23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
PınarNurhandan insanlıkdurumuna'dair Modem Cinayetlerin Kokusu Modernleşme olarak adlandırılan sürecin bireyler, toplumlar ve tüm insanlık için getirdikleri- götürdükleri, üzerimizde sürüp giden etkisi edebiyat ürünlerinde de karşımıza çıkıyor. Pınar Nurhan'ın Modern cinayetlerin Kokusu kitabı da günümüz insanının yaşama ortamından yola çıkarak modernîtenin temel kavram, değer ve izlerinin sorgulandığı metinlerden oluşuyor. Mustafa GÜNAY E ski çağlarda bilgelik ve erde- tnin temeli olarak anlaşdan akıl, moderniteylc birlikte araçsallaşarak daha çok yıkıcı sonuçlar yönünde kullandageldi. Po- zitivist ve pragmatist bir züiniyetin kı- lavuzluğunda bilim, teknoloji ve siya- set, dünyayı yaşanılmaz bir yere dön- üştürdü. Kokusu yayüan modern ci- nayetlere ya da başka bir deyişle modern dönemin cinayetlerine hepimiz tanık değil miyiz? Ölüm kamplan, gaz odaları, Hiroşi- ma, Nagazaki, Bağdat, Felluce, Filistin v.b. Daha da uzatabileceğimiz ölüm listelerinin insanı bunalttığı bir durumda, modernliğin ve modern olmanın sorgulanması kaçınıT maz. Bu sorgulama "ilkel" ya da "ilksel" olarak adlandırılan insanlann ve kültürlerin yeniden düşünülmesini de gerektirir. Za- man olarak geridc kalsa da modern çağdaki cinayetlerin vc kıyımların etkisi insanın duygu ve düşünce dünyasında siyah bulut- lar oİarak dolaşıyor. Böyle bir ortamda insan olarak yaşama- nın ve insan kalmanın dayanaklannın neler olabileceği dc varolussal bir önem taşır: "Artık Trobriand Adalan'na gidip yerliler gibi yaşayamayız/Çünkü bizler tanığız/Bil- menin amansız mesuliyeti bu... Modern, pek modern/ cinayetlerin kokusu yayılıyor atmosfere. Nereye gideceğiz?/ Aya gitsek, galaksi değiştirsek de vicdanımızdan kaça- bilecek/ miyiz?/ insan yok artık!/ Vicdan, tannnın son sığınağı değilse onu da öldür- dük/demektir"(s.3O). Pınar Nurhan'ın metinlerinde modern ol- maktan kaçış olamayacağı ve tarihselliğin getirdiği sorumluluk bilinciyle "İnsan yok artık!" dizesi, bir çığlık olarak yükselir. Bir bakıma vicdanını kaybeden, onun sesine sa- ğırlaşan insan, hem kendi insanlığını hem de Tanrısını öldürmüş demektir. Bu du- rumda başkalannı ölaürmenin yolu da açı- lıp gitgide genişleyecektir. Bu bağlamda moderniteyle birlikte dünyanın büyüsünü kaybetmesi ve Tanrının ve bütün kutsal/ aşkın değerlerin öldüğü soylemi, sonuçta insanın da öldüğü söylemiyle birleşir. Bu ise yaşamımızın temelini oiuşturacak değer- lerin neler olabileceği sorusuyla bizi karşı karşıya bırakır. Ölüm kokan bir dünyada yaşamak ve insanın değerini savunabilmek için nihilizme bovun eğmemek gerekir. Bu bağlamda, başkalarının ölümünü düşüne- memenin, çağımızın bir bozukluğu olduğu- nu belirten Camus'nün vurguladığı gibi, in- san öldürmenin haklı olmayacağı bir dün- yaya duyulan ihtiyacın her geçen gün çoğal- dığını söylemek yerinde olur. insan günümüzde doğa ile uygarlık ara- sında içine düştüğü uçurumlarda bir çıkış yolu anyor. Nurnan'ın metinlerinde karşı- mıza çıkan sorular, yanıt arayışına bizi de dahil eder ve kendimizle yüzleşmemizi ister: "Patlamaya hazır bir egonun ateşli nefsini sizlere amiağan eden/ Tannnın vazgeçmiş- liğinden sıvrılıyorum ve kutsuyorum sizi/ Esas mesele şu ki, Tann mı sizden vazgeçti, yoksa siz mi/ vazgeçtiniz ondan?" (s. 49). Aşkın yaşamdaki yeri ve anlamı hakkında ise Nurhan şöyle der: "Hayat acıtır göğsü- nü/ insanın, insan olmanın çaresizliğiyle. Dirimin ölümc fırlattığı/ neşterdir; sızlayan yaralanmızın susturulmuş kesiğidir aşk/ Derin... "(s. 59) Söz konusu derinlik, aşkın "en masum çağunız" olmasından kaynakla- nır: "En masum çağımızdı aşk bizim. Sizler iffetinize sanlırken/geceleri, rüyalannızda yitirdiniz tasladığınız tüm/ masumiyetleri. En büyük günahımız aşktı bizim/ Yitirme- dik masumiyçti/ Yaslayayım başımı dudak- larına ölüm: Öp beni!/ Çek içine dirimin nefesini" (s. 16). "Koku" şiiri, son şiir olarak bir bakıma kitapta işlenen pck çok temanın bir özeti gi- bi. "Dünden bugüne düşmüş bir damla kan yanna/ akıyor sıcağıyla kinin.Yokluğun var- Iığa/ izdüşümü ise cinayet, umutsuzluk ka- yığının vurduğu iskele!/ insan önce kendini öldürür, sonra başkasını/ Cinayetin tözüdür bu. Kendin ölmezsen/ ölmez öteki de. Za- ten her cinayetle kendini sınar dirim/ Ha- des'le düellosuna yenik düşer böylece/ Her cinayet intihardır. Öldürendir ölen ve ölen- dir öldüren/ Kokusu kabr geriye" (s. 73). Felsefi ve mitolojik boyutlanyla da dikka- ti çeken metinlerin (düzyazı-şiirlerin), yer yer bireyin/ öznenin yaşantılanna ve bu ya- şantılann yorumlanmasına odaklanmakla birlikte, genel bir "insanlık durumu" nu çarpıcı metaforlar ve imgelerle dile getirdi- ğıni söyleyebiliriz. Nurhan'ın metinlerinde oldukça sert ve keskin bir söylemle hesap- laşmalar, sorgulamalar yöneltiliyor modern insana ve yaşama. Söz konusu sertlik ve keskinlik, insanı hiçe sayan ve ru- humuzu yaraJayan oluşumlara karşı ayakta durabilme- nin de bir yolu değil midir? • Modern Cina- yetlerin Kokusu/ Pınar Nurhan/Si- yah Beyaz Yayın- kn/83s. Bunalımın Kökenlerine Dogru "Ekonomi Politiğin İnsanı' JJ kim"dir? Btin Sarfatl mı diinün hangi kınlmalannda, hangi kopuşlannda gizll? n kökenlerine, felsefesine doğru bir yolculukla bunlann Izini sürmek... ulunan ipuçlanndan yola çıkarak yeni çıkış yolları aramak... eniden çıkmazlarda kaybolmamak... DERİN YAYINLARI * istanbul: Remzi Kitabevi-Nezih Kitabevi-D&R-Alkım-Kabalcı-lstlklal Ankara: Dost Kltabevl-Siyasal Kitabeyl Mersin. Adana. Izmir: Kitapsan C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1047 SAYFA 17
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear