23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
ABDdeki New Mexico Üni- versitesi psikoloji bölümü öğretim üyesi Geoffrey Miller, Sevişen Beyin adlı kitabında sayısız örnekle insanın evriminde seksüel seçilimin son derece mer- kezi bir rol oynadığını id- dia ediyor. Ona göre tıpkı tavus kuşunun kuyruğu gibi. insan karakteri ve kültürünün oluşmasında seksüel seçilfmin yadsına- maz biryeri var. OM.AbdİTÜMER CeoffreyF.Millerdan 'SevişenBeyin1 En seksinin ayakta kalması İ ^ " ^ harles Danvin erkek tavus • m kuşlannın kuyruğuna her 1 baktığında bu kuşların ^ . ^ kendi "doğal seçilim" ku- ramıyla alay ettiğini düşündü. Öyle ya, tavus kuşlannın o görkemli, şa- tafadı kuyruklan muazzam enerji gerekn'rirken, onlann yutıcılardan kaçabilme yeteneklerini de köstek- liyordu. Bir anlamda bu "süsler", bu kuş- lann ayakta kalma, yani yaşam mücadele- lerinde birer ayak bağıydı. Danvin hayatının sonlannda "seksüel seçilim" kavramını kullanarak bu süslü kuyrukların dişilere eş bulma sürecinde temel alacakları bir kriter olmalan nede- niyle evrimleştiğini fark etti. Sahiden de yapılan çakşmalar dişi tavus kuşlannın en görkemli, en şatafadı kuyruklara sahip erkekleri tercih ettiklerini gösterir. ABD' deki New Mexico Üniversitesi psikoloji bölümü öğretim üyesi Geofirey Miller, Sevişen Beyin adlı kitabında sayısız ör- nekle insanın evriminde de seksüel seçili- min son derece merkezi bir rol oynadığı- nı iddia ediyor. Ona göre üpkı tavus ku- şunun kuyruğu gibi, insan karakteri ve kültürünün oluşma- sında seksüel seçilimin yadsınamaz bir yeri var. On binlerce yıl- lık evrim içinde atalanmızm eş bulma sü- recinde yaratıcı, estetik zevkleri gelişkin eşleri tercih etmeleri ve bu kriterleri ço- cuklanna aktarmalan insan zekâsının ge- lişmesinde seksüel seçilimin önemini gös- terir. Nasıl ki insanfizyolojisiyüz binler- ce yıl boyunca çe\Tesel faktörlerle biçim- lenmişse, insan psikolojisi ve davranışları da hiç kuşkusuz evrimden nasibini almış ve evrimleşmiş psikolojik davranışlann kendisi de dönüp bir tür olarak insanlı- ğın gelişmesinde son derece önemli roller oynamıştır. Miller, insan vücudunun en karmaşik, en ilginç parçası olan insan zihninin evriminde seksüel seçilimin çok merkezi bir rol oynadı- ğım iddia eder. Yazara göre, sanıldı- ğının tersine, insan beyni bir bilgisayar gi- bi veri işlemeye daya- nan ve o nedenle ev- rimleşmiş bir makine- den çok, potansiyel eş- lerine kur yapmak için geliştirdikleri karmaşik bir eğlence merkezini çağnşnrır. Beyin için bir metafor bulmak ge- rekirse bu herhalde as- keri ve teknolojik üs- tünlük için var olan Pentagon ya da NA- SA'dan çok, diğer insanlann beyinlerini etkileme ve biçimlendirme merkezi ola- rak Hollyvrood olmalıdır. Miller'ın kullandığı temel kavramlar- dan biri "uyum göstergeleri"; bunlar, bir kişinin seksüel çekiciliğini gösterir. Si- metrik yüz, parlak saçlar gibi fiziksel özellikler bu göstergelcrden bazılan ola- bileceği gibi, yaraacılık, ahlaklılık, nükte- danlık, iyi hikâye anlatabilme, sözel yete- nek gibi kişiliğimizi sergileyen davranış- sal göstergeler de birer uyum göstergesi olabiliyor. Bu kitabın bence en ilginç yönlerinden birisi ahlak ve estetiği birer uyum göstergesi olarak ele alması. Türki- ye basınında bir dönem "iyi, güzel ve doğru" hakkında bir şeyler söylemek bağlamında tartışılan bir mesele bu. Kabaca "hayat sadece ayakta kalma, çıkar çaüşma- sından ibaret değildir; ahlaki ve estetik de- ğerler de önemlidir" gibi özetleyebileceği- miz bir yaygın tutum söz konusu. Oysa Sevişen Beyin neden "iyi" insanlar olduğumuzu birtakım mistik nedenlerin öte- sinde seksüel seçilim- de bir tercih unsuru olmasına dayanarak açıklar. İnsanlar uzun dönemli eşlerini seçer- ken iyi huylu ve iyi ah- laklı insanlan genellikle "kötülere" yeğ- ler. Sevişen Beyin psikolojiden biyolojiye, antropolojiden felsefeye, iktisattan pazar- lamaya, genetikten oyun kuramına, mü- zikten spora kadar birçok disiplinden zengin ve kışkırtıcı örnekler sunarak sek- süel seçilimin insanlığın milyonlarca yıllık tarihinde oynadığı rolü irdeliyor. Sanat, ahlak ve dil gibi bütün insan toplumla- nnda görülen olgulann temellerini günü- müzün yaygın kendinden menkul "kül- türcü" anlayışlanna dayanarak açıkla- maktan ziyade, atalarımızın eş bulma sü- recinde evrimleştirdikleri somut dünyevi olgularla açıklıyor. Sevişen Beyin bilimsel bir konuyu po- püler tarzda başanyla ele alabilen ve okuru derin düşüncelere sevk edebilen bir yapıt. Ancak bu kitap bir çırpıda biti- rilebilecek bir kitap değil pek. Hem yo- ğunluğu açısından, hem de kitabın ilk bölümleri son bölümleri için kavramsal bir altyapı hazırlama gayesini öne aldığı için o bölümleri geçerken okurun biraz zorlanması olası. Ama sabredenin ödül- lendirildiği bölümlere hızla geliniyor. Italyanca,Japonca, Almanca, Çince, Ma- carca gibi ondan fazla dile çevrilen bu ki- tap evrimsel psikoloji çalışmalannda tüm dünyada şimdiden bir başyapıt olmuş durumda.B Sevişen Beyin: Eş Bulma Süreci İnsan Doğasını Nasıl Belidedi?/ GeoffreyF. Miller/ Çeviren: M. Asan Karaömerlioğ- lu/NTV Yayınlan/464 s. Hüseyin Atabaş'tan Çıplak Sır Bilgeliğe yolculuğun şiirleri O selami KARABULUT I # • Ikemizin en saygın şiir ödüllcrindcn biri olan T T Yunus Nadi Şiir Ödülü'ne 2009 yılında Hü- I I seyin Atabaş'm Çıplak Su adlı şiirler toplamı V - ^ değer görübnüştü. Ödülün seçici kurul üye- lerinden Doğan Hızlan, "Çıplak Su şiirler toplamı kitaplaştığmda şiir severlerin ilgisini çekecektir" diye yazmıştı (Hürriyet, 13 Nisan 2009). Okuyucuya ulaşanlan bu kitapta "Beklemeler", "Uğultu" ve "Adamlar Adamlar" bölüm başlıklan altında birbirinden özgün otuz üç şiir yer alıyor. Bunlar, hiç kuş-. ku yok ki şiirseverlere 20. yüzyıl Türk şiirinin geldiği nok- tayı da gösteriyor. Atabaş'm dalıa ilk kitabı Gelecek için Cemal Süreya 1975 yılında kaleme aldığı bir yazıda "Türk şiir deneyini yaşamış, ondan çok şey edinmiş, Türkçeyi . güzel kullanan, güzel şiir söyleyen bir şair" diyordu. Çıp- SAYFA 20 HüseyinAtabaşın Çıp- lak SuaöU bu son şiir kitabında genel olarak insanlık hallerini bütün çıplaklığı ile ama şiir dili ile sarmalayarak veren şiirler var. Kitapta "Bek- lemeler", "Uğultu" ve "Adamlar Adamlar" bölüm başlıklan altında otuz üç şiir yer alıyor. lak Su şairin dokuzuncu şiir kitabı. Yayımlanmış olan ay- nca beş de deneme kitabı var. Hüseyin Atabaş bir söyleşisinde, bugünkü şiirin, ölçü- nün ve uyağın yarattığı ahenkten önce imgesel bir tat ve anlam zenginliği ahengi olarak karşımıza çıktığını söylü- yordu. Çünkü imge, kabullenilmiş değerler toplamı değil, şairin öznel yorumudur ona göre. Bu da bizim, koşullan- mışlıktan kurtularak, dünyaya eleştirel bakmamızı sağlar. Işte böyle düşünen bir şair olan Atabaş için Haydar Ergü- len Varhk dergisinin Ekim 2009 sayısmda, "Hüseyin Ata- baş bilgeliğeyolculuğunu (...) yazıyor" diyordu. Hüseyin Atabaş'm Çıplak Su adlı bu son şiir kitabında genel olarak insanlık hallerini bütün çıplaklığı ile ama şiir dili ile sarmalayarak veren şiirler var. Doğal olarak bunlar çok özel bir çaİışmanın sonunda ortaya çıkan ürünler ol- maktan önce onun şiirinin geldiği yerin ortaya konulması gibi bir durum. Bu kitapta aynca biçimsel olarak kendi şiiri bağlamında kimi yenilikler denemiş yine de. Kitabın ilk bölümde aşk ilişkilerinin ve durumlannın ağır bastığı şiirler, ikinci bölümde dünyanın kulak vermemiz gereken bir uğultudan ibaret olduğunu söyleyen şiirler, üçüncü bölümde de örneğin Cemal Süreya gibi, Bob Dylan gibi, llhan Berk gibi, Hasan Ali Toptaş gibi kimi şair-yazar ar- kadaş, dost ve büyüklerine göndermeler yapnğı şiirler yer alıyor. Ancak, "Şiirlerim arasmda hiçbir zaman aynm yap- mıyorum, çünkü onlann hepsi benim sevgililerimdir" di- yordu yine bir söyleşisinde. Hüseyin Atabaş'm, arkadaş sohbetlerinde kendilerin- den dizeler okuduğu gerek bizden, gerekse dünyadan; şi- irde, anlamla estetiği örtüştürebilen şairleri sevdiğini büi- yor ve kendi şürinde de bunu yapmaya dikkat ettiğini gö- rüyoruz. Onun şiirlerinde, "Şiir güzel söz söyleme sanatı değildir, ama sözü güzel söylemeden de olmaz" (Dilin Gi- zil Gücü, 2009) görüşünün karşılığuıı da bulabiliyoruz. Aynca sevdiği şairlerin tümünü ustası olarak görür, çünkü onlar olmasaydı şiir bugünkü olgun düzeye yükselemezdi. Ne ki Hüseyin Atabaş kendisini nasıl ve şiirin ncresinde gördüğünü söylemeyecek kadar incelikli, engin gönüllü bir şairdir. Ama biz onu, o sevdiği şairlerin düzeyinde gö- rüyoruz. Bugüne dek onu izleyen ve Çıplak Su kitabını okuyacak olan herkesin de bu kanıya varacağım düşünü- yorum. "Kendisiyle hesaplaşmayı bilemeyenin, yaşadığı hiçbir şeyi içselleşdremeyeceği, dolayısıyla da yaşadıklanyla ban- şık olamayacağı kanısmdayım." Atabaş, bu hesaplaşmayı aşkın kızgm sacında kendisini sınayarak yapar: "Şair ku- runtusu fukara avuntusudur/ bir iki dize daha düştün mü bu şiire/ aşkımızın kanıtı çöllerde ara beni." Hüseyin Atabaş'm şiirini okurken, onda kendimizden de mutlaka bir şeyler buluruz. Çünkü onun şiiri hayatm içinden insanın vicdanına tutulmuş gülümseyen bir ayna gibi" demiştim bir yazımda. (Deliler Teknesi, Temmuz- Ağustos 2007) Şimdi onun Çıplak Su adlı bu son kitabını okurken, hiç de yanlış bir şey söylemediğimi bir kez daha anhyorum.B Çıplak Su/ Hüseyin Atabaş/Boyut Yayınkn/80 s. C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 5 8
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear