23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
CMYB C M Y B 11 MART 2010 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13ekonomi@cumhuriyet.com.tr İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Köy Yanıyor... “Köy yanıyor, Babo taranıyor...” Ailenin sorumluluğu üstlenmesi gereken büyüğünü eleştiren bir Rumeli deyişi... Başbakan Erdoğan’a Dolmabahçe Sarayı içinde, üçüncü ofis yaratılmasına yönelik çalışmanın dün TBMM komisyonu gündemine gelmesi çoğunluk iktidarının yönetim kültürü, anlayışına yönelik çok çarpıcı bir gelişme. Konuşma üslubunda giderek artan bir dozda, “iktidar, güç bende, her şey benim irademde..” vurgulamaları öne çıkan Başbakan Erdoğan, geçici çalışmaları için koca İstanbul’da sayısız kamu alanı, yer yokmuş gibi giderek daha yayılmacı bir biçimde Dolmabahçe’ye yerleşiyor... İmajlar çağında Mustafa Kemal Atatürk’ün son nefesini verdiği, o tarihten bu yana sivil siyasetçilerin kullanımına açılmamış tarihi sarayda çalışmak, bir tür meydan okuma, padişahlık, güç gösterisi bilinçaltını mı içeriyor? İktidarın sadık yandaşlarından kimilerinin müstezi gülümsemelerini görüyor gibiyim... Yanıtım; “demokrasilerde, çoğunluk iktidarı olsa da bir başbakanın sabahtan akşama, her konuda, her konuşmasında ‘ben, ben; yaptım, ettim; dedim, talimat verdim, bakanımı gönderdim, kararımı verdim, istedim, istemedim, öyle olacak..’ birinci tekil şahıs, demokrasinin yasama, yürütmeye ilişkin tüm kurumlarının yetkisini üstüne almış üslupta konuşmaları sadece söylemde kalmıyor ki... Uygulamalarıyla sabit. Başbakan Erdoğan bal gibi de padişahlığa özenen bir diktatoryal yönetim üslubu ile iktidar icraatlarının yürütülmesinde başrolde..” olacak. Erdoğan’a Kral Faysal Vakfı’nın “İslama Hizmet Ödülü”nün veriliş töreninin fotoğraf karesi, doğrusu bu imaja destek veriyor. Yanında Cumhurbaşkanı’nın eşinin, kızının doğumu nedeniyle İstanbul’da 40 gün kalacağı haberi de yakışıyor. Lohusa kızının yanında ne bir fazla, ne bir eksik, 40 gün kalmak ne de olsa toplumsal töremize çok yakışıyor. Haber olarak bunun duyurulması da... Cumhurbaşkanımızın eşinin Köşk’e yerleşmeden önce dudak uçuklatan rakamlarda bir lüks restorasyon işine girişmesi, daha önce yine yüksek harcamalarla kendi zevkine göre donattığı Dışişleri Konutu’nda kalmayı yeğlemesi, sonra da Köşk’e yönetim olarak bağlı Dolmabahçe Sarayı’ndan bir sürü antika, tarihi eseri Köşk’e taşımaya kalkışması.. işin tuzu biberi... Evrensel bilimsel verilere göre ancak camları çatlatabilecek küçük şiddetteki bir depremde, kerpiç altında ölüme mahkûm ettiğimiz rekor sayılarla ölü, yaralı, canlı hayvan kaybı, binaların yerle bir olması ayıplı durumu yetmedi. Ülkemizde 35-40 yıl öncesinin ortaya çıkmış bilimsel sonuçlar karşısında artık köylerimizi kurtarmış olmamız gereken çamurdan yapılmış evler gerçeği, çok can acıtıcı bir yoksulluğu, çaresizliği, siyasi iradenin olup bitenlere seyirci kalması hallerini yansıtmıyormuş gibi toprak altından çıkan ölülerimizi bile doğru sayamamışsız. Erdoğan’ın bakanlarının ilk açıklaması 57 olan ölü sayısı, birkaç saat sonra 51’e indirilmişti. Dün 41 olarak düzeltildi. Gerekçesi inanılır gibi değil; kadının haklarının yerlerde, olmadığı ile ilgili bir durum. Kadınların resmi nikâhları olmadığı için ölüleri hem kocalarının hem de ailelerinin soyadları ile yazılınca, ortaya böyle bir garabet çıkmış. Nüfus kütüklerinden, kızlık soyadları ile son yazılım, çifte yazılımın düzeltilmesini getirmiş. Bu arada medyamız sıcak gündemi, ancak didik didik etme gibi bir alışkanlık edindiğinden, depremlere ilişkin yüz kızartıcı gerçeklerimiz bir kez daha unutulmak üzere yeniden çok çarpıcı öne çıkmış bulunuyor. Yani büyük Marmara depremi ardından gelen büyük vergi salması, ödediklerimizin karşılığında, hastanelerimizi, okullarımız çok değerli kamu binalarını bile kurtaramamışız. Erdoğan hükümetlerinin ikinci dönem güçlü iktidarlarında adı da değiştirilmiş olarak doğrudan bütçenin başka açıklarının kapatılmasında kullanılmakta. Deprem felaket senaryolarını en aza düşürmeye yönelik çalışmalarsa tümden rafta. Sonuç olarak bugünün verileriyle, dünya ölçeklerinde ancak cam çatlatabilecek şiddetteki deprem kent merkezlerimizde, hele de İstanbul’da olsaymış yere inecek kamu binası, hastane, okul sayısı, elbette bağlantılı ölü, yaralı sayısı dehşet senaryolarını aratmayacak boyutlarda. Sadece bilimsel çalışmaların sonuçları, bilim insanlarının açıklamaları olarak değil, Erdoğan’ın bakanlarının itirafları olarak da medya gündeminin ön sıralarında... Kriz, işsizlik patlaması bağlantılı patlayan kredi kartı borçları, nedenleri özel haber, araştırma konuları arasına girerken... soner@cumhuriyet.com.tr Açõklamalarda “artõk görüşme yapõlmadõğõ ve IMF heyetinin sadece rutin görüşmeler için geleceği” belirtildi Mayõsa kadar stand-by yok Ekonomik krizle karşı karşıya olan Yunanistan’da silahlanmaya ve Ege Denizi’nde yapılan askeri faali- yetlere ayrılan kaynaklar ciddi olarak sorgulanmaya başlanır- ken, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, ekonomik şartların Ege’deki ba- rışın bir kez daha önemini ortaya koyduğunu söyledi. Demirtaş, “Yu- nanistan’da savunma harcamala- rının tartışmaya açılması Oda ola- rak yürüttüğümüz, ‘Ege Denizi’nde savaş uçakları, uçmasın. Savaş uçak- larının sesi yerine martı sesleri duymak istiyoruz’ kampanyamızın ne kadar doğ- ru olduğunu gösteriyor” dedi. ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - TBMM Genel Kuru- lu’nda görüşmelerine başlanan Hal Yasa Tasarõsõ, hal vergi gelirlerinin yüzde 75’inin tüketim nok- tasõndaki belediye- lere aktarõlmasõnõ öngörüyor. CHP Antalya Mil- letvekili Hüsnü Çöllü, tasarõyla üretici iller üze- rinden Ankara ve İstanbul belediyelerine rant aktarõldõ- ğõnõ, AKP’nin kazanamadõğõ belediyeleri bu yolla ceza- landõrdõğõnõ söyledi. TBMM Genel Kurulu’nda, Hal Yasa Tasarõsõ üzerindeki görüşmelere dün de devam edildi. Tasarõnõn 8. maddesi, hal rüsum gelirlerinin yüzde 75’inin tüketim noktasõndaki belediyelere aktarõlmasõnõ ön- görüyor. CHP Antalya Mil- letvekili Hüsnü Çöllü, tasarõ- nõn ilk halinde bu oranõn yüz- de 50 olduğunu, ancak ko- misyonda değiştirildiğini be- lirterek “Bu değişiklik tüke- tim noktasındaki belediye- lere, üretici iller üzerinden rant aktarmaktan başka bir şey değildir. Sebze ve mey- ve üretiminin yoğun olduğu bölgeler, Akdeniz ve Ege bölgesidir. Antalya, Mer- sin, İzmir, Adana, Ispar- ta’dır. Şimdi bu iller üze- rinden tüketim noktasında- ki Ankara ve İstanbul’a kaynak aktarılacaktır. Ben Antalya’dan ürünü aldım, hale bildirdim. İstanbul’da ya da Ankara’da hiç hale sokmadan perakende sata- bilir ya da kendim kullana- bilirim. Ama bu belediyeler daha çok pay alacak” dedi. Tasarõnõn üretici ile ilişkide ve fiyatõn oluşmasõnda belir- leyici olan, daha çok hizme- tin sunulduğu üretici halleri- ni bitirme tasarõsõ olduğunu kaydeden Çöllü, “Bu tasa- rı, AKP’nin kazanamadı- ğı belediyeleri cezalandır- ma tasarısıdır. Bu tasarı borç krizine düşen Melih Gökçek ve Kadir Topbaş’a kaynak yaratma tasarısı- dır” diye konuştu. KİM NE DEDİ? Ekonomi Servisi - Yabancõ yatõ- rõmcõlara göre Türkiye’de ekonomik iyileşme açõsõndan umut yok. Yaban- cõ yatõrõmcõlar, iç siyasi bunalõmõ ulus- lararasõ yatõrõmlarõ en çok etkileyecek olumsuz gelişme olarak ilk sõraya ko- yarken, Türkiye’de uluslararasõ yatõ- rõmlarõn önündeki süregelen en önem- li üç engel, yüzde 57 ile ‘yasal çerçeve ve yasaların uygulanması’, yüzde 46 ile ‘kayıt dışı ekonomi’, yüzde 45 ile ‘vergi ve teşvikler’ olarak sõralandõ. Uluslararasõ Yatõrõmcõlar Derne- ği’nin (YASED) 120 üyesi arasõnda yõl- da iki kere yaptõğõ ‘Barometre Araş- tırması’na göre AKP hükümetinin önümüzdeki dönemde öncelik ver- mesi gereken üç konu yüzde 71 ile ‘iş- sizlik’, yüzde 66 ile ‘yapısal reform- lar’ ve yüzde 51 ile ‘sürdürülebilir büyüme’ oldu. Uluslararasõ yatõrõmcõlardan yüz- de 44’ü son altõ aylõk dönemde çalõ- şan sayõlarõnõn aynõ kaldõğõnõ, yüzde 34’ü azaldõğõnõ, yüzde 22’si ise arttõ- ğõnõ söylerken, önümüzdeki altõ aylõk dönem için bu oranlar aynõ sõrayla yüz- de 54, yüzde 17 ve yüzde 29 olarak ifade edildi. Uluslararasõ yatõrõmcõla- rõn yüzde 42’si, gelecek 6 ay içinde ye- ni yatõrõmlar yapmayõ düşünürken, üyelerin yüzde 47’si Türkiye’deki ekonomik büyümenin hõzlanacağõnõ öngörüyor. YASED Başkanõ Piraye Antika, si- yasi öngörülebilirliğin yatõrõmcõ açõ- sõndan önemli olduğunu vurguladõ. Antika, “Seçimlerin ne zaman ola- cağının tartışıldığı bir ülkede ya- tırım kararları vermek çok zor” dedi. Genel Sekreter Mus- tafa Alper de gelişmekte olan piyasalara sermaye akõşõnõn azalmasõ nedeniyle Türki- ye’ye doğrudan yabancõ ser- maye girişlerinin bu yõl brüt 7 ile 10 milyar dolar arasõn- da değişebileceğini kaydetti. Muhtaç değiliz İş Bankasõ Genel Müdürü Ersin Özince: Stand by’õ biraz yanõnõzda birinin destek durmasõna benzetiyo- rum. Demek ki desteksiz durabilecek bir forma geldik. Kaybımız yok Türkiye İhracatçõlar Meclisi Başka- nõ Mehmet Büyükekşi: Türkiye’nin IMF antlaşmasõ olmadõğõ için bir kay- bõ yoktur. Türkiye krizin en etkili ol- duğu 2009’da bile ödemelerde sorun yaşamadõ, bu yõl da yaşamayacak. Seçim işareti Anadolu Grubu Başkanõ Tuncay Özilhan: Programõmõzõ ona göre yapmõştõk. Piyasalarda da etkisi sõnõrlõ olacak. Seçim işareti olarak da yo- rumlanabilir. Sıkıntılı dönem geçti Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanõ Rifat Hisarcõklõoğlu: Krizin en sõkõntõlõ dönemini IMF’siz atlatmõş durumdayõz. Kendi imkânlarõmõzla zaten gidebiliyoruz. Yol haritamõz belli olduktan sonra problem yok. Bu bir milat İstanbul Ticaret Odasõ Başkanõ Mu- rat Yalçõntaş: Açõklamayõ Türk eko- nomi tarihinin bir miladõ olarak ka- bul ediyorum. Şu net bir şekilde or- taya çõktõ ki artõk Türkiye, IMF ile Stand-by anlaşmasõna gitmeyecek. Yeni çıpa şart Uluslararasõ Yatõrõmcõlar Derneği Başkanõ Piraye Antika: Uzun vade- de Türkiye önemli bir çõpayõ kaybet- ti. Yeni bir çõpa gerekiyor. Türkiye’nin bundan sonra uluslararasõ mali pi- yasasa güven vermesi gerekiyor. Dayanıklılık azalacak HSBC Stratejisti Fatih Keresteci: Pozitif bir gelişme değil. Bundan sonra dõşarõdan ya da içeriden ge- lebilecek hareketlere Türk piyasa- sõnõn dayanõklõlõğõ azalacak. Büyüme yavaşlayacak Yatõrõm Finansman ekonomisti Le- vent Durusoy: IMF olmamasõ ke- sinlikle büyüme hõzõnõ sõnõrlayacak bir gelişme. Dõş şoklara olan daya- nõklõlõğõ bir miktar aşağõ çekecektir diyebiliriz. Makro açõdan bir adõm geride kalacağõmõz da kesin. Ödemelerde sorun Turkish Yatõrõm Araştõrma Müdürü Mehmet Baki Atõlal: Orta vadede en- dekste 49 binlere doğru geri çekilme ya- şayabiliriz. Nedenlerden biri ödemeler dengesinde sorun çõkabilecek olmasõ. İç büyüme beklentileri de daralacak. IMF’ye üye ülkeler yõlda bir kez 4. madde çerçevesinde gözden geçirme yapõyor. Türkiye bu kapsamda son görüşme 2007 Mayõsõ’nda yapmõştõ. Şimdi de sadece bu toplantõ yapõlacak. Babacan, ‘Bizim Orta Vadeli Programõmõz işliyor. Stand-by’a ihtiyaç yok. Mayõsta duruma bakar, ona göre karar veririz’ dedi. Mali kural ve politikalarõn önemi eskisinden çok arttõ. ‘AKP, IMF’ye karşõ tavrõnõ oya tahvil etmek için stand-by’õn önünü kesti. Kararda seçim hesaplarõ ve siyasi etkiler de var” gibi düşünceler de yapõlan yorumlar arasõnda yer aldõ. Ekonomi Servisi - Yõlbaşõndan beri piyasalarda çeşitli spekülasyon- lara konu olan Uluslararasõ Para Fo- nu (IMF) ile imzalanacak stand-by ko- nusu sonunda netliğe kavuştu. IMF, Türkiye ile stand by görüş- meleri yapmadõğõnõ açõkladõ. Hazi- ne ve IMF’den yapõlan açõklama- larda, IMF’den bir heyetin, 24-25 Ni- san’da yapõlacak IMF-Dünya Ban- kasõ bahar toplantõlarõ ardõndan, ma- yõs ayõnõn ilkyarõsõnda 4. madde ile ilgili görüşmeler kapsamõnda Tür- kiye’ye geleceği belirtildi. Gelişmeler piyasada, “Artık orta vadeli ekonomik program (OVP) Türkiye’nin tek çıpası işlevini yüklenecek. Mali kuralın önemi arttı. Bu durumda mali politika- ların performansı her zamankin- den çok önem taşıyacak. Dış şok- lara karşı tepkiler daha sert gele- bilecek” diye yorumlandõ. Yorum- lar arasõnda, AKP’nin seçim önce- sinde, “Türkiye ekonomisi IMF’den bağımsızmış gibi bir gö- rüntü vermek istediği” de yer aldõ. Devlet Bakanõ ve Başbakan Yar- dõmcõsõ Ali Babacan,Türkiye-Ko- re İş Forumu’ndan çõkõşõnda gaze- tecilerin sorularõna karşõlõk, IMF ile bir stand-by anlaşmasõnõn gün- demde olmadõğõnõ, bundan sonraki ekonomi politikalarõnõn OVP kap- samõnda sürdürüleceğini söyledi. Babacan özetle şunlarõ söyledi: “Türkiye pek çok ülkeden fark- lı olarak kendi çıkış stratejisini açıklamış ve fiilen de uygulamaya başlamıştır. Geçen sene için koyu- lan hedeflerden daha iyi bir nok- taya ulaşıldı. OVP artık içeride ve dışarıda güvenilirliğini sağlamış bir program. Türkiye nasıl 2 yıldır bir IMF programı olmadan ama IMF ile yakın bir istişare ile ken- di programını götürdüyse, bundan sonra da bu şekilde yürüyebilir. Stand-by 192 IMF üyesi için sürekli açık bir kapı. Bu Türkiye için acil bir ihtiyaç, bir mecburiyet değil. Mayısta tekrar Türkiye’ye, dün- yaya bakacağız. Ne yapacağımıza o gün itibarıyla karar vereceğiz.” AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli de Reuters’a verdiği söyleşi- de, “geçmiş dönemlerde hükümet- lerin bu tür fırsatları oya tahvil et- mek için erken seçime gidebildik- lerini” ama seçimlerin “kesinlikle za- manında gerçekleştirileceğini” ile- ri sürerek “Bu tür gelişmelerin hiç- bir şekilde oya dönüştürme çalış- masına dönüşmeyeceğini” söyledi. Başbakan Re- cep Tayyip Er- doğan, stand- by görüşmelerinin kesilme nedenleri arasında “belediye gelirleri” konusundaki uyuşmazlığı da say- dı. Erdoğan, kısa süre içinde bir anlaşma imzalanabileceği yönünde ifadelerinin hatırlatılması üzeri- ne şunları söyledi: “Ben o açıklamamı yaparken başka bir şey daha kullandım. O da şuydu; bizim bu konuda ilkelerimiz var. Bu ilkelerimiz üzerinden herhangi bir taviz vermemiz söz konusu değil. Bir tanesini örnek olarak vereyim. Belediye gelirleriyle alakalı konu... Bununla ilgili yasa değişikliği de- nirse, bu bize dayatılırsa, biz bunu yapmayız. Buna benzer birçok konular olmuştur ki bunlarla ilgi- li olarak mutabık kalmadık ve bunlar stand-by anlaşmasını ortadan kaldırdı.” Bilindiği gibi 31 Ocak 2010 tarihi itibarıyla Hazine’nin vadesi geçmiş alacaklarının tutarı 9 milyar TL. Bunun 7.3 milyar TL’si mahalli idarelerin. Hazine’nin toplam alacak stoku ise 27.8 milyar TL, bunun 14.3 milyar TL’sini ma- halli idarelerden alacaklı. Borç stokunun yüzde 51.8’sini belediye alacakları oluşturuyor. ERDOĞAN BELEDİYELERİNE DOKUNDURTMADI 49 yõlda 50 milyar dolar kullandõk Yabancı da umudunu yitirdi Piraye Antika AKP Hal Yasasõ’yla cezalandõracakEge’de savaş uçakları uçmasın Türk Sanayicileri ve İşadamlarõ Derneği Başkanõ Ümit Boyner: Bu noktadan sonra da dõş finans- man Türkiye için üzerinde durul- masõ gereken bir konu. Dış finansman sorun 4. madde görüşmesi: Mayıstan sonra bakarız: Oya tahvil manevrası mı?: IMF Türkiye Masası Şefi Rachel Van Elkan ile Maliye Bakanı Mehmet Şimşek stand- by için yoğun çalışma yürütmüşlerdi. Ekonomi Servisi - Türkiye ile IMF ilişkileri 1961’de başladõ ve Türkiye’ye 49 yõlda 50 milyar do- larlõk kredi sağladõ. IMF ile şimdiye kadar 19 kez stand-by anlaşmasõ ya- pan Türkiye, bunlardan sadece son ikisini başarõyla tamamladõ. 30 Mart 1962’de IMF ile yeni bir düzenlemeye giden Türkiye’nin bu anlaşmasõ bir yõldan da az sür- dü ve 31 Aralõk 1962’de bitti. 15 Şubat 1963’te üçüncü stand-by’õna giden Türkiye’nin anlaşmasõ yak- laşõk dokuz ay sürdü. Dördüncü stand-by anlaşmasõ 15 Şubat tari- hinde başlarken bu anlaşma da 31 Aralõk 1964’te bitti. Türkiye, 1961’den 1970’e kadar her yõl, IMF ile bir stand-by ger- çekleştirdi. Anlaşmalar genellikle bir yõl dolmadan sona erdi. 1970’ten 1978’e kadar IMF’ye sekiz yõllõk bir ara veren Türkiye, bu süre içinde stand-by anlaşmasõ yapmadõ. Tür- kiye, 18 Haziran 1980’de ilk kez, IMF ile en uzun stand-by anlaş- masõnõ gerçekleştirdi ve bu anlaş- ma 17 Haziran 1983’te sona erdi. Türkiye, 1984’ten 1994’e kadar IMF ile stand-by düzenlemesine gitmedi. 8 Temmuz 1994’te yapõ- lan stand-by ise 26 Eylül 1995’te sona erdi. 1999’a kadar stand-by düzenlemesine gitmeyen Türkiye, 1999-2002 döneminde 17. stand-by düzenlemelerini gerçekleştirdi. 18. stand-by düzenlemesine 4 Şubat 2002’de başlayan Türkiye, 4 Şubat 2005’te bu anlaşmanõn sona ereceği tarihten önce Ocak 2005’te 19. stand-by’õna gitti. 19. stand-by’õn 2008’in mayõ- sõnda sona ermesinden bu yana Türkiye’nin IMF ile görüşmeleri devam ediyordu. Türkiye’nin IMF’ye olan yaklaşõk 8 milyar do- larlõk borcu, geri ödeme planõ için- de 2013’te sona eriyor. IMF’nin sağladõğõ esnek geri ödeme planõ nedeniyle borç geri ödemelerinde bir sorun yaşanmõyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear