25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada …Çankaya’daki AKP’li hemen her konuda olduğu gibi bu konuda da hükümetle ağız birliği yaparak anayasal tarafsızlığını korumadığını, daha doğrusu tarafsızlık ilkesini umursamadığını bir kez daha kanıtladı. Kore’den Osman Can’ın “Anayasa Mahkemesi kararı uygulanmasın” sözlerini “Biraz tartışılsın bakalım” diye değerlendiriyor. Hükümet de önerinin saçmalığını kabul etmiş görünmüyor. “Olacak şey değil, anayasaya, hukuk devleti kavramlarına da aykırı bir öneridir” diyemiyor. Bir beklenti içindeymiş, tartışmalardan Osman Can’ın önerisini haklı bulan bir sonuç çıkmasına umut bağlamış gibi bir izlenim veriyorlar. Hükümet ile Çankaya’daki AKP’li Gazze konusunda da görüş birliği içinde. İsrail ve İran politikalarını irdeleyen içeride ve dışarıdaki yorumlar, Türkiye’nin Batı’dan Doğu’ya eksen kaydırdığını öne sürüyor. Fakat RTE ve Çankaya’daki, bu yargının doğru olmadığını öne süren açıklamalar yapıyorlar. Başbakan’a göre eksen kayması “kötü amaçlıların, içerideki taşeronların” uydurmasıdır. Çankaya’dakinin yorumu farklı değil. O da “Eksen kayması iddiası kötü niyettir” diyor. Ne var ki RTE de Çankaya’daki de yakın geçmişi unutmuş görüyorlar. Gazze’deki bir buçuk milyon insanın; kadınların, erkeklerin ve çocukların haklarını korumak için İsrail ablukasına karşı çıktığımızı öne sürüyorlar. RTE hamaset yüklü bu açıklamaları yoğun biçimde sürdürdüğü bir sırada CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu bir yurt gezisinde “Bugün Gazze’deki insanların haklarını koruduğunu durmadan yineleyen Recep Bey; Irak’ta Amerikan bombaları çocukları, kadın, erkek milyonlarca insanı öldürürken sesini çıkarmıyordu” deyiverdi. Gazze sihiri bozulacak, RTE telaşlandı. Derhal “Irak’taki savaşta da çocuk, kadın, erkek, insanların öldürülmesine karşı olduğunu” söylemeye başladı. Söylemeye başladı ama; tek başına iktidarında Irak savaşında Amerikalılara tanıdığı kolaylıkları.. örneğin Irak halkını bombalayan Amerikan uçaklarına ve her türlü savaş malzemesine topraklarımızdan geçiş izni verdiğini.. limanlarımızdan ABD malzemesinin geçmesini sağladığını.. “Irak’ın işgali kapıya dayandığında” Amerika’nın Irak’ta ne işi olduğunu söyleyen AKP’li vekillere fena halde limon olup, yaptırımlarına karşı çıkanlara öfke saçtığını unutmuş görünüyor. Ya 1 Mart tezkeresi? Irak’ta savaşan ABD’ye Türkiye’nin neredeyse dörtte birini tahsis eden… Sabiha Gökçen Havaalanı dahil birçok havaalanını, İskenderun, Trabzon limanlarını ve daha birçok olanağı ABD emrine veren tezkereyi AKP hükümeti TBMM’ye göndermedi mi? Parlamentoya sağduyu egemen olmasa, tezkere reddedilmeseydi AKP; ülkeyi ABD emrine, işgaline verecekti. O zamandan bu zamana AKP hükümetleri milyonlarca insanın ölümüne neden olan Irak savaşını desteklediler. Yakın günlere kadar “Ortadoğu’da Türkiye ile ABD çıkarlarının örtüştüğünü” söyleyerek geldiler. RTE, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi eşbaşkanı olmakla öyle övünür oldu. İsrail’le ilişkiler ise her alanda öyle genişledi ki RTE’ye Amerikan Museviler Kongresi’nin Cesaret Madalyası verildi. Ve birden İsrail’le, ABD ile ters düşen yeni politikalar izlemeye, Batı’ya karşı Doğu kartını oynamaya giriştiler. RTE de, yukarıdaki de bu politik çark edişin adı eksen kaymasıdır diyenleri, taşeronlukla veya kötü niyetli olmakla suçlamazlar mı?.. Söyleyiniz lütfen: Acınacak bu durumlarına ağlar mısınız güler misiniz? SAYFA 16 HAZİRAN 2010 ÇARŞAMBACUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 16 Haziran Oslo PB 21 Helsinki PB 16 StockholmPB 21 Londra PB 20 AmsterdamPB 20 Brüksel B 21 Paris Y 19 Bonn Y 23 Münih Y 24 Berlin PB 23 Budapeşte Y 23 Madrid Y 21 Viyana Y 17 Belgrad Y 32 Sofya Y 29 Roma Y 24 Atina PB 31 Zürih Y 22 Moskova Y 18 Aşkabat B 35 Taşkent B 37 Bakû B 31 Bişkek PB 32 Tiflis Y 34 Kahire B 35 Şam A 36 İstanbul B 31 Edirne B 34 Kocaeli B 32 Çanakkale B 34 İzmir A 37 Manisa B 38 Denizli B 37 Zonguldak PB 27 Sinop B 27 Samsun Y 29 Trabzon Y 26 Giresun Y 23 Ankara PB 33 Eskişehir PB 32 Konya PB 33 Sıvas Y 29 Antalya A 39 Adana B 33 Mersin A 33 Diyarbakır PB 37 Şanlıurfa PB 38 Mardin PB 35 Siirt PB 35 Hakkâri Y 30 Van Y 26 Kars Y 26 Yurdun kuzey ve doğu kesimleri par- çalı, çok bulutlu, Or- ta ve Doğu Karade- niz, Doğu Anado- lu’nun kuzey ve do- ğusu sağanak ve gök gürültülü sağa- nak yağışlı geçecek. Yağışlar Ordu, Gire- sun, Rize, Trabzon, Gümüşhane, Bay- burt, Kars, Ardahan, Erzincan ve Artvin çevrelerinde kuvvet- li olacak. Hava sı- caklığı Doğu kesim- lerinde 2 ila 4 dere- ce azalacak. İsrail ordusunun Mavi Marmara gemisine uluslararası sularda düzenlediği, 9 Türk vatandaşının ölümüyle sonuçlanan baskın sonrasında Ankara ültimatom gibi açıklamalar yaparak İsrail’den dört şartı yerine getirmesi talebinde bulunmuştu: İsrail özür dilemeli, ölenler için tazminat ödemeli, uluslararası bağımsız bir tahkikat komisyonu kurulmalı ve Gazze’ye yönelik abluka kaldırılmalıydı. Baskının ardından diplomatik atak başlatan Türkiye, 24 saat içinde BM Güvenlik Konseyi (BMGK) başta olmak üzere tüm uluslararası platformlarda konunun acil ele alınmasını sağlamış, Washington’ın aracılığıyla İsrail’in elinde tutuklu bulunan Türklerin serbest bırakılmasında da başarılı olmuştu. Ancak zaman geçtikçe, başta konan diplomatik hedeflere ulaşma ihtimali de giderek azalıyor. En somut örnek ise Türkiye ile İsrail arasında adeta bilek güreşine dönen “inceleme komisyonu” tartışması. Ankara’nın ilk hedefi “BMGK kararıyla” bir uluslararası komisyon kurulması idi. Ancak ABD’yi ikna edemeyince Güvenlik Konseyi yerine BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun’un uhdesinde bir uluslararası komisyon kurulması önerisini gündeme getirdi. Genel Sekreter Ban’ın uygun bularak taraflara sunduğu formül Ankara tarafından kabul edilirken İsrail tarafından reddedildi. Türkiye, ABD başta olmak üzere tüm dünyayı uluslararası komisyon kurulmasına iknaya çalışırken İsrail başından itibaren, baskının kendi kuracakları bir komisyon tarafından incelenmesi konusunda ısrarcı oldu. Nitekim İsrail hükümeti önceki gün üç İsrailli üye ile Kanada ve İrlanda’dan alınacak iki gözlemciden oluşacak beş kişilik bir bağımsız komisyon kurdu. Türkiye, asil üyeleri İsraillilerden oluşan ve yabancı üyelerinin komisyonun işleyişi ve sonuçları hakkında oy hakkı bulunmadığı bu komisyonun tarafsız olamayacağı gerekçesiyle karşı çıktı. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada uluslarası toplumun BM Genel Sekreteri’nin önerisine destek vermesi istendi. Hatta gemide hayatını kaybedenlerden birinin ABD vatandaşı olduğu da anımsatılarak, Washington yönetimine de destek vermesi için baskı bile yapıldı. Ancak Ankara’nın beklentilerinin aksine önce Beyaz Saray arkasından da Londra’dan gelen açıklamalarda, İsrail’in kuracağı komisyona destek vererek bunun “BM Güvenlik Konseyi Başkanlık açıklaması doğrultusunda ileriye doğru önemli bir adım” olduğu vurgulandı. Lüksemburg’da toplanan AB dışişleri bakanları da açıklamalarında Türkiye’nin ısrarla istediği ‘uluslararası komisyon’ ifadesinden kaçınarak sadece komisyona ‘güvenilir uluslararası isimlerin dahil edilmesi’ gerektiğini vurguladı. Böylece AB de İsrail önerisine destek çıkmış oldu. AB açıklamasının bir başka kritik unsuru ise İHH’nin bağlantılarının araştırılmasını amaçlayan İsrail’in beklentileriyle örtüşecek biçimde “saldırıyı oluşturan koşulların da incelenmesi”nin talep edilmesiydi. Gelinen noktada, Türkiye haklı olduğunu düşündüğü bir konudaki itirazlarını 60 yıllık müttefiki ABD ile tam üyelik müzakereleri yürüttüğü AB’ye kabul ettirememiş durumda. Son çare olarak İsrail içinde olsun ya da olmasın BM Genel Sekreteri’nin inisiyatifiyle uluslararası komisyon kurulabilmesi için Ankara tüm gücünü seferber etti. Ban’ın İsrail’in onay vermediği böyle bir komisyon onay vermesi için ise yine ABD’nin desteğine ihtiyaç var. Bu noktada da hükümet ‘İsrail ile ilişkilerini kesme’ tehdidi ile ABD yönetimini inisiyatif almaya zorluyor. Bu girişimden sonuç alınmasını beklerken şu sorunun da yanıtını aramalıyız: Uluslararası sularda yapılan askeri operasyonda 9 vatandaşımız öldürülmüşken başta müttefikleri ve ortakları olmak üzere Türkiye’nin dünyaya haklı olduğu tezlerini anlatamamasının sorumluluğunu kim üstlenmelidir? Basın emekçisi dostumuz Behzat Miser’i kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Ailesine ve dostlarına başsağlığı dileriz. ANALİZ UTKU ÇAKIRÖZER Bilek Güreşinde İsrail Bir Adım Önde utku.cakirozer@cumhuriyet.com.tr İSRAİL SÖYLEMİ UYGULANACAK YAPTIRIMLAR Hükümetin nafile çabası BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - AKP hükümetinin, Gazze’ye yardõm götüren Mavi Marmara’ya saldõran ve 9 Türk vatandaşõnõ öldüren İsrail’i uluslarara- sõ yargõ yoluyla sõkõştõrma çabasõ boşa çõktõ. Türkiye, İsrail istemeden ne Lahey’e gidebi- lecek ne de konuyu BM Güvenlik Konseyi kararõ olmadan Uluslararasõ Ceza Mahkeme- si’ne taşõyabilecek. Uluslararasõ hukuk uzma- nõ CHP Milletvekili Prof. Hüseyin Pazarcı, “Girişim yaptılar, sonuç alamadılar” dedi. Pazarcõ, uluslararasõ hukuk süreçlerini ve bu bağlamda AKP’nin çaba gösterip de sonuç alamadõğõ girişimlerin ayrõntõlarõnõ Cumhuri- yet’e değerlendirdi. - Türkiye, İsrail’in saldırısını uluslarara- sı düzeyde tespit ettirdi mi? - Bir siyasi düzeyde yaptõrabilirsiniz. Ulus- lararasõ bir saldõrõ söz konusu olmuşsa, sizin ticaret geminize saldõrõ da bu niteliktedir, böyle bir tespit yaptõrõlabilirdi ama geminin uyruğu bizde değil. Vatandaşlara bir saldõrõ olmasõ durumunda da bunu BMGK’ye götü- rürsünüz, uluslararasõ barõş ve güvenliği bo- zan bir eylem diye... - Türkiye götürdü ama sadece “Başkan- lık Açıklaması” çıkarabildi BMGK’ye götürüldü, ancak kalkõp kendisi numaralõ bir karar alma yoluna girmedi ve bi- raz daha yumuşak formül olan “kınamamızı Güvenlik Konseyi başkanı iletsin” dedi. Tespiti uluslararasõ düzeyde yaptõracağõnõz mercii başta siyasi düzeyde BM’dir. - Dava süreci başlatılabilir mi? Hukuki olarak uluslararasõ düzeyde bazõ gi- rişimlerle bir dava başlatabilirsiniz. Tazminat istemi olur, Türk vatandaşlarõnõn gördüğü za- rarlardan dolayõ. Bunu uluslararasõ yargõ, Adalet Divanõ önünde yapabilirsiniz. Ama oraya gitmek için iki tarafõn rõzasõ gerekli. Ama İsrail buna yanaşmayacaktõr. Bu iki ta- raflõ ancak götürülebiliyor. - Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne git- menin koşulu var mı? Oraya bir sorunu götürmenin üç koşulu var. Götüreceğiniz devletin sözleşmeye taraf ol- masõ. İsrail değil, Türkiye de değil. Vatandaş- larõna zarar verilen devletin taraf olmasõ ve özellikle, onun ülkesinde bir eylemin geçme- si. Türkiye taraf değil ve eylem uluslararasõ sularda. Bir de Güvenlik Konseyi’nin, bu ko- nuda insan haklarõ ihlali, insanlõğa karşõ suç vs. gibi, suç işlenmesi konusu vesilesiyle UCM’ye götürülmesine karar vermesi. Hedefte İsrail hükümeti var ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türki- ye’nin İsrail’e yönelik yaptõrõmlarõ netleşme- ye başladõ. Bu konudaki yol haritasõ doğrudan hükümet içinde şekillendirilirken, yaptõrõmla- rõn İsrail halkõnõ değil, İsrail hükümetini he- def alacağõ öğrenildi. Türkiye’nin İsrail’e yönelik yaptõrõmlarõ he- nüz nihai şekline kavuşmadõ. Yaptõrõmõn kap- samõ, doğrudan İsrail hükümetine yönelik olacak. Bu çerçevede, İsrail vatandaşlarõna vi- ze verilmemesi gibi doğrudan halkõ hedef alan bir yaptõrõmõn uygulamaya konmasõ söz konusu olmayacak. Bunun yanõ sõra İsrail ge- milerine Türk limanlarõnõn kapatõlmasõ da yaptõrõm paketi içinde olmayacak. Yaptõrõm- lar ağõrlõklõ olarak siyasal ve ekonomik dü- zeyde ele alõnacak. Bu noktada, Türkiye’nin İsrail ile olan diplomatik temsil düzeyi düşü- rülecek, bu ülke ile altõ ayda bir yapõlan siya- sal danõşma toplantõlarõ askõya alõnacak. Eko- nomik yaptõrõmlarda da resmen olmasa da İs- railli firmalar için “kırmızı liste” uygulamasõ başlatõlacak. İsrail ile askeri anlaşmalar ve sa- vunma sanayisi işbirliği noktalanacak. Ancak, yürümekte olan projelere ilişkin nihai karar Türkiye açõsõndan “kâr-zarar” saptamasõna göre yapõlacak. Devlet dairelerinde İsrail pa- tentli ürünlerin kullanõmõna son verilecek. Edinilen bilgilere göre daha gemi yola çõk- madan önce Dõşişleri Bakanlõğõ İHH hakkõn- da araştõrma yaptõrdõ ve yola çõkmasõna engel bir şey bulamadõ. Dõşişleri Bakanlõğõ’nda “İHH ilk defa yardım yapan örgüt değil, daha önce Gazze’ye yardım götüren bir dernek, suçlu olsa İsrail izin vermezdi” de- ğerlendirmesi öne çõktõ. İnciraltõ katliamõ insanlõk suçudur Karaman’a usulsüz şekilde vekâletname verdiği iddiasõyla yargõlanõyordu Fenernoterineberaat İstanbul Haber Servisi - Alman- ya’da Deniz Feneri e.V davasõnda ceza alan Mehmet Gürhan’õn Frankfurt’ta tutuklu bulunduğu dönemde, Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanõ Zekeriya Ka- raman’a usulsüz şekilde genel vekâlet- name verdiği iddiasõyla 15 yõla kadar ha- pis istemiyle yargõlanan İstanbul 10. No- teri İsmet Büyükkılıç, “resmi belgede sahtecilik” ve “görevi kötüye kullan- mak” suçlarõndan beraat etti. Mahkeme heyeti, “resmi belgede sahtecilik” ve “görevi kötüye kullanmak” suçlarõnõn sanõk tarafõndan işlendiğinin sabit ol- madõğõ gerekçesiyle tutuksuz sanõk Bü- yükkõlõç’õn beraatõnõ karar verdi. İstanbul 6. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde dün görülen duruşmaya sanõk Büyükkõ- lõç ve avukatõ katõldõ. Sanõk Büyükkõlõç, suçsuz olduğunu savunarak “Beraatimi istiyorum” dedi. Davayõ karara bağla- yan mahkeme heyeti, davaya konu olan suçlarõn sanõk tarafõndan işlendiğinin sa- bit olmadõğõ gerekçesiyle tutuksuz sanõk İsmet Büyükkõlõç’õn her iki suçtan da be- raatine oybirliği ile karar verdi. Sanõk Bü- yükkõlõç ilk duruşmadaki ifadesinde suçlamalarõ reddederek, “Noterlerde onaylama ve düzenleme şeklinde iş- lemler yapılmaktadır. Olay yerine gittim. Nüfus cüzdanını inceledim. Şüphelenmedim. Kaygı ve endişe duy- madım. Yaptığım kontrolde herhan- gi bir aksaklık tespit edilemedi. Ha- zırladıkları vekâletin onay işlemini yaptım. Noter kanununda nüfus kay- dı örneğinin istenmesine dair bir hü- küm yoktur” iddiasõnda bulunmuştu Halen Frankfurt’ta hapis yatan Meh- met Gürhan, Büyükkõlõç’õn yargõlan- dõğõ davaya ulaşan ifadesinde, “Ve- kâletname sadece şirketteki serma- ye devrinin işlemleri için kullanıldı. Başka bir yerde de kullanılmamış- tır” diyerek Vekâleti doğrulamõştõ. Ka- raman da vekâletnameyle Haliç Deniz Şirketi’ndeki Gürhan’õn 50 bin TL’lik hissesini Kanal 7’nin üst düzey yöne- ticilerinden ve davanõn diğer faili ola- rak nitelendirilen ismi İsmail Kara- han’a devretmişti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Büyükada’daki Rum Yetimhane- si’nin üç ay içinde Patrikhane’ye iade edil- mesine karar verdi. Mahkeme, Ankara’yı 6 bin Avro tazminat, 20 bin Avro da mahke- me masrafı ödemeye mahkûm etti. AİHM’den kararla ilgili yapılan açıklama- da, Türkiye’nin uygun bir tazminat ödeme- den yetimhanenin mülkiyetini Fener Rum Patrikhanesi’nden alma yetkisinin bulun- madığı yönünde, mahkemenin 2008’de al- dığı karar anımsatıldı. Fener Rum Patrik- hanesi, yetimhanenin mülkiyetini almak için 2005’te AİHM’ye başvurmuştu. Rum yetimhanesi iade edilecek Mahkeme heyeti, suçlarõn sanõk tarafõndan işlendiğinin sabit olmadõğõ gerekçesiyle İstanbul 10. Noteri Büyükkõlõç’õn beraatõnõ karar verdi. OZAN YAYMAN İZMİR - İnciraltõ Öğrenci Yurtlarõ’nda 30 yõl önce meydana gelen ve 5 öğrencinin yaşamõnõ yitirmesine, çok sayõda öğrencinin de yaralan- masõna neden olan katliamõn sorumlularõnõn yargõlanmasõnõ isteyen kesim, suçun insanlõğa karşõ işlendiği gerekçesiyle dosyanõn zamana- şõmõna uğrayamayacağõnõ savunuyor. İnciraltõ Öğrenci Yurtlarõ’ndaki katliamõn peşini bõrakmayan 78’liler Dayanõşma ve Araştõrma Derneği üyeleri, 12 Haziran 1980 tarihindeki cinayetlerin ve yaralamalarõn so- rumlularõnõn yargõ önünde hesap vermesi için geçen günlerde İzmir Cumhuriyet Başsavcõlõ- ğõ’na suç duyurusunda bulunmuştu. Dilekçe- de, 30 yõl önce yaşananlarõn, insanlõğa karşõ işlenen suçlar kapsamõnda değerlendirilmesi istendi. Dönemin askeri ve siyasi yetkilileri- nin hâkim önünde hesap vermesini isteyen 78’liler, dilekçelerinde ‘İnciraltı’nda meyda- na gelen katliam, insanlık suçu kapsamın- da ele alınmalıdır” dedi. ‘ZAMANAŞIMI’ TEPKİSİ ERZURUM’DA TOPLU MEZARLAR KAZILIYOR ERZURUM (Cumhuriyet) - Erzu- rum’a 8 kilometre uzaklõktaki Tepe- köy’de, Ermeni çetelerinin 1918 Şubat ve Martõ’nda öldürdüğü belirtilen 60 Türk’e ait toplu mezarda kazõ çalõşmala- rõna başlandõ. Atatürk Üniversitesi Türk- Ermeni İlişkileri Araştõrma Merkezi, müze müdürlüğü ve arkeoloji bölümü gözetiminde, toplu mezarda yapõlan kazõ çalõşmalarõnda ilk kemikler ortaya çõka- rõldõ. başladõ. AÜ Türk-Ermeni İlişkileri Araştõrma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Erol Kürkçüoğlu, toplu mezarõn, kö- yün yaşlõ erkeklerine ait olduğunu ve mezarda 60 kişiye ait kemiklerin bulun- duğunu belirtti. Kazõ çalõşmalarõnõ izle- yen 58 yaşõndaki Şamil Şekeroğlu da katliamda ailelerinden 12 kişinin öldü- rüldüğünü söyledi. Tepeköy’de daha ön- ce Ermeni çetelerince öldürülen 90 Türk kadõnõn toplu mezarõ bulunmuştu. TURİZMCİLER KRİZİ AŞMAK İÇİN HAREKETE GEÇTİ ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA - İsrail’le Türkiye arasõnda- ki krizin turizmi olumsuz etkilemesi üzerine sektör temsilcileri harekete geç- ti. İsraillilerin Antalya ile birlikte Akde- niz’de en çok ilgi gösterdikleri Muğ- la’dan, Güney Ege Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği (GETOB), Fethiye Otelciler Birliği (FETOB), Bodrum Ot- elciler Derneği (BODER) ile pek çok temsilci, “turizm barış elçileri” olarak gidecekleri İsrail’de, meslektaşlarõnõ ik- na etmeye çalõşacak. İsrail ile Türkiye arasõnda yaşanan Gazze krizinin ardõn- dan, İsrailli turistlerin Türkiye’de başta Antalya ve Muğla olmak üzere toplam 45 bin rezervasyonu iptal ettirmeleri, tu- rizmcileri zora soktu. Bunun üzerine sektör temsilcileri, İsrailli turisti yeniden Türkiye’ye çekmek için harekete geçti.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear