Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
29 TEMMUZ 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 5
Nasıl da hava atıyorlar öyle...
Nasıl da demokratçılık oynuyorlar...
Hepsi esip gürlüyor... Olup
bitenleri, “kışkırtıcı ajanlar var”
deyip geçiştiriyorlar... Hele etnik bir
çatışmanın işaret fişeğinin atıldığı
Hatay Dörtyol’da yaşananlar için
“kışkırtıcıların işi” deyip şöyle
devam ediyorlar:
“12 Eylül’de yapılacak
halkoylaması öncesi iç ve dış
güçlerin AKP’yi yıpratma
eylemi!”
Türkiye böylesine tehlikeli bir
dönemden geçiyor.
Elbet dört polisimizin şehit
düşmesi içimizi yaktı. O ayrı bir
konu. Dörtyol’da yaşayan Kürt
yurttaşlarımızın işyerlerinin yakılıp
yıkılması, evlerinin kuşatılması
doğru mudur?
Polisin görevi, yaşanan acıya,
gözyaşına karşın Kürt kökenli
yurttaşlarımızın can güvenliğini
sağlamaktır bir hukuk
devletinde...
12 Eylül’de yapılacak
halkoylaması sanki Türkiye’de
demokrasiyi ve özgürlükleri
genişletecek.
Hepsi palavra...
12 Eylül yasaları yerli yerinde
duruyor... YÖK ele geçirilmiş,
dokunulmuyor... RTÜK yerli
yerinde...
Yüzde 10 engeli karşımızda...
Sendikalar Yasası, Partiler ve
Seçim Yasası değişmemiş, aynen
kalmış...
12 Eylül ve darbecilerden hesap
sorulacakmış!
Haydi sandık başına benim
yurdumun insanı!
Ramazan da geliyor, iftar
çadırları da kurulacak, gıda
torbaları da dağıtılacak, kömür de.
Al karşına dört hukukçu, otur
maddeleri tartıştır, işin içinden
çıkamaz hale getir.
Hep söylerim, bir başkadır benim
memleketim...
HSYK şu özel yetkili savcıları
atamadı mı?
Bu atamalar yapılırken akıllarına
ne Ergenekon geldi, ne de Balyoz
filan...
Eh devrimciler ve sosyalistler
var nasıl olsa... Onlar en büyük
tehlikedir Türkiye için...
Kalkarlar devrim-mevrim
yaparlar, ne olur ne olmaz!
Solcuları, sosyalistleri,
devrimcileri ezmek, yok etmek için
yürür bu kurulu düzen.
Bir evi basar, işi bir örgüte
bağlarsın... Zindanlara atar orada
çürütürsün olur biter!
Böyle olmadı bu kez!
İş sonunda askerlere dokundu,
Cihaner gibi onurlu savcılara!
Bir dönem “demokratik açılım”
masalıyla uyuttular... Dağdan
inenleri bando mızıkayla
karşıladılar...
Baktılar ki toplum da büyük bir
tepki var, açılımı bir kenara bırakıp
12 Eylül’le hesaplaşma numarasını
gündeme getirdiler.
Televizyonda “Anayasa
Muhafızları” var. AKP’nin her
konuda bilgi sahibi kalemşorleri...
Spordan bilime, siyasetten
hukuka, ekonomiden edebiyata,
sinemadan tiyatroya değin her
konuda bilgi sahibi tosuncuklar...
Atarlar tutarlar, sağa sola
saldırırlar...
1930’ları dillendirip şöyle derler:
“O zaman Türkiye’de dikta vardı,
demokrasi ve özgürlükler yoktu!”
Vardı diyen mi var tosuncuğum!
Olsun onlar konuşurlar, 27
Mayıs’a gelirler, oradan 12 Mart,
12 Eylül ve 28 Şubat’a...
28 Şubat, Erbakan’ın tarihin
çöplüğüne atıldığı, “Milli Görüş”ün
yaramaz çocuklarının gömleklerini
değiştirip neoliberal kimliğe
büründüğü yıllardır.
Bir erken seçim ve AKP
iktidardadır tek başına...
2002’den 2010’a uzanan bir yol
haritası.
Öyküyü uzun uzun anlatmaya
gerek yok!
Küresel sermaye balıklama
Türkiye’ye dalınca, dağlarımız,
koylarımız, büklerimiz,
ovalarımız satılınca, limanlarımız
yabancılara teslim edilince geriye
ne kaldı Tanrı aşkına söyleyin?
Şu anayasa tartışmalarını da
izleyin göreceksiniz.
22 madde değiştirildi...
Zaten CHP, MHP ve AKP 20
maddede anlaşmamış mıydı!
Geriye kalıyor iki madde...
İşte 12 Eylül’de bu 20 maddenin
oylaması yapılacak...
Ben tartışmaları izledikçe içim
daralıyor ve televizyonu
kapatıyorum.
Piyasada çok sayıda sahte
sosyalist, devrimci ve yurtsever
var...
Hepsi dönek takımından!
Sıkıştıklarında “solculuk
taslayıp” şöyle diyorlar:
“Biz 12 Eylül reformunda askeri
vesayeti oylayacağız. Bugünkü
Anayasa Mahkemesi kendisini
TBMM’nin önünde görüyor.
Yargılama hakkı yokken esasa göre
yargılıyor...”
Gelişmiş tüm Avrupa ülkelerinde
“yüksek yargı”nın olup olmadığını
bilmiyor liboş tayfa...
Bu darbeleri üç-beş general,
subay kafa kafaya verip de mi
yaptılar, yoksa ABD’den ve
NATO’dan onay alarak mı?
Sen askeri vesayete karşısın
anladık...
Peki, sivil vesayete girmeyi nasıl
içine sindiriyorsun?
Ağzından bal damlıyor ama 12
Eylül faşizminin ürünü olan
Sendikalar Yasası, Siyasi Partiler
Yasası, Seçim Yasası, lider
egemenliği, yüzde 10 barajı niçin
aklının ucuna gelmiyor senin?
Ben 12 Eylül’de anayasa
oylamasında “hayır” oyu
vereceğim...
Çünkü AKP iktidarının neoliberal
politikalarına, dinci ve tarikatçı
kuşatmaya karşıyım...
12 Eylül’ün getirdiği YÖK’ü
RTÜK’ü kaldırın bakayım...
İndirin seçim barajını yüzde 5’e ya
da “Milli Bakiye” sistemine geçin...
Değiştirin 12 Eylül’ün yasalarını!
Var mısınız yok musunuz?
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
AKP’nin Oyunu ve Etnik Çatışma...
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69
Kõlõçdaroğlu:Dubaianlaşmasındakoşulyoksamilyardolarlıkhibeyinedenreddettiniz?
Erdoğan’a yeni soruİSTANBUL/ANKARA
(Cumhuriyet) - CHP Genel
Başkanõ Kemal Kılıçdaroğlu,
“Recep Bey’e izninizle bir so-
ru daha sorayım. Mademki
Dubai’deki anlaşma hiçbir
koşul öngörmüyordu, siz mil-
yar dolarlık bir hibeyi hangi
gerekçeyle reddettiniz?” dedi.
Kõlõçdaroğlu’nun Ordu mi-
tinginde Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan’a yönelttiği “iha-
net” suçlamasõyla gündeme ge-
len Dubai Anlaşmasõ, gündem-
deki yerini koruyor. THY’ye ait
uçakla dün Ankara’dan İstan-
bul’a gelen Kõlõçdaroğlu, Ata-
türk Havalimanõ’nda gazeteci-
lerin sorularõnõ yanõtladõ. Kõ-
lõçdaroğlu, bir gazetecinin AKP
Genel Başkan Yardõmcõsõ Hü-
seyin Çelik’in “27 Nisan bil-
dirisinin AKP’yi yeniden ik-
tidara getirmek için kurgu-
landığı, Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan ile eski Genel-
kurmay Başkanı emekli Or-
general Yaşar Büyükanõt ile
çıkar ilişkisi içinde olduğu” id-
diasõna ilişkin söylediği “Bu
iddiaya sağlar değil, ölüler
bile güler” sözlerini nasõl de-
ğerlendirdiğini sordu. CHP Ge-
nel Başkanõ Kõlõçdaroğlu, bu
soruya “Benim muhatabım
Recep Bey. Recep Bey yanıt
verirse ben de ona sorarım.
Madem sordunuz, Recep
Bey’e izninizle bir soru daha
sorayım; Mademki Du-
bai’deki anlaşma hiçbir koşul
öngörmüyordu, siz milyar do-
larlık bir hibeyi hangi gerek-
çeyle reddettiniz? Recep Bey
buna cevap versin sonra ko-
nuşacağız” dedi.
Kõlõçdaroğlu, Çelik’in “Eski
Genelkurmay Başkanı Yaşar
Büyükanıt’a alınan zırhlı ara-
cın Genelkurmay bütçesin-
den alındığı”na ilişkin açõkla-
masõna yönelik soru üzerine de
Genelkurmay bütçesinin de dev-
let bütçesi olduğunu söyledi.
Kõlõçdaroğlu, dün CHP genel
merkezinde düzenlenen Kadõn
Kollarõ İl Başkanlarõ toplantõ-
sõnda bir konuşma yaptõ. Kõlõç-
daroğlu, toplantõya gelişi sõra-
sõnda “CHP’nin oylarında an-
lamlı bir artış olmazsa, genel
başkanlığı bırakırım” sözleri
anõmsatõlarak yöneltilen bir so-
ru üzerine “Sözlerim gayet
açık. Oylarda anlamlı bir ar-
tış olmadığı takdirde, genel
başkanlık yapmanın âlemi
yok” dedi. Gazetecilerin “An-
lamlı, kelimesinden neyi kas-
tediyorsunuz” sorusu üzerine
ise Kõlõçdaroğlu, “Anlamlı söz-
cüğünde bütün bunların hep-
si yatıyor” demekle yetindi.
Kõlõçdaroğlu, toplantõda yap-
tõğõ konuşmada “Türkiye’nin
iyi yönetilmediğini, ülkenin
açılım politikalarıyla karıştı-
rıldığını” söyledi. Kõlõçdaroğlu,
“Şimdi bir Başbakanımız var,
kadın-erkek eşitliğine inan-
mıyor. Türkiye’deki bütün
kadınlara sesleniyorum;
eğer, bu ülkede özgür
çalışan, üreten, alın te-
ri döken, evini geçin-
dirmek için çaba har-
camayı göze alan bir
kadınımız, Başbakan’ın
bu söylemi karşısında
sandığa gittiği zaman,
‘Niçin ben bu ülkede
ikinci sõnõf yurttaş ko-
numuna getiriliyorum’
diye sormalıdır ve Baş-
bakan’ı sorgulamalı-
dır” dedi. İktidarõn yan-
lõş uygulamalarõyla sos-
yal devletin temeline di-
namit koyduğunu kay-
deden Kõlõçdaroğlu, söz-
lerini şöyle sürdürdü:
“Toplumdaki öfkenin
nereden, nasıl ortaya
çıkacağını kim biliyor?
İnegöl’de çıktı, Dört-
yol’da çıktı. Bu ülkede
herkesin karnı doysay-
dı, bu ülke huzurlu bir
toplum olsaydı bu tab-
lolar yaşanır mıydı?”
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- AKP Genel Başkan Yardõmcõsõ Hü-
seyin Çelik, CHP Genel Başkanõ
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Genelkur-
may’õn 27 Nisan bildirisinin AKP’yi
yeniden iktidara getirmek için hazõr-
landõğõ yönündeki iddiasõna sert yanõt
verdi. Çelik, “Bu zavallı iddiaya
göre, Sayın Başbakan’la Sayın Bü-
yükanõt pazarlığa oturmuşlar, Sayın
Başbakan Sayın Büyükanıt’a demiş
olmalı ki ‘Ver bir muhtõra biz yeni-
den iktidara gelelim, siz de kapõn zõrh-
lõ arabayõ’ Öyle mi? Bu iddiaya
sağlar değil ölüler bile güler Sayın
Kılıçdaroğlu” dedi.
Çelik, partisinin genel merkezinde
düzenlediği basõn toplantõsõnda gün-
demdeki gelişmelere ilişkin değer-
lendirmelerde bulundu. Kõlõçdaroğ-
lu’nun iddiasõna değinen Çelik, şöy-
le devam etti: “‘Pes doğrusu’ diyo-
rum. Gerçekten siz kendi iddianı-
zı ciddiye alıyor musunuz? Bu
mantığa göre Cumhurbaşkanı se-
çimini engelleyen ve meseleyi Ana-
yasa Mahkemesi’ne taşıyan Sayın
Kılıçdaroğlu’nun partisi CHP, ma-
lum ve meşhur 367 kararını veren
Anayasa Mahkemesi de AK Par-
ti’nin yeniden iktidara gelmesi için
tıpkı Sayın Büyükanıt gibi AK
Parti’yle çıkar işbirliği yapmış de-
mektir. Buna ne dersiniz Sayın
Kılıçdaroğlu? Sizce Balyozcular,
Sarıkızcılar, Ayışığıcılar, Yaka-
mozcular, Eldivenciler, Kafesçi-
ler, Poyrazköycüler ve bilumum
Ergenekoncular da AK Parti ile giz-
li bir ittifak içinde olabilirler mi?”
Çelik, Kõlõçdaroğlu’nun, 2003 yõ-
lõnda dönemin ekonomiden sorumlu
Devlet Bakanõ Ali Babacan’õn ABD
yetkilileriyle imzaladõğõ bir anlaş-
mayla ilgili ithamlarda da bulundu-
ğunu da anõmsatarak ABD ile 8.5 mil-
yar dolar krediye çevrilebilir, 1 mil-
yar dolar hibe için anlaşma imzalan-
dõğõnõ söyledi. Çelik, Türkiye’nin
ekonomik şartlarõnõn iyileşmesi üze-
rine krediye gerek görülmediğini,
anlaşmanõn TBMM’ye gönderilme-
den Dõşişleri bakanlõklarõ arasõnda no-
tayla iptal edildiğini bildirdi.
KILIÇDAROĞLU’NA YANIT
BAŞBAKAN ERDOĞAN
Çelik
‘zirve
sırrını’
sulandırdı
AKP tatmin olmadı
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanõ Kuzu, CHP’nin 35. maddeye
ilişkin önerisinin mevcut düzenlemeden farklõ olmadõğõnõ savundu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- CHP, TSK İç Hizmet Yasasõ’nõn
35. maddesinin değiştirilmesi için
TBMM Başkanlõğõ’na yasa önerisi
vermeye hazõrlanõrken AKP yöne-
timi, CHP’nin hazõrladõğõ öneriye sõ-
cak yaklaşmadõ. TBMM Anayasa
Komisyonu Başkanõ Burhan Kuzu,
CHP’nin “TSK’nin görevinin par-
lamenter rejimin işlerliği çerçe-
vesinde ve anayasaya bağlı olarak
Cumhuriyeti korumaktır” biçi-
minde önerdiği düzenlemenin mev-
cut durumdan farklõ olmadõğõnõ söy-
ledi. AKP Grup Başkanvekili Bekir
Bozdağ ise CHP’nin önerisinin içe-
riğine bakarak bir değerlendirme
yapacaklarõnõ bildirdi.
CHP’nin 35. madde önerisini bu-
gün TBMM Başkanlõğõ’na sunmasõ
bekleniyor. AKP, CHP’nin önerisinde
yer alacak “parlamenter rejimin iş-
lerliği çerçevesinde ve anayasaya
bağlı olarak Cumhuriyeti koruma”
ifadesine sõcak yaklaşmadõ. TBMM
Anayasa Komisyonu Başkanõ Burhan
Kuzu, bu önerinin özü itibarõyla
mevcut hükümden farklõ olmadõğõnõ
söyledi. Mevcut metinde bir ifade ol-
masa da parlamenter rejimin kaste-
dildiğini kaydeden Kuzu, “Eğer bu
çerçevede darbe yapılırsa meşru
mu olmuş olacak, ne yapmak isti-
yorlar anlaşılır gibi değil” dedi.
CHP’nin asõl hedefinin referandum
sürecini sulandõrmak olduğunu ileri
süren Kuzu, “Özü itibarıyla fark
yoktur, zaten metinler darbelere
dayanak oluşturulmaz” diye ko-
nuştu.
AKP Grup Başkanvekili Bekir
Bozdağ, CHP’nin önerisini TBMM
Başkanlõğõ’na verdikten sonra resmi
olarak metni inceleyip bir değerlen-
dirme yapabileceklerini söyledi. Boz-
dağ, “CHP’nin vereceği öneri, ay-
nı zamanda yaklaşımlarının esası-
nı da ortaya koyacaktır. Nasıl bir
öneri getireceker, demokrasiyi ve
hukuk devletini mi güçlendiriyor,
yoksa 35. maddeyi mi güçlendiri-
yor? Bir ortaya çıksın teklifleri,
sonra bir değerlendirme yapaca-
ğız” diye konuştu.
İP: Değişiklik resmi gazetede yasal sürede yayõmlanmadõ
‘Referandum ertelensin’
ANKARA/İSTANBUL (Cum-
huriyet Bürosu) - İşçi Partisi, 12 Ey-
lül’deki referandumun ertelenmesi
için Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK)
başvurdu.
Partinin Genel Sekreteri Hasan
Basri Özbey, YSK önünde gazete-
cilere yaptõğõ açõklamada, halkoy-
lamasõnõn gerekli olan 120 günlük
sürenin dolmasõnõn ardõndan 12 Ey-
lül’de yapõlacağõnõ anõmsattõ. Ana-
yasa paketinin bazõ maddelerinin
Anayasa Mahkemesi’nce iptal edil-
diğini söyleyen Özbey, gerekçeli ka-
rarõn Resmi Gazete’de henüz ya-
yõmlanmadõğõnõ belirtti. Halkoyuna
sunulacak değişikliğin en az 120 gün
önce Resmi Gazete’de yayõmlan-
masõ gerektiğini savunan Özbey,
şunlarõ söyledi:
“Anayasanın 153. maddesine
göre Anayasa Mahkemesi’nin ip-
tal kararları gerekçesi yazılmadan
açıklanamaz ve Resmi Gazete’de
yayımlanarak yürürlüğe girer.
Referandum için belirlenen 120
günlük sürenin 75 günlük bölümü
geçmiştir. Buna karşın halk oyu-
na sunulacak anayasa değişikli-
ğinin aldığı biçim ve Anayasa
Mahkemesi’nin gerekçesi ile mu-
halefet şerhleri henüz yayımlan-
mamıştır. Bu nedenle YSK, 12
Eylül 2010’da halkoylaması ya-
pılmasına ilişkin 25 Mayıs 2010
tarih ve 340 sayılı kararının, hal-
koyuna sunulacak değişikliğin
Anayasa Mahkemesi’nce kısmen
iptal edilmiş olması nedeniyle ge-
ri alınmasına karar vermelidir.
Anayasa Mahkemesi’nin gerek-
çeli iptal kararının Resmi Gaze-
te’de yayımlanması beklenmeli-
dir. Bu iptal kararının yayımını
takip eden 120. günden sonraki ilk
pazar gününe denk gelecek şe-
kilde, yeniden referandum tarihi
belirlenmelidir.”
Açõklamanõn ardõndan Özbey, ta-
leplerini ve gerekçelerini içeren di-
lekçeyi YSK’ye giderek ilgililere
verdi.
Öte yandan İP Genel Başkanõ
Yardõmcõsõ Erkan Önsel de dün par-
tisinin İstanbul İl Başkanlõğõ’nda
yaptõğõ basõn açõklamasõnda, “Re-
feranduma Hayır” kampanyasõnõ
başlattõklarõnõ açõkladõ.
İşçi Partisi’nin referandumun iptaline
ilişkin dilekçesini YSK’ye Genel Sek-
reter Hasan Basri Özbey verdi.
(Fotoğraf:AA)
SAV,ÇELİK’İNSUÇLAMALARINAYANITVERDİ:
CHP hiçbir darbeden
medet ummamıştır
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - CHP Genel
Sekreteri Önder Sav, Baş-
bakan Tayyip Erdoğan
ile dönemin Genelkurmay
Başkanõ Orgeneral Yaşar
Büyükanıt arasõnda Dol-
mabahçe’de yapõlan gö-
rüşmede ne konuşulduğu
konusunda toplumda bir
şüphe olduğunu vurgular-
ken “O şüphe bugüne ka-
dar aydınlanmış değil-
dir. Bu görüşmeye elbet-
te üzerindeki örtü durduğu sürece
hep kuşkuyla bakılacaktır” dedi.
CHP Genel Başkanõ Kemal Kılıç-
daroğlu’nun “E-muhtıra AKP’yi ye-
niden iktidar yapmak için verildi”
sözleri üzerine AKP Genel Başkan
Yardõmcõsõ Hüseyin Çelik “Buna
ölüler bile güler” derken, Adalet Ba-
kanõ Sadullah Ergin CHP’nin e-muh-
tõraya destek verdiğini söyledi. CHP
Genel Sekreteri Önder Sav, CHP’nin
o dönemde e-muhtõraya destek ver-
mediğini ifade ederken şunlarõ söyle-
di: “CHP hiçbir darbe planının ar-
kasında hiçbir zaman durmamıştır.
Hiçbir darbeden de medet umma-
mıştır. Biz, en kötü sivil idarenin, en
iyi bir dikta, darbe yö-
netiminden daha iyi ol-
duğunu söyleyegelmiş bir
siyasi partiyiz. Yaşar Bü-
yükanıt Paşa ile Sayın
Başbakan’ın ne konuş-
tuğu konusunda top-
lumda bir şüphe vardır.
O şüphe bugüne kadar
aydınlanmış değildir.
Eğer o gizli toplantıda
topluma söylenemeyecek
bir şeyler olmuşsa asıl
devlet adamlığı açısın-
dan ayıp olan budur. Gizli bir şey
yoksa da açıklanmaması anlamsız-
dır. Onun için bu görüşmeye elbet-
te üzerindeki örtü durduğu sürece
hep kuşkuyla bakılacaktır.”
Çelik’in “Bu bir muhtıra değil, bir
bilgilendirme olduğu için bir işlem
yapılmaya gerek duyulmadı” sözle-
rinin anõmsatõlmasõ üzerine de Sav,
“Onu o şekilde niteleyenler kimi
askerlerin el karalaması metinleri-
ni kimin elinden çıktığı metinleri de-
lil diyerek mahkemelerin önüne su-
nup onların gözaltına alınmasını,
yakalanmasını sağlıyorlarsa huku-
ken bunun cevabını da vermeleri ge-
rekir” görüşünü dile getirdi.
Dolmabahçe
görüşmesi
üzerindeki sõr
perdesi durdukça
kuşkularõn devam
edeceğini belirten
Önder Sav, “CHP
hiçbir darbe
planõnõn arkasõnda
durmamõştõr” dedi.
Bakan Hüseyin Çelik’in Dolmabahçe zirvesine ilişkin sözlerine yanõt veren
Kõlõçdaroğlu, “Recep Bey’e izninizle bir soru daha sorayõm; Mademki
Dubai’deki anlaşma hiçbir koşul öngörmüyordu, siz milyar dolarlõk bir hibeyi
hangi gerekçeyle reddettiniz?” dedi. CHP lideri Kadõn Kollarõ İl Başkanlarõ
toplantõsõnda yaptõğõ konuşmada da yaşanan etnik çatõşmalarõn açõlõm
politikalarõnõn ürünü olduğunu belirtti.
Kemal Kılıçdaroğlu, dün CHP genel merkezinde düzenlenen Kadın Kolları İl
Başkanları toplantısında bir konuşma yaptı. (Fotoğraf:AA)
Kılıçdaroğlu’na
tazminat davası
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
“O e-muhtıra AKP’nin tekrar ik-
tidara gelmesi için konmuştur
oraya, mağdur edebiyatı için kon-
muştur oraya. Sayın Büyükanıt ile
Sayın Erdoğan işbirliği yapmış-
lardır o olayda” diyen CHP Genel
Başkanõ Kemal Kılıçdaroğlu’na
manevi tazminat davasõ açtõ. Erdo-
ğan’õn avukatlarõ dava dilekçesinde,
“Kılıçdaroğlu’nun gerçekdışı it-
hamlarla Başbakan Erdoğan’ın
onur ve saygınlığını ihlal ettiği ve
aşağıladığı” iddia edildi.