25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
leyla.tavsanoglu@cumhuriyet.com.tr SAYFA CUMHURİYET 2 MAYIS 2010 PAZAR 16 PAZAR KONUĞU CMYB C M Y B Richard Armitage: Komşularla sõfõr sorun politikasõ iyidir, ama gerçekçi olmayabilir Türkiye iyi polis olmaya çalõşõyor Richard Armitage ABD yönetimlerinde çeşitli görevler yapmõş etkin ve etkili bir siyasetçi. Armitage, ABD Temsilciler Meclisi Dõşişleri Komitesi’nden Ermeni soykõrõm kararõnõn geçmesi üzerine Türkiye’den gelen tepkiler üzerine 12-13 Nisan’da yapõlmasõ gereken ATC genel kurulunun iptal edilmesinden duyduğu üzüntüyü dile getiriyor. Genel kurula Türkiye’den bakanlar ve iş dünyasõnõn önde gelen isimlerinin gelmekten vazgeçtiklerini anlatõyor. Armitage, ayrõca Obama yönetiminin Türkiye’nin İran’a olan yakõnlõğõndan kaygõ duyduğu mesajõnõ da veriyor. AKP hükümetinin komşularla sõfõr sorun politikasõnõn gerçekçi olmayabileceğinin de altõnõ çiziyor. - Özellikle ABD ve Türkiye’nin terorizmle mücadele önlemlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce ABD ve Türkiye terör tehlikesine karşı tepkilerini fazlasıyla abartmadılar mı? R.A. - Ben ABD’de olanlarõ söyleyebilirim. Türkiye için bir şey diyemem. Ama ABD’deki tepkiler aşõrõydõ ama abartõlõydõ diyemem. Evet, Türkiye’nin pek çok bölgesinde insanlar terörden çok çektiler; özellikle de Güneydoğu bölgesinde. ABD geleneksel olarak dünyaya iyimserlik ve umut ihraç eder. Ama son yõllarda terörden çok korktuğumuz ve kõzgõnlõk duyduğumuz için ABD dünyada çirkin yüzlü olarak algõlandõ. Bu da bütün dünyada pozisyonumuzu zedeledi. Aslõnda bu teröristler bizim yaşam biçimimizi değiştiremezlerdi. Ama bizler bu terör tehdidi yüzünden yaşam biçimimizi değiştirdik. Başkan Obama yönetimi özellikle son Uluslararasõ Nükleer Enerji Zirvesi’nde nükleer tehdit ele alõnmasõna rağmen yine de õsõyõ düşürdü. - Evet de ABD ısrarla İran’ın nükleer programının dünya güvenliğine tehdit oluşturduğunu iddia ediyor. Bu durumda İran’a karşı pozisyon ne olacak? - ABD olarak biz apaçõk biçimde İran konusunda görece başarõsõz olduk. Ancak geçenlerde İran’õn uluslararasõ camianõn söylediklerini dinlemediği yolundaki Rusya’dan yapõlan açõklama, beni kõsmen umutlandõrdõ. Çin’in İran’a yaptõrõmlar uygulanmasõna katõlmayacağõnõ düşünüyorum. Ama ABD olarak yardõmcõ olabiliriz. Yine de İran’la ilgili şu tartõşmalar biraz havayõ yumuşatabilir: İranlõlar bize şunu söyleyebilirler: “Biz altı nükleer güç tarafından kuşatılmış durumdayız. Bunlar İsrail, ABD, Rusya, Çin, Hindistan ve Pakistan’dır.” O zaman biz de onlara şunu sorabiliriz: “Suudi Arabistan ve Türkiye gibi iki nükleer güç daha bunlara eklenirse sizin durumunuz daha mı iyileşecek?” Belki böyle bir argümanõ ortaya atmak onlarõ iki kere düşünüp fikirlerini değiştirmeye ikna edebilir. Obama kararlı davranmadı - Peki, hazır Türkiye’den söz açılmışken... Siz ATC (ABD-Türk Konseyi) Başkanı olarak ABD’yle Türkiye ilişkilerinin bugün içinde bulunduğu yolu nasıl görüyorsunuz? - Biraz kayalõklõ bir yol olarak görüyorum. Ben bizim bu yönetimin (Obama yönetimi) Ermeni soykõrõm tasarõsõ konusunda daha kararlõ bir pozisyon almamasõndan hayal kõrõklõğõ duydum. Temsilciler Meclisi Dõşişleri Komisyonu’ndaki oylama sõrasõnda neredeyse karşõ tarafõ yeniyorduk (Ermeni soykõrõmõ tasarõsõnõ destekleyenleri). Ama ne yazõk ki tek bir oy farkõyla kaybettik. O nedenle de bu yönetimin tasarõya karşõ çõkanlarõn arkasõnda durmamasõ beni derin düş kõrõklõğõna uğrattõ. Belki Obama yönetimi Türkiye’nin tutumundan biraz düş kõrõklõğõna uğradõklarõnõ söyleyebilir. Türkiye’nin bugün İran’a fazlasõyla yakõnlõk duymasõnõ eleştirebilir. Ama benim görüşüm biraz daha farklõ. Türkiye yõllardõr AB’ye üye olmayõ bekliyor. Ama Fransa Cumhurbaşkanõ Sarkozy ve Almanya Başbakanõ Merkel’in açõk muhalefeti bunu engelliyor. Dolayõsõyla Türkiye şimdi yeni arayõşlar içine girdi. Kendisi için yeni düzenlemeler yapõyor. Üç yüz altmõş derece dönüş ve komşularla sõfõr sorun politikasõ bir hayli akõlcõ bir tutum. Ama bu politikanõn Obama yönetimindeki kimilerini sinirlendirdiğini düşünüyorum. - Siz, 12-13 Nisan’da yapılması gereken ATC yıllık kongresini neden iptal ettiniz? - Şimdi yeni bir karar aldõk. Toplantõyõ önümüzdeki ekimde yapacağõz. Türk arkadaşlarla bunu konuşuyoruz. İkili ilişkilerin de bunu etkileyeceğini düşünüyorum. O zamana kadar ilişkilerin çok iyi durumda olmasõ gerekiyor ki toplantõmõzõ yapabilelim. Yine de şimdilik planõmõz toplantõyõ ekimde yapmaktõr. Toplantõyõ iptal etmek zorunda kaldõk çünkü Kongre Dõşişleri Komisyonu’ndan çõkan Ermeni soykõrõmõ kararõndan sonra Türk işadamõ arkadaşlarõmõzõn, bakanlarõn çoğu toplantõya katõlmamayõ seçtiler. Tepkileri ATC’ye değil, Türkiye’ye yeterli desteği vermeyen yönetimeydi. Bu benim ATC başkanõ olarak ilk kongrem olacağõ için doğrusu üzüldüm. İran eski ihtişamın etkisi altında - Türkiye’nin İran’a daha yakınlaşması, Başbakan Erdoğan’ın İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’dan “Benim yakın arkadaşım” olarak söz etmesi besbelli buradaki Yahudi lobisi, İsrail ve Obama yönetimini rahatsız etmiş gibi görünüyor. Siz buna ne diyeceksiniz? - Türkiye’de kimileri bize İran’la konuşabilme becerisini göstermenin çok önemli olduğunu söylediler. “Sizin ABD olarak böyle bir kabiliyetiniz yok” dediler. Bir anlamda, “ABD kötü polis, biz de Türkiye’de iyi polisiz. Çünkü İran üzerinde etkimiz var” demeye getirdiler. Bunun doğru olup olmadõğõnõ zaman gösterecek. Evet, burada Türkiye’nin İran’a fazlasõyla yakõn olduğu görüşleri doğru. Bunu bize zaman gösterecek. Ama şuna da dikkat çekmek isterim. İran, kendisine çok yakõn olanlara hiçbir zaman iyi davranmamõştõr. Çin İran’a çok iyi davrandõ. Dolayõsõyla Türkiye zaman içinde İran’la kendini benzer bir ilişki içinde bulabilir. İran’a yakõn olmak çok zordur. İranlõlar çok iyi eğitimlidir, kültürlüdür, müthiş espri anlayõşlarõ vardõr ancak tanõdõğõm en aşõrõ milliyetçi ulustur. Bir kere Pers kültürü hâlâ onlarõ yönlendirir. Biz Amerikalõlar için ise Persepolis 2.500 yõl öncesine aittir. - Yani sizce İranlılar hâlâ tarihte mi yaşıyor? - Hâlâ tarihi ihtişamlarõnõn etkisi altõndalar. - Bugünkü İran rejiminin sonsuza dek ayakta kalabileceğini düşünüyor musunuz? - Hayõr. İran’daki son gösterilere bakõnca 1979 ihtilalini yaşamamõş olan genç kuşağõn bir değişim istediği anlaşõlõyor. Burada değişim derken ABD’yle çok yakõn ilişkiler istediklerini kastetmedim. Hayõr. Ama yolsuzluklara bulaşmõş mollalarõn baskõsõnõn da ülkelerinin üzerinden kalkmasõnõ amaçlõyorlar. Daha temsilci, katõlõmcõ bir hükümet istiyorlar. Dolayõsõyla da bu rejim daha fazla ayakta kalamaz. - Ermenistan açılımı yüzünden Azerbaycan’la yaşanan sorunlardan sonra komşularla sıfır sorun politikasının gerçekçi olduğunu düşünüyor musunuz? - Tabii bu politikayõ başka oyuncular zorlaştõrabilir. Türkiye’yle kötü ilişkiler yaratmak isteyenler bunu başarabilirler. Komşularla sõfõr sorun politikasõ fikri iyidir. Ama gerçekler daha farklõ, zor olabilir. Bu politika gerçekçi de olmayabilir. Çünkü başka aktörlerin bu konuda başka düşüncelere sahip olmalarõ da akla gelebilir. - Türkiye’nin dış politikasında eksen kayması olduğu, Türkiye’nin yüzünü daha fazla doğuya, Müslüman dünyaya çevirdiği ve özellikle de Batılı güçlerin bu eksen kaymasından hiç de hoşnut olmadıkları haberleri var. Bunlara ne diyorsunuz? - Bu Türkiye’yi ilgilendiren bir konudur. Türkiye besbelli Müslüman dünyayla Batõ arasõnda bir köprü olmaya çalõşõyor. Batõ dünyasõ ve Ortadoğu arasõnda gerçek bir köprü olmasõ imkânsõz değildir. - Siz Sovyetler Birliği’nin dağılması üzerine Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) üyesi ülkelerle çok yakından ilgilenmiştiniz. Oralarda neler olup bittiğini çok iyi bildiğinize göre bugün baktığınızda Rusya eski gücüne kavuşabilir mi? - Bir dereceye kadar yeniden yapõlanõyor gibi geliyor. Gürcistan’a baskõ yapõyor, Kõrgõzistan ve Kazakistan’da etkili. Rusya’nõn hâlâ Ermenistan’da çok ciddi bir etki gücü var. Tabii ki eski büyüklüğünü bir dereceye kadar yeniden hayata geçirebilir. Ama Soğuk Savaş dönemindeki gücüne yeniden sahip olabileceğini sanmõyorum. Rusya bugün doğalgaz ve petrolden çok para kazanõyor. Ama ne yazõk ki geliri sadece bu iki kaynağa bağlõ. Ama gerçek güç sahibi olabilmek için gelir tabanõnõzõ genişletmeniz, kaynaklarõnõzõ çeşitlendirmeniz lazõmdõr. Doğalgaz ve petrol fiyatlarõ bugünkü yüksek düzeyini yarõn koruyamayabilir. Bu olunca da Rusya zarar görecektir. - AKP hükümetinin İsrail aleyhtarı politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz? - Aslõnda Türkiye’deki politika değişik. Örneğin Türkiye ve İsrail’in işbirliği halinde Kolombiya’ya silah sattõklarõ haberlerini alõyoruz. Bir açõdan bakõldõğõnda belli bir ilişki, işbirliği var. Ama öte yandan baktõğõmõzda, özellikle de Davos Konferansõ’nda, “One minute” olayõ, hele de İsrail Dõşişleri Bakan Yardõmcõsõ Dani Ayalon’un sizin büyükelçiye yaptõklarõnõn her iki taraf için de yanlõş tutumlar olduğunu söyleyebilirim. Karşõlõklõ bu tavõrlarõn devam etmeyeceğini umarõm. - Askeri işbirliğinin iyi gittiğini söylediniz. Peki siyasi düzlemde ilişkileri nasıl görüyorsunuz? Sorunlar sizce nasıl aşılır? - Ayõplõ (disgrace) ilişkiler olarak görüyorum. Sorunlarõ aşmayõ istemeniz lazõmdõr. ABD olarak bizim de İsrail’le sorunlarõmõz var. Onun için ABD Türkiye’ye akõl verecek durumda değil. Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanõ Gül İsrail’le nasõl ilişkiler istediklerine karar vermeliler. Umarõm hakça bir karar olur. İsrail de Türkiye’ye karşõ saygõlõ olmalõdõr. 70 küsur milyon Türk saygõlõ davranõşlarõ hak ediyor. Ermeni sorunu tarihçilere bõrakõlmalõ - Kimi çevreler Türk-Amerikan ilişkilerinin geleceğinin Ankara’nın İran politikasının izleyeceği yola ve Başkan Obama’nın 24 Nisan’daki sözlerine bağlı olduğu görüşünde. Siz buna katılıyor musunuz? - Umarõm doğru değildir. Göreceğiz. Ben arabamõ kullanõrken daha çok dikiz aynasõna değil, ön camõndan dõşarõ bakmayõ tercih ederim. Yani geçmişe bakmaktansa geleceğe bakmak yeğdir. Tarihçilerin, bilim insanlarõnõn bu sorunlarla uğraşmasõ gerekir. Hükümetlerin bu tür konularda yargõlayõp karar verme lüksü yoktur. İşi tarihçilere ve bilim insanlarõna bõrakmalõlar. Bu politikacõlarõn işi değil. Şunun altõnõ çizerek söylemek istiyorum. Temsilciler Meclisi Dõşilişkiler Komitesi’ndeki oylamada onu neredeyse yenmemize kõl payõ kaldõğõ için Berman (Komite Başkanõ) çok şaşõrmõştõ. Yine de bir oy farkla kaybettik. Evet, gücün nelere kadir olduğunu biliyorum. Keşke Obama yönetimi biraz bize yardõmcõ olsaydõ. Yönetimin küçük bir desteği bile onlarõ kolayca yenmemizi sağlayacaktõ. Ama bunu yapmadõlar. - Buradaki bazı düşünce kuruluşlarının Türkiye uzmanları Ankara’nın yakında daha bağımsız bir politika izleyerek NATO’nun askeri kanadından ayrılacağı görüşündeler. Siz bu algılamaları nasıl karşılıyorsunuz? - Bunu duymadõm. Ama şunu söyleyebilirim: Türkiye Soğuk Savaş boyunca NATO’nun çok değerli bir müttefiki olmuştur. Bugün de NATO kesinlikle Türkiye’den kopmak istemez. Ayrõca, bu düşünce kuruluşlarõnõ acaba kim ciddiye alõyor? - Afganistan-Pakistan bölgesi ABD’de çok ciddi kaygıların kaynağı. Siz Afganistan’dan yeni döndünüz. İzlenimlerinizi anlatır mısınız? - Pakistan ordusu Pakistan Taliban’õnõ bastõrmak için uğraş veriyor. Ancak Afganistan Taliban’õ konusunda o kadar ciddi yaklaşõm içinde değiller. Afganistan’da ise sekiz yõl sonra nihayet ABD’nin bir stratejisi oldu. Oldu ama gecikmiş olabiliriz. Taliban’õn savaş alanõnda yenilmesinin olanaksõz olduğu görüldü. Durum karmaşõk. Başkan Obama’nõn Temmuz 2011’de asker çekimine başlama konusundaki açõklamasõ Afganistan’da farklõ tepkilerle karşõlandõ. Oysa ben Taliban dõşõnda böyle bir politikanõn her tarafta olumsuz karşõlanacağõnõ sanõyordum. Yine de Afganistan hükümeti, ordusu ve polisi kendilerinin artõk etkili bir biçimde devreye girmeleri gerektiğinin farkõna vardõlar. Çünkü Amerikalõlarõn ülkede sonsuza kadar kalamayacağõnõ onlar da artõk gördü. Afganistan’õ işgal etmek istemiyoruz. Ama kadõn gruplarõ bu karardan rahatsõz. Çünkü Amerika’nõn çekilmesinden sonra son yõllarda elde ettikleri sõnõrlõ da olsa kazanõmlarõ tümden kaybedeceklerinden korkuyorlar. - Amerikan kuvvetleri Irak’tan da çekildikten sonra sizce Irak’ta neler olacak? Geride bırakacakları Amerikan silahlarının güvenliğini kim sağlayacak? - Evet, bir kõsõm askerler çekilecek. Ama tam sayõsõnõ bilmediğim, belki 30 bin, belki 50 bin Amerikan askeri Irak’ta kalmaya devam edecek. Bildiğim kadarõyla Amerikan silahlarõnõn çok büyük kõsmõ da geri çekilecek. Şunu söyleyebilirim, Irak ordusunun elinde Türkiye için tehdit anlamõna gelebilecek Amerikan uçaklarõ kalmayacak. Irak’ta hükümet kurulmasõna gelince. İran’õn bu işe karõşmamasõ lazõm. Aksi halde Irak’ta daha çok kan dökülür. - Sizce eski Başkan Bush Irak’a girme kararıyla ABD’nin başına büyük dert açmadı mı? - ABD’de, Almanya’da, İngiltere’de çoğumuz gibi Başkan Bush da Irak’ta kitle imha silahlarõ olduğuna samimiyetle inanõyordu. Ama Irak’õn sorunlarõnõn çözülmesi için etkili çalõşma yapõlmasõnõ sağlayamadõ. Irak’la ilgili etkili çalõşma yapmasõ için ABD bürokrasisini yeterince zorlamadõ. Irak’õn işgali onun için kolay bir işti. Ama bunun bir de devamõ vardõ. İşgal kolaydõr da oradan çõkmak zordur. Afganistan’da da aynõsõ oluyor. Bush’un bu gerçeği dikkate almadõğõnõ düşünüyorum. Köktendinci terör tehlikedir - ABD’de, Batı’da, İsrail’de Türkiye’de bir şeriatçılık tehlikesi olduğu endişeleri var. Siz bunlara ne diyorsunuz? - Ankara ve İstanbul dõşõnda farklõ bir Türkiye olduğu söyleniyor. Ama şeriatçõlõk ya da İslam köktendinciliği deyimini kullanõrken çok dikkatli olmak lazõm. Bir insan köktendinci olabilir ve yaşamõnõ ona göre belirleyebilir. Ama tehlikeli olan terörle İslam köktendinciliğinin bağdaştõrõlmasõ ki ben bunu hiçbir zaman kabul etmem. Bana göre Türkiye’nin önünde PKK gibi başka tehditler var. - Uluslararası Nükleer Enerji Zirvesi’nin ardından sizce ne gibi gelişmeler olur ya da olmaz? - Bakõn, nasõl kurallar koyarsanõz koyun tarih bize bu kurallarõn arkasõndan dolanmak isteyenlerin bunu yaptõklarõnõ göstermiştir. Ayrõca size İran ve Kuzey Kore’nin bu konferansa katõlmadõklarõnõ da hatõrlatmak isterim. Pakistan vardõ ama anlaşõldõğõ kadarõyla onlar da yeni birtakõm nükleer santrallar inşa etme peşindeler. Hindistan’õn bu konudaki karnesi çok iyi. Yine de zaman bize neyin ne olduğunu gösterecek. Bu nükleer zirveyi ilginç ama fazla da etkili olmayacak bir toplantõ olarak değerlendiriyorum. - Yani Kopenhag’da yapılan iklim değişikliği zirvesi gibi mi? - Beyaz Saray, zirveyi olduğundan önemli ve büyük göstermekle eleştirildi. Evet, 47 ülke, devlet ve hükümet başkanlarõ ve bakanlar düzeyinde temsil edildi. Ama bu toplantõyõ olduğundan önemli olarak takdim etmemek lazõmdõr. Bu arada şunu belirteyim, Başbakan Erdoğan’õn, hele de Temsilciler Meclisi Dõşişleri Komitesi’ndeki soykõrõm kararõndan sonra zirveye gelmesi beni memnun etti. Gelmeyeceği konusunda endişeler vardõ. P O R T R E RICHARD ARMITAGE ABD Deniz Kuvvetleri Akademisi’nden 1967’de mezun oldu. Vietnam Savaşõ’na denizci olarak katõldõ. Güney Vietnam’õn başkenti Saygon’da ABD Savunma Ataşeliği’nde görev yaptõ. Saygon’un Vietkong’un eline düşmesinden önce Vietnam kuvvetlerinin ülkeden boşaltõlmasõ operasyonunu yürüttü. 1983-89 arasõ Uluslararasõ Güvenlik İşlerinden Sorumlu ABD Savunma Bakan Yardõmcõlõğõ görevinde bulundu. 1991 Körfez Savaşõ sõrasõnda ABD Başkanõ Bush’un Ürdün Kõralõ Hüseyin’e özel elçiliğini yaptõ. 1992- 93 arasõ büyükelçi payesiyle eski Sovyet cumhuriyetlerine ABD yardõmlarõnõ gönderme operasyonunu yönetti. Bir süre devlet görevlerine ara vererek 1993-2001 arasõ Armitage Associates Şirketi’nin yönetim kurulu başkanõ oldu. 2001’de yine devlete dönerek ABD Dõşişleri Bakan Yardõmcõsõ olarak görevlendirildi. 2005’te yeniden şirketinin başõna döndü. Pek çok düşünce kuruluşu ve şirketin de yönetim kurulu üyesi. Aynõ zamanda da Amerikan-Türk ilişkilerinde etkin kuruluş olan Amerikan-Türk Konseyi’nin (ATC) Başkanõ. SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU - 1 Mart tezkeresi sizce ABD- Türkiye ilişkilerinde nasıl bir etki yaptı? - Bu konuda Kongre’de ifade verdim. Bütün kongre Türk parlamentosunun o kararõna çok kõzmõştõ. Kongre’ye, “Eğer demokrasiye saygı duyuyorsanız Türk Parlamentosu’nun kararına da saygı göstermeniz lazım. Demokratik olarak seçilmiş bir parlamento ABD askerlerinin Türkiye’den geçmesini istemedi” dedim. Sözlerimi beğenmediler ama benim argümanõmõ da kabullenmek zorunda kaldõlar. Ama şunu söyleyebilirim. 1 Mart kararõ ABD-Türkiye ilişkilerini zehirlemedi. Türkiye’de pek çok kişi tezkere kararõnõn ABD- Türkiye ilişkilerine zarar vermesinden korkuyordu. Öyle olmadõ. Ama daha sonra ilişkiler karmaşõk hale geldi. Çünkü ABD yönetimi Türk hükümetine PKK sorununu halledeceği sözünü vermişti. Sorun buradan çõktõ. - Kuzey Irak’ta o kadar Amerikan askeri varken neden Türk askerine yardımcı olmadılar? - Çünkü Kuzey Irak dağlarõnda PKK’ye karşõ çok sayõda ABD askeri göndermek gerekiyordu ki biz buna hazõrlõklõ değildik. Bunun izahõ bu kadar basit. Yine de bana göre Türk Ordusu ABD’den fazla yardõm almamasõna rağmen PKK’ye karşõ etkili bir savaş verdi. Bu da iyi oldu. En azõndan daha fazla batağa saplanmadõk. - Peki, Türkiye’nin AB üyeliği macerasını nasıl görüyorsunuz? - Türkiye düş kõrõklõğõna uğramakta çok haklõ. Ama bir yandan da AB’nin pozisyonuna bakõyorum. Bir sabah kalkõp Ortadoğu’nun en büyük Müslüman halkõna sahip ülkesinin AB üyesi olduğunu görmek gerçekten zor bir durum. Yine de Türkiye’nin tam üyelik isteyeceğini bile bile bugüne geldiler. O zaman da adama sorarlar, kulübe almayacağõnõzõ bile bile neden bunca yõl üyelik müzakerelerini sürdürdünüz, diye. Ankara ve İstanbul dõşõnda farklõ bir Türkiye olduğu söyleniyor. Ama şeriatçõlõk ya da İslam köktendinciliği deyimini kullanõrken çok dikkatli olmak lazõm. Bir insan köktendinci olabilir ve yaşamõnõ ona göre belirleyebilir. Ama tehlikeli olan terörle İslam köktendinciliğinin bağdaştõrõlmasõ ki ben bunu hiçbir zaman kabul etmem. Bana göre Türkiye’nin önünde PKK gibi başka tehditler var. Türkiye’de bize İran’la konuşabilmenin çok önemli olduğunu söylediler. “ABD olarak böyle bir kabiliyetiniz yok” dediler. Bir anlamda, “ABD kötü polis, biz de Türkiye’de iyi polisiz. İran üzerinde etkimiz var” demeye getirdiler. Bunun doğru olup olmadõğõnõ zaman gösterecek. Evet, burada Türkiye’nin İran’a fazlasõyla yakõn olduğu görüşleri doğru. AB TÜRKİYE’YE HAKSIZLIK EDİYOR
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear