23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B 5 TEMMUZ 2010 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL Tutsak Bir Destan: ‘Kurtuluş Savaşõ Destanõ’ Büyük ozan Nâzım Hikmet’in, “Kurtuluş Savaşı Destanı” yõllar yõlõ, tutsak edilmiştir. Kurtuluş Savaşõ Destanõ’nõ tutsak edildiği karanlõklardan gün õşõğõna çõkaran, üç yiğit adamdõr. Bunlar, Doğan Avcıoğlu, Mümtaz Soysal ve İlhan Selçuk’tur. Nâzõm Hikmet, Kurtuluş Savaşõ Destanõ’nda sözcükleri, notalarla yoğurup şiirin evrensel boyutundan, müziğin evrensel boyutuna da taşõmõştõr. Destanda sözler, notalarla, bütünleşir ve “Destan” “senfonik bir şiire” dönüşür. “Onlar ki toprakta karınca, suda balık, havada kuş kadar, çokturlar, korkak, cesur, cahil, hâkim ve çocukturlar ve kahreden yaratan ki onlardır, destanımızda yalnız onların maceraları vardır.” 1961 Anayasasõ’nõn getirdiği güven ortamõnda Yön, bir fikir dergisi olarak yayõn yaşamõna atõlõr. Doğan Avcõoğlu, Mümtaz Soysal ve İlhan Selçuk, aydõnlõğa açõlan fikirleri kucaklayan bu derginin mimarlarõ ve yöneticileridir. Yön dergisi bir “dergi” boyutundan taşõp, bir akademiye de dönüşür. Bugün gazetelerin kadrolarõnda bu dergide yetişmiş, eğitim almõş yazar ve yöneticiler vardõr. 1961 Anayasasõ yürürlüğe girdiğinde, Nâzõm Hikmet yasaklõ bir ozandõ. Kitaplarõnõ değil ulu orta okumak, gizli saklõ okumak bile, “bin bir belaya” çağrõ çõkarmak demekti. Nâzõm Hikmet “Kurtuluş Savaşı Destanı”nõ, sanki “şiirsel bir senfoni” olarak bestelemiştir... Bu büyülü senfonide, Kurtuluş Savaşõ’na katõlmõş olanlarõn destansõ öyküleri de büyülü bir anlatõmla aktarõlõr. Ne yazõk ki, destan yõllar yõlõ, yedi kat yerin altõndaki zindanlarda tutsak olup çürümekte ve kurtarõcõsõnõ beklemektedir. 1961 Anayasasõ “özgürlüğün kapılarını” sanatçõ, yazar ve düşünürlere aralamõştõr. Ancak özgürlüğün kapõlarõ yine tam açõlmõş değildir. Bu ortamda Kurtuluş Savaşõ Destanõ’nõ yedi kat yerin dibinden alõp yeryüzüne, gün õşõğõna çõkarmak yine de çok belalõ bir iştir. Nâzõm Hikmet’in bu büyülü destanõnõ “bin bir belayı göze alıp” yerin yedi kat yerin dibinden çõkarmak, Yön dergisine düşer. İlhan Selçuk’un aklõna, Kurtuluş Savaşõ Destanõ’nõ Yön dergisinin kitap olarak çõkarmasõ gelir. Bu fikrini arkadaşlarõna açõklar ve destanõn, Yön dergisince kitap olarak çõkarõlmasõnõ önerir. Öneri hemen onaylanõr. Ve kõsa bir süre sonra destan vapurda, trende, otobüste, dolmuşta hemen herkesin elindedir. Destan yayõmlanõr yayõmlanmaz Yön dergisine ve yöneticilerine dava açõlõr. Ancak dergi ve yöneticileri bu davadan aklanõrlar. Çok kõsa bir süre sonra “Kurtuluş Savaşı Destanı” kitapçõ vitrinlerini tõka basa doldurur. Destan, vitrinlerden evlerdeki kitaplõklara yerleşir. Böylece, İlhan Selçuk’un önerisi üzerine destan 25 yõl tutsak kaldõktan sonra, özgürlüğüne kavuşur. Onu Nâzõm Hikmet’in diğer yapõtlarõ izler. Bu olay, İlhan Selçuk’un destansõ yaşamõnõn küçük bir kesitidir. Nâzõm Hikmet’i ve Kurtuluş Savaşõ Destanõ’nõ “tutsak etmek için” elinden geleni yapanlarõn, sonralarõ, destanõ sahiplenmeleri “içimi acıtır” ve “sahiplenenler” adõna da utanõrõm. Ortaçağ Diyarbakır’da Şeyh Sait’i anma toplantıları yapıldı. Şeyh Sait kimdir? Adı üstünde şeyhtir. Şeyh; müritleri bir günde yurttaş olsun ister mi? Kul bildikleri ile eşit olsun ister mi? Marabaları toprak sahibi olsun ister mi? Okul ister mi, kütüphane ister mi, halkevi ister mi, kardeşlik ister mi, özgürlük ister mi, halkın kendi kendini yönetmesini ister mi? Diyarbakır, çok değil, 30 yıl önce çağdaş, toplumcu bir il idi. Yobazlık, her anlamda gericilik ve ırkçılık, için için yedi bitirdi Diyarbakır’ı. Diyarbakır, ortaçağa yenik düştü. Uyum farkı Halkın Kemal’i AB Uyum Komisyonu üyesi CHP’li Osman Coşkunoğlu, AB Konseyi’nde “Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı” faslının 29 Haziran’da müzakereye açılması konferansından bir izlenim aktardı: “2005’ten bu yana sadece 13 fasıl müzakereye açılmış, bunlardan da sadece bir tanesi kapatılabilmiştir. Buna rağmen, 13. faslın açılma konferansına Türkiye’den 3 bakan -Dışişleri Bakanı, Tarım Bakanı ve Başmüzakereci- katılmış ve zafer havasında açıklamalar yapmışlardır. Oysa, Türkiye ile aynı tarihte müzakerelere başlayan ve 32 faslı tamamlayan Hırvatistan, son 3 faslın açıldığı toplantıya sadece başmüzakereci düzeyinde katılmıştır.” İşçi hisseleri kimde? Karabük Demir Çelik Fabrikası, Tansu Çiller’in Başbakanlık yaptığı dönemde, uluslararası çelik kartellerinin de bastırmasıyla kapatılmak istenmişti. O dönemde hem işçiler, hem de toplumun emekten yana kesimi omuz omuza önemli bir savaşım vermiş, fabrikanın kapatılmasını önlemişlerdi. Sonuçta Karabük fabrikası, işçilerin çoğunlukta olduğu bir yönetime devredilmişti. O dönemde işçilerin hissesi yüzde 51 idi. Zaman döndü, coşku ve emekten yana tavırlar, piyasacılık ve fırıldakçılık karşısında yeterince dik duramadı. Borsa morsa, oyun moyun, işçilerin hissesi yüzde 51’den binde 4’e düştü. Hisseleri kim mi aldı? Günahı, vebali söyleyenlerin boynuna, deniyor ki; “İşçi hisselerinin büyük bölümünü, Karabük işçilerinin haklarını savunması gereken sendikacılar ve onların danışmanları aldı”. Eğer almışlarsa, tek bir sorumuz var onlara: Rahat uyuyabiliyor musunuz? Gazeteci Yılmaz Polat’ın yeni çıkan “CIA Pençesinde Açılım” adlı kitabında ABD’li bir savcının “terorizm suçlarının soruşturulması ve yargılama olanaklarının güçlendirilmesi, gerekli teknik yardımın sağlanması” görevleriyle ABD ile yapılan anlaşma gereği Adalet Bakanlığı’na atandığını yazdığını duyurmuştuk. CHP’li Ali İhsan Köktürk, konuyu TBMM’ye taşıdı ve Adalet Bakanı’na şu soruları sordu: “ABD’li danışman savcı, Adalet Bakanlığı’nda çalışmakta mıdır ve hangi konularda faaliyettedir? Amerikalı savcı ile işbirliğinin bu süreçteki payı nedir? Danıştay saldırısı hakkında ‘Sürprizlere hazır olun’ diye açıklama yapanların bu Amerikalı savcıdan bilgi alıp almadığı konusunda herhangi bir bilgiye sahip misiniz? Silivri ve Habur yargılama süreçlerinde de OPDAT programı dahilinde ABD ile herhangi bir işbirliği gerçekleştirilmiş midir? Geçtiğimiz aylarda yasalaşan Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı Yasası ile getirilen ‘Yabancı Uzman Çalıştırma’ düzenlemesi, mevcut fiili durumu hukukileştirme çabasından mı kaynaklanmaktadır?” Yargıda olup bitenleri bu sorular ışığında yeniden gözden geçirmekte büyük yarar var. ABD’li danışman PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Yazarımız Deniz Kavukçuoğlu’nun yazısı elimize ulaşmadığından yayımlayamıyoruz. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr HARBİ SEMİH POROY OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ k_urgenc@yahoo.com UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK fhakancelik@mynet.com HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu@mynet.com CHP üst düzeyinden bir Kemal Kılıçdaroğlu yorumu: “Halk, Kemal Bey’i kucakladı, götürüyor. Dediği doğrudur, ‘Halk, CHP’yi aşmıştır’. Kemal Bey’i, hemen hemen aynı temalara değindiği, konuları derinlemesine irdelemediği, konuşmalarının birbirine benzer olduğu gerekçeleriyle eleştirenler var. Halk, buna bakmıyor. Kemal Bey’i seviyor ve güveniyor. Şimdilik önemli olan budur. Zaman içinde eksikliklerin içi dolar, yanlışlıklar giderilir. Ama şu bir gerçek: Kemal Bey’in yakaladığı hava, Bülent Bey’in 1970’lerdeki rüzgârının ötesinde...” Bir gözlem de bizden: Kimileri Kemal Kılıçdaroğlu’nun etrafının çekim gücüne kapıldığını ileri sürüyor. Hiç de öyle değil. Kemal Kılıçdaroğlu, alışılmışın dışında yöntemler uygulayarak partide daha demokratik bir atmosfer yaratmaya çalışıyor: Bunun adı bir anlamda, “birlikte çalışmak”tır. Bir şeyi hiç unutmamak gerek: Uysal atın çiftesi pek olur! Alıç Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, ricamızı kırmadı, bize söz verdi. Belediye; Dikmen’e, Ahlatlıbel’e, yitip gitmekte olan Dikmen alıcı dikecek... Gökyüzüne her yükselen alıç dalı, değerli doğabilimci Hikmet Birand’ın canına değecek... Merak İşçi Memur Bağ-Kur Emeklileri Derneği Başkanı Hamdi Öz, işçi ve esnaf emeklilerinin, emeklilik koşulları aynı olmasına karşın, 13 farklı düzeyde emekli maaşı almalarını dava etmişti. İş mahkemesi de konuyu anayasanın eşitlik ilkesi açısından Anayasa Mahkemesi’ne taşımıştı. En önemli sorumluluğu çalışanların ve emekliler arasındaki eşitsizliği gidermek olan Çalışma Bakanı Ömer Dinçer, eşitlik sağlanırsa, devlet bütçesine 8 milyara yakın bir ek yük getireceğini belirtmekle yetindi. Ve Anayasa Mahkemesi, 5. İş Mahkemesi’ni yetkisiz bularak başvuruyu reddetti. Çok merak ediyoruz, Anayasa Mahkemesi başkan ve üyeleri, emekliliklerinde 13 ayrı düzeyde maaş alıyorlar mıdır? BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Müzikte or- kestra ile bir- likte bir solo çalgõ için bes- telenmiş çalgõ- sal yapõt. 2/ Lavrensiyum elementinin simgesi... Gü- müşbalõğõnõn küçüğü. 3/ İçe doğmayla akla gelen yaratõcõ duygu... Bir nota. 4/ Alümin- yum, bakõr ve mag- nezyum katõlmõş çin- ko alaşõmlarõna veri- len ad... Fizikte kul- lanõlan bir güç birimi. 5/ Yeraltõ suyunu ta- şõyan geçirimli kat- man. 6/ Konut... Hin- distan’õn bir eyaleti. 7/ “Çok yemek yeme, oburluk” anlamõnda argo söz- cük... Birine dokunsun diye söylenen söz. 8/ Bir no- ta... Gereksiz, fazla. 9/ Bez parçalarõndan dokunan adi kilim... En kõsa zaman süresi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Doğu Avrupalõ Yahudilerin geleneksel müziği. 2/ Geminin rüzgâr alan yanõ... Başörtüsü olarak kul- lanõlan bir tür ipekli dokuma. 3/ Üstü kapalõ olarak anlatma... Tabut. 4/ Lüfer balõğõnõn küçüğü. 5/ Ya- bancõ... İzmir’in bir ilçesi. 6/ Sergen... Eski ve bi- linmeyen bir tarihi anlatmakta kullanõlan deyim sö- zü... Pantolonun apõş arasõna gelen yeri. 7/ Karşõ cin- sin kõlõğõna girmiş eşcinsel. 8/ Rey... Bir metal pa- ranõn yüzündeki bütün kabartma ve resimlerden da- ha yüksek bir çõkõntõ oluşturan çevre pervazõ. 9/ Rüt- be ya da kõdemce küçük olan asker... Yemek. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 A L A C A T A N E G A L A A L A Z O B A İ T İ L A R E A P A Z A L E V R E A L R A M İ L A A Ş İ N A T A V M O N T K U D U A K Ç A K A T I K 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Hacõbektaş’ta katliam anmasõ Çilehane mevkisindeki “Karanlõktan Aydõnlõğa İnsanlõk Anõtõ” önünde düzenlenen törende konuşan Hacõbektaş Belediye Başkanõ Selmanpakoğlu, “Tarih boyunca karanlõklarla aydõnlõklar daima çelişmiştir” dedi. SELAHATTİN ŞAHİN NEVŞEHİR - Sivas’ta Madõmak Oteli’nde ya- kõlarak katledilen 33 aydõn ve sanatçõ Hacõbektaş Belediye Başkanõ Ali Rıza Selmanpakoğlu’nun da katõlõmõyla Çilehane mevkisindeki “Karan- lıktan Aydınlığa İnsanlık Anıtı” önünde dü- zenlenen törenle anõldõ. Hacõbektaş Belediye Başkanõ Ali Rõza Sel- manpakoğlu, Hacı Bektaş Veli’nin “Bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır”, “Gelişim ve değişim insanlık adına daima akıl ve bilim yoluyla olacak” sözlerini anõmsatarak, “Tarih boyunca karanlıklarla aydınlıklar daima çe- lişmiştir. Bu çelişki nedeniyle birçok ulus ve birçok toplum büyük acılar çekmiştir. Ka- ranlıklarla aydınlığın savaştığı o dönemlerden bizi kurtaran ve Cumhuriyetimizi kuran Mustafa Kemal Atatürk’ün gösterdiği yolda iler- lerken onun gibi kararlı, yiğit, ilim ve bilim- den yana olduğumuzu Hacı Bektaş Veli’nin bizlere gösterdiği yolda aynı şekilde yürüye- ceğimize her yıl ant içerek buna olan inancı- mızı tekrarlıyoruz” diye konuştu. Barõşa semah dönmek için 17 yõl önce Sivas’ta bulunan aydõnlarõn karanlõk kafalarca yok edil- diğini ifade eden Selmanpakoğlu, “Karanlık ka- falar ve karanlık güçler, aydın insanların di- nini, inancını, vicdanında taşıyan bakış açısını görmezden gelerek o anlayışı yok etmeye çalışırlar. Ancak aydınlıklar asla karartıla- mayacaktır. Aydınlıkları karartmaya kim- senin ne gücü ne yüreği ve ne de arkalarındaki güç yetmeyecektir” dedi. Selmanpakoğlu, ay- dõn ve sanatçõlarõn katledildiği Madõmak Ote- li’nin halen insanlõk müzesine dönüştürüleme- miş olmasõnõn da kendileri için büyük bir üzün- tü kaynağõ olduğunu söyledi. Selmanpakoğlu, Si- vas katliamõnda yer alan 7 kişinin yurtdõşõna kaç- tõğõnõ anõmsatarak bu kişilerin Türkiye’ye geti- rilerek yargõlanmasõ gerektiğini vurguladõ. Tö- rende, Sivas’ta katledilen 33 yazar, sanatçõ, halk ozanõnõn isimleri okunarak anõta çelenk ko- nuldu. Sanatçõ Yurdagül Karabacak’õn deyiş- ler okuduğu tören saygõ duruşuyla sona erdi. 33 AYDIN TÖRENLE ANILDI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear