Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
gibi bir şey...
Konunun pek çok boyutu var. Girişte altını
çizdiğimiz “gizli” toplantı Türkiye’nin ne hale
geldiğini, temel hakların ne ölçüde kullanılabilir
olduğunu gösteriyor.
Anayasa Mahkemesi üyeleri anayasal haklarını
kullanamıyor! Başkan, dinleme ve benzer
“tehditlere” karşı toplantı gününü ve saatini özel
kurye ile üyelere duyuruyor.
Mahkeme üyeleri haftalardır öylesine sistemli
baskı altına alındı ki ortaya tartışmalı bir karar
çıktı.
Soru:
En yüksek mahkeme kendisini baskı ve
kuşatma altında hissediyorsa, daha alt
mahkemeler ne durumdadır?
Soruyu çengelli bırakalım, Balyoz
soruşturmasıyla ilgili tahliyeler sürecini kısaca
anımsatalım.
Mart sonu nisan başı ciddi bir tartışma yaşandı.
Nöbetçi mahkeme başta Çetin Doğan, Engin
Alan, Süha Tanyeli olmak üzere Balyoz
şüphelilerinin büyük çoğunluğunu serbest bıraktı.
Ertesi gün savcılık itiraz etti.
Ertesi gün mahkeme heyeti toplandı ve serbest
bırakılanların tümünü yeniden tutukladı. Gidenler
tek tek geri dönüp teslim oldu, hapishaneye
kondu.
Ertesi gün, tutuklama mahkemesi serbest
bırakma kararı veren hâkime çok ağır eleştiriler
yöneltti.
Ertesi gün, tahliye kararı veren hâkimin, lise
yıllarına ilişkin fişler AKP medyasına servis edildi.
Aradan 2 ay geçti. Haziran ortasında aynı
şüpheliler, aynı yöntemle, toplu olarak serbest
bırakıldı.
Ertesi gün savcılık itiraz etmedi.
Ertesi gün mahkeme heyeti toplanıp tahliyeleri
geri almadı.
Ertesi gün tahliye hâkimi hedef olmadı.
Gelinen noktada rica ediyorum...
Lütfen biri bize hukuku anlatsın.
İki ayda ne değişti?
Perde gerisinde kamuoyunun bilmediği
hesaplar mı var?
Hemen vurgulamalıyım, her tahliyeye
seviniyoruz. Biri daha özgürlüğüne kavuştu
diyoruz. Balyoz’dan tahliye edilenlerin
özgürlüklerini hiç yitirmemelerini diliyoruz.
Ama sormadan da edemiyoruz...
Hukuk bunun neresinde?
İçinde mi, dışında mı?
Tahliyesinde mi, tutuklamasında mı?
Hâkiminde mi, savcısında mı?
İddianamesinde mi kulisinde mi?
Yüzeyde mi, derinde mi?
Yoksa hiçbir yerinde mi?
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Bakanı ile konuşurken... aldığı yanıtlara fena
halde bozularak masaya bir yumruk vurabiliyor.
Söyleyin hangi ülke, kudretli ABD’nin Dışişleri
Bakanı’nı, üstelik bakanın kadın olmasını da
hesaba katmadan yumruğu ile eleştirebiliyor?
Rusya’nın, Almanya’nın bakanları mı? Hadi
canım sende!.
Ancak Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu
böyle davranabilir.
Zira o, Türkiye’nin Dışişleri Bakanı olmaktan
çok, kudretli, kuvvetli büyük Türk büyüğü
RTE’nin bakanıdır ve ondan aldığı destek ile
Dışişleri’ne yeni bir ivme kazandırdı...
...Daha önemlisi politikalarımıza uygun yanıt
vermeyince ABD’ye neler yapabileceğimizi
göstermek, RTE’ye de işte benim bakanım
dedirtmek amacıyla masaya bir yumruk...
Yumruk haberi İngiltere’nin saygın
gazetelerinden Financial Times’da (FT)
yayımlanan bir yazıda yer aldı.
Gazete; “Washington’da şu anda en çok
konuşulan hikâyelerden birinin” yumruk olayı
olduğunu yazıyor.
Olay Clinton-Davutoğlu görüşmesinde
yaşanıyor. Mavi Marmara’ya saldırıdan sonra
gemidekilerin Türkiye’ye iade edilmesinin söz
konusu olduğu sırasında Dışişleri Bakanımız
“çok sinirlenerek masaya defalarca yumruk
vuruyor ve Hillary Clinton’a bağırıyor.”
İngiliz gazetesinin haberinde şu bilgi de yer
alıyor: “Davutoğlu Financial Times’ın bu konuya
ilgili sorularına yorum yapmayı reddederek,
‘Hiçbir ülke kanunun üzerinde olmamalı’ dedi.
Analizde, Türkiye’nin dış politikasının Başbakan
RTE’nin, ‘kızgınlık nöbetlerinin merhametine
kaldığı’ yorumu yapıldı.”
Arapların alkışlarına layık “one minute”
olayından sonra dış politikada önemli
gelişmeler yaşandı.
Örneğin RTE, FT’nin analizinde dediği gibi
kızgınlık nöbetinde İsrail’le ipleri koparacak
noktaya geldi.
Davutoğlu da patronundan geri kalacak değil
ya.
O da bir kızgınlık nöbetinde Türkiye’nin Kuzey
Irak’taki son kırmızı çizgisini bir yumrukta yere
serdi.
Artık Kuzey Irak, Irak’ın Kuzeyi, Irak Özerk
Bölgesi gibi söylemlere paydos!
Kürdistan demek ise zinhar ha, kimse ne
Kuzey Irak’ı, ne de Güneydoğu’yu böyle
anamaz.
Daha doğrusu anamazdı. Zira eski çamlar
bardak oldu. Erbil’e gönderdiği mesajda
Davutoğlu; Barzani’ye “Irak Kürdistan Bölgesi
Başkanı” diyor.
Bu haber de FT’nin yumruk haberi gibi
“henüz” yalanlanmadı.
Gündemin diğer önemli maddesi RTE’nin 12
Eylül’de idam edilenlerin ailelerine yazdığı
mektupları okurken ağlar gibi yapması veya
ağlaması...
Muhalefete göre yapay gözyaşları... iktidara
göre ancak duygusal bir insanın gözyaşları.
İktidar: Bırakın Başbakan ağlasın (Ertuğrul
Günay).
Muhalefet: Milletin anasını ağlatan Başbakan!
İktidarın söylemleri ise akla bir soru getiriyor.
Acaba sinema veya sahne aktörleri, sanatçı
kişiler oldukları için mi yoksa rejisörün uygun
gördüğü sahnede ağla dediği için mi ağlıyorlar?
Ağlamak sadece sanatçının işi mi?
İster sinema, sahne sanatçısı olsun... İster
siyasetçi!.
Nihayet biri sahne, öteki siyasal alanda
sanatçı!
Her iki meslek dalındaki insanlar, ağlayarak
izleyicilerini kazanmak için rol yapmıyorlar mı?
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 23 TEMMUZ 2010 CUMACUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 23 Temmuz
Oslo Y 16
Helsinki Y 28
Stockholm Y 17
Londra Y 20
AmsterdamY 21
Brüksel Y 21
Paris Y 23
Bonn Y 27
Münih Y 29
Berlin Y 23
BudapeştePB 33
Madrid Y 30
Viyana Y 30
Belgrad PB 32
Sofya PB 27
Roma B 28
Atina B 30
Zürih Y 18
Moskova PB 34
Aşkabat A 29
Taşkent A 29
Bakû B 32
Bişkek A 22
Tiflis PB 35
Kahire B 35
Şam B 35
İstanbul PB 32
Edirne PB 33
Kocaeli Y 33
Çanakkale PB 34
İzmir B 36
Manisa B 38
Denizli PB 37
Zonguldak Y 29
Sinop Y 29
Samsun Y 29
Trabzon Y 27
Giresun Y 26
Ankara PB 34
Eskişehir PB 32
Konya PB 32
Sıvas Y 29
Antalya A 34
Adana B 34
Mersin B 33
Diyarbakır PB 41
Şanlıurfa B 39
Mardin B 37
Siirt PB 40
Hakkâri PB 33
Van PB 29
Kars Y 25
Ülkemizin kuzey ve iç
kesimleri parçalı ve
çok bulutlu, Karadeniz
ve Doğu Anadolu’nun
kuzeyi ile Kocaeli,
Sakarya,
Afyonkarahisar,
Isparta ve Burdur
çevreleri sağanak ve
gök gürültülü sağnak
diğer yerler az bulutlu
ve açık geçecek.
Hava sıcaklığı yurdun
kuzeydoğu
kesimlerinde 1 ila 3
derece azalacak.
Diğer yerlerde önemli
bir değişiklik
olmayacak.
İstanbul 10. Ağır Ceza
Mahkemesi’nin Balyoz Darbe
Planı iddianamesini kabul
etmesi, terfi sırasında bulunan
ve ağustos ayı başında Yüksek
Askeri Şûra (YAŞ) toplantısında
durumları ele alınacak 12
general ve amiral ile bazı
albayların durumunu tartışmaya
açtı. Türk Silahlı Kuvvetleri
Personel Yasası’nın 65.
maddesinin ‘e’ bendine göre
“tutuklu bulunan ya da tahliye
edilmekle beraber kovuşturma
veya duruşması devam eden
veya hakkında verilen hüküm
henüz kesinleşmemiş
bulunanların terfi ve kademe
ilerlemeleri yapılamıyor.” Bu
durumda Balyoz ve benzeri
davalarda kovuşturması devam
eden subayların terfisi mümkün
olmayacak.
Peki suçlu olup olmadıkları
yargı kararıyla kesinleşmemiş
olan bu subaylardan görev
süreleri dolanlar emekli edilecek
mi? Böyle bir kararın yargılama
süreci tamamlanmadığı için
sakıncaları bulunuyor. Bu tür bir
kararla TSK’den ayrılmak
zorunda kalacak subayların,
şûra sonrasında da devam
edecek davalarda beraat
etmeleri durumunda
yaşayacakları hak
mağduriyetlerinin giderilmesi
mümkün değil. Bu nedenle
Genelkurmay’da hukuk ve
personel birimlerince bir çalışma
yapıldığı ve geçmişte emekli
Korgeneral Ethem Erdağı için
uygulanan ‘uzatma’ formülünün
bu kez Balyoz sanıkları için de
işletilmesinin gündemde
olduğunu kamuoyuna ilk kez
Cumhuriyet duyurmuştu.
Gönül’den ‘dondurma’
mesajı
Milli Savunma Bakanı Vecdi
Gönül, dün gazetemize yaptığı
açıklamada bu hazırlıkları
doğruladı. Kamuoyunda değişik
darbe planları nedeniyle
gündemde olan isimler hakkında
tek tek konuşmasının mümkün
olmadığını belirten Gönül,
davaları süren TSK personeline
ilişkin YAŞ’ta uygulanacak genel
işlemle ilgili olarak “Davaları
devam ettiği için bu kişilerin
terfisi mümkün olamıyor. Ama
emekli de edilmeyecekler. O
rütbedeki son bekleme yılı olsa
dahi emekli edilmeyecekler.
Personel Kanunu’muzda bu
konudaki kurallar uygulanacak”
açıklamasını yaptı. Kendisine,
“Yani bu personelin durumu
dava sürdüğü sürece
‘dondurulmuş’ olacak diyebilir
miyiz?” sorusunu
yönelttiğimizde yanıtı, “Böyle bir
tanımımız yok ama, anlam olarak
tabii öyle” oldu.
Gönül, davası süren
personelin emekli edilmeme
gerekçesinin TSK Personel
Yasası’nın 65. maddesinin ‘ı’
bendine dayandığını açıkladı. Bu
maddede “Soruşturulan veya
kovuşturmasının devamı
nedeniyle terfi edemeyen subay
ve astsubaylardan, açığa
çıkarılan, tutuklanan ya da
açıkları kaldırılanlar veya tahliye
edilenler hakkında, davaları
neticeleninceye kadar rütbe
bekleme süreleri ve rütbe karşılığı
yaş hadleri uygulanmaz. Bunların
Silahlı Kuvvetler’de kalabileceği
azami süre, emsali neşetlilerinin
Silahlı Kuvvetler’deki görev
süresi kadardır” ifadesi yer alıyor.
Yani darbe iddiaları nedeniyle
davaları süren general ve
albaylar bu şurada emekli
edilmeyecekler. Davaların
uzaması durumunda bu
personelin görevi daha ne kadar
uzatılabilecek? Gönül, “Tabii ki
sınırsız değil. Kanunda yazdığı
gibi benzer durumdaki bir albay
ya da general maksimum kaç yıl
hizmet verebiliyorsa o kadar
olacak” dedi.
TSK’deki kurallara göre
generaller dört yıllık görev
süresini doldurduktan sonra aynı
rütbede en fazla yine dört yıl
uzatma alabiliyor. Albaylar ise
maksimum 31 fiili hizmet yılı
görev yaptıktan sonra terfi
etmedikleri takdirde emekliye
ayrılıyor. Gönül’ün sözlerinden
anlaşılan; sanık statüsündeki
amiral, general ve albaylar,
haklarındaki davalar yıllarca
sürmezse, mahkeme kararı
kesinleşene kadar TSK’deki
görevlerine devam edecek.
Beraat ederlerse terfi durumları
önlerindeki ilk YAŞ toplantısında
ele alınacak. Ama suçlu
bulunurlarsa aynı emekli
Korgeneral Ethem Erdağı
örneğindeki gibi emekliye
ayrılacaklar. Elazığ’daki 8.
Kolordu Komutanlığı döneminde
inşaat ihalesinde usulsüzlük
yapıldığı gerekçesiyle
Genelkurmay Askeri
Mahkemesi’nde yargılanan
Erdağı’nın görev süresi, dava
devam ettiği için 2006 yılı YAŞ
toplantısında bir yıl uzatılmıştı.
Erdağı, mahkûmiyetle
sonuçlanan davanın
tamamlanmasının ardından
2007 yılı YAŞ toplantısında
emekliye ayrılmıştı.
ANALİZ
UTKU ÇAKIRÖZER
Gönül: Terfi de Yok, Emeklilik de...
utku.cakirozer@cumhuriyet.com.tr
Sarõgül eski Adalet Bakanõ Oktay’õn aracõlõğõyla Baykal’õ ziyaret etti
Sürpriz buluşma
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Şişli Belediye
Başkanõ Mustafa Sarıgül,
sert biçimde eleştirdiği eski
CHP Genel Başkanõ Deniz
Baykal’õ Ankara’daki evin-
de ziyaret etti.
Mustafa Sarõgül’ün hafta
başõnda Deniz Baykal ile
görüşmesi siyasi kulisleri
hareketlendirdi. Baykal’õn
komşusu eski Adalet Baka-
nõ Seyfi Oktay, 20 Tem-
muz Salõ günü Baykal’õ ara-
dõ. Oktay, “Sizi ziyarete
gelmek istiyorum” dedi,
Deniz Baykal da, “Bekliyo-
rum” yanõtõnõ verdi. Ok-
tay’õn “Yanımda Sarıgül
var” demesi üzerine Bay-
kal’õn “Buyrun” dediği öğ-
renildi. Sarõgül ile Bay-
kal’õn görüşmesinin bu şe-
kilde gerçekleştiği belirtildi.
Geçmişin muhasebesinin ya-
põldõğõ belirtilen görüşmede
Sarõgül’ün, “Geçmişte size
karşı olmadım” diyerek
Baykal’a kendisini kabul et-
mesinden dolayõ memnuniye-
tini dile getirdiği öğrenildi.
Sarõgül, 2005 yõlõnda Bay-
kal’a karşõ genel başkan ada-
yõ oldu. Olaylõ ve kavgalõ
geçen, sandalyelerin havada
uçuştuğu kongrede, Baykal
genel başkan seçildi. Kon-
grenin ardõndan Baykal’a
sert eleştiriler yönelten Sarõ-
gül, daha sonra CHP Yüksek
Disiplin Kurulu tarafõndan
partiden ihraç edildi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Vakit gazetesi, dün, Genelkurmay Baş-
kanõ Orgeneral İlker Başbuğ’un oğlu
Murat Başbuğ’un, PKK militanõ ol-
duğu öne sürülen Hasan Lala ile birlikte
çekilmiş fotoğrafõnõ haber yaptõ. Ge-
nelkurmay Başkanlõğõ, gazetede yer
alan fotoğrafõn bir arkadaş grubu için-
de çekildiğini belirterek, “Haberde
yer alan hususlar gerçeği yansıtma-
maktadır” dedi.
Genelkurmay’õn internet sitesinde
yer alan açõklamada, Vakit’teki Murat
Başbuğ fotoğrafõ konusunda, şunlar
kaydedildi: “Bu fotoğraf, üç yıl önce
bir arkadaş grubu ortamında çekilen
bir resimdir. Haberde yer alan hu-
suslar gerçeği yansıtmamaktadır.
Kişiye ilişkin iddialar 16 Nisan 2009
tarihli İstanbul Emniyet Müdürlü-
ğü’nün yazısından öğrenilmiştir. Ay-
rıca aynı yazıda, bölücü terör örgü-
tü tarafından gerçekleştirilebilecek
muhtemel güvenlik risklerine karşı
gerekli koruma tedbirlerinin alın-
masına dikkat çekilmiştir. Konuyu
başka bir zemine çekerek, istismar et-
mek isteyenler hakkında gerekli ya-
sal işlemlere başvurulacaktır.”
Vakit, Nisan 2009’da İstanbul’da
PKK’ye yönelik operasyonda yakalanan
Burhan kod adlõ Lala’nõn evinde, Mu-
rat Başbuğ’a ait fotoğraflarõn bulundu-
ğunu duyurmuştu.
Terörle mücadelede
‘Köstebek’ dönemi
ANKARA (AA) - Sõnõr bölgelerindeki terörist
sõzmalar ile bölgedeki birlik ve karakollarõn gü-
venliği için “köstebek” olarak adlandõrõlan uzak-
tan algõlama sistemleri kullanõlacak. Savunma Sa-
nayii Müsteşarlõğõ ve Türk Silahlõ Kuvvetleri’nin
yürüttüğü ortak proje sayesinde terörist unsurlarõn
kõrsal bölgelerdeki
hareketlerini anõnda
tespit etme imkânõ-
na sahip teknolojik
sistemlerin kullanõl-
masõ kararlaştõrõldõ.
Sistemin parçala-
rõndan biri olan sis-
mik dedektörler, sahip olduğu hassas özelliklerle
gömülü olduklarõ bölgede atõlacak her adõmõn
toprak üzerindeki titreşimleri, kõzõlötesi dedek-
törler de bölge üzerindeki hareketleri algõlaya-
cak. Bu arada sisteme entegre kameralar sayesin-
de kaydedilen fotoğraf ve video görüntüleri,
alarm durumlarõnda komuta merkezine aktarõla-
cak. Sistemin, ilk olarak Doğu ve Güneydo-
ğu’daki kritik bölgelerde kullanõlmasõ planlanõ-
yor. Sistemle, hassas öneme sahip karakollarõn
etraflarõ adeta elektronik bir çit ile donatõlacak.
Başbuğ’dan
görkemli veda
BARKIN ŞIK
ANKARA - 30 Ağustos’ta görev süresi sona
erecek olan Genelkurmay Başkanõ Orgeneral İl-
ker Başbuğ, giderayak bir ilke daha imza atacak.
Başbuğ, Kara Kuvvetleri Komutanõ Orgeneral
Işık Koşaner ile gerçekleştireceği devir-teslim
törenini, Genelkurmay kampusu içinde yeni inşaa
edilen ve içinde 1000 kişilik konferans salonu bu-
lunan binada yapmayõ planlõyor. Devir-teslim tö-
renleri daha önce Ana Karargâh Binasõ içinde yer
alan Orbay Salonu’nda düzenleniyordu. Baş-
buğ’un attõğõ adõmlardan bazõlarõ şöyle:
Akreditasyonu gevşetti
? Başbuğ, göreve gelmesinin ardõndan ilk olarak
Kocaeli Garnizon Komutanõ Korgeneral Galip
Mendi’yi, Silivri Cezaevi’ne gönderdi. Mendi, Er-
genekon soruşturmasõndan tutuklu bulunan eski
Jandarma Genel Komutanõ Orgeneral Şener Eruy-
gur ile eski 1. Ordu Komutanõ Orgeneral Hurşit
Tolon’u “Ahde vefa” ilkesi gereği ziyaret etti.
? Başbuğ, 16 Eylül 2008’de Genelkurmay Ka-
rargâhõ’nda yapõlan toplantõ ile birlikte Yenişafak
ve Star’õn akreditasyonu açõldõ.
? Başbuğ, kabine üyelerine Bakanlar Kurulu
toplantõsõ sõrasõnda ilk kez terör brifingi verdi.
? Başbuğ, bu toplantõdan sonra Başbakan Er-
doğan ile çok sayõda bakanõ Eğirdir’deki Dağ ve
Komando Okulu’na götürdü.
? Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül’ün göreve
gelmesinin ardõndan, devlet erkânõnõn eşli olarak
katõldõğõ, Çankaya Köşkü’nde akşam verilen 29
Ekim Cumhuriyet Bayramõ resepsiyonunun tea-
mülleri değişti. Köşk’te verilen resepsiyonun saa-
ti askerin “türban hassasiyeti” nedeniyle öğleye
çekildi ve eşsiz olarak düzenlenmeye başlandõ.
Başbuğ döneminde ilk kez Merkez Orduevi’nde
29 Ekim Cumhuriyet Bayramõ resepsiyonu dü-
zenlendi.
? Başbuğ, döneminde TSK en görkemli 30
Ağustos törenini gerçekleştirdi.
‘AKP’nin sözcülüğünü yapmasınlar’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP
Genel Başkan Yardõmcõsõ Hakkı Süha Okay,
Avrupa’da birilerinin bilgi sahibi olmadan fikir
sahibi olduğunu belirterek “AKP’nin sözcülü-
ğünü yapacaklarına önlerine gelen düzenleme
(anayasa değişikliği) ne ise ona baksınlar. Av-
rupa normları ile kıyaslasınlar, ondan sonra
düşüncelerini dile getirsinler” dedi. Okay,
CHP Brüksel Temsilcisi Kader Sevinç’in, Av-
rupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkan Yar-
dõmcõsõ Hannes Swoboda’yõ “şikâyet için”
Grup Başkan Yardõmcõsõ Adrian Severin’e
gönderdiği mektupla ilgili yaşanan tartõşmalara
ilişkin sorularõ yanõtladõ. Swoboda’nõn CHP’nin
referandumda evet oyu vermesi gerektiği yolunda
bir değerlendirmesinin olduğunu anõmsatan
Okay, “Maalesef Avrupa’da AKP’nin dezen-
formasyonu etkili oluyor. Sosyalist bir grubun
temsilcisi, dikta anlayışındaki bir anayasa de-
ğişikliğine ‘evet’ oyu verilsin gibi AB rapor-
larında hiçbir şekilde kabul edilmeyen yargı
alanına ilişkin değişikliklerin onaylanmasını
tavsiye eden bir anlayış içerisinde. Bu, sosyalist
anlayışla dahi bağdaşmaz. Demokrasiyi or-
tadan kaldıran bir anlayışı tasvip etmesi ve tav-
siye etmesi onun işi de değil” dedi.
1000 KİŞİLİK SALONDA TÖREN
SINIR BÖLGELERİNE KURULACAK
GENELKURMAY
‘Fotoğraf’
açõklamasõ
İstanbul Barosu’na bağlı 555 avukat, Türk Si-
lahlı Kuvvetleri’nin ve PKK’nin karşılıklı silah
bırakması ve Kürt sorununa barışçıl çözüm üre-
tilmesi istemiyle dün ortak bildiri yayımlayıp, yürüyüş düzenledi. Bildiride, “Seçim barajının
kaldırılması, anadilde eğitim hakkının tanınması, Terörle Mücadele Kanunu’nun kaldırılma-
sı ve Af Yasası’nın hazırlanması” talebinde bulunan avukatlar, AKP iktidarının “özel ordu bir-
likleri” projesinin de “JİTEM ve kontrgerillanın yeniden organizasyonu anlamına geleceği” uya-
rısında bulundular. Galatasaray Meydanı’nda alkışlarla operasyonları protesto eden grup adı-
na açıklama yapan avukat Ercan Kanar, yurttaşların içi boş açılım paketleriyle hayal kırık-
lığına uğratıldığını belirterek “özel ordu” projesini sert dille eleştirdi. (Fotoğraflar: HÜSNÜ GÜL)
Avukatlar yürüdü
Hudut Birlikleri Tasarısı YAŞ’a yetişecek
Başbakan Tayyip Erdoğan özellikle tarafından kamuoyuna
açıklanan ‘özel hudut birlikleri’nin kurulmasına ilişkin yasayla
ilgili de bilgi veren Gönül, “Taslak gelecek hafta sonunda YAŞ
toplantısı öncesinde ortaya çıkacak. Gerekirse Meclis tatilden
toplantıya çağrılıp yaz aylarında yasalaşması sağlanabilir” dedi.