Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 2 NİSAN 2010 CUMA
6 HABERLER
DENİZ TATARER TEMUR
Dünyanõn en dayanõklõ ve güvenli ka-
rayolu kaplama şekli olan asfaltma sis-
temi, Türkiye’de her yõl yenilenen ve
devlet bütçesinden milyonlarca liranõn
harcandõğõ bir rant alanõ haline geldi. Av-
rupa ülkelerinde ortalama 3 yõlda bir ye-
nilenen asfalt yollar, Türkiye’de kulla-
nõlan kalitesiz malzeme ve yetersiz alt-
yapõ nedeniyle kõsa sürede kullanõlamaz
hale geliyor. Türkiye’nin en büyük as-
falt üretim şirketlerinden İSFALT AŞ’yi
bünyesinde bulunduran İstanbul Bü-
yükşehir Belediyesi (İBB) kenti sağlam
ve güvenli asfalta kavuşturamadõ.
Yõlda 20 milyon tonun üzerinde
asfaltõn kullanõldõğõ Türkiye’de yapõlan
yeni bir asfalt yol en fazla 1.5 yõl kul-
lanõlabiliyor. Yollarõn belirli bölgele-
rinde meydana gelen çökme ve kay-
malar nedeniyle de yurttaşlar sürekli ya-
malõ yollarda seyahat etmek zorunda ka-
lõyor. İç piyasaya asfalt üreten firmalarõn
Avrupa Birliği’nce öngörülen uluslar-
arasõ sertifika sisteminin dõşõnda tutul-
masõ da kalitesiz asfalt kullanõmõnõn
önünü açõyor.
Bakõrköy-Sirkeci arasõndaki sahil
yolu da asfaltõn bozulmasõ nedeniyle
yurttaşlarõn tepkisine neden oluyor. Ko-
pan asfalt parçalarõ nedeniyle zarar gö-
ren araç tekerlekleri de çok sayõda ka-
zaya neden oluyor. Her yağmurda su
dolan çukurlar can ve sürüş güvenliğini
tehdit ediyor. E-5 karayolunun Avcõ-
lar-Zincirlikuyu arasõndaki bölümünün
“sessiz asfalt”la kaplanmasõnõn ar-
dõndan sorunsuz sürüş sağlanõrken ka-
rayolunun diğer bölgelerindeki so-
runlar sürüyor. Özellikle yolun Ana-
dolu yakasõndaki bölümündeki çu-
kurlar ve yamalar yurttaşlarõn tepkisi-
ne neden oluyor.
İstanbul’da metrobüs hattõndaki as-
falt yol, hizmete açõlmasõnõn üzerinden
bir yõl geçmeden çatlak, çökme nede-
niyle bakõma alõndõ. Uzun süre asfalt ka-
litesi tartõşõlan ve 366 milyon TL’ye
malolan metrobüs yolu kullanõlamaz
hale gelince bakõma alõnmõştõ.
Habur’dan
gelenlere dava
DİYARBAKIR
(Cumhuriyet) - Irak’õn
Kandil ve Mahmur
kamplarõndan gelen
grupla ilgili yürütülen so-
ruşturma kapsamõnda ilk
iddianame hazõrlandõ.
Diyarbakõr Cumhuriyet
Başsavcõlõğõ’nca grupta
yer alan Musa Tümeğ
hakkõnda hazõrlanan id-
dianamede, terör örgütü
elebaşõ Abdullah Öca-
lan’õn çağrõlarõ doğrultu-
sunda gelen grubu karşõ-
lamak için düzenlenen
törenin terör örgütünün
gövde gösterisine dönüş-
tüğü belirtildi. Tümeğ’in
örgüt üyesi olduğu yö-
nünde herhangi bir bilgi-
nin elde edilemediği kay-
dedilen iddianamede, söz
konusu etkinliklerde te-
rör örgütünün propagan-
dasõnõ yaptõğõ gerekçe-
siyle 15 yõla kadar hapsi
istendi.
BDP’den
suikast sorusu
ANKARA (AN-
KA) - BDP Grup Baş-
kanvekili ve Batman
Milletvekili Ayla Akat
Ata, İçişleri Bakanõ Be-
şir Atalay’a, “Osman
Baydemir’e suikast ya-
põlacağõna dair 19 Mart
tarihi ve öncesinde Di-
yarbakõr Emniyet Mü-
dürlüğü’ne herhangi bir
bilgi ulaşmõş mõdõr” di-
ye sordu. Ata, Meclis
Başkanlõğõ’na sunduğu
yazõlõ soru önergesinde,
“Konuyla ilgili olarak
Belediye Başkanõ Os-
man Baydemir’e neden
bilgi verilmemiştir?
E.K.Ş, verdiği ifadenin
ardõndan niçin savcõlõğa
sevk edilmemiştir? Bu
durum yasal mõdõr? Adõ
geçen kişinin 19 Mart’ta
Ankara’dan Diyarba-
kõr’a gidişiyle ilgili ola-
rak Emniyet Müdürlüğü
bilgi sahibi olmuş mu-
dur” sorularõnõ yöneltti.
16 yaşında
gence 6 yıl hapis
ADANA (Cum-
huriyet) - Adana’da
DTP’nin kapatõlmasõ ve
Diyarbakõr’da bazõ kişi-
lerin tutuklanmasõnõ
protesto etmek için dü-
zenlenen gösteriye ka-
tõldõğõ öne sürülen
Ç.B. (16) 6 yõl 3 ay 11
gün hapis cezasõna
mahkûm edildi. Adana
7. Ağõr Ceza Mahke-
mesi’ndeki duruşmada
Ç.B, suçsuz olduğunu
belirterek beraatõnõ iste-
di. Mahkeme heyeti,
yaşõnõn küçük olmasõ
nedeniyle indirim mad-
delerinden yararlandõr-
dõğõ sanõğõn, hakkõnda-
ki tutuklama sebepleri-
nin ortadan kalktõğõnõ
dikkate alarak tahliyesi-
ne karar verdi.
LEYLA TAVŞANOĞLU
Türkiye Ziraatçiler Derneği Başkanõ
İbrahim Yetkin’le Türkiye’de dün-
yanõn en pahalõ etinin yenmesinin ne-
denlerini konuşuyoruz. Yetkin Et ve Ba-
lõk Kurumu’nun (EBK) yok edilmesin-
den sonra Türkiye’de besiciliğin bitti-
ğini, EBK’nin yeniden canlandõrõlmasõ
çabalarõnõn ise et fiyatlarõndaki artõş ba-
hane edilip daha fazla ithalat yapõlma-
sõna zemin hazõrlanmasõyla önünün ke-
sildiğini anlatõyor.
-Dünyanın en pahalı etini yiyoruz.
Atlar, eşekler kesiliyor. Sınırları-
mızdan her türlü hayvan kaçak ola-
rak giriyor. Oysa Türkiye bir za-
manlar hayvan ihraç eden, et ihraç
eden bir ülkeydi. Ne oldu bize?
İBRAHİM YETKİN - Türkiye
1980’li yõllara kadar Ortadoğu’nun hay-
vancõlõk merkezlerinden biriydi. O ta-
rihlere kadar hükümetler de genellikle
hayvancõlõğa destek olurdu. Özellikle Et
Balõk Kurumu, hayvancõlõğa destek ve-
ren en önemli kuruluştu. Bu nedenle o
yõllarda Türkiye’den dõşarõ canlõ hayvan
kaçakçõlõğõ yapõlõrdõ. Hatta Suriye bile
o nedenle mayõnlanmõştõr.
‘Yerli üretici ithal etle
rekabet edemedi’
- Et Balık Kurumu galiba bu öy-
küde önemli bir yer tutuyor...
YETKİN - Çok haklõsõnõz. Bu ku-
rum 1952 yõlõnda oluşturuldu ve Erzu-
rum’da bir Et Kombinasõ kurarak işe
başladõ. Et piyasasõnda düzenleyici,
teşvik edici bir rol oynadõ. Ama 1984
yõlõnda Özal hükümeti döneminde et it-
halatõ serbest bõrakõldõ.
O dönemde Avrupa başta olmak üze-
re birçok ülkeden en ucuz, en kalitesiz
etler ülkemize doldu. Ayrõca et stokla-
rõnõ eritmek isteyen AB hükümetleri o
dönemde et ihracatõnõ sübvanse ettikleri
için ülkeye düşük fiyattan et girdi. Yer-
li üretici bu fiyatlarla rekabet edemedi.
Bu arada kuruma destek verilmeyerek
borçlandõrõldõ; ardõndan 1993’te özel-
leştirilme kapsamõna alõndõ. O tarihte Et
Balõk Kurumu, tüm engellemelere rağ-
men 28’i kombina olmak üzere 35 iş-
letmede 6 binden fazla insan istihdam
eden, et üretim kapasitesinin yarõdan faz-
lasõnõ denetleyen bir kuruluştu. Özel-
leştirme sõrasõnda varlõklarõ parça par-
ça satõldõ ya da kapatõldõ.
Sonuçta üreticinin hayvanõnõ sata-
bildiği, satõn alõnan hayvanõn kurallara
uygun biçimde kesilip işlendiği ve tü-
keticiye ya da sanayiciye uygun fiyatla
satõldõğõ en büyük et işletmesi bitkisel
yaşama sokuldu. Büyük ölçüde zarar
etmeye başladõ. Aynõ dönemde Tür-
kiye’de terörün yaygõnlaşmasõ nede-
niyle hayvancõlõğõn en önemli mer-
kezlerini oluşturan Doğu ve Güney-
doğu Anadolu bölgelerinde meralar
hayvancõlõğa adõm adõm kapatõldõ.
1940 yõlõnda 44 milyon hektar olan ça-
yõr mera alanlarõ 2000’li yõllarda 12
milyon hektara kadar düşmüştü. Bu
durumda hayvancõlõkla uğraşan üre-
ticiler hayvanlarõnõ beslemekte ve
değerine satmakta zorlandõ. Bunun so-
nucu hayvanlar kesilmeye başlandõ.
Bu arada yem sanayii de kapatõldõ.
Üretici, uygun fiyata yem alamayõn-
ca maliyetleri arttõ.
TZD Başkanõ Yetkin, yurttaşõn dünyanõn en pahalõ etini yemesinin nedenlerini anlattõ
‘Türkiye’de besicilik bitti’
- Bir de kaçak et sorunu var...
YETKİN - Burada da en
önemli etken et üretiminin yüksek
maliyeti. Eskiden küçük üreticiler
mera hayvancõlõğõ yaparken hay-
vanlarõmõzõn karkas ağõrlõğõ dü-
şüktü; ama sayõ fazlaydõ. Meralar
ucuz üretime imkân veriyordu.
Türkiye’de şu anda 1 kg sõğõr eti-
nin üretim maliyeti ortalama 5
Avro ve bu maliyetin yaklaşõk
yüzde 70’i yemden kaynaklanõ-
yor. AB’de ise bu rakam 2.5 Avro
seviyesinde. 2008 yõlõnda Türki-
ye’de üretici kõrmõzõ etin kilogra-
mõ 8 TL civarõnda satõyordu. Buna
karşõlõk etin tüketiciye ortalama
satõş fiyatõ 14 TL civarõndaydõ.
2010 yõlõ başõ itibarõyla etin üretici
fiyatõ 16 lirayõ, tüketiciye satõş fi-
yatõ ise 30 lirayõ aştõ. Yani maliyet
arttõkça üretici zorlanõyor; buna
karşõlõk fiyat tüketiciye katlanarak
yansõyor. Tabii bu durumda ka-
çakçõlõk çok cazip bir hale geliyor.
Bunun sonucunda, et ve hayvan
kaçakçõlõğõ artarken bir kõsõm fõr-
satçõ da piyasa değeri bulunmayan
yaşlõ at ve eşekleri dana ve sõğõr
eti niyetine satõşa sunuyor.
- Kaçak et ülkeye nasıl giri-
yor?
YETKİN - Genellikle, İran
ve Irak sõnõrõndan kaçak yollar-
dan sokulan canlõ hayvanlar pi-
yasaya sürülüyor. Bunun için
Şemdinli, Yüksekova, Başkale
gibi merkezler kullanõlõyor. Ka-
çak hayvan ticareti için özellikle
ucuz olmasõ nedeniyle hasta ya
da terk edilmiş hayvanlar tercih
ediliyor. Bu tür kaçakçõlõğõn por-
tesi eski bir Tarõm Bakanõ’nõn
ifadesine göre 7 milyar dolar ci-
varõnda tahmin ediliyor.
$
Kaçakçılığın
boyutu 7 milyar
1996 yõlõndan itibaren et ithalatõ kõsõtlandõ. Hayvancõlõğõ teşvik amacõyla bazõ
önlemler alõndõ. Bunun sonunda hayvancõlõğa yeniden bir yönlenme oldu.
1990’larõn sonlarõnda çok sayõda üretici kredi ile hayvancõlõk işletmeleri
kurdu. Ama ardõndan 2001 krizi geldi. Kredi çekerek hayvancõlõğa giren
tüm işletmeler iflas etti. Hayvanlar kesildi; besihaneler terk edildi. Sonun-
da, bu gidişi durdurmak için bazõ adõmlar atõldõ. 2005 yõlõnda EBK eski
statüsüne getirildi. Bu arada et ithalatõ tamamen yasaklandõ ve hayvancõlõ-
ğa yönelik bazõ teşvikler getirildi. Şu sõralar EBK bazõ kombinalarõ yeniden
açõyor; teknolojisini yenilemeye çalõşõyor. Pazarda yeniden bir güç olmaya
çalõşõyor. Doğrusu da bu. Ama bu arada çok kan kaybedildi. Bugün artan
et fiyatlarõ o kan kaybõnõn sonucudur. Şimdi de fiyat artõşlarõ öne sürülerek
yeniden et ithalatõnõn serbest bõrakõlmasõ için çabalar arttõ.
‘EBK’NİN CANLANMASI ENGELLENİYOR’
Yetkin, Tavşanoğlu’nun sorularını
yanıtladı. (NECATİ SAVAŞ)
TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com
Çiçeklerin dallarda bahara
dönüştüğü o gün, yemyeşil çimenlerin
üzerine oturmuş, kuzuların acemi
koşuşturmasını izliyordu!..
Annesinin bir kâğıda sardığı peyniri
sac ekmeğine katık etmişti... Saman
karışmış saçlarında naylon tokası,
mektep görmemiş başında hayalleri
vardı!..
Kuş seslerinin kadifemsi bir
rüzgâra karıştığı anlarda vadiyi
izlerken ağızlarından salyalar akan
kurtların sessizliğinin farkına bile
varamadı!..
Yılanlar gibi çullandılar üzerine...
Zamansız korkuları, körpe çağlarında
insanlığın bir başka yüzüyle tanışan
kuzuların da paniğine karıştı!.. Biri
ağzını kapadı kir tutmuş elleriyle,
diğeri parçalarcasına iç çamaşırını
çıkardı...
Ve kurtlarla kuzunun utanç verici
kavgası başladı!.. Önce çiğdemler
ezildi sonra çimenler!.. En sonunda da
kuzulara çobanlık yapan bir ana
kuzusunun el değmemiş onuru!..
Kurtlar salyaları ve
ahlaksızlıklarını masum kuzuların
dolaştığı topraklara bırakıp kaçtılar!
O ise kirlenmiş bedeninin çığlığa
dönüşmüş öfkesiyle baş başa kaldı!..
Birkaç damla kan ve bolca gözyaşı...
Anasının kuzusu, dünyaya henüz
gelmiş kuzularını önüne katıp
çaresizce köyüne döndü... Minik
hayvanları ahıra kapadı sonra da
toprak zeminde rüyalarına plato olan
ezik döşeğine uzandı... Ağladı... ve de
ağladı!..
O ağladıkça çevresi sorguladı,
sorgulandıkça sustu ve öfkesini
yüreğine saplanan ihanetin yuvasında
çevirip durdu... Anlatsa, kim
inanacaktı ki ona?..
Kurtlar yaptıklarıyla
yetinmediler... Rezaletin er geç
ortaya çıkacağının paniğiyle kan
bulaşmış dişlerini yeniden
gösterdiler ve kendi pisliklerini,
ölümün cenderesinde gizlemeye
karar verdiler!..
O sabah, yani 29 Nisan 2009 günü
Diyarbakır’ın Kocaköy’ünde, 7
çocuklu bir ailenin 14 yaşındaki kızı
Havva ahırda asılmış olarak
bulundu! Olay jandarma raporuna
intihar diye geçti!
Savcı yaşamın baharında gelen bu
ölümden kuşkulandı. Yapılan
incelemede Havva’nın cinsel
organında morluklar bulundu, kızlık
zarının ise son beş gün içinde yırtılmış
olduğu saptandı!..
Soruşturmayı derinleştiren savcı,
küçük kızın tırnak aralarından doku
örnekleri aldırdı... Dokular kurbanın
yakınlarından elde edilen kan
örnekleriyle birlikte İstanbul Adli Tıp
Kurumu’na gönderildi.
Ve acı gerçek kısa süre sonra
ortaya çıktı... Adli Tıp raporunda,
Havva’nın tırnak aralarındaki doku ile
kuzenlerine ait DNA örneklerinin
uyuştuğu belirlendi.
Savcı bu rapor üzerine küçük kızın
ablası Muhbet’in de ifadesine
başvurdu. Muhbet şunları anlattı:
“Havva olaydan
bir hafta önce
durgundu. ‘Neyin
var’ diye sorunca
dağda kuzuları
otlatırken amcamın
oğulları Hüseyin ile
V.’nin kendisine
tecavüz ettiğini ve
bunu duyurması
halinde kendisini öldüreceklerini
söylediğini anlattı.”
Tutuklanan Hüseyin (19), Mehmet
(20) ile 18 yaşından küçük olan V.E.
hakkında küçük yaşta çocuk
öldürmek, delilleri karartmak ve
tecavüz; 43 yaşındaki Abdurrahman
E. hakkında ise cinayete azmettirmek
suçlarından ağırlaştırılmış müebbet
hapis istemiyle dava açıldı.
Diyarbakır’ın Kocaköy’ünde
vahşetin kurtları kendileriyle aynı
kanı taşıyan bir kuzuya işte böyle
kıydılar!.. Söyler misiniz; kuzular mı
sessiz bu dünyada kurtlar mı?..
Kurtların Sessizliği!..
Son 15 günde 6 askerin
şehit olduğu Güneydoğu’daki
hareketlilik tehlike sinyalleri
veriyor! Bakın orada neler
oluyor?
Kuzey Irak’ın Erbil kentinde,
Türkiye, ABD ve Irak’ın
katılımıyla üç yıl önce
oluşturulan “Üçlü Mekanizma”
merkezinin PKK’yi kumpasa
alma stratejisinin üçüncü
aşaması uygulanıyor.
İlk hedef 4 bin kadar militanı
barındıran Kandil Dağı ve
çevresinin ablukaya alınması ve
örgütün lojistiğinin
engellenmesiydi. Bu strateji,
Kürt devletinin dekleresi sözü
verilen peşmergelerin yoğun
desteğiyle yüzde 70 oranında
etkili oldu.
İkinci aşama PKK’nin para
trafiğinin kesilmesiydi. Örgütün
çatı yapılanması olan KCK’ye
yönelik 2009 yılının Nisan
ayından bu yana sürdürülen
operasyonlar bu hedefe de
hizmet ediyor. Bu planın ikinci
ve en önemli etabı ise
Avrupa’da sürdürüldü. ABD,
Murat Karayılan, PKK’nin eski
Avrupa sorumlusu Ali Rıza
Altun ve KONGRA-GEL
Başkanı Zübeyir Aydar’ı “Özel
Olarak Belirlenmiş
Uyuşturucu Kaçakçısı” olarak
ilan etti.
Fransa ise örgütün para
trafiğini engelleme uğruna Paris
merkezli yürüttüğü operasyonu
İsveç, Danimarka ve hatta
İtalya’ya kadar uzattı. Zübeyir
Aydar ile diğer KONGRA-GEL
yöneticisi Remzi Kartal’ın bir
süre tutuklu kalmasının nedeni
budur.
Ve son aşama... Haftalardır
PKK’nin mayıstan itibaren
saldıracağını söylüyorum.
Zaten son 15 günde 6 askerin
şehit olması da örgütün eylem
gücünü araziye kaydırdığını
gösteriyor. İşte Güneydoğu’da
ne oluyor sorusunun yanıtı da
burada başlıyor.
AKP’nin fiyaskoya dönüşen
“Kürt Açılımı” çabalarından
umudunu kesen PKK kendi
stratejisine döndü. Yani
şiddeti, bir dayatma yöntemi
olarak kullanmaya başladı!..
TSK bir ay öncesinden
itibaren Irak-İran sınırında bu
yüzden teyakkuza geçti.
Anlayacağınız iktidarın
demokratikleşme takıyyesi
devleti yeniden bir güvenlik
sorunuyla karşı karşıya bıraktı!..
Kumpas!..
Önce iddialara bakalım
sonra da üzerinde çokça
düşünülmesi gereken asıl
soruyu soralım...
Amerikan Savunma
Bakanı Robert Gates 5
Şubat’ta Ankara’ya
yaptığı ziyarette
Türkiye’nin PKK’ye karşı
kullanabileceği yeni
olanaklar aradığını, KDP
lideri Mesud Barzani’yle
yaptığı görüşmede ise
PKK’ye baskı kurması
gerektiğini söylediğini
açıklamıştı...
Buraya kadar her şey
normal görünüyor. Ta ki
PKK yöneticisi Murat
Karayılan’ın bu
görüşmenin içeriğiyle
ilgili iddialarına kadar!
Karayılan; Erdoğan ve
Gates’in görüşmesinde
kendilerine yönelik
suikast planlarının ele
alındığını söylemiş.
Karayılan’ın Atılım
gazetesine verdiği
demeç şöyleydi:
“Diyorlar ki, bilmem
şu şu yönetim üyelerini
tasfiye edersek biter.
Yapmak istedikleri
şeylerden biri suikast
yapmaktır. Erdoğan’ın
Gates’ten bizzat
istediği şey suikast
uçaklarıdır. Belli oluyor
ki, basından
anladığımız kadarıyla,
yine bazı kaynaklardan
edindiğimiz bilgiye göre
önceden bu anlaşma
Türkiye’yle Amerika
arasında yapılmış.
Fakat Amerika
pratikleştirmiyor. Şimdi
Erdoğan, Gates’e niye
pratikleştirmiyorsunuz
diye sormuş, o da
demiş tamam,
konuşalım,
pratikleştirelim.”
Peki, bu çok iddialı
açıklamaları okuduktan
sonra sorulacak soru
sizin de aklınıza geldi
mi?.. Mesele, Karayılan
ekibinin suikast
korkusuyla saldırıya
geçmesi değil;
Ankara’daki çok kritik bir
toplantının içeriğinin
Karayılan’a kadar
sızdıran “bazı
kaynaklar”ın kim
olduğudur!..
Suikast!..
Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Claudia
Roth, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başka-
nı Osman Baydemir’i makamında ziyaret etti.
Baydemir’le kucaklaşıp elini tutan Roth,
“Güney’in Paris şehrinde, sizin yanınızda ol-
maktan mutluluk duyuyorum” dedi. Roth,
gözyaşlarıyla bir kış dönemi geçirdiklerini,
herkes için iyi bir baharın olmasını istediğini
belirterek, “Belediye başkanlarına, cezaevle-
rindeki 3 bin çocuğa ve köyünden göç edenle-
re bahar gelsin istiyorum” diye konuştu. Bay-
demir ise ziyaret sırasında Başbakan Tayyip
Erdoğan’a atıfta bulunarak, “Almanya’da
Türkiyeli yurttaşlarımız için Türkçe eğitim
talebinde bulunanların bence Türkiye’de
Kürt yurttaşlarına da ana dilde eğitim hakkı
vermeliler” diye konuştu. (Fotoğraf: AA)
Diyarbakır’da
sıcak karşılama
İstanbul Haber Servisi - İstanbul’dan Bin-
göl’e giden otobüsün içinde uzun namlulu silah-
lar bulunduğu şeklindeki ihbar polisi alarma ge-
çirdi. Sultanbeyli Terminali’nden hareket ettiği
öğrenilen Has Bingöl firmasõna ait otobüs Ankara
otobanõna girdikten sonra, polis ekipleri tarafõn-
dan izlenmeye başladõ. Otobüs, Opet Mehmetçik
Vakfõ Tesisleri yakõnõnda polis ekiplerince durdu-
ruldu. Yapõlan incelemede silahlarõn askeri perso-
nele ait olduğu anlaşõldõ. Otobüste bir astsubay ve
iki erin bulunduğu ve silahlarõn askeri personele
ait olduğu belirlendi. Görev kâğõdõnõ ve kimliğini
polis ekiplerine gösteren astsubayõn verdiği bilgi-
ler doğrultusunda Bingöl’ün Genç ilçesinde yaka-
lanan bir asker firarisinin İstanbul’a getirilerek 2.
Zõrhlõ Tugay Komutanlõğõ’na teslim edildiği ve
Bingöl’e geri döndükleri öğrenildi. Olay yerine
gelen jandarma ekipleri ve polisin kõsa süreli gö-
rüşmesinin ardõndan yolcular ve askeri personel
araca binerek otobüs yoluna devam etti.
Polisi alarma
geçiren ihbar
Avrupa’da üç yõlda bir yenilenen asfalt yollar Türkiye’de en fazla 1.5 yõl kullanõlabiliyor
Yenirantkapõsõ:Asfalt
Çukurca’da
teröristlerle çatışma
Yurt Haberleri Servisi - Hakkâri’nin Çukur-
ca ilçesinde Hantepe bölgesinde bulunan kara-
kola PKK’lilerce taciz ateşi açõldõ. Karakolda
ölen ve yaralanan olmazken gündüz bölgede çõ-
kan çatõşmada çok sayõda teröristin öldürüldüğü
belirtildi. Dört gün önce mayõn patlamasõ sonu-
cu 3 uzman çavuşun şehit olmasõnõn ardõndan
bölgedeki hareketlilik sona ermedi. PKK’liler
önceki gece de Hantepe bölgesindeki jandarma
karakoluna saat 22.00 sõralarõnda taciz ateşi aç-
tõ. Taciz ateşine anõnda karşõlõk verilirken böl-
gede operasyon başlatõldõ. Operasyon nedeniyle
bölgeye asker ve mühimmat sevkõyatõ yapõldõ.