25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
ekonomi@cumhuriyet.com.tr 30 TEMMUZ 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B PARA-META-PARA MUSTAFA SÖNMEZ Linç Kültürüne Karşı Demokratik Bilinç Bursa İnegöl’de başlayan Hatay Dörtyol’da süren provokasyon ve linç girişimleri, yeni bir döneme sürüklendiğimizi gösteriyor. Yaşananlar karşısında hükümetin, asker ve polisin gösterdiği tutum ise karşı karşıya bulunduğumuz durumun ne denli vahim olduğunu ortaya koyuyor ve uyarıyor. İnegöl’de yıllardır birlikte yaşayan Türk ve Kürt halkı, bir iki kişinin ticari meselesi bahane edilerek karşı karşıya getirilmiş, kent, ırkçı gruplar tarafından adeta teslim alınmıştır. Can ve mal güvenliğini sağlamakla görevli hükümet ve güvenlik güçleri ise görevlerini yeterince yapmış görünmüyor. Meseleye basit bir “amigo” şamatası teşhisi koymak, gerçekle yüzleşememenin yeni bir örneği. Dörtyol’da iki gün boyunca yaşananlar, AKP hükümetinin yangına körükle gittiğini bir kez daha ortaya koydu. Polis otosuna yapılan saldırıda 4 polisin hayatını kaybetmesinden sonra Kürt mahalleleri hedef gösterilerek çeteler eliyle adeta organize bir intikam hareketi başlatılmış görünüyor. Dörtyol’da polis karakolu önünde toplanan, sloganlar atarak burada saldırı hazırlıkları yapan gruplar emniyet güçleri tarafından adeta kollanmış ve desteklenmiştir. Söylenenlere bakılırsa, dışarıdan getirilip olayların fitilini ateşleme görevi verilen grup, daha sonra arkasına yüzlerce kişiyi katarak ilçeyi adeta teslim almış, Kürt yurttaşlarımıza ve demokratik güçlere karşı saldırıya geçmiştir. AKP hükümetinin, polisin ve askerin linç girişimcilerini “anlayışla” karşılayan tutumları, şehri teslim alan ırkçı gruplar karşısındaki davranışları, Sivas katliamını hatırlatıyor. Sivas’ta da saatlerce süren toplanma, heykel parçalama, kültür merkezine saldırı olayları yaşanmış ve ardından Madımak Oteli ateşe verilerek 35 aydın ve emekçi katledilmişti. Dörtyol’da güvenlik güçleri, parti binalarını basıp kırıp döken, tabelaları söküp Türk bayrağı asan, işyerlerinin camlarını kıran, talan eden ve ateşe veren güruh karşısında seyirci kalarak provokasyona güç vermiştir. Bu olaylarda ilk gün BDP bürosu saldırıya uğramış, ikinci gün ise EMEP ve ÖDP ilçe büroları tahrip edilmiştir. Tüm bunlar olurken, açılım fiyaskosunun mimarı İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın, polis ve askere bu tür gelişmelerin vahametine dikkat çekip polis ve askerin hiçbir vatandaşın canına ve malına zarar gelmeyecek her türlü tedbiri alması talimatını vermesi beklenirdi. Oysa durum nedir? Bakan Atalay, İnegöl’deki linç girişimlerini basit bir asayiş vakası olarak geçiştirme telaşında. Bakan, Dörtyol’da da Hatay valisi ile birlikte kışkırtıcı açıklamalarda bulunmuş, linç girişimlerine neredeyse destek ve güç vermiştir. AKP hükümeti, gerilimden beslenmek, referanduma ve seçimlere bu tehlikeli politika üzerinden gitmek istemektedir. Linç kültürü topraklarımızda yıllardır ilmek ilmek örülmektedir. Özellikle ülkenin batı illerinde, şehit cenaze törenleri ile asker sevkıyatları sırasında, “PKK terörünü lanetleme” adı altında bir Kürt düşmanlığı bilinçaltına zerk edilmektedir. İzlenen neoliberal politikalarla her geçen gün mülksüzleşen, kronik işsizlik yaşayan kitleler, şiddet iklimine sürüklenmekte, yaşadıkları sorunların nedeni olarak yer yer ekmeklerini kazanmak için batı illerine göçmüş Kürtler hedef gösterilmektedir. Yakın zamana kadar Kürt kimliğini bile reddeden zihniyet, demokratik mücadeleler karşısında bu inkârdan vazgeçmiş görünmesine rağmen, toplumda bir demokratik bilincin yerleşmesi için çaba göstermemiştir. Topraklarımızdaki etnik farklılıklar, bir zaaf değil, bir zenginliktir. Etnik farklılıklara saygı bilinci, toplumda sistemli bir çaba ile bir norm haline getirilmelidir. Oysa olan nedir? Sorun, açık ya da örtülü olarak “Kürtlerle yaşamanın zorluğu” noktasına taşınmıştır. Beyaz Türkleri temsilen Ertuğrul Özkök’ün diline doladığı, “had bildirme” densizliği, kahve esnafında “ya sev ya terk et” şeklinde ifadesini buluyor. Türk milliyetçiliği cephesinde bunlar olurken Kürt siyasetçiler de halkların yeniden kardeşleşmesi yerine kutuplaşmaya adeta seyirci kalmakta. Silahların susturulması konusunda hayırhah bir tutum sürdürürlerken “bölgesel demokratik özerklik” türü temelsiz, afaki önerileriyle, ayrılıkçı iddialarına malzeme vermekteler. Tüm demokratik kitle örgütlerinin, meslek örgütlerinin, sendikaların, siyasi parti ve örgütlerin Türkiye’de etnik farklılıklara saygıyı, Kürt ve diğer tüm etnik kimliklerin haklarına saygıyı özümsemiş demokratik bir kültürü egemen kılması gerekiyor. Bu söylemin, toplumun en alt kesimlerine kadar tüm kitle örgütlerinde, okullarda, camilerde, medya organlarında yaygınlaştırılması boynumuzun borcu olmalıdır. Burnumuzun dibinde, Yugoslavya’da olanları yeniden ve yeniden hatırlamalı, linç kültürüne, antidemokratik milliyetçi, ırkçı politikalara karşı kardeşliği, yalnız kardeşliği esas alan demokratik bilinci savunmalı ve yaymalıyız. Bağdat harap olmadan… mustafasnmz@cumhuriyet.com.tr http://mustafasnmz.blogspot.com FINDIK İŞÇİSİ YOLA ÇIKTI İncirde yükleme isyanı TEVFİK AKBAŞ AYDIN - Aydõn’daki incir üreticileri, ih- racatçõlarõn belirlediği 25 Ekim 2010 ilk yük- leme tarihine tepki göstererek “Zaten zor durumda olan üreticinin önüne niçin böyle bir engel konuluyor” dedi. Geçen yõl taze incirde rekolte yüksek ol- masõna karşõn, eylülde yağan yağmurlar ne- deniyle üretici sezonu zararla kapatmõştõ. İncirliova Ziraat Odasõ Başkanõ İhsan Ayaydın, Aydõn’daki kuru incirin yüzde 90’õnõn ihraç edildiğini anõmsatarak tarihin geç olduğunu belirtti. Ayaydõn, yükleme ta- rihinin serbest bõrakõlmasõnõ istedi. PTT çalõşanlarõ bugün iş yavaşlatõyor MUSTAFA ÇAKIR ANKARA - PTT çalõşanlarõ sorun- larõna dikkat çekmek amacõyla bugün Türkiye genelinde iş yavaşlatma eyle- mi yapacak. “Bıçak kemiğe dayandı. İş yükünün altında eziliyoruz” diyen PTT çalõşanlarõ, eylemlerinden bir so- nuç elde edemezse iş bõrakma ve grev dahil tüm haklarõnõ kullanacak. PTT emekçileri bugün Posta İş- leme Merkezleri’nde işe 1 saat geç başlayacak. PTT merkez ve şubele- rindeki gişe işlemlerinde de iş ya- vaşlatacak. Haber-Sen, eylemin ge- rekçelerini şöyle sõraladõ:  PTT gişelerinde ödeme ve tahsilat õn yoğun olduğu ayõn 15 ile 30’u ara- sõnda bir memur günde 250-400 işlem yapõyor. Bu sayõ 800’e kadar çõkõyor.  PTT Genel Müdürlüğü Hizmet Standartlarõ Çizelgesi’ne göre, Türk Telekom, cep telefonu, doğalgaz, su, elektrik fatura tahsilatõ vb. işlemleri ger- çekleşme süresi 30 saniye, emekli ma- aş ödemeleri, prim tahsilatõ gibi işlem- ler 3 dakika olarak belirlenmiştir. Ya- saya göre günde 8 saat yani 480 daki- ka çalõşmasõ gereken bir gişe memuru- nun 400 işlem yapabilmesi için insani ihtiyaçlarõnõ karşõlamak için tuvalete bi- le gitmemesi, hatta su içmek için bile ara vermemesi gerekiyor.  İşyerlerinde günlük çalõşma süre- leri yasalara aykõrõ olarak günde 10-12 saate çõkõyor. PTT çalõşanlarõnõn bu ça- lõşma koşullarõ karşõsõnda dayanacak gü- cü kalmadõ. İtiraz edildiğinde “Beğen- miyorsan gidersin, bu işi ayda 600- 700 liraya yapacaklar var” deniliyor.  AKP hükümeti ve PTT Genel Müdürlüğü sorunlarõn çözümünü ta- şeronlaştõrmada ve özelleştirmede gö- rüyor. PTT’yi anonim şirkete dönüş- türmeyi ve PTT hizmetlerini serbest piyasa açmayõ düzenleyen Posta Hiz- metleri Yasa Tasarõsõ Bakanlar Ku- rulu’nda imzaya açõldõ. Fındık toplama sezonunun başlamasıyla Diyarbakır’dan trenle Sakarya’ya hareket eden 600 fındık işçisi yaklaşık 32 saat yolculuğun ardından Arifiye Tren Garı’na ulaştı. Arifiye Tren Garı Müdürü Sinan Binici, Türkiye Cum- huriyeti Devlet Demiryolları’nın Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden fındık top- lamak için Batı Karadeniz’e gelecek tarım işçilerinin taşınması amacıyla 9 özel treni sefere koyduğunu, son trenin 12 Ağustos’ta hareket edeceğini belirtti. Fındık işçisi Süleyman Aydınlı da Diyarbakır’dan 20 kişiyle geldiklerini be- lirterek, “İki günde geldik. 26 yıldan beri fındık toplamaya gidiyorum. Ço- luk çocuk için yolculuk zor oluyor. 40 saat yolculuk kolay değil” dedi. Değişen bir şey yok: Zengin yine zengin, fakir yine fakir Ekonomi Servisi - Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) gelir dağlõmõ araştõrmasõna göre, Türkiye’de zengin yine zengin, fakir yine fakir olarak kaldõ. Ge- lir dağõlõmõnda herhangi bir değişiklik gözlenmediğini ortaya koyan araştõrmaya göre, en yoksul yüzde 20 ile en zengin yüzde 20 arasõndaki gelir farkõ, 2008’de, bir önceki yõlda olduğu gibi 8.1 katta kaldõ. Araştõrmanõn yapõldõğõ 2008 itibarõyla Türkiye’de 69 milyon 231 bin kurumsal olmayan nüfus bulunu- yor. Kurumsal olmayan sivil nüfus, kurumsal yerler- de değil, hanelerde ikamet eden nüfus anlamõna ge- liyor. Başka bir deyişle, okul, yurt, otel, çocuk yuva- sõ, huzurevi, özel nitelikteki hastahane, hapishane ya da kõşlada oturanlar dõşõndaki nüfusu ifade ediyor. Araştõrmaya göre; Türkiye’de ortalama yõllõk ha- nehalkõ kullanõlabilir geliri, 2008’de 19 bin 328 YTL, ortalama yõllõk eşdeğer hanehalkõ kullanõlabi- lir gelir 8 bin 372 YTL olarak belirlendi.  İstanbul bölgesi, 11 bin 881 YTL ile ortalama yõl- lõk eşdeğer hanehalkõ kullanõlabilir geliri en yüksek bölge oldu. En düşük ortalamaya sa- hip bölge ise 4 bin 193 YTL ile Güneydo- ğu Anadolu Bölgesi oldu.  Maaş ve ücretler, yüzde 41.9 ile top- lam gelir içinde en fazla paya sahip gelir türü. Bunu, yüzde 22.4’lük oranla müteşebbislik gelirleri izliyor.  Nüfusun yüzde 16.7’si, yoksulluk riski altõnda.  Kentsel yerlerde oran yüzde 15.2, kõrsal yerlerde yüzde 14.2 olarak hesaplandõ.  Yüzde 61’i kendilerine ait konutta oturuyor.  Yüzde 39’unun konutunda “sızdıran çatı, nem- li duvarlar, çürümüş pencere çerçevesi ve benze- ri” sorunlar söz konusu.  Yüzde 57.7’sinin hanesinin taksit ödemeleri ve borçlarõ bulunmakta, bu borç ödemeleri, yüzde 25’inin hanesine çok yük getiriyor. Nüfusun yüzde 59’u iki günde bir et, tavuk yiyemiyor. En alttaki 14 milyon kişilik kesim toplam gelirin yalnõz yüzde 6’lõk kõsmõnõ alõyor. Gelirin yarõsõ yüzde 20’lik kesimin elinde. Yüzde 89’u bir haftalõk tatil yapamõyor. Ekonomi Servisi - 3G’nin birinci ya- şõ itibarõyla 3G teknolojisi temelli yeni çö- zümlerin, teknolojiden eğitime, sağ- lõktan ulaşõma kadar birçok farklõ ala- na yeni bir boyut kazandõrdõğõnõ belirten Avea Üst Yöneticisi (CEO) Erkan Akdemir, “Şu an ‘3.9 G’ olarak bilinen, HSPA teknoloji- siyle 21 Mbps hızlarda hizmet su- nabiliyoruz. Dünyadaki 63 HSPA destekleyen operatörden biriyiz. Bu da Avrupa ve Ame- rika’daki 3G şebekelerine kı- yaslandığında çok daha hızlı data trafiği imkânı sağladığı- mız anlamına geliyor” dedi. Yazõlõ bir açõklama yapan Ak- demir, özetle şunlarõ vurguladõ:  Geçen yõl, yeni şebe- ke yatõrõmlarõmõzõ yaparken Ericsson firmasõ ile gerçekleştirdiğimiz LTE denemelerinde kul- lanõcõ başõna 150 Mbps hõzlara ulaştõk. Bugün 81 ilde 3G yatõrõmõmõz var ve tüm Türkiye’de kapsama ve servis kalitemizi art- tõrmak için yatõrõmlarõmõza devam ediyoruz. Şu an ‘3.9 G’ olarak bilinen, HSPA teknolo- jisiyle 21 Mbps hõzlarda hizmet sunabiliyoruz. İhtiyaca göre bunu 42 veya 84 Mbp’a çõkar- maya hazõr şekilde şebekemizi kuruyoruz. Dünyadaki 63 HSPA destekleyen operatörden biriyiz. Bu da Avrupa ve Amerika’daki 3G şe- bekelerine kõyaslandõğõnda çok daha hõzlõ data trafiği imkânõ sağladõğõmõz anlamõna geliyor.  3G hayatõn her alanõna hõz ve kolaylõk kavramlarõnõ getirdi. Türkiye’nin tek Ar-Ge sertifikasõna sahip operatörü olarak elimizdeki bu büyük Ar-Ge gücünü kullanarak 3G alt- yapõsõ hatta 4G altyapõsõ üzerine ürünler ge- liştiriyoruz.  Türkiye’de teknolojiye son derece me- raklõ, gelişmeleri takip eden genç bir nüfus var. Bu durum önümüzdeki dönemde pazardaki 3G abone sayõsõnõ hõzla arttõracak.  Biz Avea olarak, 2010 ilkyarõsõ itibarõy- la 11.5 milyon aboneye sahibiz. 3G abone sa- yõmõz da müşteri tabanõmõzõn yüzde 10’unu oluşturuyor. Avea olarak toplam mobil inter- net kullanõmõmõzõn yüzde 70’e yakõnõ artõk 3G şebekesi üzerinden yapõlõyor. “1 hiç 7.5’ten büyük olur mu?” diyen Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv, kendi sorusunu kendi cevapladõ: Bizde oldu; 3G için bir yõlda yaptõğõmõz yatõrõm 2G için 7.5 yõlda yaptõğõ yatõrõmõ geçti. 3G’nin Diyarbakõr’daki hõzõ Paris’i 4’e katladõ. Türkiye’deki 3G hızının Moskova, Londra, Paris gibi dünyanın sa- yılı merkezlerinden çok daha fazla olduğunu söyleyen Turkcell Ge- nel Müdürü Süreyya Ciliv, bunun testini bir grup gazetecinin ta- nıklığında aynı gün Diyarbakır ve Paris’te gerçekleştirdi. Sabah sa- atlerinde Diyarbakır’da gerçekleştirilen testte 13.8 Mbps hız elde edi- lirken Avrupa’nın göbeğindeki Paris’te hizmet veren operatörlerin hızları yalnızca 3.9 Mbps’de kaldı. Buna göre Diyarbakır’daki Turk- cell’liler, Paris’te yaşayanlara göre 4 kata yakın daha hızlı mobil ile- tişim olanağından faydalanabiliyor. Kısa süre önce bağımsız öl- çümleme firması IRIS Telekom tarafından Diyarbakır, İstanbul, Trab- zon, Paris, Londra ve Berlin’de gerçekleştirilen hız testlerinde ben- zer veriler elde edilmiş ve Turkcell, “Ortalama Mobil İnternet Hı- zı” açısından Türkiye ve Avrupa’da hizmet veren 15 operatör ara- sında ilk sıraya yerleşerek birincilik sertifikası almıştı. Turkcell formülü: 1>7.5 Ekonomi Servisi - Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv, geçen 30 Temmuz’da hizmete giren 3G tek- nolojisi için 1 yõlda yaptõklarõ ya- tõrõmõn önceki 7.5 yõlda 2G için yaptõklarõ yatõrõmõ aştõğõnõ belirte- rek “Matematik olarak 1, 7.5’ten fazla olamaz. Ama Turkcell’de oldu. Türkiye’nin Turkcell’i 1 yılda nüfusumuzun yüzde 80’ini 3G kapsamına aldı. Yıl sonuna kadar bu oranı yüzde 90’a çı- karmayı hedefliyoruz” dedi. Büyüme stratejilerini dünyanõn en güçlü altyapõsõnõ kurarak gerçek- leştirmek istediklerini, bunun için de kriz yõllarõnda bile teknolojiye rakiplerinden ve dünyanõn en önemli operatörlerinden daha faz- la yatõrõm yaptõklarõnõ belirten Ciliv, IRIS’nin Telekom tarafõn- dan bütün dünyada yapõlan test- lerde, performansa göre dünyanõn en iyi 10 3G santralõndan 8’inin Turkcell’de olduğunun belirlen- diğini belirtti. Turkcell’in veri aktarõmõnda ulaştõ- ğõ düzeyi kanõtlamak için bir grup basõn mensubu ile birlikte önce Di- yarbakõr’a sonra Paris’e geçen Ciliv, özetle şunlarõ vurguladõ:  Turkcell, 2G’de 7.5 yõlda ger- çekleştirdiği şebeke yatõrõmõnõ 3G için bir yõlda gerçekleştirdi. Dünyanõn en hõzlõ 3G şebekele- rinden birini kurarak Türkiye nüfusunun yüzde 80’ine bu tek- nolojiyi ulaştõrdõ. Yõl sonunda bu oran yüzde 90’a çõkacak.  Turkcell’in 3G konusundaki õs- rarcõ tutumu, vizyonu, yatõrõmla- rõ ve teknolojisi sayesinde bugün dünyadaki teknolojik trendi ya- kalamak mümkün. Bilgiye erişe- bilme konusunda fõrsat eşitliği yaratma ilkesini benimsiyoruz. Bunun yolu, 3G şebekesinin etkin ve verimli kullanõmõnõn yaygõn- laştõrõlmasõdõr.  3G’den en fazla abonenin fayda- lanmasõ, sosyoekonomik gelişi- min de tetikleyicisi olacaktõr.  Bilgi Teknolojileri ve İletişim Ku- rumu verilerine göre birinci çey- rekte Türkiye’deki 3G’li abone sayõsõ 6’sõ Turkcell’li olmak üze- re 8.7 milyondu. Bir yõlda toplam 450 bin VINN, netbook ve note- book satõşõ gerçekleştirdik. 1.4 milyon Turkcell abonesi, toplam 1.5 milyon saat görüntülü görüştü.  Son bir yõldaki mobil data kulla- nõmõ, önceki 7.5 yõlõn toplamõna gö- re 16 kat fazla arttõ.  En çok görüntülü görüşme yapan il ve ilçeler sõrasõyla Ankara-Çan- kaya, İstanbul-Fatih, Diyarbakõr- Bağlar, İstanbul-Kadõköy, İstan- bul-Bağcõlar, Trabzon-Merkez, Ela- zõğ-Merkez, İstanbul-Şişli, İstanbul- Üsküdar ve Adana-Seyhan oldu. Bu 10 lokasyonda toplam 230 bin sa- at görüntülü görüşme yapõldõ.  Mobil TV’den bugüne dek 10 mil- yon dakikanõn üzerinde televiz- yon izlendi. Üçüncü nesil cep telefonlarõ, ki buna kõsaca 3G deniyor, bundan bir yõl önce yaşamõmõza girdi. Çeşitli nedenlerle ihale geciktiği için Türkiye’ye geç gelen bu olanaktan, şu anda toplam 9.5 milyon abone yararlanõyor. 3G’li yaşamõn olanaklarõ açõsõndan ise Türkiye’deki abonelerin hiçbir eksiği yok, aksine Turkcell’in yaptõğõ testlerden de belli olduğu gibi, veri aktarõm hõzõ Türkiye’de çok daha yüksek. 3G ile çok şey yapabiliyoruz; ? Şehir hatlarõ vapurundayken ister laptopla ister cepten internetten gazete okuyabiliyoruz. ? Futbol maçõnda gol olduğunda arkadaşõmõzõ görüntülü arayõp sevincimizi paylaşõyoruz. ? İşten eve giderken otobüste, dolmuşta, serviste televizyon seyredebiliyoruz. ? Gezdiğimiz, gördüğümüz yerlerin videosunu çekip anõnda Facebook’tan paylaşõyoruz. ? İşteyken evdeki çocuğumuzun uyuyuşunu, odasõnda oynamasõnõ telefondan izleyebiliyoruz. ? Arkadaşõmõzõn doğum gününü video mesajla kutlayabiliyoruz. ? Otobüste giderken gncplay’den binlerce şarkõ dinleyebiliyor, hatta mp3’leri hõzlõca cebimize indirebiliyoruz. ? Alõşverişteyken hangi çantayõ alacağõmõzõ arkadaşõmõza görüntülü görüşme ile gösterip fikrini sorabiliyoruz. ? Arkadaşlarõmõzõn bahsettiği komik videolarõ, hemen cepten internete girerek arayõp anõnda izleyebiliyoruz. ? Bankamõzõ görüntülü çağrõ merkezinden arõyor, kredi kartõmõzla işlem yapabiliyoruz. ? Müşteriyle görüşmeye netbook ile gidiyoruz. ? Askerdeki oğlumuzu özlediğimiz zaman görüntülü görüşme ile arayabiliyor, yurtdõşõndaki akrabalarõmõzla görüntülü görüşebiliyoruz. ? Evden, işten uzaklaştõğõmõzda yanõmõza 3G modemimizi almamõz yetiyor. ? Ortalama 700 MB’lik bir sinema filmini, örneğin Titanic’i yaklaşõk 6.5 saatte indirirken 3G teknolojisi ile birkaç dakikada indirebiliyoruz. ? Ekonomiye de katkõsõ oldu. GFK Türkiye tarafõndan hazõrlanan Türkiye Tüketici Teknolojisi Ürünleri Pazarõ Araştõrmasõ’nõn (GFK TEMAX) 2010 ilk çeyrek sonuçlarõna göre Telekom sektörü 3G lansmanõ sayesinde 2009’un ikinci çeyreğinden itibaren hõz kazanarak yükseliş trendine girdi. ? 2010’un ilk çeyreğinde sektör 2009’un ilk çeyreğine oranla yüzde 63.8 büyüyerek 992 milyon lira ciro elde etti. Telekom sektörü beyaz eşyanõn önüne geçerek en büyük paya sahip sektör oldu. Birinci yılında3G DİYARBAKIR SAAT 10.00 ‘Dünyadaki 63 HSPA destekleyen operatörden biriyiz’ diyen Avea Üst Yönetici’si Akdemir, “Bu da dünyadakilerden çok daha hõzlõ data trafiği sağladõğõmõzõ gösteriyor” dedi. Avea da Avrupa ve ABD’den hızlı Erkan Akdemir PARİS SAAT 19.00
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear