25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
CMYB C M Y B 30 TEMMUZ 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com Yaşamın penceresi nedir ve insanlar oradan nasıl bakarlar dünyaya? Temel hak ve özgürlüklerin olmadığı, “biat kültürü”nün egemen olduğu toplumlarda, olup bitenleri, Aydınlanma Devrimi’ni içine sindiremeyen bir insan fotoğrafına bakın uzun uzun... Deniz Kavukçuoğlu’nun yazısını okurken, “yaşamın açık penceresi”ni düşündüm uzun uzun... Kayseri’den Trabzon’a, Konya’dan Tokat’a, Edirne’den Iğdır’a, İstanbul’dan Ankara’ya, İzmir’den Antalya’ya değin düşsel bir yolculuğa çıktım. Aşkı, sevgiyi, tutkuyu yaşamamış bir kadın ya da erkek demokrasiyi, özgürlüğü içine sindirir mi? Canı sıkıldığında, hüzünlendiğinde Homeros’un şu sözlerini nasıl yorumlar? “Zaman gizli olanı aydınlığa çıkarır; bugün ışıltısıyla göz kamaştıranı örtüp gizler.” Acaba uygar olmayan, özgürlüğü ve demokrasiyi içine sindiremeyen bir insan Oktay Rifat’ın dizelerinde aşkın erişilmez gücünü yakalayabilir mi? Ege’nin ve Akdeniz’in kıyı kasabalarında bir başka Türkiye vardır, Anadolu’da başka bir Türkiye... Bugün Türkiye’de “oligarşik- otarşik” düzenin simgesi AKP iktidarıdır ve Türkiye 2002 yılından beri geriye gitmektedir. Elbet askeri-sivil faşist darbelere, devlet içindeki örgütlü çetelere karşı savaşım verilecek, onlar bir bir yakalanıp yargıya teslim edilecek. Ama elmalarla armutlar karıştırılmayacak... Birbirleriyle hiç karşılaşmamış, oturmamış, hatta ideolojileri farklı insanlar aynı torbaya konulup Silivri’de yargılanmayacak. Bunları yazıp söylediğiniz zaman yafta hazır: “Postalcı, darbeci, Balyozcu, Ergenekoncu!” İç Anadolu’da, Güneydoğu’da, Doğu’da kadının yeri evi... Kadın çocuk doğuracak, yemek yapacak, çamaşır yıkayacak... Sokağa çıkamayacak, evinde oturacak! Kadının üretimde yeri olmayacak yani çalışmayacak! Türkiye son sekiz yıldır muhafazakârlaşmıyor, dincileştiriliyor. Lider egemenliğinin sınırsız olduğu AKP iktidarında Türkiye hızla bir Ortadoğu ülkesine dönüşüyor. Sık sık yazdığım gibi Türkiye zor günler yaşıyor... Yaşamımda ilk kez bir Türk-Kürt etnik çatışmasının eşiğine gelindiğini düşünüyorum ve kaygılarım artıyor. Hatay’ın Dörtyol ilçesinde, sahte plakalı bir kamyonetten açılan ateşle dört polisimiz şehit düşerken şu soru aklıma geliyor: “Eli kanlı PKK, şehir merkezinde oturan Kürt kökenli PKK sempatizanlarından destek almadan o eylemi gerçekleştirebilir mi?” Bu soruyu sorduğunuz zaman size verilen yanıt şu oluyor: “Irkçı, ayrımcı, faşist!” Elbet Dörtyol’da Kürt kökenli yurttaşlarımızın işyerlerinin, dükkânlarının, evlerinin yakılıp yıkılmasını kınıyorum, her Kürt kökenli yurttaşımızın potansiyel terörist olduğu görüşüne karşı çıkıyorum. Ortada bir gerçek var! Bu gerçek askeri ve sivil istihbarat birimlerimizin zayıflığı! Gazetecilerin, aydınların, yazarların, bilim insanlarının, demokratik kitle örgütlerinin, sendikaların ne yaptıklarını yakından izleyen istihbarat birimleri, PKK’nin Hatay’da kanlı eylem yapacağı duyumunu alamıyor. Karşıt medyaya karşı yoğun baskı... Sindirip yıldırma. Yasadışı telefon dinlemeleri, özel yaşama girilmesi bir hukuk devletinde olamaz. Burası Türkiye, oluyor böyle şeyler. 90’lı yıllarda İzmit-Gebze- Sapanca üçgeninde Kürt işadamları Behçet Cantürk, Savaş Buldan ve sayıları 10’u bulan kişi infaz edildi. O dönemin İzmit komutanına Ergenekon davasında bu cinayetler soruldu mu? Hayır! O dava dosyaları çoktan kapandı. Başta söyledim, Hatay Dörtyol’da yaşananlar beni kaygılandırıyor... Başbakan, İçişleri Bakanı, AKP sözcüleri ve yandaş medyaya bakıyorum: PKK saldırılarının arkasında gizli bir el var ve o el 12 Eylül’de yapılacak halkoylamasına karşı düzenlenmiş bir kışkırtıcılık. İnegöl’deki olayları amigolara, alkole ve medyaya yükleyenlere bir sorum olacak: “Türkiye’de istihbarat birimleri ne iş yapar? Onların görevi salt gazetecileri, yazarları, aydınları, bilim insanlarını izlemek mi?” Sorunlara sermaye-emek perceresinden bakmadan, sınıfsal çözümler üretmeden Türkiye bir yere varamaz. Anayasada 20 madde değiştirilip 12 Eylül’ün getirdiği Sendikalar Yasası, Seçim ve Partiler yasaları değişmeden, 35. maddede, CHP’nin önerdiği değişiklikler yapılmadan ülkemizde demokrasiden, özgürlüklerden söz edilemez... POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Gerçekle Yüzleşme... hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 Kõlõçdaroğlu, Erdoğan ile Dolmabahçe’de yapõlan zirveyi yargõya taşõyacaklarõnõ açõkladõ Büyükanõt’a davaİstanbul Haber Servisi - CHP Genel Başkanõ Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan ile eski Genelkurmay Başkanõ Yaşar Büyükanıt’õn Dolmabahçe görüşmelerini hedef alarak “Büyükanıt yargılanacak” dedi. CHP lideri Kõlõçdaroğlu, eski CHP İstanbul İl Başkanõ Gürsel Tekin’in de genel başkan yardõmcõlõğõna getiri- leceğini açõkladõ. Best FM’de yayõmlanan “Hadi Özışık’la Konuşan Türkiye” programõna katõlan CHP Genel Başkanõ Kemal Kõlõçdaroğlu güncel siyasi ge- lişmelere ilişkin değerlendir- melerde bulundu. Hadi Özõşõk’õn sorusu üze- rine eski Genelkurmay Baş- kanõ Yaşar Büyükanõt ile Baş- bakan Recep Tayyip Erdo- ğan’õn 4 Mayõs 2007’deki gö- rüşmesini de değerlendiren Kõlõçdaroğlu, “Büyükanıt yargılanacak” dedi. Büyü- kanõt ile Erdoğan’õn 2007 se- çimleri öncesi anlaştõğõnõ iddia eden Kõlõçdaroğlu, “Bu gö- rüşme gizini hâlâ koruyor. Devletin kayıtlarında olma- yan bir görüşme bu. Biz gö- rüşmeyi yargıya taşıyaca- ğız. Büyükanıt bu görüş- meyle ilgili olarak hesap ve- recek” dedi. Görevden almak yok Özõşõk’õn CHP örgütlerine ilişkin sorularõnõ da yanõtlayan Kõlõçdaroğlu, “Görevden al- maları durdurduk. Değer- lendirmemizi 12 Eylül son- rası yapacak ve perfor- manslara bakacağız. Çalı- şanların başımızın üstünde yeri var. İl başkanlarımızın performanslarını ölçeceğiz. Örgütü bir değerlendirme- den geçireceğiz” diye ko- nuştu. Özõşõk’õn “Gürsel Tekin’in durumu ne olacak, bu ko- nuda çok fazla SMS ve ma- il geliyor” demesi üzerine Kõlõçdaroğlu, şöyle konuştu: “Gürsel Tekin şu an Par- ti Meclisi üyemiz. Biliyor- sunuz Parti Meclisi’miz tü- zük gereği 2 ayda bir topla- nıyor. Önümüzdeki toplan- tı bu yüzden 4 Ağustos’ta gerçekleşecek. Gürsel Te- kin, 4 Ağustos günü Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi olacak. Hafta sonu da birlikte Kahramanmaraş’a gideceğiz. 4 Ağustos’tan son- ra Genel Başkan Yardımcı- sı olarak görev yapacak.” Yaşar Büyükanõt ile Başbakan Erdoğan’õn 2007 seçimleri öncesi anlaştõğõnõ iddia eden CHP lideri Kõlõçdaroğlu, “Bu görüşme gizini hâlâ koruyor. Devletin kayõtlarõnda olmayan bir görüşme bu. Biz görüşmeyi yargõya taşõyacağõz. Büyükanõt bu görüşmeyle ilgili olarak hesap verecek” dedi. CHP’Lİ ATİLLA KART: e-muhtıra anayasal bir suçtur Büyükanõt ve Erdoğan hakkõnda suç duyurusunda bulunacağõnõ açõklayan Kart, “Dolmabahçe görüşmesinde dönemin Genelkurmay Başkanõ ile işbirliği içinde siyaset dizayn edilmiştir” dedi. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - 27 Nisan e- muhtõrasõ ve Dolmabahçe görüşmesiyle ilgili tartõş- ma büyürken CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, dönemin Genelkurmay Başkanõ Yaşar Büyüka- nıt ve Başbakan Tayyip Erdoğan hakkõnda önü- müzdeki hafta çarşamba günü Ankara Cumhuri- yet Savcõlõğõ’na suç du- yurusunda bulunacağõnõ açõkladõ. CHP Genel Başkanõ Kemal Kılıçdaroğlu’nun “27 Nisan e-muhtırasın- da Erdoğan ile Büyü- kanıt çıkar birliği yaptı” açõklamasõnõn ardõndan tartõşmalar yaşanõrken CHP konuyu yargõya ta- şõma kararõ verdi. CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, “27 Nisan e-muh- tırası ve Yaşar Büyüka- nıt’ın bunu sahiplenme- si bir anayasal suçtur. Hükümet ile yaptığı iş- birliği, yargıyla ortaya çıkacaktır. Bunu Tür- kiye’nin konuşması ge- rekiyor. Dolmabahçe görüşmesinde dönemin Genelkurmay Başkanı ile işbirliği içinde siyaset dizayn edilmiştir. Bu anayasa ihlalidir. Ana- yasal kurumları bertaraf edilerek bir çadır devlet yönetircesine 3 saat gö- rüşmüşler ve tutanağa bağlamamışlardır” açõk- lamasõnõ yaptõ. CHP Grup Başkanve- kili Muharrem İnce de, “27 Nisan e-muhtırası kimin işine yaradı” so- rusunun altõnõ çizdi. Cum- hurbaşkanõ Abdullah Gül’ün “e-muhtıra oyu- muzu arttırdı” ve Bülent Arınç’õn da “Oylarımızın yüzde 15’i e-muhtıra- dan” dediğini anõmsatan İnce, “e-muhtırayı vere- ceksin, AKP’nin oyları- nı arttıracaksın, tril- yonluk aracı kapacak- sın, şeref madalyasını göğsüne takacaksın; son- ra da ‘Bana iftira atõyor- lar’ diyeceksin. O za- man çık konuş” dedi. ‘Suçlamalar hayal mahsulü’ CHP, askeri darbelere dayanak gösterilen 35. maddeye ilişkin değişiklik önerisini verdi ‘Vazifetanõmõnetleşmeli’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TSK İç Hizmet Ya- sasõ’nõn askeri darbelere daya- nak gösterilen 35. maddesinin değiştirilmesi için CHP’nin hazõrladõğõ yasa değişikliği önerisi dün TBMM Başkanlõ- ğõ’na verildi. CHP Genel Başkan Yardõm- cõsõ Hakkı Süha Okay ile Grup Başkanvekili Muharrem İn- ce’nin yasa önerisinde TSK İç Hizmet Yasasõ’nõn 35. madde- sinde yer alan “kollamak ve korumak” ifadesi çõkarõlarak “Silahlı Kuvvetler’in vazifesi, Türk yurdunu ve anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti’ni, parlamen- ter demokratik sistemin iş- lerliği çerçevesinde ve anaya- saya bağlı olarak korumak- tır” düzenlemesinin yapõlmasõ isteniyor. Önerinin gerekçesin- de “35. madde yorumlandı- ğında söz konusu hükmün askeri darbelere dayanak oluşturacak bir hüküm nite- liğinde olmadığı görülmek- tedir. Buna karşın Türkiye’de gerçekleşen askeri müdaha- lelerde, söz konusu hüküm dayanak gösterilerek darbe- lere meşruiyet kazandırılmak istenmiştir” deniliyor. Gerekçede “Anayasanın hiç- bir hükmü darbeye dayanak oluşturmamaktadır” denilir- ken şu ifadelere yer verildi: “Askeri darbeler zaten bi- zatihi fiili bir durumdur ve meşruiyetini anayasadan ya da yasalardan almaz. Zaten anayasaları ya da yasaları as- keri darbeye olanak tanıyan ülkeler demokratik ülke ola- mazlar. Kanun teklifi ile 35. maddenin yanlış yorumlan- masının ve darbeleri meşru kılmaya yönelik değerlendi- rilmesinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. 211 Sayılı Ya- sa’nın 35. maddesi Umumi Vazifeler Başlıklı bölümde yer almaktadır. 211 Sayılı Ya- sada Silahlı Kuvvetler’in genel görevlerine ilişkin başkaca bir düzenleme bulunmadı- ğından, vazife tanımında te- reddüt yaşanmaması amacıy- la madde hükmünün tümü- nün yasadan çıkarılması yo- luna gidilmemiştir. Böylece 35. madde daya- nak alınarak, anayasada yer almayan bir yetkinin kulla- nılmasının önüne geçilerek parlamenter sistemin işlerli- ğini kesintiye uğratacak bir yorum yapılması kesin olarak engellenmiştir.” CHP Grup Başkanvekili Mu- harrem İnce, öneri hakkõnda bilgi verirken “TSK’nin gö- revini düzenleyen başka mad- de yok. Tamamen kaldırırsak boşluk doğar” dedi. İnce, “Tar- tışmaya açığız. İtirazları var- sa, değişik görüşleri varsa söylesinler. Katı bir tutum içinde değiliz. Meclis’i ola- ğanüstü toplasınlar, önerinin eksiği varsa da giderelim. AKP darbe ticaretinden ne- malanmasın” dedi. CHP lideri Kemal Kõlõçdaroğlu’nun iddialarõnõ hakaret olarak değerlendiren Yaşar Büyükanõt Dolmabahçe görüşmesinin içeriği hakkõnda yine bilgi vermekten kaçõndõ İstanbul Haber Servisi - Eski Ge- nelkurmay Başkanõ Orgeneral Yaşar Büyükanıt, CHP lideri Kemal Kılıç- daroğlu’nun 27 Nisan bildirisi ve Dol- mabahçe görüşmesine ilişkin iddiala- rõnõn gerçeklerle ilgisinin bulunmadõ- ğõnõ belirtti. Milliyet gazetesinden Fikret Bi- la’ya konuşan Büyükanõt, Kõlõçdaroğ- lu’nun “27 Nisan bildirisi ile Başba- kan’ın darbe mağdurunu oynayarak oylarını yüzde 47’ye çıkardığı, Bü- yükanıt’ın da hakkında soruştur- ma açılmasını önlediği” yönündeki yo- rumlarõna yanõt verdi. Büyükanõt uzun bir açõklama yapmayacağõnõ ifade ede- rek “26 Temmuz 2010 tarihinde CHP liderinin, ‘27 Nisan bildirisinin Başbakan ve emekli Orgeneral Büyü- kanõt’õn işbirliği ile hazõrlandõğõ’ şek- lindeki ifadesi yazılı ve görsel basın- da yer almıştır. Bu ifadelerin gerçekle bir ilgisi olmadığı gibi 53 yıl ünifor- ma giymiş şahsıma karşı hiçbir bil- gi ve belgeye dayanmayan hayal mahsulü bir hakaret olarak görü- yorum. Bu ifadeleri şiddetle kınıyor ve tekzip ediyorum” dedi. Dolmabahçe görüşmesi ve 27 Nisan bildirisi ile ilgili daha önce değerlen- dirme yaptõğõnõ kaydeden Büyükanõt görüşlerinin bugün de geçerliliğini ko- ruduğunu söyledi. CHP tarafõndan hazõrlanan yasa değişikliği önergesinin gerekçesinde, “Askeri darbeler zaten bizatihi fiili bir durumdur ve meşruiyetini anayasadan ya da yasalardan almaz. Kanun teklifi ile 35. maddenin yanlõş yorumlanmasõnõn ve darbeleri meşru kõlmaya yönelik değerlendirilmesinin önüne geçilmesi amaçlanmõştõr” denildi. CHP’Lİ İNCE’DEN MEHMET ALİ ŞAHİN’E ELEŞTİRİ Düşük profilli başkan kamuoyunu yanılttı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Başkanõ Mehmet Ali Şahin’in son açõklamalarõnõ eleştiren CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, “Düşük profilli başkan, kamuoyunu yanıltmış- tır” dedi. İnce, dün düzenlediği basõn top- lantõsõnda “Şahin’in bu yasama yılında yasalaşan 53 kanun teklifinden 31’inin muhalefet veya bağımsız milletvekille- rince verildiğini söylediğini; oysa bun- ların iktidar milletvekillerinin teklifle- riyle birleştiren teklifler olduğunu, or- tada uzlaşma, muhalefetin dediklerini yapma gibi bir durumun söz konusu ol- madığını” söyledi. İnce, 21. dönemde ya- zõlõ soru önergelerinin yüzde 82.2’si süre- sinde yanõtlanõrken, 23. dönemde bu ora- nõn yüzde 52.1 olduğuna dikkat çekti. İn- ce, “AKP döneminin milli iradeye say- gısı yüzde 52.1’dir. AKP demokrat de- ğildir, milli iradeye saygısı yoktur. Bunların milli irade söylemi de tıpkı gözyaşları gibi sahtedir. Bir türkü var, ‘makaram sarõ bağlar’ diye. Makaram sarı bağlar, Arõnç söyler, Recep ağlar, Recep söyler, Arınç ağlar. Türkiye’nin düştüğü durum budur” açõklamasõnõ yaptõ. İnce, “TBMM’nin, dokunulmaz- lık dosyası rekoru kırdığını, Meclis’te 672 dokunulmazlık dosyasının bekledi- ğini” vurguladõ. İnce, “Senin elini tutan mı var? Dokunulmazlıkların hepsini kaldıralım” diye Başbakan Erdoğan’a seslenirken, bürokratlarõn dokunulmazlõ- ğõndan yakõnan Başbakan’õn bürokratlarõn yargõlanmasõna izin vermediğini söyledi. ‘ŞİDDET DURSUN’ Haber Merkezi - Eşitlik ve Demokrasi Partisi (EDP) Ge- nel Başkanõ Ziya Halis, İne- göl ve Dörtyol’daki olaylarõn tekrarlanmamasõ, şiddetin ve gözyaşõnõn durmasõ için bütün siyasi partileri bir araya gel- meye, yurttaşlarõ sağduyulu olmaya çağõrdõ. Olaylarõn “amigoların, bir grup al- kollü kişinin işi” şeklinde de- ğerlendirilemeyeceğine dik- kat çeken Halis “Linç giri- şimleri gösteriyor ki, bu ül- kede şiddetten beslenen güçler, silahların susması yerine artmasını istiyorlar. Dün Maraş’ta, Sivas’ta Ale- vilere yönelik saldırıları te- tiklemek için, ‘Aleviler ca- milere saldõrdõ’ diyen zihni- yetle, bugün Kürtlere sal- dıran zihniyet aynıdır. Sal- dırının resmi güçler tara- fından beslenmelerinde de benzerlik vardır” dedi. EDP’den sağduyu çağrõsõ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear