlenen operasyon- da, molotofkokteyli, ha- vai fişek ve ses bombasõ kullanõlarak yasa dõşõ gösteri düzenledikleri, güvenlik kuvvetlerine ait araçlar ile kamu binalarõ ve iş yerlerine molotof- kokteyli ve bombalõ sal- dõrõ yaptõklarõ öne sürü- len 26 kişi gözaltõna alõndõ. Kişilerin, 29 Ekim 2009 ile 9 Ağustos 2010 tarihlerinde Beyoğ- lu’nda 10, Sultangazi’de 4, Şişli ve Sultanbeyli’de 1’er yasa dõşõ gösteri dü- zenledikleri, gösteri son- rasõ da çevreye zarar verdikleri iddia edildi. ‘Olayda hiçbir dahlimiz yoktur’ ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - MHP Genel Başkanõ Devlet Bahçeli, yaptõğõ yazõlõ açõklamada, İne- göl ve Dörtyol’da yaşa- nan olaylarla ilgili parti içinde oluşturulan ko- misyonlarõn çalõşmala- rõnõ tamamladõğõnõ be- lirterek sonuçlarõnõ ka- muoyuna açõkladõ. Bah- çeli, İnegöl ve Dört- yol’da yaşanan olayla- rõnda “MHP’nin hiçbir mensubunun dahli ve sorumluluğu olmadõğõ- nõ” belirterek, olaylarõn temelinde AKP’nin “açõlõm” politikasõnõn yattõğõnõ savundu. Dev- let Bahçeli, bu girişimi “ölümcül provokasyon” olarak nitelendirdi. AKP’li Çelik, Ersöz’ün ‘bana yüksek makamda görev teklif edildi’ iddiasõna yanõt verdi ‘O kişi ben değilim’ HATİCE TUNCER 2. Ergenekon davasõnda tutuklu sanõk Emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, aleyhine ifadeler veren Yüksel Dilsiz’in eski İçişleri Ba- kanlarõndan Abdülkadir Ak- su’nun tanõdõğõ olduğunu belirtti. Üye hâkim Sedat Sami Haşıloğ- lu, Dilsiz’in Aksu’nun bakanlõğõ sõ- rasõnda Özel Kalemi’ne ait tele- fonla 2 kez görüştüğünün tespit edildiğini söyledi. Silivri’de görülen davanõn 73. duruşmasõ yapõldõ. Ersöz’ün çap- raz sorgusuna tedavi gördüğü Cer- rahpaşa Tõp Fakültesi Hastane- si’ndeki odasõndan video konferans sistemiyle devam edildi. Üye hâ- kim Hasan Hüseyin Özese, Er- söz’e İmralõ’da 1999’da görevli olup olmadõğõnõ sordu. Ersöz, 2003-2004’te Bursa Jandarma Böl- ge Komutanlõğõ’nda görevli ol- duğunu, ada güvenliğinden so- rumlu birimin de komutanlõğa bağlõ olduğunu anlattõ. Özese’nin “Bu yıllarda Dilsiz isimli şahsı tanıyor muydunuz” sorusuna karşõlõk Ersöz, “Hizbul- lah gibi radikal İslamcı terör ör- gütlerine sızabileceğinden ba- hisle müracaat etmiştir. Bir sü- re kullanılmıştır” dedi. Özese, Er- söz’ün başkanõ olduğu İstihbarat Daire Başkanlõğõ’nõn kuruluşu ve kadrosunun kurulmasõna ilişkin sorularõn ardõndan “Dini grup- larla, Fethullah Gülen, Mustafa Sungur cemaatiyle ilgili çalışma yapıldı mı” diye sordu. Ersöz ise “Hayır, böyle bir çalışma yok- tur. Bunlar giz- li tanık Fa- ruk’un anla- tımlarıdır. Biz sadece terör örgütü boyu- tunda olan dini grup- larla ilgili çalışma yaptık” diye yanõt verdi. Özese, “Nuray Başa- ran tarafından tanıştırılan Faruk Demir adlı kişinin getirdiği ve darbe planları olduğu iddia edi- len belgeleri araştırdınız mı” so- rusu üzerine Ersöz, “Ben komu- tanıma arz ettim. Komutanım ‘gereğini yapacağõm’ dedikten sonra yapacağım bir şey yoktur” diye konuştu. ‘Darbe planına güldük’ Ersöz, getirilen darbe planlarõ- na ilişkin “Jandarmanın hazır- ladığı söyleniyor, güldük, bunlar saçma sapan şeyler. Bunları de- zenformasyon amaçlı bazı teş- kilatlar yapıyor” dedi. Gazetemiz yazarõ Mustafa Bal- bay, Çukurova Grubu Yönetim Kurulu Başkanõ Mehmet Emin Karamehmet ile Şener Eruy- gur’un emri ile görüştüğünü an- latan Ersöz, şöyle devam etti: “İddianameye bu görüşmelerin polis çözümleri konulmuş. Bu kayıtları baştan sonra tuttum. Kayıtlar Jandarma Genel Ko- mutanlığı’ndan çalınmıştır. Ben aptal, salak, işini bilmez bir adam mıyım ki bunları her for- matta ses, görüntü ve fotoğraf olarak hazırlayıp saklayayım. Sonra da darbecilikle suçlana- yım. Ben devletin arşiv genel müdürü müyüm?” Yüksel Dilsiz tartışması Çapraz sorgu sõrasõnda Dil- siz’in ifadelerine ilişkin tartõş- malar yaşandõ. Haşõloğlu’nun “Yüksel Dilsiz’in ifadeleriyle sizin söyledikleriniz çelişiyor. İlişkinizin Bursa’da başlayıp Ankara’da devam ettiğini beyan ediyor. Size kayıtlı telefon ile 60 civarında görüşmeniz var” söz- leri üzerine Ersöz, “Hayır ben gö- rüşmedim. Görüştüğü kişi İçiş- leri Bakanı’dır, ona sorun” di- ye tepki gösterdi. Haşõloğlu ise “Yüksel Dilsiz, Abdülkadir Aksu ile görüştü- ğünü iddia ediyor. Kayıtlar da bunu doğruluyor. İki kez İçişleri Bakanlığı’nın Özel Kalem Mü- dürü’yle görüşmüşler” dedi. Haşõloğlu, “Dilsiz, kendisine ki- tap yazdırılacağını söylediğini, bu konuda yapılan araştırmada, Doğan Medya Grubu’ndan Memduh Barutçu’ya kayıtlı bir telefondan Yüksel Dilsiz’in arandığını” kaydetti. Ersöz ise “Bu şahsa yazılan senaryoyu oy- natıyorsunuz. Ergun Poyraz’a, Balbay’a, kitap yazdırmışım. Ben kime kitap yazdıracağım, ben kimim?” diye konuştu. “Jİ- TEM konusunda bilginiz var mı” sorusu üzerine ise Ersöz “Böyle bir teşkilatlanma yoktur” yanıtını verdi. ‘İlkadım yalan söylüyor’ Haşõloğlu, Gizli tanõk İlkadõm’õn ifadelerine dayanarak Ersöz’e Ce- mil Bayık ile görüşme yapõp yap- madõğõnõ sordu. Ersöz şöyle yanõt verdi: “Çatışma ortamında kar- şılaşsak çeker vururdum. Başka bir ortamda karşılaşsak adalete teslim ederdim. İstenirse bu ki- şinin kimliğini açıklarım. İlka- dım’ın ifadeleri yalan.” Yeniden soru soran Özese “Bal- bay’ın Eruygur ile görüşmesin- den bulundunuz mu” dedi. Ersöz, soruyu “Balbay ve İlhan Sel- çuk’un Jandarma Genel Komu- tanı ile görüşmesinde yoktum, tanık olmadım” diye yanõtladõ. Daha sonra Ersöz’ün avukatõ Ali Rıza Dizdar, müvekkilinin sa- vunmasõnõ sunmaya başladõ. Diz- dar, savunmasõnõ sürdürürken Başkan Şengün “Müvekkiliniz de dinliyor, hasta” diye uyardõ. Dizdar “Ölmediği müddetçe savunmayı sürdüreceğim” di- ye konuştu. Duruşma 16 Ağus- tos’a ertelendi. Bu arada Tuncay Özkan’õn avukatlarõ da, Özkan’õn 10 Ağustos salõ sabahõ başladõğõ açlõk grevini bugün bitireceğini söyledi. Avukatlar, Özkan’õn 7 kilo verdiği ancak sağlõk duru- munun iyi olduğunu belirtti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ergenekon sanõğõ Levent Ersöz’ün, “Bir AKP Genel Başkan Yardım- cısı’nın kendisine devletin yüksek makamlarında bir görev teklif et- tiğine” ilişkin sözleri, siyasi kulisle- ri hareketlendirdi. AKP Genel Başkan Yardõmcõsõ Hüseyin Çelik, “Ben on- lardan birisi değilim” dedi. Oda TV, söz konusu genel başkan yar- dõmcõsõnõn AKP Genel Sekreteri İd- ris Naim Şahin olduğunu ileri sürdü. Hüseyin Çelik, dün düzenlediği ba- sõn toplantõsõnda, Ersöz’ün Ergene- kon duruşmasõnda “Bir AKP yöneti- cisi” ile görüştüklerine ilişkin açõkla- masõna yanõt verdi. Tüm gözler AKP’de Çelik, “Ben onlardan birisi de- ğilim. Hatta bu adı geçen zat, gö- revdeyken, bakan sıfatı ile beni dinletiyordu. Dolayısıyla böyle bir iddia ortaya atmıştır, iddiasını is- patlarsa o kişinin ismini verirse bir değerlendirme yapılır” dedi. Çelik, Ersöz’ün isim vermemesi nedeniyle parti genel başkan yardõmcõlarõndan birine “Siz böyle bir teklifte bulun- dunuz mu” diye soru sormaya da yet- kilerinin bulunmadõğõnõ söyledi. Çelik’in yanõtõnõn ardõndan gözler ha- len genel başkan yardõmcõlõğõ görevi- ni yapan isimlere çevrildi. Olağan şüpheliler En son yapõlan kongre sonrasõ Hü- seyin Çelik’le birlikte genel başkan yardõmcõlõğõna getirilen Abdülkadir Aksu, Salih Kapusuz, Ömer Çelik başta olmak üzere genel başkan yar- dõmcõlarõnõn da açõklama yapõp yap- mayacaklarõ merak ediliyor. Hüseyin Çelik, Başbakan Yardõm- cõsõ Bülent Arınç’õn Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan’la ilgili açõkla- malarõ konusunda ise adil yargõlan- manõn herkesin hakkõ olduğunu, adil yargõlamayõ sağlamanõn da yargõnõn görevi olduğunu söyledi. ‘Yargı sistemi çarpık’ Çelik, “Sanırım Sayın Arınç’ın da söylediği, hukukun bu temel prensi- bidir. Yoksa Sayın Arınç’ın da Ah- met’in Mehmet’in şahsı ile ilgili bi- reysel bir yorumda bulunduğu ka- naatinde değilim” dedi. Çelik, “Bu ki- şiler sizce adil yargılanıyor mu” so- rusunu yanõtlarken Türkiye’deki tutuk- lularõn yüzde 50’sinden fazlasõnõn yar- gõlanmasõnõn devam ettiğini, hükümlü olmadõğõnõ ve bunun yargõ sisteminin bir çarpõklõğõ olduğunu belirtti. ALİCAN ULUDAĞ ANKARA - Stajyer Avukat İrem Çiçek babasõ Kurmay Albay Dursun Çiçek’in “İr- tica ile Mücadele Eylem Planı” davasõnda tutuklanmasõna neden olan yakalama kara- rõnõn, Balyoz Davasõ sanõklarõ için çõkarõlan “siyasi yakalama kararının aynısı” oldu- ğunu belirterek “Birbirinden farklı ka- rarlar veren Beşiktaş Mahkemeleri ver- dikleri kararlarla çok sayıda ailenin ca- nını acıtmaktadır” dedi. Çiçek, önümüzdeki günlerde mahkemeye yapõlacak tahliye ta- lebinde İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkeme- si’nin verdiği kararõ kullanacaklarõnõ açõkladõ. Dursun Çiçek, şu an iki davada yargõla- nõyor. Çiçek hakkõnda ilk olarak “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” altõnda imzasõ bu- lunduğu iddiasõyla dava açõldõ. Bu dava kapsamõnda iki kez tutuklanan Çiçek, iti- raz üzerine serbest bõrakõldõ. İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi, daha sonra Çiçek hakkõnda “İrtica ile Mücadele Eylem Pla- nı” davasõ kapsamõnda 29 Nisan’da yaka- lama emri çõkardõ. Yakalama emrinde “Si- lahlı terör örgütüne üye olma, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kal- dırmaya veya görevini yapmasını engel- lemeye teşebbüs etme” suçu isnat edildi. Çi- çek, 30 Nisan’da cezaevine gönderildi. Bu arada Çiçek, “Balyoz planı” davasõ kapsa- mõnda da hakkõnda yakalama kararõ çõkarõ- lan 102 asker arasõnda yer aldõ. İstanbul 10. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin bu yakalama kararõnda, “Türkiye Cumhuriyeti Hükü- meti’ni cebren iskat veya vazife görmek- ten men etmeye teşebbüs” suçundan id- dianame hazõrlandõğõna vurgu yapõldõ. Bu- na karşõn itiraz üzerine 11. Ağõr Ceza, söz konusu tutuklama kararõnõ kaldõrdõ. Kararõn gerekçesinde, “Kaçak olmayan sanıklara yakalama kararı çıkarılarak hata yapıl- dı. Pek çok mahkeme aynı hatayı yapıyor ama ilk defa itiraz edildi. Yasaların yan- lış ve eksik uygulanması, o işlemin sürekli yapılmış olması, onu hukuka uygun ha- le getirmez. Uygulama bu şekilde diyerek hâkimler ve mahkemelere hukuksuz iş yapma hakkı doğurur ki, bu da kabul edi- lemez” ifadeleri dikkat çekti. ‘Siyasi yakalama kararı’ Hasdal Askeri Cezaevi’nde tutuklu bulu- nan Çiçek’in kõzõ İrem Çiçek, 13. Ağõr Ce- za Mahkemesi’ne yapacaklarõ tahliye tale- binde 11. Ağõr Ceza’nõn verdiği kararõ kul- lanacaklarõnõ söyledi. İrem Çiçek, şunlarõ kaydetti: “(Babamın) tu- tuklanmasına neden, Balyoz Davası sanıkları için çıka- rılan siyasi yakalama ka- rarının aynısıdır. (...) 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin yakalama kararının kaldı- rılması şeklinde verdiği ka- rar, babam hakkında 29.04.2010 tarihinde hukuka aykırı olarak, babamı bugün yargılayan 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin üyelerin- ce, mahkeme başkanı- nın karşı oyuyla ve- rilen yakalama ka- rarının, Avrupa İn- san Hakları Sözleş- mesi , TC Anayasa- sı ve CMK hüküm- lerine aykırı olarak verildiğini bir kez daha ortaya koy- maktadır.” Şahin’den Arõnç’a destek: Haksõzlõk İkinci Ergenekon davasının dünkü duruşmasını ge- nel başkanları Tuncay Özkan’a destek için izleyen çok sayıda Yeni Partili, duruşma salonunun karşı- sındaki araziye çadır kurdu. Özkan’ın bugün doğum günü olduğu belirtilirken “Düşünmek suç değil, örgütlenmek terör değil”, “Peygamber sabrı değil, Cumhuriyet adaleti istiyoruz”, “Yobazın takıyyesi Yüce Divan’a kadar” yazılı dövizler taşıyan partililer, araziyi çevreleyen tel örgüye, “Silivri Yurtseverleri Toplama Kampına hoş geldiniz” pankartı astılar. Göstericilerin yanına giderek destek olan CHP İstanbul Milletvekili Çetin Sosyal, “Buradaki durum tutuk- luluk hali değil esir alma halidir. 12 Eylül’den farklı bir uygulama değildir” dedi. Ersöz: Sanık Dilsiz, Aksu’nun tanıdığı DURSUN ÇİÇEK’İN KIZI: Balyoz kararını tahliyede kullanacağız Levent Ersöz’ün iddiasõnõn ardõndan AKP Genel Başkan Yardõmcõsõ Hüseyin Çelik, “Ben onlardan birisi değilim” derken gözler diğer genel başkan yardõmcõlarõ Abdülkadir Aksu, Salih Kapusuz ve Ömer Çelik’e çevrildi. Oda TV, söz konusu kişinin AKP Genel Sekreteri İdris Naim Şahin olduğunu ileri sürdü. SİLİVRİ’YE ÇADIR İkinci Ergenekon davasõnõn dünkü duruşmasõnda tartõşma çõktõ İstanbul Haber Servisi- Gazetemizi yazarõ Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan’õn “Darbe yapma emrini biz mi verdik, neden hâlâ içeri- deyiz” yönündeki tepkisine, bir destek de TBMM Başkanõ Mehmet Ali Şahin’den geldi. Arõnç’a katõldõğõnõ belirten Şahin, “Türkiye’deki mahkemelerde tutukluluk sürelerinin uzunlu- ğu haksızlığa neden olmaktadır. Sayın Bülent Arõnç’ın bu konudaki duyarlılığına ve açıkla- malarına katılıyorum” dedi. Şahin, “cezaevindeki gazetecilerin feryadına kulak verilmesi gerektiğini” söyleyen Arõnç’õn açõklamalarõnõn anõmsatõlmasõ üzerine “Mahke- melerde tutukluluk sürelerinin uzunluğu hak- sızlığa neden olmaktadır. Sayın Arınç’ın bu konudaki duyarlılığına ve açıklamalarına ka- tılıyorum” dedi. “Genelkurmay Başkanlığı’nın Hantepe saldırısına ait herhangi bir açıklama yapmaması kamuoyunu rahatsız ediyor. Ka- muoyunun bu konuda bir beklentisi var” yö- nündeki soruyu Şahin, “Başbakanlık ve Genel- kurmay’ın bu konuda bir inceleme, araştırma yaparak bir açıklama yapması gerekir. Belki araştırmalar devam ediyordur” diye yanõtladõ. Dursun Çiçek’in kızı İrem Çiçek. LeventErsöz
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear